28 Haz 2008

Futbolumuzdaki Rüştü Yutturmacası


Adamı yıllardır Fener savunmasının arkasındaki kale direklerinin ortasında beklettiler. Oynadığı dönemde Fener Galatasaray’ın çok gerisinde kaldı. Saçlarını uzattırdılar ki öyle olması gerekiyordu. Hani İlhana da uzattırmışlardı ya. Bi de şekil yaptırıp gözlerinin altına kömür sürüyordu o zamanlar. Şimdi sürmüyor, ya göz ameliyatı oldu ya da güneş eskisi gibi parlak değil artık gözünü almıyor. Bartezin kafası kabaktı, demek artık kabak kafalı kaleciye rağbet yoktu. Ulan modayı bari takıp edin. İngiliz’in İlhan Mansızı Bekamın saçları uzunmu. Neyse Rüştüyü yazdıra yazdıra dünyanın en büyük kalecisi olduğuna milleti inandırdılar. Yazanların Allahları vardı ki Rüştü 3 yediği maçlarda 3 tanede yüzde yüz kurtarıyordu. Stepne olarak beklettiler. Salamura yapıp dolaba kaldırdılar Rüştüyü. Irak savaşı patlak verdiğinde Müslümanlarla İspanyollar arasında bir gerginlik falan oldu. Endülüs’ten beri devam eden bir kuyruk acısı olabilir. Dolaptan Rüştüyü çıkardılar. Onlar için tam zamanıydı. Barçaya gönderdiler. Bir Müslüman, Emevilerin hüküm sürdüğü topraklarda spor yapacaktı. Ortalığı bombalamayı düşünen müslüman teröristler bunu da hesaba katsınlardı. Rüştü hayatında ilk defa kaleye geçti. İlk geri pasında dövdüler, güldüler geri gönderdiler. Futbolu herkesten daha çok bilen halk çocukları bir kaç sene önce anlamışlardı da kaleci olmadığını gerçekten dövmüşlerdi ya eşek sudan gelinceye kadar. Aynı öyle

Galatasarayın Yeni Transferleri


Eve döndük, dükkanı tahminimizden geç kapadık. Özümüze Galatasatasaray'ımıza kavuştuk. Milli Takımın muzaffer dönmesindeki pay bizim diye durumdan vazife çıkarmayacağım. Hepsine teşekkür ettik, bağrımıza bastık. Öküz öldü ortaklık bozuldu. Köylü Kadıköy'üne, Floryalı Florya'ya.

En büyük transferleri biz yaptık. Sağda Sabri, solda Hakan Balta. Göbekte Servet, Emre'ler. Önde Arda, ortada Topal. Bunlar futbollarına futbol katan, büyüyen Galatasaray'lılar. Dosta güven düşmana korku salan aslanlar. Bunlar büyük maceralardan yüz akıyla çıkan futbolcularımız. Yeni transferlerimiz. Kimseden çekinmeyen, hiç birinden aşağı olmayan, kendine güvenen, oynayacağı her maça galibiyet amacıyla çıkacak olanlar bu arkadaşlarımızdır. İmtihan vermişlerdir, Galatasaray'ın gücüne güç katanlardır.

Bir de gidemeyen yeni transferlerimiz vardır. Ümit Karan gibi Hasan Şaş gibiler. Kesin kendilerini aşacaklardır bu sene. Bir dahaki maceraya katılmak isteyeceklerdir.

Barış Özbek vardır, kendisini 2010 dünya kupası Almanya kadrosunda kesin göreceğimiz futbolcumuz. Geçen sene ne kadar koştuysa bu sene iki misli koşacak yeni transferimiz. Sakatlıktan çıkan Uğur Uçar'ımız vardır, büyük transferler içinde. Yabancı transferimiz Linderoth katılacak aramıza. Lincoln tatbikattaydı, şimdi savaşa çıkacak.

Ne zor yeni hoca için, kimi oynatacaksın. Daha doğrusu kimi oynatmayacaksın. Şampiyon takım dağıldı, yerine tamamı yeni transfer olan Galatasaray'lılar alındı.

Özledik, gün sayıyoruz, şükür kavuşturana. Bir maç olsada koşsak Sami Yen'e. Şu takıma bakın hele.
Aykut, Yabancı kaleci. Uğur, Sabri,Barış, Hasan, Serkan sağ taraf
Balta, Volkan, Ferdi, Arda sol taraf
Servet, Emre Aşık, Emre Güngör, Yabancı Geride
Topal, Linderoth, Ayhan,Lincoln orta sahada.
Nonda, Yaser, Ümit Karan en önde.
Ben sezonu açtım, Galatasaray sezonunu. oku bakiyim.

27 Haz 2008

Ne Turnuvaymış Be


İki maç iyi oynayan takım yok, iki maç iyi oynayan futbolcu çıkmadı. Turnuva tahminimde finalistlerden birini bildim, Almanya; İkincisi Hollanda'ydı. Hollanda'yı iyi oynar, Almanya'yı kötü oynar diye yazmıştım finale. Almanya yanıltmadı, bütün maçlarını kötü oynayan tek takım olarak finale geldi. Hollanda yanılttı, İtalya'ya karşı ne oyun oynamışlardı. Fransa'nın da işini bitirince hepimiz finalin rengine portakal yazdık. Rusya votkalı portakalı içince artık şampiyon olur diyenlerimiz çok fazlaydı. Arshavin'e uzak ara en iyi topçu dedik, ayağına top gelmedi bu gece. Rus iki maç oynadı, 3. de cortladı. Portekiz, Çek'lere geçirince yolu uzun demiştik hatırlarsanız. Bizi yendiklerini hesaba bile katmamıştık. Çek'ler İsviçre'yi yenince ödümüz patladı, balon çıktılar 5 dakikada işlerini bitirdik.




Biz kötü oynayarak, balımızla 3 maç kazandık. İyi oynadığımız ilk maçı balsızlığımızdan verdik. Hırvatistan Almanya'ya atladığında kupayı damalı görenler çoğaldı, Türk'lerin gazabına uğradılar. İtalya, Hollanda'nın büyük oyun tutturacağı maça denk gelip hezimete uğradığında ben pes etmemiştim. İtalya çıkar demiştim. Fransa'yı geçtiler. Şu finale bilet alan amma çok ülke varmış be. Yunanistan son şampiyon kontenjanından takıldı. Bir atımlık barutları varmış, onuda 4 sene önce atmışlar meğerse. İspanya Rusya'yı hezimete uğratınca acabamı dedik. 3 maçıda aldılar ama nedense final şansı verilmiyordu anketlerde. Raul'u oynatmayan Aragones'in bir bildiği varmış demek ki.

Hiç maç seyretmeden Fransa'ya final verenler az değildi herhalde. Eski tüfek ülkeler yüzde 25 di. Polonya, Çek, Rusya, Romanya. Romanya sıçan gibi elendi gitti. Hagi'ye ayıp oldu. Polonya gelmese de olurmuş, nasıl geldi acaba. Kimi tuttuysam o yenildi. Hanry, Van Der Sarr, Rüştü, Del Piero, Mutu, Thuram, Koller, Nuno Gomez, Materazzi, Anelka, Nikopolidis, milli takımlarını bıraktılar.

Almanya İspanya finali. Sanmayın ki İspanya bu gün oynadığı gibi oynar zevki bir final seyrederiz. Çok kötü bir maç bizi bekliyor, Almanya kimle oynarsa oynasın rakibini tutarım. İspanya'yı biraz bu yüzden, çoğu da sarı kırmızı formasından tutuyorum. Bari bu kez yanılmayayım, İspanya kupayı alsın. Dükkanı kapatalım.

26 Haz 2008

Sıçtın Bıraktın


100 bilmem kaç defa milli maç oynamışsın, 300-500 lig maçına çıkmışsın, ve kimin basiret bağlanması sonucu bilinmez kendini koskoca Barcelona idmanında bulmuşsun. Hatta orada kaleye bile geçip Rejkard'ı güldürmüşsün. Bi maçıda sen al be kardeşim. Bi maçtada dandik gol yeme de bizi haklı çıkartma. Gol üçgeni denen, iki direk ve topla çizilen üçgenin dışında da kalma bir keresinde. Bok gibi ne çıkıyorsun topa, adamın arkasında zıplıyorsun, kafayı vuramasa zaten top uzaklaşıyor. Beklesene kalende, o top kucağına gelecek. Son dakikaya girmişiz, yoktan var etmişiz beraberlik golünü, geri dönüş forsesini sağlamışız. Penaltımı atıldı sanki de terse uçtun. Bok çuvalı gibi yere düşüp, en iyi oynadığımız maçtan yenik ayrılmamızı sağladın. Kovuldum demiyorsunda bıraktım diyorsun. Ne şanslı insansın, Engin İpekoğlu sakatlanıp kaleye geçtiğin milli takımı, Volkan salağı ceza aldı diye en büyük maceralarda oynayarak bıraktın. Bıraktın demeyelim de sıçtın batırdın. Siktir git lan, sinirimi, üzüntümü senden çıkaracağım. Sen ve Volkan hariç bütün futbolculara helal olsun.

Geri Dönüşün Kralları Almanya 3- biz 2


Hayatımda ilk kez milli takımla iftihar ettim. Turnuvanın en en büyük maçını oynadılar. Tarihe geçtiler. 2008 artık, Türko'larla anılacak. Rüştü salakça çıkmasaydı bugün danalar gibi bağırıyor olacak bu yazıyı yazamayacaktık. Bu günlere gelişimizi şansa bağladık, bu gün iki topumuz direkten döndü, geri dönüş golünü attık, serseri bir topla elendik. Elenişimiz şanstı.

Şimdi ne olacak, yarı finalden dönen takım için ne yazılacak. Kim sorumlu tutulacak. Kimin yüzünden elendik araştırılacak, ceza kesilecek. Ben demedimmi diye soranlar olacak.

Susulacak, takım karşılanacak, bağırlar açılacak, sarılanıcak, sağlık olsun denilecek sonraki turnuvalar için gaz verilecek.

Sıçan gibi geri gelmedik ülkemize. Aslanlar gibi elendik, kan kusturduk, kan işettik. Ne diyelim ne söyleyelim, milli takım(Atanın korkusundan ulusal takım diyemitorum) hava limanından alınmayı hakketti. Maçla ilgili fazla şeyler yazmak imaknsız oldu. Olası galibiyet için hazırlanmıştık, içmiştik, ne yazdığımızı bilmiyoruz. Belki daha iyi yazarız, şimdilik canınız sağolsun takım. Güle güle gelin

25 Haz 2008

Irgatların Başkaldırısı

Yıllar önce mark için ırgatlık yapmaya giden köylümüzün, çocuklarının çocukları; Başkaldırı zamanıdır. Balla börekle, imanla, oyunla, hünerle, neyle olursa olsun bu akşam yarı final maçını oynuyoruz. İddaa 1.35 Almanya, 5.50 Türkiye diyor. Onlar iman miman tanımıyor anlaşılan. Türkiye şu ana kadar inananlarını memnun etti.

Bu maçın taktiği maktiği yok. Kimse laga luga yapmasın. Eksiğiz, sakatız, cezalıyız demesin. İlk maça 23 kişiyle çıktık. Normal maç gibi oynarsak duman oluruz, her zamanki gibi vur kır parçala taktiği yapılacak, gerisi yukarıya havale edilecek. Ben bu maçta umutluyum, Kloese, Ballack öyle aman aman bir futbolcu değil. Rüştü komik gol yemezse maçı alırız diyor bir yanım. Bir yanım da hezimet oluru oynuyor.

Netice de ne olursa olsun, takım görevini yapmıştır. İleriki yıllar bu turnuvayı Türkiye ile hatırlayacaktır. Milyonlarca Türk dört bir yandan dua ya başlamıştır. Bir de bu maçlarda Almanlar hariç bütün dünya bizi tutar. Elediğimiz takımlar dahil, bütün futbolseverler mazlumdan yana çıkar. Bu enerjiyle bir mucize daha beklemek ayıp olmaz herhalde. Şu apartımanda 1 e karşı 20 bayrak asan biz Türkleri muzaffer eyle yarabbim.

34.ve Son, Elveda Fatih Terim

Fatih Terimle ilgili bundan önce 33 yazı yazmışım. Hepsinde nefretle saldırdım. Belkide ilk ben başlattım Fatih Terim'e başkaldırıyı. Adana'da sanat okulunu bitiremediğinden tut, derin devletin kadrolu Hocası olduğunu, Milli takımın, sonrasında Galatasaray'ın sonra yine milli takımların başına başkaları tarafından atandığını, Milan'a İtalyan'larla aramızı düzeltsin diye gönderildiğini, piskopat, deli, şizofren olduğunu hep ben yazdım.



Avrupa şampiyonluğunda payının olmadığını savundum. Galatasaray'a ikinci gelişine üzüldüm. Sarr'ları, Lukunku'ları, Almaguer'leri ve şu an futbol bile oynamayan futbolculara Galatasaray formasını giydirdiği için çok küfür ettim. Kaşıkla verdiğini kepçeyle alırken, başarıya tek başına sahip çıkarken, rezil olduğumuz zamanlarda arazi olurken çok kızdım.

Milli Takım'a oyuncu seçerken adaletli olmadığını, bir takım hesaplarının olduğunu savundum. Futbolcu transferlerinden malı götürüyor diye ortalığı ayağa kaldırdım. Milandan kovulmasını bilimsellikle yorumladım, kastlarını Erman'ları, Levent Tüzemen'leri, Mehmet Ağar'ları götürmeyip valiz taşıyıcısı Müfit'i götürmesine bağladım.

Çok para almasını hazmedemedim. Son turnuvada seçtiği takımı eleştirdim. Markoyu Türk yaptırıp milli takımda oynatmasını sindiremedim. Alınan galibiyetlerde coşamadım. Hiç alakam yokken metafiziğe havale ettim. Velhasıl vakti olupta önceki yazılarımı baştan okuyanlar çıkarsa uzun arzuhalim eklerdedir.

2 gece sonra eğer elersek Türk Futbol Tarihi'nin en büyük macerasını yaşayacağız milletçe. Bu maceranın kahramanı Fatih Terim olacak. Bir Fatih Terim seveni olsam ne yazardımı yazıp bir daha kendisiyle ilgili hiç bir yazı ve yorumda bulunmayacağım.

Ben Fatih Terim olsam aynı takımı seçerdim. Bana körü körüne bağlı, itaat edecek, öl dersem ölecek kadar beni sevecek oyuncuları alırdım. Almadığım zaman bana kızabilme cüretini gösterecek, racon kesecek Yıldıray'ı, almadım diye milli takımın maçına bile gelmeyen Hakan Şükür'ü, götürmedim diye küsen Ümit Karan'ı, arkamdan konuştuğu garanti İbrahim Toraman'ı, ikizinden ayırdığım için beni Alman gazetelerine şikayet eden Halil'i, yolda görse kimsenin tanımadığı İbrahim Kaş'ı bir daha asla yanıma bile yaklaştırmam.

Ben olsam, kafaya tekme atan Emre Aşık'ı sakat sakat oynayan Servet'i, sonradan oyuna aldığım, gol attığında bana koşan Semih'i, topu elle kesmeye kalkan Gökhan Zan'ı, bacağı bırakıp İspanya'ya dönen Nihat'ı, ne desem yapacak Topal'ı, dermanı kalmasa da koş desem koşan, vur dediğimde vuran Arda'yı, Dur dediğimde durup bana sitem etmeyen Ayhan'ı, Kır dediğimde kafayı yapıştıran Emre Belözoğlu'nu, geçirme diye emir verdiğimde sol tarafı kapayan Hakan'ı, kimsenin sevmediği iki ciğerli Sabri'yi devamlı oynatırım.

Son dakikalarda gelen gollerle aldığım zaferi futbol dışı olaylara bağlayan medya mensuplarına bir araba sopa attırırıdım ben olsam. Altı üstü oyun olan futbolda şu garip milletin sevinecek ortak bir payda bulduğuna şükredeceği yerde bana saldıranlara saldırıdım. Sanki her şey, her alanda eşitmiş gibi, Portekiz'i, İsviçreli'yi Alman'ı yenmemizi normal bir beklenti kabul edip, yenilme olasılığımda sehpa kuranların, ben yendikten sonra da olanları normal sayıp nasıl g.t olduklarında kibirlenirdim.

Karizma işte böyle bir şeydir. Dünkü İspanya- İtalya maçında şeref tribününe çıkarken Platiniyle sarılmaktır, konuşmaktır. Alman Takımının hocasını ürkütebilmektir. Dünya 3.sü takımın hocası Şenol Güneş ya da misal Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman gibi kimsenin iplemediği adam olmamaktır karizma. Futbolu konuşan, tartışan, şekil veren kocaman adamların alınan galibiyetleri analiz etmesini sağlamaktır. Hiç kimsenin yapamadığı, yapmadığı şeyleri yapabilmektir. 6-0 lık Fener, 5-0 lık Chelsea hezimetlerinin riskini alabilmektir.

Karizma, ideallere, inandığı şeylere, bütün izlenimler, bütün yorumlar, bütün güzel şeyler bulanık hale gelinceye kadar, sonuç ne olursa olsun ve hatta kendisi akıp giden gerçeğin dışında kalacak şekilde bağlı kalabilmektir. Ya da Karizma, yeri geldiğinde, ezici bir olay karşısında durup bir anda yıllardır biriktirdiği ne varsa hepsini feda edebilmeyi göze alabilmektir.

3 gündür anket yapıp soruyorum, okuyanların çoğunun Galatasaray'lı olmasına rağmen, nefret edenlerin, sevenlerin, Galatasaray'ın başında görmek isteyenlerin at başı gitmesini sağlamaktır karizma. Herkesin sevdiği, yada nefret ettiği adam olmamaktır. Devamlı tepede olmayı marifet saymamak, yıkıldığında pes etmemek, yeniden yukarılara çıkabilmeye çalışmaktır.

Almanya maçının sonucu ne olursa olsun farketmez. İster kupalar tarihinin hezimetine uğrayıp eve dönelim, ister 5 milyon kişiyle dış hatlar terminaline kupayı görmeye gidelim. Benim hiç sevmediğim karizmatik lider olarak kalacaksın.

Nefretle sevgi aynı damardandır. Mertliktendir, Galatasaray'lılıktandır bunca savaş İmparator, kusura bakma yolun ve bahtın açık olsun. Elveda,

23 Haz 2008

adam Sandıklarımız ; Deniz Gökçe


Kimdir bu pis sakal. Ne anlar futboldan. Adının önünde profösör yazıyor. Neyin profösörü. Televizyonda 3 tane hokkabaz ekonomiciden biri. Ne derlerse tersi çıkar. Bizim bi bok sandığımız faiz dışı fazladır futbol aleminde. Kendisi diğer bi bok sandıklarımız gibi ekmeğinin bir bölümünü Fenerbahçe çanak yalayıcısı olarak sürdürmektedir. Kendisi bi bok olduğundan her boktan anlar. Üniversitelerde ders veriyor herhalde o yüzden hoca diyorlar. Sporda futbolda ne işi var, kimin boş bi anına denk geldide sisteme aldılar acaba. Her spordan anlıyor. Basketten, voleyboldan, atletizmden anlar. Daha doğrusu biz neyden anlamıyorsak o anlıyor.

Adam belliki o kadar sene okumuş, bilim yapmış, çıkıyor televizyonlar İddaa tahmini yapıyor. Göndermişler Avrupa'ya turnuvayı yorumluyor. Onun ağzından öğreniyoruz olup bitenleri. Bi bok sanmasalarmış bu tiple zaten bi bok olamazmış. Bu tipte olanlar Güney Doğuda bakkal işletiyorlar. Motora binermiş, boğaz manzaralı okulda doçentlik yapıyormuş. Kendisi de aynı imalattan çıktığını düşünürsek, bulunduğu yeri hakketmediğini anlıyacağız. Biliyorum dediği para işi, ve futbol belkide hayatta hiç bilmediği şeylerin başındadır. Sevmediğimiz, dinlemediğimiz, görüşlerinin tam tersini yaptığımız bu Hocamızı bu listeye uygun gördük. Umarım geldiği noktayı hakkeder de bari bizim blogta bi bok olur.

Sizi Gidi Kolpacılar İtalya 0- İspanya 0


Sizin ligler Dünyanın en pahalı ligleri. Bütün futbolcular sizin liginizde oynamak ister. En büyük takımlar sizin ülkelerinizde. Gel gelelim en kötü futbolu siz oynadınız. Yarı finale çıkma maçınız da gol pozisyonu yok. Son 5 dakika İtalyan futbolcu Di Natali, dışarı düşüyor, yuvarlanarak içeri giriyor ve penaltılardan birini kaçırıyor. Aklına hiç mi gelmiyor kardeşim, Futbol Tanrısı sadece Türkler'in maçında gözlemci değil. Üç kağıtçıya penaltıyı kaçırttırıyor tabiki. Maç içinde Casillas çok iyi ve setretik bir gol çıkardı, Buffon ise dandik bir golle kariyerini bitirmek üzereydi, direkler kurtardı. Bu durumda göklerin raconu İspanya lehine kesilecekti.

Turnuva kıran kırana devam ediyor. Bu maç hariç bütün maçlar gollü geçiyor, bizim maç dahil. Adı ölüm gurubuna çıkan gurup adına yakışır bir şekilde taburcu oldu. Kimse kalmadı ağır abilerden. Romanya sıçan gibi elendi. İkinci vatanım beni hayal kırıklığına uğrattı. Ben bu günkü maçı beğenmedim, uykum geldi. Penaltıları zor seyrettim. Bana sorsalardı burun farkıyla İspanya kazansın derdim.


İki takımım var şimdi yarı fianallerde. Tarafsız değilim bizimle beraber Rusya'nın taraftarıyım. Aynı suda ikinci defa yıkanacakmı bakalım göreceğiz. Elemelerin rövanş maçı. Gözüm Arshavin'in üzerinde olacak. Fener'in müstakbel hocası Aragones perşembe gecesi İstanbul bileti alır.

22 Haz 2008

Kalin Kamalin Kakalin Kamaya




Hızımızı alamadık, Daha dün Taksim Meydanındaydık. Nevizade'de rakı içtik, tam ayılmaya başladık bu kez Moskovada Kızıl Meydan'dayız, Votkalı portakalla kafa buluyoruz. Matruşkalarla Kalinka'yı dinliyoruz, Lenin'e Stalin'e selam çakıyoruz, Dünya futboluna Arshavin'i armağan ediyoruz.


1988 efsane kadronun peşindeyiz, Dasayef'i Belanov'u,Demienenko'u,Protasov'u, Rats'ı da çağırdık aramıza. Van Basten'e fon dip yaptık. Don Nehri'ne gidip Solohov'la selamlaştık. Gorki Parkında satranç oynadık. Baltacı Mehmet Paşa'nın Katerina'ya atladığı yeri tavaf ettik.


Aynı yolun yolcusuyuz, Avrupa Kupası'nın Asya'lı aslanlarıyız. Tarihimiz, kültürümüz aynı. Karadeniz'e işesek sıkı bir poyraz Odesa'ya götürür. Kuzeyin menekşesinde coşkumuz sürüyor. Yoldaşlar sizinle bir Final ne yakışır. Biz kupayı size veririz, siz Matruşkaları. Bolşevik devrimini yaparız yeniden. Önce İliç'le sonra Josef'le gülüveririz. Sonra döneriz Anadolu'ya Kurtuluş Şavaşına çıkarız. Türkiye Rusya finalinde, 29 Haziran gecesi Wien'de buluşalım.


Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, sizden bir ricam olacak. Nazım Babanın mezarına gidin, benden selam söyleyin. Bir Gorbaçov votkasını hakkettiniz, hakettik.

9 Dakika

4 maç oynadık, yarı finale çıktık, 6 gol attık, 2 galibiyetimiz, 1 beraberliğimiz var. Örneği yok, 390 dakika kemiksiz futbol oynadık. Toplamda 9 dakika biz öndeydik. Şimdi çözün bakalım futbolun profösörleri bu denklemi.

Biz Deli İbrahimlerin torunlarız, Deli Tayyip'in vatandaşlarıyız, Deli Terim'in yönettiği takımların taraftarıyız. Bize Çılgın Türkler derler. Hesap mesap yapmayın. Matematik, fizik bile son dakika golü yer bizden, Dünya'nın dengeleri değişir, yörüngeden çıkarız, başımıza iş açarız. Oturun oturduğunuz yerde. Televizyon başına geçin, uzaydan yaratık inerse bile sakın şaşırmayın.

Şamanizmin Laneti











Seyredenler hala şaşkınlık içindeler. Türk Milli Takımı nasıl oluyorda yarı finale çıkabiliyor. Gol attığımız dakikaları saymazsak en kötü maçları biz oynadık. Hiç gol kaçırmadık, hiç bir topumuz direkten dönmedi. Şans dedik, evliyalara bağladık. Tanrının takım tuttuğuna iman ettik. Olamazdı, tanrı tarafsız olmalıydı. Her maç bir adam çıktı, Nihat, Arda, Semih köye dönüş biletini yaktılar. Futbolun profösörleri yorumlamakta güçlük çekiyorlar olan biteni. Ben hiç inanmam böyle şeylere ama aklımada kötü kötü şeyler gelmiyor değil.
Ey millet maçların oynandığı günlere bakın, olayları göz önüne getirin. Acaba biz Türkler'in Şaman olduğunumu gösteriyoruz Dünya'ya. İsviçre maçı yağmur tanrısının gazabıyla kazanıldı. Hakan Yakın, yağmura takıldı ikinci golü atamadı. Birinci çok garantiydi. Onu atamasa ayıp olurdu Şamanların yağmur tanrısına. Çok belli ederdi kendini.
Çekler ağaç tanrısına kurban gitti. 3 topları direkten döndü. Direkler ağaçtan değil diyen ukala çıkabilir. Ne bilsin lan Türk'lerin binlerce yıllık ağaç tanrısı kale direklerinin artık ağaçtan yapılmadığını. Ona göre ağaçtı işte.
Dün gece dolunay vardı stadın tepesinde. Ergenekon Vadisinde dolunayda vahşileşen Türkleri yazan tarih kitapları hala satılıyor. Hırvatlara ceza kesti Ay Tanrı.
Ne yani Şamanizm, eski dostları yerine Ateist Çekleri, Protestan İsviçrelileri, Katolik Hırvatlarımı tutacaktı. Sırada Hristiyan Almanlar var. Yatın kalkın o gece şimşek çaksın, gökler gürlesin. Şimşek tanrısı şüphesiz arkamızda olacaktır.

Tavariş Arshavin Rusya 3- Hollanda 1


Hepimiz Şampiyonu ilan etmiştikte yancısını arıyorduk. Tamam iyi futbol oynuyordunuz da nereye kadardı. Hollanda'ya elenmenizi bekliyorduk kusurumuza bakmayın. Stadın her tarafı portakal rengindeydi. Ama votka kokuyordu. Eski tüfekliğimizden, Sovyetler Birliğine Moskovaya sempatimizden sizi tuttum. Hollanda yedek kulubesindeki beyaz gömlekli, kabak kafalı Van Basten'i çok iyi hatırlarsınız tavarişler. 1988 de Dasseyef'e voleyle atıp sizleri şampiyonluktan etmişti. 20 sene sonra aldınız intikam maçını.

Maçın yıldızı Arshavin, Van Der Sarr'ın Ulusal takım kariyerini bitirdi. Turnuvanın en güzel maçlarını oynayan en güzel gollerini atan takımı eve gönderdi.

Şimdi Kızıl Meydan'da olmak vardı anasını satıyım. Portakallı votkalar için, sarhoş olun, tavarişler Lenin'e selam söyleyin.