11 Ara 2013

Burası Cehennem; Galatasaray 1-0 Juventus

Bu bir maç yazısı değildir.

Bu, 2 gün süren finalin, şahidi, neferi, her biri bir kahraman olan, Büyük Galatasaray Taraftarının, ileride çocuklarına, torunlarına anlatılmak üzere yazdığı bir destandır. Ne mutlu bizlere ki, Neuchatel maçında Sami Yen'de, Arsenal maçında Parken'de burçlara diktiğimiz Büyük Galatasaray sancağını, gelecek nesillere vukuatsız teslim ettik. Kutlu olsun,

Ölüm grubuna düştüğümüz kura çekiminde hepimiz hesap yapmıştık. Son maç final maçı olacaktı, yeter ki maçı Cehenneme getirebilelimdi. Ve bugün o mübarek Ali Sami Yen kapalısı, Arena'yı da mübarek bir Galatasaray stadına dönüştürdü. Artık Arena, adıyla değil, göbek adıyla Cehennem namıyla anılacaktır. Ne kadar övünsek azdır.

Başta Türk Futbol Federasyonu, onun da başında motor sanat terk kadro mühendisi, onların güdümündeki Türk Spor Medya şebekleri ve en acısı da prostatlı Galatasaray fosilleri, hepinize geçmiş olsun. Sizin sevgili takımınızın kar topu oynadığı dakikalarda, ne suç işleyip de düşmanı olduğunuz bu yalnız takım, Dünya üzerine dağılmış milyonlarca seveninin öncüsü büyük taraftarıyla bütünleşen ASLANlarıyla bir savaş veriyordu. Hiç biriniz maça bile gelemediniz. Galatasaray tarih kitapları, bu büyük muharebeyi kanla irfanla kazananları yazarken, Sarı Ejder'in topu ağlara gönderdiği an ki mahvoluşunuzu da unutmayacak.

Maçtan sonra, sahanın kahramanı Gökhan Zan'ın konuşması başlı başına bir destandı. Boğulursak büyük denizde boğulalım dedi, biz UEFA ligi takımı değiliz dedi. Aslında leşimiz o turnuvayı oynayacaktı. Onların dirisi, o turnuvayı bile televizyondan seyredecekti. Bizim dirimizin kim olduğunu, Ümit Burnu'ndan Sibirya Bozkırları'na kadar bir kere daha gösterdik.

İnsan sıcağı sıcağına anlamıyor, çocuklar bu zafer en az Uefa kupası finali kadar yaldızlıdır. Bu gün bu maçta olanların taşıyacağı onur, Galatasaraylı olmanın saygı doruğudur. Bugün bu büyük zaferi kazandıran şey futbol değildir, unutturulmaya yüz tutmuş Galatasaray ruhudur. Sezon başında Galatasaray'a kurulan tuzaktan kurtuluş maçıdır. Aslında onlar haklıdır, tuzak aslana kurulurdu, kurdular. Öküze tuzak gerekmezdi, başı boş bıraktılar. Her büyük takım gibi sıra Juventus'taydı, yaralı aslanın gazabından kurtulmak için 1 saatlik zaman dilimini yatarak geçirmeye uğraştılar.

Galatasaraylılık budur, umut kesmemektir. Bir imajdır, yol göstericiliktir. Galatasaraylılık, saygıdır, vakurluktur, yüzyılda oluşmuş haslettir. Ali Sami Yen'lerden, Metin'lere, Hagi'ler'den Arda'lara, Arda'lardan Drogba'lara, bugünün öğleden sonrasının soyunma odasından sonsuzluğa akıp gidecek olan harstır.

Galatasaraylılık teslim ol çağrılarına ateşle cevap vermektir.

Biz hayatta en çok seni sevmedik, sadece seni sevdik.