7 Oca 2012

Grande'nin Gecesi; Samsunspor 2- Galatasaray 4


MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera
4
Sabri
-5
Ufo
6
Semih
6
Hakan Balta
6
Selçuk
8
Melo
3
Engin
2
Emre
7
Elmander
-2
Baros
-1

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN:
Takım 2-0 gerideyken, ben eski Galatasaray’ım yenilmem diye direnişe geçip 2-2 yi bulduğunda, 2. golü mıhlayan Selçuk, 2-2 den sonra can havliyle saldıran Samsunspor’un atağında direk dibinden müdahele ederek golü önledi.-
VARİL:
Sabri; Maalesef beni kötü mat etti. Aboo’nun yokluğunda ivme kazanmış bir Galatasaray’da kim oynarsa oynasın girer bir daha çıkmaz düşüncesindeydim. Uzun zamandır oynamaması kendisini kurtarmaz, ilk golde müdahele edemedi, 2. golde ise sağlam bir asist yaptı. Takım defansının dengesini tek başına bozdu.   
-
GLADYATÖR:
Selçuk İnan; Attığı golden ziyade 1 dakika sonra gelişen Samsun atağında topu çizgiden çıkardı. Unutulmaz geri dönüşün unutulmaz topçusu oldu.   
-
BOROZANCI:
Özgür Yankaya;
Adam tip olarak hakemlikten çok dizi oyuncusu gibi. Bu fizikle bu tiple her dizide banko adamı oynar, kendisi bunun farkında olsa gerek çok düdük çalarak kadranda çok görünmeyi başardı. Elinden geleni yaptı yenilmemiz için ama beceremedi.
BİR SORU – BİR CEVAP:
Sabri ne olacak?
Hiçbir şey, daha önce oynadığından farklı değildi. Sabri’nin futbolu bu kadar, çok iyi futbolcu olduğu için değil, çok iyi bir Galatasaraylı olduğu için oynuyordu zaten, yine oynar. Sabri bundan kötü oynamaz, büyük takımsak Sabri Reyis’i taşıyacağız.  
-
İMPARATOR:
Bu maçın öncesi, 2-0 geriye düşülüşü, geri dönüşüyle uzun yıllardan sonra ilk defa bir Fatih Terim maçı seyrettik. Her hamlesini hayranlıkla seyrettim. Eğer Servet’i sokmadan maçı tamamlayabilseydi kapısında müritliğimi ilan edecektim. Devre arasının en büyük hocasıdır. Bunu da özlemişiz, devre arası fırça çeken hocayı.
-
ORDAKİLER:
Her zamanki gibi büyük deplasman tarafatarıydılar. 2-0 gerideyken bile sesleri kısılmadı, son dakikalarda Nevizade Geceleri haklarıydı.
-
ANALİZ:
Hafta boyunca bir travma yaşadık. Aboo’nun dandik Afrika Kupası macerasına şu deplasmanı da atlattıktan sonra gönderme çabamız sonuç vermedi. Vermeyince aldı bizi büyük bir vesvese. Ufo sağbeke geçer, yerine 76 numara oynar yürüyen mekanizmaya limon sıkar beklentisi hakimdi hepimizde. Ayrıca yanabcı kontenjanına takılan Riera bu maçta oynayabilirdi. Fakat İmparator bütün Galatasaraylıların kalbinden geçeni sanki okumuş gibi bir takım çıkardı. Ve daha maç başlamadan taraftarı 1-0 öne geçirdi.

O da ne maç başlar başlamaz Sabri sanki bize ‘’siz futboldan ne anlarsınız’’ bana güvenmeyin der gibi oynadı. Sanki kenardan onca maçı seyretmemiş gibiydi. İlerleyen, coşan bir Galatasaray’ın coşan hücum bekini aratmayacağını sananları, başta beni çok kötü yanılttı. Yedirdiği goller önemli değil, çıkarılır ama bunca seneden sonra insan futbolunda, pozisyon alışında, top kullanma tercihlerinde hiç mi ilerleme gösteremez. Amigo futbolculuk kendisine daha ne kadar forma giydirir.

Eskiden, Galatasaray kötü oynarken yalvarırdık gök tanrıya geriye düşelim diye. Golü yedik, hala bir kıpırdama yoksa ikinciyi yiyelim derdik. Galatasaray gerideyken forsesine doyum olmazdı. İşte böyle bir gün daha yaşadık. Takım olduğumuzun samout maçlarından birini oynadık. Devre arasında muhtemel Fatih Terim fırçasını yiyen futbolcuların maçı istemeleri ve almaları nostalji yaşattı.

Melo bu akşam alkollü gibiydi. Rot balans ayarı gelmiş arabaydı sanki. 2-0 gerideyken bir pozisyonda yerde kalan Engin’e ısrarla ayağa kalkmaması üzerine bağırıp çağırması Galatasaray futbolculuğuna ne kadar konsantre olduğunun göstergesiydi. Muslera ilk topu çıkarabilirdi, topu çeldi ama yetmedi.

Semih Kaya’nın bulaştığı topun gol olması Galatasaraylıları ayrıca coşturdu, Emre Çolak’ın iyi oyunu devam etti. Engin banko futbolcu olma şansını tepti. Ne var ki takımın ileri ucundakiler ikinci maçında da berbat bir performans gösterdiler. Baroş kırallık bir gol attı ama  şu an takımın en zayıf halkası santraforları. Acaba aşırı markaj yüzünden mi bilinmez ama özellikle Elmander de müthiş bir düşüş var.

Maçın başında iki gol avans vermiştim bizden yana. Çok atacağımızdan emindim de gol yiyeceğimizi hiç düşünmemiştim. Sorun yok bizim yerimize düşünen var nasıl olsa, bulur çaresini. Çok kötü bir takıma karşı oynadık, 2 gol attıklarına inanamadılar. 2-0 galipken bile beraberliğe razıydılar, futbolu çirkinleştirmek için ellerinden geleni yaptılar. Böyle takımlara böyle yenilgiler müstahak. Küme düşme adaylarımdan.

Oyuncu  dizilişi tam da benim görmek istediğim dizilişti. Hele 2. Yarıya nerdeyse savunma fuıtbolcusuz başladık. Nitekim iki stoperden biri orta taptı, diğeri gol attı. Hadi ayıp olmasın diye yine de matematik olarak yazalım. Langırt tahtası dizlişindeydik, geride 2, ortada 5 ileride 3 futbolcu her daim kabus gibi Samsun kalecisine çöktüler. İmparator durumu 3-2 ye getirdiğinde bile takımı savunmaya çekmeyerek  büyük bir hocalık dersi verdi.   

Son olarak şunu yazayım, yenilen ve atılan gollerden sonra kulübeyi görmekten müthiş keyif alıyorum. Uzun yıllardan sonra kenar yönetiminin bu kadar oyunun içinde oluşunu görmemiştim. Gol atıldığında futbolculardan daha fazla seviniyorlar. Arada bir kupa maçı var, umarım Terim şapkadan birini çıkarır da defans kurgusunu zorunlu da olsa bozmaz. Her zaman böyle geri dönüş olmaz, şunun şurasında tarihi rekor peşindeyiz, yok yere üzülmeyelim. 

3 Oca 2012

Arena'da Hagi'nin Hayaleti; Galatasaray 4- Belediye 1


MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera
5
Aboo
5
Semih
6
Ufo
7
Hakan Balta
4
Selçuk
6
Engin
7
Emre
9
Kazım
4
Elmander
-2
Baros
-1

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN:
Kazım’ın sarı kart alıp cezalı duruma düşmesi. Bir sonraki maç muhtemelen Engin oturacaktı, Engin’in yedek kalmasına gönlüm razı değil. Önümüzdeki maç, Engin takıma banko olarak katılır, en zayıf halka Kazım bekler. Unutulmaz 11 e uygun adım gidilir.
-
VARİL:
Elmander; Geldiğinden beri en etkisiz maçını oynadı. Baros’la inanılmaz bir uyumsuzluk vardı aralarında. Çok pas hatası yaptı, maçın en çok koşan adamı olması kötü oynadığı gerçeğini değiştirmez.   
-
GLADYATÖR:
Emre Çolak; Topla oynarken sanki Hagi, koşarken sank Okan’dı. Attığı goller istisna, verdiği paslarla adeta resital çekti. Alttan geliyorsan, sana şans geldiğinde işte böyle bir destan yazacaksın. Artık Galatasaray’ın değil, ulusal takımın da bankosudur. Fiziği gelişmiş, geçen yıllarda korneri yetiştiremeyen Emre Çolak’tan füzeler seyrediyoruz.
-
BOROZANCI:
Halis Özkayha; Özellikle ekranın karşısına denk gelen hakemin kesin bir göz kusuru vardı. Sanki bayrakları şansa kaldırıyor veya kaldırmıyordu. Baros’un hileli ofsaytını göremedi, sonraki pozisyonda Hakan Balta kırk yılda bir sarktı ofsayt değildi. Oyundan atamadığı futbolcunun yerine cezayı diğerine kesti. Önemli bir hatası yoktu.
-
BİR SORU – BİR CEVAP:
Abo ayrılınca savunma da bir sakatlık olur mu?
Gözle görülür bir savunma zaafı olmaz. Takım, takım oldu, göreceksiniz Sabri bile sağ bekte sırıtmadan, azar işitmeden oynayacak. Ne var ki büyük bir hücum bekini seyretmekten mahrum kalacağımız kesin.
-
İMPARATOR:
İmparator egolarından arınmış, sahaya çıkardığı, tribüne gönderdiği, sonradan oyuna aldığı futbolcularda yüzde yüz hem fikiriz. İşi takım kurmaktı, görüyoruz ki ezbere sayacağımız 11 artık oturmak üzere. Takımın 7-8 bankosu var, artık kimi oynatırsa oynatsın kalıcı olur. Çürük elmaları sağlamlardan ayırınca seyre değer bir futbol her maç taraftar mutlu şekilde tribünlerden ayrılacak.
-
ORDAKİLER:
Galatasaray taraftarı artık büyük bir stadın taraftarı olabilmeyi de beceririyor. Lüzumsuz, sıkıcı oyundan bağımsız tezahüratların yerini direk oyuna katkısı olacak şarkılara geçiş yapıldı. Tribünlerin boş görünen yerleri geçmişten kalan kötü takımın hatası. 1.5 sene önce Galatasaray tribünlerine rağbet zayıftı, yeni sezonla birlikte stadın en iyi yerleri kapışılır ve görüntü kirliliği yaşanmaz.  
-
ANALİZ:
Takım haftalardır sıfır kazmayla oynuyordu, kelime manasında gerçekten oynuyordu. Bunun yanında teknik olarak da haftalar geçtikçe gözle görülür bir kalite oluştu. Geriye, yana paslar gittikçe azaldı. Geriye 5 metre pas verilirse bu mutlaka ileriye 20 metre pas verebilmek için yapılıyor. Ve dizilişlere bakıldığında iki forvetle oynayan tek takım Galatasaray deniyor ama ben katılmıyorum. Takım iki değil 10 forvetle oynuyor bana göre. İşte benim istediğim, yıllardır beklediğim oyun şekli. Galatasaray gibi takımın beki olmaz, savunması olmaz.

Takımı ezbere sayabiliyoruz artık. Gereksiz futbolcu kirliliği yapanlar kısa zamanda unutuldular. Şimdi tribünde oturan futbolcular yakında artık bizim maçları evlerinde ya da birahanelerde seyredebilirler. Bizim de sinirlerimizi bozmazlar.

Belediyespor’lu Vebo’nun atıldığı pozisyonu hatırlayalım. Galatasaray stoperi Semih, yatarak topu kesti, aynı pozisyonda şimdi tribünde olan milli stoperlerimiz olsa ne yapardı? Kayarak müdahale edecek yetenekleri ve yürekleri yok.

Adı Engin olup da kötü futbolcu olanını ben bilmiyorum. Kendine has,ters pasları olan, tekniği çok yüksek bir futbolcu. Hasan şaş’tan sonra kendine güveni olup, çalım yapabilen futbolcuya hasret kalmıştık. İstediği kadar çalım atabilir, kaptırabilir. Çalım futbolun en az gol kadar süsüdür. Her türlü taktiği, önlemi çalım atan futbolcular bozarlar. Adam eksiltmenin, öne daha fazla adamla akmanın en güzel yolu çalım atmaktır. Yalnız Engin’e bir sitemim olacak. Gol olan pozisyonda sırtını döndü, top hafifçe kendisine çarptı. O topu Muslera çıkartırdı.

Emre Çolak’ın çolaklığı geride kalmış. Galatasaray orijinli olması bizi fazlasıyla gururlandırıyor. Attığı füze de top hiç dönmeden süzüldü, gittikçe ivme kazanan şut ağlara giderken Hagi’yi anmayan Galatasaraylı eminim yoktu. İkinci gol de de tamamen çalışılmış bir kombinasyon seyredildi. Ayrıca bitmek bilmeyen enerjiyle sahada basmadık yer bırakmadı. İkinci golde Semih’in klipsi gözünüzden kaçmasın.

Takımın bankolarının sarı kartla oynayamayacak olmasına hep içimde garip bir sevinç oluşur. Mesela Melo cezalı olmasa bu maçta muhtemelen Engin’i seyredemeyecektik. Şimdi Kazım cezalı, takım değişmeyecek Melo girecek, takım seriye devam ederse ki eder o zaman top İmparator da olur. Umarım Kazım’ın yerine Engin ilk 11 e daha yakın olur.

Baroş bu maçı da topu elleyerek tamamladı. Hakemi yanılttı, epeyce bir süre ofsaytta bekleyerek önce savunmayı kandırdı, sonra bir an geriye doğru kaçarak yan hakeme yedirdi, gereksiz, haksız benim hiç hoşuma gitmeyen iğrenç bir gol attı. O golü ben saymıyorum.

Asist kralımız, kendi golüne asistan istemedi. Kendi kendine asist yaparak ilerledi, çok iyi yere bilerek vurdu. Serbest vuruşunda kıl payı girmeyen topundan sonra, çok klas şutu Arena gecesinin ballı ekmek kadayıfıydı.

Yine mi maçımız var, seyretsek dert, seyretmesek gönlümüz razı değil olan günlerden, ne zaman Galatasaray maçı var diye beklediğimiz günlere geldik. Gel 3-5 gün gel diyoruz.