22 Eki 2010

Eski Tüfek Derki; Spartaküs ve Commandante

SELAM OLSUN SANA KAHRAMANIMIZ!...

Çok şey yazıldı seninle ilgili, çok şey anlatıldı. Ben hep aynı şeyi söyledim Hagi, Hep aynı şeyi haykırdım…

“ADAMSIN ULAAN, ADAM”

Çok şükür, çok şükür diyebildim hep, hiç bir eyleminde beni yanıltmadın…

Bildiğim ve bildiğimce söylediğim birkaç şey var,

Birincisi bu ülkede çok az adam gibi adamın yaşadığı, yaşatıldığı bir alemdir futbol dünyası… Sen de eğer yaşayacaksan bir tek nedenle yaşayacaksın anladığım. Yarattığın derin ve içten sevgi seli seni yaşatacak. Çok az bilinen bir duygudur benim ülkemde vefa. Ama gezindiğim sitelerde gördüğüm ve beni bahtiyar eden derin sevgi, bağlılık ve vefadır gencecik dimağlardan yükselen. Bu şarap çanağına edilesi heyüla içinde o güzel çocukların senin için yazdıklarını okudukça gurur ve umut duyuyorum. Ve yarattığın bu sevgi selinden dolayı sana bir kez daha teşekkür ediyorum HAGI…

İkincisi geliş tarzın elbette. Ben insanımı bilirim. Nasıl ki hep önde ve cesur olduysan gene öylesin. Misal İstanbulspor maçında o kağıttan kaplanlar için korku dağları beklediğinde gidip çaktın penaltıyı ve uzun yürüyüşü başlattıysan yüreğin ve on kere canlı gözlerinle. Gene onlar kağıttan kaplan ve korkak ve hain ve sen gene değişmedin…

Ateşten gömlek en çok sana ve Spartacus’a yakıştı tarihte…

Üçüncüsü biz biliriz ki pezevenkler satar yalnız dostlarını. Biz seni satmayacağız. Haydi çocuklar!..

Sahip çıkalım HAGI’MIZE…

Yemeyelim, yemelerine müsaade etmeyelim beş paralık adamların!…

Gazan mübarek olsun. YÜRÜYEDUR ASLAN YÜREKLİ ADAM!….

Çetin,

21 Eki 2010

El Commandante'nin Peşi Sıra

Önce şunu yazalım, tam 40 sene önce, Galatasarayın ilk maçına Mithatpaşa Stadının yeni açık tribününe çıktığım heyecan neyse aynısını Surinamlının geldiğinde hissetmiştim. Bu ülkenin, Galatasaray'ın görüp göreceği en büyük hocaydı. Anlaşılmaz bir ilkeyle veya inatla, iki adamı oynatarak, iki adamı oynatmayarak kendi mezarını kendisi kazdı. Dünyanın en büyük 10 takımından birine mutlaka hoca olacaktır. Yolu ve bahtı açık olsun.

Devam edelim, Hagi'yi ben ilk defa Bükreşte, sonradan 8 senemi geçireceğim şehirde 4-0 yenildiğimiz yarı final maçında canlı seyrettim. O gün bu gün benim futbol konuşuldukça tüylerimi diken diken eden, adını andıkça bu yaşta gözlerimden yaş süzülen gerçek bir Commandante'dir. Bizim mahalle maçlarının adım sayan ilahıdır. İngiltere'de Matadona'dan sonra ayağına top geldiğinde morali bozulsun diye ıslıklanandır. Elle attığı gol sonrasında,''ulan o golü ben istesem hepinizi çalımlayarak da atarım''dedikten sonra atan Diego Armando'dur. Karpatların Maradona'sıdır. Gika, kız kardeşine sövene uçarak kafa atıp dünya kupasına sümük atmayan mahallenin delikanlısı Zidane'dir. İstanbulspor maçında son saniyede kazanılan, Fatih Terim'in bakamadığı penaltıyı,''ben atarım''diyen ve atan cesur yürektir. Kimsenin konuşurken sırtını dönemediği, dönerse Erol Ersoy'a yaptığının bin beterini yapacak olan onurumuzdur. Aldığı büyük cezadan sonraki maçta Ali Sami Yen'e '''Hepimiz Hagi'yiz''dedirtip,herkese Hagi maskesi taktırandır. Roberto Carlos'u maymun edip vedayı öyle yapayım diye karar verdiğinde, bu eylemi yapmanın tek yolunun UEFA kupasının alınması gerektiğini söyleyen ve alandır. 0-2 gittiğimiz Real Madrid maçının devre arasında, Lucescu'nun Jardel'i çıkarmaya kalkmasına direnip,'' o çıkmasın ben çıkarım'' diye bağırandır. O Hagi'dir işte, benim için konu futbolsa, dünya bir tarafa Hagi bir tarafadır.


Ve o Hagi yarın gece benim sevgili Galatasarayımın hocası olarak uyuyacaktır. Surinamlıdan sonraki, Gika'dan önceki bu gece ise benim için hüzün, burukluk, futbola bir kere daha lanet, yönetenlere bin küfür, sebep olan iki futbolcuya yüz bin beddua ve karmaşık milyon duyguyla bir kabus olarak geçecektir.


Bundan sonrası ne olur diye merak edenleriniz vardır elbet. Peşin söyleyeyim,bir bok değişmez. Ben Hagi'nin ilk hoca olarak geldiğindeki gibi  heyecan duymadım. Fatih Terim'e teklif edilip de kabul etmeyince Hagi'ye dönenler hiç şüpheniz olmasın bu senenin sonuna doğru çapulcuya Hagi'ye sövdürtüp, teneke bağlayarak kovacaklardır. Sebep Surinamlı değildi, onun ısrarla oynattığı o iki köpek futbolcu olamazdı. Galatasaray'da gitmesi gereken tek kişi vardı oysa. Kadıköy'deki Fener maçında 2.10 olan iddia oranını teslim alıp, 4.20 a çıkaran bizi maskara edendir. Adnangiller var olduğu sürece de her gün, bizim için gelecekteki günlerimizden daha iyi gün olacaktır.


Bakacağız Hagi'ye. İlk maça çıkartacağı  kadroyu göreceğiz. Servet'i oynatacak mı? ön liberodaki kazma 16 numarayı ne yapacak? Bu iki adam Galatasarayın bulunduğu sıralamanın tek sorumlusudur. Eğer bunları Florya'dan kovmazsa, kendisi 3.defa gelmek üzere kovulacaktır. Yok eğer Servet'i oynatır, Servet'te kişnerse, kendini aşarsa benim için çok daha beter haindir. Adnan Sezgin'i yanına yaklaştırırsa akrep gibi sokulacak olandır.


Büyük adamlar, büyük maceralarda vardır. O maceranın tam sırasıdır. Hagi bu riski almıştır, alamayan korkak  hala İmparator diye çağrılacaktır. Belki de Fener maçı atlatıldıktan sonra Terim'in kapısı çalınsaydı Terim kabul edecekti. Zor günde kaçıp,Hagi efsanesinin bitmesini bir timsah hareketsizliğinde bekleyecek, Adnangilin iyice bok edeceği yere 3. defa gelip sıçacaktır.


 Fenerbahçe maçından ilk defa hiç korkmuyorum. Eğer ölmüş eşşek değilsek, korkmadığımızın da sebebi vardır. Başta Hagi var, Hagi'nin olduğu yerde allahtan umut kesilir, Hagi'den kesilmez. Servet ve 16 numarayı kadro dışı bıraksın,kimle çıkarsa çıksın eli boş dönmeyecektir. Aslantepe Arena tarihine ilk hoca olarak adını yazdıracaktır. Bu madalya da Hagi'ye yakışacaktır. Reykarta güle güle dediğim anda sana  hoşgeldin diyemedim Hagi. 


Ama hoş geldin Hagi, ne olursa olsun gittiğin gün sana sevgimde en ufak bir değişiklik olmayacak. Buyur enkaz senin, boka batırdıkları Galatasaray senin.  Metin Oktay'ı çağıracaklardı ama o yok, seni çağırdılar. Seni çapulculara yem etmemek için tribüne dönüş yapıyorum, sen gidene kadar koruman benim. Seni Galatasaraylılığımın olanca ateşiyle kucaklıyorum.


Hasta siempre Commandante.



17 Eki 2010

Kınan Hazır Başkanım; Galatasaray 2- Ankaragücü 4



Maç kadrosu telefonumuza geldiğinde, noterlerimize tasdik ettirdik görüşümüzü. Galip gelirsek eşşoleşşek olmaya razıydık yani. Ve bu rahatlıkla televizyon başına geçtim. Bu sefer elime kağıt kalem aldım. Hayatımda  hiç etmediğim kadar küfür ettiğim futbolcunun istatistiklerini tuttum.

3. dakika dolmadan ilk topla buluştu. Faul olan pozisyonda, takımın yarısından çoğu gol atmak için ilerdeyken itekledi topu. Sonrasında bakmadı ne olacak diye, o top gitti gol oldu. 8. dakikada taç atışı oldu Serkan tam kendisine atacakken sırtını döndü. 29. dakikada kendisinden beklemediğim olumlu bir hareketi oldu, araya girip topu kaptı ve olumlu kullandı. 33. dakikada  bala şansa gol atacaktı nerdeyse. Omurilik soğanıyla vurdu topa. Misimoviç ilk asistini yapmış olacaktı az kalsın. Kazasız belasız gololmadı. Kader bu maçta Reykart için örüyordu ağlarını. 38. dakikada Servet kendisine pas verdi, oysa o anda götünü dönmüş, alıp başını gidiyordu. Bağırdılar son anda topa dokunabildi. 56. dakikada taç atışından kaçışı bize gol olarak yazdı. Serkan taçı ona atacaktı, götünü dönüp uzadı yine. Bu hareketi ondan daha iyi yapabilen futbolcu görülmedi henüz. Topla bir şeklide buluşan Baroş teslim olmayalım arkadaşlar mesajı veriyordu. Yediğimiz 3. golde topa eskortluk yaptı. Koştu, yatarak dalsaydı golü önleyecekti. Maç boyu 28 defa yana veya geriye isabetli pas attı. 20 metre mesafeye dikine tek pas attı sadece. İsabetsiz elbette. Top kapma mücadelesini 5  defa kazandı. 10 defa topu kaptırdı. 9 pozisyonda araziye uydu. Topa bulaşmamayı tercih etti. Ve maçı nitelikli tek olumlu pasla tamamladı. Bu istatistik bilgilerinin %90 ını şlk yarıda yaptı. İkinci yarı artı eksi 10 defa topa değmedi. Kimse oynadığının farkına bile varamadı.

Reykart için de artık pek görüş bildirmeye gerek yok. Sezon başı yazımızda yazmıştık hatırlatalım. Seyrantepe'yi göremez demiştik. Göstermezler. Kötü hoca olduğu için değil, iyi hoca olduğu için göstermezler. Kendinden daha kötü bir takıma yenilmek de bir marifettir aslında. Ben bu maçı nasıl kaybederim diye kafa ancak böyle yorulur ve sonu. alınır. İki can düşmanını en kritik bölgede aynı anda oynatacaksın. Ulan Reykart, sen Servet olsan, sen Balta olsan oynarmısın. Dua et penaltı falan yapmadılar. Zaten adamlar kabiliyet düşmanı, evliyalardan birinin götlerini yalamasıyla kendilerini Galatasaray'da bulmuşlar, bunlar ancak hayalarının en büyük topunu oynadıkları bir maçta iyi oynamış olurlar ki senede 2 maç olmaz. Bu 2 maçı sana mı denk getirecekler? Seni bu futbolcular yakmadı mı daha önce. Kadro dışı bırakmadın mı bu Ayı Servet'i. 2. ligte oynayamayacak olanları oynat daha sen. Eğer kalırsan aynı takımla çık Fener maçına. 6-0 ı çok ararsın o zaman.

Hep aynı şeyleri yazmaktan bıktım. Arda Turan bu ülkedeki, bu takımdaki futbolcu olan tek Türk. Baros'da tek yabancı. Onun sakat olduğunu da yazmıştım. Zaten hep iddia ederim. Eğer bu ülkeye sıra dışı bir futbolcu gelmişse mutlaka sakattır. Bakın Beşiktaş'ın Guti ve Karizma'sına. Sakat olmasalar ne işleri var burada. Hocalar da aynı, bazen dinlenmek ihtiyacı olur büyüklerin. Gelirler yatarlar işte böyle.

Takımın kalecilerine bakalım. Ufuk hadi tipi bakımından biraz kaleciye benziyor gibiydi. 40 sene oynasa bi bok olmayacağını ispatladı. Diğeri için kaleci kelimesi  çok fazla. Haftaya Hakan Arıkan olur.

Ve bendeniz, Fatih Terim'in can düşmanı; İmparator sen boştayken  Galatasaray'ın iyi olması imkansızdır. 30 futbolcuyu birden değiştiremeyeceğimize göre geç takımın başına. Bu kazmalarla bu baltalarla bu kansız şerefsizlerle ancak sen uğraşabilirsin. Biz tribünlerde ediyoruz da etkili olamıyoruz, sen bunlara küfür edeceksin, icabında dayak atacaksın, bunlar ancak sana oynarlar.

Tarifi imkansız bir huzur var içimde. Hatta daha beter olsunlar diye beklentim var. Fener maçının da hezimetle geçilmesini istiyorum. Hayatımda kıskançlık nedir bilmem. Ama Seyrantepe Stadına Aykut'un, Mustafa Sarp'ın, Servet'in, Balta'nın çıkacak olması beni kudurtuyor. Bu adamları çok kıskanıyorum, benim de param vardır mutlaka onlara geçmiş olan. Bütün kalbimle haram olsun diyorum. Ulan ne berbat ve aşağılık futbolcularsınız. Hep Baros'mu, Kewell'mi sakatlanacak, ceza alacak. Hiç mi sakatlanmazsınız, atılmazsınız. Bir maçta da sizi oynatamasın lan şu mendebur hoca.

Benjamin Toşak bizle taşak geçmişti bir zamanlar. Otlayan 4 ineği  göstermiş, işte benim geri dörtlü demişti. Surinamlı taşağın dik alasını geçiyor bizle. Götüyle gülecek uçak Atatürk Hava Limanından kalktıktan sonra. Total futbol oynatacakmış. Kime, Servet'e, Servet kim diye bir zahmet Kartal'a gelse de bizim balıkçı Coşkun'a sorsa, Florya'ya sokarmıy dı acaba. Burnuna maske takmış, fedakar Servet. Oynamasa yandık, bizi Sırat Köprüsünden geçirecek sanki.

Ben biliyorsunuz artık maçlara giymiyorum. Bu sene maça gidenlere de kırgınım. Her ne sonuç olursa olsun Galatasaray'ı desteklemeyi taraftarlık sanıyorlar. Ulan ayıp be, içinizde her 100 kişiden biri bunlar kadar oynarken, bu yaratıklara sadece sarı kırmızı forma giyiyorlar diye tezahürat yapıyorsunuz. Ah be Mehmet abi, Peygamber Hüseyin, sizin zamanınızda Sarp gibi bir çakal banko oynayacaktı da siz seyirci kalacaktınız bu hokkabazlığa.

Baros sakatlandı, sağlık ekibine önemli bir müşteri daha  geldi, Gökhan Zan gibi müşteri ilgi çekmiyor, kimse merak etmiyor. Arda yok zaten. Ben 3-0 a el sıkışırım sizi bilmem. Golü, gol pozisyonunu saymıyorum, Aykut'un iğrenç degajlarını saymazsak, santrayı geçelim anırmaya devam edeceğim. Takımın seven maça gitmesin, televizyondan bile seyretmesin.

Unuttum sanma seni Adnan Paşa. Sen de bu takımın başkanı olarak Seyrantepe'ye gelirsen ben yine bir köşede anıracağım.  Anamız babamız bizi eşşek olarak dünyaya getirmediyse eğer, Arda Turan hariç hiç birinize o stadı göstermeyeceğim. Sizi gidi şebeke liderleri sizi, hırsızlar, kansızlar. Ne mutlusunuz değil mi, sıçtığınız boku çapulcuya temizletiyorsunuz. Verdiniz taktiği, Servet'e, Sabri'ye, Ayhan'a , Ufuk'a. Bir güzel domaldılar, Reykart'ın sehpasını tekmelediler. Götünüze kına yakın.

Bekleyin, ben de nişadırları hazırlıyorum, kınalarınız solmadan yakaladığımı nişadırlayacağım. O zaman ananızın örekesine kadar bağıra bağıra koşarsınız.Maçta koşacağınız yok nasıl olsa.