8 Eki 2010

Siz Adam Bile Değilsiniz

Bu sütunlarda yıllardır götümü yırttım durdum. Futbolcu değilsiniz lan siz. Takımı yıllardır itin götüne sokan sizlersiniz. 3 senede 6 hocayı kovduran sizsiniz. 10 senedir Fenerbahçe'yle berabere bile kalamadınız. Köy takımlarına, dağ takımlarına elendiniz. Şampiyonlar ligini kuran takımın futbolcususunuz, acaba bileniniz var mı içinizde? Şampiyonlar Ligi logosundaki 8 yıldızdan biri sizsiniz. Bu taraftara unutturdunuz lan Şampiyonlar Ligi marşını. 10 metreye  pas atamazsınız, orta yapsanız tribüne gider. Geriye düşseniz çıkaramazsınız, galip duruma geçseniz tabelaya yatarsınız.

Yere düşseniz sakatlanırsınız, sakatlansanız iyileşemezsiniz. Nesiniz lan siz iki maç üst üste iyi oynayamazsınız. Cebiniz büyük, paraları koyacak yer bulamıyorsunuz, arabalarınız en pahalısından. Hepinizin meneceri var, muhasebecileriniz, para sayıcılarınız var. Sorsak hepiniz Dünyanın elit futbolcularındansınız. Taşak geçersiniz bizle. Maçta, tribünde 10 kişi bağırsak koşa koşa gelirsiniz, dışarıda rastlasak bize boka bakar gibi bakarsınız.

Neler gördük lan biz, sizden bin beter kötü futbolcular seyrettik. Yine siz arada sırada şansa mansa Şampiyon bile oluyorsunuz. Bizim koskoca çocukluğumuz geçti lan takımı Şampiyon göremeden. Evet onlar kötüydü ama sadece kötüydü.. En kötü bellediğimiz Öner Kılıç, hepinizden daha büyük Galatasaraylıydı. Hepsi Galatasaray tarihini yazdılar, Galatasaraylılığın en büyük örneğini verdiler. Ben bir çoğunu şahsen tanıyorum, hala can ciğer arkadaşlar. Birinin başına bir şey gelse tam kadro oradalar. Cenazede, düğünde, bayramda. Sefer'in oğlu, Bülent Dalkılıç'ın ve daha nicelerinin oğlu futbolcu oldu. Bir tanenizin çocuğu bizim Mahalle Takımında oynasın eşşek olayım.

Kimsiniz lan siz. Bu ne hokkabazlık, bu ne şaklabanlık. Tamam tescilli, lisanslı kötü futbolcusunuz, itirazımız yedek kaldığınıza değil. Oynarsanız küfür ediyoruz zaten. Takımda Elano yok, Baros yok, Arda yok, Servet kadro dışı kalmış ve siz yedektesiniz. Utanın lan, takım ilçe takımına yeniliyorken bile size ihtiyaç duyulmuyor. Mecburiyetten isminiz yazılıyor işte tahtaya, mecburiyetten para alıyorsunuz. Eski düzen olsa, takımlar sahaya 14 kişi çıksalar tribünden bile maç seyretmeyeceksiniz. Zaten sikinizde bile değil ya, takım yense umurunuzda değil, yenilse hiç değil. Oynarsanız, istatistiğe yazıyor, oynamasanız farketmiyor. Ulan sıkımıydı be Cüneyt'i yedek bekleteceksin, Tanju'yu oynatmayacaksın, Fatih' ikinci devre oyuna sokacaksın. 10 gün sokağa çıkmazlardı lan utançlarından. Ben yedeklerin ısındığını bile hatırlamıyorum, her halde saklanırlardı.

Notunuz belli, Galatasaray'ı bok gibi futbol oynatan elemanlarsınız. O yüzden yedek kalmanız hiç birinizi üzmüyor, neşeniz daim olsun. Yedekliğiniz de daim olur inşallah. Futbolcu değilmişsiniz ki şu boktan takıma bile giremiyorsunuz, amma ve lakin adam bile değilmişsiniz lan siz. Hocanızın babası ölmüş, aranızda babası ölen var mı bilemem? Anladık Reykart düşmanınız, ondan önceki hocalarda öyleydi, ondan sonra gelecek olan da düşmanınız olacak. Düzen böyle olduğu sürece, bir takımda oynayabilecek 35 kişi olduğu müddetçe adam olmadığınızdan dolayı hangi hoca gelirse gelsin düşmanınız olacaktır. Neticede 11 iniz oynayacak  oynayamayan diğer çoğunluğun hedefi hoca olacaktır. Oynayanlara ne demeli, ulan insan biraz sıkar be, biraz koşar, şu günde bir galibiyetle bile gönderemediniz Hocayı mezarlığa ya yazıklar olsun size.

Arkadaşınız Servet kadro dışı kalmış, o akibeti meçhul, hocanızın babası ölmüş, siz yedeksiniz ve akla hayale gelmeyecek maymunluk icat etmişsiniz ısınma bahanesiyle. Nerenizi ısıtıyorsunuz lan şebekler. Hnagi antrenman metodunda var böyle ısınma hareketleri.

Ulan Reykart, bu adamları oynatırsan sen de adam değilsin. Bak sana ufak bir tüyo vereyim usta. 2 senedir yırtınıyorum, burası senin bildiğin ülkelere benzemez. Taşları bağlar, köpekleri salarlar, evrimi tamamlayamamış türler vardır bizim buralarda. İnanma kulüp doktorlarına, tanıdığın vardır senin. Çağır gelsin, at muayene eder gibi muayene ettir hepsini. Sağlamlardan 16 kişi ayır, gerisini Servet'in yanına gönder kuaföre gitsinler. Floryaya sokma, bu 16 kişiyi karantinaya al, her birinin başına azılı 10 taraftar bulmak benden. Kıpırdayamasın pezevenkler, antrenmandan maça, maçtan yatağa. Başka yerde görülene verdir sopayı. Eğlenmek yok, arabaya binmek yok, forma eşofmandan başka bir şey giymek yok. Gıda, et, süt, besinden başka bir şey yeme içme yok. Maçtan sonra koştur, koşacak dermanı kalmış olan varsa ceza ver. Bütün maçlara parçalı formayla çık, hepsinin içine Metin Oktay yazılı tişört giydir. Daha kötü netice alırsan ben Sami Yen'de kendimi asarım.

Şebekleri mi ne yapacaksın? Bırak işte layık oldukları yerdeler zaten. O kadar para verip maçlara geliyoruz, futbol seyredemiyoruz, bari şebek seyrettik der güler geçeriz.

6 Eki 2010

Aslantepe Seyircisi

Maç saymaya başladı Aslantepe Taraftarı. Tarihe geçmek, bu stadın ilk kombinesi işte bu demek için mütevazi taraftar yemeden içmeden kesilip kart peşine düştü. Kimisi diyor ki, seyredilecek takım mı var? 8.000 kişi maça gelenler, 52.000 kişilik stadı nasıl dolduracak? Bilmiyorlar, hiç bir zaman da öğrenemeyecekler. Taraftar takım seyretmek için stadyuma gitmez. Stadyuma maç seyretmek için gidenlere seyirci denir, ve seyirci de bizim ülkemizde yoktur. Dünyanın en güzel futbolunu Fenerbahçe oynasa ben bir maç gideyim de şunları canlı izleyeyim demem. O iş kalktı, 40 sene önceydi. Ha biz niye maça gidiyoruz?, Takım her geçen sene, her geçen maç daha kötü oynadığı halde niye çok daha pahalı olan, hem de1.5 senelik satılan Seyrantepe'ye koşuyoruz? Çok basit cevabımız. Biz takım seyretmeye gitmiyoruz, biz forma seyrediyoruz. Formanın içindeki adamlara, formanın içinde oldukları sürece saygımız veya saygısızlığımız var. Hiç kimse babamızın oğlu değil, ayrıca kimse kuşku duymasın ki, sevdiğimiz futbolcuyu babamızın oğlundan da fazla severiz.

Şimdi deseler ki kombine alacak olanlara, takım bundan sonra her maçını kaybedecek, çok sevdiğiniz hocanız gönderilecek,  en çok küfür ettiğiniz futbolcularla saha çıkılacak, bir kişi bile kart almaktan vazgeçmez. Hatta bu stadyumda maç falan yapılmayacak, 15 günde bir saat 19.00- 21.45 arası giriş serbest olacak deseler bile en az 30.000 kişi o tribünlerde oturur. Aynen öyle olacak, Olimpiyat Stadında, 50.000 kişi, Cihan'ı, Orhan Ak'ı seyretmişti, şimdi de Servet'i, Gökhan'ı, Sarp'ı seyredecek. Yani lafın gelişi, formayı seyredecek.

Benim takıldığım bir mevzu var bu stad hakkında. Temelinin fotoğrafını çekmiş, belli aşamalarda bir kaç kez görmüştüm. Bir defa bilinen düzenin tersine şeref tribünü ve dolayısıyla kameranın çekeceği taraf değişik. Yani Ali Sami Yen'le kıyaslarsak, Aslantepe'de şeref tribünü kapalıya alınmış gibi. Bütün stadyumlarda yön belirlenirken kıstas güneşti herhalde. Eskiden tek tribün kapalı olurdu, ya da en azından karşılıklı tribünler kapatılırdı. Gündüz maçlarında güneş gelmesin diye de güneşi arkaya alan kapalıya şeref tribünü konuşlandırılırdı. Seyrantepe'de yön farketmeyeceğinden oturum şimdiki gibi dizayn edilmiş. Onlar için farketmiyor, ancak bizim için farkeden bir durum var. O da deplasman seyircisinin oturacağı bölüm.

Biz çocukken, Mithatpaşa Stadının açık tribünlerine kendimizi attığımızda koşar, orta katta, şimdiki numaralıya yakın köşeden bir yere kendimizi atardık. Yani şimdi en çekindiğimiz, önlem alacağımız Fenerbahçelilere desek ki gelin kendinizi bu stadyumda yer beğenin. Şimdiki yerden başka bir yere geçen olursa taraftar değilim. Stadın çıkış kapısı olmayan tek köşesi. Karşı taraftan kameralar maçı çekiyor. Asacakları her flama, yapacakları her görsellik ister istemez kadran içinde. Ayrıca güvenlik nedeniyle sağ ve sol tarafları epeyce bir boş bırakılacak. Çürük diş desem, saha iğrenç bir durum. Senede 3-5 maçın haricinde o bölüme kimse alınmayacak.Üstleri modern bir kafesle kapatılacak, bazı maçlar elektriklenirse sahaya yakın olduğundan her türlü provakasyona gebe. Ana yola yakın olması nedeniyle ilk dolacak, en çok rağbet görecek olan kale arkası, deplasman tribününün olduğu kale arkası. Olimpiyata gitmiş, tecrübeli taraftar bilir, Edirne tarafındaki kale arkasına kimse gitmezdi.

Yani kısaca daha görmeden hayran olunası bir stad yapıldı. Bizimkilere kalsa bir 20 senede yapılamazdı o ayrı da, hadi yapıldı bu işlere kim karar verdi acaba? Güvenlik nedeniyle kolay girsin çıksın hesabı yaptılarsa(aynı durum Fenerbahçe Stadında mevcut. Eskiden okul tarafına giderdik, sopayı yerdik, şimdi istasyon tarafından, otoban tarafından daha az sopa yiyerek girebiliyoruz) o zaman yine aynı tribünün diğer köşesi, üst tribün verilebilirdi. Noi Camp'ta, Barnebau'da  90 dakika bütün dikkatinle maçı izle deplasman   tribününü göremezsin. Otobanın karşısındaki kale arkasını takip edin, çoğu maçta dolmayacak orası.

Yeni Stad heyecanına limon sıkmadan bir tesbit yapayım dedim sadece.

4 Eki 2010

Bir Kadro Planlaması

Bizimkini geçin. Adnangiller'in oyuncağı, şamar oğlanıyız biz. Şu en en mutlu insanlar camiamızda bu ikisidir. Devre arasında sakat, kadroya giremeyen, bi bok etmeyen futbolcu transferi ve elde patlayanları nasıl gönderirizin muhasebesiyle meşguldürler  muhtemelen. Çok yazdık Galatasaray'ın derin devletini. Kendi işlerinde, inşaatlarında en ufak bir hata olmaz. İş yerlerinde işe yaramayan tek bir meydancı bile yoktur. Maaş verdikleri insanların, kanını iliğini emiyordur. Fazladan 5 kuruş vermez, gereksiz masraf etmez. Eğer işine yaramayacaksa tek bir pense bile satın almazlar. Ne düşündüğümü herkes biliyor bunların hakkında. İyi düşünen varsa da sayıları çok azdır, ya da çapulcudur.

30-40 kişi yi dolduruyorlar  tesislere, 11 kişi oynanacak maçlar için. Başlarına da Dünyada futbolla ilgilenen herkesin tanıdığı, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği birini koyuyorlar ve başlıyorlar gülmeye. Yalan dolan, sezon başında. Takım hangi turnuvalara katılıyorsa o turnuvayı Şampiyon bitiriyorlar. Dağ takımına elenince o hafta bir şekilde geçiştiriliyor. Neticede futbol 3 ihtimalli oyun, ahlar vahlar, son dakika golü şanssızlıklar. Yeni yalanlar, yeni hedefler.

İş Galatasaray'ın kadro planlamasına gelince; Kardeşim Türkiye'de lig te oynayan takımları iyi analiz edeceksin. Her ne kadar adı futbol ligiyse de, değildir, en iyi senin bilmen gerekir. 4 iklim hüküm sürer bu memlekette. Her görüşten, her sosyal sınıftan insan vardır necip millettin bünyesinde. Bir hafta Antalyaspor'la oynarsın, sıcaktan sıtmaya yakalanır futbolcun, diğer hafta Sivas deplasmanına gider it gibi titrersin. Takımın 3 ü 5 i mutlaka bir kaç idmanı kaçıracak şekilde hasta olur. Bir hafta cillop gibi sahada oynarsın, diğer hafta stad demek için noter getireceğin bir tarlada maç edersin. Bir hafta Rıza'ya karşı oynarsın elini ayağına verir, temkinli olup sonra Yılmaz Vural'a çıkarsın çarpılırsın.  Efendisi de vardır futbolcuların, ayısı da.

Yani diyeceğim şu dur. Oynayacağın takımla futbol dışı bir mücadeleye girmek mecburiyetinde kalırsan onda da kazanmalısın. Şu en son maça bakalım, deve güreşi oynasak kimle oynıcaz. Evet onlar Tozo-Emenike, buyur sen hocasın çıkar iki kişi karşılarına, çıkaramazsın. Gökhan'la Cana'yı vereyim desen ilk hamlede yıkılırlar. Sende de en az onlar gibi iki deve olması lazım, yok. Nonda'yla Servet'i çıkar bakalım Karabükspor'la yapacağın  deve güreşi müsabakasına ne olur netice?  Jimnastik takılalım dediler, evet Keita lazım artistik hareketlerde, jo lazım atlama beygirinde. Sen kimi çıkarmışın sahaya Ayhan'ı. Gece hayatı yok, harama uçkur çözmez, kimseye atlayamaz. Takla atacak adamın yok. Güreşi, basketi, boksu dün saydık yok. Kısa mesafe, uzun mesafe yarışalım desen, Misimoviç 50 metre koşsa yere yatacak gibi, Pino desen dinlenmeden 5 km koşamaz.

2000 senesinin kadrosundan örnekler vereceğim. At yarışı yapsak, Suat'la Okan joker olur. Hem ufak tefek olacan hem iyi futbol oynayacan. Bizim takımın kadrosunda Emre Çolak var, ata binebilir, amma velakin futbol oynayamıyor. Boks, karate, güreş gibi vurdulu kırdılı sporlarda Fatih Akyel, Emre Aşık amade. 100 metre yarışı varsa, Ümit Davala var. Basket'i kimse oynayamaz bizimle Hakan Şükür smaç basar. El topu, voleybol oynamayı teklif etseler Taffarel'in var korkma her kesi yenersin. Atlama Beygirine çıkar Ümit Davala'yı. Artistik patinaja ver Hagi'yi çimde dans etsin.

Kafayı biraz  da siz yorun ya, bu sene ki takımda futbol dışında her hangi bir dalda üstünlük kurabilecek yetenekte biri var mı? yok, Geriye ne kalıyor, bari futbolda başarılı olun. Emenike'yi dövemiyorsunuz, bari topa vurdurmayın. Peş peşe 2-3 pas yapın ya. Vallahi çocuklar Ağrı Dağına bıçak çektiniz, benim bildiğim taraftar hele ki Aslantepe'ye gün sayıyor sizin çoğunuzu çıkartmaz. Çıkartırsa onlara da yazıklar olsun.