3 Şub 2015

Fernandao ile Fernando'nun İt Dalaşı; Galatasaray 2-2 Bursaspor

Selçuk yok Burak yok, Şedju döndü, Semih dönemedi. Rakip, Türkiye'de futbolu bilen tek hoca olan Şenol Güneş'in takımı. Şampiyonluk kavgasına giriştiği takımlar sırayla, torpille 3 er puan almışlar. Takım 1 hafta önce çok iyi oynadığı maçı zar zor kazanabilmiş. Hamza'nın kafa bir dünya.

Romantik Galatasaray Taraftarı Selçuk'un yerine Sinan Gümüş'ü, realist taraftar Olcan Adın'ı ilk 11 yazdı. Hesap edilemeyen bir şey daha vardı. Hamza Hoca'daki vicdan, Suriye kantonlarında çıkacak kayıkçı kavgası öncesi, 1 milyon Suriyeliye acıyarak Türkiye'ye getiren Tayyip Bey'den daha fazlaydı. Bir hafta önce Burak'a acımış, 1 ay daha hastanede yatmasına sebep olmuştu. Bu hafta da Sedju'ya acıdı. Halbuki Sedju kendi ulusal takımının kader maçında rezalet oynamış, elenmesine sebep olmuştu. Hem formsuz, hem moralsiz, hem de yorgundu, ama olsundu, maksat eldeki futbolculara babalık yapılsındı.

Neyse dedik, Hamza acemi ama salak değil, kaç maçtır iyi oynayan Hakan Balta - Koray Gunter tandemini bozacak değil ya. Bozar mı acaba? Sedju'yu, Melo ile beraber ön libero oynatır diye düşündük. Maç öncesi konuşmasını duymasaydık keşke.

''Rakibimiz çok güçlü, ve formda, zaaflarından yararlanmaya çalışacağız'' Başkanı GalataSaray'a başkan olacağına AkSaray'a soytarı olmuş, Ramiz Köfte, Sarayı Ak Hisar'la çevirmiş çok mu? Gözünü yum düşün, Barnebauda Galatasaray'la maçın var, Angelotti'sin. Maçtan önce konuşuyorsun, ''Galatasaray çok kuvvetli, zaaflarından yararlanmaya çalışacağız'' Taşşaklarından asarlar Barnebau'nun çatısına.

Biz asmıyoruz, varsın stajını Galatasaray'da tamamlasın Hamzaoğlu aşireti. Ve maç öncesi görüşlerimiz zapta geçsin diye sanal aleme atıyoruz. Ve garanti veriyoruz ki maç çok iyi maç olacak. Galatasaray savunma güvenliğini düşünerek gol arayacak, Bursaspor kendisinden korkan büyük takımı evinde yenmeye oynayacak.

Başlama vuruşu öncesi dizilişe baktığımızda ise şok geçiriyoruz. Tezahürat yapmayı bırakıp Muslera'ya dua etmeye başlıyoruz. Bursaspor'un en kuvvetli tarafı, Şener-Volkan'lı sağ tarafı. Küçük takım hocası önlemi almış korkmayalım. Hakan Balta-Telles-Olcan hatta Sneijder sol tarafımız Kanije Kalesi savunması. Başta dedik, Şenol Güneş futbolu bilen tek hoca, Hamza kendisinden tırsıyor, at Koray'la, Sedju'nun arasına topu koştur it gibi Volkan'ı. Yenemezse ayıp.

Maç Fernendao ile Fernando arasında it dalaşına döndü. Bizimki kurtardı, onlarınki atamadı, derken Galatasaray insanlık dışı bir gol attı. Ben böyle gollerin hastasıyım. Asistçisi, golcüsü belli olmayan takım gollerine doyamıyorum. Eğri doğruya denk geldi, gol yememek için konuşlandırdığı bütün sol ayaklı adamlar, sol tarafta 100 metre kare alan içinde inanılmaz bir pas trafiğine karıştı. Sneijder'in tıklamasıyla, top mükemmel bir ivme kazandı. Milim şaşma yoktu, sahanın en kötü iki oyuncusundan biri, hayatı boyunca asla bir daha yapamayacağı ortayı kesti. Diğeri ayağıyla bile vuramayacağı darbeyle kafa attı, ağlara mıhladı.

Böylesi büyük bir büyük takım golü atan takım, kendi sahasında kazanamıyorsa sebep sonuç aranmaz, direk kenara ihale edilir maç. Bir taraftan golün keyfini çıkardık, bir taraftan da vesveseye kapıldık. 2.yi mi arayacaktık, yoksa Muslera'ya dua etmeye devam mı edecektik.  Beklediğimiz oldu, koskoca mübarek Galatasaray formaları, kadrajda kendi yarı sayamızda daha çok görünmeye başladı.

Burada bir parantez açıyorum. Bursaspor'u istisna tutuyorum ama, bütün takımlar Galatasaray'a karşı sanki son maçlarını oynuyorlar gibi. Sanki futbol bir daha oynanmayacak, ne yapacaksan Galatasaray maçında yap demişleri gibi. Sakatlanmaktan, atılmaktan, yorulmaktan korkma saldır. FB ve nedense bu sene Beşiktaş'a ise salyangoz yumuşaklığında oyna, fark yeme, rezil olma az farkla kaybet, maçı savuştur. Bu durumda Hamza'ya kızmak çok anlamsız. Morinho olsa sonuç değişmez, karar verilmiş, kalem kırılmış, 4. olursak şükredelim bu kutsal ittifak karşısında.

Parantezi kapatıyoruz, dedik ya küçük takım hocalığından terfi kolayına olmayacak. Golü atmış, yatıyor, devre bitmek üzere, gök tanrıya emanet edilmiş maçın sevk ve idaresi. Derken 4 kişiyle kontrol altına alırım sandığı Volkan, Muslera ile penaltıdan daha kolay bir pozisyonda karşılaştı, Arena'yı susturdu. Golüyle değil, sus işaretiyle.

Sedju'yu oynatacağım diye, 6 adamın yeri değişti. Oyun içerisindeki deplaseleri saymıyorum. Sanki kenar yönetimi Koray Günter'den başkasını izlemiyordu. Piyangodan çıkan Sabri sakatlanıp çıktı, 5 milyon dolara alınan sağ bek yedeği kenardaydı. Akıl sır alacak gibi değil, 7 kişi kenarda, sadece 2 kişinin kimin yerine gireceği belli, Muslera'nın yerine Koray, Sabri'nin yerine Tarık. Olacak şey değildi biri oldu. Demek Tarık maç başı parasını alsın diye fasulyeden kulübedeydi. Eray'ı kaleye geçirmekle, hiç kimseyi geçirmemek arasında fark yoktu zaten. Vicdanlı Hamza, maç başı parayı, Alperen Uysal alsın istememiş demek ki.

Seyretmiyor okumuyorum, muhtemelen Medya Maymunları o penaltıyı gördü diye Fırat Aydınus'u doğramışlardır. Bu ortamda o kalabalıkta eli görüp, penaltıyı çalmak için delikanlı olman lazım. Galatasaray lehine çalıyorsan da kanlıyı bir kenara koyup, deli olman lazım. Penaltıyı Emre attı, atarken hiç korkmadım, atamasaydı bile fikrim değişmezdi, Melo ile aynı fikirdeyim. Galatasaray'ın bir geleceği varsa Emre Çolak o geleceğin en büyük futbolcusu olacak. İzin verirlerse ağaları. Hoca Sneijder atsın istemiş. Hem vicdanlı, hem doğrucu Davut. Kaçırsa özür dileyecek. Vahim olan kadroya hakim değil, muhtemelen Edirnekapı-Habipler minibüs şoförünün talimatlarını uyguluyor. Ustasından öğrenmiş bütün futbolcuların hamisi olacak. Volkan'a eskortluk ediyor, teselli ediyor Emre Çolak penaltı atarken.

Sinan Gümüş'ü zorluk derecesi yüksek maçta, takım yenikken oyuna sürdü. Ve bir taşla iki kuş vurdu. 1. kuş, Selçuk-Burak'ın olmamasını hissettirdi, yerlerini iyice sağlama aldı. 2. kuş, Koray ve Sinan Gümüş'ten kurtuldu. Artık çocukları başka takımlarda seyrederiz.

Şenol Hoca'yı oyuncu değiştirmemekle suçlamışlar. Haksızlar, takımı mükemmel oynuyor, 2-1 galip, 3. an meselesi, devamı hezimet. Niye ritmi bozsun, helal olsun, oyuncu değiştirmek mecburiyeti mi var? Penaltı golünden sonra önlemini aldı. Kafama takılan bir soruyu kendisine sorarak kapatıyorum.

Sevgili Hocam bize karşı oynadığın oyunu Fenerbahçe'ye karşı da oynayabilecekmisin? Oynarım, yenerim diyorsan yeni bir Çin sürgününe bavulunu hazırla derim. Bu ülkede futbol lağımda oynanıyor, temiz adamlara yer yok. Galatasaray maçını izleriz gerisi artık ilgilendirmiyor, bütün maçlar yasa dışı zaten.

Ramiz Köfte'ye yazdık bu hafta kaybedilen 2 puanı. Ama kızmıyoruz, başkası olsa da sonuç değişmezdi. Fenerbahçe Şampiyon olsa da kutlasam diyen prostatlı Başkan'ın Hamza'dan daha iyi hocası inanın olmaz, canı sağ olsun.