31 Ara 2008
2009'a Girerken
Yiğido Gelmedi
29 Ara 2008
Dişi Aslanlar
Türk Futbolundaki Lanetli Futbolcu; Necati Ateş
28 Ara 2008
Yiğido Galatasaray'da
Aceliniz Ne Çocuklar
Tandoğan'ın Defteri Dürülürken
27 Ara 2008
Endülüste Raks
Ligin devre arasında Sivasspor'un golcüsü Mehmet Yıldız'ı renklerine bağlamak isteyen Galatasarayımız, bu oyuncuya karşılık takasta kullanmayı düşündüğü Necati Ateş'i ikna edemiyor.
adam Sandıklarımız ; Necati Bilgiç
Tapınak
İngiliz basını, Türkiye'de çok tartışılacak bir liste daha yayınladı... 'Bir stattan daha çok mabedi andıran' başlığıyla yayınlanan ve yaptıkları listeyle 'Dünyanın en iyi atmosfere sahip 50 stadı'nı belirleyen İngilizler'in, geçmişte Ali Sami Yen Stadı'nda gördükleri ortamın etkisinden kurtulamadığı açıkça ortaya çıktı. Milliyet.
Yarış devam ediyor, bakalım hangi gazete göğüsleyecek ipi. Ne yazık, insanlar doğruyu yazıyorlar diye sevinir olduk. İmbiklerden süzüp çıkaracakları daha neler var. Avrupa gazetesi Lincoln'e 14 asist yazarken, bizimki 11 e indiriyor. Geri kalanlar da olacak mutlaka, ürkütmek istemeyecekler Bokludere'deki kurbağaları. Geri dönülecek nokta aşıldı, her zamanki şiarımız şu dur ki- Galatasaray'ın oynayacağı en kötü maç, oynadığı en son maç olacaktır-.
Tapınak, en ürkütücü stadyumlarda yerini almış. Yani stadyum olarak çok kötü olmasına karşın babaocağı dillere de destan olmaya devam edecek. Kolay değildi, yıllara yayılan büyük mücadelelerden, devrilip giden nice takımlardan, tribünlere akıtılmış göz yaşlarından, kanlardan serpilip gelişerek büyütmüşüz tapınağı. Avrupa da ismini söyleyemeyen yok. Maç be maç ibadete gider gibi gittik. Ne varki bu sene son olacak. Bizde gelişen teknolojiye, endüstriye feda ediyoruz tapınağımızı. Artık Aslantepe'nin adını sanını en azından Sami Yen'in yarısı kadar duyurmamıza ömrümüz vefa edermi bilinmez.
Ne kadar duygu katılacak yeni stadyuma, mabetten stadyumda oynamak nasıl bir şey. Tapınak ta bağırmakla, ağlamakla stadyumda bağırmak, ağlamak aynımı. Kimler gelecek aramıza, biz 20.000 kişiydik bu takımın dünya üzerindeki öncü birliğiydik. Kontenjan arttı iki misli taraftara daha ihtiyaç var. Gelenlerin asimile olması ne kadar zaman alacak. Kaç ömür geçecek, kaç nesil bitecek Aslantepe efsanesinin Dünya'ya yayılması için. Sadece galibiyet yetermi, o tribünlere duyguları, desibel desibel gırtlakları kimler yırtacak. Haykıranlar seslerini duyurabileceklermi.
Ali Sami Yen'den uzaklaşma menzili yaklaştıkça, takımla aram açılıyor gibi sanki çocuklar. Hiç şüphem yokki yeni stadyumda eski ben olamayacağım. Bunu Olmpiyat Stadında 1 sene boyunca yaşadım. O stadyumda dolu dolu hiç bağıramadım. Ne kadar görkemli olursa olsun yeni stadyuma benim alışmam çok zor. Yıllarını geçirdiği gecekondusunu müteahhite vermiş de modern bir binaya taşınmış bir baba gibi olurum herhalde.
Ben kapalının koltularının yaslandığımız incecik plastiklerinde omuz omuza çekmeyi çok ararım. Elveda Sami Yen diyen en son Galatasaray'lı ben olmak istiyorum.
26 Ara 2008
Maskeli Balonun Kirli Yüzleri
Bekle Bizi Aslantepe
Salkım salkım sallanacağız tribünlerinden. Bayraklarla donatacağız dört bir yanını. Şarkımız bile hazır Aslantepe. Bu sene sonuna kadar Dünyadaki bütün Galatasaray'lılar öğrenip, makamında söyleyecek. Hangimiz gelirsek gelelim burçlarına çıkıp ''bize her sevdadan geriye kalan sadece Galatasaray'' diye haykıracağız. Yıllardır haramiler başımız kakmışlardı, kaldırımı çalarak yaptıkları stadı, haramilerin saltanatını da yıkacağız. Bir tek beton yığını kalmıştı bizden önde oldukları. Bu senede bekar gezsinler bakalım.
Şimdiden organize olmak lazım. Olimpiyat stadına yerleşmek kolaydı. Sahaya çok uzak olduğundan tribünler, Ali Sami Yen'deki gibi konuşlanmıştı. Burası farklı, kale arkası en önemli tribün olacak. Şu anki Kapalı ve Alpaslan Dikmen tribünü kale arkasına yerleşmeli. Tezahüratçılar olanağı oranında kapalıya doğru kaymalıdır. Tribünlerin tamamında 2 kat loca olduğu düşünülürse alt üst tribün kombinasyonunda kopukluk olabilir. O yüzden şimdiki klasik 2-3 bin kişinin söylediği tezahüratlardan vazgeçilmelidir.
50.000 kişinin maç seyrettiği stadyumda her kese aynı tezahüratı maç anında söyletemezsiniz. Top rakipteyken ıslık, top bizdeyken kolay söylenen gaz verici tezahüratlar yapılması lazım. Maç başı üçlüsü devam eder, klasik olmuştur. Alt tribünle, üst tribün karşılıklı tezahürat yapar. Maç koptuğu zaman sonlara doğru, ya da yenilsek bile teselli ve bağlılık gösterisi bizim peşindeyiz şarkısıyla son düdük beklenir.
Bu stadyumda her büyük maç mutlaka kareografi yapılmalıdır ve mutlaka ve mutlaka her maç aynı forma giyilmelidir. Amsterdam Arena Stadının elle yapılan maketi var, ben yapmıştım. Şimdiden Aslantepe stadının maketi yapılıp satılmalı, taraftarı heyecanlandırmalılar.
Sonlara doğru kim bilir neler icat edilir, ben bir kaç blogta stadın resmini gördüğüm için eksik kalmayayım dedim sadece. Bizim gibi ''bir baba hindi''yle taraftarlık hayatını başlatmış Galatasaray'lı sizlere akıl verecek değil. Ben zaten bu sene taraftarlıktan emekli olup seyirciliğe terfi ediyorum. Sizlerin tam karşınızdan bir koltuk alabilirsem çekirdek mekirdek te istemem hani. Meraklanmayın maç başı üçlüsünü çeker, maç sonu peşindeyiz şarkısına katılırım.
25 Ara 2008
Futbolu Sevdirenler;Uğur Tütüneker
222 lig maçına çıkıp 40 gol atmış, attırdıkları sayılamamıştır. Resimdeki maç Neushatel maçıdır. Şu resimdeki konsantrasyonu, o maçın tarihe geçeceğini maçın başında söylemiştir zaten.
En Kötüsü Lincoln
24 Ara 2008
Emre İle Emreciksin
Peşindeyiz
Yakında bilmeyen kalmaz, makamınıda oturttukmu işte yıllardır beklediğim tescilli Galatasaray şarkısı. Kimse söyleyemez, taklit edilemez. Liverpool'un asla yanlız yürümeyeceksin şarkısının aynısı olur. Klasik olur maç biterken sonuç ne olursa olsun söylenir. Evet tam maç biterken takımı yollama şarkısı olur bu şarkı. Eğer yenmişsek teşekkür, yenilmişsek bağlılık şarkısı olur gider. Bayraklar, atkılar açılır ünü dünyaya yayılır.
Mümkün olduğunca fazla taraftar en kısa zamanda öğrenmeli ve tribünlere taşımalı şarkıyı. Kim bestelemişse, sözleri kimden çıkmışsa helal olsun. Gelecek nesillerin Galatasaray'lı taraftarları sizi minnetle, şükranla anacaklardır.
Giden her sevgilinin ardından hep biz olduk el sallayan....Haykırsak duyarlar mı sesimizi? Hangi sevdadan galip çıktık ki!...Yürüyoruz sessiz ve kederli Nevizade geceleri. İnletiyoruz hep çıkışında İstiklal Caddesi'ni...Boşuna çekilmedi bunca çile, içiyoruz gündüz geceHaykırdık ama duymadı hiçkimse peşindeyiz heryerde!Zaten aşklar hep yalan dolan. Sonu hep acı hüsran...Bize her sevdadan geriye kalan; sadece GALATASARAY...cimbombomum cimbombomum canım feda olsun sana, hiç bir şeye değişilmez senin sevgin bu dünyada
Taarruz Geçti
23 Ara 2008
Kaptan
Maçın Tartışmamalı Pozisyonları
22 Ara 2008
Son Dakikada 1 Gol Yeseydiler
Metin'e Tokat
21 Ara 2008
Hakan Şükür'ün Tek Bacağı; Galatasaray 4-Bjk 2
20 Ara 2008
adam Sandıklarımız ;Metin Tokat
El Klasiko
El Clasico'yu hala seyrediyoruz, bizim için maç bitmedi. Ama bizim el klasiko vakasında televizyonu kapattık. Altan Tanrıkulu görmüş, Önder yerine gittiğinde Volkan golü nasıl oldu diye sorunca sağ kolunu işaret etmiş. Yazıklar olsun ki önceki el, kol vakasında Önder sahadaydı, maçı Fener 2-0 geriden Aykut'un öküz gibi tren geçişini seyrederek maçı oluruna bırakmasıyla 4-2 kazanmıştı. Kazanmıştı lafın gelişi, futbol tanrıları yukarıdan seyrediyordu, sırat köprüsünü Denizli'de kurmuşlardı. Yıllarca unutamayacakları bir azap verdiklerini düşünüyorlardı totemler. Kime ders vereceksin bu ülkede. Sporcuda ahlak yoksa hakem ne yapsın. Fenerbahçe'li Davut gol atıyor, topa en yakın kaleci 1.5 metre içeri düşmüş topa gol demiyorsa hakem ne yapsın.
Konya gol atmış(başka kanaldayken gol yazınca tekrar 77 ye basıp golü izledim) top ikinci defa Fenerbahçe ağlarından dışarı çıkmış.(birinciyi yazmaya gerek yok). Fenerbahçe'li futbolcular gol değil diye itiraz ediyor. Hakem ilk yarıdaki pozisyona kafayı takmış olsa da bu golü acabamı diye vermese ne olacak.(ben çok isterdim avut vermesini). Yani ağ olmasa göz görmüyormu çerçeveyi. Bizim mahalle maçlarında ağmı vardı. Acaba bizim gollerin çoğu güme mi gitti. Hiç biri gitmemiştir. Golse goldür, en azından yiyen kaleci doğruyu söyler. Volkan yumurtlamış, top hakemin esas yapması gereken şeyi yapmamasıyla, (ağları yalandan sallamış, üşenmiş) topun delikten dışarı çıkmasını ganimet sanmış can havliyle itiraz ediyor.
Sıkıldım, hepimizde var aynı illet. Şu nalet olası maç kazanma primi yüzünden, kazanmak için her yol mübahtır felsefesinden, sahrekar sporculardan çok sıkıldım. Evvelki sene Sivas maçında oyunun durduğunu sanan Sivaslı futbolcu ceza sahasında topu eline alınca penaltı kazanmıştık. Penaltıyı utanmadan Ümit Karan atmış, birde utanmadan sevinmişti. Yani hastalık bulaşıcı, sahtekarlık hastalığı. Bakalım ilk kim taburcu olacak.
Kaleci Santsciz'in geçen hafta yaptığının daha ağırını yapıp yumruk atacak, gerekirse atılacak ama bir insanlık dersi verecek biri daha lazım. Hatta bir tane yetmez, her maçta sahtekarlık yapan futbolcuya gerek kendi takımından, gerekse karşı takımdan tepkiler gelecek, yüzüne tükürülecek, aldığı prim haram edilecek, dışarda kendisiyle arkadaşlık edilmeyecek, sahtekar futbolcular takip edilip gerekirse milli takıma bile alınmayacak, televizyonlarda pozisyonu gören söyleyecek.... bunun gibi onlarca yaptırım.
Düzelir mi? peki, düzelmez, biz kendimiz söyler kendimiz dinleriz. Bu sahtekar düzende futbol mu dürüst olacak. Her şeyimiz doğru da futbolumuzmu eğri. Her zaman söylerim biz bir garip çingeneyiz, nemize gerek gümüş zurna. Oturun el klasiklerimizi seyredin, gök tanrıya dua edin bize denk gelmesin.
19 Ara 2008
Langırt
Efsane Sizin Olsun Destan Bizim
18 Ara 2008
Efsane 11'in Efsane Futbolcusu; Arda Turan
Bir Beşiktaş Tramvayı
Biletiks İcat Oldu Mertlik Bozuldu
Lige Balans Ayarı
15 Ara 2008
Boyalı Basın'ın Sevgili Ertuğrul Özkök'ü
Eski Tüfek Derki; Peruk Düşer Kel Görünür
Küfürü severim, hakkını verip yapanı da. Ama edilen adamın da önemi büyüktür, edenin vurgusu kadar. Küfürün estetiği çok önemlidir. mesela hakkını vererek söylenen "uleeyn!" bile değme küfürden estetik gelir kulağa. Hakaret değildir zaman zaman. Uyarıdır, sitemdir, cuk oturmasıdır düşünülenin.
Şahane bir maç izledim Cumartesi. Sonra bu adamları düşündüm. Eleştiri bab'ından bir küfür dizgesi sıraladım.
Raul orta sahada yapılan bir faul ile eli ile sarı kart işereti yaptı. Sahanın onca güzelinden bir güzel hakem vardı. Dönüpte bakmadı bile. Vay! dedim "Anuna koyiiim" bizi kandırıyor bu ibneler. Öyle ya "basacaktı sarıyı", öyle öğretmişlerdi bize bu "ibiş"ler. Ama adamda tık yok. "Ulan" dedim kendi kendime, "El Clasico'daFİFA kurallarına yamuk ha?" Sonra da düşündüm lan bu Raul çıkarsa lezzet nerede kalacak. Bu herifi seyretmek isteyen gözlere ne olacak? Neyse, Real'in kalecisi sinirleniyor kale içinde bin türlü küfür bela okuyor korner atılırken hakeme. Kafamda oynatıyorum,ileri geri sarıyorum. Hakem umursamıyor bile. Ne olacak şimdi. İyi ki Uğurcuum yok orada. Sarsak ileri geri 30 sarı 10 kırmizi var. Bir sürü kelam, bir sürü bela küfür.
Sahada herkes oynuyor, herkes harika futbolcu. Ama bir Puyol var ki bayılıyorum ona. Sonra Filipescu aklıma geliyor, adamın anasını bellediler. Ne hayvanlığı ne vahşiliği kaldı kovdular buralardan. Ulan diyorum Puyol "Edirne'den bu tarafa gelen Puyol'un anuna koyayım". Öyle ya rastlarsın bir yüzbaşı eskisine ya da çavuş bozuntusuna ömrünü çürütürsün. Vay anasıni be! İspanya'da Barcelona gibi takımın yıkılmaz kalesi olacaksın. Burada olsan maymun!
Nerede yaşıyoruz biz yav?
Bay Bülent neymiş? Korteks önemli imiş...
İlkel beyin herkeste var çünkü. Ta "homo-sapiens" ten bu güne. Ama korteks?...
Çetin
14 Ara 2008
Bu Pezevenk Eski Hakemler, Cim Bom Bom'dan Ne İster
Taraftarı bir kızarsa analarını........Nerde bir halk düşmanı varsa teşhir ve tecrit edelim arkadaşlar.