Ağustos-Eylül: “Bu sene bizim senemiz!”
Transfer döneminin hareketliliği ve hazırlık maçlarındaki coşku, taraftarları umutlandırır. "Kadromuz taş gibi, bu sene fark atacağız!" söylemleri tribünlerde yankılanır. Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi maçları nedeniyle lige biraz yavaş başlaması da bu iyimserliği körükler.
Ekim-Kasım: “Hakemler bizi doğradı!”
Ligin ilk zorlu deplasmanında puan kaybı yaşanır. Hakem kararları tartışılır, penaltılar gündem olur. "Bu hakemlerle işimiz zor" yorumları, sosyal medyada trend olur. Galatasaray'ın derbiden galip çıkmasıyla taraftarlar arasındaki tansiyon yükselir.
Aralık-Ocak: “İkinci yarı başka olacak!”
Devre arasına girilirken Fenerbahçe yine Galatasaray’ın birkaç puan gerisindedir. “Erken form tutmanın bir anlamı yok, asıl maraton şimdi başlıyor” denir. Galatasaray ise puan farkını açmaya başlar, ama henüz ümitsizlik hakim değildir.
Şubat-Mart: “Kumpas var!”
Galatasaray, deplasmanda farklı bir galibiyet alır. Fenerbahçeliler bunu "ligdeki yapının açık göstergesi" olarak yorumlar. Birkaç hakem hatası daha eklenir, gündem yine “büyük oyun” olur. Taraftarlar sosyal medyada örgütlenir, dekoder iptali çağrıları tekrar gündeme gelir.
Nisan: “Bu sene olmadı, seneye kesin şampiyonuz!”
Matematiksel olarak şampiyonluk şansı sürse de içten içe taraftarlar teslim bayrağını çeker. Başkan ve yönetime “geçmişteki hataları” hatırlatan eleştiriler yükselir. Ancak yeni sezon transfer söylentileri ile umut yeniden yeşerir.
Mayıs: “Galatasaraylı komşuya mesaj atmayın!”
Galatasaray, görkemli bir şampiyonluk kutlaması yaparken Fenerbahçe taraftarı ekran başında bu başarıyı izler. “Seneye görüşürüz” diyerek bu sezon da bekleneni veremeyen takımı affetme moduna geçilir.
Fenerbahçe taraftarının bu sezonki hikayesi de, geçmiş yılların bir tekrarı gibi duruyor. Ancak umut hiç tükenmez; her bahar, yeni bir başlangıç vaat eder. 🌿