2 Eki 2010

Başımızdaki Simon; Karabükspor 2- Galatasaray 1

Nereden başlasak acaba? Servet'in nihayet kadro dışı kaldığına mı sevinelim, Gökhan Zan'ın sakatlanmadan bir maç çıkardığına mı üzülelim? Evet nihayet, bana göre iş işten geçtikten sonra da olsa takımın içini oyan Aykut, Servet, Sarp üçlüsünden kurtulduk. Bizim oraların meşhur ata sözünü bir daha yad edelim.'' Kadı sikildiken sona kapıyı kapattılar'' geçmiş olsun.

Sezon başında milyonlarca Galatasaray'lıya anket yapsalar, içlerinden biri acaba ligin 7.haftasında Ufuk, Gökhan Zan, Serkan Kurtuluş, Ayhan Akman, Barış,Aydın oynayacak, daha düne kadar banko oynayan Aykut, Servet, Sarp oynamayacak diye bir tahminde bulunabilir miydi? Bu kadar mı kötü bir sezon planlaması yapılırdı? Transferin son günü apar topar getirtilen Misimoviç, ve İnsua'dan takım elendiği halde ne beklediniz? Ne işimize yarayacaklar, Karabükspor'u yenemeyen takımın ilk 11 varlar ise?

Başımızdaki Simon, dünkü maçtan sonra kusmuş. Sahayı patates tarlası, hakemi bahçıvan yapmış. Dün Simonlaşacağına, bir kaç maç önce aynı yerde Beşiktaş oynarken azıcık mertlik gösterseydin. Bu sahada ben takımı maça çıkarmam deseydin. Evet ne yazık, Karabük'te kahvelerden toplanmış sandalyeleri taç çizgisinin kenarına dizmişler insanları oynanan oyun lig maçı diye yutturmuşlar. Karşı tarafta inşaat panoları, zemin iğrenç, hakem iğrenç biz iğrenç, hoca iğrenç başkan iğrenç. İstanbul'un göbeğinde POLAT TOWER'i görenler var değilmi? o ne muhteşem binalar yabancının değil, patronu ne başarılı bir iş adamı. İşte iş adamlıkları bu kadar, PKK kampında kız kardeşini, liderlere yaranmak için, haksız yere ölüme mahkum eden mahkeme komutanı Simon'un adaleti kadar. Kendilerine oldu mu en ufak bir hata yapmazlar, iş milyonlarca Galatasaraylıyı ilgilendiriyorsa da önemli değil, yalan dolan.

Koskoca(lafın gelişi artık benim için) Reykart, kazma Servet'i ben artık oynatmayacağım o yüzden kadro dışı bıraktım diyemiyor da,  Milli Takımda rahat rahat oynasın diye dinlendirdim diyor. Babası ölmüş bu hafta eleştiri dışı da, biz bu kadar da keriz değiliz be Reykart. Dün o pis zeminde en iyi mücadele edecek adam gördüğümüz kadarıyla Cana'ydı, sence öyle değilse bir daha sakın oynatma o zaman.

Ben dün Servet'in olmadığını öğrendiğimde, bir heyecanla hezimet olur diye fetva vermiştim. Doktora demişiz sanki,  aman doktor bizi koleradan kurtar vebaya bulaştır. Servet'i oynatma da Gökhan'ı oynat demişiz. Yere düşse sakatlanacak, bir kafaya çıksa burnu çatlayacak adamı. Galatasaray kötü oynuyormuş, ben kabul etmiyorum. Bu futbolcular kötü, oynayacakları en büyük futbol bu kadar. İyi futbolu kötü futbolcularla oynayamazsın. Bunun tek bir istisnasını gördü bu taraftar, o da Lucescu zamanında. Ölülerle çeyrek final'in kapısından dönüp ülkede şampiyon olduğu zamanda.

Eskiler bilir, bizim zamanımızda amatör maçlar oynanırdı. Biz de sabahtan akşama kadar maç seyrederdik. Hiç bir takımı, futbolcuyu tanımazdık. Sahaya çıkarlarken, duruşlarına, fiziklerine, formalarına bakarak tahmin yapardık, şu takım yener diye. O günlerden kalma biri gibi sandalyeden maçı seyretsem, tahminde bulunsam açık ara Karabük kazanır derdim. Dünkü maçın tarafları hangi sporu yaparsa yapsın, hangi oyunu oynarsa oynasın Galatasaray'ı yenerdi. Basket oynasalar daha uzunlar, Voleybol oynasalar servis atacak oyuncumuz yok.Güreşe tutuşsalar bir Tozo, bizim 5 kişiyi birden yere yıkar. Bir kavga çıksa Emenike tek başına, Serkan,Neil, İnsua, Pino'yu döver. Yani futbol dışında hiç bir sporda baş edilemez bir durum. Futbola gelince de bizim hanım evladı forvet Deumi karşısında ayakta duracak mecal bulamadı. Bir Emenike'yi 3 kişi engelleyemedi.

Çocuk oyunları oynasak yine onlar yenecek bizi. Misket oynasak  daha nişancılar, yakar top oynasak her tarafımızı yakar bunlar, ha bir oyun var ki mutlak galibizdir. Saklambaç oyununda üstümüze yok. Misimovic, Pino, Aydın öyle bir saklanıyor ki cinlerin isyan edesi geliyor. Madem saklambaç oynayacağız bu oyunu Dünya'da en iyi oynayan Mustafa Sarp'ı niye oyun harici bırakıyoruz? Adam 90 dakika, televizyona, hakeme, taraftar görünmeden maçı tamamlama yeteneğine sahip.

Gökhan Zan kazmasına ne demeli? En büyük piyangolardan biri vurmuş, oynamadığın halde kendini Galatasaray'da bulmuş, daha büyük piyangoyla hiç hesapta yokken ilk 11 çıkmışsın. Ulan adi herif senin yerinde ben olacam, o Emenike'yi ısırırım , yerim, bir bacağımı sahada bırakırım da yine iyi oynarım lan. Önündeki maça bakma sakın kepaze herif. Baktırmayız evellalah.

Takımda tek oynayan kaleci. Yanlış anlaşılmasın kelime manasında Ufuk oynadı en iyi, belki en çok o koştu, en çok o terledi, ben yenilmem diye bağırdı. Tekmeye uçtu, saha kötü olmasa penaltıyı da kurtarıyordu. Bu sene de bekar gezdik belki ama artık bizim de bir kalecimiz oldu sayılır.

Arda Turan'ı bitirme safında olanlar anladı en azından. Eğer takımda Arda yoksa topu gol bölgelerine bile getiremezsin bu kadro yapısıyla. Reykart'ın suçu yok diye kendimizi avutuyorduk, ama suçlu sorumlu aramak beyhude.

Başımızda bu Simon'lar varken biz Haliç'te farkına varmadan çok bok kokusu koklarız daha. Lanet olsun

1 Eki 2010

Ben Sizin Babanızım, Ben Ne Dersem O Olur


Çok geç öğrendim Servet'in kadro dışı kaldığını. Yetişebilseydim Karabük'e gidecektim. Boşuna yırtılmadı bu gırtlaklar demek. Demek feryat figanımız ulaşmış Florya'ya. Kendim için yapmadım inanın çocuklar. Ben neticede hepinizden daha çok Galatasaray maçı seyretmiş adamım. Doydum, bundan sonra hiç maça gitmesem de artık gam yemem. Sonunda sizlere Aykut, Servet ve Sarp'ın ilk 11 çıkmayacağı bir maç hediye ettim. Bütün Galatasaray'lılara armağan olsun. Bu sene Galatasaray'ı yorumlarken böyle bir maça er geç çıkılacağını yazmıştım. Ve bu maç kime denk gelirse gelsin hezimetle geçilecektir diye vurgulamıştım. İşte geldi çattı o maç. Geçen sene şampiyonluğa mal olmuş, bu sene de yüzde yüz olacak muhteşem üçlüden hepinizi kurtardım. Kalede Aykut, geride Servet orta sahada Mustafa Sarp'ın oynadığı takım, sizi, bu sene Avrupa kupalarından ettiği gibi seneye de oynama ihtimalinizi çalacaktı. Yetmez ama evet, diyoruz. Servet kadro dışı olmuş, eğrisi doğrusuna denk gelmiş. Gönül isterdi ki bu hamleler Reykart tarafından oynana oyunlara bakılarak yapılsaydı. Ben de Reykart'a küsmemiş olsaydım. Şimdi sırada Sarp'ın sonradan oyuna girme ihtimalini de ortadan kaldırmak var. Beklenmedik çıkış yapan Serkan Kurtuluş, Sabri'ye yeni bir yer açtırabilir takımda. O da orta sahaya kaymasıdır Sabri'nin. Bu da ebediyen Mustafa sarp'tan kurtuluşumuzun müjdesidir. 

Nedenini araştıracak değilim. Ben, Servet'in oynadığı futbola tutulmuşum. Topa götüyle her müdahele edişinde, her sümkürüşünde, topu her şişirişinde, kabiliyetini sorgulamadan topu her sürüşünde ömrümden ömür gitti. Kazmalık demek oluyor ki sadece sahada yapılmıyor. Diğerlerinin de saha dışı bir kazmalık yapmaları yakındır. Aykut'un keyfi gıcırdır, gidip sorsan yedekte ömür boyu kalmaya fittir. Yedek kaldığı müddetçe bizim için ihmai edilebilir niteliktedir. Fakat diğer sinsi 16 numara pusuya yatmış beklemektedir. Çok akıllı olduğundan şüphelerim dağılmış değil, kurtulmak kolay olmayacak. Galatasaray'ın mağlup oynayacağı bir maç kollayacaktır. Hayatının en dikkatli anlarını yaşadığından eminim. Çok diridir, ayı kuvvetindedir, timsah gibi hareketsiz av beklemektedir.  Olası bir kötü oyunda saha dalacak, mutlak bir gol atacak, tekrar başladığım noktaya beni geri döndürecektir. Yutmayın sakın çocuklar. Bizi peş peşe 3 maçta bile ipten alsa(ki- milyonda sıfır ihtimaldir ve ben her ihtimali düşünmek durumdayım sevgili Galatasaray ve genç yandaşları için) yine inanmayın. Oyuna girerken homurdanın, yerine oynayanlara maymun medyanın kötü not vermesine aldırış etmeyin.

Bu akşam takım ister istemez benim çıkaracağım 11 le saha çıkacaktır. Reykart'ın da babasının öldüğünü haber almış durumdayım. Muhtemelen Reykart takımın başında olmayacak. Duruma sevinecek değiliz elbet, ne var ki takımı muhtemelem Neeskens idare edecek. Bu da bir eğri doğru hesabı benim için. Lafımın arkasındayım, Eğer Baros sakat olmasaydı, Arda oynasaydı bu maç tarihin en büyük hezimeti olarak kayda geçerdi. gerçi Galatasaray'ın felsefesinde çok fark atmak yoktur. Oyun enbaşta SAYGI yı gerektirir bizim için. Rakibe saygı, o takımın seyircisine saygı. 8 tane atıp o futbolcuları itin götüne sokunca eline ne geçecek? Ben oyundan bahsediyorum, yani benim için hezimet olma ihtimali olan bir oyun oynanıyor mu? Ona bakarım ben. Misal geçen hafta Galatasaray istese, hoca istese, Mustafa sarp girmese o maç 7 ye 8 e giderdi.

Bu mantıkla, bu gece oynayacağımız maç için iyi futbol oynayacağımızın garantisini veriyorum. Sahanın bozuk olması, tribünlerin gecekondu gibi durması motivasyonu bozmaz ise, çok rahat galip geleceğimizi söylüyorum. Maçın deplasman olması, belki temkinli oynanmayı gerektirir, ve de Karabükspor'un daha önceki performansına baktığımızda hiç de kötü bir takım görüntüsü ortaya koymadığı görünebilir. Ne var ki eğer biz boşuna 12 parmak bağırsağımızı yırtmadıysak, Reykart'tan daha iyi takımı tanıdığımız iddasındaysak ve öyle ya da böyle takım bizim istediğimiz dizilişle sahadaysa, zımpara gibi sahada oynansa, Antalyaspor'dan daha aşağılık bir takımla oynansa da, lafımızın arkasında durmak düşer bize bu saatten sonra.

Ve ahkam kesme vaktidir. Rahat olun gidin Galatasaray'a üst basın, galibiyet basın. 4-6 dan yatabilirsiniz belki o da dediğim gibi Galatasaray tabelayı alırsa hezimete gitmez o yüzdendir. Tabi burada bir küçük istisnayı da yazmadan geçmeyeyim. İstesem yayınlamayı kadroyu bekler öyle yapardım ama RESPECT önce kendimize hesabı. Şimdi Servet'in yerine Gökhan Zan'ı oynatıp da bunlar bana yeni bir savaş cephesi açarmı acaba? İşte ona dayanamam. Eğer Gökhan takıma girer de oynamaya başlarsa artık yapacak bir şey kalmıyor benim için. Gömdüğüm yerden geri çıkartırım savaş baltalarımı, kafama takarım tüylü şapkamı, yüzümü gözümü boyarım rengarenk, toplarım tam tam ekibini, alırım elime meşe odununu, Florya'da pusuya yatarım. Gökhan Zan'ın kemiklerini kırarım.

Bu saydığım adamlar oynamıcak kardeşim. Ben Galatasaray'ın, taraftarı, başkanı, futbolcusu, hocası her şeyiyim. Ben ne dersem o.

27 Eyl 2010

Mustafa Sarp Üzerine Tezler

Artık kendisiyle bu denli uzun dalaşmayacağım. İsmini ilk duyduğum(Galatasaray'a transfer olduğu an) andan şu ana kadar ki performansıyla, Galatasaray tarihindeki en nefret ettiğim futbolcu unvanını almış birinden bahsedeceğim. Yalnız, Mustafa Sarp olayı, öyle sadece kötü bir futbolcu oluşuyla geçiştirilecek bir mevzu değildir. Bu gözler 40 yıl boyunca ne kötü futbolcular gördü de, hiç birisinden 16 numarada olduğu ölçüde nefret etmedi. Kötü futbolcular, sadece kötüydü, sahtekar değildi. Son oynanan lig maçında benim taraftar kamera ekibini görevlendirdim. Sadece kendisini çekeceklerdi. Dedim ya işte, bazılarının götünü doğarken evliyalar yalıyor. Yalama sa, bu kadar kötü bir futbolcu koskoca Galatasaray'da  2 sezon boyunca banko oynayabilir miydi. Reykart'ında oynatmayacağı tuttu işte, bizimkiler özel olarak kendisini çekeceklerdi ya. Şans işte.

60 dakika zor dayandı Reykart, Mustafa Sarp'sızlığa. Biz de öyle. Girdiği dakikaya kadar Belediyespor'un şutu, atağı yoktu. Galatasaray ise sezonun en iyi futbolunu oynuyor ve en farklı skoru yazdırıyordu tabelaya. 4,5, 6. goller an meselesiydi. Takım artık şova dönük oynamaya başlamıştı. Taraftar ilk defa Nevizade'yi söylüyordu gol yerim korkusu olmadan. Hatta kaleci Ufuk bile bir topa fantastik atlama yapmıştı skor avantajına güvenerek. Oynadığı yarım saat boyunca sıfır pas hatasıyla oynadı. Dünya'da  üstüne yoktur iddiaya girerim. En az pas hatası yapan futbolcu Mustafa Sarp'tır. Aynı zamanda en akıllı futbolcu da kendisidir. Her pozisyonda topun nereye gideceğini veya geleceğini hesaplayabilir. Bu hesap çerçevesinde topla buluşabilir. Belediye maçında taçtan gelen hiç bir topu almadı. Gole eskortluk etti. 50 metreden gelen topu seyretti, tam Ayı Tum'un kel kafasına teması sırasında  6 pas içinde felç geçirdi. 10 cm zıplasa gol olmayacaktı. Yine oynadığı yarım saat boyunca elinden gelenin en iyisini yaptı. Top ayağında olanla paralel  bağlanmış vaziyette koştu. Ayhan, Cana, Barış'ın topa basma riskine girip sarı kart aldıkları maçta hakemle hiç bir işi olmadı. Şimdi düşünsene, topa çift dalacaksın, hadi dokunamadın atıldın. Bittin lan, sen olsan dalarmısın. Formanın ateşten gömlek gibi giyildiği Galatasaray'da bir çıkartırsan unutulur gidersin. Misal en son Serdar Özkan, anası babası,arkadaşları dışında arayanı soranı var mı acep? Misal Gökhan Zan; Hayret ediyordur her halde kendi durumuna, Türk Ulus Takımının banko stoperi olacaksın, Galatasaray yedek kulübesinin oturaklarını pas pas yapacaksın. Olacak iş mi? Ne günah işlemiş olabilir böyle bir ceza için. Ya da ne sevap işledi öyle büyük bir ikramiye için.

Neyse biz 16 numaramıza dönelim. Biz ya bi bok bilmiyoruz, ya Reykart bi bok bilmiyor. Raykart'ın bi bok bilmediğini iddia edecek durumumuz gerçekte mümkün olmadığına ve biz de evelallah bi bok olduğumuza göre işin içindeki bit yeniğini araştırıyoruz. Neden oynatıyorlar?

Ticari amaçları olabilir, sanırım kontratı 3 yıllık, değilse bile mutlaka devre arasında yenilerler. Mehmet Topal örneğini vermiştik. Şimdi futbolcu piyasası, tanınmamış futbolcular için istatistiki bilgilerle işliyor. Bir futbolcu satıcısı, elinde dosyayla, bir takımın satın almacısıyla konuşuyor. Elimde, ülkenin en büyük takımının orta sahasının bankosu var. Buyur, ligin en çok koşan, en az pas hatası yapan, yenilen gollerde hiç bir hatası olmayan sudan ucuz futbolcu. Resmi veriler böyle ise babanın takımına itelersin. Misal sen bir patronsun, diyorlarki bilmem ne üniversitesini şu dereceyle bitirmiş, ahlaklı, kötü alışkanlığı olmayan sabıkası bulunmayan biri var. İşe almazmısın? Ben alırım arkadaş kimse kusuruma bakmasın. Birinci sebep bu olabilir. Aynı yollardan geçip Mehmet Topal'ı 6 milyon yuroya kakalayan bu  tüccar ekip, eşeği boyayıp at diye satar kimse merak etmesin.

İkinci sebep metafizik olaylarla açıklanabilir belki. Mustafa Sarp muhtemelen bir koku, sıvı, gaz salgılıyordur maçlarda. İlahi bir gücü vardır da belki sayesinde fazla gol yemiyoruzdur. Misal o girdikten sonra pozisyona girdi Belediyespor'lu futbolcular. Birinde İskender inanılmaz avuta attı. Biz öyle gördük, ne biliyoruz o anda kale arkasında bir evliyanın olmadığını. Servet'in çıkardığı topa ne demeli. Sarp oyunda olmasa Servet o topa müdahele edemeyecekti belki de. Ne yalan söyleyeyim, metafiziğe zerre inancım yok, ama maçın birinde Mustafa Sarp'ı kucağına alıp koşan, uçan, gol atan, gol kurtaran ak sakallı bir dede görürsem şaşırmam.

Sebep çok, misal onu oynatarak, yerine yedek kalanlara mesaj veriyorlardır. Misal Cana, misal Elano tımarhaneye gitmek üzeredir belki. Top onundur, yönetici dayısıdır. Hangimiz mahalle maçlarında böylesi haksızlığa uğramadık. Çok sevimlidir, belki diğerleri o takımda diye gerektiğinden daha iyi oynuyordur. Yani ben hoca olsam, her an beni dövecekmiş gibi duran Barış Özbek yerine, kedi uysallığındaki Mustafa Sarp'ı tercih ederim. Ne olacak ki, ha Mustafa Sarp'la oynamışım, ha 10 kişi oynamışım. Futbolda o kadar somut farklar yok ki. Belki uzun mesafe koşularında kullanılan tavşan gibidir. Onun yüzünden yedek bekleyenlerin canına tak edecek, oyuna girdiklerinde aslan gibi oynayacaktır.

Büyük ihtimal yayıncı kuruluş, gazeteler, diğer televizyonlar oynatın diye para veriyorlardır. Futbolun marka değerini yükseltir böyle oyuncular. Adildir, şike yapmaz, hakeme dalaşmaz, sakatlanmaz, sakatlanmaya sebep olacak pozisyonlardan kaçar. Kavgaya karışmaz, rakip seyirciyle didişmez. Olur mu lan deme olur. 96 Dünya Kupasında  Ronaldo oynayacak diye direten Adidas yüzünden Brezilya bir Dünya Kupasından olmuştu. Hani Boklu Derede de, Selçuk var aynı pozisyonda oynayan, taraftarın küfür etmekten yorulduğu dicem ama, Selçuk pislik, onun için para ödemezler. Onun da neden oynadığını  Fenerbahçeli bir başka deli yazsın.

Fenerbahçe Medyası Reykart'ı dolandırıyor olabilir büyük bir ihtimalle. Her maç en iyi oynayanın Mustafa Sarp olduğunu yazarak acaba mı lan dedirtiyorlardır Reykart'a. Şimdi oynatmasam bu ibne basın üstüme gelir, vak vakları ürkütür ekmeğimden olurum, hadi ben oldum mesele değil soğan ekmek yerim de 2 manga adamla çalışıyorum. Boşta kalırsam o adamlara nasıl bakarım? hesabı yapıyordur. Misal Rıdvan, misal Bülent Korkmaz. Bunlara göre takımın en iyi adamı Mustafa Sarp. Neden böyle yazıyorlar? Onun oynadığı takımdan da korkmaya gerek yok da ondan. O halde devam, Mustafa Sarp, Rıdvanmetreye göre 8 tane Cana eder. O zaman bize bok yemek düşer, ben de aklı başında taraftarı dinleyip Sarp'ı son maç yedek oturttum. Allah muhafaza ya Baros atamasaydı. Sülük medya Florya'ya idam sehpasını kurmuştu. Verilmiş sadakam varmış bir daha o aptallığı yaparmıyım? Delimiyim lan ben, önümdeki ilk maç kimle? Karabükspor maçı, yaz Neeskens, ön liberolar Ayhan, Mustafa Sarp.

16 numarada Aynştan'ın, Hawkins'in beyni, Yusuf Has Hacip'in, Kaşgarlı Mahmut'un Türkçesi var. Fizik desen en kral dizilerde oynayabilir. Bugün futbolu bıraksın en baba televizyonlarda yorumculuk yapar. Tugay'ın İngelterede geçirdiği tatlı sürgün yıllarını Mustafa 'da oynayarak geçiriyor olabilir. Reykart'ın gizli şifrelerini ezberleyen ajan olabilir. Yani şimdi Adnan Polat, Sabri'yi, Reykart'ın odasına gönderse, oğlum şu antrenman metodlarının bi fotokopisini arakla da boşuna para indirmeyelim ibnelere dese  Sabri, yapabilirmi. Sanmam, Sabri Fotokopi çekmesini bilmez, önünde yazılı kağıdı okuyup ezberleyemez. Mustafa Sarp öylemi, allem edip kallem edip Reykarty'a en yakın futbolcu olarak bütün Barcelona taktiklerini ezberlemiştir bile. Reykart gitsin, eğer bu madde doğru çıkarsa biz Şampiyon Kulüpler kupasını kazanırız ve de o zaman Mustafa Sarp'a borcumuzu ödeyemeyiz.

Yabancı bir ülkeye gitmiş her yöneticinin böyle bir adamı olur. Kendimden biliyorum, yıllarca Romanya'da iş yaptım. Mutlaka lokal, güvenilir bir adam edinecen kendine. Sır saklayacak, içerde olup biteni sana haber verecek, seni gezdirecek, o da sana taktik verecek. Ne yenir ne içilir, neresi güvenlidir. Bunun için de tek yol o adama iyi bir mevki vermekten geçer. Müdür yapacan, yanından ayırmayacan. Antrenman bitince, maç bitince sik gibi kalırsın yoksa İstanbul'un orta yerinde.Ne gülüyosun lan, Cihan Haspolatlı, Gerets'in dalkavuğu olmuş olamazmı. Bülent Akın, Lucescu'nun. Yıllarca banko oynayan Cihan, Gerets gidince mi futbolu unuttu? Bülent Akın'ın nerde olduğunu bilen var mı? Her hocanın fasulyeden bir kontenjanı olur. Geçen sene Reykart'a  çok güveniyordum o yüzden fasulyeden oynayan Mustafa o kadar gözüme batmıyordu demek. Şimdi Reykart'ıda sildiğim için, oynattığı adam midemi bulandırıyor. Eğer dalkavuksa, Murat Bardakçı tarihin arka odasında söylüyor. Hiç bir dalkavuk kendi eceliyle ölmemiştir. Yeni bir dalkavuk bulununca kelle paça hesabı.

Aklıma irili ufaklı başka nedenler de gelmiyor değil. Buraya yazmamın sakıncalı olacağı şeyler de var. Ama bir şey var eminim. Futbolun dışında başka bir sebebi var banko oynamasının. Ben aklımı oynatıncaya kadar başka bir şey daha gelirse aklıma, onuda paylaşırım sizlerle.

O kadar  okul okudunuz, biraz da siz yorun kafanızı, tezler benden analiz sizden.

Maçın Ardından; Galatasaray 3- Belediye 1

En azından verdiğimiz sözlerin çok az bir kısmını tutuyoruz hala. Ne demişler, erkeklikte söz vermek bir, dönmek iki. Yazmıcaz dedik, dayanamadık, yazdığımızı yayınladık. Maç seyretmicez dedik, biri görür diye gizli gizli seyrediyoruz. Neyse ki sözümüzden döndük diye bize saldıran yok.Ne var ki istemez bazı sözlerimizi tutmuş oluyoruz. Bu sene kombine almadım, dolayısıyla maça gitmiyorum. Dün oynanan belediye maçını da seyretmeyi düşünmüyordum, 1905 den cep telefonuna kadro mesajı gelir gelmez, galatasaraysözlüğe, maçın fark olacağı notunu düşüp televizyon başına geçtim.

İsteğimiz fazla uzun boylu bir şey değil. Madem ki Galatasaray şovunun tüketicisi biziz, biz ne dersek o olacak başka yolu yok. Taraftarın belki, ve o istisnasız tamamı kaleye Aykut geçmesin istiyor. Belki bu adam antrenmanlarda maymundur, antrenmanlarda bir çataldan diğerine atlıyordur ama bize ne? Ne tipi, ne duruşu, ne fiziği kaleci değil işte. Boş yere tutup para vermenin alemi yok. Geçirin kulübeye Paf takım kalecisini, tecrübe kazansın.

Sarp'ın olmadığı bir maçı seyretmenin zevki ne heyecanlıymış be dostlar.Hücum oynayacağın garanti. Nitekim Cana daha 2. dakika da Sarp'ın asla bulunmayacağı pozisyonda bulunup, asla vermeyeceği riskli derin pası verip Baros'a o golü attırsaydı, Sarp'ın sehpası kurulmuş olacaktı. Umarım dikkatli gözlerden ve Raykart'tan kaçmamıştır. Bu kadro yapımızla 11 yazılırken 4. yazılacak adam Cana'dır bu saatten sonra. Ufuk, Arda,Baros'tan sonra gelendir. Diğer 7 kişi bunların etrafında yazılacaktır. Banko oyuncu olduğu hissettirlirek oynatılsa çok daha verimli olacağı kesindir.

Sağ kulvarda Serkan Kurtuluş'u seyrettik. Yeni transfer olsa, ismi yabancı olsa bu günden Adnangiller'e ne güzel transfer yapmışlar diye yağ çekecektik. Ne var ki unutulmuş, bir köşeye atılmış A2 çocuklarla oynamak zorunda bırakılmış aldık Serkan'ı. Sabri sakatlanmasa, Ali Turan  kazması biraz Sarp gibi saklanarak oynasa bizim zaten aklımızda bile değildi Serkan Kurtuluş. Böyle bir iki maç daha oynayabilirse sağ bek kurtulmuş olacak, iyileşen amigo Sabri kendine mutlak bir yer bulacaktır. Reykart'ın bulacağı yok onun makamını yine biz tayin edeceğiz ve orta sahaya kaydıracağız. Böylece Sarp'tan ebediyen kurtulmuş olacağız. Uzun yıllardan sonra ilk defa  adama bakarak isabetli orta( içeri yapılan pasa neden orta demişler o da ayrı mesele ya) yapan birini seyrettik. Eğri doğruya denk geliyor, takım kendiliğinden yapılıyor.

2 sezondur ilk defa Servet' beğendim dünkü maçta. Bir de Mustafa Sarp'a güvenmeyip insan azmanı Tum'a vurdurmasaydın o kafa darbesini, dünkü maçın yıldızı seni yazacaktım. Yine de yazıyorum maçın adamısın Servet. Mahalle arkadaşım kabiliyetin yok işte, topu alıp gitme, uzun pas atmaya kalkma, hatta kornerlerde , serbest vuruşlarda bile ileriye çıkma.  20 kişinin arasından senin topa isabetli vurman ve o topun gol olma ihtimali senede 2 defa olmaz. Bırak sen dünkü maçta olduğu gibi atakları kes, bazen kaleye geç. Biz sana hiç gol atamasan bile gol yedirmediğin sürece yine Ayıboğan demeye devam edeceğiz.

Balta,  bizi Avrupa kupalarından ettikten sonra utancından sakatlandı. İnsua, bu haliyle ortalama bir Hakan Balta eder gibiydi dünkü maçta. Canli seyretmeden yorum yapmak adetim değildir amma ve lakin bunca tecrübeden sonra temkinli de olsa yazıyoruz. Balta'yla değişerek sezonu tamamlarlar.

Baros bizim Baros.  Kaleler, ağlar sanki Baros için icat edilmiş. Baros gol atamazsa çıldıracakmış gibi duruyor.Servis yaparsan netice alırsın. Misimoviç'i ancak bir büyük maçta anlayacağız. Son dakikalarda bekleri oyundan düşürdükten sonra golü atabilseydi, bu hafta çok daha iyi oynayacağının garantisini verirdim. Bana biraz güçsüz gibi geldi. Şutları cılız çıkıyor. Pino, Keyta'yla takas edilecek biri değil gibi. Kewell'i biliyoruz. Kaptan iyileşti  dümende bu hafta. Aydın'dan maç bazında değilde, pozisyon bazında patlama beklersek  daha az hayal kırıklığı yaşarız.

Ayhan Baba, 2 senede bir oynar zaten. Her hocaya bir sene iyi bir sene kötü. Hak geçmesin, Hagi, Lucescu, Gerets, Kalli ve Reykart. Bu sene Ayhan yılı olacak, Reykart yılıyla birlikte.

Taraftar,şimdiden ağlamaya başladı. Gerçi dün Alpaslan günüydü ama artık Sami Yen son maçlarını yaşadıkça ağıt sesleri, zılgıtlar artmaya başlayacaktır. Artık son oynanacak maça ben de dahil olur, beraber ıslandığımız, beraber üşüdüğümüz trübünlerde beraber ağlarız.

26 Eyl 2010

Bu Sene Reykart Yılı

Son 3 maç, tarihin en iğrenç oyunları ve alınan 9 puan. Reykart'a, Adnangiller'e bakarsan ağızlar kulaklarda. Mühim olan 3 puan, hazır rakipler de kaybetmişken, taraftarın ağzına bir parmak bal çalın. Seyrantepe'yi satın. Ulan iş bilmedik Hasan Kızlar(bizim yörede iş yapamayan kızlara denir) hepimizi bağlasanız, takımı 11 tane Mustafa Sarp'la sahaya çıkarsanız, köprülerin başlarına zebellah dikseniz, Seyrantepe kavşağına yaklaşan sarı kırmızı formalı insanları makineli tüfekle tarasanız bile o stat, bizim stadımızdır. Bizim tarafımızdan doldurulacaktır. Siz elinizden geleni arkanıza koymayın. Elinde bonservisi olan 5 para etmez futbolcuları getirin, ceplerini bol kesim yapın ki daha çok euro koyabilsinler. 3. ligte oynayamayacak kazmaları buyrun işte Galatasarayınız, son 3 maçı kazananlar diye yutturun, aman ha, Avrupa takımları falan gelmesin bizim buralara tez elden elenin. Ve matematik olarak mümkün olduğu müddetçe şampiyon olacağız deyin ki- biz  size inanıp yeni stadyumdan kombine alalım.

Son sahaya çıkan, bugün de çıkacak olan kadroya baktığımızda, sağ tarafımızda uğruna koskoca kentle papaz olduğumuz Ali Turan, Arda'nın yanında çekirdek çitecek. Kayserili'nin alışkanlığıdır. Beşiktaş'ın, boş yere bari karnını doyurmayalım, gitsin başka tarafta rızkını bulsun diye sümüğünü atmadığı Serdar Özkan, kaptanın manevi, güzel arkadaşı kontenjanından Ali Sami Yen'deki son lig maçlarını tribünden izleme zevkini tadacak. Her sene ne zaman futbolu bırakacak diye gün saydığımız, geçen yılın yedeği Ayhan takımın en formda elemanı gazıyla kakalanacak. Hele şükür kurtuldum diye az kalsın deli gömleğimi giyip Taksim Parkına çıkacak olduğum Servet, takımın bankosu olacak. Benim yazmaktan usandığım, okuyanlara gına getirdiğim, yüzyılın en adi, en kötü futbolcusu Sarp bu takımda forma giyecek. Giydiği için beni önce kombinemden, yıllardır kazdığım siperlerden, sonra televizyondan mahrum edecek ve biz bu takımdan iyi oyun bekleyeceğiz.

Maçları izlemediğim için seyretmiş gibi yazıyorum. Bu akşam ki maç yorumunu da maça 7 saat kala yapıyorum. Garanti veriyorum ki, kötü oyun oynayacağız. 3 gol atamazsak ki- mucize olmazsa atamayız, galip gelemeyeceğiz. Hiç bir maçı güzel futbol, güzel skorla bitirmeyecekmiyiz? Ne yazık ki asla.

Geçen yıl, takımı Reykart kurmadı, bizim Adnangiller eline kazmaları tutuşturdu sanıp, Reykart için babama yazmayacağım methiyeleri yazmıştım. Son lig maçına çıktığından beridir ki görüşlerim 180 derece değişti. Artık eminim, Raykart Galatasaray'a gelmiş geçmiş en kötü hocadır. Skibbe'yi, Sigi Held'i hoca diye saymazsam benim gözümdeki gözlükten görünen manzara budur. Barca'da güzel futbol oynatmış falan, geçtik bunları. İniesta'ya, Messi'ye kötü futbol oynatamazsın zaten.

Kaleye Aykut'u geçirdi. Kimin torpili, kimin basiret bağlanması sonucu bilinmez, dağ takımına elendi. Ufuk, sanki daha bir heybetli gibi. En azından daha iri olduğu için topun ona çarpa ihtimali, Aykut'tan daha fazla. Topu salla pati şişirerek oyuna sokturduğu için Raykart'a ediyorum bütün küfürleri artık. Kaleciye, elle topu ver dese vermeyecek mi? Demek ki demiyorlar, oyundan memnunlar. Bu Servet'i oynatacaksan, yarı sahayı geçmesini 20 metreye pas atmasını yasaklayacaksın Reykart usta. Adam bas bas bağırıyor, ben futbolcu lisansımı ayağımla değil, götümle aldım diye. Takımda uyum sorunu var aslında. Reykart Servet'i oynatacaksa, kaleciye uzun degaj yap diyecekse Neil denen adam geride maymun  olur benden söylemesi. Servet'i oynatacaksan, ikiz kardeşi Gökhan Zan'la oynatacaksın. Nitekim geçen yıl kötü oyunlara rağmen farklı sonuçlarla ilk maçları kayıpsız geçmiştik. İki kazmanın arkasında, bir kazma kaleci senin en korktuğun nesne olan topu kaleden en uzakta tutabilirler. Ama senin armonik bilgin bu kadarmış usta, senfoni orkestrasının içine zurnacı koyuyorsun. Zurna işte adı üstünde davuldan başka hiç bir enstrümanla güzel ses çıkaramaz. Servet zurnaysa, Gökhan Zan davuldur, ikisini aynı düğünde çalacaksın.

Hocalık lisansının alfabesinde her halde öyle bir madde var,'' kazanan takım bozulmaz''. Yok ya, ben Arda Turan'ı seyretmek için takımın yenilmesini bekleyeceğim. Ne oynadın da kazandın lan. Benim ağzım felç geçiriyor, Sarp'a küfür ede ede. Ama sende yine kabahat bulmuyorum. Elano'yu, Cana'yı oynatmazsan onların değeri düşmez. Alsalar ellerine pasaportlarını, havaalanına ulaşsalar, uçağa binmeden bir takıma transfer olurlar.(Hagi aynı böyleydi işte, 1996 da elinde pasaportu ve bonservisiyle Meksika uçağına binmiş, Atatürk hava limanına inmişti.) Servet, böyle mi, Sarp böyle mi? onları iki maç oynatma soluğu Sivasspor'da alırlar. Adnangiller de zarar etmiş olur.

Bak hocam eğer şöyle bir talimat almamışsan henüz, bana kulak ver ve devam et. Mehmet Topal'ı nasıl kakaladıklarını biliyorsun. Döve döve her gelen hocaya oynattırdılar. Dayadılar, pirzolayı, vitamini, antrenmanı, it gibi koşturdular. Galatasaray kazansın, kaybetsin her maç en çok Topal'ı koşturdular. Aman ha dediler taç atan futbolcunun yanına yaklaşma, top sana gelir melir kaptırırsın. Bacağın zaten örümcek gibi, birine çarpmazsa diğerine çarpar rakibi bozarsın. Topu sen kapmışsan geriye, garanti yere pas yap ki istatistiğe zeval gelmesin. (Geçen yıl bir maçta Topal sıfır top kaybıyla oynamıştı.) Uzaktan vurup, taraftardan küfür yeme. Elimizde kapı gibi CV olsun ki, babamızın takımına 6 milyon yuroya iteleyelim. Aynı talimatı Sarp için aldığına eminim. Şu anda Sarp'dan daha iyi maç istatistiği olan futbolcu eminim yoktur. Ne var ki onu kimse almaz hocam, boşuna oynatıyorsunuz. Geçen yıl şampiyonluğa mal olmuştu, kellemi ortaya koyarım bu sene de olacak. Yok illaki ben büyük hocayım, onları oynatacam diyorsan, bizde tribün delisiyiz, bir şartla arkanda dururuz.

Kaleye kimi geçirirsen geçir farketmez. De ki, sana gelen her topu mümkün olduğunca uzağa şişir. Taca maca gitsin korkma, en azından topun sana geri dönüşü 5 dakikayı bulsun. Geride Servet ve Gökhan Zan'ı banko oynat. Sağ ve sol tarafın garanti zaten,  Sabri gelene kadar Ali Turan'la idare et. Hakan Balta iyileşene kadar da eline mi yapışacak madem almışlar arıya gitmesin İnsua'yı oynat. Nasıl olsa 3 kazma İnsua'nın işini çabuk bitirir,eğrisi doğrusuna denk gelir, Balta'da girer milli takımn geri dörtlüsünü oynatmış olursun. Her maç yenilsen bile kimse gıkını çıkaramaz bizden başka.

Değişmez orta sahan, büyük icadın, futbol devrimin. Barış- Sarp- Ayhan'la çık her maça. 70. dakikada oynatmak zorunda olduğun gençlerden birini sokarsın, Barış'ın yerine. Sakatlanana kadar santraforun Baroş, koy, zaten atamayacak ama olsun. Taraftar seviyor nasılsa onu. Aydın'ı adam edeceğim diye ısrar et, belki bu sene oynar da, sen ne büyük hocaymışım diye kendin de şaşırırsın. Geriye kim mi kaldı. Bostan eşşeğin Arda tabi ki hocam. Zavallı çocuğu at taraftarın önüne, oynar da atarsa, attırırsa ne ala, kendine yazarsın, tersi olursa taraftar zaten onun da biletini kesmek için gün sayıyor.

Şaka yapmıyorum, böyle bir takımın bu akşam oynayacak takımdan daha iyi futbol oynayıp, daha iyi netice alacağına bahis koyarım.

En azından maçı seyredenler, klasik müzik dinleyeceklerine, resital seyredeceklerine, köy düğünde davul zurnayla halay çekerler.