30 Mar 2013

Endülüs'te Pınarbaşı



Mc Manamen, Cüneyt Çakır'ın kıyağıyla sehpadan dönmüş Real Madrid'e kolay bir takım seçmek için kavanoza  elini daldırdığında, bir çoğumuz bizi çekmesin diye dualar etmiştik. Ne var ki İnfanito, içinde Galatasaray adının yazdığı topu titretti. Ağaların ağasına beleş bir tur müjdelemişlerdi sanki. Buraya kadar onların istediği biçimde gelişti her şey. Şimdi konuşma sırası bizde.

İddia Ediyorum, Barcelona dışında çekebileceğimiz en iyi kurayı çektik. Daha doğrusu onlar bizi çekerek başlarına büyük bela aldılar. 7 takım içinde bana göre bizim için en uygunu Real Madrid'tir. Barca'dan korktuğumdan değil, onlar da çıksa eleyeceğiz diyecektim. Ama sonrası kritik olacaktı. Barca sinir bozucu bir futbol oynuyor, topu orta sahada dolaştırıp garanti olmadan atağa kalkmıyorlar. Muhtemelen Melo ortada sıçan olur, birinin elini ayağına verir atılırdı. Hamit, Sneijder aşırı top kapma mücadelesine girişeceğinden sakatlanırlardı. Yani çocuklar Barca ile maç yapılıyorsa son maç olacak. Kısaca çok zayiat verir sonraki maçlara çıkaracak takım bulamazdık, daha beteri kendi ligimizde şampiyonluğu riske atıp bir sonraki sene bu düzey maç bile oynayamaz duruma gelebilirdik.

Şimdi teorem ortaya atıyor ve ispatlamaya çalışıyorum.

''Biz Bu Real Madrid'i evire çevire yener, eler yolumuza devam ederiz''.

Bu hamasi bir Galatasaraylı iyimserliği değil tamamen bilimsel bir tespittir. Şimdi madde madde gerekçelerimi ortaya koyuyorum.

1-Getafe, Sevilla, Real Betis, Granada. Bu takımlar kavanozda olsa, bize çıksa hepimiz havalara sıçrarız. Malaga'yı saymıyorum, onlar turnuvada zaten  varlar. hepimiz Malaga rüyasına yattık ki, bana göre Real'den çok daha tehlikeli takımdı. Malaga dahil bu 5 takım bu sene Real Madrid'e üstünlük sağlamış. Her halde hiç biri Galatasaray'dan büyük takım değil. Normal oyunumuzu oynarsak onlar nasıl yenmiş ise bizde yeneriz. Yenmedik mi daha önce?

2- Malaga kırk yılda bir son 8 görmüş takım, Paris Saint Germain gibi. Yani yükselişteler, kadroları her zamankinden daha kuvvetli olmalı. Aynı bizim gibi futbolcuları aşırı formda ve istekli. Bize karşı oynasalar yarı final görmek için son nefeslerine kadar saldıracaklardı. Real Madrid'in böyle bir kaygısı yok, defalarca oynadıkları sıradan bir maçı oynayacaklar alt tarafı. Aşırı motivasyona ihtiyaçları yok. Masa başında kolay bir lokma olduğumuzdan onlar bizim maçtan daha çok yarı finalde oynayacakları maçları düşünürler. Düşündüklerine pişman olacaklar.

3- Bildiğimiz şeytan, bilmediğimiz melekten daha iyidir. Real Madrid'li oyuncuları ayakkabı numaralarına kadar tanıyoruz. Bizim çocuklar da derslerini çok iyi çalışmış olarak maça çıkacaklardır. Fizik olarak alt tarafımız yok. Ronaldo ne kadar koşuyorsa Burak'da o kadar koşar. Mesut, Semih'ten daha yukarı sıçramayacak. Kademesiz yakalanmayalım, içeri çekip orta yapıyor, döndürmeyelim Mesut biter.  

4- Çeyrek finali geçen sene oynasaydık, Chelsa çıksaydı, hepimiz Drogba var diye titremeye başlamıştık. İnter çıksa eyvah Sneijder bizi yakacak derdik. Real çıksa Hamit'ten tırsardık.  Bu oyuncular şimdi bizim kadromuzda, hepsi de Morinho'nun öğrencileriydi.  Söyleyecek şeyleri vardır muhakkak. Şimdi korkma, ürkme sırası onlarda. Büyük Galatasaray'ın büyük maç oynama geleneği olan futbolcuları bir kere daha beni haklı çıkaracaktır, eminim. 

5- En tehlikeli futbolcuları bizim Mesut. Karşısında form grafiği tavan yapmış Eboue var. Havada karada yer onu.  Sol tarafımızdaki matador, defalarca Barnebau görmüş hesap kitap içinde, kendi vatandaşları önünde kim olduğunu bir kez daha hatırlatacaktır.  En çekindiğim futbolcuları sol bek Coentrao, çok teknik fazla ileri çıkarmamak lazım. Parçalı Fil'le en çok Arbeloa karşılaşacak, ekmeği sağ taraftan yiyeceğiz bu maçta.  

6- Semih için stoperlik doktorası, bir Messi, bir İbrahimoviç, bir Ronaldo maçlarından geçiyor demiştik daha önce. İşteo büyük gün geldi, eğer Ronaldo'ya üstünlük sağlayıp, Benzema'yı benzetirse 15 sene bu takımın madalyalı stoperi olarak şimdiden tarihteki yerini alacak, Bülent Korkmaz kadar beklemeyecek. Bu fırsatı kaçıracağını sanmıyorum. Haydi Asimo, çık Ronaldo'yu indir, bizi utandırma.

7- Tay Burak parladı bir kere, bağlasan durmaz. Köylüler bilir at arabasındaki atlardan biri bazen delirir, kimse zapt edemez. Bizim Tay gemini attı, düşmanı Ronaldo'yu Barnebau'ya olmadı Arena'ya gömecek, göreceksiniz maçı boş geçmeyecek. Attıkları gollere bakın inanmıyorsanız. Ronaldo'nun attıklarını atmayanı dövüyorlar. Schalke'ye attığı gollleri atabilecek golcünün anlını karışlarım. Ronaldo'nun tek başına bir halt yediği yok, Burak bizi neredeyse tek başına Madrid'e götürdü. Futbol hayatının en formda dönemini geçiriyor. Real Madrid maçlarında Jardel'e dönüşürse kimse şaşırmasın.

8- Melo kader maçına çıkıyor ve geçen sene ki formunu geçti bana göre. Bu maçı alırsa sonraki yıllarda orta sahamızda hırlamaya devam eder. Rakibi Di Maria, güvenim tam, top gösterilmeyecek. Bir takım orta sahası kadar konuşacaksa, söz benim kimse kusuruma bakmasın.  Şu an Dünya'nın en büyük orta sahasına sahip takım, uğruna kutuplara maç seyretmeye gittiğimiz turuncudan iz taşıyan sarı ve vişneye çalan koyu kırmızılı, canımız ciğerimiz aslan Galatasaray'ımız.

9- Selçuk İnan için bir gösteri maçıdır. Oynadığı en iyi oyunun üzerine çıkacaktır. İniesta'nın lanetinden bıkmış Bernabeu'nun sakin, çekirdekçi seyircisi için büyük bir Selçuk İnan şovumuz vardır. Sahneye konmak için artık saatler sayıyoruz. 

10- Galatasaray kaybetse, elense bile hiç kimsenin eleştireceği bir şey yoktur. Bu yüzden takım son 13 senenin en büyük maçına çok rahat çıkacaktır. Yenilirse aslan gibi döner, yenerse kahraman gibi. 

11- Savunmalarındaki Pepe kazması ofsaytla oynamayı çok seviyor. Burak'ı bir kaç kere ofsayta düşürecek, bırakalım düşürsün. Düşüremediği anda da cezayı keseceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Tay Burak'ın göğüs göğüse çarpışacağı Pepe büyük ihtimalle atılır. 

12-Morinho, İstanbul'a 700 km mesafedeki bir şehirde 20.000 taraftarı önünde oynayan Galatasaray'dan etkilenmiştir. Bernabau görüp görebileceği en büyük deplasman taraftarını görecektir. Endülüs'e raks etmeye değil, Pınarbaşı çekmeye gidiyoruz. Büyük Galatasaray Taraftarı, Galatasaray'ın arkasında, yanında her zamanki gibi güvendiği en büyük kozu olacaktır. Taraftarıyla bütünleşen Galatasaray'ın neler yaptığına Avrupa'nın o mağrur stadlarında gömülü nice büyük takımların çanak çömlek kırıntıları şahittir.

13- Kaleci Muslara göz önüne çıktı. Hodri meydan, değerini katlamanın tam maçı, her oyuncumuz kendi rakibi olan oyuncu kadar savaşırsa zafer bizimdir. Madem ki Dünya'nın sayılı kalecisi Muslera, buyursun işte bir imtihan maçı. Kader sadece onun ellerinde olabilir. Gol yemez ise eleriz. Bu işin penaltıları bile var unutmayalım. Daha önce Taffarel gol yemediği için kupa alıp dönmüştük. Kale aynı, top aynı yemesin gelsin artık.  

14- Kenarda daha önce Real Madrid'i indirmiş hocalar var, onların başında da Grande var, Morinho'nun kankası. Maçın psikolojisi içerisinde maç her şeye gebe. 15. madde için mutlaka bir bildiği vardır. Allahtan umut kesilir İmparator'dan kesilmez. Son sözümüzü Arena'da, sehpada son düdük çaldığı zaman söyleyeceğiz.

Yani çocuklar, 13 sene önce, tarihimizin en büyük geri dönüş maçının , 3-2 nin rövanşında aynı düzey maçı Bernabau'da seyretmiş tecrübeli bir Galatasaray taraftarı olarak savaş ve zafer naraları atıyorum. Maçtan en ufak bir korkum yoktur. Keşke Galatasaray'ın her maçı en az bu maç kadar büyük maç olsa. Her sene mutlaka bu son 8 takım içinde olduktan sonrası her maç, benim için Akhisar maçı. Çok saçma sapan bir gol veya goller yemez isek, bilinçli, kurgulanmış yoğun pas trafiğiyle olgunlaşan bir atakla gol yemeyiz. Golü yesek bile maçı Arena'ya getireceğimizden en ufak bir kuşkum yok. Maç en az 180 dakikadır,  tam bir ustalık işi gerekir. Bizim takımda da çok büyük ustalar vardır.

Büyük Galatasaray futbolcuları; Taraftarınla birlikte savaş, terinin son damlası maçın bitiş düdüğüyle birlikte aksın. Sakın korkma, gerisi maçtır 3 ihtimallidir. Böylesi maçlardan sonrası için de mottom bellidir. YENSENİZ DE BÜYÜKSÜNÜZ YENİLSENİZ DE,

Yolunuz ve bahtınız açık, gazanız mübarek olsun.

Er Kişi Niyetine; Galatasaray 2-0 Belediye

Artık ezbere sayacağımız 11 futbolcumuz oluştu. Kaza bela ceza olmadığı sürece yemeğe bile gitseler bu 11 kişi beraber aynı masada oturacaklar. Oturdukça da tabela dışında, unutulmuş güzel futboldan şovlar sahneleyecekler.

Milli maçları izlemedim, sanırım ülkedeki futbolseverlerin en az yarısının ilgisini çekmemiştir. Benim için milli maçın tek bir önemi vardır o da bizim futbolculardan birinin sakatlanıp sakatlanmadığını öğrenmek. Bizde bir sakatlık çıkmadı, ancak Sarı Ejder'den gelen kötü haber Real maçı öncesi sıkıntı yaratmıştı. Ya da yaygaracı, goy goycu yalama Türk Spor medyası yangına körükle gitmiş haberimiz maç öncesi oldu.

Arena'nın oturmuş çimleri, takımını özlemiş taraftarı,  tam kadrosu, cezasını tamamlamış Grande'siyle güzel bir maç izleneceği garantiydi. Gerçi Belediyenin başında hayatını 18 içerisinde geçirmiş Bülent Korkmaz vardı, golü düşünecek hali yoktu. 11 kişi alan savunmasıyla vakit geçirerek görece 90 dakikayı geçirmeyi planlamıştı. Ama işte Aynştayn'ın izafiyet teorisinden haberi olsa maçın kendisi için 90 değil de en az 180 dakika gibi geçeceğini bilmesi gerekirdi.

Parçalı Fil, Sarı Ejder'le beraber oynayan Hamit bu maçın adamıydı bana göre. Büyük futbolcular, büyük futbolcularla çok daha güzel oynarlar. Nitekim maçın sonlarına doğru giren oyuncuların oluşturduğu Galatasaray takımı sıradan bir takım görüntüsüne bürünüyor. Değil Drogba, yanına Messi'yi, İniesta'yı getirsen etkilenmeyecek, futbolunu zerre kadar ileriye götüremeyecek futbolcu yok mu takımda? Var olmaz mı? Hakan Balta ileride ben Drogba'nın kaptanıydım diyecek çocuklarına çok yazık. Fasulyeden, yerli kontenjanından, mecburiyetten bu takımın sol beki olarak üstelik kaptan çıkarak Arena'da top ayağına gelsin gelmesin iyot gibi açığa çıktı. Bu kadar güzel oyundan, tabela bulunduktan sonra istirahate çekildikten sonra kötü şeyler yazmak biraz ayıp ama, insan biraz da uyum sağlar ya. Asimo Semih'e bakın görün, bugün oynadığı futbolu, toplara yaptığı estetik müdahaleleri Popescu görse elini ayağını öperdi.

Galatasaray takımı kuruldu, bu takımı Dünya'nın hiç bir hocası bu saatten sonra kötü futbol  oynatamaz. Yalnız işte 12. adam yok. Oyuncu değişikliği tabelasını görünce geçmiş olsun. Galatasaray'ın sonradan oyuna girip, oyuna katkı yapabilecek kalitede oyuncusu yok. Engin Baytar, Emre Çolak'ın iptal olmasından sonra takım bir kaç kademe daha büyüdü. Hiç umut bağlamadığım, 10 sene oynasa futbolunu gram ilerletmeyecek futbolcu Amrabat oyuna girdikten sonra ben izlemeyi bıraktım. Zaten takım ikinci yarıyı oynamadı desek yeridir. 70. dakikadan, Sabri girdikten sonra tribünler kendini metrolara atmaya başladı.

Hamit muhteşem oynadı, aynı şekilde Asimo Semih büyük bir özgüvenle oynadı. Dani Çarşamba maçına hazır, Selçuk, Melo kendilerini sakınarak hata yapmadan maçı bitirdiler.


Galatasaray maçı ilk yarı oynadı, uzun yıllardır görmediğimiz usta işi golleri Tay Burak'a attırdı, Tay Burak attığından 3 misli daha fazla kaçırdı ve maç bitti. Durum berabereyken kaleciden topu sektirdiği pozisyon penaltıydı, Burak olduğu için çalınmadı. Ve son dakikalarda kaleciyi geçtiği pozisyonda ayakta kalması kendini yere atıyor diyenlere bir cevap oldu. Bu maçı 3 puan için önemsiyoruz, ligin son maçında korkulu rüya görmek istemiyoruz. Ve artık saatleri saymaya başlıyoruz. Real Madrid  maçı için iyi bir idman maçuı oldu. Belediye'ye kısmet oldu ama er kişi Real'dir, cenaze merasimine hazır olsunlar. Bekle bizi Real Madrid, Endülüs'e raks etmeye değil, Pınarbaşı çekmeye geliyoruz.