26 Şub 2013

Sir-i Jiyan'ın Başkaldırısı

Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük forveti, Didi, Vava, Zagolla, Garricha, Pele'nin birlikte oynadığı 1962 şampiyon Brezilya forvetidir. 4 yaşındaydın nereden biliyorsun diyenler çıkar. 1970'e kadar her gittiğimiz Türk filmi öncesinde bu takımın oynadığı maçların özet filmini izleyerek büyüdük. Sonralarında da zaten kendimiz şahit olduk, tek tek bu futbolcuları geçenler çıktı kuşkusuz. Ama bir blog halinde yanlarına yaklaşanı henüz futbol tarihi yazmadı, bekliyoruz.

Selçuk, Hamit, Sarı Ejder, Tay Burak, Parçalı Fil'in oluşturduğu forvetimizden biri dün gece topla ilk buluşmasında çocukluk günlerime geri gittim. ve canlı izlediğim 1000 den fazla Galatasaray maçını taradım hafızamda. Net yazabilirim, Bu forvet, tüm zamanların en büyük forvetiydi. İş artık netice olarak da zapta geçirilmeye kalıyordu. Bir lig maçında direnip, büyük geri dönüş yaptıkları için değil bu yargı. Galatasaray tarihi, nice büyük zaferler tarihidir, yaptığımızdan daha büyüğünü yapma ihtimali olduğu için di beni küçük lokma yeyip, büyük konuşturan.

Türkiye'de oynanan lige son 10 senedir hep kuşkuyla bakmışımdır. Futbolun endüstri haline gelmesi, çok büyük paralarla finanse edildiğinden beri görünmez bir oligarşi tarafından kurulmaktadır. Okuyanlar bilir savcılardan, polislerden önce açtım ben bu kan davasını. Ve haklılar, kinaye yapmıyorum gerçekten haklılar, olması gereken şeyi yapıyorlar. Bu ülkede para Fenerbahçelilerde var.Bir şekilde fenerbahçeli diye bir ırk oluşturuldu. Varsın olsun ona da itirazım yok, bizde Galatasaray ırkıyız. her koşulda söyleyebileceğimiz sloganımız ''hodri meydan''dır. Fenerbahçeli her koşulda mutlu olabilen, asla üzülmeyen, maça gitmeyi statü haline getirmiş, medya maymunlarının en önemli hedef kitlesidir. Sadece bu yüzden, Fenerbahçe'ye hak ettiği cezayı vermeye kimsenin  yüreği yetmemiştir. Aslında yürekleri yetiyordu da, ah şu gerçek padişah para olmasaydı. Fenerbahçe olmasa, biz Drogba'yı, Sneijder'i falan seyretmeyecektik. Lig Tv batmıştı, Şansal Büyüka pazarda limon satıyordu. İzin verilmedi endüstrinin çökmesine, çünkü temiz, yaşamım her alanında olduğu gibi futbolda da azdı. Az olan emperyaliste göre, kapitaliste göre 5 para etmezdi. Aynı olayların bizim tarafımızdan yapılmış olması durumunda hiç düşünmeden bizi en dibe atarlardı. Atmazlar, biz zaten kendimiz giderdik ve endüstri de para ve zaman kaybına uğramazdı.

Bütün bu paragrafı bilmeyen kabul etmeyen yok zaten. benim bir daha hatırlatma sebebim, dünkü maç öncesi korktuğumun başıma gelmesi, önümüzdeki maçlarda çok daha beterinin tezgahlanacağından emin olmamdı. Bu yüzden maç öncesi endişelerimi zapta geçirdim, çoğu tam isabet kaydetti. Durumdan vazife çıkarıp, Galatasaray Genel Kurmay'ına sitemlerimi söylüyorum sadece. fakat bir şeyi yanlış yaptığımı fark ettim. Salak gibi, hocayı, bazı futbolcuları şer cephesini memnun ettim. Bundan sonra hiç kim oynarsa oynasın, ne netice alınırsa alınsın bir başka pencereden bakıp aktaracağım.

Galatasaray forveti saydığım futbolculardan oluştuğu müddetçe, diğer 6 kişinin kim olduğu hiç önemli değildir. Galatasaray 2 yerse 30 dakikada 4 atacak bir takım olmuştur. fatih terim'in kulübede veya evde olmasının da pek önemi yoktur. Her Galatasaray taraftarı, Fatih Terim'dir. Kadıköy'e bir final daha taşımak isteyenlerden korkumuz yoktur. Fakat anlayamadığım bir şey daha vardır. Digitürk daha fazla para kazanmak için neden Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemektedir ki? Fenerbahçeli zaten Polyanna'dır, her koşulda takımın seyredecek bir neden bulabilir. medya maymunlarının Fenerbahçeli olmasının parasal olarak da bir mantığı yoktur. Zaten ortalık Fenerbahçeli kaynamaktadır. Galatasaraylı olduğu söylenenler de program öncesi aldıkları talimatları kusup, Galatasaray'a saldırmaktadır. Bunlar kendi mezarlarını kazmaktadırlar. Galatasaraylı ekabirdir, 6 puan geride olan, leş gibi futbol oynayan, hakem yardımıyla puan alan, kenarda karizma sıfır, başkanı mahkum olan takım kendi takımı olsa maça gitmeye utanır, gitmez, televizyon seyretmez, gazete okumazdı. Yani iş Fikirtepe'li, Çorumlu bir Fenerbahçeli'yi sömürmek ise kemik yalamaya gerek yoktu. Param olsa bu anketi yaptırırım. Arena'nın, Saraçoğlu'nun kapısında herkese sordururdum. Kaç kişi televizyondan spor programları izliyor diye.  Kendim ortalama bir taraftar olduğumdan iddia ederim ki, maça giden 50.000 kişinin en az 25.000 i televizyon seyretmez bizde. Yani demem o ki madem 12 parmak bağırsağı yalaman gerekiyor, Galatasaraylıları kollayacaksın.

Büyük Galatasaray taraftarı gözünüzü dört açın. Arena'ya erken gelin, maç bitmeden çıkmayın. Her maçı böyle çeviremezsin, şebekenin tuzağına düşmeyin. Oynanan maçlar adil değil, bunu bilerek seyredin. Bu ligte Şampiyon olmak bizim için sadece araçtır. Bizim amacımız çok yakın bir gelecekte, o en büyük kupayı getirmenin çarelerini aramalı ve bulmalıyız. Bu bir hülya değil, bu bir rüya değil, Galatasaray hasletidir. Kükre sen her zaman, dün gece kükrediğin gibi. Yaralandıkça, ezildikçe kükre, sakın gaflet uykusuna dalma, nazlı nazlı gezdiğin sahraları, zulüm köpeklerine bırakma.

25 Şub 2013

Ağlama Fener Ağlama; Galatasaray 4-2 Orduspor

Lig Tv Futbol Oligarşisi, ligi 33. maça kadar taşımak için mahkemelik olduklarından bin beter bir tezgahın içindedir. 3 haftadır, Fenerbahçe'nin koluna serum bağladılar. Canlarına can katıyorlar, lig tarihimizin gelmiş geçmiş en pislik bir o kadar da büyük futbolcuları Emre ile Şebeke'nin vesikalı, damgalı eşşek takımını  uçurumların dibinde tutmayı başarıyorlar.

Geçen hafta, ligin dibindeki takımı zor geçerken, üstüne peş peşe hakem yardımlarıyla gelen 3 er puanlardan sonra en korktuğum şey bizim başımıza geldi. Hakemi geçmeden bundan sonra kolay kolay maç kazanamayız. Ve maç öncesi endişelerim, maçta birer birer yaşandı. Dalavereye tekrar döneceğiz, biz şimdi işimize bakalım.

Dünkü Fener maçını, seyircisini, futbolcuların maça konsantresini görüp, bizim maça döndüğümde sanki 6 puan farklı takım onlarmış gibi geldi. Ligin en kötü zemininde bu kadar büyük futbolcuları oynatmaya mecbur bırakanlar başımıza iş açmazlar umarım. Takım ısınmaya çıkmış, yedek futbolcularımız çalışacaklarına şebeklik yapıyorlardı. Sabri, Emre'nin kulağına fiske vuruyor,bir birlerine sarılmalar, şakalaşmalar, sanırsın ki GS televizyonuna görsel şov hazırlıyorlar.Bu arada, ikinci yarıda tarihe geçecek olan büyük Galatasaray taraftarı metroda maça yetişmeye çalışıyordu. Hep söylemişimdir, maç 90 dakika değildir. Takım ısınmak için sahaya çıktığında taraftar da tribünde olması lazım.

Selçuk, Hamit, Drogba,Sneijder, Burak forveti bana göre Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en büyük forvetidir. Ve bu forvet bu kötü zeminde, henüz tribünleri doldurmamış taraftarının önünde, talimatlarını harfiyen yerine getiren hakemin düdüğüyle maça başladı. Karşımızda 2 golden fazla yemeyen, anti futbol oynama ustası takım ve onun ünlü hocası Hektör vardı. Takım büyüdü büyümesine de, oyun olarak ne kadar büyük, test etmemiz için bir felakete ihtiyacımız varmış demek. Drogba en önde 3 kişinin kontrolünde, Burak sağda, sol taraf futbol tanrılarına emanet. Grande'nin kimi futbolculara acıması mı desek, adrenalin bağımlılığına mı saysak, Amrabat ve hiç oynamamış Hakan Balta'nın aynı kanatta kritik, diken üstünde bir maçta sahaya sürülmesini yazmak, eleştirmek istiyorum ama bu maçtan sonra bana yakışmaz.

Hatta Galatasaray kalecisine bile saydırmayacağım.  Bir musibet, bin nasihatten daha iyi demiş atalar. 1.5 senedir yırtınıyordum, Muslera'nın hocasının Taffarel olduğuna inanamıyorum dedim, büyük takım kalecisi degaj yapmaz dedim, Taffarel yaptırmaz dedim , dedikçe yaptı. Sonunda komedi golü yedirip, video seyretme rekoru kırdırdı. Umarım aklı başına gelmiştir.

Kaleye top gelmeden 2-0 geriye düştük. net konuşuyorum tüm zamanların en adi hakemini seyrettim. Yalancı, taraflı medyanın söyleyecekleri umurumda bile değil, şebek Markus muhtemelen hakemin verdiği her kararı doğru bulacaktır. Kanaldan Erman Toroğlu'nu boşuna kovmadılar. Biz taraf olduğumuzdan kaldıramıyoruz dümeni. Ne var ki Karamehmet'in oğlu olsam ben de aynı şeyi yapardım. Ufak bir Güney Amerika muz cumhuriyeti merkez bankası parası ödediğim futbolu sadece Galatasaray taraftarının izlemesine müsade etmezdim. Galatasaray lehine tek puan aldıran hakemin hayatını söndürürdüm. Arkadan gelen kirli takımların devre dışı kalmasını futboldur diye geçiştirmezdim. Kızmaca darılmaca yok, olması gereken oluyor. Bizim bütün bu olanları bile bile şer cephesine kızmaya hakkımız yok. Bizim kızacağımız tek merci Fatih Terim'in liderliğini yaptığı Galatasaray Genel Kurmayıdır. Geçen sene bin türlü dümenle ligi son maçın son saniyesine kadar taşıdılar. Geldi geçti, ders almadık mı? Ligi koparmayacaklar, peki nasıl olacak bu iş?
Geriden gelenlerin kazaya kurban gitmesi engellenecek, Galatasaray'ın tekerine çomak sokulacak.

Ligin son düzlüğü daha beter geçecek. Galatasaray her maçta, bu gece olduğu gibi hakemi de yenecek. Şimdi önümüzde Şebeke için çok zor karar vereceği, çözemeyeceği büyük bir problem maçı var. En az ikisinden bir çöpe gidecek, berabere kalırlarsa ikisi el ele intihar edecekler. Beşiktaş Şebeke'nin üvey evladı, kaskosu, abi olmazsa kardeşi, takip etme geleneği yok. Etse bile para etmiyor, Beşiktaş'ın Şampiyonluğu, Bursa'nın şampiyonluğundan daha fazla önemli değil. Bu yüzden ne yapıp yapıp Fener'i İnönü'den alacaklar.

Bu maçın hikayesini sakinleşince yazacağım. Galatasaray hocası ve yönetimiyle aynı fikirdeyim. Kaç kere neler yazıp vaz geçtim. Fakat şunu yazabilirim, Fener maçını geçtiğimizde bile bu kadar sevinmedim. Büyük takımlar geri dönüş maçlarıyla büyürler. Beni bu yaşta 4 defa yerlere yatırdığınız için sizlerle ne kadar övünsem azdır. Galatasaray taraftarının bu sene mottosu oldu,''Ağlama Fener''  Tribün tarihinini en büyük tezahüratıdır. Ama yanlış söylenmektedir ben düzelteyim.

''Ağla Fener, ağla şansal Büyüka, ağla Karamehmet, ağla Türk spor medya şebekleri, ağla Türk Futbol oligarşisi'' KUDURADURUN: