20 Eyl 2008

De Sanctis'le, Taffarel'le Oynamak


Galatasaray'ın defansında problem var sanıyoruz hepimiz. Nasıl olurda kıyttırık takımlardan bir araba gol yiyoruz diye kızacak adam arıyoruz. Arıyoruz da bulamıyoruz. Kime kızacağız, 3 gol yemiş defanstaki resital yapan Meira'yamı, geçen senenin cengaveri Servet'e mi yoksa Taffarel'den sonra gelen teknik büyük takım kalecisene mi. Hiç kimseye kızmayacağız. Bu noktadaki adres kızanlar olacaktır yine ama Çaylak'tadır. Bir türlü büyük takımın başında olduğuna inanamamaktadır.

Bana göre Santctis'in Taffarel'den aşağı kalır yanı yoktur. Topu elle oyuna sokmakta, çıkacağı topa çıkmakta, biri ona pas verdiğinde o da en az pasan veren kadar teknikle topu verimli kullanmaktadır. Benim için her maç 3 tane yese bile notumu vermişim kesin büyük takım kalecisidir.

Hatırla Taffarel'i Galatasaray taraftarı. Önünde Popescu'yla ne teknik oyun kurarlardı. Taffarelden sonra gelen Mondi, Popescu'dan sonra gelen Dünya'nın en büyük liberosu Frank De Boer'i maymuna çevirmişti. De Boer topu Mondi'ye atıyor, Mondi'de Olimpiyat Stadı'nın tavananına. Eğer Popescu, Mondragon'la ya da Aykut'la aynı takımda oynasaydı odunla döverlerdi.

Çaylak ne bilsin bunları. Bu takımda kalede Sanctsis oynayacaksa Servet oynayamaz, oynarsa her maç gol yeriz, hatta dandik goller görmeye hazır olun. Kazma Aykut kaledeyken işi kolaydı Servet'in, paslaşıp başını derde sokma ihtimali yoktu. O yüzden savaşarak oynuyor gönlümüze giriyordu. Götünü dayadığı zaman adamını taca atınca bizde götümüzü yırtıyorduk.''Serveeeeeet, Serveeeeeet''

Çaylağın yapacağı iki şey var. Ya Servet'i oynatmayacak ya da Sanctis'i, Kalede İtalyan olacaksa ki her maç o olacak artık, Servet oynamayacak. İkinci yol Servet'e yarı sahayı geçmek yasaklanacak. Bırak Ayıboğan biz senden gol beklemiyoruz. Tamam bazen son dakikalarda Denizlispor maçında ki gibi battı balığın geldiği dakikalar olursa, cümbür cemaat saldırırsınız o zaman ne yaparsan yap. Normal zamanda o kadar üst düzey forvetin cirit attığı mahalde sırıtıyorsun komik oluyorsun kardeşim.

Tez elden kaleciye alışın, kaleci bir kaç maç geç başladı, alışması lazım dediler. Meğerse defansın alışması için süre lazımmış. Servet'e teknik kalecilerle nasıl oynanır öğretildiği zaman bu takım gol yemez.

adam Sandıklarımız ; Halil Özer


Galatasaray'lı kardeşlerim Halil Özer'in Fenerbahçe'li olduğuna pek şaşırmışlar. Acaba mı diyorlar. Etraflarındaki Galatasaray'lı sandıklarına bakmıyorlar. Bir de şunu akıllarına getirmiyorlar, bırakın Fener'li Halil Özer'i, Fener'li olmayan Galatasaray'lıyı yaşatırlarmı bu medyada onu bile akıllarına getirmiyorlar.

Kardeşlerim şu kesindir ve ne için olduğu akıl sır alır şey değildir. İstisna yok ki bütün spor medyası Fenerbahçe'lidir. Bakmayın siz Galatasaray'lı sandıklarınızın Galatasaray'ı yazmasına. Onlar kraldan daha kralcıdır. Doğrucu davuttur, Galatasaray lehine haksız bir penaltı verilsin ilk önce onlar feveran eder. Bizim gibi dürüst olduklarından değil, Fener'e yalamalık içindir.

Galatasaray'ın uzun yolculuğunun başlarındaki Milan maçında Milliyet ekibiyle beraber seyehat ettim. Maçtan önceki Milliyet spor sayfasında Halil Özer'in yazısı vardı.'' Aslanım Galatasaray, Avrupa Fatihi Galatasaray, Yenersin Galatasaray.....'' Amacı ne?, yazdıklarına kendi inanmıyor, bizi keriz yerine koyuyor, takkiye yapıyor, gönlümüzü alıyor. Yazısını okuduğumuzun akşamı benide yemeğe götürdüler. Bilgin Gökberk rehberimizdi, Doğan Koloğlu, Ahmet Çakar da vardı yemekte. Halil Özer hasta Fenerbahçeli olduğunu söyledi bana. Nasıl oluyor peki dedim, eskiden şimdiki gibi takım yazarları yoktu , bende Galatasaray muhabirliğine verildim dedi. Böyle gelmiş böyle gidiyor, alan(okuyan) razı, satan razı olunca idare ediyoruz.

Maç ne olur konusuna geldi sıra. Halil Özer hezimetine iddiaya girdi Ahmet Çakar'la. Doğan Koloğlu'nu hakem yaptılar. Aynı hafta Fenerbahçe 0-0 ın rövanşında İstanbul'da MTK maçına çıkacaktı. Madem Fenerlisin gel 1000 dolara iddiaya girelim dedim, eleneceksiniz. Gülüşüldü geçti gitti o yemek. Gir(e)medi. Ertesi gece San Siro'da devre 2-0 bitince Halil Özer iddiayı kazanacak diye aklımdan geçiriyordum ki, ikinci yarı takım aslan kesildi. Ümit Davala'yla golü bulunca koskoca Milan son 20 dakikayı estergon kalesi savunması yaparak, kan kusarak geçirdi.

Ertesi günü Milano sokaklarında geçirip akşamı bekliyorduk. Fatih Terim'i gördük gezerken kafede. Ailesiyle oturuyordu. Yazık oldu Hoca dedim, ne bize yaradı, ne de bizden sandıklarımıza. Ne yani yenildiğimize sevinenlerde mi var. Hem de çok yakınımızda dedim olayı anlattım. İsmini söyle dedi, o kadarınıda ispiyon etmeyeyim dedim. Anladım dedi; Halil Özer.

Sonra dağıldık önümüzden hışımla geçti Hoca. Amigo Mehmet Kızılay şahittir, beraberdik. Yarım saat sonra Bilgin Gökberk geldi. Geçen gece olanları anlattım diye sitem etti. Fatih Hoca Milano'da Halil Özer'i tartaklamış, küfür etmiş, önümüzden tekrar geçerken de bana teşekkür etmişti.
Terim'in tek sevdiğim yönü buydu. Bu basına ne yaparsa, kim yaparsa haklıydı benim için. Az bile yapıyordu Terim. Aslında bütün Hocal'lar aynısını yapmalıydı.

Evet arkadaşlar, Galatasaray'lı (bi bok) sandığımız Halil Özer budur. Hasta Fenerbahçelidir. Takiye yapmaktadır, zavallıdır aslında. Ekmeğini, kalbini, kara sevdasını gizleyerek kazanma cezasına çarptırılmıştır. Aslında o gün öğrendiğim kadarıyla iyi aile babasıdır. Yazıktır, cezasını çekmektedir, bir de biz üstüne gitmeyelim. Çoluk çocoğu var başına kötü bir şey gelsin istemem. Ama olay aynıyla vakidir. Bir ömür böyle geçermi Halil Özer. Bir an önce kimliğini açıklayıp Ali SamiYen'den, Saraçoğlu'na taşınmanı, ve bu dertten kurtulmanı gönülden dilerim.

19 Eyl 2008

Ayıboğan Serveeeeeet


Bir takımın en iyi futbolcusu Servet ise o takım kötü takımdır. Dolayısıyla takım, şampiyon olmasına rağmen yeterli görülmemiş ve tarihinin en büyük transferleri yapılmıştır. Ben bunu geçen sene söylediğimde genç Galatasaray'lı kardeşlerimden çok tepki aldım. Adamımız canla başla, kafayla tekmeyle hatta götüyle top oynuyor. Bizde taraftar olarak böyle oyuncuları seviyoruz. Geçen yıl geldiğinde bir bilmeceydi bizim için. Çoğumuz Boizid baltasını Popescu sanıp(öyle yutturmuşlardı) Servet'e ilk 11 vermemiştik. Sırtında dinamit çuvalı taşıyor. Öyle disiplinli oynadı ki dinamiti düşürmedi. Tek bir maçta düşürdü onu da Aykut hayatının tek ve son kurtarışını yaparak bizi de kurtarmıştı.

Kendini taraftara kabul ettiren Servet bu sene çaylak bir hocayı bulunca dağıttı. Bırakıp 18 çizgisini bu kadar büyük futbolcu varken gol aramaya çıkıyor, tekniği yok bu yüzden komik durumlara düşüyor. Ver kaça giriyor, şut çekiyor, yakında korner, serbest vuruşların başına da geçer. Hatta bu gidişle kaleye bile geçer.

Kolay gol yememizin sebebi budur. Serseri mayın hesabı sahada koşan, mücadele eden, taraftara şirin görünen Servet dikkat edin defansta fazla kafaya çıkmamaktadır. Bırak kardeşim bir sürü üst düzey forvet var, sen takılma onlara. Belki zararın bile oluyordur. Baros varken sen mi kafa golü atacaksın.

Çaylak biraz tecrübe kazansa Servet'i ya oynatmaz, yada yarı sahayı geçmeyi yasaklar. Kim ne derse desin ben son ikilide Emre Güngör ve Meira'yı oynatırım. Söylemedi demeyin bu Servet bu sene başımıza çok büyük iş açacak.

18 Eyl 2008

Aferin Çaylak! Belinzio 3-Galatasaray 4


Çaylak maçtan önce elememiz için avantajlı bir skorla dönmemiz lazım dedi. Dediğini de yaptı hatta bir gol daha yese olurdu. Şimdi avantaj bizde. %60 top bizde, nerdeyse tak kale maç 3-4 bitti. Rakip 10 kişi olsun farketmez 8 kişi de kalsa aynı oyunu oynayacak. Ben yazıyı yazmaya başladığımda durum 3- 3 dü. Bu adam puan hesabını bilmiyor amacı sadece turu geçmek.

Lincoln eğrisi doğrusuna gelip ilk 11 oynadı. Demek sakatlar olsa yedek olacaktı. Lincoln gibi bir ustayı oynatamayan hocaya hoca denirmi. Lanetli mevkimiz sağ bekte bu kez Serkan Kurtuluş vardı. Eğer ortalama oyunu buysa son maçını oynadı. Bekleyecek nasıl olsa bu sağlık ekibi varken sakat futbolcumuz eksik olmaz yeniden sıra gelir.

Baros ben golcüyüm diye imza attı. O ne kafaydı be usta. Kewell golde büyük vurdu. Lincoln gol atamasa yazık olacaktı. Meira Popescu'yu tekrar aramıza getirdi. Fakat Ayıboğan Servet, rakip kalenin 6 pasında eli ayağına dolaştı. Ne işin var kardeşim oralarda, sendeki kabiliyet sınırlı. Çık kafaya savaş, daya götünü adamı geçirme. Niye vurdurdun kafayı.
Kaleci isterse her maç yesin 3 tane. Topu oyuna sokması oyunu okuması bir büyük kaleci özelliği. Yediği toplarda hiç şansı yoktu. Kurtarılamaz noktalara gitti.

Yaser Yıldız 6 ay önce Kartal'da balıkçıların karşısındaki Karadeniz pidecisinde pidesini yeyip maça çıkıyordu. Akşam eve gidip, Lincoln'ü, Kewell'i, Baros'u seyrediyordu. Çocuk aynı takımda olduğuna inanamıyor. Baros yerine asisti Aydın yapsa kesin atardı.

Eskiden büyük takımlar geldiğinde ilk maçta fazla kasmazlardı. Berabere bile kalıp dönerlerdi. Fark atsa kendi sahasındaki maça kimse gelmez hesabı avans verirlerdi. Ben de kendi payıma birazda Ali Sami Yen'e bıraksınlar istedim. Zevki çıksın maçın. Nonda ruhsuz oynuyor, ofsaytı bilmiyor, tamamen iç güdüyle pozisyon alıyor. Ben beğenmiyorum futbolunu kusuruma bakmayın.

Galatasarayın Arda'lı Lincoln'lü Baros'lu Kewell'i forvetinin tadına doyunm olmayacak.

Yılmaz Vural Hazırol


Bu kadar erken beklenmiyordu kıyım. Her zaman en az bir 5. hafta beklenirdi. Bu ne acele Raşit Hocam kovulmuş. Ne yapacaktı kovulmamak için. Sanki yerine gelecek hoca Şampiyonlar Ligi'ne sokacak Konyaspor'u. Ben kendimce kovulma sırasında birinciliği vermiyordum Raşit Çetiner'e.
Benim ilk adayım Rıza Çalımbay'dı. Es Es'ler yıllar sonra döndükleri evlerinde çok takımı parçalayacaklarını sanıyorlardı. Rıza 'da ne aslandır, geleni geçeni hacamat eder!. Edemeyince de taraftar kovar diye bekliyordum. Sürpriz Konya'dan geldi. İkinci adayım Samet Aybaba idi. O da aynı sebepten büyük taraftar önünde oynamak zorundaydı. İki maç üst üste kaybetsin Bursa'dan paketenirdi.
Yılmaz Vural bu işleri çok iyi bilir ve bekler. 5. veya 6. olamayacak Anadolu takımlarının potansiyel hocası. Ama daha sezon başı, gün olur devran döner. Haftalar biraz daha geçsin umutsuz vaka takımlar belli olsun. Serum niyetine Yılmaz Hoca'ya müracaat ederler. Ben genede günlük uyarımı yapayım. Yılmaz Vural'ı kale arkasına ısınmaya göndereyim. Raşit Hoca olmadı ondan sonra kovulacak olan takıma hazır olsun.

17 Eyl 2008

Ortopedik 11


Orkun
Uğur, Emre Güngör, Semih Kaya, Hakan Balta
Sabri, Linderoth, Barış, Arda

Ümit karan, Serkan Hasan Şaş cezalı. Yarın maça götürülmeyen takım bu takım.

Bu kadar topçu alacağınıza bir ortopedist doktor alsaydınız keşke.
Aslında aramanıza gerek te yok. Burhan Uslu'yu çağırın. Geçen seneden beri bu kaçıncı defa yazdım. Yırtındım. Bu baytar ekibi varken bizde her maç sakatlanan olacak. Onu geçtik sakatlanan iyileşemeyecek. Büyücü alsalar daha iyi. Sivrisinek sokan sakat diye yatıyor. Bu ne iştir ya. Katır gibi çalış, hayvan gibi ye en ufak bir darbede sakatlan.

Piskopat Orkun ne yaptında ne zaman oynadın da sakatsın. Gerçi revirde yat razıyız. Balta, Ümit, Arda ne oldu ya. Tekme yemediniz, grip olmadınız.

Şu sakat kadroya bak, sakatlanmadan oynasalar şampiyon olacak takım. Bu gidişle 5 maç sonra Ferdi'lere Yaser'lere, Cem Sultan'lara sıra gelir.

Yolun Açık Olsun Batman







Geçen sezon Ankaraspor deplasmanında, 2 dakika varken ve Fenerbahçe 2-1 galipken, kazanılan penaltıyı kaçırmıştı Batman. Alex bir insanlık gösterisi yapmış, Kezman'a attırmak istemişti. Kezman penaltıyı kaçırmış, üstüne Fener gol yemiş maçı berabere bitirmişti. Kaçan galibiyeti, hatta şampiyonluğu Kezman'a yıktı yalama basın. Ağlattılar, sulu gözlü Fenerbahçe'de oynayıpta benim sevdiğim tek futbolcuyu. Neden bilmiyorum ama Yugoslav futbolculara sempatim hiç bitmeyecek. En son İliç'i çok sevmiştik Slav diyarlarından.
Batman'ı Okçu'ya feda ettiler. İlerleyen haftalarda çok arayacaklar. Neyseki Batman, Necati değil. Ona kapılarını açmayacak büyük takım mı yok. Paris'e yolu düştü. İlk oynadığı maçta penaltı oldu. Topu Saint Germain'in Alex'i Kezman'a verdi. Bu sefer kaçırmadı. Hoş geldin Kezman dediler. Kaçırsaydı da hiç bir şey değişmezdi. Güle güle Kezman, yolun ve bahtın açık olsun.

16 Eyl 2008

adam Sandıklarımız ; İlhan Söyler


Bi bok sandığımızdan değil, bu gün Mehmet Topal'ın ağzından yazdığı yalan haberle aklımıza geldi. Adam yalan makinası, yazdığı 100 yazıyı üşenmeden okuyan biri ana avrat dümdüz gitmezse adam değilim. Şu anını bile kimse bilmiyorki geçmişini bilelim. Aslında Terim'in Bıyıklı'ya dediği gibi okunmayan bilinmeyen adamken dikkat çekilip adını bir kaç kişi daha ne yazıkki öğrenmiş oluyor sayemizde.

Adam yalan transfer habercisi. Galatasaray yalaması, aklı sıra yalan haberleriyle ruhumuzu okşayıp kendisini okuyup seveceğiz. Hadi lan hıyar, senin gibi Galatasaray'lıları biz tribünlerden aşağı atıyoruz. Yazdığı, öngördüğü bütün düşünceler cortlar. Kime iyi demişse önce yedek kalır sonra kovulur gider. Misal google'a İlhan Söyler Necati yaz sonra gül.

Bi bok sandğımız adam iki kişilikli, yaşını başını almış biri galibe şerefsiz. Yolda görsem tanımam. Mehmet Topal'la konuşmuş aklı sıra,Topal hocasından şikayetçiymiş. Aslında keşke olsa bizde şikayetçiyiz, ama konu yalan haber. Topal resmi sitede yalanlamış. Eeee ne olacak şimdi, yaptırımı cezası varmı yok. Yarın yine okuyacak keriz bulur kendisini.
Nasıl olmuş, kimin torpillisi hiç anlamadığı bir konuda sayfası var. Bok sanılıyor, bu kadar bok sanılan adam arasına girerek aslında ödüllendiriliyor tarafımızdan. İçimden şu adam için fazladan bir şey yazmak gelmiyor. Bu kadar yazdığım için bile rahatsızım.

Çek elini lan Galatasaray'ımızın üstünden yalancı. Dua et Mehmet Topal bizim gibi ağzına aklına geleni söyleyen biri değil. Biz olsak seni stada sokmazdık. Bundan saonra senin yazını okursam dünyanın en adi insanı olayım. Ne bok yersen ye.

Topun Ağzı


Nedir bu topun ağzı. Ne işe yarar. Bu terim top mermisinin toptan fırladğı yer olarak kullanılmıyor herhalde. Ban askerdeyken bile hiç duymamıştım topun ağzı lafını. Gitmesi an meselesi Hocalar için kullanıldığını anlıyoruz her hafta bizim çaylak hakkındaki yorumlardan. Bu çaylak diyelimki UEFA şampiyonu oldu, ne değişecek bizim için. Adam zaten topun ağzındaydı oradan bir fırlayacak, yürü ya kulum. Misal daha önce aynı topun ağzından fırlayıpta daha yere düşmeyen, düşürülemeyen, düşürülemeyecek olan biri gibi.




Adını bile yazamadığımız, hangi ligte olduğunu sokakta sorsak yüzde doksanının(ben bilmiyorum) bilmediği bir takımla UEFA maçı oynayacağız, korku dağları bekliyor. Neymiş o maçlarda başarısız olursak çaylak toptan fırlayabilirmiş. Ben size garanti veriyorum, o maçları bırakın Hocayla 8 kişi bile oynasak kazanırız. Mesele o değil, demek başarısız olabilme ihitimalimiz var hatta başarısız olabilme itimalinden sonrada çaylağın durumunun tartışılacağını varsayarsak kalma ihtimali bile var.




Vay be, adam tarihinin en kötü(tek puan alamazlar) Steaua'sına elenip bizi ikinci ligte sıradan bile olmayan takımlarla angarya maçlarına çıkartacak, olmadı onu bile geçemezse ne yapalım, spor, 3 ihtimal falan deyip katlanacağız. Hadi lan, ben ki 40 yılını Ali Sami Yen kapalısının betonunda geçirmiş biri, turnuva dışı kalmış koskoca Galatasararayın başında en başta isminden nefret ettiğim çaylağın başımızda sahaya çıkmasına rıza göstereceğim.




Sizleri bilmem, eğer takım bırak elenmeyi, turu zor geçsin ne yapıp yapıp bir kızılcık sopasını sahaya sokupta ilk maçta eşşek sudan gelene kadar bu çaylağı dövmezsem Galatasaray'lılığımın hayrını görmeyeyim. Benim de taraftarlıktan jübile maçım olur o maç. Her halde beni kaybetmek istemezsiniz.

15 Eyl 2008

Yedek Kulubeleri

Fenerbahçe'nin kadrosu Galatasaray'dan iyi!. Yıllardır bu cümleyi ne çok duyduk okuduk. Nicelerini kandırdılar, yutturdular. Ama kulube bu, futbolcunun hesap cüzdanından oluşmuyor. Şöhret möhret dinlemiyor. Yalama basının dediğini de dinlemiyor. Onun kendine özgü parametreleri var. Yedek kulubesinin tozunu bu hafta bizde Lincoln, Baros, Topal, Aykut Emre Aşık aldı. Fenerde ise tanıdık isim göze çarpmadı. Belki ben tanımıyorum herkes tanıyordur. Kaleci Volkan Babacan'ı, İlhan'ı, Önder'i, Burak'ı. Belki onlar bizim yedek kulubesindekilerden daha büyüktür canım. Ne de olsa Fenerbahçeli'ler.

Teknik Analiz


Temmuzun başında kıçını yırttı Fenerbahçe yalama basını. Bu sefer spordan değil ekonomiden geçireceklerdi anlaşılan. O zaman durumdan fazife çıkarıp hiç anlamadığımız bu konuda uyarmışız milleti. Tabi ne kadar uyarabiliriz ki. Bizi kim dinler bi bok sandığımız Deniz Gökçe varken. Deniz Gökçe Fenerbahçe'yi hisse senedi değeriylede olsa Dünya 1.si ilan edince , kıllandım. Olmaması gereken herşey mutlaka olmazdı. Ne kadar manüpile edilirse edilsin cortlayacağı kesindi. Ama ne zaman, bilsek bizde bu işten ekmek yerdik. Piyasa yönlendiricileri biliyorlar ne zaman ne olacağını.
Şimdi ne yapsak acaba. Uzak duralım arkadaşlar. Bizim işimiz spor taraftarlığı. Bize ne Galatasaray'ın Fener'in sandalyeleri, bilgisayarları kaç paraya alınıp satılıyor. Bir şey parayla alınabiliyorsa paraylada satılabilir. Biz taraftarlığımızı parayla, senetle almadık. Tahtamız kapalı, satmıyoruz.

14 Eyl 2008

Bu Ne Celal


Biri unutulmaz kalecilik yapıp takımını hezimetten kurtardı. Kurtarırken şımarmasa, aşağılık vakit geçirmelere, yalandan sakatlanmalara tenezzül etmese ne güzel hatırlanmıştı. Üstelik diğerinin rezalet bir maçtan sonra rezil olarak atılmasından ve de gçzden düşmesinden sonra. Birinin maçı bitmiş, rakibin atılmış, kaleciliği tartışılır hale gelmek üzere, olası bir Poro hezimetinden sonra iptal olması an meselesiyken, ve de sen belkide kariyerinin en büyük maymunluğunu yapıp gol yememişken ne gerek vardı ortamı germeye. Çek git soyunma odana, huzur içinde bir gece geçir ve gün say Milli Takım maçı için.
Ne gezer, aklınamı geliyor birisinin. Günü birlik yaşar geçer giderim diyor Çatkıc. Severdim ben Ömer'i. Yine de severim. Anasına çok kötü, çok ağır küfür edildi. Ettirende kendisiydi. Her kurtardığı toptan sonra arkasındaki en ateşli tarftarı tahrik etti. El kol hareketleri. Maç bitmiş kendisini Süpermen ilan etmiş, heykel gibi duruyor taraftarın önünde. Lincoln acaba adam taşmı kesildi diye dokununca kendini yere attı. Hakem oradadaydı, ikinci sarı karttan attı.
Cafer kaka yaptı bez getir. İki maç ceza alır şimdi. Beraberliğe lişmon sıktı kötü anılarla ayrıldıSami Yen'den.
Diğeri bağımlısı oldu artık. 3. değişiklikten sonra atılıp yerine oyuncunun kaleye geçmesi olayının. Fener artık ilk 11 de kaleye geçebilecek 2. adamıda barındırmak zorunda. Ya da 2 değişiklik yapıp son saniyeye kadar bekleyecek. Çekirge 3 kere sıçradı atıldığında kaleye geçen futbolcu gol yemedi. Sanıyorum Fener'liler de artık Volkan için homurdanıyorlardır. Bu adamı sevenin futbol bilgisinden şüphe ederim. Bana ne ya beter olsun.

Ömer'in Gazabı Galatasaray 1- Antalya 1


Yıllarca.Rüştü'nün ardında yedek bekledi. Tam sıra gelmişti ki unutuldu gitti. Senmisin unutan geceye damgasını vurdu. Bizim Orhan Ak ile Volkan Arslan'ı Antalya yedekleriyle ısınırken görünce acıdım. Bu Orhan yıllarca koskoca Galatasaray sol tarafında oynamıştı.

Fener yarım saat önce Hacettepe'ye yenilmiş. İftar açılmış, ballı kadatıfa sıra gelmiş. Geçen senelerde olsa Ramazan ayından korkalımdı. Hakan Şükür ve taifesi sahura kalkacaklarından kötü bir maç olabilirdi. Ama şimdi korkmaya gerek yoktu.

Gün sayıyoruz Aslantepeye stad inşaatı için. Bu ortamda 20.000 kişiyi toplayamıyoruz, nasıl olacak 50.000 kişi acaba. Takım, ısınmaya çıktığında ilk 11 anlaşıldı. Hasan sağbekte, Lincoln kızakta, Baros maç eksiğini tamamlayacak Ali Sami Yen'in tünelini tuvaletini kapısını ezberleyecek. O yüzden o da yedek. Geçen senenin gözdesini gizden düşürecek anlaşılan stajyer. Topal bu sene topallaya topallıya oynayacak. Ümit Karan rahat değil, an meselesi kulube o yüzden olur olmaz yerlerden vurup gol atmak istiyor. Randıman veremiyor. Nonda kim ne derse desin ben pek beğenmiyorum. Ofsaytı bilmiyor, beleş gol atıp çok ta gol kaçırıyor.

Arda ya top gelsin diye yalvarıyoruz. Kaleye de geçseydi bütün mevkilerde oynayacaktı. Kale demişken acayip bir huzur kapladı içimi. İtalyan kaleci tam benim beklediğim kalecidir. Bütün topları eliyle ayağıyla stoperlere verdi. Stoperler kazma kalecilere alıştığından bazen topu istemediler kaleciden.
Bu Antalyaspor, Denizliden daha aşağılık takımmış. Tamam 1 puan senin için iyide almak için her yol hakmıdır. Yere yatan 2 dakka kalkmıyor yerinden.

Neticede tek kaleye dönüşen maçta onca usta birini içeri sokamadı. Lanet beraberlik stajyeri kurtardı. 2 maç berabere kalacağına birini yenip birini yenilseydi daha iyiydi.