9 Mar 2013

Fatih Terim'e Açık Mektup

Hocam senin hakkında görüşüm nettir.
1- Sen futbol takım hocası falan değilsin, futboldan, futbolcudan zerre kadar anlamıyorsun.
2- Hayatının sonuna kadar Galatasaray'ın başında kal, Morinho gelse seni değişmem. Galatasaray'ın başında senden başka birini düşünemem.

Bu yaşıma kadar teklif bekledim, bu yaştan sonra da bana hiç kimse akıl danışmaz, en iyisi ben bildiklerimi sana aktarayım. İkimizinde sevinci, tasası ortak, ikimiz de sapına kadar Galatasaraylıyız. Hele şu en son Manu-Real Madrid maçını ve onların Dünya'nın en büyük Hocalarının hamlelerini gördükten sonra artık hipotezimi ortaya atma vakti çoktan geldi. Bıraktık seni, Morinho, Ferguson dahil futbolu bilen bir tane hoca yok şu Dünya üzerinde. Adamlar turu bir birlerine vermek için ellerinden gelenin fazlasını yaptılar da, turu almak için ellerinden hiç bir şey gelmedi. Nitekim senin geçen sene bu sene Şampiyonluğu vermek için elinden gelenin fazlasını yaptığın gibi.

Barca'nın idmanına git bak hocam, sonra da git Iğdırspor'un, Çemişgezekspor'un idmanına bak, seninkini zaten biliyorsun. Hiç bir fark yok, Endüstriyel futbolun baronları, lordları oturmuşlar bir Futbol Antrenörlüğü el kitabı yazmışlar. Bir düdük, bir talimat, Dünya'da ne kadar takım ne kadar Hoca varsa, hepsi aynı işlemi yapıyorlar. Hiç bir hocanın diğerinden ne bir eksiği, ne bir fazlası var. Senin avantajın, taş devrinden kalma olman. Daha büyük avantajın çalıştırdığın takımın en büyük taraftarı olman.

Hocam, senin suçun elbette yok, eline senin de tutuşturdular bir program onu uyguluyorsun. Bazı mottolar yazıyor el kitabında.
A-Galip takım değiştirilmez
B- Gol yemeyen savunmayla oynanmaz
C- Yedek kulüben ne kadar ünlü, büyük futbolcuyla doluysa sen o kadar büyüksün,,,,. gibi.

 Z ye kadar sayarım ki tamamı yanlıştır.Sistemin birilerine daha ekmek çıkarmak için yarattığı, bulduğu yutturduğu düzendir. Her takıma 30 futbolcu aldıracaklar, bunların yarısını sakatlatacaklar ki devamlı çark dönsün. Binlerce hocanın yaptığı şey beni ilgilendirmiyor Hocam. Ben Galatasaray'ın hocasının düştüğü tuzaklara isyan ediyorum. Kaç dolar çarpıyor bilmem bu Skot Piri denen hokkabaz. Sen takımı 1 saat kala ona emanet ettikten sonra ne yapıyorsun Hocam, nerede takılıyorsun? Ameleye vermişsin milyon dolarlık futbolcularını, anasını ağlatıyor. Ayı Eboue'ye de aynı jimnastik hareketleri, Tüy siklet Emre'ye, tüy Yekta'ya'da, koşu menzili sınırlı Sneijder'e de, dede Drogba'ya da. Ben tek tip spor hareketlerini ilk okulda ve askerde yapılıyor sanıyordum. Sen her maç en az 5 er km. koşturarak, futbolcuları yarım maç ettirerek, yorarak zaten sınırlı güçlerini tükettirerek maça başlıyorsun. Bu sistem küçük takımlara yarar, onların genç, ucuz futbolcuları, büyük takımın yaşlı ve tecrübeli futbolcularıyla en azından fizik gücüyle savaşabilmelerine kapı açar. Hadi ben bilmiyorum sen bilyorsun, faydası var. Peki neden sadece 10 kişi yapar bu salakça ısınma hareketlerini. Sonradan oyuna girecek 3 kişi bu mantıkla hiç ısınmadan oyuna girmiş olmuyor mu? Acaba sonradan girenlerin çoğu zaman bir işe yaramadıklarının sebebi bu mudur?

Hocam, bizim takımın yaş ortalaması 30. Ortalama maçta zaten 10 km koşuyorlar. Yalvarırım Skot Piri ve ekibini kovun gitsin. Bir faydası varsa hıyar oğlu hıyar olayım. Çıkar takımı 30 sene önce, senin zamanındaki gibi 10 dakika kala. Her futbolcu kendisinin doktorudur, nasıl adalesini hazırlayacağını bilir. Bilmeyeni zaten hemen kov. Senin oynadığın zemin en kötü zemin, bari zemin bozulmadan, futbolcular diriyken, maçın başında hamleni yap, indir, aktif dinlenmeye çekil, sen de bizde keyifle bir maç izleyelim. Maça mı geliyoruz, tımarhaneye mi belli değil. Her maç bir futbolcuya sövüp, yensek de yenilsek de maça geldiğimize pişman olarak dönüyoruz.

Kaleci antrenmanına ne demeli? Valla Cem Yılmaz'ın aklına gelse, 3 sene idare eder, anlatır, millet gülmekten kırılır geçer. Çıkıyor Muslera sahaya takımdan 15 dakika önce. Taffarel'e de tutuşturmuşlar bir reçete. 18 çizgisi içerisinde koşuyor, ellerini savuruyor, dizlerini çekiyor. Aynı anda Akhisar kalecisine bakıyorsun, simetri sanki. Kuğu gölü balesi, su balesi. Hareketler aynı. Madem aynı şeyler yapılacak, ne diye bu işler bu kadar para akıtılıyor. Ver malzemeci Veli'ye talimatnameyi, o da aynısını yaptırsın. Yazık valla, ben Muslera'nın yerinde olsam utanırım, bir an için stadyumda olmadığını, aynı hareketleri Taksim Meydanı'nda yaptığını düşün, deli diye ellerini kelepçelerler.  Ben 40 sene önce Dadcu'nun nasıl ısındığını hatırlıyorum. Dadcu pervane gibi ellerini çevirir, sonra kaleye geçer bir iki şut çekerler maça çıkar, bir çataldan bir çatala atlardı. Bir maç dene hocam, Muslera'yı serbest bırak ne yaparsa yapsın maça öyle çıksın. Şimdikinden daha hazır, daha iyi durmazsa ben yine hıyar olmaya razıyım.

Hocam dedik, hepinizin elinde bir reçete var. 3 oyuncu değiştirilecek. 5 oyuncuya çıkarsalar hepiniz 5 er oyuncu değiştireceksiniz. Ya Allah için, benim gibi futbol dilencisi bir taraftar için, bir maçta da hiç kimseyi değiştirme be Hocam. Mecburmusunuz, oyunu durdurmaya, oyunun ritmini, dengesini bozmaya. Her maç 3 oyuncu girer, sonradan giren oyuncuların katkısıyla kazanılan maç% 10 u geçmez. Hiç değişiklik olmasa garanti veririm daha fazla maç çevrilir. Adam değiştirilecekse bile değiştirme gerekçeniz yanlış. Hata yapanı, kötü oynayanı değiştiriyorsunuz. Ben olsam hata yapanı oynatmaya devam ederim. Adam aynı hatayı bir daha yapmaz ki, bu sefer de böyle yapayım der, sonradan girip, ısınmaya katılmamış, ezik yedek oyuncundan çok daha faydalı olur. Ben olsam illaki adam değiştireceksem, en iyi oynayanı değiştiririm. Hiç hata yapmamışı çekerim kenara. Matematiksel olarak hiç hata yapmamış bir oyuncunun hata yapma ihtimali, daha önce hata yapıp akıllanmış olan futbolcunun, yeniden bir hata yapacak olma ihtimalinden daha fazladır.

Hocam fazla futbolcu başa beladan başka bir şey değildir. Banko 3-5 futbolcun dışında kalan herkes bir birinin düşmanı olmak durumundadır. Umut'un oynamadığı maçta Burak'ın attığı gole sevindiğine beni kimse inandıramaz. Canlı doğasına, ekmek kavgasının şiarına aykırı duygulardır bunlar. Aynı işi yapıyoruz diyelim, benim yerime seni çalıştırıyorlar. Ben bundan rahatsız olmuyorsam adam bile değilim. Hoş endüstri bunun çaresini bulmuş, önce her futbolcuya cep dikmiş, sonra bizim gibi salakların paralarını doldurmuş. Bu yüzden değil yedek kalan futbolcu, tribünde bizim gibi maç seyreden Çağlar Birinci bile halinden memnun. Ama ben değilim hocam, öyle aman aman bir fark yok futbolcularında. Takım kadrosunu acil 15 kişiye indir. Hele seneye takımda olmayacağı garanti futbolcuları şimdiden kov. Kendini Yekta'nın yerine koy. Sen oynarken seni kırk yılda bir oynatsalar, senede iki defa açılan futbolcu borsasından devamlı yenileme yapsalar, ve bir kritik maçta da- adına rotasyon demişler ki bilimsel olsun-, oynatsalar, Burak gol atsın da şöhreti, parsayı, parayı cebine koysun diye pas verirmisin, yoksa onun yaptığı gibi gücünün yetmeyeceğini bile bile 40 metreden şut atmayamı kalkarsın. Ağzıyla kuş tutarak gol atsa Umut Bulut seneye olmayacak, adam keriz mi o pozisyonda topu Drogba'ya aktarıp gol attıracak, seneye olmayacağı, muhtemelen rakip olacağı futbolcuların şovuna ortak olacak. Benden söylemesi, Aydın, Engin, Elmander, Umut, Yekta, Gökhan Zan, Amrabat, Emre Çolak gibi zaman zaman oynattığın futbolcuları bir daha yedek kulübesine bile sokma. Eğer bu futbolcular hain değilse, kafa taslarının içinde beyin yok demektir. Bir faydası olmayacak emin ol Hocam, seni her maç biri yakacak.

Hocam elindeki kadro, Galatasaray tarihinin belkide en kariyerli kadrosu, ama sen kullanamıyorsun. Bu noktada bir sorum var sana hocam. Velev ki bu transfer döneminde Ronaldo ve İniesta'da transfer edildi diyelim. Sen Arena'da Gençlerbirliği maçına çıkaracağın savunmayı elindeki mevcut futbolcu gurubuna göre yazabilirmisin? Soruyu netleştireyim, savunmaya kaç kişi yazarsın. 4 diyeceğinden Galatasaraylılığıma emin olduğum gibi eminim. Santrayı geçmeyeceği garanti takımlara karşı bile 4 savunma oyuncusuyla çıkıyorsan sen futbol takımı hocası değilsin Hocam kusura bakma. Dün gece ligin en kötü takımı Gençlerbirliğine bile 4 kişi dizdin, neyi savunuyorsun? Karşında düşman yok, sen kaleye en nişancı topçularını dizmişsin. Ben olsam Muslera'yı bile oynatmam, kalecisiz çıkardım dün maça.Koskoca Galatasaray'ın savunmaya ihtiyacı bir sezonda en fazla 4 maçta olur. Senin elinde ligin en büyük forveti var, o kahrolası sistem, ferman, talimatname yüzünden 4 kişiyi heba ediyorsun. Semih sezonun en kötü futbolunu oynadı, oynamasa ne değişecekti? Ayı Eboue sezonun en iyi futbolunu oynadı ne değişti. Gökhan Zan unutulmuş gitmişti, 10 sene oynamasın sonra tekrar çağır oynat aynı futbolu oynayacak, ne fark var. Takım tıkır tıkır futbol oynuyordu, direklerden dönmüş iki mucize topun var, Burak 3 dakikada bir golle burun buruna. Bir de baktık 3 santrfor var ceza sahası içinde. Zır deli Amrabat'ın yaptığı doldur boşaltlara kafa vurmaya çalışıyorlar. Santrfora topu en efektif verme ihtimalli Sneijder'i oyundan çıkardın. Taraftar ilk defa Hamit'in arkasında durdu, bıraksan kesin atacaktı. Nedir bu egon Hocam büyük futbolcuyu sevmezsin onu biliyorum da, Galatasaray'ı da mı sevmiyorsun?

Hocam ben sana maç taktiklerini veriyorum. İstisna bir maçın var o da Schalke maçı. Sen büyük maçları halledebiliyorsun, sistem, reçete kendinden daha iyi takımlara söker, başta söyledim. Bu reçeteler küçük takımları büyük takımlara yem ettirmemek üzre yazılmış bunu biliyoruz. Varsın onu Schalke hocası düşünsün sen rahatsın. Ama sen senden küçük takımlarla oynamayı, hele ki geriye düştüğün maçı çevirmeyi bilmiyorsun Hocam. Daha geçen hafta çevirdim ya cevabın, benim için mazeret değil. Benim için o maçta neden 2-0 geriye düştüğün önemli, yoksa bu Galatasaray bu ligte her takıma yarım saatte 3 gol atmaya programlanmış zaten. Savunmaya 3 kişi koyacaksın hocam. Bana kalsa en fazla 2 kişi oynatırım langırt tahtası gibi de neyse artık o kadar da sistemden çıkartmayalım seni. Ben olsam Melo'yu en geriye koyarım. Önlerine iki stoperimi yerleştiririm. Bunlar Semih ve Hakan Balta hali hazırda.İnan isimler önemli değil, kimi koyarsan koy, asıl iskelet kadronun dışında. Stoperlerden daha kazması kimse ilk topa o çıksın. Daha tekniği kademe yapsın. Onlardan seken topa emin ol Melo cankurtaran gibi yetişir. Gelişigüzel atakları böyle önlemeye çalış. Sete dayalı hücum yersen bu 3 kişiyi paralel olarak sanki bir mile bağlıymış gibi atağın olduğu yere kaydır, diğer tarafa ters kademe yapacak orta sahalardan adam çekersin. Kalecinin zaten Dünya'ca ünlü olduğu söyleniyor ki ben dikkatle izledim fikrim değişti, kalecimiz çok iyi. Topu oyuna degajla sokuyor diye kızıyordum dün gece hiç degaj yapmadı, demek topu kimse istemiyormuş kendisinden. Ha gol yedin, yiyeceksin tabi, önemli değil, hatta başlarda yemek avantaj bile olur. Bu Galatasaray'ın bir zamanlar geriye düştüğü anlardaki forsesine, futboluna doyum olmazdı, en iyi sen bilirsin o zamanları.

Orta sahada 4 kişi bulundur hocam. En teknik adamın kimse onu oyun kurucu yap. Bu kadroda Sneijder görünüyor, Selçuk'la beraber bırak şov yapsınlar. Sırayla, canları ne zaman isterse oyunu onlar kursun, sağ ve sol tarafa birer salak koy. Kronometre tut her maç 15 er km koşacaklar. Eboue ile Riera biçilmiş kaftan bu iki salak mevkisi için. Geberene kadar koşsunlar, kendileri bittik diyene kadar oynat. İstedikleri kadar kötü oynasınlar saha tut. İleride Hamit-Burak-Drogba'yı oynat. Top sende olduğunda, ortadaki 2 kişi daha hücuma katılacak, forveti 5 leyeceksin. Top rakipteyken tabyalar halinde ricat et. Ön siper geçilmişse ortadaki siperde karşıla hasımını. Zaten bu dizilişle başlama vuruşundan önce rakibi ürkütür, hücum yapma şevk ve iştahlarını kırarsın.

Her şeyi yaptın da yine geriye düştün. Maçın son dakikaları rakip Kanije Kalesi savunmasında. Çıkar Muslera'yı ver eldivenleri Melo'ya kim varsa sok. Ya herro ya merro, en fazla bir gol daha yersin. Gerisi maçtır zaten 3 ihtimallidir, kaderimize, hakkımıza razı olur katlanırız, gırtlağımızın olanca gücüyle bağırırız Hocam.'' yenilsende yensende taraftarın seninle''
,
Bu ilk 11 ine takviye olarak kaleci hariç 3 kişi daha rezerve cephane bulundur yeter. Kim olur sana onu da yazalım. Dany, Elmander, Sabri, gerisine teşekkür et, kalan alacaklarının çekini ver Florya'da bir daha görmeyeyim sizi de kurtul.

Mertlikten, Galatasaraylılıktandır bunca savaşım seninle Grande. Seni bu camia içinde ailenden daha fazla sevdiğime inan, bunayana kadar, elin ayağın tutmayana kadar takımın başında kal. Sefa sürülecekse biliyorum ki kenarda yine sen olduğun müddetçe sürülecektir. Biz cefayı çekmeyi göze alarak, kabul ederek tutulduk bu amansız çocukluk hastalığına, Galatasaraylılığa.

Galatasaraylılığımın olanca ateşiyle kucaklıyorum, yolun ve bahtın açık olsun.

8 Mar 2013

Direkler Böyle İstedi; Galatasaray 0-1 Gençlerbirliği

Geçen maçın son dakikaları sanki bitmemiş devam ediyor gibiydi. Sezonun en kötü futbolu oynanmış, kaleci geldiğinden beri en büyük maçını oynamış, yenilgiyi direkler önlemiş. Ders alınır diye bekleyenlerimiz var mıdır? Avuçlarını yalasınlar. Bizim Genel Kurmay hasta, adrenalin bağımlısı, korku, dehşet yaşamadan yaşatmadan bir maçı oynayamaz, oynatamaz.

2 şapkası var Grande'nin. Birine savunma oyuncularının ismini yazıp, tavşana çektiriyor 4 tanesini. Yaz tahtaya Hasan, Galatasaray savunması. 2. şapkada orta saha oyuncuları, klas, karizma, form hak getire at bütün futbolcuların isimlerini çek Ümit 4 kişi yaz. Gol atamayan santrafor yanında, atan, atmaya en yakın sahada. Şişir, tarladan beter sahada maçın başı henüz daha beter olmadan gol atın yatın. Olmaz, dedik ya heyecan yaşanacak, yaşatılacak.

Kafaya taktım son zamanlarda, Skot Piri adında bir hokkabaz var bizde. Maçtan önce takımı 1 saat kala ona emanet ediyorlar. Adam ilk okul jimnastik hareketleri yaptırıyor. Futbolcular yarım maç etmişcesine yorulup maça başlamış oluyorlar.  Bir faydası varsa eşşoleşşek olayım.  Kim icat etmişse futbol endüstrisi bir iş kolu icat etmiş, kondüsyoner, en az 50.000 dolar maaşı tek başına indiriyor. Tek tip ısınma modeli mi olur lan. Eskiden takımlar 10 dakka kala sahaya çıkar, her futbolcu kendisini maça hazırlardı. Zaten kamplumbağa hızıyla oynayan Yekta'yı maçın başında 5 km.koşturmak zır delilikten başka bir şey değil.

Galatasaray oyuncu planlaması zaten yanlıştı. Drogba ve Sneijder bu takıma alınması lazım olan futbolcular değildi. Sen Drogba'yı, Yekta ile, Amrabat'la oynatırsan 5 maç sonra kıçına teneke bağlayıp göndeririz Hocam. Sneijder'e kimse pas vermiyor, bu takım Sneijder'in takımı değil.

Maçın başındaki kadroya baktık, söyledik, sırayla, kurayla belirlenmiş 11 sahada. Ne düzen oynadıklarını hiç kimse çözemez. Ayı Eboue az daha beni şaşırtıyordu. Geldiğinden beri limon taşıtmam diye yırtındım durdum. İnanılmaz bir sağ bek futbolu oynuyordu. Ama işte içinde sahtekarlık varsa, en iyi oynadığın maçta küfür yersin işte böyle. Öküz toslasa bu ayıyı yere yıkamaz. En ufak bir rüzgarda kendini yere atıyor. Maçın 5 dakikasını kendisi çaldı. Gol olan pozisyonda orta yapılırken asırlık çınar gibi yere yığıldı, insan olmadan önce sürüngendi mutlaka. Ayakta kaldığına şaşırmak lazımdı. Adam kafayı 5 dakika düşündükten, gardını aldıktan sona vurdu, koltuk altından köşeye giden topu seyretti ayı. Bu saatten sonra benim için Schalke maçını tek başına bile alsa bitmiştir. Zaten sevmediğim bir futbolcuydu, şimdi nefret ettim.

Semih sakatlanınca unutulmuş Gökhan Zan'a gün doğdu. Geri dörtlüyü 3 maçtır tavaf etti. Semih döndü, Dani sakatlandı bir namaz daha kıldı mübarek ceza sahasında. Eskişehir maçını evliyalar kurtarmış, parayı Gökhan Zan indirmişti. Gol yemedik ya, hüner balta Gökhan'da sandılar. Bu maç ta da oynattılar. Saatli bombaya güvenilir mi? Saat olarak faydası var ama bomba olarak koskoca Galatasaray 18 inde ne zaman patlayacak endişeyle bekliyoruz.

Riera form tutmuştu. Formdan düşürmek için ancak böyle bir kenar yönetimi lazımdı. Bir maç oynatmadıular Hakan Balta'ya acıdılar. Sonra sıkıştıkları bir maçta sol açığa yeniden gönderdiler. Ligin en kolay maçı Gençlerbirliği maçında sol bek çıkarıp maymuna çevirdiler. Lig bitmiş, rakipler ben Şampiyon olmak istemiyorum diye yalvarıyorlar Galatasaray'a. Bizimkiler hala kadro kuruyorlar. İstermisin haftaya sol beke Çağlar'la sağ açıkta Aydın'la, Engin'le başlasın. Zaten birazcık adalet varsa onları da oynatması lazım. Ne günahı var o çocukların. 2 senedir oynamayan Yekta, iki Dünya yıldızının oynadığı takımda banko oynuyorsa Çağlar değişmez sol beki olmalıdır bu takımın.

Saha zemini ligin en kötü zemini. Bir de ısınmaya çıkıp yarım maç oynanıyor,iyice bozulmuş durumda maç başlıyor. Gol atamadığın her dakika daha da felaket hale gelen saha senin baş rakibin oluyor. Drogba'yı alacağına 700 tane bahçivan alsalar her birine 10 ar metre kare çimin bakımını verseler çok daha faydalı olacaktı.

Tay Burak saçını asimetrik traş etmiş. Kafatası içinde beyin olmadığından şirazesi dengesi kaymış. Ofsaytı bilmiyor, üstüne bu maçta da omirilik soğanı problemiyle oynadı. Akıl olmayınca dengeyi mikronlar, zerreler, belki de bir saç kılı tayin ediyor. Gözünü bağlasan atacağı golleri atamadı. O atamadıkça Hamit çaktı. Hamit ben şansa inanmam dedikçe futbol tanrıları kendisini cezalandırıyor. Antrenman yaptırılacağına Eyüp Sultan'a götürülüp kurşun döktürülmesi lazım. Gol atamadı ya, bazukalar direkleri dövdü ya, ne yapsın kenar yönetimi kötü oynuyor sanıp zır deli Amrabat'ı oyuna aldı. Yemin ediyorum Amrabat gol atsa yerimden kıpırdamam. Attırsa eh işte şöyle bir gerilirim en fazla.. Durum berabere takım iki eksik futbolcuyla bile sezonun en büyük futbolunu oynuyor. Rakip kapandıkça kapanacak, Sneijder'i oyundan çıkarıyorlar. Kenarda deli yoksa, hain var demektir. Umut oyuna sokuldu, maçın başında tek santrforduk, her iki dakikada gol pozisyonuna giriyorduk. Bir anda 3 santrafor doluştu rakip ceza sahasına. Yarım saat kala doldurt boşalt bağ yap sistemine döndük. Madem böyle oynayacaksın, ne diye eşşek yükü paralarla transfer yaptırıyorsun. Umut salakmı ki seni her maç kurtarsın. Aydın bilse Drogba'nın, Sneijder'in alınacağını Braga'ya o golü atarmıydı. Burak, Umut'un can düşmanıdır, ekmeğini alan bir kalleştir onun için. Öyle olması lazım. Girecek, pası verecek, Burak efendi atacak, Umut tekrar başka maçlarda işlerin kötü gitmesi için kenarda bekletilecek. Semih Şentürk gibi onursuz bir yedek mi sandınız lan Umut'u.

Ağzıyla kuş tutsa bu takımda seneye olmayacak adamlar var. Yekta, Emre, Amrabat, Elmander, Aydın, Engin Baytar, Gökhan Zan, Sabri,Umut. Bu adamları son düzlüğe girdiğimiz ölüm kalım maçlarında oynatmak büyük aptallıktır. Adamlar bile bile kendi mezarlarını kazarlar mı? Yapılacak acil şey takım kadrosunu 15 e indirmek, diğerlerini tatile göndermek. Hele ki Umut'la, Burak'ı aynı anda oynatırsan Galatasaray tarihi seni hain diye yazar.

Her maçın hakemi kötüydü. Bir önceki kötü hakemi aratır maç yönetiyordu. Özgür Yankaya'da yandan çarklı maç yönetiyordu. Drogba yere düştü, penaltı çaldı. Maçtaki 40-45000, tv başındaki milyonlarca Galatasaraylı penaltı gol olmasın diye yalvardı. Haksız penaltıyı Drogba ısrarla kendisi atmak istedi. Selçuk'a attırıp lanet olası 1 puanı aldırıp, bütün bir hafta Fener medya maymunlarını nasıl susturacaktık. Yıllar önce bir Ankaragücü maçı aklıma geldi. 1-0 gerideyken hiç olmayan bir penaltı çalınmıştı bize. Hagi geçti topun başına, ne olur Hagi dışarı at diye yalvardık. Hagi üstten 20 metre auta attı topu. Adım gibi eminim Drogba topa bilerek dışarı vurarak bizleri gururlandırdı.

Bu sezon ligin en kötü futbolunu uzak ara Galatasaray oynadı. Hiç hak etmediği maçları kazandı ki, uzak ara lig lideri, yarı şampiyon. İlk defa bütün bir maça yayılan güzel futbol oynadı bu maçta. Selçuk sezonun en büyük futbolunu oynadı. Attığı destansı paslar güme gitti. Futbolun adaleti en güvenilir merci idi. Bu kez de iyi oynarken mağlup bitirtti maçı. Eğer akıllarda Schalke maçı var ise daha beter yazıklar olsun bizim futbolcularımıza, kenar yönetimimize. Bundan sonra ne olur? Şampiyonluk tehlikeye girer mi? Valla bilinmez, lig langırt ligi, kaderi Mikail belirleyecek. Ligin en iyi topunu Beşiktaş oynuyor. Bu Galatasaray bundan sonraki bütün maçlarını kaybedebilir de kazanabilir de.

3 Mar 2013

Ordan Nasıl Görünüyor Grande?; Es Es 0-0 Galatasaray

Maç başı ahval ve şeraiti gördüğümde maç sonunun bu şekilde yazılacağını tahmin etmemiştim. Gerçi bu sene Galatasaray'ın hiç bir maçını tahmin edemedim, her oynadığım kuponu yatırdılar. Es Es taraftarı her büyük maçta olduğu gibi yoğun ve istekliydi. Kale arkasındaki müştemilatın olduğu dandik, Eskişehir'e yakışmayan barakada konuşlanmış, kendileri beleş girmiş olsa da çoğuna 100 liradan daha fazlasına satmış Sucu'lar, Başkan'lar, Reisler, Sütçü'lerin başını çektiği Galatasaraylı'lar olası bir Galatasaray golünde avaz çıkarmak için hazır bekliyorlardı.

Galatasaray'ın kadro planlamasının yanlış olduğunu savunan bendeniz için kadro maç öncesi tatmin ediciydi. Gökhan Zan'ın nöbeti bu maç son bulacaktı, Riera muhtemel Amrabat kötü oyunundan sonra gerçek yeri olan sol açığa alınacaktı. Yani bir bakıma sol tarafta korkulacak bir şey yoktu. Müdahale şansı vardı o tarafa. Asimo Semih bir maçlık yatak istirahatinden sonra dönmüş, Sabri hesabını yanlış yapmıştı. Yani Sabri; Eboue'nin geri geleceği haftalara kadar kendini yırtmış, nasıl olsa geldiğinde tekrar kulübeye oturacağını ön görmüştü. Hesabı kasadan dönmüştü. Eboue gittiğinden beter dönmüş, kendisi de beklenildiğinden iyi oynamıştı, başına bela almıştı, oynasın dı bakalım ceza olarak bir kaç maç daha.

Fatih Terim etmediği küfür yüzünden locaya çıkmış, Melo atmadığı balgam yüzünden sürgün cezasını bitirmiş, her halde de takım geçen hafta başına gelenlerden büyük ders çıkarmış olmalıydı. Hatta üstüne üstlük, geçen hafta Hamit çıktıktan sonra gelen geri dönüşün tatlı faturası da Hamit'e kesilmiş, belki de uğursuz geliyor diye ilk 11 de ismi yazılmamıştı.

Ve kısaca bütün usta ayaklar gol atma bölgesinde toplanmış, geride her ne kadar handikap varsa da eğer yerse daha fazlasını atacak bir kadro için güvenimiz tamdı. Ümit Davala'nın vekaletinde maç başladı. Arena'nın zemininden şikayet eden büyük futbolcularımız için bu mevsimde bulunmaz bir güzellikteydi zemin. Dakikalar geçtikçe topa ayağını henüz değmemiş futbolcularımızın olduğunu fark ettim. Olsun Es Es, taraftar gazıyla maçın başında can havliyle saldıracaktı bu bekleniyordu. Üstüne maçın başı sanki bir bayramlaşma havasındaydı. Karşı takımda Ayı Servet ve Necati'nin de eski takımlarının tekerine çomak sokma gayreti had safhadaydı. Servet'ten çekindiğimiz falan yoktu, çıktığına da üzüldük ama Necati'den gol bekleyen Galatasaray taraftarı çoğunluktaydı.

Dersine iyi çalışmış bir hakem daha izliyorduk. Bu seferki geçen haftaki acemiden daha beterdi. Çok sinsi planları vardı. Maçın başında kimsenin dikkatini nasıl olsa çekmeyecek ilk sarı kartları havaya kaldırdı. Galatasaray yoğurdu üfleyerek yesindi artık maç sonuna kadar. Melo'nun savaş gücü yarı yarıya düştü. Her iki tarafta açık oynayan Amrabat'taydı gözüm. Belki de ben yanılıyordum, adam futbolcuydu. Eğer futbolcuysa tam ona göre bir maçtı. Kendisini adam yerine koyup tutan yoktu, bu uzun yıllardan sonra ilk defa oluyordu. Markaj yapılmayan, önlem alınmayan bir Galatasaray açığını bu gözler kolay kolay seyretmemişti. Önce sağdan gitsindi, olmadı sola geçerdi. Burak'a şişirsin atamazsa suç onun değildi ya, Bu kez Drogba'ya doğru tepsin. Pası yanlış atmazdı Amrabat, Drogba alamazdı. Aseto'ya telif hakkı veririm, bir tevatürünü çaldım. Amrabat yine de Türkiyede futbol oynamak isteyen çocukların önünü açmıştı. O oynadıktan sonra ben de Galatasaray'da oynarım diyen kim bilir kaç çocuk daha halı sahalara yazılmıştı bu sabah.

Dersini çalışmış tek bir futbolcumuz vardı. O da Muslera idi. Çok taktım kendisine ama maçı tek başına tutuyordu. Bir şey daha fark ettim boşuna yüklenmişim topu oyuna degajla sokuyor diye. Mecbur olduğuna kanaat getirdim, topu ondan alıp da oyun kurucuya aktarabilecek yetenekte savunma oyuncumuz yok bizim. Asimo Semih dahil buna. Asimo demişken, gerçekten de bir robot gibi oynadığını düşünüyorum. Sanki yabancı futbolcuymuş gibi, konuşmayan, bağırmayan, düşerken bile aaah demeyen, kendi halinde garip bir görüntüsü var. Kendisinden savunma kaptanı olmasını beklerken bu pısırıklığına anlam veremiyorum. Hadi geride kalan maçlarda banko garantisi yoktu, ama artık takımın tek bankosu varsa o da kendisidir. Banko, uzun yıllar oynayacak bir 3 numara karakteri bekliyorum artık.

Eskişehirspor'un gol için aşırı isteğiyle geçti ilk yarı. Pozisyonları bulan takım da onlardı. Galatasaray'da anlaşılmaz bir uyuşukluk vardı. Galatasaray maçlarının büyük oyuncularından Hürriyet olanca hırsı, olanca pisliğiyle takımını forse ediyordu. Galatasaray orta sahasında olma ihtimalli Alper Potuk'da hayatının maçlarından birini çıkarmak için sahadaydı. Bunlar olması gereken şeylerdi elbette, anormal olan bizim kötü oyunumuz ve bulunamayan gerekçesiydi. Neyse ki Grande sahada olmasa bile locadan maçı seyrediyordu, yapabilecek bir şeyleri vardı elbet.

Biz olsak maça öyle başlardık zaten de, Hoca her zaman ki gibi ilk yarıyı avans vermişti. Atsalardı kardeşim, şimdi sıra bizdeydi. Kayserilinin geçirdiği kazığı çıkardık, sol uça gerçek bir sol açık aldık. Fakat oyuna Doktorlar, Profesörler bile çare olamıyordu. Oyun ve pas üstünlüğüne ele geçiremedik. Dakikalar tükendikçe bize bir gün sonra oynanacak maçta yesinler birbirlerini dedirtmeyeceklerini anlıyorduk. O kadar kötü oynuyorduk ki, hakemin kötü olduğuna bile bakmıyorduk. Zaten bu sene hangi maçta iyi oynamıştık ki. Bazı maçların bazı maçlarını çıkar oynadığımız her maç aynı böyleydi. Bu kadar kötü oynamak için Fil'e, Ejder'e gerek yoktu. Pozisyonsuz, şutsuz, gol atılsa bile gol diye bağıracak taraftardan mahrum şekilde herkes maçı ve kaderini seyrediyordu. Bir hamle daha geldi İmparatore'den. Melo çıkıyor, Aydın giriyordu. Aydın bir kere yapardı o aptallığı. Bilse, Drogba'nın, Sneijder'in alınacağını, Braga'ya o golü atıp kendi mezarını kazarmıydı.Bırak kendi mezarını kendisiyle beraber, Elmander'i, Engin Baytar'ı, Grande'nin prensi Emre'yi, Umut'u da uçurumlara atmıştı. Bu dakikadan sonra Aydın'ı, Engin'i, Emre'yi oyuna kurtarıcı diye sokarsan seni bu futbolcular kurtarmaz, ceza keserler benden söylemesi.

Kazayla mazayla bir gol atılsa da Muslera için bir maç aldı yazsam diye bekledim. Muslera yaptı yapacağını, baktı ki Futbol tanrıları, Muslera bile engelleyemeyecek yenilgiyi, geçen hafta verdikleri günah pointinin fazla olduğunu düşünüp acıdılar, kaleye kendileri geçtiler. Aynı dakikada üç defa topu kurtardılar, biz direk diye gördük, inanmayan Sabri'ye sorsun, Sabri gol diye santraya doğru gidiyordu, Tanrının hikmetinden hesap sorulurmu? fizik ötesi bir kataküllü oldu top girmedi.

Maç en az yarım saat uzatılmalıydı. Ben çoğu zaman solucanlar, yılanlar, kertenkeleler maç ediyor sanmıştım. Her daim yerde yatan bir forma vardı. O koca, ayı gibi yaratıklar, sanki solucan gibi iskeletleri yokmuşcasına sürünüyorlardı. Bir kez daha şahit oldum, eğer bir maçın hakemi kötüyse o maçın iyi bir maç olmasına imkan yok. Son saniyelerde bir serbest vuruş kararı vermek zorunda oldu hakem. Basireti bağlanmış, düdüğü çalmış bulunmuştu. Gol olsa ne hesap verecekti Şansal Büyüka'ya, Karamehmet'e, Lig Tv oligarşisine. Belki Selçuk'a yalvardı sen atma diye. Üstüne Parçalı Fil topun başına gitmez mi? artık elinden ne gelebilirdi ki bari barajı 5 metreye kurdurayım, gerisini yukarıya havale edeyim dedi. O gol olsa futbol adına da ayıp olurdu zaten. Ve maç ta sonradan belki hesabı yapılacak, ihtiyacı duyulacak olan o lanet olası 1 puan alınmış olarak bitti.

Geçen maç Sneijder'in direnişi, bu maç Muslera art direkler, son düzlüğe hiç de iyi girmiyoruz. Oyunlar berbat, bu kadar kötü oynamaya devam edersek birileri durumdan vazife çıkarır, ve Şampiyonluğumuza limon sıkabilir. Galatasaray'ın bu kadar kötü futbol oynama hakkı yok. Bütün bir hafta boyunca antrenman yapmayı koşmayı, zıplamayı, ısınma germeyi, taktik çalışmayı bırakmalı, masa başında, tahta başında kötü oyunun nedeni bulunmalı tedaviye gidilmelidir. Yoksa yalandan Skot Piri'nin Drogba'ya, Sneijder'e yaptıracağı ilk okul çocukları jimnastik hareketlerini her takım, yapıyor, bir faydası yok.