10 Kas 2009

Dost Acı Söyler


Son 3 maç, 3 galibiyet, atılan 7 gole karşılık yenen tek gol. Ve ben böylesi bir periyottan sonra yazıyorum. Testi kırılmadan yani.

Son 3 maçta top yekun sezonun en kötü futbolunu oynadık bana göre. Bu gidişle de iyi futbol oynamamız fazla iyimserlik olacak. Oturdu denilen takımı analiz edeceğim.

Sarp, Balta, Gökhan, Servet, Barış, Ayhan, Nonda; bu 7 kişiden 6 sının banko oynadığı,

Arda, Elano, Baros, Kewell, Keita; Bu 5 kişiden 4 ünün banko oynamadığı bir takımın iyi futbol oynaması imkansızdır.

Kaledeki Leo Franko, kaleciden daha çok bir savunma oyuncusu konumundadır ve bu durum bizim istediğimiz, benimsediğimiz durumdur.

Ancak Taffarel'den sonra kaleye geçmiş teknik bir oyuncu olan Leo, son maçtaki oyunu da göz önüne getirildiğinde bu defans yapısıyla maskara olup gidecek pek yakında yerini Aykut'a teslim edecektir. Ve bana sorarsanız, stoperlerde Gökhan ve Servet birlikte oynayacaksa Leo'ya gerek yoktur. Teknik bir kaleciyle, teknik bir stoper oynarsa bir anlam taşır geriden oyun kurma işi. Misal geçen sene beğenmediğim Meira bu sene oynasaydı bu kaleciyle muhteşem oyunlar çıkaracaktı. İki kazma bek, sırtlarında dinamit fıçısı, oyun kurma becerileri sıfırın altı, rakip kalede çıktıkları kafaları vuramazlar. Yaptıkları tek şey gelen topu gelişi güzel şişirmek. Ya da geriye, yana pas vermek. Aralarına atılan her hızlı top, araya sızan her hızlı futbolcu ölüm tehlikesi.

Ben geçen yıllarda Beşiktaş'ın bizim maçtan önce oynadığı maçları dikkatle izler, Gökhan Zan'a bir şey olmasın, sakatlanmasın atılmasın diye totem yapardım. Umudum gittikçe kırılıyor.

Orta sahada saydığımız 7 kişiden 3 ü oynuyor ve benim içim acıyor. Koskoca Galatasaray, koskaca Surinam'lı oyun kurucusuz sahaya çıkıyor. Bir birinin aynı istikbali olmayan, takımı ileriye taşıyamayacak Sarp, Topal, Barış (Ayhan) ile oynuyor. Amacı topun bizde fazla kalması elbet. Son 3 dandik maça bakarsak top bizde fazla kalmış gerçekten. 3 maçta toplam 1.5 gol pozisyonu olmuş, biri girmiş, biri yarım metreden kaçmış.

Baros sakatlandı, belki Galatasaray'ın oyun sistemi tamamen değişti. Nonda'ya mecbur kaldık, Adam topla buluşamama ustası. Elano değil, Messi olsan ne yazar. Topu Nonda'ya çarptırdın başarılısın 3 metre önüne, gerisine atarsan gülle var bacaklarında topa dokunamaz. Kaleciyi, defansı tehdit etmez, zaten yarım adam 3 maç sonra sakatlanacak bakalım sonra ne olacak?

Saydık takımı, oturmuş takımı; Kalede Leo, sağ ve sol taraf tartışılmaz. Etti 3 kişi. 2 kazma bek, 3 defans önü liberosu birde Manda Yiyicisi kaç oldu? 9 galiba, geriye 2 kişi kaldı 11 kişiyi tamamlamak için. Baros bereket sakat, Surinam'lının işi kolay bir kişiyi daha oturtacak. Keita, Kewell, Arda'dan ikisi oynayacak. Kewell formda, ancak 90 dakika devamlılığı yok. Sürekli oynarsa o da bu sağlık ekibi varken revire en yakın futbolcu. Geriye Arda Turan kalıyor ilerde gol bölgesinde.

Arda'yıda el birliğiyle bitirmek üzereyiz, valla bu takım bu kadar golü nasıl atıyor şaşırıyorum? Bu gidişle gol ortalamamızın düşmesini beklemek uzak ihtimal değil. Bu ülkedeki futbolun çapı belli, ne kadar kötü oynarsan oyna maçları kazanırsın nasılsa, ancak kızışan Avrupa Liginde, kanlanacak Türkiye Liginde bu kötü oyunla sıkıntıya düşmemiz kaçınılmaz.

Geçen yıl Lincoln'ü kesen Bülent'e kötü giydiriyorduk. Bu sene de Surinam'lı aynı şeyi yapıyor. Objektif olmamız lazım. Elano'yu ya kovacaksın defolup gidecek ya da banko oynatacaksın hocam. Bizim lig İspanya Ligi değil. Keita'yı devre arasında uyardın, sahaya çıkınca unuttu, Barış'ı profesyonel sandın az daha ipe gidiyorduk. Eyyam yapma hocam, senki İniesta, Xavi'yle oynatmış adamsın Barça'yı. Sarp ile Balta'dan bu ikilinin benzerini yaratacaksan bekleyeceğiz. Nerde o her 2 dakikada bir gol pozisyonuna giren takım. Medya Sülükleri sesini kestiler şimdilerde. Oynadığımız oyundan çok memnunlar! Elano'dan, Arda'dan çok korkuyorlardı. Çok gol yiyorsunuz diye uyardılar bizi. Takıma bir kazma daha monte ettik. Şimdi herkes mutlu. Kötü oyun elbet tökezletecek takımı, bunu öngören medya memnun, 3 puan alınıyor, taraftar memnun. Futbolcu prim alıyor şimdilik memnun.

Şimdi iddiamı ortaya koyuyorum, Servet ve Gökhan'dan birinin yerine teknik bir toper oynatamazsak, Kewell, Arda, Baros, Keita, Elano'dan en az 4 ü banko oynamazsa, Sarp ve Topal'dan birinin yerine iyileşen Linderoth sahalarda değilse, kusuruma bakma Sevgili Surinam'lı, ne kadar büyük hoca olursan ol, beyninden geçeni sahaya yansıtamayacak ve Galatasaray'a yazık edeceksin. Neeskens'in yanına Van Basten'i de çağırsan nafile.

Beni yanılt be Surinam'lı, eğer sende diğerleri gibi lokal galibiyetler, sıralı şampiyonluklar peşindeysen(Türkiye de şampiyonluk sırayla, 10 senede 4 defa biz 4 defa Fener, 1 defa Beşiktaş diğer 1 şampiyonluk 3 ihtimalli) yazık olacak bize bir kez daha. Zaten futbolu sadece televizyondan seyreden bir milletiz, iyice nefret edeceğiz.

Hagi gittikten sonra soğumuştum, sen gelince biraz içim ısınmıştı, son 3 maça kadar da çok memnundum takımdan. Yol yakınken dönemezsek, ve sen gidersen kendimi mumyaya çevirir eğer ömrüm vefa ederse uzunca bir süre takımı bırak tribünlerden, televizyonlardan bile seyretmem.

Ey Büyük Surinam'lı her halde bana kıymazsın?

8 Kas 2009

Hatice'nin Peşinde; Diyar 1- Galatasaray 2


Son lig maçında Galatasaray'ı hiç beğenmemiştim. Benden başka herkes iyi oynadığımızı söyledi, yazdı. Acaba bende her zamanki gibi bir anormallik mi var? diye Çarşamba maçını bekledim. Takım deplasmanda Dinamo'yu 3-0 la geçtiğinde de beğenmedim oynanan oyunu. Yazmadım maç yazısını, bekledim millet ne yazmış diye. Bana göre sezonun en kötü futbolunu oynamışlardı. Galibiyete limon sıkmayalımdı.

Haftaya Ercan yalama'sının küfürüyle girdik. Hatta Diyarbakırspor'a anında motivasyon şalışmalarını başlattılar. Akıllar Galatasaray'a bir çelme taktırmak üzerine çalışmaya başlamıştı.

Diyarbakır'daki Galatasaray maçının tansiyonu elden geldiğince düşürülmüştü. Muhtemelen bilet fiyatları pahalıydı, o yüzden maça ilgi yoktu. Halbu ki Diyarbakır'ın çoğu Galatasaray'lıydı.

Galatasaray'ın kötü oyunları devam ediyor. İddiamda ısrarlıyım, Gökhan ile Servet'le iyi oyun kurmamız çok zor. Nitekim bu maçta ilk defa kaleciyi hiç beğenmedim. Demek topu bize verme diyor bizim stoperler. O da bu maçta bütün topları sıradan küçük takım kalecileri gibi degajlarla oyuna sokmaya çalıştı. Tabi ki çoğunda sokamadı.

Barış Özbek, arı gibi çalışarak formayı kaptı. 3 maç üst üste oynama lüksü bize pahalıya patlayacaktı az kalsın. Surinam'lının takıma ve lige tam konsantre olabilmesi için bir sezonu geçirmesi gerekecek. Hoca'nın elinde bir şablon var, isimler yeri boş. Oraya maçtan maça isimleri yazıyor, oyunu planlayıp idare ediyor. Oynattığı takımdan da planlarına uyulmasını bekliyor. Kara Şimşeğe Fener maçının devre arasında söz geçirememişti, bu maçta da Barış'a. 70. dakikada klasik oyuncu değişiklik dakikamız. Barış çıkacağını anladı, en iyisi ben kendim çıkayım, taraftarın yüreğini ağzına getireyim dedi. Sarı kartlı futbolcu, topa bilerek elle dokunuyor, biz ne yazalım bu konuda? Çevik ama akılsız futbolcumuzu neremizde saklasak.

Elano Blumer, Mustafa Sarp'ın olmadığı bir takımda vasatın altında bir takımla oynanan maçta yedek kulübesinde oturuyor. Sen kalk Brezilya milli takımında oyna, maçın son 5 dakikasında fasülyeden oyuna gir. Uyum sorunu falan palavra, Surinam'lının sisteminde bu futbolcuya, yer ve ihtiyaç yok. Biz boşuna beklemeyelim Blumer'i. Oynayacak olsa oynatırlar, demek yereli değil.

Baros'un sakatlığının en fazla Nonda'yı üzdüğüne eminim. 2 maç daha oynasın Manda Yiyicisi'ni yok sayabilirsiniz. İhtiyaçtan oynayan adamımız, sakatlanıp oturacak. Sakatlanmamak içinde aynı böyle oynayacak, daha doğrusu oynayamayacak. Bereket derbiler atlatıldı, hatta Keita'nın yokluğu da kayıpsız geçildi. Kaleci ceza sahası dışında elle oynadı, top Nonda'nın önüne düştü, beyin sıfır ilerlese boş kaleye doğru yürüyecek, Ata Demirer'lik yapıyor ''amaaan işim yok 5 metre koşacamda ne olacak, iyisi hakemden serbest vuruş dileneyim''

Maçın sonlarında Diyarbakırspor ilk kez gol pozisyonuna girdi. Mendoza ilk devre gereğinden fazla koştuğundan dermansız vuruşu Leo'nun şaşkın bakışları arasından dışarı gitti. Sabri'nin gol çizgisinde durup da bu pozisyona ofsayt istemesi ilginçti.

Takımda Kewell, Topal ve biraz da Arda dışındakiler keyifsiz bir maç izlettirdiler. 10 kişi kaldıktan sonra koskoca Galatasaray'ın tek bir pozisyon bile üretememesi ileriki maçlarda başımızı ağrıtacak. Galip gelindikten sonra iyimser taraftarlar için sorun yok, ancak benim gibi iyi oyun peşindekileri tatmin etmez. Dün Beşiktaş'ın sıçan gibi sinmiş futbolunu seyrettikten sonra, bizim de son 20 dakikada mecali olmayan bir takımdan bile korkarak maçı bitirmemizi ben içime sindiremedim.

Arda'nın gol atmasını çok istiyordum, umarım morali havası yerine gelmiştir. Arda tamamdır, artık çıkışa geçmiştir, Topal tamamdır, geçen maçla beraber çıkıştadır. Ancak Ayhan'daki irtifa kaybı devam etmektedir, son yılların en kötü futbolunu oynamıştır.

Oyun kurucusuz, orta saha kalabalık, gol yememek birinci vazife, nasıl olsa atarız ana felsefe. Netice tamam, nerdesin Hatice? 3 maç 3 galibiyet, oyun? önemli değil, 3 puan olsun bizim olsun! Ben başka alemlerdeyim beni tabela kesmez, hatta bana göre bu gece maç berabere bitti. Fazladan 2 puan yazdılar. Bu hafta maçlar yok, daha sonra da en güzel maçımızı oynayacağız-Beşiktaş Fenerbahçe maçını- lider çıkabiliriz yani.

Ne yapalım futbolumuz bu kadar işte.