13 Ara 2008

Bahtsız Ankara Taraftarı


Takım vites büyütüp Ankara'ya gelmiş. Skor bordun olduğu taraf bizimkilerin kale arkası. Bu senenin en büyük şovu gerçekleşmiş iki maç üst üste. Linconl tavan yapmış. Her iki maça giden taraftar sezonun en şanslı taraftarı olmalı.


Ama değiller, bu kadar şanssızlık olmaz dahası. Takım geçen hafta ilk yarıyı golsüz kapatıp, şov dakikalarını ikinci yarıya saklamış. Bu hafta tersini düşünmüş, şov yapalım dedikleri dakikalar ilk yarıda. Bu arada değişiklik kaptanlar. Kaptanlar da kaleleri öyle bir tercih yapmışlar ki bu kadar olur.

Halı sahada halı saha golleri atılmış 6 tane. Ulan ne gaddar futbolcularmışınız be. Bütün golleri taraftarın olmadığı kaleyemi atarsınız. O güzelim unutulmaz gollerin tamamı karşı kaleye. İşin bir de estetik tarafını düşünmeleri lazım. Ne yapıp yapıp ikinci yarıda bir gol atmalıydı Galatasaray. Ben maçlarda değildim ama taraftarın önünde de gol bekledim takımdan. Here maç beklerim o ayrı. Benim yakın olduğum kaleye atılsın isterim maçlardaki gollerin.

Şampiyonlar Ligi Finalindeydim, 6 gol ve penaltılar benim yakın olduğum kaleye atıldı. Pareken'i saymıyorum. Hepimiz orada kalemizin arkasındaydık.

Ankaralı Galatasaray'lılar biz sizi unutmayız, alacağınız olsun. Bundan sonraki ilk maçta atılacak ilk gol sizin tarafa olacaktır garanti veriyorum. Takıma her iki maçta verdiğiniz desteğe bizim taraftarlar adına teşekkür ediyorum.

12 Ara 2008

Zaman Makinası; Gençler 1- Galatasaray 3




Zaman durdurulmuştu sanki. Saha aynı, formalar aynı, maça gidenler aynı, oynayanlar aynı. Aynı derken, Kewell ameliyata gittiğinden önde Nonda, Ayhan cezalıyken orta sahada Mehmet Güven.


Kadrolar açıklanıp sürprizin kimler olduğunu öğrendikten sonra telefonlar çalıştı. Mehmet Güven ve Nonda bu sezon taraftarların sevmediği futbolculardı. Bende elimde not tuttum bakalım Mehmet Güven ile Nonda ne yapacak diye. İlk yarıyı yazıyorum şimdi, 27 kere topla buluşmuş 27 kere olumlu kullanmış. Sahanın en iyi futbolcusu ilk yarıda. Umarım taraftarla barışır. Nonda ise mehteran futbolcusu. Olumsuz bir yığın top kullandıktan sonra Lincoln'ün acıyıp bir de sen at diye önüne yuvarladığı topu, ben formsuzum şimdi Kewell'e imrenip yaradana sığınıp vuracam, gecekondu tribününden alacaklar topu neme lazım diyerek, gerilerden kısrak başı gibi uzanan Arda'ya uzattı. Arda bir kaç maçtır sıkılıyordu, gündemdeki 3 lüden. Ben niye yokum aralarında der gibiydi. Muhteşem bir teknikle topu ağlara gönderdi.


İkinci yarıda şovun ve gollerin devamını bekleyenler, Galatasaray'ı tanımıyordu. Kimi ezmişiz, kimi rencide etmişiz ki bu güne kadar. 8 tane atsan ne olacak, karşıdaki futbolculara taraftarlarından küfür mü yedirsinler. Aktif dinlenmeye geçtiler ve idare ederek Beşiktaş maçına hazırlanmaya başladılar.


Mehmet Güven'in ikinci yarıda da iyi futbolu devam etti. Sonlara doğru birde ben savurayaım deyip çektiği şut kasık problemini gündeme getirdi. Revire gider ilk yarıyı kapatır. Baros iki kere sarı karttan yırttı, biraz sahtekarlık kokuyor adamımızın yüzünden. Biz hakemi kandırarak alınan penaltıyı istemiyoruz Baros, elinle de oynama artık. Baktı hakem vermeyecek rica etti benim sarı kartı unutmayın lütfen diyerek kartını alıverdi.


Bir zaman makinası icat ettiler. Galatasaray'ın maçı bitecek ve biz orada bekleyeceğiz diğer maçı. Gel de şimdi bir haftayı geçir bakalım nasıl geçireceksen. Haftaya Ali Sami Yen tarih yazar, şahit olun maçı kaçırmayın. En övünülecek durum Galatasaray'ın golleri. Bir kaç kişi paslasmazsa sanki sayılmayacak gibi oynuyorlar. Beleş, dandik gol atmak yok.
Santctsiz, kurtardığı toptan sonra ki kale çizgisine yarım metre vardı gol diye elini kaldıran Gençler'li ihtiyar! kafalıyının ensesine hadi lan diyerek tokatlaması insanlık dersiydi. Hakemi aldatmaya yönelik harekette, yapan futbolcuyu utandıracaksın.


Son üç maçtır takım vites büyülttü, ürküten, rakibe korku, taraftara güven veren futbol oynuyor. Ve ben çaylaktan söz etmiyorum. Belki de birileri bekliyor benim mars olmamı. Benim fikrim aynı arkadaşlar, Galatasaray'ın oynadığı en kötü oyun oynadığı en son maçta oynadığı oyundur her zaman. Bu takıma kötü futbol oynatamazsın, oynatıyorsan işte o zaman somut büyük(ya da küçük) antrenörsün. Yoksa bırak ne yaparlarsa yapsınlar, her takımı 10 dakika top oynasalar maymuna çevirirler zaten.



Yendiğimiz maçtan sonra futbolcu eleştirmek pek adetim değil derken ben Meira'dan biraz bahsedeyim. Çok güzel bir asist yaptı, bu topu kafayla o futbolcunun önüne indirmeye karar vermek için insanın deli olması lazım. Nonda kardeşim takım 3 puanı cebe koymuş, biraz gayret edipte kendini hatırlatsan olmazmı. Bu ne ayağında demir varmış gibi.



Son bir lafımda Rıdvan Dilmen'e. Takımı, sıçan gibi oynayıp bütün turnuvalardan dip yaparak elenmiş, taraftarlarına umut satmayı ihmael etmiyor. Bu maçta puan ya da puanlar kaybetmeyen Galatasaray'ın bu günkü gollerini ben müsade ederseniz Rıdvan'a hediye ediyorum. Yılbaşı hediyeniz benden, Rıdvan ve temsilcisi olduğu yığınlar.

11 Ara 2008

Aşk Olsun Be Kral Sana


Her şeyinle efsane oldun bu alemde be kral. En unutulmaz golleri sen attın, en değerli ödülleri sen aldın, en güzel kadınlarla sen yattın. En kral arabalara sen bindin. En güzel ateşi sen ettin. En güzel voltaları sen attın, en ağır kitapları sen okudun. En güzel hapisleri sen yattın. Mertliktendi bunca savaşın. Fener'e gittiğinde kockoca bir camiayı ağlatmıştın, zor da olsa döndün. Önce veteran takımına kabul edildin sonra bizim aileye döndün yeniden. Her ortamda delikanlıydın, Galatasaray'lıyım diye bağırdın seni Florya'ya almadıkları zamanlar da bile.

Topu en kral golcüden daha iyi mi bileceklerdi. Kanaltürk'de yorumlarını dinliyorduk merakla. Ah be Tanju, sana işe girerken tembih eden olmadı mı. Eski Galatasaray'lı arkadaşlarında mı tüyo vermedi sana. Galatasaray'a sövmeyene ekmek varmı sanıyorsun televizyonlarda. Hadi sövmek bir tarafa dursun, sana mı kaldı Galatasaray'ın hakkını vermek. Hakkında doğruyu söylemek. Şöyle okkalı bir küfür de sen patlatsaydın Lincoln'e. Kewell sakat deseydin, Baros'ta golcümü ben tek bacağımla atardım onun attıklarını diye kıçını yırtsaydın.

Olmadı kral, cami duvarına işedin ve kovuldun.Biz de seni akıllı bir futbolcu sanıyorduk. Hakan Ünsal kadar bile olamadın, yazıklar olsun sana. Çok kısa mesafe koşabildin bu uzun koşuda. Ama olsun kral, en güzel yüz metreleriydi koştuğun. Bizim için kendini yaktın sağolasın, aşk olsun be kral sana kral aşk olsun.

Sen Ağlama Dayanamam



Sayın Fenerbahçe taraftarları, üzülüyorsanız bırakın üzülmeyi. Yarından itibaren düzüp koşacaklar zaten sizler için. Biz tecrübeliyiz bu geceden başlayalım teselliye. Bu dandik, 3. sınıf takımların oynadığı turnuvada alınan kupayı ne yapacaksınız. Alacaksan Şampiyonlar Ligi kupasını alacaksın. Bu kupa önemsiz, öyle bir kupadır ki hani savaşa savaşa, futbolcu üstü futbol oynayarak gelebilirsen finale, senin gibi dandik bir takımla karşılaşırsın Avrupa'nın herhangi bir büyük stadyumunda bu dandik kupayı alabilmek için. Kalecin uzatmalarda insanüstü kurtarışlar yapması gerekir. En büyük futbolcun atılır da hadi oldu gol yemedin, maçı penaltılara taşıdın. Kalenin arkasında 12.000 kişi Dağ Başını Duman Almış marşıyla ağlayarak kaleye geçmelidir. Penaltıları atan futbolcularının tüylerini diken diken etmen lazımdır.

Futbolcuların kimisi, hayatının maçını oynadığından kolunu, bacağını, omuzunu, çıkığını önemsememesi gerekir. Bir boka yaramayan bu dandik kupayı almak için bunca çabaya değermidir. Gereksizdir, istese her takımın alabileceği bu kupayı, tesadüfen alan bir takımın yıllardır övünmesi başa kakması yokmu, dayanılır gibi değildir.

Özüne dön be Fener'li kardeşim, bu dandik kupa kimilerinin hayallerini süslese de, birinin müzesindedir.

Bu dandik kupanın tek bir önemi vardır. O da Şampiyonlar Ligi Şampiyonuna geçirmek için maalesef bu kupanın alınması gerekir.

Biz de biliyoruz dandik olduğunu, biz aldık, Hagi'nin gala senesiydi, Roberto Carlos'u gelmişti ve o zamanın Real Madrid'ine geçirmenin de başka yolu yoktu.

10 Ara 2008

Sahne Senin Cim Bom


İlgimiz alakamız Fenerbahçe acaba bir mucize olurda yenermi diye beklemekle sınırlıydı. Olur ya körün taşı denk gelir Fenerbahçe 1 serbest vuruş gölüyle Kiev'deki adam filmini çevirir, bizim UEFA yolundaki uzun yürüyüşe limon sıkardı.

Kuduruk basın şu saniyeden başlatmıştı yaygarayı. Beğenmedikleri kupa birden bir kıymete binecekti. Şimdi kötüleyebilirler, dandik derler, ikinci sınıf derler. Derler de biz ne seyrettik acaba bu akşam. Tartışma yoktur ki Şampiyonlar Ligi tarihinin en kötü maçı bu maçtır. En kötü iki takım varsa bu iki takımdır. Bu soğukta bir kaç bin kişiyi stadyumda dondurdukları için ceza alması lazımdır. Bizleri de hiç alakamız olmadığı halde ekranda küfür edip sinirlerimiz bozdukları için kupalardan men edilmelidir.

2. gol olsaydı çoktan kapatacaktık televizyonu. Merak ediyorum Fenerbahçeliler nasıl seyrettiler maçı. Çok isterdim azılı bir Fenerliyle beraber seyretmek. Kim bilir ne küfürler etmişlerdir. Çeneleri yırtılmıştır. Dua etsinler bu maç Stalin zamanında oynanmadı. Futbolcuların tamamı Sibirya'ya sürülmeyi hakkettiler.
Bu işler bizim işimiz. Çekil bakalım aradan Fenerbahçe. Bize bırakın yabancı takımları yenme işini. Bakma piyangodan geçen sene yürüdüğünüze.

Maçı yazayım diye uğraştım ama nafile. Ya Fener maçının nesini yazayım diye elim gitmedi, ya da maç falan seyretmedim. Boş ver, yazmamızda gerekmiyor zaten. Belki de en kötü yazım bu yazı oldu kusuruma bakmayın. Fenerbahçe'yi yenen eski yoldaşları ne kadar kötü olurlarsa olsunlar yine de kutluyorum. Umarım en kısa yoldan bize düşerler. Cim Bom hazır ol, sahne senin

Birisi Çıktı Sonunda; Altan Tanrıkulu


Dört bir yandan tarıyoruz Türk Spor Basınını. Ulan çıkmayacakmı bir tane adam diye. 2 haftadır bekledik, başka liglerde olsa aşağılık komplekslerinden yazmadıklarını bırakmayacak olanların biraz da kendi ligimizin güzelliklerinden bahsedenini. Bu gün kıyısından köşesinden dokunanı çıktı. Çıkan yeni birisi değil, bizim daha önce imbiklerden süzerek çıkarttığımız imalat hatası.

Altan Tanrıkulu, Roberto Carlos'un top sektirerek Lincon'e destek olduğunu yazmış. Aynen bizim tespitimiz doğrultusunda düşünmüş. Dahası normal insan gibi düşünmüş. Ne garip artık normal düşüneni çok büyük adammış gibi sayıyoruz. Ne yazık, her hangi bir futbolsever futbolu güzel oynayan birine niye kızar duruma geldi. Alex rövaşatayla gol atsa ki attı biza rencide olmadık. Ne güzel dedik.

Sığır sürüleri aptal değildir. Onlar gün be gün halkımızın en güzel değerlerini yok etmek için vardırlar. Beyin ameliyatı yapmaktalar. Ne yazıktır ki başarıyorlar. Ve ne yazık ki çoğunluktalar. Ama bir şey varki kabahatin çoğu biziz. Yıllardır bu adamları dinleyerek izleyerek palazlandırdık. Şimdi kurtulamıyoruz kokmuş karanlıklarından.

Elimizden ancak bu kadar geliyor, mümkün olduğunca kardeşimizi kötü alışkanlıklardan kurtarmak. Ne mutlu ki kurtardıklarımız var.

Altan Tanrıkulu, imalat hatasısın, düşündüğünü yaz, Fener'li de olsan kimse kızmaz sana bizim cenaptan

9 Ara 2008

Eski Tüfek Derki; Hıncalgiller Böğürür





Başlıkta Nonbertarafus demiştim ya, bu da benim latinceye matrakça katkımdı biraz. Ama hakikaten bu (mülkiyeli ukala!) adam durmak dinlenmek bilmiyor. Hasta ruhlu sanırım. Bertaraf edilemiyor. etkisiz kılmak bir yana, her gün yeni bir terane ile ortaya çıkıyor. Saldırmadığı bir şey kalmıyor. Hakikaten hiç görmüyor, ve yine görmediği şeyleri hiç görmüyor yeniden. Edepsiz üslubunu hiç terketmiyor. Ülkenin onca sorununa değindiğini sanıyor ama bir tek umut vermiyor kimseye. Aydınmış! Peh sevsinler seni...Aydın adam olmak kim sen kimsin. Umutsuzluk yayan bir fosilsin sen. Soğukta türkü söyleyip çöp karıştıran, ekmeğini kazanmaya çalışan çocuk bile senden daha fazla umut saçıyor. O bile bu yanıyla senden daha aydın.Mülkiyeli olmak size bir şeylerde söz, karar, yetki veriyor sanıyorsunuz ama sizlerden gerçekten bıktık. Yeter arkadaş artık. Üç kuruşluk bilgi birikiminizle, ne üdüğü belirsiz, hangi kaynaktan beslendiğiniz bile belli olmayan entellektüel biçeminizle çıkın ulan hayatımızdan.Futbol futboldur ulan. Dünyanın heryerinde budur. Sizin bildiklerinizi bizim bilmememiz mümkün bile değil. Sizden akıllıyız. Her şeyi sizden daha iyi yapanımız var aramızda. Gidin başka yerde eşelenin. Bırakın biz sevelim, biz nefret edelim arkadaş.Basit olanı karmaşık yapamazsınız! Kolay olanı zorlaştıramazsınız. Futbol basittir, basit ve şahanedir. Ulemaya ihtiyaç duymadığı için herkes bilir kendince. Sizin o küçücük dünyalarınıza sığmayacak sevgileri de üretir. Onun için de güzeldir.Bu ülke insanının elinde ne güzellik varsa yok etmeye yeminli bir güruhsunuz. Bırakın bari hakir gördüğünüz bu insanların bir tek sevgisi olsun kalsın elinde. Bir tek tutunacak dalı kalsın hayatlarında. Ne mene bir zombi kültürünüz var sizin? Yıka yıka, yuta yuta geliyorsunuz herşeyi...Yokettikçe daha da iştahla saldırıyorsunuz be arkadaş. Anlamadım sizi...Anlamak da istemiyorum, defolun hayatlarımızdan...Çetin

5 Dakika Bi Susun Ya


İki gündür kaçabildiğimiz kadar kaçtık. O güzelim şovu anlatabilmişler mi diye aradık nafile başka mecralarda. Taraftar sitelerini taradık, taraftar bloglarını. İyi bir şey yazanı yakalayan varmı diye. Yok bulamadık maalesef. Yalan dolan, riyakarlık devam ediyor hala. Bizimde bunlara saldırımız.

Maçı seyretmeyen taraftar varsa eğer, bunları da seyretmiyordur muhtemelen. Büyük olasılıkla bu güruhun amacı, suyu bulandırıp, maçı seyreden başka takım taraftarlarına umut dağıtmak olmalı.

İlk yarı, hatta 60. dakikaya kadar gol pozisyonu olmamış. Haklılar, Arda'nın yerde yatan Ankaragüçlü'nün koluyla girdiği verkaçtan sonra Lincoln'e uzattığı topu, Lincoln'ün tavana asarken kalecinin kafasına çarpıp girmemesi mucizesini saymazsak. Baroş'un Ayhan'a al bir de sen at ayağının içiyle diye çıkarıp, Ayhan'ın az farkla yukarı vurması pozisyon bile değil. Kewell'in gol olan pozisyondan daha kolay yerden vurduğu topun yandan avuta çıkmasını sayma bile. Gökhan'ın bazukasının kale direğini eğmesini görmezden gel. Maksat yalan yazma zemini hazırlamak olunca böyle oluyor. Emre Belez'in golünü haftanın en güzel golü seçtiler, tek bir kişinin teknik bir vuruşla attığı golü. O golün girmesi için Emre'den başka futbolcuya ihtiyaç yok. Emre haftanın en iyi 11 indeymiş. Barış yok, niye olsun ki oraya zoraki Lincoln'ü koyacaklar. Seyretmedim, belki iyi oynamıştır Emre'leri. Nafile uğraşlar bunlar Emre'yi futbolcu yapamayacaksınız. Dede yakında kovar onu.

5 dakika oynamış takım. Dünya da örneği varmı acaba peki. 5 dakikada asist hat triki yapan. 10 pastan sonra 11. gol vuruşu yapan takım kaç tane acaba. Bu golleri Fenerbahçe atsa, ayağa kaldırmazmısınız lan futbol alemini. Lincoln topukla atmak istemiş, saldırıya devammış. O pozisyonda o hareketi düşünmek için usta olman lazım zaten. Kazma futbolcu eline yüzüne bulaştırır, döner, takılır, vuramaz. Kendisi topla kale arasında kalmış en kısa yoldan topa topukla dokunabilir zaten. Denedi, iyiki girmemiş, girse bu hafta sahaya çıkarmazlarmış Lincoln'ü.

Buraya yazıyorum demedi demeyin. En kısa zamanda Lincoln'ü sakatlayacaklar. Belki adam geçen sene de yapacaktı bütün bunları ama yol vermediler.

Hiç birinin önemi yok. Galatasaray'ın futbolu şovu Galatasaray taraftarı içindir. Galatasaray taraftarının memnun olduğu olaylara başkalarının da memnun olmasını beklemek saf dilliliktir. Medyada gözüken Galatasaray'lı sandıklarımızın eleştirileri ise kıskançlıktır, satılmışlıktır. Onların orada durabilmelerinin sebebidir. Hakan Ünsal çıksa yaşa Lincoln dese, o akşam son akşamı olur.

Biz takımdan son derece memnunuz, olması gereken bu bile değil aslında. O 5 dakikaları, 50 dakikalara çıkaracakları maçlar yakındır. Bu hafta ekmeklerine biraz bal çaldık. Kewell'i revire yolladık. Sevinsin garibanlar 3 gün. 3.gün sol tarafta Arda'yı seyretmek mecburi görevleri var. Kewell fıtık ameliyatına gitmiş, Arda sen de bu hafta televizyoncuları fıtık edersin herhalde.

7 Ara 2008

Tadı Ne Güzel Barış'ın; Ankaragücü 0- Galatasaray 3


Sağbek yerinin laneti en son Sabri'ye patladı. Bereket Barış Özbek yetişti imdada. Hertha Berlin maçının yıldızı Barış sağ tarafta Sabri'yi aramazsınız ama bir şartım var dedi. Ben sağ bek oynamam. Meraklanmayın top rakipte kalırsa yetişirim ben sağ beke. İlerde oynayalım, gerekirse iki ciğerimden birini Sabri için harcarım. Sağ taraf gerektiği gibi işledi. Galatasaray atakları sağ taraftan geldi ilk yarı boyunca.

Arda'da bir durgunluk var gibi, bir kaç maçtır. Takım Lincoln'le coşarken bir de Arda coşsa fazla şeymi istemiş oluruz. İlk yarı fazla gol pozisyonu olmadı ama gol pozisyonu olabilecek çok pozisyon vardı. Kıl payı tehlikeye dönüşmeyen ver kaçlar oldu. Ankaragücü yeni yıldızı Gökhan'ın ayağından müthiş bir şut çıkardı. Gol olmaması mucizeydi topun. Sanctiz'in şanssızlığı dönmüş gibi.

Acaba Ayhan'dan daha fazla sarı kart alan takım kaptanı varmıdır. Her hareketi yürek ağıza getirecek cinsten, her pozisyona itiraz. Biraz ağırol be kaptan. İkinci yarı atılırsa şaşırmam.

Maç yazısını Barış Özbek'e kurduk ya, nazar değdirdik. Sakatlandı çıktı, çıkar çıkmaz bir 5 dakika seyrettik. Dahası Lincoln'ü. Önce bir topukla gol bütün medyaya geçirmek istedi baktı olmuyor, başkalarına attırayım dedi. Ayağıyla saz çaldı. 3 gol attırdı sonra çıktı. Halı sahada bir 3. gol seyrettik, tam halı saha golüydü.

Ey satılmış, halk düşmanı medya anladınızmı şimdi karşı takımı rencide edip etmemek ne demek. 3-0 olduktan sonra maç boyunca takımına küfür eden Ankaragücü seyircisine, ve bu şartlarda mücadele veren Ankaragüçlü futbolculara saygı duydular. İsteseler ne varyeteler yaparlardı. Maçı bıraktılar ve daha fazla ezmediler. Aynı durum malum takım olsa acımadan 6- 7 tane atarlardı.

İşte biz buyuz, maç koptuktan sonra kasmanın alemi yok. Ben Arda'dan da bir gol bekliyordum. Sonradan giren Nonda için görüşümüz aynı. Hazır galip takım, bir tanede ben atayım çabası yok. Bu adamın kanını muayene etmek lazım.

Son bir şeylerde kalecimize, gün be gün Galatasaray efsane kalecilerinden biri olma yolunda. Mondi'den sonra kalede güven, merak etme sen. Servet'in ileri çıkması yasaklandı, isteyen de yok zaten. Meira, Servet yarı sahayı geçmeyin arkadaşlar.

Hafta içindeki maçtan sonra bu maçta puan kaybı felaketimiz olurdu. Yengimiz yolumuzu aydınlattı.

Ben Cemal Aydın'ın yerinde olsam maç biletini 150 lira yapar maça kimseyi sokmam. Bu kadar küfür yemesi için bir insanın bu işten ne çıkarı olabilir, ya da ne büyük bir Ankaragücü sevgisidir.

Ben Ankaragücünü severim, geçmiş olsun acısını haftaya çıkarın. Geçmiş olsun.