21 Haz 2008

Zagreb Radyosunda Lili Marlen Türküsü


Ağlama Hırvatistan, ağlama Zagreb. Sizi biz elemedik, kızmayın bize. Sizle 100 maç yapsak bundan sonra 100 ünde de yenersiniz. Ama bu turnuvada bizim kaderimiz çizilmiş bir kere. Kimse değiştiremez. Yukarıdaki düzen böyle istedi kimse önüne geçemiyor. Belki de Avrupa'ya bir ders vermek istiyor Tanrı kim bilir. Öyle haç çıkarmayla falan maça başlarsanız sonunuz böyle olur. Belki buraya kadardı hakkımız, belki Almanlarıda cezalandıracaklar. Oyun üstünlüğüyle, evire çevir bir takımı yenemeyiz biz. Ancak maç biter hayatında hiç mucize görmemiş insanlar, gördük derler. Hatırlatalım ki biz Türkler Şamanızdır. Hiç kimsenin hayal bile edemediği güçler bize yardım ederler tarih boyu çok şahit olduk.
Sizi eleyen takımın bekleri bizim ülkemizin en kazma bekleridir. Sizin oynatmadığınız, Milan'da yedek bekleyen Simiç Şampiyon olan takımımızın transfer listesinin başındadır. Sizi eleyen Takımın Hocasından bu ülkenin en az yarısı nefret eder. Size gol atan futbolcu hayatını yedek kulubesinde sonradan oyuna girerek geçirmektedir. Sizin penaltıları avuta yolladığınız kaleciyle bu ülkede dalga geçilmektedir. Üzülmeyin altın boka düşmekle değerini kaybetmez. Bir boka denk geldiniz,
hadi yattığınız yerden kalkın, elinizi yüzünüzü yıkayıp kendinize gelin. Gidin güzel ülkenizin dağlarında nefes alın. 2. Dünya Savaşındaki Partizanlarınızın türküsünü dinleyin. Dost ağlar karanfilim, marş söylemeden ölmek size yakışmaz. Bu bir rüyaydı, sakın inanmayın.

Fatih Terim'in Evliyaları




4 gündür anket yapıyoruz, üstelik şu son Hırvatistan maçını sormadık. Ulusal takımın geldiği noktayı bizimkiler evliyalara ve futbolculara bağlamış. Daha sonra Terim demişler ve kimiside rakip takımın aptal kalecileri bize çalışmış diye görüş bildirmişler. Bizim okuyucu, oy verici nitelikli olduğundan araştırılması gerekir çıkan sonucu. Evliyalardan bahsedenler hiç inanmazlar hurafelere, uğura, metafiziğe.


Peki şu son maçtan sonradamı inanmayacaksınız. Ben olsam Diyanet İşleri'nin yerine fetva çıkartırım, peygamber mucizesi budur derim, dinden imandan çıkmış, şüpheye düşmüş vatandaşlarımızı tekrar camiye, muskaya kazandırırım.


Tamam sonuna kadar sevindik, üstelik takımda oynayanların çoğunun Galatasaray'lı olmasından onur gurur duyduk. Başlangıç kadrosunda sadece Servet ve Balta olan takım, nerdeyse Galatasaray olarak saha çıktı. 2002 deki rüya yeniden görülüyor. Ne kadar çok sevindiysekte başarıyı tek başına sahiplenen, leşe konan Terim'in aldığı prime, puana, kibire o kadar üzülüyoruz.


Zaferin coşkusunu yaşamaya devam edelim. Bu adamdaki bal varken Almanya'yı da yeneriz biz.


Başka bir şeyle açıklamak olanaksız. Golü atan şansa attım diyorda, kendisi bilimle, kurguyla, zekayla kazandık diye yutturuyor. Bu adam kazandıkça biz kaybederiz uzun vadede. Hiç bir katkısı yok takıma, belki ben nankörüm, körüm. Nefretim bütün organlarımı mühürlemiş, bilemiyorum.


Ey büyük hoca, beni de yendin. Seni sevenlerinle başbaşa bırakıyorum. Bize bu saatten sonra senin başını çektiğin ulusal takımı uzaktan sevmek düşer. Ne haliniz varsa görün ben çekildim.

Teşekkürler Gök Tanrı, Hırvo 1-Türkiye 1 Penaltılar


Hayatımda ilk defa ulusal takımdan umutluydum. Maçtan önceki yazılarım duruyor yerinde. Her ne olursa olsun artık hepimizin imana gelmesi gereken bir nokta var. Futbolun tanrısı var ve o tanrının peygamberi Fatih Terim. Ne yaparsa yapsın kendisine yarıyor. Rüştü, hepimiz küfür ettik, çok zamanki gibi gol açısında değildi dandik bir gol yedi, şişirdi ve gol pası verdi. Gol gelince artık hiç kimse penaltılarda kaybedeceğimize inanamazdı. O kadar emindimki penaltıları kaçıracaklarına Hırvatların.

Maçı yazmak için ne yapalım acaba. Ne yazalım, bir taraf olmasak turnuvanın en kötü maçı. Bu kez üst direk kurtardı. Şapkadan tavşan çıktı, dışarda korna sesleri. Söylenecek her şeyi söyledik, fal baktık, son saniyede gol atan Semih, golü eşine ve çocuğuna armağan ettiğini söyledi. Ulan hıyar senin attığın gol koca bir ulusu sokağa döktü, ulusa değilde ailenemi çalışıyorsun sen. Şu anda dışarda korna sesleri var. Ben şu galibiyetten sonra, Terimden bir kez daha nefret ettim. Bir kere de şansımız var de be adam bir kere de şans de. Evliya de. Eren de, Peygamber de ne dersen de. Turnuvanın en kötü takımıyız, en kötü futbolu biz oynadık. Her maçımızda direklerimizden dönen top var. Bir tek gol kaçırmadık.
Şu an maçı, şaşkınlığı yazmaya çalışıyorum. Bi bok yazamadığımın farkındayım. Yarın Türk futbolunun cenaze merasimini yazacağım. Sevinin çocuklar.

20 Haz 2008

Yetişin,Yardım Edin









Ey Ulusal Takımla tarihe geçenler, Unutulmaz maçları oynayanlar, Viyana'da olmanın vaktidir. 1951 de Almanya'yı, Almanyada yenenler yetişin. Turgay Şeren yetiş, Rüştü'nün bir tarafına da sen geç. Seni göremesinler, o kurtaramazsa sana çarpsın top. 1956 da Hidakuti'li, Puskas'lı Macarlara koyanlar, Arda'nın yanında olmanın tam zamanıdır. Metin Oktay ne olur sende gel yattığın yerden. İki kişi çıkın kafaya yırtın yırtılmaz ağları. Lefter, Ada'da balık tutmayı bırak sende bi omuz at. Daha dün gibi, Hakan Şükür koş, 1997 de Hollanda'ya koyduyun gibi koy. İş kolay değil, bir deliye emanet edilecek kadar önemsiz değil. 2002 de Senegal'e atlayanlar, altın golü atan altın çocuk nerdesin.


Nerdesiniz, Büyük Kaptanlar, Baba Gündüz'ler, Bülent'ler, Hasan Şaş'lar. Ümit Davala'lar, Tugay'lar. Bir kaç saat sonra muharebe var. Yardım edin, geçelim şu Hırvat'ları.


Haydi çocuklar, haydi Nihat, haydi Arda, haydi Semih. Bir yanımız orda merak etmeyin. Gol attığınızda güneşin doğduğu yere doğru koşun. Bir yanımızla da buradayız. Misak-ı Milli sınırları içinde.

Viyana Kapısı, Bu Sefer Açıla


Biz bu Avusturya'yı, Viyana'yı çok severiz. Cedler, dedeler, nesiller, babalar çok cirit oynadılar Tuna boylarında. Estergon Kalesi zaptedildikten sonra hızını alamayan Kanunui Sultan Süleyman, 1. Viyana seferini yapıp, Vak vakları ürkütüp geri döndü. 1. yi yapan 2. yi yapmazmıydı. 4. Mehmet, Merzifonlu Kara Mustafa'yı gaza getirip tekrar Viyana'ya yolladı. Kara Mustafa kelleyi verdi, kapıyı göremedi.

Gün bu gün dü. Torunlar 3. Viyana kuşatması için bu günleri beklediler. İmparator Fatih Terim komutasındaki Türko'lar bu gece kapının zaptı için Viyana'dalar. Turko'lar bu geceye gelene kadar kahramanca savaştılar, en umutsuz anlarda yeniden dirilip atalarına layık evlatlar olduklarını gösterdiler 7 cihana. Fakat çok zaiyat var. En büyük neferlerden Servet oynamıyor, 3 Emre vardı üçüde düştüler. Kale bekçisi cezalı, devşirme yeniçeri cezalı, ordu eksik.

İşte tam İmparaotorluk maçı bu maç. İstese yapamazdı, elde ki kadro bu. Kimse hiç bir şey diyemez kadroya. Eksik olsun, cezalı, sakat, bütün olumsuzluklar üst üste gelsin, hatta maçın başında haksız penaltıyla geriye meriye düşelim. Gaz, kelle, dayak, hücum, kafa , göz, sopa, odun, vur, kır, coş, koş, bağır, küfür et, tükür, sümkür, omuz at, parmak at. Türko nasıl nam salmışsa göster Avrupa'ya, maçı al, kapıdan gir

Haydi Terim, şapkadan tavşan çıkarma vakti.

19 Haz 2008

Kayısı Ağacının Laneti


Köyü olanlar, bağı bahçesi olanlar iyi bilir. Çok lezzetli bir meyvedir kayısı. Kayısı ağacına çıkıpta meyveyi dalından yemenin tadına doyulmaz. Küçüklüğümüzün yazları bağda, köyde geçti. Çok iyi bilirim kayısı ağacını. Bayırda olur, tepeye dikerler ağacı. Meyveyi yemek için ağaca tırmanırdık, bir iki lezzzetli, ballı kayısı için. Ağaçtan indiğimizde, üstümüz başımız batmış, yırtılmış, elimiz yüzümüz yapış yapış olmuş, yüzümüz, kolumuz çizik içinde yediğimiz kayısıya ağacı yüzünden lanet ederdik. O yüzden yandaki elma ağacına yerden uzanıp bir elma koparmak güzelim kayısıyı yemekten evla gelirdi. Bu yüzden ağaç silkelenir yere düşen kayısı ezik, mezik, topraklı, taşlı toplanır kalana razı olunurdu.
Kupada yürüyen ulusal takım beni küçüklüğümün köyüne, kayısı ağacına götürdü. Bütün dağları yaratan, Leman'ın hain evlat Ökkeş'i, sinirli, terso, ulusu garip duygulara sürükleyen, bencil, alaycı, kibirli, megolaman, piskopat, şizofren, ulusun en az yarısının nefretini kazanmış bir Hoca yüzünden, galibiyetlere, turlara sevinemiyoruz.

Kayısı ağacının lanetiyle, Ulusal Takım'ın Hocası'nın laneti aynı paydada sanki. Nasıl ki ağacı yüzünden kayısıdan yemekten vazgeçtiysem, Hocanın laneti yüzünden Milli Takımın galibiyetine sevinmekten vazgeçtim. Silkelemek lazım ağacı, yere düşürmek lazım, sonra kalan sağlara razı olmak ve bağımsız, sevgi dolu ortamlara hazırlamak lazım takımı. Ağacına duyduğum nefret yüzünden, meyvesinin bizim olduğuna sevinemiyorum, coşamıyorum, sokağa dökülemiyorum, övünemiyorum. Lanet olsun.

17 Haz 2008

Hakkettiniz Lan Dinlenin







Yatın ibneler, alın sevgililerinizi çıkın tatile. Rusya'ya elendiniz şu kupada koskoca İngiltere yok. Sayenizde, şimdide kaybettiğiniz rakipleriniz ne yapıyor umurunuzda bile değil. Maçları seyrediyorsanız eşşeğim. Oh ne güzel lüküs hayat. İyiki elendiniz demi lan. Biriniz Stefan Gerard, biriniz Peter Crauch ne şanslı topçusunuz, şu güzelim deniz kenarında taşşak kebabı yapmak varken şimdi Avusturya'da stresten kan işemek vardı. Ne gerek var, nasıl olsa piyasanız var. Hiç milli maç oynamasanız ne yazar. Bak Hanry'ye maymun oldu kupada. Akıllı olsaydı elemelerde elenseydi Fransa, o da yatacaktı. Bitmeyecek işin anasını yatmak düzermiş. Thuram'lar Galags'lar rezil oldular. Ballack can çekişiyor kuyruğu dik tutacam diye.
Kendilerine pazar arayan Türkler, Hırvatlar kelle koltukta savaş verirken siz yatın. İyiki İngiliz futbolsever değilim. Bari yakalanmayın hıyarlar. Gidin uzak diyarlara, Malibu Adasına paranız mı yok. Bakın ben bu arada bizim maça gitmeyenleri unuttum. Bizimkilerin Allahı var göz önünde değiller, maçlarla alakaları olup olmadığını bilen yok. Belki Hakan Şükür'le Bülent Korkmaz oradalardır da biz görmüyoruzdur. Yuh artık o kadar da değil yani. Takımı yanlız bırakacak değillerdi ya görevli olmasalar da. Tabiki oaradalardır.
Ben Stefan Gerard'ın yerinde olsam tatil falan yapmam. İngiltere'nin neden orada olmadığını araştırır kendime ceza keserim. Bütün takımı toplar, İngiltere'yi eleyen takımın maçlarına giderim. Dua etsinler takımım çocukluk aşkım Liverpool'da oynuyorlar yoksa cezalarını kendi ellerimle verirdim şerefsizlerin. Hadi iyi tatiller çocuklar, çok yoruldunuz tatili hak ettiniz. Dünya Kupasında'da aynı taktiği uygulayın, yatın.

Büyük Hoca Olmanın Yolu


2002 Dünya Kupası maçları; Ulusal Takımın başında Şenol Güneş. UEFA kupasını ellemiş Galatasaray'lı futbolcular. Taffarel'in yerine Rüştü'yü geçir kaleye, Popescu'nun formayı Emre Aşık'a, Hagi'nin 10 numarayı Yıldıray'a ver. Çıkar sarı kırmızının içinden sarıyı. Koy beyazı sal takımı, saldırsın. Kıl payı kupayı kaçır, 3. lükle, en büyük başarıyla ülkeye dön. Tarihe geç, imparator ol, en büyük Hoca ol, madalya bekle. Hadi lan be Şenol Hoca. Sen Hocamısın. Bu kadar kolay işi yapmak için Hocamı olmak gerekir. Bütün millet yapmış zaten kadroyu, sen başında dikil yeter. İşte böyle işsiz kalırsın, Dünya 3.sü yapsan bile Akçaabat Sebatspor dan öteye gidemezsin.

Bak İmparator nasıl olunur anlatalım. Bir kere hiç kimsenin tanımadığı, bilmediği, oynatmadığı, aklının ucuna bile getirmediği futbolcu portföyün olacak. Bütün televizyon ve yazılı basın mensuplarınla aran kötü olacak. Hatta Millet takımının hocası olacaksan bile Millet'in çoğu senden nefret edecek. Kötü bir şey değil, meyve veren ağaç hesabı. Maçlara hiç hesapta olmayan 11 le çıkacaksın. Misal, Hozat Lisesi Beden Hocası takımın başında olsa, Sabri'yi geride Hamit'i ilerde oynatır. Sen oynatmayacaksın ki aradaki fark belli olsun. Arda diyorlar, sen kerizmisin kim olsa onu oynatır zaten, İmparatorluk nerde. Onsuz başlayacaksın maceraya, Mevlut okutacaksın bu necip Milletin ruhuna. Yüreğini ağzına getireceksin herkesin. Elenmeyle, rezil olmayla burun buruna gelip adrenal yükselteceksin. Kimsenin elinde olmayan ilahi güçler senin elinde olacak. Herkesin ümidi kestiğinden, Edirne'den Kars'a bütün küfürlerden emin olduğun dakika başlayacaksın operasyona. Hamit'i ileri çıkaracaksın, ayağına top gelmemiş Nihat'ı Dünyanın en büyük kalecisinin topu elinden kaçırma olasılığına karşı erketeye yollayacaksın. Arda'yı salacaksın çayıra. Öyle bir gaz vereceksin ki bitmiş maçta kalecin yumruğu yapıştırıp atılacak. Ve senin zafer kazanmış olarak hepimize küfür etme hakkın olacak.

Bir Galatasaray'lı olarak UEFA kupasını geri vermeye razıyım. Yeterki Terim, 1996 da hırkayla çıktığı kulubeye geri dönsün. Galatasaray mutlak kupa alır ama bu şizofren olmayacaktı hayatımızda. Ben bu diyeti ömrümün sonuna kadar ödeyemem. Başka her hangi biriyle rahatlıkla alınabilecek Şampiyon Kulüpler Kupası varken UEFA kupasına razı olup bu piskopatı futbolumuzun peygamberi yaptık. Aynı takımla Hoca bile olmayan Şenol Güneş Dünya Kupasını, Adamcağız Lucescu Şampiyonlar Ligi kupasını kaçırdı.

Ey büyük Türk Ulusunun futbolseverleri, hepimizi maymuna çeviren bu adamdan kurtulamazsak, şu basit futbol sevgimizden de olacağız. Maçtan sonra milletin yüzünde ne ifadeler vardı. Kolaymı, kalabalık yerde maçı seyrediyorsan. 70 dakika küfür et sonra çık eledik diye coş. Bu diyet ödenmez, Kupayı alıp gelebilecek takımımız var. Kim olsa güle oynaya çıkarız. İhtiyacımız olacak en son adam budur inanın. Yalvarırım kurtulun bu adamdan, futbolumuzun sonu olacak. Kupa alıp inebilir Atatürk Hava Limanına sevinebilirsin. Göreceli kalabalıklar seni yanıltmasın. Bilki o gün Türk Futbolunun cenaze merasimi vardır. Ağla sevgili yanlız ve güzel ülkem.

16 Haz 2008

Bi Bok Madalyaları Sahibini Buldu


Sizlerden gelen oylarla, 1 ay boyunca merakla beklenen bi bok sandıklarımızın madalyaları sahiplerine kavuştu. Birinciliği uzak ara Ercan Saatçi eline geçirdi ve 1. Geleneksel Bi Bok Sandıklarımız altın madalyasının sahibi oldu. Kendisini tebrik ediyoruz ve bok yaşamında ardıcıl başarılar diliyoruz. Damat Ercanı okumayan varsa, bundan böyle tuvalette okumasını tavsiye ediyoruz. Böylece gerçek bok kokusu ile, bok sandığımızın kokusunu reaksiyona sokabiliyoruz. Yok eğer yazısını tuvalet dışında bir yerde okumak mecburiyetinde kalırsanız okuduktan sonra yırtın çöpe atın. Televizyonda rastlarsanız dayayın kıçınızı televizyona doğru osurmaya çalışın. Hakkını verin sevgili bok sandığımızın önde gidenine.

İkincilik kılpayı Ayı Sinan'ın. Gümüş bokun ilk seneki mücadelesi kıran kırana geçti. ikincilik sürekli lağım çukuru değiştirdi. Aslında benim ikincilik favorim Osman Tanburacı'ydı. Bu seneki Kalli yanlısı yazılarıyla, ve de santroforsuz maça çıkma önerisiyle, kel kafası pis bıyığıyla ikincilik bokunu haketmişti. Sinan, verdiği amansız mücadeleyle ikinciliği kaptırmadı. Sürpriz bir şekilde ilk üçe giremeyen Tanburacı, 4. lük teselli bokuyla yetinmek zorunda kaldı. Bir dahaki sezon derece yapmasına kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü takımın başına Alman geldi, ve ilk günden yıkama yağlama yazıları yazar bizim dikkatimizi çeker.

Tek oy farkla 3.lük madalyası Selçuk Yula'nın oldu. Aslında insan ayrım yapamıyor, boklardan bok beğenemiyoruz. Gelde Selçuk Yula'ya acıma. Bütün bir sezon Aziz Abinin çanak yalayıcısı ol, haftalarca bok gibi kok, kuburda iki tur at, bütün bir hayatı bok olarak tamamla ve şu turnuvada 3. ol. Hakkı yendi gibime geliyor ama ne yapalımki demokratik bir seçim oldu. İnşallah önümüzdeki sezon diyoruz.

Bülent Tulun ve Ömer Üründül de derece kovalayan yarışmacılardı, ne varki geride kaldılar. Hıncal Uluç son anda yarışmadan çekildi. Aziz Üstel, Rıza Çalımbay, Selim Soydan gibi yıldızlar ön elemeyi geçemedi. Fatih Terim'i de şu sıralar 1. dereceden devlet memuru olduğu için yarışmaya koymadık. Oy verenlere teşekkür ederiz.


Ben Demedimmi Çek 2- Türkiye 3


Bu Çekleri perişan ederiz demedimmi dün. Ettik, nasıl edeceğimizide açıkladık. Öyleyse doğru yerdeyiz, bundan sonraki maç taktiklerini ben vereceğim. Kalecimiz panter olursa dedik, eh panter değilse de horoz oldu en azından. 3. golü attık ya gitti adamın yakasına yapıştı. Hakemler babamızın oğlu değildi attılar. Servet bi başına dahım gibiydi gerçekten. Ayı Koller'le boğuşmak için bir Ayıboğan lazımdı. O da bizim takımdaydı. Brezilyalı Memet, pek iyi oynamadı orta sahada. O yüzden Türkiye'nin işi belaya sardı. Arda herhalde çok sevdi bu mevsimde Alp'leri, gelmeye niyeti yok. Orta sahanın beyniydi, belkide toptan iltica eder bir takıma, böyle giderse. Kardeşim kendi payıma söylüyorum, kötü oynada gel, sana doyamadan göndermeyiz haberin ola. Atarsa Semih atar diye fal baktık ilk yarıda. Atamadı çıktı.

Devre aralarının en büyük Hocası soyunma odasındaydı. Maçlarda 4 devre olsa Terim'in takımı her zaman Dünya Şampiyonu olur. Motivasyon ajitasyonunda bende vardım. '' Biz bu takımı yeneriz, inanmayan otele gitsin, döverim, söverim, hayatınızı bitiririm. Koşun, ciğeriniz yırtılsın, atın, gazetecilere, televizyonculara saldıracağız sonra hep beraber. Ceddin deden neslin baban....''

İkinci yarı her zamanki gibi fırçayı yiyen takım görüntüsündeydik. Baskılı oynarken bir gol daha yedik. 3.yü kan kardeşimiz yan direk önledi. Sonrasında Koller'e felç geldi. Emre'nin tekmesi adamın beynini patlattı, sıkımı penaltı versindi hakem. Müfit Erkasap tam pasaportları hazırlarken Arda'nın golü gelmesinmi. Ardından Cehch'ildi kaleden kalecileri. Bir balık gol daha. Hey kurban olduğumun gök tanrısı. Bir daha atttır ne olur. Şu sevgili peygamberinizin yüzü suyu hürmetine, çıkardığı takım ve verdiği taktiğin doğruluğunu ispat eyle ya Rab. Ne zaman sıkışsa yetişti Hızır, ofsayttan kıl payı kurtulan sahanın en kötü futbolcusu Nihat ikinci golü ağlara yapıştırdığında Çek tahsil edildi.

Turu geçtik, sokağa döküldük, sırada Hırvo'lar varmış. Taktiğimiz aynı dostlar, kimse anlayamaz ne olduğunu. Bu taktik öyle her önüne gelen Hocanın bildiği, uyguladığı, ya da çözdüğü taktik değildir. Herkes bu futbolu oynarda biz başka oynarız, 2000 de, Parken'de 2002 de Kore'de şahit o günlere kalelere giren goller. Bize Çılgın Türkler dediler. Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahvadıyız. Çanakkalede bulutun kaybettiği Anzak Alayını yazdı tarihler. Gelecek nesillere de 10 dakikada kaybolan Çekleri anlatacak tarih yazıcılar. Arda'lar, Servet'ler, Nihat'lar, Sabri'ler.

15 Haz 2008

adam Sandıklarımız ; Aziz Üstel


Futbol camiası içinde olmasa bi bok sanacaktık kendisini. Ne iş yaparsa yapsın bulaşmayacaktık. Bu kadar kibarlık, bu kadar karizma futbola uymaz arkadaş. Uydurmaya çalışırsan da bizden kurtulamazsın. Yöneticiliği bıraktıktan sonra takip ettim rastladığımda, gerçekten sanki Galatasaray'ın açığını kollar gibi. Yenilsede konuşsak, zırvalasak havası var. Hıncal Uluç'un kopyası. Her şeyi bilir, hayatını geyikle kazanmış. Ne iş yaptığını bilen yok. Nasıl zengin olmuş araştırılması gerek.
Ömer Çavuşoğlu'yla yaptıkları kayıkçı kavgaları, maymunlukları aristokrat havasındaki adamımıza yakışmıyor. Çoğu Galatasaray'lı kendisinden nefret eder. Nasıl olurda bu adamlar bir türlü gitmezler. Emeklilik falan olmazmı bunlarda. Hani diğerleri gibi Galatasaray'ı eleştirmekten para alıyor desem, değildir. Parası var gibi Aziz Üstel'in. Yokmu acaba. Acaba o yüzdenmi her programda Galatasaray'ı eleştirebilecek bir şeyler bulabiliyor.
Eskiden bir televizyon programı vardı. Bol bol sigara içer ne işe yarıyorsa biriyle konuşurdu. Ayakta konuşurdu ve bir eli devamlı cebindeydi. O zamanlar bi bok sananlar siktiredince kendini yönetici olarak buldu. Televizyon geyikçisi olduğundan basından sorumlu yönetici yaptılar. O zaman herşeyi iyiydi Cim Bom'un. O gittikten sonra da iki yakamız bir araya gelmedi!. Ne yaparsak yapalım Üstel'e yaranamadık. Şampiyon olsak bile. Bok saydığımıza sevinmesi lazım.

Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdanmısınız


'''Ama başarıya aç bir takımdı. Eleme grubu maçlarında, İsviçre maçında elimizden geleni yaptık. Çek Cumhuriyeti maçında da final maçı havasında oynayarak elimizden gelen başarıyı ortaya koyacağız. Her ne kadar kendimizi işimize versek de özellikle maksatlı yorumlar yapan, huzurumuzu kaçırmak için bu yayınlara hala devam edenleri biliyoruz. Yabancı basının bu tür haberlerini anlıyorum da bizim basına anlam veremiyorum. Şuraya bakar mısınız. Çok önemli bir maçın arifesinde neleri konuşuyoruz. Şimdilik daha fazla bu konuyu konuşmak istemiyorum. Ama İstanbul'a dönünce bu arkadaşlarla hesaplaşacağız.''' Fatih Terim.

Bu arkadaşlar; Şansınız varsa bu gece yeniliriz. Dua edin, gidin Çek takımının oteline uğur yapın, yalvarın bizi yensinler. Yok tam tersi olurda biz bu gece Çekleri geçersek, ölümlerden ölüm beğenin. Gerçi Emre oynamıyor yoksa gol atıldığında kol böreğini İstanbul'a doğru servis yapardı. Acaba onun görevini kim yapar bu gece. Yapsa yapsa Tuncay yapar, başkada terbiyesiz futbolcumuz yok. Oynarsa Tümer'e de yaptırabilir, Tümer meyilli ve alışkındır tombala çeker basın mensuplarından yalama olmayanlara doğru.

Adamımızı doğarken evliyalar yalamış. Her iki maçın son saniyesinde gelen gollerden biri olmasa beraberlik yetmeyecek, Hakan Yakın acımasa Sadri Alışık hesabı Turist Ömer Cenevre'de filminin son versiyonunu seyredecektik. Neyse ki bu gece Hocamızın Evliyalarına güveniyoruz, biz kendi işimize bakıp maçı kazanmak istiyoruz. Gerisini Hocamızı eleştirme cüretini gösteren spor yazarlarımız düşünsün. Büyük dayak var İstanbul'da.

Maç ne olur? Panterleşirse kalecimiz, bi başına dahım olabilirse Servet, Mehmet orta saya yi olürse! , Arda takımın beyni gibi oynarsa, atarsa Semih atarsa, Çek kalecisi Peder Cechilirse kalesinden, Jankulovski atılırsa, Milan Baros atamazsa, Koller kısalırsa ve nihayet futbol tanrıları, sevgili peygamberlerine bir yürü ya kulum daha çekerse, biz bu Çekleri perişan ederiz.

Sonra? sonrası bir hesaplaşma günü, sopa günü, fırça günü, kıyamet günü... Kırk katırmı, kırk satırmı. Bunu Çekoslavakyalılaşanlar düşünecek, ben kendi payıma rahatım! hocamızı hiç eleştirmedim. Kendisi İmparatorum olur.