29 Kas 2008

Hariçten Gazel


Bu yazı bundan önceki Fener- Beşiktaş maçı için yazılmıştır. Eğer okuduysanız dikkate almayınız. Her Fener- Beşiktaş maçı için geçerlidir. İsimler gelip geçicidir.




29 Mart 2008 Cumartesi

Velvele Koparan Bir Leş Kalır
Fenerbahçe Beşiktaş maçlarını çok sevmişimdir. Birde maç elektrikli geçip, hakem hatasıyla falan bitmişse tadından yenmez( seyredilmez). Mutlaka bize yarar. Evinde oturur rahat rahat maç seyredersin, hiç strese girmezsin ve maç biter bir bakarsın alınan, veya dağıtılan puanlar Galatasaray'a yaramıştır.Bizim için en iyi sonuç bu gün nedir bunun analizini yaparsak; Beşiktaş yenilirse bu sene bay bay. Kesin kurtuluruz bir rakipten. Şampiyonlar ligini garantileriz. Sonrasında Sivas'a gidecekler 3 maç üst üste yenilmesinler sakın, yoksa Ertuğrul'u kovarlar. Seneye akıllı biri gelir Beşiktaşa başımıza iş alırız. Yani devre dışı kaldıktan sonra bütün maçlarını kazansınlar ki takımı ve hocayı değiştirmek akıllarına gelmesin Embesil Başkanlılıarın.Beşiktaş yenerse, Feneri ve Beşiktaş'ı puan olarak altımıza alıp son virajda bir patinaj yapma ihtimaline karşı atacak barutumuz kalsın. Ve üstelik Fener'i kim yenerse yensin anti Fener duygularımız kabarsın. Hatta Beşiktaş haksız bir şekilde hakem hatasıyla yensin ki ortalık karışsın, seyirci kudursun yalama basın, medya birbirine girsin. O sinirle Chelsea maçına çıksınlar. Beterolsunlar.Berabere kalırlarsa en iyi sonuç gibi gözüküyor. Beşiktaş yine iptal olur, Sivas onları Avrupa Kupalarının dışına atar. 4.lükteki yerleri Sağlam! laşır hacımızın.Görüldüğü gibi taze ava konmuş Aslan gibiyiz. Yesinler birbirlerini haa haaaaha haaaaa
Gönderen Nazmi Hasdemir zaman: 09:39

3.Ramses


Beni, ırkçı, şoven, faşist yaptınız lan bu yaştan sonra. Ne alıp veremediğiniz var bizle. Ne diyet borcumuz var da senden vazgeçemiyoruz. Yıllar önce sen Frankfurt'un başındayken geçirmiştik sana. Kuyruk acınmı var lan. Yaşlısın, saygı gösterecekmişiz. Siktirin gidin başımızdan, yıllardır babalarımızı, dedelerimizi, amcalarımızı köpek gibi çalıştırdınız yetmedi mi. Ben Galatasaray'a zarar verenin yaşına başına bana yakınlığına bakmam. Bazen tek bir taraftar gibi hürüm, bazen de bir tribün dolusu adamım ben. Tribünden gelen gücümü kullanır, küfür ederim. Ramses'misin nesin, ne diyet borcıumuz var açıklayın.
Ülke batmış, binlerce kişi simit yiyor, 75 yaşındaki moruğa euro kaptırıyoruz. Ne iş yapacakmış bilen varmı. Skibbe'ye karışmayacakmış. Niye geldin lan o zaman. Muhasebeyemi bakacaksın. Ortaksınız lan siz ibneler. Geçen sen 5 tane yedirdiğin maçtan sonra gülüyordun. Galatasaray tarihi bu kadar ruhsuz hiç olmadı. Yeniliyoruz, sonraki idman neşe içinde geçiyor, ha gayret diyen bir futbolcu yok saha içinde. Galatasaray kaptanı her maç itirazdan, kasaplıktan sarı kart alıyor. 15 sene kaptanlık yapan Cüneyt bir kere sarı kart aldı. Aziz Yıldırım'ı vekaleten başa getirsek bu kadar zarar veremez takıma. Tabeladan vazgeçtik, kötü oyundan vazgeçtik, bizi biz yapan hasletimizi bitirdiler. Re re re, Ra ra ra diye bağıramıyor kimse. Futbolculara bağıra çağıra Metin Oktay formaları giydirdik bir kaç maçtır. İçindeki utanıyor, sıkılıyor, elinden gelse çıkacak formanın içinden. Ben adammıyım, ben futbolcumuyum da bana bu formayı giydiriyorsunuz diyor çoğu.
Verin paralarını hiç bir oynamak istemez. Götüyle, sümüğüyle futbol oynayan hazreti balta Servet bile, anlaşamazsam giderim diyor, para için oynadığını bari söyleme hıyar. Hepiniz defolun lan, Galatasaray tarihi örnekleriyle doludur kolpacı futbolcuların. Geçen yıl takım yabancısız şampiyon oldu. Hasan Şaş kulubeden kaç kere asist yaptı. Sivas maçını, Fener maçını eski hocalar aldı. Ruh aldı, hepimiz kaleye geçtik, gol attık tribünlerden.
Lanet olsun bu endüstri futbolunun fitilini ateşleyenlere. Sanıyorlarki böyle gider bu düzen. Çok sevgili, çok zengin Fenerbahçe'nizi göreceğiz, bu maçı alamasın bundan sonraki maçlarnı 5.000 kişiye oynarlar. O zenginler takım sevgisinden mi maça geliyor sanıyosunuz.
Galatasaray taraftarının Dünyada eşi benzeri yoktur. O taraftar futbolcularını sadece formanın içindeyken değil, formayı çıkarttıktan sonra da sevmek ister. Takımda öylelerini görmek ister. Simoviç'i, Prekazi'yi, Taffarel'i, Hagi'yi.....
Şu Nonda siktirip gitse bir tane Galatasaray'lı adını bile anmaz. Skibbe döndüğü zamanTürklerin ikinci vatanında sokakta, barda gören Galatasaray'lı selam bile vermez. Ben daha önce yazdım, ironiyle karışık. Artık inanıyorum. Adnan Polat bu Almanlar'dan hınç alıyor. Kovduğunda zevk alıyor.
Ramses efendi, burası Adnan Baba'nın çiftliği değil. Her ne kadar ferman onlardaysa takım bizimdir. Burası Aslan Yuvası'dır. Florya'daki villalardan ibaret değildir bizim yuva. Tribünler bizimdir, geliş biletinizi ferman sahipleri alır, bize sormazlar, ama dönüş biletini bu güne kadar hep biz kesmişizdir. Sonsuza kadarda biz keseceğiz. Kimini seve seve, ağlayarak göndeririz, kimini döve döve paketleriz.
Al geçen yıl bizi kumpasa getirip kakaladığın vatandaşını defol git, sabrımız taşmak üzere. Kargonuz hazırlanıyor.

28 Kas 2008

Babalar Ve Oğulları



Benim babam demiryolcuydu. Ekmeksporu tutardı. Hatırladığım yaşımda biri sormuştu galiba kendisine, hangi takımı tutuyorsun diye. Gaassay demişti, hayal mayal hatırladığım. Mahalledeki bütün çocuklar Fener'liydi ben Galatasaray'lı olduğumda. İlk gittiğim maç, daha doğrusu götürüldüğüm maç Pele'li Santos'un Fenerbahçe ile oynadığı maçtı, hikaye o anda başladı. Bir ömür sürecek dillere destan aşk hikayesi. Benim sonradan olan Galatasaray'lılığımın hikayesi. Bu hikayenin ortalarında tam ortalarında, alevin harlandığı zamanlarda, hikayenin efsaneye dönüşeceği anlarda Galatasaray'lı bir bebek doğdu. Tribünde doğdu hatta doğmadan önce de tribündeydi desek daha doğru.
Biz Galatasaray'lı babalar, çoğumuz Galatasaray'ı miras olarak almadık. Ama miras bırakıyoruz sarı kırmızı renkleri. Bizler bu yaşta oğullarımızla aynı tribünlerde pınar başı çekiyoruz, tepiniyoruz.
Ey oğullar biz size Galatasaray'lılığı miras değil borç verdik. Borcunuzu en az bizim gibi, faiziyle beraber sizden sonrakilere ödemenizi gönülden istiyoruz. Eğer ömrümüz yetmez de göremezsek o günleri, bir arife günü toprağımızın üstüne sarı kırmızı çiçekler atarsanız o da yeter hani. Nitekim her bayram bizim attığımız gibi

Ofsaytı Bilmeyen Futbolcu; Milan Baros


Dünyanın en büyük takımından gelmiş olsun, en büyük golleri o atmış olsun, bir futbolcu ofsaytı bilmiyorsa geçin bunları. Lincoln akmış ceza sahasına, yatırmış adamı, topla aranda 5 metre ya var ya yok. 10 cm geride olsan daha iyi senin için. Lincoln kendisi vursa gol, daha garanti olsun diye sana vermiş, seni adam sanmış, topa dokunamamışın bile. Ayakların bir birine dolanmış top çarpmış, kaleye girmiş. Ne yazık ki ofsayttaymışın kardeş.

Şimdi biz ne yapalım, her maç 10 tane atak senin yüzünden ofsayt gerekçesiyle kesiliyor. O pozisyonda orda olmasan daha iyi. Herşeyi kaldırabiliyorum, yenilmeyi, elenmeyi. Aptal futbolcuya tahammülüm yok. Biz tribünden yırtınıyoruz garanti paralı futbol baronlarına ofsayttasınız lütfen geri gidin biraz diye. Yok, adam topla buluşmak, yanlış vurup golü kaçırmak istemiyor. En iyisi biraz önde durayım, bana pası veren kabahatli olsun. Ofsayt olunca kimse kızmıyor Baros'a atamadı diye.

Yerine Ümit Karan giriyor, taktik aynı. Ofsaytta durup risk almama taktiği. Her atılan topta kaleye en yakın adam o.

Benim iyi futboldan yana umudum kalmadı. Bu futbolcular antrenman yerine ancak bir barda toplanacak hadi lan bu maç iyi oynayalım diyecek ancak öyle. Bu kombinasyondan iyi futbol çıkmaz. Lincoln, Arda, Kewell'den ötekiler futbolcu bile değiller. Ayaklarına top geldiği zaman olumlu bir hareket çoğu zaman imkansız. Bizleri deli etmek için varlar sanki.

Bir Büyük Adamdı;Kubilay Erginbaş


Dünkü maçtan oynayanlar profosyonellerden! sonra eskilerden, amatörlerden acı bir haber geldi. Galatasaray'ın unutulmaz masörü Kubilay Erginbaş'ı kaybettik.
O eski Galatasaray'lı futbolcuların o bir ömür masörlüğünü yapmış adamı. O zamanlar futbol takım bir sezonda 17-18 kişiydi. Zımpara gibi olurdu sahalar bir kaç maç sonra, hatta bazı sahalar topraktı. Yere düşen futbolcunun kemiğine kadar sıyrılırdı eti. Çapraz bağlar, esnemeler, ödem oluşmalar, MR lar henüz icad edilmemişti. Ayağın kırılmamışsa Masör Kubilay dalardı içeri, artık ne yapıyorsa futbolcu kalkar, bir iki kere seker sonra futbolunu oynardı. O futbolcuların kemikleri, adaleleri canları can değildi. Takım için, forma için, taraftar için oynarlardı. Çoğu şimdilerde sürünürken, şimdiki kazmaları para havuzunda yüzerken görmek tribünde ciğerimi dağlıyor. Bir de baldırımda esneme var ben bu hafta yokum diyenler yokmu, sinirden çatlıyorum.
Şimdilerde bir hastane dolusu profösör, sağlık ekibi, masör cillop gibi sahalarda yere düşeni 6 ay kaldıramıyorlar. Bu teknikte Kubilay Abi masör olsaymış tek bir sakat verilmeden sezonu tamamlarmışız. Endüstri futboluna teslim olduk, artık bizim çocukluk sevdamız, hayatımızı ona göre kurduğumuz takımı bizden aldılar. Doktoru, masörü, malzemecisi, muhasebecisi, antrenörü profosyonel oldular. Futbolcularının giydikleri forma umurlarında değil. Ten uyuşmazlığı sanki gönder menecerini burnundan getirsin yöneticinin, olmadı en aksi takıma transfer ol. Sakatmısın, yat o zaman, garanti para, oynamasan ne yazar maksat 30 kişilik kadroda ol yeter. Yedeklikte kalktı şimdi, adam şampiyonlar ligi finali oynamış, kulubenin tozunu alıyor umurunda değil. Sıkımıydı Tanju Çolak'ı yedek oturtmak o zamanlarda.
Son kaleler yıkılıyor artık. Bizlerde yaşlandık artık o unutulmaz mübarek adamların teker teker haberleri gelecek. Mekanın cennet olsun Kubilay Erginbaş, ne yazıkki senin ölüm haberini de eski bir futbolcundan duyduk. Kubilay Abinin baldırlarına bengay sürüp sahaya yolladığı eski mübarek futbolcular sizinde başınız sağolsun.

27 Kas 2008

Benden Bu kadar;Galatasaray 0 Metalciler 1


Bu Hoca için son yazımdır. Hocalığını artık bıraktık, insan bu kadarmı geri zekalı olur. İncecik takım elbiseyle bu soğukta kulubede titriyor. onu gören futbolcu titriyor, furbolcuyu gören taraftar sara nöbeti geçiriyor. Dünyanın en iyi ya da en kötü hocasını getirsen bir takımı bu kadar kötü oynatamazsın.

Taraftar eski günleri arıyor, 2000 li senelerden çok daha iyi takıma sahip çıkıyor, ama takım bu görüntüsüyle 1950li yılların takımı gibi. Servet işte bu çocuklar, sırtında dinamit fıçısıyla top oynadı 1.5 senedir. Ben bu hareketi aslında her maç bekliyorum da Servet beni devamlı şaşırtıyordu. Nasıl olurda bu kalitedeki kazma kazmalık yapmadan maçı bitirebiliyordu. Götüyle top oynayan futbolcumuz Dünyada tek. Solda bu kez Volkan var, tamam kötü futbolcusunda niye salaksın kardeşim. Ofsayt olmuş, tac atıyorsun. Orta yapamazsın kabiliyetin yok iki metreyedem mi pas atamazsın.

Takım 0-0 a şartlanmış, 7 tane defans oyuncusuyla oynuyor. İlerde tek başına Baroş, bu oyun yapısıyla lig bitene kadar 3 tane gol atamaz. Oyun kurgusu değişmiyor, Baros çıkıyor, yanlışlıkla kendisinin yerine Hakan Şükür'ün futbolu bıraktığı Ümit Karan giriyor. Her maç oynasın oda 3 gol atamaz. Kewell çıkıp Aydın oyuna girincede sahadaki takımın Galatasaray olduğuna bin şahit gerekiyor.

Uğur yapılmış, Metin Oktay formalarıyla çıkılıyor maçlara artık. İçindekilere sorsan Metin Oktay kim diye çoğu cevap veremez. Arda ve Lincoln oynamasın, sonra da Kewell'i çıkart bu takım ligte zor tutunur.

Ben son olarak yine Hocayla kapatıyorum yazıyı. Artık serbest ben susuyorum. Bundan sonra benim Hocam falan değil, hakkında en ufak bir şey söylersem Galatasaray'lılığımın hayrını görmeyeyim. Yoruldum, bittim, tükendim. Bu Almanlar benim son yıllarımı çaldılar, sebep olanlara lanet olsun.

26 Kas 2008

E-5 Yolları


''Teknik Danışmanımız Karl-Heinz Feldkamp
Galatasaray Spor Kulübü’nde 1992 - 1993 ile 2007 - 2008 tarihlerinde Teknik Direktörlük, 1993 - 1994 sezonunda ise Teknik Danışmanlık yapan Karl - Heinz Feldkamp, 27 Kasım 2008 / 27 Mayıs 2009 döneminde Teknik Danışman olarak görev yapacaktır.
Sayın Karl - Heinz Feldkamp’a başarılar dileriz.
Kamuoyuna duyurulur.
Galatasaray Spor Kulübü''




1960 lı yılların ortalarıydı, savaştan sonra toparlanmaya çalışan Almanya ağır işlerini başta bizimkiler yaptırdı. Hayatında şehrini göremeyen köylülerimiz, tarlasını satıp paşaport aldılar. Alamanya yollarına düştüler, Münüf'te, Berlin'de, Kölün'de buluştular. En ağır işlerde köpek gibi çalıştılar. 5-10 köylü ailesi aynı evde bulgur pilavı yiterek biriktirdikleri marklarla köylerine izine geldiler.

Otoban yoktu o zamanlar, izin zamanı eski Alaman arabalarında yeni gurbetçiler köylerine gidebilmek için E-5 yollarına düşmüşlerdi. Yıllar nesiller geçti, mark için ırgat olanların torunları o diyarları kendi memleketleri bellediler. Her alanda kendini kabul ettirenler çıktı. Futbolcularda elbet. Burnu büyük Almanlar o zamanlar Türkler'e boka bakar gibi bakıyorlardı. Gün oldu devran döndü. Galatasaray'a Adnan Polat başkan oldu. Hesaplaşma zamanıydı.

Ey Büyük Galatasaray'ın büyük başkanı Adnan Polat; Dedelerimizin intikamını alma vaktidir. Zamanında dedelerimizi mark için ırgat olarak çalıştıran şu Almanlar'ı Euro için maymun olarak çalıştır. Sıraya diz, bir Alman'ı kov yerine bir Alman getir. Onu kovma başına bir Alman daha getir. Ne kadar çok Alman'ı kovarsan sana sevgim o kadar çoğalacak bilesin. Benimde çocukluk gıcığım vardı seni gibi, sevdiklerimizi bizden ayıran Alman'lara. Ne zaman bir Alman Galatasaray'a gelse kovulacağı günü düşünerek içimi anlatamayacağım bir sevinç kaplar.

Şu benim için beter geçen günümün mutlu noktası, Kalli başımıza gelmiş. Ne mutlu kovulacakları güne.

25 Kas 2008

Hariçten Gazel;İşte Sokak Futbolu


İşte Portekiz'li, Brezilya'lı çocukların oynadığı sokak futbolu. Bu çocuklar, futbolcu olmasalar ülkelerinin varoşlarında ser sefil hayat geçirecek çocuklardır. Fenerbahçe'li Gökhan Gönül'ün, Uğur Boral'ın bu metroseksüel yapılarıyla, futbolcu olmasalar da zengin hayatı geçirmeleri garantiydi oysa. Sokak futbolunun fantastik futbolcuları oynadıkları oyundan zevk alıyorlar belli ki. Zengin futbolu oynayanların safına bakalım. Maç bitse, primi cebe indirsek, bu maçı da atlattık desek, 10 sene sonrasını kursak, ailemin geleceğini düşünmek zorundayım desek, bu maçı alıp menegeri Bokludereye'ye göndersek. Maymunluk yapsak, seyirciden özür dileyip küfür yemekten kurtulsak. Sahtekarca faul almaya çalışsak, hatta alsak. Adamın göğsüyle aldığı topu takip edeceğimize hakeme yalan söylesek, elle aldı diye şikayet etsek.

Portekiz'li fakir futbolcu cocuk her pozisyonda 3. golü atardı. 2 golden sonra varyeteye gitti, ayağının ucuyla aşırttığı topu, Volkan cami tarafındaki yatıra havale etti. Direk değil mübarek evliya sanki.

İkinci yarıda Emre arazi, olası seyirci küfürü kendisine yoğunlaşacağından sakatım palavrasıyla yerini Kazım'a bırakmış. Kazım yatırın olduğu kaleye öylesine salladı, evliya bu kez Porto'lu çocuğu felç yaptı. Ben bu kaleye o kadar çok şans golü hatırlıyorum ki. İnsan ister istemez Emre Aşık'ın golünü hatırlıyor. Bu arada iğrenç spikerin yorumlarını dinlemek zorundayız. Bu kadar aşağılık kompleksli konuşmacı işte. Her yorumu taraflı, sadistin.

2-1 lik mağlubiyet, kötü oynayan takım seyircisi için en kötü skordur. Takım kötü, her an bir balık golle gelecek beraberlik golü seni futbolculara küfür ettirmez. Coşsan coşamazsın, takım kötü oynuyor tezahürat yapamazsın. İstersin bir gol daha yesekde bitse eziyet.

İlk yarıda sokak futbolu oynayan çocuklar, ne yazıkki ikinci yarıda endüstri futboluna yenildiler. İşin içine korku, para, puan girince işte futbol bu. Züğürt tesellisi 2-1 lik yenilgi. Ve Fener için beklenti bitmez. Bu dakikadan sonra Dinamo Kiev'i yenip beğenmedikleri UEFA ligine kapak nasıl atarızı işleyin çocuklar. Umut fakirin ekmeği

24 Kas 2008

Kim Lan Bu Araplar?


Ümit Karan'ı seyretmeye gelmişler. Seyrederek alınacak Dünyada'ki en son futbolcu Ümit Karan'dır. Denk gelirsin, geçen günkü gibi bir maçına dersinki Dubaide'ki bir bedevi zaten Ümit kadar oynar, ne işimiz var burada. Denk gelirsin bir Şampiyonlar Ligi maçına Noı Camp'ta, Barcelano'nun başına bela olurken. Ankarada Arap Riyaliyle 5 para etmeyen Karan, Noı Camp'ta 5 petrol kuyusuna bedel olur.
Ümit Karan'ın nasıl bir futbolcu olduğunu bize soracaksın. Bir hayat hikayesini beraber yaşayacaksın. Fantastik gollerinde ayakta alkışlayacaksın, en kötü maçlarında ah vah çekeceksin. Ümit Karan muhtemelen sürgüne gitmek istememiştir, o yüzden kötü oynamıştır. Aman Arap abiler bu haftada seyredelim falan diye Ali Sami yen'e gelelim falan demeyin. Ümit Karan size yaramaz. Keşke bir kaç sene önce geleydinizde Hakan Ünsal'ı verseydik sizlere.

Dil Şürçmesi



''Taktiri hak ediyoruz'' Fotomaç
Dili sürçmüş hocamızın, yanlış anlaşılmasın. Meali; T yerine S, a yerine i olacak
Hadi hoca moca değilsin, Adnangillerin basiret bağlanması sonucu kendini Floryada buldun. İnsan bu kadarmı salak olur ya. Ankaranın ayazında incecik ceketle tir tir titriyorsun kulubede.

23 Kas 2008

Kel Kafanla, Pis Bıyığına Az Bile


''Dün Ankara'da tesadüf bu ya Fener'le Galatasaray peş peşe oynadılar... İki maç da golsüz bitti. Fener Ankaragücü'ne, Galatasaray da Ankaraspor'a gol atamadılar. İkisini de yerinde seyrettim! Başkaları ne der bilemem ama ben Galatasaray'ı çok beğendim.Ankara'daki iki maçta; Fener çok kötü, Galatasaray iyiydi...'' Osman Tanburacı




Şu futbol aleminde Fatih Terim'i tek bu adama ettiği küfür yüzünden seviyorum. Elimden gelse Fatih Terim şu Osman'ı dövüyor görsem tereddütsüz bende girişirim.




Bu adamlar biz ne diyorsak tersini diyorlar. Galatasaray'ın iyi olduğunu söyleyen bir tek Galatasaray'lı çıksın ben takım değiştiririm. Bi bok bile değil bu adamlar. Akılları sıraca halk gibi düşünmeyecek, pis beyniyle yorum yapacak kafaları karıştıracak biz bunu adam sanıcaz bok yerine.

Geçen yıl götünü yırttı Kalli, Kalli diye, bu sene de Skibbe'nin avukatımıdır nedir ne kadar yenilirse o kadar iyi diyor. Terakkici şerefsiz, Alman mandacısı. Toz kondurmuyor Alman'a

Neden bu Osman'a para verirler ne kadar net. Beyin ameliyatı yapıyorlar el ele vermişler. Maalesef gerçekleştirdiler. Hipnotize olmuş gibi seyrediyoruz, dinliyoruz, okuyoruz. Kaçamıyoruz, bütün kaleleri zaptetmişler. Ümidim insandan yana tükenmek üzere. Acaba türler seleksiyona devammı ediyor. İnsan olamadıkmı acaba daha. Belki hala evrimi tamamlayamamışlarımız var aramızda. Osman mesela. Bok bile değilsin lan sen.

Sıfırcı Hocanın Karnesi





3 maç oynandı iki günde. Ülkenin en büyük takımlarının maçları. Ülkenin en çok para kazanan 84 futbolcusu sahada. Bu ülkede maç seyredenlerin yüzde 90'ının takımları. 6 tane bir birinden beter hoca. 3 maçta da tıklım tıklım tribünler. Golü bıraktık gol pozisyonu yok. Organize bir atak yok. Birbirlerinden salak hocalar el sıkışmış sanki. Aman sen bana atma ben sana atmayayım. Şu kritik haftayı kazasız belasız atlatalım.

Kerizmiyiz lan biz. Ülke yangın yerindeyken, ne fedakarlıklarla maça geliyoruz biz biliyormusunuz. Kendi payımıza Galatasaray'dan bahsedelim. Bir tak Arda ulan hadi bir tane atalım diye yalvarıyor. Bir de Kewell klasını ortaya koyup tabela peşinde. Bir de ne görelim son dakikalarda ikisini birden oyundan alıyor allahın aptal hocası.

Aragones'le Skibbe ortak değilse ben bi bok bilmiyorum!. Fener maçı(seyretmedim) kilitlenmiş, taraftar isyanda, pozisyon yok, tek bel bağlanılacak oyuncu Devid oyundan çıkartılmış. Taktik doğru yenememe taktiği. 2 saat sonra aynı taktik Saftiggibe'den. Arda'yı çıkar kansız Aydın'ı al. Rüzgarda saçları dalgalansın yakışıklı çocuğun.

Yazık, bizde futbol falan yok. Her takım 3 yabancısını çıkarıp oynasın, ikinci lig kalitesinden bir farkı olmaz ligin. Bu hafta Avrupa kupası maçları var. Pazara çıkacaklar, bakın nasıl motive olacaklar o maçlara. Bizde sanacağız ki Hocanın parmağı var. Ne gezer, futbolcu isterse oynar istemezse oynamaz.
3 maç gol yok. Utanın lan utanın. Biz futbol dilencileri, yalvarıyoruz ne olur biraz futbol.

Futbola Lanet Ettirenler; Sabani Nonda


Taraftar bu sene bağırıyor, 35. santim uzunluk var onda diye. 3 gram beyin olsa, 10 paralık yürek olsa keşke. Eşektede uzunluk var fazlasıyla, sırtından odun eksik olmaz. Ben bu adamdan oynadığı ilk maçta aşşağılık bir şekilde ofsaytta beklerken nefret ettim. Sonra da yakın takibe aldım. Geçen yıl ki Fener maçındaki beleş golünün dışında hiç bir olumlu şeyini hatırlamıyorum. Galatasaray'ı hiç bir maçta ipten almadı. Hakan Şükür tek bacağını bağlasa bundan iyi oynar.




Bu adam nasıl olurda Şampiyonlar Ligi finalinde oynamış akıl alır gibi değil. Cihan Haspolatlı iptal olduktan sonra takımda sevmediğim futbolcu kalmadı diye sevinmiştim. Hepsini beşe katladı aşağılık ruhsuz herif. Stada bobma düşse kafasını çevirip bakmaz. Oyuna sonradan giriyorsun kahpe, hayvan gibi besleniyorsun, ayı gibi güçlüsün bir koş, bir gol at, bir kere maç çevir. Hasan Kabze şampiyonluk verdi, Aydın Yılmaz sonradan girip gol attı Konya'da, şampiyonluk geldi. Bir koş, çabala. Kulubedeyken bakın Galatasaray gol atsın en ufak bir tepkisi yok. Maçta konuşma, yok, motivasyon sıfır, garanti para cepte. Bunlar memleketlerınde bizden tokatladıkları paralarla garibanlara yardım ediyorlar. Sıkıysa etmesin bakalım oraların mafyaları ülkeye sokacaklarmı. Burda kazanmıyomusun sen lan parayı, burdaki garibana yardım etsene. Hagi, Simoviç, Floryada herkese kıyak yaparlardı. Kolpadan iyi adam görüntüsü.

Galatasaray'da zenciye karşıyım ben yıllardır. Irkçılıksa ırkçılık, bizde zenci oynayamıyor. Denizli zamanında Oerfa diya bir kazma gelmişti. Denizli beni her halde kandırdılar diye beyanat vermişti. O gün bu gündür kıllanırım zencilerden. Bir birlerine benziyorlar, acaba bu Nonda çakma olmasın.

Topu iyi saklıyormuş, niye saklıyorsunki topu. Sanki topu saklamak iyi bir şey. Topu büyük takım oyuncusu ortaya çıkarır. Ne yapar yapar karşı takım kalesinin çerçevesinin içine bırakır. Bu Nonda'ya güvenipte hesap yapan varsa onlara da yazık olacak. Nonda'yı beğenen taraftar varsa razıyım onlarla aram açılsın. Büyük konuşuyorum bu saatten sonra Nonda'nın atacağı gole kılımı kıpırtmam, lanet olsun.