26 Ara 2009

İlk Yarı Karneleri Dağıtıldı,



LEO FRANCO; 6

Arjantin'li, teknik, adının Aslan ve akıllarda kolay kalması sebebiyle, kafadan 2 kanaat not almıştır benden. Yıllar geçse de adı unutlmayacak olandır. İpten aldığı, ve ipe götürdüğü somut bir maç olmadı. Beklenenden çok daha fazla gol yemesine karşın, yediği gollerin çoğunda hatası yoktu. Önünde oynayanlarla gözü kapalı oynayacağı maçlara çıkarsa yiyeceği gollerin sayısı azalacaktır. İkinci yarıda çok daha iyi olacak, ben ondan gol bile bekliyorum. Ufuk'un performansını bilmiyor, Aykut'un biliyorum. Kalenin bankosudur.

SABRİ SARIOĞLU; 7

Bu sene futbolunun üstüne koyan, kendini aşan tek futbolcumuz olmuştur. Taraftarlığının verdiği gazla gereğinden fazla olan agresifliği, yerini, olgun sakin bir yapıya bırakmıştır. Duran topun başında pek göremedik, taca giden şutunu da seyretmedik. Yaptığı ortalarda gözle görülür bir isabet ve kalite var. Sağ kulvarda Keita ile beraber oynadıklarında kapalının önünde uzun zamandır göremediğimiz şeyleri gördük. Yolu düzgün, takımın bankosu.

SERVET ÇETİN; 2

Kaleciyle ve yanlarıyla olan uyumsuzluğu geçen sezondan daha beter bir şekilde devam ediyor. Takımın en çok isabetli pas yapan, en çok faul yapan, hiç sarı kart almayan futbolcusudur. Bu veriler bana berbat bir sezon geçirdiğini göstermektedir. Defans oyuncusu sarı kartlık bir hareket bile yapmamış demektir. Bırakayım girsin hesabı. Yaptığı risksiz, gereksiz geri ve yan paslar isabetli pas oranını yüksek tutmuştur. Maç sonu istatistiklerinde en çok koşanlarda ilk 5 de yeri vardır her zaman. Boş koşular, 20 defa kornere, serbest vuruşa gitse gidiş dönüş 2 km. yapar, herkesi kandırır beni kandıramaz. Benim derslerde kopya çekmek yok. O kadar kafaya çıkıp 1 tanesini bile isabet ettirememiştir. Benim gözümde sınıfta çakan bir futbolcudur. Sınıfın kalitesini düşürmektedir.

GÖKHAN ZAN; 2

Aslında 1 verecektim ama sakatlandı çocuk. Yazık düşene bir tekme de ben atmayayım. Beşiktaş'tayken bizim maçlardaki en güvendiğim futbolcuydu. Kayarak, yatarak topa girme özürlü, ya da yere düşerse kalkamayacağını bildiğinden hiç girmiyor. Topu oyuna sokma becerisi sıfırın da altı. Tek hüneri, timsah gibi hareketsiz durup rakibe arkadan uzun bacağını uzatıp topa dokunabilmesi. Dokunduktan sonrası allaha kalmış. Çoğu rakibe, orta sahadaki futbolcuların yükünü artıran kazma beklerden diğeri.

EMRE AŞIK; 7

bu yüksek notu oynadığı maçlar için değil, oynamadığı maçlar için verdim. Çünkü biliyorum ki, oynamadığı maçlarda eğer oynasaydı, belki daha yüksek puan alacaktı. Göklerin hakimi, kayarak topa girme riskini alabilen, başıma bir şey gelir, atılırım, kadro dışı kalırım kaygısı gütmeyen, sınıfın kabadayısı, hamisi, racon kesicisi. 50 yaşına kadar takımda kalsa itirazım olmaz.

HAKAN BALTA; 4

Takımın en sorunsuz bölgesi idi sezon başlarında sol kulvar. Geçen sene dökülen takımda yüksek notla sınıf geçen bir öğrenciydi. Güçlü fiziği, dikine attığı paslar, duruşu, heybeti, futbolu akılla oynaması sınıfta olması gereken öğrencilerden biri yaptı kendisini. Fosur fosur sigara içmesi ilerde başına iş açar, bizi ilgilendirmez ancak şimdilerde ciğere sorun yaratıyor sa alırız elimize cetvel, aç avucunu deriz. Soyadınla özdeşleşme diyorum kendisine, Caner son derslerde tahtaya Hakan'ın ismini yazmış ve yanında da yıldızlar çoğalıyor, haberi olsun.

UĞUR UÇAR; 5.5

Fazla bir şey diyemiyoruz öz evladımıza. Büyük bir sakatlıktan çıktı, sakatlığını unutup, oyuna devam etmesi kolay değil. Futbolunu geliştirmiş Sabri'yi yerinden oynatması da zor. Ancak, baş öğretmeni Surinamlı'nın olduğu bir sınıfın, her zaman çalışkan öğrencilerinden biri olacaktır. Yanlız okul olmadığı zamanlarda takıldığı yeri değiştirip, nargile içmeye ara verse kanaat notumuz artacak. Olur ya, öyle bir sınava girer de, tam sırat köprüsünde kalırsa işte o zaman Fenerbahçe'deki Melita kafede görünmeseydin kardeş deriz, bizden uyarması. Şu an taşıdığın ciğerler senin değil, biz senin ciğerlerini formayı taşıdığın sürece kiralamışız unutma sevgili kardeşim.

MUSTAFA SARP; 6.5

Geçer not vermemizin ilk sebebi, başlangıçta bu kadar oynayacağını tahmin etmediğimizden olmuştur. Hiç birimiz sınıfın esas oğlanı görmemiştik kendisini. Daha fazla not verecektim, yarım puanı son maçlardaki geri vitesi dolayısıyla kırdım. Aşırı heyecanlı, her topta olmak istiyor, yediğimiz gollerde duruş hatası var. Çabuk pas trafiğine giremiyor, şutlar isabetli değil. Yan ve geri pas yüzdesi yüksek. Galatasaray'ın gelecek yıllarda banko futbolcusu olmaz. Sanki sezonu kurtarmak için oynatılıyor gibi, diken üstünde 11. futbolcu olarak takılıyor. Topu oyna iyi sokan bir stoperle oynasa çok daha verimli olacak. Sınıfın iyi öğrencilerinden. Yıllığa adını yazdırması için çok daha önemli işlerde imzası olması lazım.

MEHMET TOPAL; 5

Her geçen yıl notunu düşüren bir öğrencimiz. Sınıfa aynı türden bir öğrenci geldiği için dengesinin bozulduğu görüşündeyim. Yurt dışına transfer( yurt dışı ne demekse anlamam ya?) söylentileri, sınırlı zekasını allak bullak etmiş olabilir. Futbolunu ilerletemiyor, yeteneği olmasına rağmen çok az şut atıyor. Takımda banko futbolcu olmaması, tedirgin oyun oynamasına neden oluyor. Surinamlı'nın eski günler hatırına oynattığını, yerine birini monte ederse ilk vazgeçeği futbolcu olduğunu düşünüyorum. Düşündüğümü de yazıyorum. Ben dışardan bir müfettiş olarak sınıfta Mustafa Sarp ve Mehmet Topal'dan birinin gereksiz olduğunu, hangisi fazla para ediyorsa satılması görüşündeyim. Bana sorarlarsa kanaat notumu Topal'dan yana kullanacğımı bilmesini isterim. Ne de olsa emeğimiz ona çok fazla geçmiştir. Sevgi emektir.

BARIŞ ÖZBEK; 6

Hakem maçı yarım saat uzatsa farkına varmayacak oyncumuzdur. Maçtan sonra bir maç daha maç oynansa Dünya Karmasında direk oynar. Kafası kopuk tavuk misali dengesiz bir yıpratıcıdır. Kendine aşırı güvenir, şut taca gidecekse bile vuracaksa vurur. Her girişi ölüm tehlikesidir. Sarı kartı varsa o saniyede oyundan alınması gerekir. Nerde oynatırsan oynar, aşırı enerjiyi kontrol altında tutabilecek bir hocası varsa ki- Surinamlı'ya bu konuda inanıyorum- gelecekte vazgeçilmez bir futbolcu olacaktır. Maç kadrosunda her zaman yeri vardır. Sonradan oyuna girdiği dakikalarda takıma katkıda bulunur. Gol yememek istediğin dakikaların imdat futbolcusudur. Benim güvendiğim adamlardandır, savunma hattının neferlerindendir. 2. yarıda çok daha fazla maç oynayacaktır.

AYHAN AKMAN; 3

Bu notu içimiz kan ağlayarak veriyoruz. Kaptanımıza, eski günlere, anılara saygımız sonsuz, ama ne yazık ki notumuz bu öğretim yılını kapsıyor. Kaptanlığının alınması ister istemez moralsiz yaptı kendisini. Dolayısıyla da formunu etkiledi. Çok formsuz, bu yüzden sorumluluk almıyor, geri pas vererek günü kurtarıyor. Menzilin sonuna yaklaştıkça ayrılık marşları çaldıkça hüzün kaplıyor dört bir yanı. Ama, Ayhan Ayhan'dır. Toparlar kurtarır kendini. Olur bir büyük maçı tek başına kopartır, bütün bir sezonu kurtarır. Kredisi kolay kolay bitmez. Surinamlı'da bizde vaz geçmeyiz. Bırakma kendini Ayhan.

AYDIN YILMAZ; 1

Bu yılın en büyük hayal kırıklığı olmuştur benim nazarımda. İlk çıktığı maçta vardım, son çıktığı maçı seyrettim. Poker suratlı çocuk, özel hayatında sorun olduğuna eminim. Arda'nın çalım atmasını ondan öğrendim dediği biri, 4 yılda 5 hocanın kendisine şans verdiği futbolcu kötü olamaz. Vitesi 2 den 5 alır, en kısa mesafede en çabuk hızlanan entersan bir futbolcudur. Çelimsiz bacaklarına rağmen inanılmaz sert şut atabilir. Ruhsuz, motivasyonsuz, umarsız bir stili var. Bence her şeye sıfırdan başlatmak lazım. Şimdiye kadar ki Aydın unutulacak, yok sayılacak, yeni öğretim yılında, sınıfa yeni katılmış öğrenci muamelesi yapılacak. Surinamlı'nın tornasından geçecek, saç stilinden, kıyafetine, takıldığı mekandan, takıldığı arkadaşlarına kadar her şeyde köklü bir devrim olmadan Aydın'dan cacık olmaz. Ha dediğimiz olur da cacık olursa, ben Barış Manço gibi hıyar olmaya razıyım. Aslantepe'yi yerinde oturtmaz. O halde fal bakalım kendisine. Ya takımın unutulmaz futbolcularından biri olacak, ya da Bank Asya'nın sıradan takımlarından birinin sıra altı futbolcularından biri.

ELANO BLUMER; 6

Tam notları yükselteceği, bildiği derslere sıra geldi, karneler dağıtıldı. Her Brezilya'lı futbolcu gibi futbolu bilen, tekniğiyle oynayan, ayağıyla beyini arasında fazla mesafe olmayan futbolcumuz. Brezilya milli takımının bankosu olarak gelmiş ve hala aynı görevdedir. Dünya'nın en büyük milli takımında Dünya Kupası maçları oynayacaktır. Top, 10 pasla, 5 adamla kat edeceği mesafeyi Elano'yla tek pasla kat etmektedir. Hücumun yığıldığı bölgeden, ters tarafa, geriden gelenin boş alanına topu aktararak en seri şekilde oynu yönlendirebilmektedir. Duran top ustasıdır. Takımdaki futbolcuları tanıdıkça üstüne koyacaktır. Galatasaray isminden, Avupa maçlarında ürkülmesine katkısı olacaktır. İkinci yarının ilk maçlarında büyük futbol bekliyorum, ligin sonlarına doğru ise, Dünya Kupasını düşünmesi dolayısıyla temkinli oynar diye de endişeleniyorum.

SABANI NONDA; 2

Şampiyonlar Ligi finali oynamış bir futbolcu için kötü demek, insafsızlık gibi. Ne var ki adam sakat, adeleleri o sıkı, heybetli vücudu zor taşıyor. Onun için yedek kalmayı dert etmiyor. Baros'un sakatlanmasına çok üzüldü. Foyası ortaya çıktı. Nonda'nı ayaklarında demir var, koşamıyor. Topu saklıyor diye övüyorlar kendisini. Ben ise sakladığı için kızıyorum. Topu niye saklasın ki? Açıkta olacak, hepimiz göreceğiz. Topla buluşamama ustası. Dikkat edin, geçmiş maçlara denk gelirseniz izleyin top nereye girmeyecekse Nonda orada siper alıyor. İlk geldiği sezondan daha iyi bir sezon geçirmesi imkansız. Attığı gollerin sayısı aldatmasın. Zayıf takımlara atılmış, nümerik değeri olmayan goller. Bazısı da'' al da at lan manda yiyeceğine'' cinsinden atılmış gollerdir. İstikbal göremiyorum, sınıfı geçemez.

KADER KEİTA; 8

Fantastik futbolculara torpil geçerim. Kötü bir hareketi olsa bile görmezden gelirim. Nasıl adam geçtiğini ağır çekim tekrarlarında bile çözemiyoruz. Geçemeyeceği bek yok. Sanki 2 den fazla ayağı var gibi. Hüseyin Bolt'la yarış etse kafa kafaya yarışır. Hatta işin içine topu soksak Hüseyin'e fark bile atar. Sahaları, futbolcuları, kalecileri tanıdıkça leblebi goller seyredeceğiz. Ben takla seyretmeyi yeğlerim! Dünya Kupasında seyredeceğimiz diğer futbolcumuz. Yeni stadımızın, yeni takımımızın en büyük futbolcularından biri olacaktır. İkinci yarı notu düşmez, Afrika Kupası maçları yüzünden devamsızlık yazacağız kendisine. Kulübeye yakışmaz. Futbolu sevdiren futbolculardandır.

ARDA TURAN; 9

Herşeyimiz, büyük Kaptanımızdır. Kimileri Elano'ya pas vermediğinden şikayetçi ama ben üstündeki aşırı yük yüzünden işi kendisi bitirmek istediğinden bencil davrandığını sanıyorum. Takımın hücum gücünün yarısından fazlasıdır. Atılan bütün gollerde vardır. Fantastik futbolcudur. Hakkında fazla şey yazmaya gerek bile yoktur. Galatasaray'ın ve sınıfın gözbebeğidir.

MİLAN BAROS; 8

Hücum denkleminin en önemli futbolcusu olduğunu yokken daha iyi anladık. Sakatlanıp iptal olana kadar ki gol ortalaması ile sonraki ortalama en büyük göstergedir. Gol atmadığı maçlarda bile atılan gollerin sebebidir. Tribünden sahaya bakarken, topu kaleyi gören gözlerin Baros'u görememesi büyük eksikliktir. Golden sonra yapılan anonslarda ismini özletendir. Vücudunun bütün uzuvlarıyla gol vuruşu yapabilen, eksikliği en fazla hissedilen futbolcumuzdur.

HARRY KEWEEL; 10

Elimizde 1o numaralı bir not bir taneydi. Onu da Kewell'e layık gördük. Bu 10 numara, sadece oynadığı futbolla, attığı, attırdığı gollerle ilgili bir not değildir. Hal ve gidiş notudur, adamlık notudur. Geçen yıl az daha Yaser'e feda edilip kaybedilecekken, bu sene zirve yapmıştır. Önü açıktır, daha ne kadar gidecek bilmiyoruz. Zulamızda 10.5 numaralı not da vardır. Dünya Kupasında oynayacak futbolcumuzdan biridir.Maçları küçük çocuklara ders nitelikte seyrettirilmelidir. Eğer vermiyorsa bütün takıma, şut çekme kursu vermelidir. Hagi'yi özleyenlerin özlem gidericisidir. Hep bizle kal Kewell.


SURINAMLI RİJKAARD; 5

Not tam ortada duruyor hocam. Sen de bizimle kal, yaşlan İstanbul'da. Biz nasıl tribünlerde yaşlanmışsak sen de kenarda yaşlan. İçerde neler oluyor bilemiyoruz, bize dışardan devrim yapılıyor gibi gelmiyor henüz. Maç bazında artı eksi yöndeki hoca yaptırımlarına alışmışız. Kusurumuza bakma bazen seni hatalı bile görebiliyoruz. Sitemlerimiz, kavgalarımız aşırı sevgimizdendir. Senden çok şeyler beklediğimizdendir. Biz çok Şampiyonluklar gördük, seninle daha önce görmediğimiz şeyleri görmek istiyoruz. Bütün takımları 1 kez seyrettin, ikinci yarıda gözümüz kulübede olacak.

BÜYÜK GALATASARAY TARAFTARI; 6

Tam 3 vermeye hazırlanıyordm ki son iki maçta kurtarma yazılılarından yüksek puan aldılar. Takıma katkı sağlamayan, rakibi ürkütmeyen, cehennemi cennete çeviren, sıkıcı, uzun ağır tezahürat yapan taraftar, son yılların en kötü taraftarıydı. Kapalı tribünün önüne yapılan cam paravan aktif unsurların öne çıkmasını engelledi. İlk sıradan saha görünmüyor zaten. Ötesi ultrAslan'ın bağırıcı tayfası kale arkasına geçti bu sene. Sayrantepe provası yapılıyor yani. Kapalı alt, lüks yapıldı, önlerden reklam panoları seyrediliyor, arkalardan kapalının tavanı üsütüne çöküyor gibi. Taraftarın tezahürat bütünlüğü olmadı. Çok sıkı içeri giriş denetimiyle, kapasitenin altında taraftar tribünde oluyor. Son maçlarda takımın oynadığı sıkıcı futbol, taraftara da yansıyınca ağıtlar söylenmeye başlanmıştı. Bu performans taraftar notunu düşürüyordu. Son maçlarda karşılıklı tezahürat bütünlüğü 90 dakikaya yayıldı.

Aslında taraftarın notu, takıma bağlı olarak artar veya eksilir. Coşan bir takımın taraftarı girdiği imtihandan muzaffer çıkar. Şahittir tribünler böylesi imtihan maçlarına. Belki de ilk yarıda taraftarın kötü not almasının sebebi, kritik maça çıkmamış oluşudur. Maçlar kızıştıkça durumdan vazife çıkaracak Büyük Galatasaray Taraftarı, gereğini yapacak, en büyük notu yine yıllardır olduğu gibi, bizlerden alacaktır.

Derslere girip de karne notu alamayan futbolcularden, LİNDEROTH için söyleyeceğim artık hiç bir şey yok. Adam olsa, ben hak etmedim para istemiyorum diyebilir, Galatasaray kendisine yine ödeme yapardı. Onun notunu gözümle veriyorum, benim gözümde değeri sıfırdır. Bizi büyük dolandırmışlardır, bilerek sebep olanları, zararın neresinden dönersek kardır demeyip, Acıbadem Hastanesi'ne ortak edenleri ben ve Galatasaray tarihi asla unutmayacaktır. CANER ERKİN, son ve sondan bir önceki oyunuyla sol tarafta oynayan futbolcuların kulağını çekmiştir. Tekniği, sürati, ve kendine özgü çalımları olduğunu ve portföyünde çok daha fazlasının bulunduğunu bizlere göstermiştir. Her ne kadar tek maçta not vermesek de, bizi baltalardan birinden kurtaracak potansiyeli olduğunu göstermiştir. İsmi, tipi, sevimliliği, genç oluşu, camia tarafından çabuk kabul görmesine neden olacaktır. İkinci yarı notu yukarılarda olacaktır.

10. yıla giriyoruz. Hepinize, hayatta tuttuğunuz takım gibi başarılar diliyorum. Yeni yılınız kutlu, gazanız mübarek, yolunuz ve bahtınız açık olsun.

25 Ara 2009

Mahalle Takımı Yorumcuları


Yorumcular dediğim, kendi yorumcularım. Bir kişi bile beni yanlış anlasa üzülürüm. Bunca sülük varken, bunca blog varken, hatta ne gerek var, kendisi en az bizim kadar futbolu biliyor iken, vakit ayırıp, bu marjinal adam ne yazmış acep? diye okuyan, yetmedi okuduğuna yorum yazan(küfür dahil) her kim varsa hepsi kardeşimdir, hepsine teşekkür ederim. Her yorumdan da mutlak bir şeyler kaptığımı, bir sonra yazacağım şeylere yol gösterici olduğunu bilmenizi isterim.

İlk yarı bitti, bütün futbolcuların karnesini hazırlıyorum. Karnelerden önce bir şeyler daha yazayım da son yazdığıma üzülenlerin tansiyonu düşsün. Rijkaard'ı Atatürk Hava Alanında gördüğümüz an, benden çok daha fazla memnun olan eminim yoktur, mutlak o gün de gelecektir ki, yolcu ederken de en çok üzülen ben olacağım. Galatasaray'la ilgili sıkıntı yazmışsam, bu Surinamlı'dan daha çok Haldun'a, Adnangilleredir.

Bakın şimdi, hepisi, fellik fellik Galatasaray'a futbolcu arıyorlar. Peşin söyleyeyim, ben kimseyi istemiyorum. Bunca yıllık taraftarım devre arasında gelip de tarihe geçmiş bir futbolcu hatırlamıyorum. Bir Ribery vardı o da Galatasaray'ı kullanmak için gelmişti. Bulacaklar yine bir kadro dışı kalmış, sakat, maaşı yüksek olduğu için bakılamayan birini, kakalayacaklar Florya'ya.

Sanki CERN'de aranan ilk maddeyi bulup ta sır saklayan profesör gibi ketum, kimseye çaktırmadan, gazetecinin, taraftarın haberi olmadan biriyle beraber gelecek. Sonra, Haldun, kabaramazsın kel fatma oluyor. Neymiş efendim, söylersek ücreti artıyor. Elalemin parası para değil mi? 2 sene önceden kimi alacağını söylüyor, maçlarını takip ediyor, hiç bir kaygısı yok başka takım kapar mı diye?

Neyse ki son iki maçı seyrettik. Birinde Keita, diğerinde Arda vardı büyük futbolcu olarak. Birini kaybedip, birini kazandık. Artistik patinajda puanlama yapılırken, en yüksek puanla en düşük puan sayılmaz, diğerlerinin ortalaması sporcunun puanını belirler. Graz'daki maçta en iyi oynayanla en kötü oynayanı, Trabzonspor maçında da aynı uygulamayı yaparsak eğer, kalan 9 futbolcunun nasıl oynadığına bakmamız lazım. Futbolcular arasında ki klas, değer bakımından fark uçurumsa korkacan bizim takımda. 2 maçta yerler adamı, değil Rijkaard, Rijkaard'ın bütün hocalarını getirsen engelleyemezsin. Bakın kimi yorumcular Arda'ya saldırıyorlar bile, Elano'ya pas vermiyor diye. Ben de tesbit ettim ama emin değilim, ve bana mantıklı gelmiyor.

Hani akrep kurbağaya demiş, kardeş beni şu derenin diğer tarafına geçir. Kurbağa sen akrepsin sokarsın demiş. Lan delimiyim seni soksam bende boğulmayacakmıyım? Mantıklı gelmiş kurbağaya, taşımış sırtında akrebi. Derenin tam ortasına gelip akrep kurbağayı sokunca, ne yaptın kardeşim demiş kurbağa. İşim bu demiş akrep. Yani bizim takımda şu an arep falan yok Elano'yu sokup kendi de boğulsun.

Noel tatiline futbolcuları gönderdiğine ben memnun olmadım değil. Baştan söyle kardeşim, iddia oynayan var, reklam veren var, her kes bizim gibi forma seyretmeye gitmiyor maça. Şu son maç güzel oynadı diyorsunuz, razımısınız her maç bunlarla çıkmaya? O kadar güzel oynuyoruz, kalecimiz hayatının maçını çıkarıyor ancak Sabrinin kale içinden( bu arada benim eski yazılarımda Sabri'nin iyi kaleci olduğunu söylemişim) kurtardığı golle galip geliyoruz. Poker surat Aydın'dan futbolcu yapacaksa yapsın, biz yazdıklarımızı yeriz. Akrep miyiz? kendi kendimize zarar vereceğiz. O aydın'ın 4 sene avans aldığı maçta ben o soğukta Konya'daydım. O zaman bana sorsalar her maç koyun takıma derdim. Adamın suratında pozisyon icabı da olsa en ufak bir değişiklik olmuyor. Botox yaptırmış, bir gül, bir ah de, bir ellerini kafana kapa, bir coş be kardeşim. Senin yerinde bir maça çıkıpta hayatını karartacak milyonlarca Galatasaray'lı var bu ülkede. Daha ne kadar bekleyelim? Bir bildiği vardır elbet hocanın diyelim, Tınaz Tırpan'ı çağırmayalım.

Galatasaray'a futbolcu lazım değil, hatta fazlamız var. Ben kimseyi istemiyorum, Servet'i, Nonda'yı, Linderoth'u ve hiç oynamayıp sağlık ekibine antrenman yaptıran sakat futbolcuları da satıyorum. Hocaya da hiç bir hocaya güvenmediği kadar güveniyorum. Benim güvenmediğim, yöneticilerdir. Onların akıllarından geçen tilkilikleri tahmin ediyorum. Hagi hocayken ikinci devre nasıl yedirdiklerini unuttunuz mu? 20 saniyeyle Şampiyonluğu kaçırıp, final maçında Fenerbahçe'yi hezimete uğratmıştı oysa. Aynısını Rijkaard'a da yaparlar diye korkuyorum. Aportta bekleyen prostatlı dolu divan-ı Sultaniye de. Bir iki maç kaybeder, iki eski sülük Galatasaray'lı medya mensubunu ardına alır, Fatih Terim hazır boş bekliyor verir dünyanın parasını gönderirler bu ekibi de.

Yoksa at ile devemi oynanan oyun gördük. Kimi oynatsan tek maç kafa kafaya oynar. Trabzonspor yıllar önce aynı mahallenin çocukları olan futbolcularla İstanbul'un saltanatına son vermişti. Onlar takımdı, sol bek Turgay'a biri maçta küfür ettiğinde, sol açık Ali Kemal kafayı yapıştırıp atılırdı(bunu bizzat Ali Kemal'den dinlemiştim) Bakıyorum Servet sarı kart bile almamış henüz. Niye alsın kerizmi Emre Aşık gibi? dalacak adamın ayağına, topu alamazsa atılacak maç başı paradan olacak. Servet küpü dolduruyor ama sarı kart alma riskine hiç girmediği için Galatasaray'ın yediği kaç gole sebep oldu sayan yok. Yalama basın için ne güzel, o zaman Lugano'yu eleştirseniz ya kasap diye. Olmaz, aman Servet böyle oynamaya devam etsin. İşlerine böyle bir Servet geliyor, Bülent Korkmaz gibi, Emre Aşık gibi futbolcuyu sevmez bunlar. Ben ise takım ruhuna uymadığı için, kendine oynadığı için sevmiyorum Servet'i.

Galatasaray 6 maçı berabere, 8 maçı tek farklı kazanmış. Ben her maçta son dakikada bir gol yersek hesabı yaparım. Düşünün bunlardan bir kaç maçta daha son dakikada yesek şimdi puan tablosunun neresinde olacağız? Nevizade Geceleri'ni söylemeye söylemeye unutacağız. Son haftalarda, hiç bir maçı koparamıyoruz. Takımın başındaki hoca Tınaz Tırpan değil, elbet ondan beklentilerimiz büyük. Sitemlerim var Surinamlı'ya. İnsan sevdiğine sitem eder. Ben de sizlere sitem ediyorum! hepinizi seviyorum.

Yarın karneleri dağıtıyorum, ve yalandan yıl başı tatiline çıkıyorum. Biz bir garip çingeneyiz nemize gerek gümüş zurna, biz alır bir büyük rakı, kahrederiz geçen yıllara, bizden olup olacağı budur, biz alır bayrağımız maça gideriz.

Hayatta en büyük üzüntünüz, Galatasaray'ın yenildiği maç olsun, yeni umutlara, yeni ufuklara, zamanı geldi, kupalar senesine.

23 Ara 2009

İyi Noeller; Galatasaray ?- Trabzonspor x



Maçı muhtemelen izlemeyeceğim. Maçın sonunda tabelanın yazacağı rakamlar da umurumda değil. Büyük Surinamlı'nın taşak geçtiği, geçmek istediği Trabzonspor maçıdır bu maç. Belki bir ders daha çıkartırız yenilirsek. Yenilmezsek, Polyanna oluruz, Aydın'dan bir patlama daha bekleriz. Turnuvanın adı, Ziraat Türkiye Kupası. En büyük rakibinin bu kupayı alabilmek için nesillerdir götleri çıktı. Ne futbolcular geldi geçti de henüz alamadılar. Almak içinde 1 saat önce, kupanın en dandik maçına tam kadro çıktılar. Maçın neticesini biliyorsam şerefsizim, seyretmiyorum. Bizim, maça kazmalar takviyeli A2 kadrosuyla çıkacağımızı öğrendikten sonra da maçla ilgilenmiyorum. Bu yüzden maç yorumunu önceden yapıyorum. Bu kupayı en çok biz önemsemiş, ve en çok biz almışız. Madem angarya, sezon başında açıklamanı yap, biz bu maçlara yeni bir oyuncu bulurmuyuz? ya da her neyse mantığıyla çıkıyoruz de. Hiç bir şey demiyorsan, sadece Fenerbahçe'ye bu sezon da bu kupayı aldırmayalım motivasonuyla turnuvayı ciddiye al. Bu maça gidecek , televizyondan seyredecek olanlara saygısızlık yapmayın. Yatırım yapmış sponsörler, reklam verenler, sen kalk takımın yarısını tatile gönder. Sen niye gitmedin hocam? sana noel yok mu? Futbolcu olsan gitmeyecekmiydin? Nasıl olsa dandik, dostlar alış verişte görsün tadında bir maça çıkacaksın. Başında sen olsan ne yazar olmasan ne? Kabahat Surinamlı'da değil, tabi eğer kabahat ise bu durum. Yani her maçı Galatasaray 1-0 kazansa memnun olurmusunuz?, Ben olmam arkadaş, ben dandik, hakem hatasıyla, balla, rakibin aptallığıyla zor bela kazanılan maçlarla ilerleyen bir takıma razı değilim. Sanki Çemişgezekspor'la oynuyorsun. Guruptaki en zorlu maça çıkıyorsun, rakibe saygı nerede. Takım sanki uzay takımı, kimi oynatsak fark etmeyecek. Hoş ben takımda ustalar yokken kazmaların iyi oynayabileceğini öngörüyorum. Takımın en kötü futbolcusuyla, en iyi futbolcusu arasında bu maçta uçurum olmayacak. Bir denge olur, eksi anlamda. Servet bu maçta santrafor oynayabilir, Ayhan istediği kadar geri pas atabilir. Kaleci her zaman ki gibi çerçeveye gelen ilk topu içeri alabilir, benden izin hezimet yiyebilirler. En başta bana, yani taraftara saygısı olması lazım takımın. Bu maçta iyi oynarız diyen biri çıkar mı? Bana ne, ben noel tatiline çıktım hepinizden önce. Ben de izin istiyorum, benim için bu maç oynanmış ve kaybedilmiştir. Ben bu maç yokum, size kolay gelsin.


Bu benim maçtan önce yazdığım ve yayınladığım yazıydı. Maçtan önce bir iki yorum gelmiş yazıya zaten. Maç başlamak üzereyken Ali Sami Yen'den, bir arkadaşımdan haber geldi. Hakan Ünsal'ın yanından beni aradı. Meğer Hakan Ünsal, irinini kusmak için, Galatatasaray'ın yenilmesini, hatta hezimete uğramasını istediğini birine söylerken duyduğunu söyledi. Galatasaray'ın olası bir mağlubiyetinde , Hakan Ünsal'la aynı fikirde olmama için yazıyı kaldırdım. Gelen haberin doğru olduğunu küçük Hakan'ın yazısını okuyunca öğrenmiş olduk. Galatasaray yendiğine göre, yazımı okuyan bir kişi bile olsa yanlış düşünmesin, Galatasaray yenince yazıyı kaldırdı demesin diye notlar ekleyerek, yeniden yayınlıyorum

Maçın sonucu önemli değil. Görüşlerim değişmedi, eğer kalede Aykut olacaksa, stoperlerin teknik olmasına ihtiyaç yoktur. Ön libero denen yerde M.Sarp veya M. Topal tek oynarlarsa beraber oynadıklarından daha iyi oynarlar. Sabri ihtiyaçtan tam iyileşmeden oynatıldı, sakatlandı, umarım ciddi değildir.Gittikçe gözümüze giren Caner, bizi baltaların birinden kurtaracak bir maç oynadı. Takımın en büyük futbolcusu Arda Turan, yıl başı balosunda İstanbul dışında olmayı hakketti. Taraftar maçı ciddiye almış, izine çıkmamıştı.

Ha birde kazma bekimiz Servet, noel tatiline gitmemiş ama o da maçı başka türlü ciddiye almamış. Seromoniye çıkmamış. Servet'e hak vermemek elde değil! Takımdaki bütün büyük futbolcular izinliyken(Kaptan hariç) yedeklerle oynamayı içine sindirememiş.

21 Ara 2009

Sülüklerin Ardından # 11


Maçlar bitti, geçmiş olsun. Mahvolduk bu sene, her Fenerbahçe maçını sonuna kadar seyrediyoruz. Benim Kayısı ağıcı örneğimi bilen bilir. Dünyanın en verimli meyvesidir. Yaşı, kurusu, hoşafı, çekirdeği, mübarek, bereketli meyvedir. Ne yazık ki ağacından yemek zahmetlidir. Yemek istersen şayet, her tarafın yapış yapış olur, çizilir,yaralanırsın lanet olsun der yemekten vazgeçersin. Çok isterdim Fener maçı seyretmekten vaz geçebilmeyi. Çoğu zaman olduğu gibi, dün geceki maçı seyrederken, Fenerbahçe 2. golü atsa diye gök tanrılara dua ettim. Televizyonu kapatacaktım, her tarafım kıymık yarası oldu, vazgeçmek istiyorum kardeşim maç seyretmekten, Fenerbahçe maçı seyretmekten.

6.dakikada vazgeçmem lazımdı. 5 metre ofsaytı gör(me)yen hakemin yerinde ben olsam ne yapardım dedim bir an. 40 kere olsa 40 defa gözüme perde inerdi. Kerizmiyim kardeşim, ya ofsaytsa, kaldırmadığım bayrak yüzünden gol olsa, Fenerbahçe yenilse Türkiye'de bir daha bana bayrak sallatırlar mı? İyisi mi, ben gözüme perde inireyim, ofsaytsa bile kariyerim açısından olumlu bir icraat yapmışımdır. Ne büyük yan hakemim, sülük Fener medyası arkamda, rahat uyuyabilirim.

Ne yazık, maçın sonuna kadar maçı seyretmek zorunda kaldık. Bu yıl çok maçta olduğu gibi.

Kapatalım bize ne? Biz kendi maçımıza bakalım. Benim okuyuculardan bazısı, Arda'nın Elano'ya pas vermediğinden şikayetçi. Eski tüfek, Çetin değinmiş, Arda'ya sorsan Kuran üstüne yemin eder, ancak kazın ayağı 5 perde değil. İster istemez, iç güdüyle son anda Elano'ya pas tercihinden vazgeçmiştir. Bu konuya daha sonra değineceğiz. Yani Arda'nın, diğerlerinin Elano'yla bilerek oynamamak istemediği konusuna.

Medya sülüklerinden kimileri, Elano'nun maçta olup olmadığı konusunda tereddüte düşmüşler. Hatta düşmemişler, açıkça oynamadığını yazmışlar. Biz maçı seretmediler her halde görüşündeyiz. Olabilir, o kadar kazmayla oynuyoruz ki gözleri alıştırdılar. Güzel olan şeyler görünmemeye başladı.

Rijkaard'ı sevmek demek, onun yap(ama)dıklarının eleştirmemek değildir. Galatasaray'ın golünde yerlere yattım. Bu normal bir gol değildi. Arda, Elano, Keita, Kewell ustalarından oluşmuş, gelişmiş bir halı saha golüydü. Bu gole kazmanın birinin bulaşmamış olmasına sevindim.

Son 10 senenin en büyük futbolu oynandı ilk yarıda. Bu futbolu oynatanlara ne kadar saygı duyuyorsak, golden sonra oynattığına da o kadar saldırıyoruz. Bazı medya bunakları futbolu bilmediğine iman ettiler, biz orada değiliz elbet. Nereden çıktı bu ofsayt taktiği be Surinamlı? Eğer futbolcular senden bağımsız yapıyorlarsa daha kötü senin için, bu kadar kazmanın olduğu bir savunma bloğu, bu hakemlere güvenip, nasıl bir ileri çıkış yapabilir?

Bunaklar yazdı, aynı fikirdeyim ne yazık ki, insan yüz kere hata yapar, inanıyorsak yüzüne de hoş görüyle bakabiliriz. Aynı hatayı tekrarlama suçtur. Defanstaki gelmiş geçmiş en balta futbolcunun sebep olduğu taktik, iki maçta bizi maymuna çevirdi. Buna engel olamayan Surinamlı için ne diyelim ki?

Korner atılıyor Galatasaray kalesine. Daha dün Manisa maçında arka direkte kimse olmadığı için, yediğimiz gol 2 puana sebep oldu. Akıl alır gibi değil, Mehmet Topal elller yukarıyı oynuyor, ön ve arka direkte kimse yok. Top mucize eseri direkten dönüyor. Surinamlı'nın en ufak bir katkısı yok, golü önleme adına bir görüşü yok.

Tek farklı yengilerin meşhur laf olan açılımını yazacağız. Ama şu son maçı alel acele yazalım. İlk yarıdaki oyundan iftihar ettim. Ve not tuttum, ilk yarıda topla en az buluşan futbolcumuz Servet'ti. Balta topla çıktı, Sarp ve Topal'a çok az top geldi. Kısaca top ustalardaydı. Tezlerim geçerlidir, Servet ve Elano aynı takımda oynarsa ikisinden biri taraftardan küfür yer. Maça giden taraftara sonuna kadar güvenirim, futbolu en az, oynayanlar kadar bilirler, Elano'yu bu saatten sonra yemezler, o yüzden küfürler Servet'e oldu bu maçta. Şansı varmış, lig bitti, bizim de azıcık şansımız varsa, birine kakalarız bu muhteşem götüyle milyon dolar kazanan futbolcumuzu.

Tabelanın analizini de yaparız, futbolcuların karnesini de veririz. Sülüklerden önce yetiştirelim dedik sadece.