26 Şub 2011

Hagi Hoca; Belediye 3- Galatasaray 1

Başlığı değiştirmeye gerek yok. En iyi bildiğim iş bilgisayarda, kes, kopyala yapıştır. Galatasaray baytarları, 6 aydır sakat olan Arda'yı iyileştiremedi ama, 3 gün önce sakatlandı müjdesi gelen Mustafa Sarp'ı iyileştirdi. Bu haberi okuduğumdan beri küfür ediyorum.  Bir ihtimal ilk 11 oynamaz  beklentisinde olsam da maça 1 saat kala gelen mesaj, maalesef ön libero denen lanet olası mevkide Hagi Hoca tarafından tahtaya yazıldığını bildirdi. O andan itibaren de suratım kısmı felç geçiriyor, hala çözülmüş değil.


Eski tüfekler bilir. Lenin der ki; Eğer halkın iki adım ileri atması garantiyse, ve fakat aynı halk bir adım geri atmakta direniyorsa, devrimcinin görevi, bir an evvel o geri adımın atılmasına katkıda bulunmaktır. Bir musibet bin nasihatten evladır. Şu maçın kaybedilmesi, dolayısıyla 1 adım daha geri adım atılması, 2 adım ileri atılacağının garantisidir.


Koskoca Reykart'ı maymuna çevirdi, 2 şampiyonluğa mal oldu, tek başına Hagi efsanesini bitirecek. Son kez yazayım, Galatasaray tarihinin en, belki de tek  hain futbolcusudur. 5 milyon dolar verilerek alınan Yekta'nın oynamadığı maça, 5 lira etmeyecek Mustafa Sarp'ı oynatan hoca, taraftara tatmin edici bir açıklama yapmak durumundadır. Ben yaparım olurla geçiştirilecek bir mevzu değildir. Galatasaray'ın şovu Galatasaray taraftarı içindir. Ve o büyük Galatasaray taraftarı, kayıtsız koşulsuz, kongresiz seçimsiz futbol takımın sahibidir. Bu yüzden istemediği futbolcu oynayamaz. Oynatan her kimse, taraftarın tamamının sevdiği, peygamber ilan ettiği Hagi bile olsa Galatasaray şovunu yönetemez.


Geçelim Mustafa Sarp'ı yeter. Kendisinin sahada olmasını sağlayan şeyin futbol olması imkansızdır. Mutlaka futbol dışı hiç birimizin bilemediği bir sebep vardır. Benim bildiğim, gördüğüm şeyi, bırakın Hagi'nin, Tugay'ın, Galatasaray malzemecisi Veli'nin görmeme ihtimali yoktur. Ben delirmeden, biri ne olur bir sebep göstersin.




Bu orta sahanın, Baros'a servis yapamayacağını maçtan önce ön gördüm. Sabri kendisinden beklenmeyen bir hareketle, müthiş bir özgüvenle ters bir ince pas attı. Sabri için önemli değil, o pas büyük ihtimalle rakibe gidebilirdi, usta yerine bir başka kazmaya atılsa yine akıllarda kalabilecek bir pas değildi. Ne var ki gole susamıştı golcü, düzeltti, mıhladı. Gol olan kaleye rüzgar değil kasırga esiyordu. 2. yi bulamadıktan sonra maçın garantisi yoktu. Hele ki follaş, kazma, ağır savunmayla.


Ligin en ağır forveti Gökhan, 80 metre depar attı. Futbol dışı yaratık, çelimsiz, benzi soluk, rüzgardan üşüyen, üşüdüğü için kazak, atkı, eldivenle oynayan, uçtu uçacak Serkan Kurtuluş'u anlayana kadro dışı bıraktırdı, anlamayan için 4 gün sonra sağbekte o ayrı.


Lorik Cana'nın bir sorunsal olduğunu yazdık, okuyan okudu. Yazımızın sanal alemde mürekkebi kurumadı daha, dandik bir gol yedirdi. Aslında Mustafa Sarp'a belki de pas verdi bilmiyorum. Toptan kaçamadı hain. İstemediği top dizine çarpıp asist oldu.
,
Kaleci'ye bir kişi demez mi ya, hatta demeye gerek var mı? Her topu havaya dikti, o top 5 metre uzağa gidemedi. Ama ben kaleciden umutluyum. Topu kimse istemiyor ki, o yüzden gelişi güzel şişirdi. Akıl tutulması yaşıyorum, Hagi'yi , Hagi'li Galatasarayı doya doya seyrettim. Diyelim ki Taffarel, Popescu dururken topu degajla oyuna soksa ne yapardı oyuncu Hagi? Hoca Hagi'nin futbolu güzel oynatmak için ne gibi bir planı olabilir? 


Tarihin en kötü neticeleri alınıyor, daha önceki en kötü neticeleri alan takımla kıyaslıyorum. İnanın şimdikiler daha iyi değil. Yani Serkan Kurtuluş, Müfit'ten, Çağlar, Çaycı Ahmet'ten, Servet Çetin, Feti'den iyi değil. Ama onlar 1 lira aldıysa bunlar 1000 lira alıyor, insana koyan da bu. Nasıl bir şebeke, nasıl bir düzen ve biz bu düzenin içinde niye varız? Yüce gök, eğer varsan, beni duyuyorsan aklımı koru delirecem.


Ayakta kalan, Galatasaray markasına da yakışan, her taraftarın seneye de ilk 11 yazacağı tek adam olan, Galatasaray'lı Tommiks, Hagi Hoca'yla anlaşamadı. Ambara fare girdi artık, Hagi'nin takımında Sabri'ye yer yok. Serkan Kurtuluş'a var, ona yok. Muhtemeldir, Arda için de ısrarcı değildir. Arda gidecek olsa, yoluna engel olmaz. Hagi'yi tanımasam, takımın küçük olması işine gelir diyecem. Nitekim zavallı Şuster'i, büyük futbolculardan kurulu takımdan beklenen büyük beklenti yaktı. Takım küçük olnca, taraftarın beklentisi olmaz, kendi kredisi de tükenmez. Gül gibi geçinir gideriz. Ama Hagi bu değil, futbolu bırakacağı bizdeki 3. sezonun sonunda, Avrupa Kupası aldırmadan bırakmam dediğini ben kulaklarımla duydum. Futbolu bıraktığında hepimiz ağladık, Milli Takıma koca bir ulus yalvararak döndürdü. Yatayım paramı alayım, kovulayım tazminatı Becali'yle bölüşeyim derdinde olmadığına eminim.


Dünyanın en kolay işi Hagi'nindi oysa. Servet'in yerine birini çıkarsa alt yapıdan, Sabri'yi kendi yerinde oynatsa, Solda İnsua varken macera aramasa. BAM üçlüsünü kadro dışı bıraksa, saha sonuçlarının kendiliğinden geldiğini görecektir. Benim ne faydam oldu diye de tasalanmasına gerek yoktur, o aldığı 2000 yılındaki apdestle, bizim Galatasaray'lı torunlar bile namaz kılar. Yok inadım inat derse ne olur?


Hiç bir bok olmaz. Çeker gider, biz, Hagi Hoca için , futbolcu Hagi'ye ne kötü söz söyler, ne laf söyletiriz.  

23 Şub 2011

Lorik Cana Sorunsalı

Benim gibi, 40 sene önce maça gidenler hatırlar ancak. Tarık namlı bir futbolcumuz vardı. Kasap aleyhessselam. Senede 6 maça çıkardı. 2 Fener, 2 Beşiktaş, 2 Avrupa Kupası maçı. 2 den fazla Avrupa maçı oynanmadığından, kupalarda da diğerleriyle karşılaşmazsan başka da hiç bir maçta oynatmazlardı. Velhasıl kelam, büyük maç futbolcusuydu yani. Karşı takımda tutulması gereken bir olurdu mutlaka, ve maç, Tarık sayesinde o etkili futbolcu ayağına top gelmeden  tamamlanırdı. Yani onların en iyi adamıyla bizim en kötü adamımız oyunda olmazdı. Ve ticaret iyi bir ticaretti. O zamanlar, şimdiki gibi ulama olmadığımızdan, Tarık'ın nasıl bir futbolcu olduğunu anlayamadan ortamdan çekildi, kulakları çınlasın. Çok net hatırladığım bir maç vardı, Atletik Madrid'le Madrid'te oynanan maç. Onların en iyi adamı Luis Aragones'in bertaraf edilmesi söz konusuydu, ve Tarık askerdeydi. Brian Birch,''Tarık'sız Galatasaray'ın mesuliyetini alamam'' demişti. Özel izin alınan Tarık, Aragones'e kene gibi yapışmış, maç, pozisyonsuz, dolayısıyla golsüz, Mithat Paşa Stadyumuna taşınmıştı.

Ne zaman Lorik Cana'yı seyretsem mutlaka Tarık'ı hatırlarım. Ve Cana'nın nasıl bir futbolcu olduğunu yorumlamaya çalışırım. Kafadan mevzuya gireyim. Uzak ara ligin en kasap futbolcusu. Bu iyi mi, kötü mü tartışılır. En geride oynadığı maçlarda farzedin ki kale önünde dinamit fıçısı var. Hele ki yanında kazma, futbolcu dışı yaratık Servet varsa, her küçük maçta en az 3 saçma sapan pozisyon verdirir. Bunlar gol olur olmaz, ben ona bakmam. Ben girilen pozisyonları sayarım. Sonunda mutlaka sen fazla pozisyona girersen fazla atarsın, rakip fazla girerse rakip atar. En son oynanan maç benim için berabere bitmiş maçtır örneklersek.

Şimdi,bizim Les Adnan, kedi olalı bir fare getirmiş Florya'ya. Uzun senelerdir, takım için futbol oynayan futbolcuya hasret Galatasaray taraftarı, Cana'yı bayrak ilan etti. Kaptanlığı Arda'dan alıp, Cana'ya verelim diyenlerin sayısı, vermeyelim diyenlerden daha fazla. Oyununa bakıyorum dikkatlice. Kasap havası oynamadığı anlarda, top kendisindeyse önüne sünerek, garip bir iç vuruş tekniğiyle topu birine kazandırıyor. Dikkat edin kaybediyor demiyorum, kazandırıyor. Gözünü budaktan sakınmadığı için her topa salla pati giriyor. Sicil kötü geldiğinden, bizim hakemler kendisini devamlı kolluyor. Sarı kartsız bir maçı bitirmesi imkansız. Şut çekemiyor, çalım atamıyor, sürat yok. Kafaya imkansız çıkmıyor, daha doğrusu kafa hariç her uzvuyla çıkıyor da, kafasıyla çıkmıyor.

Lorik Cana ağır silah. Ancak çok kuvvetli ordulara karşı kullanılması gereken savaş silahı. Biz onu tatbikatta kullanıyoruz. Yanında da acemi erler var. Silah her an kendi kendimizi yakacak risk taşıyor. Hoca Hagi için tam bir bela futbolcu. Kendisini oynatmayan Reykart, tatile çıktı. Oynamasa, tarihin en nefret edilen futbolcularından biri oynayacak. Oynatmasan, taraftarın çoğuyla başın belada. Oynatsan, maçı kazanman için en az 2-3 gol atman lazım.

Cana, Galatasaray futbolcusu değil. Bu, Galatasaray'da oynayamaz manasında değil. Eğer Galatasaray her sezon, bu sezon ve geçen sezon ki gibi, yenilmemeye, sıra takımı olmaya devam edecekse, Lorik banko oynamalıdır. Yok biz çoğu maçta oyunu domine eden taraf olacağız, rakip bizden korkacak, onlar bize önlem alacak diyorsanız, kendinizden daha büyük bir takımla oynamadığınız müddetçe Cana oynamayacak. Yani, gerek yok, bu kadar tehlikeli bir sporcuya ihtiyaç yok. Galatasaray yerine misal, Bucaspor'da oynasa, şimdikinden çok daha verimli olacak. Nitekim geldiği yerlere bakarak not veren taraftar için söylüyorum, evet oynamış. Her an yenilecek takımların, neferi, silahı, ağır abisi, cengaveri, ciğeri. Hoş bu sene ki Galatasaray, tam Lorik'lik takım. Yenilmemeye oynayan, şerbete gol atarsa yatan takım. Mehter takımı bile değil, biliyorsunuz mehteran bizim gibi bir ileri bir geri değil, iki ileri bir geridir.

Ne demiş usta şair, ölümden korkmak ayıp değil. Önümüzde Fener maçı var. Lorik Cana, Tarık'lık yapacak, Aleks'le beraber kendisini bertaraf edecek ve maçı 10 a 10 oynayacağız. Başka bir taktik, bizi Beşiktaş'tan beter edebilir. Bu sene oynanacak bütün maçlarda, bariz üstün olmadığımız için kendisine her maç ihtiyaç vardır. Saatli bomba riskini Hagi almak durumundadır. Olur olmaz patlar ise de bizim için beklentimiz dahilindedir.

Lorik Cana küçük takımların büyük bir silahıdır. Yolu bizim gibi eski büyük takıma düştüğüne göre, küçük kaldığımız sürece oynayacaktır. Eğer eski günlere dönüş ihtimali var ise, ve dönülürse ancak büyük maçlarda oynatılacak, etkili ve güçlü bir silah olarak siperlerde hazır ve nazır bekletilecektir.