3 Eyl 2011

Ölü Toprağının Altından

İlk önce Galatasaray ölmüştü. Son 10 senede gelen iki balık şampiyonluk taraftarı coşturmadı. Arkasından gelen seneler de, toplu intihar gerçekleştirdik ve piyasadan çekildik. Devamında da malum dalgalar Fenerbahçe'yi boğdu. Ve sanmıyorum ki şu anda haftaya lig başlayacak diye coşku içerisinde olan bir taraftar bulunsun. İki büyük takımı ölü olan ülkenin milli takımı, futbol oynamasını 3 sene önce öğrenmiş Kazakistan'ı bala göte bir golle yenebiliyor. Ve gün geçmiyorki batık, borçlu, ölü takımlarımıza bir yabancı futbolcu transfer edilmesin.

Görüşüm değişmedi, nasıl ki bundan önceki senelerde alınıp, gönderilen futbolcular, transfer borsasını puslandırıp, kurtlara yem bulma mekanizmasını çalıştırmışsa, aynen devam. Sıranın kimlere geldiğini film bitince göreceğiz. Ne gerek var? Galatasaray'ın üstündeki ölü toprağının atılması görevi Fatih Terim'e verilmiş. O da almış baltayı girişmiş. Önce nefret ettiği Hagi'ye saldırdı. Oyuncuykeyden de, Hocayken de Hagi'yi hiç sevmedi. Getirdiği futbolcu Dünya'nın en büyük futbolcusu bile olsa oynatmaz, nitekim hepsini derdest etti. Galatasaray'da sorun defanstaydı oysa. Hele ki en kolay geçmesi beklenen bu sezon da yapılacak 2 hamle uzak ara şampiyonluğu garantilerdi. O da Fatih Terim gelmeden önce yapıldı zaten. Mustafa Sarp kovulacak, kaleciler değişecek, Selçuk İnan alınacak ve yan gelip yatılacaktı.

Ne yaptı Hoca? işi artık mücadeleye bile bırakmayacak şekilde garantilemek istiyor. Bildiği tek yol da ne kadar sakat, sorunlu, eski formundan uzak, itilmiş kakılmış, borsası olmayan futbolcu varsa sepete doldurmak. Elde Baros var, Elmander alınıyor, yetmedi Riere mıdır kimdir, son dakika trenine yetişiyor? Kimse kusuruma bakmasın ben futbol ölüsüyüm artık, bu alınan adamların hiç biri, kaleci hariç-o da bizim kalecilerden daha kötü kaleci lisanslı futbolcu bulunamayacağından-beni diriltip Arena'ya koşturacak futbolcular değil. Senede iki büyük maç var, o da beli kırılmış Fenerbahçe ile. Gerisi gazoz maçı. Şu lanet olası soruşturmadan çıkan sonuca göre de bizde lig sadece para için oynanıyor. Benim yıllardır ortaya attığım tez kendiliğinden doğrulanıyor. Şikeyle, hakem kararıyla, federasyon torpiliyle de olsa 3 büyüklerin şampiyon olması bütün takımların işine geliyor. zaten böyleydi senelerdir. Fenerbahçe sırasını savamadığı için çıkmıştı bunca patırtı. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Adnan Polat'ın, Tüpçü'nün Fener şampiyon olsun diye nasıl direndiğini gördük ne yazık.

Geçen sene Galatasaray'ı şampiyon yapsın diye getirilen futbolcular bu sezon Orduspor'a geçtiler. Mantıken Orduspor'unda şampiyon olma ihtimali var o zaman. Eee, olmayacağı garanti, bakın Bursaspor şampiyon olduğuna pişman oldu bile. Yine aynı mantıkla geçen sezon Kartalspor'da zor oynayan Semih Kaya'nın banko oynamasını hepimiz istiyoruz. Demek ki futbolcular arasında fark yok. Fark yoksa, Şampiyonluk için de 2.5 takıma sırayla veriliyorsa, biz kerizmiyiz?

Buraya yazıyorum, alınan bütün futbolcular 5-6 maç sonra ya yedek bekleyecek, ya sakatlanacak, ortalık Ayhan'a, Aydın'a, Sabri'ye kalacak. Artık makinaya bağladım. Galatasaray'a bir yabancı futbolcu geldiğinde gülüyorum, acaba kim palazlanıyor diye. Sıra zaten bu sene bizde, bütün takımlara sorsalar lig oynamadan kupayı bize vermeye razılar. Yani bence asıl şike bu sene bizim lehimize yapılacak. Artık ofsayttan mı atarız, haksız penaltıyla mı bakacağız. Sonunda şampiyon olur seviniriz.

Ben yokum artık bu soytarılığın içinde. Bir futbolsever ölüsü olarak üstümde yığınla toprak var. Öyle Ufaljiyarak temizlenecek gibi değil. Beni kesmez yeni Galatasaray'lı yabancılar. Arda'nın ardından da zaten pamuk ipliğiyle bağlı olduğum futbol koptu. Keyif sıfırın altı, maçları televizyondan bile seyretmeyi düşünmüyorum. Seyretsem bile, sonucunu bildiğim bir mücadeleden keyif almam. Ben Galatasaray'ın yenilme ihtimali olduğundaki cebelleşmesini direnmesini, başkaldırısını sevmişim, onca yapılan transferden sonra alınan bir Mersin galibiyeti benden uzak dursun.

Her hangi bir zamanda, her hangi bir büyük stadyumda, Barca'yla, Mançester Birliğiyle, Bavyera Münihle falan bir yarı final, final maçı oynarsak beni uyandırın. Ben ölü toprağının altındayım.