7 Şub 2009

Kıyamam Kıyamam Sana; Galatasaray 1- Kayseri 1




Hafta arası mutlak bir olayla çalkalanır bizim camia. Kewell'in sakatlığını takmışlardı daha önce. Bu hafta Arda'ya taktılar, rezil ettiler akılları sıra. Evet akıllılardı, maksat formda bir Arda'nın yollarına taş koymak, dolayısıyla Galatasaray'ın tekerine çomak sokmaktı. Isınmak için takım sahaya çıktığında tribünlerin tezahüratına Arda cevap vermedi. Yoğun isteğe rağmen yumruk şov yapmadı. Sonunda tribün,''buraya gelmeyen Fener'li olsun'' diye feryat edince koşarak geldi. Belli ki Arda utanmıştı bizlerden. Utanmasına gerek de yok aslında, taraftar kendisine Paris Hilton'u layık gördü.


Lincoln'ü özlemiştik, maç öncesi şovlardan sonra maçın başlarında iki gollük Lincoln pası verdi. Ayağında demirle oynayan Nonda ofsaytta kaldı birinde, birinde de ayağında hiç bir şey olmayan Baros ofsayttaydı. Olsun takım oyununu kabul ettirmiş, yavaş yavaş Kayseri kalesine çöküyordu. Bir karambol topta 18 dışına çıkan topu Sabri tekrar doldurdu, Arda'nın kafası ortalığı karıştırdı. Yere düşerken bizim çuval inanılmaz vurdu, kimsenin göremediği top gol oldu.


İkinciyi arayan Cim Bom, Lincoln'le golü beleş yollu aramaya kalkınca sarıyı gördü. Oynadıkça form tutan Lincoln, oynamadıkça futboldan soğuyor herhalde. Hakemlerin üstümüze kabus olduğu son zamanlarda inadına ikinci sarı kartı görüp atıldı. Maç bizim için o anda bitti. İşte o eski büyük takım refleksleri tarihe karışmış ne yazık. Sivas'ta 10 kişi kalan takımı ezdiler. İstanbul'da 10 kişi kalıyor ve hücum yasaklısı Kayserispor önünde teslim bayrağı çekiliyor.


Lincoln yoksa Baros'u kesin oynatmamak lazım. Belki Sivas'a Denizli'ye o yüzden gitmedi. Etkisiz elemandı. Nonda attığı golün dışında, bildiğimiz ölü, ruhsuz, formsuz günlerine devam ediyor. Takımda yenilmeyelim diye çırpınan Ayhan ve taraftarın göz ağrısı Arda ve helal olsunluk topçumuz Emre Aşık'dan başka adamımız yoktu.

Sabri'ye acıdım, artık oynadığımız takımlar ezberledi, ataklar hep onun tarafından geliyor. O yüzden kötü oynamasına rağmen Topal bariz hata yapmadı, çünkü o tarafta top neredeyse hiç yoktu. Sabri'yi bir kaç maç oynatmayıp unutturmak lazım. Başımız daha çok iş açacak. Orta yapmayı öğrenemeden emekli olur.



Ben çaylakla ilgili yazmayayım diye söz vermiştim kendime. Ama yazık oldu bize, bu adam bizi Şampiyonlar Ligi'nin en kötü takımına elettikten sonra, Sivas'ı kupada geçemedi. Kaleler birer birer düşecek. Bordoux maçını bu Çaylak çeviremez. Mahçerin 4 atlısı sahadayken iyi oynatmak kolay tabi, kolaysa bir kriz anında, misal takım 10 kişi kaldığında, yenik duruma düştüğünde yapacak bir şeyi yok. Taraftar tribünde sıtma geçiriyor, Baros çıksın diye, hakem acımasa kırmızı kartla atacaktı.


Lincoln atılınca maç maç olmaktan çıktı, pozisyonu televizyondan seyretmedim henüz, hakemi aldattığını sanıp kendini aldattı. Emre aşık son dakikalarda elle topu sürdü net gördüm, hakem onuda görmezlikten geldi. Taraftarın hakeme ağır küfürü yakışmadı, gol pozisyonuna giremeyen takımı maç sonunda tribüne çağırıp teselli etti.


Sağlık kurulumuzun yoğun ve özverili çalışmaları sonucu nihayet Linderoth'u sahada gördük. Unutmuşuz cismini, kim bu diye sorduk. Linderoth'da sanki futbolu unutmuş gibi acemilikler yaptı. Yine aslan sağlık kurulumuza bu sefer maçta değilde maç öncesi ısınırken sakatlanan Balta'yı emanet ettik. Bakalım ne zaman iyileştiremezler.


Balta'nın kötü oynama ya da sakatlanma ihtimali için yedek tutulan Volkan'dı. Madem Balta sakatlandı niye Volkan'la başlamadı da Mehmet Topal'la başladı sol bekte. Bu sene zaten beter oynayan Topal, oynayamayacağı tek yer olan sol bekte etkisizdi. Sol beki stoper gibi oynayan bir futbolcu da seyrettik sonunda.


Maçın sonunda her şeye rağmen ''yenilsen de yensende'' tezahüratı yapılıp, takım çağrıldı. Gelenler, Arda, Ayhan, ve Emre Aşık'tı. İşte bizim takım dediğimiz futbolcular bu kadardı. Diğerleri profosyonel üst düzey memur. Oynarlar ve giderler, Arda soyunma odasında ağlarken, Servet'e şimdi sor maçın kaç kaç bittiğini bilmez.


Büyük Galatasaray taraftarı, testi kırılmadan yırttık her tarafımızı. Bu çaylak bu takıma kıyacak, yazık olacak. Ne kadar büyük takım çalıştırdığının farkına vardığında her şey çok geç olacak. Geçen yıl ki operasyonda olmaz, değirmenin üstü her zaman yel olmaz. Bir kaç hafta sonra şovun dışında kalırız, Galatasaray kıydılar sana, ben kıyamam.

5 Şub 2009

Küçük Metin


Yeniler zaten tanımaz da, eskilerden hatırlayan da pek çıkmaz. Benim ise asla unutmayacağım futbolculardandı. Onların takım ve halen kader arkadaşı olan Cihat Aksu'yla çok sıkı dostluğum sayesinde Metin'le de tanıştım. Onunla birlikte o nesilden futbolculardan bazılarıyla da bir araya geldik. Hatta bir keresinde yalandan da olsa Cihat beni veteran takımında onlarla beraber oynattı. Yani dostlarım Galatasaray'ın orijinal formasıyla, soyunma odasına girmişliğim ve Ali Sami Yen'de maç etmişliğim vardır.

İşte o mübarek futbolculardan, büyük Galatasaray'lı olanlarından Küçük Metin'in annesi vefat etti. Cenazesi Kuzguncuk Camisinden öğle namazını müteakip defnedilecektir. Onu Galatasaray camiası bu acılı gününde yanlız bırakmaz. Ben de bu sütunlardan kendisine, veteran takımına ve tüm Galatasaray camiasına başsağlığı diliyorum.

Mekanı cennet olasıca ana, bizleri Galatasaray'a biraz daha fazla yaklaştıran, bağlayan bir futbolcu, bir arkadaş, bir adam dünyaya getirdiğin için teşekkürler.

3 Şub 2009

Arda Turan Elendi; Sivas 1- Galatasaray 1


Sağolun sağlık ekibi. Diplomanızı nerden aldıysanız artık. Sakın başımızdan eksik olmayın. Sakatı iyileştiremezsiniz, iyileşen bir maç sonra tekrar revire gider. Tamam oynayacak artık dediğimiz futbolcular Sivas'ta riske edilmiyor. Hangi maç riske edeceksiniz. Hacettepe maçında oynayıp, çeyrek final maçında oynamayan oyuncuyu ne yapalım.

Takımın yarısı yok, yedek kadro yok gibi olduğundan maç uzatmaya gitmese değişiklik yapılamayacak. Defansta Emre Aşık, ilerde Arda Turan. Takım bu kadar ne yazıkki. Mehmet Güven hayatı boyunca oynayacağı büyük oyunu oynamış bir daha asla o oyunun yanından bile geçmem diye adeta bağırıyor. Ümit Karan her geçen maç, tarihini bitiriyor. Sivas maçlarının unutulmaz futbolcusu oldu. İlk maç atılıp yenilgiye neden oldu, bu maç ta da yarım metreden içeri dürtemiyerek şovun dışında bıraktı bizleri.

Kaleci Aykut, dilim kaleci demeye el vermiyor. Bir maçı da al be kardeşim. Bir maçta da gol yeme işte. Top kötü yere gitmişmiş, sen iyi yerde olmadığın için top iyi yerde. Zaten kalede Aykut yerine evliyalar vardı bir ara. Boş kaleye atamadılar 3 tane golü.

Emre Aşık; üstün hizmet madalyası verilmesi lazım olan futbolcu. Sakatlanmaz, kızmaz, küsmez, her an hazır. Formdamı değilmi sorman bile gereksiz. İstediğin zaman oynat istediğin zaman oynatma, büyük maç futbolcusu işte.

Arda Turan; ne diyelim ki. Bir başına işte ancak bu kadar yapabildi. Helal olsun sana çocuk. Bu maçı ancak forma alabilirdi, olmadı. Nonda gibi bir odun oynuyor forvette. Ümit Karan'la küs galiba. Kaleden mümkün olduğunca uzak oynuyor, oynama denirse.

6 ay önce Kartal'da pide yiyen Yaser, oyuna girip bizi kurtaracak. Penaltı atarken acıdım, 10 penaltı atsın 8 ini atamaz. Galatasaray PAF takımı oyuncusu olamaz.

Cephelerden biri düştü, yazık oldu Arda Turan'a, yazık oldu bize. Barış Özbek sakatlanıp çıktı, bakalım ne zaman dönecek. Arda'ya da bir şey olursa dükkanı kapatır giderim. İyileşene kadar da ne maça gider, ne yazı yazarım.

Galatasaray; ne yazıkki yine kendi küllerinden doğacaksın. Salma sakın kendini, koz verme atmaca gibi bekleyenlere. Elendin diye sevinsinler, canın sağolsun. Bu kadroyla ancak bu kadar olurdu. Maç seçipte oynamayan varsa günahı boynuna, zaten oynasada bir hayır gelmezmiş öyle düşünenlerden. Fazla üzülmedim, üzüntüm sadece bir maç daha fazla sevgili takımımı izleyememek içindir. Cumartesi sararız yarayı nasılsa.
Hey gidi günler hey, sen penaltılarla koskoca Arsenal'i ele Avrupa kupasını al, Sivas'a penaltılarla elen. 4 penaltıdan biri zar zor girsin.

2 Şub 2009

Galatasaray'lı Hasan Şaş ile Fener'li Ciksin


Fenerbahçe'ye geldin ya at kalede Kova Yaşar var. Galatasaray alt yapısında başlamış futbola. Kaç yaşında? 8. Ben futbolcu değilim, 3 yaşında başladım futbola. Topa vurduğum zamanlarda, duydum Metin Oktay Fenerbahçe ağlarını yırtmış. Abim 5 yaşında Fenerbahçeli, ben Galatasaraylı oldum. Oluş o oluş. Galatasaray için ölümlere gidip geldim, bir oğul yetiştirdim benden daha Galatasaray'lı.

Emre'ciksin, hayırlı olsun Fenerbahçeliliğin. Sen o takımda 10 maç forma giy, ben bırak yazı yazmayı, yazılan her hangi bir şeyi okumam bile. 8 yaşında Galatasaray'da oynamış, ne mübarek hocalar varmış ki seni adam yerine koymamışlar. Atmışlar bir tarafa, yürümüşün gitmişin Fener'li aslan baban sayesinde. Layık olduğun, olman gereken yerdesin şimdi. İki maçta attığın şutlar direkten dönmese sadece Emre Yazı tipi boyutuidin, şimdi Ciksini eklediler.

Bizden uzak olun lan, adımızı ağzınıza almayın. Biz Galatasaray'ız, bizim yaşam şeklimiz başkadır. Bizde oynamak için kıstas iyi futbolcu olmak değildir. Bizde oynamanın biricik şartı, yabancılar dahil Galatasaray'lı taraftar olmaktır. Tarihimizide nice futbolcular vardı, iyi futbolcu değillerdi, kalbimize girdiler. Öner Kılıç, Kedi Bülent, Çaycı Ahmet.... sapına kadar Galatasaray'lılardı. Bugün Sabri, Hasan Şaş, Arda..., varmı üstlerine Galatasaray'lı.

Ey büyük Galatasaray, hayatım her şeye pişmanlıkla geçti. Şükür etmedim, Galatasaray'lı olduğumdan başka hiç bir şeye. Gökhan Emreciksin gibi bir sinsi futbolcu, harbi Emre gibi bizi kullanamadan layık olduğu yere geldiği için sevinelim. Ve ey büyük Galatasaray taraftarı, senin taraftar futbolcuların, Arda'ların, Sabri'lerin, Hasan Şaş'ların olduğu sürece başın her zaman yukarda olacaktır. Ve korkma hiç bir zaman asla eksik olmayacaktır, santra yapılırken ayağa kaldırdığın Ali Sami Yen'in çektiği üçlüde sarı kırmızı formalarıyla saldıran takımda Galatasaray'lı bir futbolcu.

Küçük Takım Hocası; Nurullah


Bir önceki hafta Fenerbahçe, Trabzonspor'u yenememiş, hatta beraberliği Volkan kurtarmış. Büyük takım iki hafta üst üste puan kaybetmez genellikle. Öyle bir maça çıkmışsın ki, maçtan sonra söylediğine bakılırsa beraberliğe çoktan el sıkışacaksın. Ne varki takımın senin gibi düşünmemiş. Başta Tabata olmak üzere ben bu maçı hocama rağmen kazanacağım demiş. Demekle kalmamış oynamışta kazanmak için. Net bir kaç golü Volkan kurtarmış, serbest vuruşu çataldan almış, Selçuk'u ikinci sarı karttan hakem atamamış ve 82. dakikada muhteşem bir golle öne geçmişsin. Üstelik Josiko'mudur nedir yolda görse hiç bir Fener'linin tanımayacağı yaratık oyuna girer girmez sakatlanıp çıkmış. 3. değişiklik yapıldığı için otomatikman 10 kişi kalmış Fenerbahçe sallla pati oyuna dönmüş, gelişigüzel içeri doldurulan bir top Semih'in kafasından sekip Alex'in önüne düşmüş. Alex topa vurduğunda Gaziantep'li futbolcu basacağına götünü dönmüş ve top kurtarılamayacak bir yere gidip beraberlik golü yazılmış tabelaya.

Bu maçın bitiminde konuşan küçük Hoca, Nurullah Sağlam demeç veriyor. Berabere kaldığına seviniyor,'' maçın hakemi çok iyi bir yönetim gösterdi'' diyor. Selçuk'un atılması gerektiğini es geçiyor, vakvakları ürkütmemek için. Sonra Fener'e yenilmemenin verdiği sevinçle soyunma odasına giriyor. İyi oynayan Tabata'nın suratından düşen bin parça. Tebrik ediyor Tabata'yı. Tabata Hocasını tersliyor. ''Nesini tebrik ediyorsun Hocam, o gol yenirmi diye fırça çekeceğine sırtımızı sıvazlıyorsun, galibiyeti kaçırdık işte'' diye çıkışıyor.

Küçük Hocamız, Nurullah bunu anlatıyor televizyonlara. Küçüksün devamlı küçük kalacaksın Hocam. Gidersin sanra biraz unutturursun kendini, ilk kovulan Hocadan sonra Gaziantep'in başındasın.

Nurullah Sağlam; Gaziantepspor'un daimi hocası, biraz büyük düşün olurmu?.

1 Şub 2009

Hagi; Kabahatin Çoğu Senin Canım Kardeşim











HAGIIIII!
Suçlu Ayağa Kalk;

Seni ne kadar severim bilirsin. Anlatmaya kelimeler yetmez Hagi. Ama suçlusun güllerin gülü.

Geldin bu ülkeye, Olmayacak şeyleri yaptın. Daha da kötüsü olmayacak adamları, olmayacak yerlere getirdin. Sen suçlusun…

Fatih Terim geldiğinde, Sepp Piontek’ten öğrenebildiği bir iki şeyin üzerine, birkaç seyrettiği futbolcuyu ekledi ve şapkadan tavşan çıkmasını bekledi.

İsviçre’den Knup, Siirt’ten Benhur şu bu…

Kurduğu takım bu idi…

Sen geldin her şey değişti. Okan topun ağzında, Tugay maymun edilmiş. Ekle ekleyebildiğin kadar.

Ne güzel gazozunaydı maçlarımız. Ezik olanlar Mançester filan gevelerdi tarihten bir yaprak. Aldım verdim ben seni yendimler. Üç buçuk galibiyetler olaydı bu ülkede. Her şeyi bir rüya gibi değiştirdin. Bilmiyordun Hagi bilmiyordun…

Bu adamların bırak zaferi yürümeye mecali yoktu. O öğretmek için özendiğin Emre efendinin nankörlüğünü, vicdan sahibi bir tek adamdan içten bir teşekkür alamayacağını. “Evet ne olduysa, ne yaptıysak Hagi olduğu için yaptık” diyemeyecek denli gönlü dar adamlarla birlikte olduğunu.

Gurur duydum taraftarımdan. Sana aşık yalnızca onlar oldular. Yürüttüğün, koşturduğun, hayalini bile göremeyecekleri başarılar kazandırdığın Terim’ler, Yöneticiler, Futbolcular adam gibi bir teşekkürü bile çok gördüler sana. UTANMAZLAAAR!

Alan da kaçan mı? Kim bilir O büyük taraftar formanı tribün boyu giydiklerinde, Stada arada bir gelişini muhteşem bir coşku ve sevgi seli ile doldurduklarında bu zavallılar ne düşündüler? Nasıl huylandılar?

Şu Hakan Ünsal, Şu Emre hatta şu Hakan sen olmasan ne olurlardı diye düşünüp sana hakkını veremediler.

Analitik düşünen Avrupa’lı bile bu dolmayı yutmadı mı? Mucize gerçekleştirmiştin, Hoca büyük olmalı, golcü büyük olmalı, orta saha büyük olmalı diyip götürmediler mi bunları?

Ne oldu? Hepsi üç beş maçta hatta antranman sonrası kovulmadılar mı? Aptalmı ulan bu seyirci. Senin hakkını kimseye yedirmezdi tabi.

Ulan Trabzonspor seyircisi kadar bile olamadılar be sana karşı… Son maçında kale arkasından aldığın tezahürat hala kulaklarımda. Yaşayın ulan Lazlar! Sizin kocaman gönlünüze teşekkürler.

Yalnızca bunları mı Feneri, Beşiktaş’ı soktun havaya, üç kaz versen ikisini geri getiremeyecek hoca müsfettelerini soktun havaya be!

Suçlusun Hagi suçlusun. Geldin bunları havaya soktun. Bir şey sandılar kendilerini. Sanmaya da devam ediyorlar. Varsın etsinler. Seni seven bir tek biz kaldık. Çünkü para puşta onur bize yakışır Hagi. Seni sevmenin onuru…

Tekrar söylüyorum Hagi. “I LOVE HAGIIIII” Ama suçlusun agam…

Türk Futbolunun Kolpacıları





Ligin en az gol yiyen takımları. Sanırsınız ki defansları çok büyük futbolculardan kurulu.Başındaki Hocalar şapkadan tavşan çıkaran ulema hödükler. Birinde Uruguay Milli takımının ve Brezilya Milli takımının stoperleri 19 tane yemiş. Başındaki hoca dede, moruk. Bu tarafta Türk Milli takımının defansı 21 tane yemiş. Başındaki hoca acemi çaylak(benim deyimimle). Buna karşın Sivas defansı, 12 tane, Trabzon defansı ki- 3 tanesini bizden yediler-toplamda 14 gol yemiş. Diğer kolpacı ki- oda bizden 3 gol yemiş- 14 gol gçrmiş kalelerinde. Dolayısıyla üst sıralara dizilmişler. Hocalar'da Trapottoni, Mourinho, Capello.

İddia ediyorum ligin en kötü futbolunu Sivas ondan sonra da Ankaraspor oynuyor. Atmaya gelince de yabancı hocalara ver yansın ediyorlar. Biz ne güne duruyoruz diyorlar. Açın bakın, seyredin. Sivasspor bir maçta kaç gol pozisyonuna giriyor. Üst üste kaç pas oynayabiliyorlar. Sen kur defansın üstüne futbolu. Geri çekildiğin için diğer takımlar otomatik sana hücum ediyor Hücum etmek daha zor, bu yüzden senden daha fazla yoruluyor. Sen ikinci yarı al hızlı bir adamı, at bir gol yat üstüne al 3 puanı koy cebine doları.
Sizi gidi kolpacılar, Edirne'nin dışın çıkınca, elen en boktan takımlara. Yata yata üstlerde kendine yer bul, seni bi bok sansınlar, mafya gazıyla, Korkuyla, Fener yalamalığıyla tutun tepelerde. Yok öyle yağma, bu kolpa düzen yıkılacak. Liderim diye burnun havada, ama lig 5. si Dürüllülü şampiyon olacağım diye borazan öttürürken sen diyemiyorsun şampiyon olacağım diye. Aklın sıra mütevazisin o yüzden söylemiyorsun. İnsan en iyi kendisini bilir, pamuk ipliğiyle tutunduğu liderlikten inmesi an meselesi. Bir maç yenilse ambara fare girecek, arkası gelecek.

Real Sociadat vardı İspanya'da bir zamanlar, kafaya oynamışlardı. Nihat var diye seyrettiriyorlardı bize. Toshak, 8 kişi defansa çekiliyor, Kovaöeviç'le, Nihat'la bir gol bulup yükseklerde yalandan tutunuyordu. Ne oldu, sürünüyorlar. O gazla küçük takım ancak 1 sezon gidebilir. Onlarada demiştim küme düşerler diye. Şimdi iddia ediyorum, bu sezon olmaz artık ama seneye küme düşmeye en yakın takımlar Sivasspor ve Ankaraspor olacak. Ya da bunlardan biri küme düşmez ise ben bu yazdıklarımı yiyeceğim.

Galatasaray istese hiç bir takımdan gol yemez. Büyük takımları büyük yapan haslet işte tam da budur. Gol atma pahasına gol yemece. Risk almaca. Riskin karşılığı kardır. En olmaz takımlar yenilirler ama şampiyon yine büyük takımlardan çıkar. Tarih Galatasarayı yenen Sivasspor'u yazmaz, tarih Parken'i yazar, 2. Lui'yi yazar. Tarih Kahramanmaraş'a yenilip Arsenal'i yenen takımı yazar. Korkakları, kolpacıları, manipilasyoncuları değil.

Sizi gidi kolpacı hocalar, Uygun'lar, Kocaman'lar, Yenal'ler. Şimdilik düzen sizin düzeniniz, Hagi'den, Maradona'dan Zidane'den hoca olmaz, kazmalardan Rıza'lardan Erdoğan'lardan olur hoca. Piriniz Fatih Terim'den olur da, Sergen'den olmaz. Oynatın Estergon kalesi futbolu, Çanakkele geçilmezleri. Maç başlamadan önce edin dualarınızı televizyonlar göstersin.
Bilezik gibi geçirecekleri günler yakındır, kollayın bir taraflarınızı.