4 Eki 2010

Bir Kadro Planlaması

Bizimkini geçin. Adnangiller'in oyuncağı, şamar oğlanıyız biz. Şu en en mutlu insanlar camiamızda bu ikisidir. Devre arasında sakat, kadroya giremeyen, bi bok etmeyen futbolcu transferi ve elde patlayanları nasıl gönderirizin muhasebesiyle meşguldürler  muhtemelen. Çok yazdık Galatasaray'ın derin devletini. Kendi işlerinde, inşaatlarında en ufak bir hata olmaz. İş yerlerinde işe yaramayan tek bir meydancı bile yoktur. Maaş verdikleri insanların, kanını iliğini emiyordur. Fazladan 5 kuruş vermez, gereksiz masraf etmez. Eğer işine yaramayacaksa tek bir pense bile satın almazlar. Ne düşündüğümü herkes biliyor bunların hakkında. İyi düşünen varsa da sayıları çok azdır, ya da çapulcudur.

30-40 kişi yi dolduruyorlar  tesislere, 11 kişi oynanacak maçlar için. Başlarına da Dünyada futbolla ilgilenen herkesin tanıdığı, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği birini koyuyorlar ve başlıyorlar gülmeye. Yalan dolan, sezon başında. Takım hangi turnuvalara katılıyorsa o turnuvayı Şampiyon bitiriyorlar. Dağ takımına elenince o hafta bir şekilde geçiştiriliyor. Neticede futbol 3 ihtimalli oyun, ahlar vahlar, son dakika golü şanssızlıklar. Yeni yalanlar, yeni hedefler.

İş Galatasaray'ın kadro planlamasına gelince; Kardeşim Türkiye'de lig te oynayan takımları iyi analiz edeceksin. Her ne kadar adı futbol ligiyse de, değildir, en iyi senin bilmen gerekir. 4 iklim hüküm sürer bu memlekette. Her görüşten, her sosyal sınıftan insan vardır necip millettin bünyesinde. Bir hafta Antalyaspor'la oynarsın, sıcaktan sıtmaya yakalanır futbolcun, diğer hafta Sivas deplasmanına gider it gibi titrersin. Takımın 3 ü 5 i mutlaka bir kaç idmanı kaçıracak şekilde hasta olur. Bir hafta cillop gibi sahada oynarsın, diğer hafta stad demek için noter getireceğin bir tarlada maç edersin. Bir hafta Rıza'ya karşı oynarsın elini ayağına verir, temkinli olup sonra Yılmaz Vural'a çıkarsın çarpılırsın.  Efendisi de vardır futbolcuların, ayısı da.

Yani diyeceğim şu dur. Oynayacağın takımla futbol dışı bir mücadeleye girmek mecburiyetinde kalırsan onda da kazanmalısın. Şu en son maça bakalım, deve güreşi oynasak kimle oynıcaz. Evet onlar Tozo-Emenike, buyur sen hocasın çıkar iki kişi karşılarına, çıkaramazsın. Gökhan'la Cana'yı vereyim desen ilk hamlede yıkılırlar. Sende de en az onlar gibi iki deve olması lazım, yok. Nonda'yla Servet'i çıkar bakalım Karabükspor'la yapacağın  deve güreşi müsabakasına ne olur netice?  Jimnastik takılalım dediler, evet Keita lazım artistik hareketlerde, jo lazım atlama beygirinde. Sen kimi çıkarmışın sahaya Ayhan'ı. Gece hayatı yok, harama uçkur çözmez, kimseye atlayamaz. Takla atacak adamın yok. Güreşi, basketi, boksu dün saydık yok. Kısa mesafe, uzun mesafe yarışalım desen, Misimoviç 50 metre koşsa yere yatacak gibi, Pino desen dinlenmeden 5 km koşamaz.

2000 senesinin kadrosundan örnekler vereceğim. At yarışı yapsak, Suat'la Okan joker olur. Hem ufak tefek olacan hem iyi futbol oynayacan. Bizim takımın kadrosunda Emre Çolak var, ata binebilir, amma velakin futbol oynayamıyor. Boks, karate, güreş gibi vurdulu kırdılı sporlarda Fatih Akyel, Emre Aşık amade. 100 metre yarışı varsa, Ümit Davala var. Basket'i kimse oynayamaz bizimle Hakan Şükür smaç basar. El topu, voleybol oynamayı teklif etseler Taffarel'in var korkma her kesi yenersin. Atlama Beygirine çıkar Ümit Davala'yı. Artistik patinaja ver Hagi'yi çimde dans etsin.

Kafayı biraz  da siz yorun ya, bu sene ki takımda futbol dışında her hangi bir dalda üstünlük kurabilecek yetenekte biri var mı? yok, Geriye ne kalıyor, bari futbolda başarılı olun. Emenike'yi dövemiyorsunuz, bari topa vurdurmayın. Peş peşe 2-3 pas yapın ya. Vallahi çocuklar Ağrı Dağına bıçak çektiniz, benim bildiğim taraftar hele ki Aslantepe'ye gün sayıyor sizin çoğunuzu çıkartmaz. Çıkartırsa onlara da yazıklar olsun.

2 yorum:

hadesperado dedi ki...

abi geleceğini biliyordum, hem zaten hiç gitmemiştin ki... özlettin yine de...

şu sıralar pek vaktim olmuyor, şimdilik bir merhaba demek istedim ama ilk fırsatta yazılarını okuyup takibe devam edeceğim.

sağlıcakla, hoşçakal...

kapalıtayfası dedi ki...

Bu kadro bana,maziyi hatırlatıyor,1987 yılında ilk şampiyonluğu gördüm,87 yılına kadar şampiyon olmasada 84-85 yılına kadar iyi transfer yapamasada,yaşıtlarımızın aksine,üstelik Kadıköy'lü olmamıza rağmen Galatasaraylı olmuştuk.Bizleri çeken başarı değildi,transfer desen oda yoktu.Büyük Metin(Yıldız) vardı,serseri ruhlu,elimizdeki tek umut veren futbolcu oydu.Büyük Metin bir oynasa,bizi şampiyon yapar diye beklerdik,Adnanlar,Seferler,Ayhanlar,Sinanlar,Seydiçler,Hoçiçler vasat kalitede oyunculardı bizi şampiyonluğa taşıyamazlardı.Metin Yıldız oynamalıydı.Ama serseri ruhluydu,hiç bir zaman beklentimizi karşılamadı.Şimdi aynı şeyleri Arda Turan'dan bekliyorduk,vasat takım,yıldız futbolcu ikileminde.Bu çıkan haberlere göre devreyi kapatmış,Arda ile beraber çok cılız olan umutlarda kapanmış oldu.30 sene önce yaşadığım duygulara geri döndüm.Umarım iyi takım hasretimiz uzun sürmez.