8 Şub 2014

Kan Kokusu; Galatasaray 3-0 Eskişehirspor

Yerli yabancı neredeyse tam bir takım transfer edildi, ne var ki hiç biri değil. En büyük transferimiz, geçen hafta Fenerbahçe'nin taklaya gelirken yaydığı kan kokusudur. Bu kan kokusu, hele Arena'da bizim gibi kupa leşi avcıları için dayanılmaz bir av macerasıdır. Bu gece tribünlerdeki Büyük Galatasaray Taraftarı bu büyük takımı bir kaç kademe daha yukarıya taşımıştır. Tamamına şükran ve minnetlerimi gönderiyorum. Karınca kararınca katkılarımızdan dolayı da ne kadar övünsem azdır diyorum..

Büyük takımların, küçük Hocalarının büyük mottosudur. Galip takım değiştirilmez. Üstelik bu galip takım da boru değil, son yılların en büyük futbolunu oynamış takım ise. Drogba mecburiyetten, cezalı, yerine Hayro oynatıldı. Semih Kaya grip olmuş. 10 tane doktor var, biri hapşırsa, basıyorlar iğneyi, baklava börekle, pirzolayla besleniyorsunuz. İçtiğin hapın haddi hesabı yok, cebinde milyon yurolar cirit atıyor. bu ortamda sen kalk hasta ol. Gariban ne yapsın be çocuk. Bu memlekette Galatasaraylı Semih Kaya grip oluyorsa, sobası, doğalgazı yanmayan, beslenemeyen, işi gücü olmayan en az 10 milyon kişinin veremden telef olması lazım. Hasta da oynamayınca Şecu sürüldü sahaya. Tek değişiklik Eboue ile Telles arasında oldu. Oyun olarak da Sabri bu kez sağ taraftaydı. Demek ki Mancini için her maç, bir öncekinden ve bir sonrakinden bağımsız bir maç. Oyuncu seçimi, oyun kurgusu da öyle. Takım artık, oyun içerisindeki taktik değişikliği mektupla değil, ya ezberleyerek, ya çaktırmadan kulübeyle arasında oluşturulmuş bir Sabri reklamı ışınlanma sistemiyle uygulamaya koyuyor.

Sabri'yi maç kadrosundan önce, reklamlarda gördük. Biz dalga geçe duralım, Sabri bey, 500 bin yuroluk kırmızı Ferrasiyle bizle dalga geçsin. Avuta yolladığı tonlarca top, kendisine bir araba daha aldırsın. Bu akşam Sabri beklentimden de iyi top oynadı. Reklamları çöpe gönderecek 2 unutulmaz şutu kaleciden döndü. O zaman da Mancini'ye Sabri tercihi için helal olsun demek düşer. Kime sorsan Eboue Sabri'den daha iyi oyuncu der. Ama artık, iyi oyuncudan ziyade, iyi futbol oynayacağı garanti futbolcularla çıkma maçlarıdır bu maçlar. Eboue 8, Sabri 5 lik futbolcuysa, Eboue'nin iyi oynayacağının garantisi yoktur, kötü oynarsa 5 e, 6 ya düşer, ama Sabri, bunca yeni transferin korkusuyla 5 ten aşağı oynaması imkansızdır. Biraz gazla 7 ye çıkacaksa Sabri tercihi doğrudur. Gazı da en iyi alacak futbolcuların başındadır. Ne kadar kızsak da kredisi tükenmez.

Şecu'dan da endişeliydim, hele ki bana göre ligin en kötü hakemi olan, penaltıcı, kırımızı kartçı, avantaj oynatmayan, büyük takım düşmanı Cüneyt Çakır çalıyorsa düdüğü, tırsmakta hakkım vardı. Belli ki futbolcular Cüneyt'e karşı uyandırılmış, şüpheli müdahale etmeleri engellenmiş. Bir kaç kritik top kaybı olsa da mükkemmel bir stoper golü atarak, çok zor bir maçtan yüz akıyla çıkmayı başarmıştır. Maçta öne çıkan özel bir futbolcu yoktu, biri istisna. Takım halinde pres yaptılar, henüz bilmiyorum ama mutlaka topla oynama üstünlüğü, Eskişehirspor'daydı. Çok iyi paslaşmalarına rağmen takım savunmasında pek gedik bulamadılar. Bulduklarında da istisna futbolcumuzla karşılaştılar. Hayroviç'i pek çözemedim, çok keskin çalımları var, rahat adam eksiltiyor, ama son toplarda sanki çok acemi. Sanki fırça yiyeceğim diye korkuyor. Rahat değil, gol pası verirken ki güveni, gol vuruşu anında yoktu. Banko bir futbolcu olacağını düşünmüyorum. Amrabat kadar süre alır, daha verimli olur mu? olur sa hayrımıza olur. Büyük beklenti içinde değilim.

Sniper'in kankası tribündeydi. Dolayısyla Burak-Selçuk kankasının gölgesinde öksüz bir oyun sergiledi. Belki de kendisine fazla iş düşmediğinden, fazla da kasmadı. Uzun süredir atamadığımız serbest en direk vuruş golünü attırdı. Çalışılmış bir gol olduğu kesin di. Muhtemelen, serbest vuruş golü çalışması şöyleydi. Ben topa vurduğum anda 3 e kadar sayın zıplayın, kafaları kaleye doğru sallayın. Ben birinize çarptırıp golü atarım. Bu golle birlikte cenabetlikten kurtulup abdestimizi aldık. Gol sevinci, resim çektirmek. Her kes duracak, Sabri dahil, o da ne dururken kafasını yardı Sabri. Bereket Juventus maçındaki gol anında sahada değildi. Aydın Yılmaz'ın hastane arkadaşı olabilirdi. Böylece 2. reklam filmi de garantilendi. Dururken sakatlanan futbolcu Sabri Reyiz.

Pitbull'a bugün az daha küfür ediyordum.  bir topu kopardı aldı, havladı, gol mol atsa, geçen haftaki gibi hayvani futbol oynasa, kesin ederdim. Ne o lan, Bir Hagi'miz var bizim, milyonlarca taraftarın kalbindeki tahta mı göz diktin. Ağır ol, sevildiğini bil! Hagi'ye mikron kadar yaklaşabilirsin, geçmeye kalkarsan Mustafa Sarp'tan beter ederim haberin olsun, savaş tanrısı Büyük Felipe Melo. İstisna futbolcu ne yazık ki bu maç için sen değilsin. Boşuna hırlama.

Kenarda oturan öcülerden korkup, unutulmaz iki maç oynayan Hakan Balta'da değil. Koray öcüsü, Hakan'ı, Veysel öcüsü, Sabri'yi bundan sonra rahat uyutmaz. Hele ki Umut Bulut'a bakıp, tatlı tatlı rüya gören Burak bile artık, korkulu rüya görebilir. Umut, şu an oynayan gol atamamış tek santrfor olmaktan maç itibarıyla kurtuldu. Tugay Kerimoğlu'nun göz bebeği Berk İsmail'in her an Burakula'ya Drakula'lık yapabilme ihtimali belirdi. İsterse koşmasın, isterse atamasın.

Maçın futbolcusu Muslera idi. Kalecisi demiyorum, Galatasaray artık toplamı 11 e varan bir taktikle oynuyor sayesinde. Muhtemelen en çok pas veren oyuncu Musleraydı. İşte benim Taffarel'den sonra aradığım oyuncu kaleci profili. Ceza sahası içerisinde topa elle müdahale etme hakkı olan stoper, libero. Son iki maç kendisine hayran oldum. Büyük takım kalecisi işte tam da budur. Takımın ileride 1 kişi daha fazla oynamasını sağladı. Maçın büyük bölümünde 452 oynadık, 3. gol bir türlü gelmeyince de, son bölümde Melo'yu liberoya çekerek 542 ye döndük. Sabaha kadar oynansa bu maç Muslera gol yemezdi, en ufak bir endişeye düşmedim.

7 banko futbolcumuz var. Drogba- Semih bir sonraki maç sahada, bugün 8. banko tescil edildi. Alex Telles'in büyük bir oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Duruş, vuruş, akıl teknik ne ararsan var. Her oynadığı maç, bir önceki maçta kötü oynamış demek olacağı maçtır. Kaldı geriye 3 adam. Hocalara kolay gelsin, 25 kişiden 3 kişi bulup çıkarsınlar. Herkes birbirinin öcüsü. Hamit'inde sağlam döndüğünü düşünürsen giderek bitiyor futbolcular. ilk 11 e en yakın yeni transfer yerli Veysel görünüyor. Oyuna girerken 3 Kulhuva bir Elham okudu, bir iki rekat da namaz kılsaydı daha da yakınlaşırdı belki ama bakalım.

Şimdi güzel bir Pazar gündüzü bekliyor bizi. Bizi derken kendimi dışarı atayım. Ben her zamanki gibi Fener maçı esnasında internetten King oynayayım, maçla ilgilenmeyeyim, müjdeli haberi ilk verene Orjin Köfte ile 2 bira borçlanayım.

Ortada bir kupa varsa, Galatasaray'ın alma ihtimali dahilindeyse, rakibe, federasyona, yalama spor medyasına rahat, huzur yok. Son dakikada gelen gol, sadece 3. gol değildi. Kan kokusunu almış Cim Bom'un maç be maç canavarlaşacağının ilanıydı.
Bu gece Fenerbahçelilere uyku yok, korku Temeltepe'yi bekliyor.

Maç sayıyoruz, gel 14 maç gel.

4 Şub 2014

Felipe Melo, Sen İnsan Değilsin; Galatasaray 6-0 Bursaspor

Maçın tam 13. dakikasıydı,  henüz harlanmamıştı oyun, hatta bir önceki hafta oynanan rezalet futbolun devamı olacak diye vesveseye kapılanların sayısı gittikçe artıyordu. Bir önceki gün rakip yenilmiş, kaybedilecek bir puan bile lig ölümü demekti. Kısaca durum umutkar değil, maç öncesi Drogba toplantısı bile işe yaramayacak gibiydi sanki. Alınan onca transferin hiç biri sahada değildi. Mancini'ye benim gibi erkenden saydıranların yanında, toplu yerde seyrettiğim için biliyorum, giydirmeye başlayanlar da çoğalıyordu. Ve top Melo'yla buluştu(Melo topla değil). Uçurumdan bir kayanın düşmesi gibi ivme kazandı Pitbull. 2 kişiyi kısmi felç geçirtip, sağa doğru hırladı. Limit hızla topu içeri, ölüm üçgenine(gol anındaki top ve iki kale direği) kesti. Biraz yavaş vursa, top birilerine çarpacak, biraz hızlı vursa bizden kimse vuramayacaktı. Ağır çekim seyretmesi kolay, o topa gol vuruşu yapacak golcü bir ligte en fazla bir taneydi, ve çok şükür bizim takımdaydı.

Top ağlara gittiği an, ritüllerimi sergiledim.  Önce bir anırdım, sonra yanımdaki tanımadığım adamı yumrukladım, ibadetim biter bitmez, ellerimi havaya kaldırıp, Yüce Gök'e yalvardım. Lorik Cana'yı Muslera ile kim değişmişse, Lorik Cana'dan boşalan yere( 7 dönümlük arazinin tamamı) Melo'yu kim salmışsa, Hagi'yi aldıranla beraber onu da futbol cennetine kabul et diye dua ettim.

Homeros çırak çıkar, yazamaz, Dünya'nın en uzun destanı Kırgız Manas'ı futbol üzerine yazılmış olsaydı bile bu güne kadar yazılmamış olacaktı. Ve artık bir destan yazıldı, Galatasaraylılar dilden dile nesilden nesle aktaracak. Futbol icat edildiğinden beri halı saha maçları dahil, hiç kimse şahit olmamıştır eminim. Tek bir devrede insanlık dışı atılan 3 golün sahibi değil de, maçta hayvani futbol oynayan biri maçın adamı olacak, Günün anlam ve önemi dolayısıyla da maçın Metin Oktay'ı seçilecek.

İşler sarpa sarar bazen, takım kötü oynar, tam ümitler kesildi sanırsın, sahada o an futbolcu aramazsın, başka bir şey gerekir, futbol dışı, Hoca ile, çalışmakla, taktikle işin olmaz. Bir deli lazımdır, ağlayacak olsan bile omuzuna yaslanacağın güvenilir biri. Takım yenilir belki ama ben yenilmem diye patlayacak bir nükleer bomba gerekir. Taraftarı roketleyecek bir tetiğe ihtiyaç vardır. İşte bu hayvandır o. Adam diyemiyorum, futbolcu hiç demiyorum. Futbolcu olsa, gördük Juventus'lu Vidal'i, Melo'nun dövmesi etmez, göreceğiz Skolari'nin ön liberosunu, Mexico 70 den beri Dünya Kupalarını izlerim. 2002 de bizim iki maç hariç Brezilya'yı tuttum. Eğer Melo oynamayacaksa, ilk defa Brezilya'dan taraf değilim.

Bu maçla beraber, bir başka futbol miladını daha yaşadık. Bilinen bütün dizilişlerin toplamı 10 a çıkıyordu. 442, 433,352 yaz maç öncesi tahtaya, maçın 2. dakikasında unutsunlar. Galatasaray 3-1-7 oynadı. Muslera ki- Burak Yılmaz hatır şikesi! yapmasa lig rekoru kırılacak, bir 30 sene üstümüze yapışacak bir skor daha alınacak maçta 3 maymuni kurtarış yaptı- Semih, Hakan Balta geride, 1 kişilik orta saha oyuncusuyla, Melo'yla, Ceyhun dahil diğer 7 kişiyle hücum oynadığımız büyük takım dizilişini seyrettik.

Galatasaray aslında fark atmazdı, rakibe saygıdan dolayı, tabela alındıktan sonra hırpalamazdı. Ne var ki hesap kitap yapıyorduk. Rakiple averaj dezavantajı vardı. 2-0 yensek, iş ara maçlarda atılan, yenen gollere kalacaktı. Bursaspor kusurumuza bakmasındı. Sırasını savdı, artık kime denk gelirse onlar da bize hak versindi. Cim Bom kan kokusunu almış kudurmuştu.


43 senedir tribünlerdeyim, ilk defa bu sezon, ligin yarısı geçmiş, takımda tanımadığım 8-9 kişi var. Yeni gelenler şu takımın oynadığı futbolu gördüğünde belki de geldiklerine bile pişman oldular. Aslında takımda 7 kişi banko. Bunca transfer, onca savaş 4 forma için. Yesinler birbirlerini, bu takım artık berabere bile kalmaz.

Maçın en kötü adamı hakemdi! 10 saniye bile uzatmadı, eminim başta Melo olmak üzere yarım saat daha uzat diye yalvarmışlardır. Büyük bir şovu ne yazık ki, futbolun hilafına, ama insanlık namına acı düdükle bitirdi. Uzatmak saygısızlıktı. Bir Melo rüyası görüyorduk, bu rüya boyunca boyut değiştirdik. Ganj Nehrinde yüzdük, Nepal'de Katmandu'da Dalay Lama ile arındık, Olimpos Dağında Tanrılarla konuştuk, Sina Çöllerinde halüsinasyonlar gördük. Ah be hakem neden uyandırdın bizi?

Türk spor medyası, oynadığı ilk maçta farkına varmıştı. Gitsin diye, kaçsın diye, ceza alsın diye az uğraşmadı. Kiralıktı ya, Galatasaray geri getirmesin diye fallara totemlere yattılar. Hatta alınmasın diye Alper Potuk'u kakaladılar bir kaç günlüğüne, Yekta daha iyi diyen fosillerden geçilmedi foseptik çukurları. Büyük Galatasaray Taraftarı tuzaklara düşmedi. Florya'da yangın çıksa ilk kurtaracakları Melo'yu zor kullanarak aldırdı. Belki de Melo için çıkardılar yabancı kotasını. Belki Galatasaray uyutulur, Melo'dan vazgeçmesi sağlanırdı. Ama artık geçmiş olsundu. Hagi gittikten sonra rahatlayanlara, Melo gidene kadar huzur yoktu, 100. maçına çıktı,TFF nun kimyasını bozmuştu, suçu büyüktü. Galatasaray taraftarıyla müebbet cezaya çarpıldı. 300. maçını oynamadan tahliye olamayacaktı.

Büyük Galatasaray Taraftarı tribünlerde milyonlarca Galatasaraylı adına son sözünü söyledi.

Conk Bayırında Mustafa Kemal ne ise, Arena'da  Felipe Melo oydu.