
Hafta arası mutlak bir olayla çalkalanır bizim camia. Kewell'in sakatlığını takmışlardı daha önce. Bu hafta Arda'ya taktılar, rezil ettiler akılları sıra. Evet akıllılardı, maksat formda bir Arda'nın yollarına taş koymak, dolayısıyla Galatasaray'ın tekerine çomak sokmaktı. Isınmak için takım sahaya çıktığında tribünlerin tezahüratına Arda cevap vermedi. Yoğun isteğe rağmen yumruk şov yapmadı. Sonunda tribün,''buraya gelmeyen Fener'li olsun'' diye feryat edince koşarak geldi. Belli ki Arda utanmıştı bizlerden. Utanmasına gerek de yok aslında, taraftar kendisine Paris Hilton'u layık gördü.
Lincoln'ü özlemiştik, maç öncesi şovlardan sonra maçın başlarında iki gollük Lincoln pası verdi. Ayağında demirle oynayan Nonda ofsaytta kaldı birinde, birinde de ayağında hiç bir şey olmayan Baros ofsayttaydı. Olsun takım oyununu kabul ettirmiş, yavaş yavaş Kayseri kalesine çöküyordu. Bir karambol topta 18 dışına çıkan topu Sabri tekrar doldurdu, Arda'nın kafası ortalığı karıştırdı. Yere düşerken bizim çuval inanılmaz vurdu, kimsenin göremediği top gol oldu.
İkinciyi arayan Cim Bom, Lincoln'le golü beleş yollu aramaya kalkınca sarıyı gördü. Oynadıkça form tutan Lincoln, oynamadıkça futboldan soğuyor herhalde. Hakemlerin üstümüze kabus olduğu son zamanlarda inadına ikinci sarı kartı görüp atıldı. Maç bizim için o anda bitti. İşte o eski büyük takım refleksleri tarihe karışmış ne yazık. Sivas'ta 10 kişi kalan takımı ezdiler. İstanbul'da 10 kişi kalıyor ve hücum yasaklısı Kayserispor önünde teslim bayrağı çekiliyor.
Lincoln yoksa Baros'u kesin oynatmamak lazım. Belki Sivas'a Denizli'ye o yüzden gitmedi. Etkisiz elemandı. Nonda attığı golün dışında, bildiğimiz ölü, ruhsuz, formsuz günlerine devam ediyor. Takımda yenilmeyelim diye çırpınan Ayhan ve taraftarın göz ağrısı Arda ve helal olsunluk topçumuz Emre Aşık'dan başka adamımız yoktu.
Sabri'ye acıdım, artık oynadığımız takımlar ezberledi, ataklar hep onun tarafından geliyor. O yüzden kötü oynamasına rağmen Topal bariz hata yapmadı, çünkü o tarafta top neredeyse hiç yoktu. Sabri'yi bir kaç maç oynatmayıp unutturmak lazım. Başımız daha çok iş açacak. Orta yapmayı öğrenemeden emekli olur.
Ben çaylakla ilgili yazmayayım diye söz vermiştim kendime. Ama yazık oldu bize, bu adam bizi Şampiyonlar Ligi'nin en kötü takımına elettikten sonra, Sivas'ı kupada geçemedi. Kaleler birer birer düşecek. Bordoux maçını bu Çaylak çeviremez. Mahçerin 4 atlısı sahadayken iyi oynatmak kolay tabi, kolaysa bir kriz anında, misal takım 10 kişi kaldığında, yenik duruma düştüğünde yapacak bir şeyi yok. Taraftar tribünde sıtma geçiriyor, Baros çıksın diye, hakem acımasa kırmızı kartla atacaktı.
Lincoln atılınca maç maç olmaktan çıktı, pozisyonu televizyondan seyretmedim henüz, hakemi aldattığını sanıp kendini aldattı. Emre aşık son dakikalarda elle topu sürdü net gördüm, hakem onuda görmezlikten geldi. Taraftarın hakeme ağır küfürü yakışmadı, gol pozisyonuna giremeyen takımı maç sonunda tribüne çağırıp teselli etti.
Sağlık kurulumuzun yoğun ve özverili çalışmaları sonucu nihayet Linderoth'u sahada gördük. Unutmuşuz cismini, kim bu diye sorduk. Linderoth'da sanki futbolu unutmuş gibi acemilikler yaptı. Yine aslan sağlık kurulumuza bu sefer maçta değilde maç öncesi ısınırken sakatlanan Balta'yı emanet ettik. Bakalım ne zaman iyileştiremezler.
Balta'nın kötü oynama ya da sakatlanma ihtimali için yedek tutulan Volkan'dı. Madem Balta sakatlandı niye Volkan'la başlamadı da Mehmet Topal'la başladı sol bekte. Bu sene zaten beter oynayan Topal, oynayamayacağı tek yer olan sol bekte etkisizdi. Sol beki stoper gibi oynayan bir futbolcu da seyrettik sonunda.
Maçın sonunda her şeye rağmen ''yenilsen de yensende'' tezahüratı yapılıp, takım çağrıldı. Gelenler, Arda, Ayhan, ve Emre Aşık'tı. İşte bizim takım dediğimiz futbolcular bu kadardı. Diğerleri profosyonel üst düzey memur. Oynarlar ve giderler, Arda soyunma odasında ağlarken, Servet'e şimdi sor maçın kaç kaç bittiğini bilmez.
Büyük Galatasaray taraftarı, testi kırılmadan yırttık her tarafımızı. Bu çaylak bu takıma kıyacak, yazık olacak. Ne kadar büyük takım çalıştırdığının farkına vardığında her şey çok geç olacak. Geçen yıl ki operasyonda olmaz, değirmenin üstü her zaman yel olmaz. Bir kaç hafta sonra şovun dışında kalırız, Galatasaray kıydılar sana, ben kıyamam.