9 May 2009

Atar Yatar Spor 2 ; Galatasaray 1- Ankaragücü 0


Uzun zamandır yazmıyoruz. Motivasyon Galatasaray aleyhine olunca insan futbol adını duyunca tiksiniyor. Son hafta Barcelano'nun iki maçını seyrettik, taraftık, kazandık da futbola lanetimizi bir süre erteledik.

Yazı yazmak için maçı bekledim. Galatasaray gurbetteydi, bizi maça gitmekten uyuz olmaktan bir maç daha kurtardı. Arda, döndü, Sabri döndü ama kulubeye. Ayhan iyileşti, dahası Bülent Hocam cezasını affetti. Bu kez Ümit Karan ile Şaş'a kesildi ceza. Haftaya bakacağız, Baros'a bekliyordum ama Baros kendi cezasını kendi verdi. 10 sarı kart toplamda, santrafor futbolcu, sarı kart rekoru kırıyor.Çoğu dolandırıcılıktan.

Kayseri'deki maç başladığında, Galatasaray'ın farklı kazanacağını tahmin ettim. Topun canı olsa yalvaracak, ''Lincoln ne olur bana senden başka bir tek Arda dokunsun'' diye. Şu Lincoln'ü kovmak için ağzından salya akanlar var ya onlara lanetim var. Galatasaray'a gelecek Hocanın hoca olup olmadığının testidir Lincoln. Eğer yollayıp yerine çok daha büyük bir 10 numara getirmezse ilk maçta kovulması için saldırıya geçeceğim.

Sağ bekte Sabri bu kez yarım cezalı. Büyük Hocamız Bülent'in kendince icat ettiği bir ceza sistemi var. Kulubeye mahkum etmek, oyuna girmesi için hocadan medet bekletmek. Takım iştahlı, Arda topu özlemiş, uzun bir aradan sonra uzun pas trafiğine açılmış sahanın otobanları. Son vuruşlar komediydi. Barış, kötü oynadığı zaman başı kesik tavuk gibi oluyor. Nereye koşacağını ne yapabileceğini kestirmek mümkün değil.

Neyse ki Arda Lincoln alışverişinden Baroş sepeti doldurdu. İkinci gol gecikiyordu, an meselesiydi ama olmuyordu. Ankaragücü basamıyor,Boizit kazaması bizim başımıza fazla bela olmadan kovulmuş, Ankaragücü'nü tek başına uçuruma göndermek üzere geri gelmişti.

İkinci yarı Boizit kazması atıldı. İşte macera küçük hoca için o dakikada başladı. Ne yapmalıydı, her zaman ki gibi skoru mu korumalıydı? Yoksa Galatasaray'lı taraftarların unuttuğu 2. golü mü aramalıydı? Tahmin ettiğimiz gibi yatmayı tercih etti. 10 kişi kalan takıma karşı yapabileceği bir şeyi olmayan kulübe yönetimi bizi daha ne kadar taşıyacak?

Sağbek oyundan sakatlanmadan çıkar mı? Bu yazıda çok soru sorduk galiba. Sağbek çıkıp santrafor girse lafım yok, Serkan çıkıp da Sabri oyuna giriyorsa anlamı yok. Oyuna en ufak bir katkısı yok. Yine iğrenç şutlarından birini çıkardı. Baros çıktı manda yiyesice Nonda girdi. Ayağına top gelmeden maçı bitirdiğine göre onun da girişi eyyam kokuyor. Aman ha gol yemeyelim. Kewell oyuna son dakikada sokuldu, prim alsın dedi herhalde büyük kaptan.

Bu yazının tam bu noktasında Bülent Korkmaz Kewell için sakatlığı yok, benim tercihim, yani egom diye pis pis sırıtınca bende bir okkalı eleştiri yaptım kendisine.

Evet maçı ne yazık ki penaltı golüyle kazandık. İkinci yarı iğrenç oynadık, Ankaragücü'nün ahı gitmeyip te vahı gitsetdi kesin bir gol bulurlardı.

Türkcell Süper Lig ne olur bit. Galatasaray'ı bu kadar kötü futbol oynarken seyretmek zorunda kalışımız bize büyük acı veriyor.

4 May 2009

Kayıp Zaman Hakemleri


Seyrettiniz değil mi? El Clasico'yu, maçı, maçların anasını. Hayır onu sormuyorum ben. Hakemi seyrettiniz mi? Bu maçın hakemini seyretmek için bir kez daha seyretmek isterim maçı. Bir yerlerde rastlarsam seyredeceğim. Hakem maçı 100.000 kişinin canlı, milyar kişinin de televizyondan seyredildiğini bilerek yönetiyordu maçı. Ne olur biraz futbol diye yalvaran, özellikle Türk, hatta Galatasaray taraftarları için oynatıyordu maçı. Futbolcular hakeme yardımcı oluyor, ölüm kalım maçını sadece futbol oynayarak bitirmek istiyorlardı.

Biz hakemi göremiyorduk maçta. Sanki maç hakemsiz oynanıyordu. İlk yarıyı bitirmeyi unutmuştu hakem. Bizler de saniyeleri sayarken bitecek diye ödümüz kopuyordu. Maç hezimete gidince maçın sonunda gördük hakemi. 6 oyuncu değişmişti oyunda, ama ukalalığın alemi yoktu. El Clasico dediysek el insaftı. Maçı saniye bile uzatmadan bitirdi. Bir ders verdi, insanlık dersi. Ah yerine Erman Toroğlu olsaydı keşke. Kronometre ne gösteriyorsa o kadar oynatırdı. Tabelaya bakmazdı, adı hakemdi. Skor, hakemi ilgilendirmezdi. Hakem gördüğünü çalardı, eyyam yapmazdı, acımazdı. Bir takımın, bir kalecinin içimi acıyor du? Beter olsundu, cesedini leş kuşları yesin di.
Mustafa Çulcu acımamıştı. Ben bilmem merkez bilir dedi 7. golü atsınlar diye maçı 6 dakika uzattı. Acımamakla ne kadar haklı olduğunu zaman gösterdi, hakemliğin en yüksek kademelerine getirdiler.

Hakem her yerde hakemdi, ama insan her yerde insan değil. Barnebau'dakine rastladık, bir bahar akşamı, ismini bilmiyoruz, yolda görsek tanımayız. İnsan kere insandı, milyonlarca futbolsevere futbol seyrettirenlere katkıda bulundu.

Birgün bizim hakemlerimizden de hakemlik değil de insanlık dersi vermesini bekliyorum.