23 Ağu 2008

Nerde Kalmıştık! Galatasaray 4- Denizli 1


Şampiyon sahaya 4 yabancısıyla çıktı. Linderoth'da kulübedeydi. Alışık değiliz biz fazla yabancıya. Arda yedek başladı, herhalde Bükreş maçı düşünülüyordu. Kaleciyi eleştirerek başlayalım maçı yazmaya. O kadar ürkek duruyorki kalede gol yiyeceğine bahis olsa o anda misli oynarım. Artık yazmayacağım, bu adam kaleci maleci değil. Eğer Galatasaray maç kazanacaksa en az 2 gol atması lazım. Bazen 2 bile yetmez. Artık kalecilere değilde kaleci hocasına başlayacağım.




Seyirci şampiyon takımı ilk maçında yanlız bırakmış. Bir de 52.000 kişilik satadı nasıl dolduracağımızı düşüneceğiz. Çakılı kapalı üst ve eski açık harici nasıl taraftar bunlar anlayamyorum. Koskoca İstanbul'da 20.000 maça gidecek Galatasaray'lı olmazmı. Demek takım potada olmasa 2.000 kişiye oynayacağız. Kapalı altı göremediğimizden, duyamadığımızdan yazamıyoruz. Bence orası mezarlık tribünü.




Sabri, savruk başladı. Öylece de devam etti. Sakatlığı imdada yetişti. Orta yapmayı bilse tadına doyulmayacak. Balta sol tarafın tapusunu aldı artık, sakatlık olmazsa her maç banko. Yazık oldu Volkan'a. Hasan Şaş bu sene benim gözdem. Ters ortası golü getirdi. Topal en kral sağlamdan daha sağlam oynadı. Neden çıkardı anlamadık onun içinde yuhladık. Bu hocayla işimiz var. Bereket 1 yıl mukavelesi var. Şampiyon bile olsak seneye yok. Lincoln'ü yalama basın elinden geldiğince gözden düşürmüş. Artık assolist muamelesi görmüyor. Ama iki asist ve bir gol çakarak gereken cevabı verdi. Kewell muhteşem bir golle selamladı taraftarı ama ikinci yarı kayboldu gitti. Yakından seyredemedik, ilk yarı sol tarafta ikinci yarı sağ olunca bize uzak oynadı. Nonda santrofor bencilliğindeydi pas vermedi. Yaser tahmin ettiğim gibi 15-20 maça çıkar.




Denizlispor benim bu sene küme adayım. Kişiliksiz bir futbol oynadılar. Ligin ilk maçı, eşşek gibi çalıştınız, at gibi yediniz, temiz haca bol gıda bu ne 1 puan sevdasıdır. Böyle takımların yolu açık olsun ikinci lige doğru.




Karşısında hücumu hiç düşünmeyen bir takım. Üstelik adamı atılmış ve maç berabere. Tek santraforla oynatıyor Alman. Kafası küçük, vizyon hak getire. Takımın en iyi oyuncusu Topal'ı çıkarıyor. Biz galip geldiğimizde yazalım, mağlup olunca yol gösteren çok olur. Haydi Cim Bom sezona iyi başladın, iyi bitirelim.




Bükreş seferine çıkıyoruz, alıp geliriz takımı. Maç öncesi izlenimlerimizi bildiririz. Maç yazımız Romanya'dan, ikinci vatandan.

Büyük Takım Hocası


Futbol tarihi yazdı büyük hocaları. Yılmaz Vural'ı, Güvenç Kurtar'ı, Giray Bulak'ı. Hepsi büyük hocalardı ama küçük takımları çalıştırdılar. Hepsi forse yemiş, gol yememek için kurgu yapmış, rakibin en önemli futbolcusuna birini yapıştırmış, gol yememek için yaradana sığınmıştı.

Nasıl olmalı büyük takımın CEO su. Futbolcu hata yaptığında ya da iyi bir şey yaptığında göz ucuyla kulübeye baktığında belli olmalı büyük takım hocası. Devamlı hücümu düşünmeli, nasıl yemem değil nasıl atarımı yaşamalı. Yabancı takımla oynarken herkesin tanıdığı ürktüğü biri olmalı.

Adam değiştirdiğinde taraftarın heyecan duyduğu, bir şeyler olur diye beklediği biri olmalı. Her şeyin bittiği anda mucizeler yaratandır büyük takımın hocası. Devamlı elleri ileriye işareti yapandır. 1-0 öne geçtiğinde yatmayıp ikinciyi arayandır. Son dakikalarda gol yemeyendir, atandır.

Büyük takım hocası maça daha fazla defans oyuncusuyla değil, daha fazla hücümcuyla çıkandır. Taraftarın tezahürat yaptığı hocadır. Varlığı güven duyulandır, giderken ağlanılan hocadır. Kovulsun diye tezahürat yapılmaz büyük hocaya. Büyük futbolcuları yönetebilendir, her yıl bir iki futbolcuyu yıldız yapabilendir.

Adıyla, geçmişi karizmasıyla, demeciyle, duruşuyla, otorite olmalıdır. Takım haksızlığa uğradığında, çizgilerin dışına çıkıp kavga edendir. Gole sevinendir, tepki verendir. Gerekirse son dakikalarda kalecisini bile gol atmaya gönderebilendir.

Galatasaray'ın başındaki yabancı, büyük takım hocası değildir. Asla olmayacaktır.

22 Ağu 2008

Futbolu Sevdirenler ; Savaş Demiral(Büyük Savaş)



Hepimiz 1988 yılındaki büyük yürüyüşün onurunu yaşarız. Hani o Avrupa Avrupa duy sesimizi diye yırtındığımız seneyi hiç birimiz unutamayız. İlk yarı final çektiğimiz Şampiyon Kulüpler turnuvasını. Neushatel maçı der başka bir şey demeyiz. O maçı maç yapan ilk maçtaki beklenmedik 3-0 yenilgi ve sonrası büyük motivasyonla tarihin en büyük geri dönüşü.






O maç önemli olmayacaktı, Büyük Savaş Türk futbolunun kader golünü atmasaydı. Çünkü biz o maçı oynamayacaktık. Rapid Wien'le Avusturya'da oynanan maç hezimete gidiyordu nerdeyse. 2-0 yenik duruma düştük, Simoviç direniyordu 3. yememek için. Rakip üzerimize çullanmış işimizin evliyalara kaldığı dakikalardaydık. Nasıl olduysa oldu sol taraftan bir korner kazandık. Topun başına Gevur (Prekazi) geçti. Hepimiz orta yapacak belki Tanju çakacak diye bir umut nefesimizi tuttuk televizyon başında. Gevur 18 köşesine doğru yerden pas attı. Gelişine Büyük Savaş olanca kuvvetiyle vurdu. O kadar şiddetli vurudu ki bazen barajdakileri sakatlardı. Top gitti Rapid ağlarına yapıştı. Gerisi bizim işimizdi. Yeteki Ali Sami Yen'e umutla çıkalımdı. Tanju ve Cüneyt'le çok rahat geçtik Rapid'i. Gerisini hepiniz biliyorsunuz.

21 Ağu 2008

Büyük Takım Kalecisi





Kale kaledir, amatör sahada da, Barnebau'da da, Ali Sami Yen'de de boyutları aynıdır. Peki kaleciler aynımıdır. Büyük takımın kalecisi nasıl olmalıdır. Biz büyük takımız ve kalecimiz kim olmalıdır. Kalemizdekinin ismi hiç önemli değildir. Ahmet olur, Rüstem olur, Nazmi olur. Bir kere Galatasaray'ın kalesine çok az top gelir. Bu nedenle kaleye tribünden mahalle takımı kalecisi bile geçse Galatasaray sezonu en kötü 3. bitirir. Avrupa kupasından da büyük ihtimal elenir.

Şu an kalemize geçen arkadaş geçen yıl ikinci dönem devamlı kalemizdeydi. Ondan önceki arkadaşımız Sion gibi bir takımdan ne olduğumuzu anlayamadan 3 tane yemiş, turu zor geçmemize neden olmuştu. Arkadan Leverkusen'den 5 gol yemekle, hem kendinin, hem Kalli'yi sehpaya çıkardı. Kasımpaşa'lıdan 40 metre frikiğiyle de sandalyeye tekme attı. Güle oynaya Şampiyon olacak takımın işini mucizelere bıraktı. O yetmemiş gibi 5 tane yediğimiz takımının hocasını kulübemizde bulduk. Bu yüzden Orkun Efendi'nin takıma verdiği zaiat çok büyük oldu. Artık kendisini tartışmıyoruz. Biz Aykut'a bakalım.

Aykut senelerce Mondrogon'un asistanlığını yaptı. Üstüne koyduğu hiç bir şey ne yazıkki olmamış. Geçen yıl ite kaka, yönetim futbolcu taraftar gazıyla son düzlüğe kazasız belasız girdik. Final maçında Sivas'ta komedi dans yaptı az daha bir çuval incir berbat olacaktı. Eminim geçen yıl kazayla bir maç yenilseydik sonlarda daha sonraki bütün maçları kaybedip 4. olurduk.
Bu sene yönetim çok doğru bir kararla, bu kalecilerle, hele Avrupa maçları oynamak Rus ruleti gibi bir şey. Mermi geldi gittin, gelmedi bir tur daha.





Şimdi büyük takım kalecisinden büyük takım taraftarı ne beklere bakalım. Hiç tartışmasız avuta giden topta Aykut'un topu altı pas noktasına acele etmeden, özenle dikip, ayağının ucuyla topun dibindeki çimleri düzeltip, 5 adım gerilerek olanca kuvvetiyle 7 dönüm arazide en uzak noktaya abanması yokmu. Utanıyorum, yeni deyimle içim acıyor. Kendisiyle paslaşan birinin verdiği pası yüksek ihtimalle taca atmasına dayanamıyorum. İsterse hiç gol yemesin, benim için bu tip kaleci ancak kümeye oynayan takımın kalecisidir. Yan topa çıkma işini ben Simoviç'ten öğrenmiştim. Yan ortada kafa hizasından gelen topa asla çıkma, kafalardan yüksek gelen topa mutlaka çık. Kaleciliğin alfabesiymiş, bizimki tam tersini yapıyor. Çıkılmayacak topa çıkıp, ezilip topu kaderine bırakıyor. Hele ki kaleye gelen uzun topta kale çizgisinde zamk varmış gibi duruyor, defans oyuncuları ikilemde kalıp hata yapıyor. Degaj yapan bir kaleci nasıl geçer kaleye anlayamam.

Bana bazı arkadaşlar kızıyor, Galatasaray futbolcularını eeleştiriyorum diye. Aykut bugün var yarın başka takıma gider, biz 40 yılımızı devirdik bu sevdada, önümüzdeki haftada Bükreş'e seferiyiz. Milyonlarca Galatasaray'lı bir kalecinin daha ilk maçında, taraftarın referans tezahüratı kesilmeden kendisine gelen topu şişirmeye karar verecek, en balta adamın yapacağı hareketi bile yapamayacak, sırtı dönük rakibe çarptıracak, sıçtığı boku çıkıp temizleyeceğine çizgide öakılı kalıp golü yiyecek ben bu adamı sadece Galatasaray'lı diye başımın tepesinde taşıyacağım.

En fanatik Galatasaray'lıya sorum olacak. Arsenal maçında kalede Aykut olsaydı biz penaltıları kazanabilirmiydik. Hemen Taffarel kurtarmadı direkten döndü deme. Koskuca Suker karşısında iki Dünya Kupası kaldırmış kaleciye olanca kuvvetiyle golü atmak istediği için kaçırdı. Aykut olsa ayağının burnuyla dokunur golü atardı.

Galatasaray kalecisinin adı önemli değil, eylemi önemli. Gol yemesi de önemli değil. Yeter ki yediği gol salaklığından olmasın. Fazla da bir şey istemiyoruz kendisinden. Hiç gol yeme demiyoruz, bir çataldan diğerine uç demiyoruz, maymunluk beklemiyoruz. Kendisine gelen topu eliyle en yakınındakine verecek, zamanlama hatası yapmayacak, gerekirse kalesinden çıkıp topa müdahele edecek. Bunları Aykut yapabilir mi, benim umudum yok arkadaşlar. Umarım yeni kalecimiz istediğim gibi biridir. Sabırsızlıkla ilk maçını bekliyorum.

Büyük takım taraftarı olarak biz eskiden Simoviç'e top gelsin diye yalvarırdık. Kurtarışını seyredelim diye. Şimdi yarı sahamıza top geldiğinde yusuf yusuf oluyoruz. Adları önemli değil Galatasaray kalecilerinin. Haydar olur, Hayrettin olur, Nezihi olur tir tir titrersiniz tribünde, Taffarel olur, Simoviç olur, Mondragon olur, takım kiminle hangi kademede oynarsa oynasın, içiniz rahat tezahürat yaparsınız, Hızır'dan umut kesersiniz Galatasaray'dan asla.

19 Ağu 2008

Kaleci Aykut


Korkarım aldığımız kaleci Sanchis bok çuvalı çıkacak. Yoksa bu Aykut şu iki final maçında Galatasaray kalesindemi olacaktı. Geçen yıl rulet tuttu, son 6 haftayı nerdeyse gol yemeden bitirecekti. Mayın patladı patlayacak derken Sivas'ta gümledi. Bereket takımın tecrübeli futbolcuları ve Arda, Şampiyon olacağız diye söz vermişlerdi. Almanya'nın belkide 5. sınıf hocası başımıza geldi. (1. sınıfı gelse bile itirazım olur) Kim tanıyordu neden geldi başımıza. Geçen yıl bize Orkun'a( Galatasaray'a değil) 5 atmıştı ya şapkadan tavşan çıkarırdı. Orkun o maçtan sonra iptal oldu. Saymadım kaç yıl oldu Aykut yedek bekleyeli. Geçen yıl ligin en az gol yiyen, şampiyon takımının kalecisini Milli Takıma almıyorlarsa iki şey var. Ya Milli Takım CEO su'nın Aykut'a gıcığı var(bence en son ihtimal) Ya da Aykut kaleci falan değil. Çizgiye yapışık oynuyor, olduğu yere uçuyor, kendisine atılan pasları taca atıyorki maymun olsa böyle kalecilerden nefret ederim. Yan topa çıkmaz, yer tutamaz. Sadece kendisinin iyi kaleci olduğuna inanıp kaleci alınmasına itiraz eder.



Eldeki öteki kaleci Orkun'u saymayalım. Galatasaray PAF takım kalecisi ayarında bile değil. Yazık şampiyon takım büyümüş, Milli takımdan onore dönmüş futbolcular, tam kapasite Hasan Şaş, sakatlık çıkmazsa Meira ve Kewell nokta transferler. Bu takımın başına şu Alman ve gerisine bu kaleci yakışmıyor.



Fal tutalım Sanchis iyi çıksın, oda gerçekten aldığımız istihbarata göre çuval(umarım yanlış bilgidir, ilk geri pasında anlayacağım) çıkarsa yazık olacak emeklere.

17 Ağu 2008

Heldkamphollsaftigkibbe; Galatasaray2- Kayseri 1

Bu Alman kemik yalayıcığını kim icat etmişse kemikleri sızlasın. Çanakkale Savaşındaki komutan da Alman Liman Paşa'ydı. Hell'den, Kalli'ye, Hollmann'dan Saftig'e ve son olarak Skibbe'ye ne gerek vardı anlamadım. Adam ilk maçında hem de sezonun en önemli maçında takımın 4 stoperini banko oynatarak bu işi bilmediğini ispatladı. Ne değişti 3 günde, nerde stoperler.

Kimse kusuruma bakmasın bu Aykut kaleci olamaz. Gelen her topu taca atıyor, hiç bir yan topa çıkmıyor, uçuşlar güven vermiyor. Sanki her an gol yiyecek gibi nitekim yiyorda. Bu sene en büyük futbolu beklediğim Hasan Şaş ilk yarı sol tarafta yakın markajda etkisiz oynadı, ikinci yarı sağ tarafta sanki bana doğru söylemişin doğru öngörmüşün abi der gibiydi.

Lincoln sakatlanacak diye ödümüz kopuyor. Sakatlanana bacağında ödem oluşana kadar rahatız. Geride Meira teknik güven veriyor. Sol tarafta Balta kötü başladı, bir kaç maç böyle oynasın oturur. Nonda'ya biraz ofsayta düşmeme taktiği verseler tadından yenmeyecek.

Veeeee Kewell, bu adam sakat makat değilse her takımı tek başına yener. Huzurumuza muhteşem çıktı. Hasan Baba'nın ortasına yapıştırdığı kafa muhteşemdi. Sonrasında Nonda'ya müthiş pas attı. Çalımları, ortaları çok gol attırır. Hoşgeldin Kewell, Bükreş seferine umutlu gitmemizi sağladın. Arda, Lincoln, Kewell, Nonda forveti büyük takım forvetidir. Hoca moca da gerekmez.

İşin ucunda kupa varsa Galatasaray adaydır. Aday adayları sırasını bekleyecek. Kolay gelsin memleket takımı Kayserispor, yazık oldu sana.