6 Ara 2008

Tıp

Yaşı bizim yaş olanlar hatırlarlar. Kışın oynanan ev oyunudur. Kalabalık çocuklar fazla gürültü yapmasınlar diye oynanırdı sanırsam. Bir kişi tıp diye bağırır ve herkes susardı. Kim ilk konuşursa ebe olup ceza alırdı. Çocuklar birbirlerini konuşturmak için ne maskaralıklar yapardı. Gıdıklar, kızdırır, dikkatini başka yöne çeker, bir şey verir. Mutlaka birini konuştururlardı.

Dünkü Fener maçının son dakikasında geldim eve. Fener maçlarını genelde seyretmem. Roberto Carlos, topu sektirerek ilerledi. Kendisi bek olduğundan herhalde Lincoln'den bir eksik sektirdi. Maç bitiminde Ümit Kayıhan saldırır diye bekleyenler havasını aldı(göt isterdi). Roberto'nun hareketini bana hiç batmadı.

Ertesi gün gazete spor yazarları ne yazmış diye bir göz attım. Hiç birini okumam yanlış anlaşılmasın, bu konuya değinen varmı diye baktım. Erman Toroğlu tıp demiş. Herkes susmuş. Yok öyle bir hareket sayılmış. Golü seyretmedim, güzel golmüş, içerden çıkanı seyrettim o da güzel golmüş, onlardan sonra maçın en güzel hareketi bu top sektirmeydi her halde.

Ne yaptın be Roberto Carlos. Vatandaşına destek vermek için yaptın biliyorum ama bizim şaklab anlar tıp oyununda şimdi. Kimi konuşturacağız önce. Yapamayız ki onlar gibi maymunluk konuşsunlar. Biz yapsak yapsak tribünlerde o da ne kadar özgürsek top yekün söveriz bunlara. Ama yine de konuşmazlar. Denemesi yarın, yapabilirse Ankara seyircisi yapacak, yapamazsa haftaya kadar serbestler. 90 dakika söveceğiz bakalım konuşacaklarmı.

Bir bilseler oysa, başta Brezilyalılar olmak üzere bütün Latin çocuklar futbolu zevk için oynarlar. Onlara para vermesen gider plajda futbol oynar. Beşiktaşlı Serdar Özkan'a, Galatasaray'lı Hakan Balta'ya para verme topa ayağını sürmezler. Siz ne anlarsınız güzel şeyleri yüceltmekten, başınızda bir Cebelitarık maymunu var hepiniz tıp oyunu oynar o ne derse aynısını dersiniz. O susarsa tıp oynarsınız. O kim mi, ne farkeder ebelenmiş çocuk, kah Hıncal Uluç, kah Erman Toroğlu......

4 Ara 2008

Sabri'nin Şut İstatistiği


Takımın en fazla şut çeken oyuncusu Sabri'nin şutlarının istatistiğini üşenmeden tutan Galatasaray'lı taraftara sevgilerimle

%4 taç
%12 korner direği dibi
%23 ceza alanı çizgisi hizası
%35 altıpas-cezaalanı çizgilerinin arası
%14 kalenin 10m. üstü
% 6 kalenin 5m. üstü
% 3 az farkla aut
% 2 kalecinin kurtarması
% 1 gol
Olsun gene de sen şut çek Sabri, medeni cesaretin için teşekkürler en azından.

Tez-Antitez-Sentez


''Bunların hepsi söylenecektir ama Lincoln derhal şutlanması gereken bir oyuncu. Lincoln'den Galatasaray'a hayır yok. Bunlar söyleniyorsa zaten bitmiştir. 'Şuyu vukuundan beterdir.' Bunu sana sık sık söylüyorum. Galatasaray'ın bu futbolcuya güveni yok. Futbolcuların da yok, yönetimin de yok. En kritik maçlarda oynamayan, toz olan bir futbolcuya tribünler tezahürat yaptığı için takım içinde tepki de var üstelik. Bu da insancıl bir tepki.Benim 35 maç anam ağlasın, Lincoln 30 maç yatsın, gelsin oraya '1 maçta, 1 pozisyonda gol attı' diye tribünler 'Lincoln' diye ayağa kalksın!.. Ben o adama tepki duyarım. Duymazsam zaten ben insan değilim. 'İnsancıl değerlerim eksik' demektir. Onun için bu Lincoln'den Galatasaray'a hayır gelmez. Zaten oynadığı hangi takıma gelmiş!.. İnsancıl değerler olarak da futbolcu değerleri olarak da on para etmez''. Hıncal Uluç

Ne diyelim, büyük Türk düşünürü böyle öngörmüş. Tam isabet kaydetmiş. 5 taş oynamayalım Yalçın Küçük Hocamın deyimiyle, bilim yapalım. Olmayana ergi metodunu uygulayalım. Bu adamların görüşlerinin tam tersini doğru bellleyelim. Olmadı bileşik kaplar hesabı yapalım bu maymunlar için. Uleması ne diyorsa hepsi aynısını diyor kabul edelim. Çıkmaz ya aralarında varsa bir imalat hatası düzgün insan, ihmal edilebilir farzedelim. Diyalektiğin hocalarına bir selam gönderelim.
1-Hıncal ne derse desin, tam tersi doğrudur.
2-Hıncal ne derse desin, dikkate alınmaz.

Kudurmaya Devam

Pastör hortlayacak neredeyse. Ya da Pastör zamanında bu kuduzlar yaşasaymış, daha önceden icat edilirmiş aşı. Kim bilir kaç kişi kurtulmuş olacaktı bu hastalıktan. Fakat aşılarıni kim yapmışsa bunların, kudurdu diyoruz ama bir türlü iptal olmuyorlar.

Arda'nın 2 metreden karın boşluğuna top geliyor. Nefesi kesildi çocuğun. Yere yattı, nefes aldırdılar, ayağa kalktı, topunu oynamaya devam etti. Hepsi bu kadar. Olur mu, nasıl taş koyacaksın. Sonra sana kızmazlar mı Galatasaray'ı övsen. Varlık sebebi Galatasaray'a sövmek olan biri ne yapacak, salyalarını saçacak. Pazar gününe kadar vaktiniz var köpekler. İşi gücü, maçı bırakacağız haberiniz olsun. Hiç maça gelmeyenler maçta olacak. Bakalım kudurmak nasıl olacak. Kulağınız bizde olsun, çatlayıp geberene kadar bağıracağız. Lincoln'e Kewell'e, Arda'ya sövmek nasıl olur göreceksiniz.

Satılmış medya mensubu , haber yapmış, altına yazı yazmış. Kendisi diyor göğsüne top geldi diye. Ama başlığı okuyor ya herkes o kadar yeter. Bunu okuyan Skibbe dinlendirecek Arda'yı.

Herta Berlin'i de gözünüzde büyüttünüz değilmi. Köpekler istedi diye atlar ölmez.

Teşekkürler Kuduruklar;Herta 0 Galatasaray 1


Korktukları başlarına geldi salyalıların. Ya Galatasaray ilerlerse, ya daha beteri bir kere daha kupayı alırsa. Ellerinden bu kadar geldi kazmaların, baltaların.

Biz yöneticilere kızdık niye cevap vermiyorlar diye. Sahaya bırakmışlar sözlerini. Lincoln çok uğraştırıyor bu aralar Türk Basınını. Kaptan çıkardılar, Sabri varken, Arda varken. Lincoln sevildikçe, övüldükçe, onare edildikçe top oynayan sokak futbolcusu. 1 ay gelme deseler gider halı sahada oynar. Herta'nın Hocası,Erdoğan Arıca olsaymış bu maçta da dayak yermiş. Ne ulan o hareketler, sağa bakıp sola top atmalar, topuk pasları. 30 metreden şut çekmeler, çalım atmalar.

Sakatlar taburcu olunca takım takım olmuş. Barış Özbek'in dönüşü muhteşem oldu. Topal Meira'yı geriye yolladı. Servet ileri çıkmayınca, çalım atmayınca, Lincoln'e özenmeyince kusursuz oynadı. Emre Güngör'de galip takımla döndü. Olumsuzluk sadece Nonda'da sürüyor. 5 dakika kala girmişin be allahın adamı biraz da sen gayret etsen ya.

Ben bu günkü galibiyeti, özellikle ilk yarıdaki futbolu sadece medyanın bu hafta bizlere saldırmasına bağlıyorum. İt ürür kervan yürür. Biz uzun yürüyüşe bu stadyumdan başlamıştık. Yürü Galatasaray dikenlerin üstüne.

3 Ara 2008

Şir-i Jiyan


kilab-ı zulme kaldı gezdiğin nazende sahralar
uyan ey yareli şir-i jiyan bu hab-ı gafletten.

Bizler, elimizden geldiğince Galatasaray'a saldıranları teşhir ve tecrit ediyoruz. Şu tribünlerde bağıranlardan her hangi biri Galatasaray başkanı olsa, bu köpekler salyalarını sağa sola saçamazlardı.

Bu kadarmı sahipsiz bu takım ya. 2000 senesinin Avrupa Şampiyonu anlı şanlı takımı ne hale getirdiler. Ne yazıkki sorumlular kendi içimizdeler. Yıllarca fosil başkanla küçüldükçe küçüldük. Sportif başarı bir yere kadar, adı üstünde spordur. Yenersin yenilirsin, Galatasaray adını başta Galatasaray'lı eski futbolcular ve eski yöneticiler kanalıyla bu kadar küçültmeye nasıl izin veriliyor. Görünmez bir el düğmeye basmış, ellerine ne geçecekse her maç Galatasaray'a kin nefret kusuyorlar.

Boşuna korkuyorlar aslında. Bu korkuları bu akşam son bulur. Bu Galatasaray bu yapısıyla guruptan falan çıkamaz. Bir kaç saat sonra yenilir, geçen seneki gibi bir mucize olmaz elenir ve salyalarını sümüklerini siler yavşaklar. Bütün beklentileri budur. Bütün hesapları olası bir ikinci Avrupa Kupası'nın Galatasaray müzesine gitmesi. Bakın göreceksiniz biz elendikten sonra kuduruklar seslerini kesecek. Hatta şampiyonluk hesabı da gelecek sezona kalırsa, medyanın tadından yenmez. Cümlesi dost olur. Yazdıklarını unuturlar, bizler salağız ya ruhumuzu okşar barışırlar bizimle.

Beşiktaş'a sataşan varmı. Varsa da Mustafa Denizli olduğu içindir. Ne güzel Ertuğrul Hodja varken etliye, sütlüye karışmadan elenirken, ligten iptal olurken, senelerdir Şampiyon olamazken en büyük Beşiktaş demek. Sen öylemisin, müzende o kupa varken, sevgili takımları o kupayı aşana kadar bize sövmeye devam edecekler.

Bir tane idarecimiz yokmu cevap verecek. Adını anmak mecburiyetindeyim, Fatih Terim hoca olacak, maymun Erdoğan Arıca Lincoln'e fırça atacak.

Namık Kemal yetiş, zulüm köpeklerine kaldı, nazlı nazlı gezindiğimiz sahralar. Uyandır artık yaralı aslanı bu gaflet uykusundan.

Motivasyonumuz Kudurmuş Medya


Bu sene ilk defa maça gitmemiştim. Takımın başındakilerden tutun da, ruhsuz oynayan futbolcular canımdan bezdirdiler. Takım kötü oynuyor, bir türlü coşamıyordum. Gol atsa bile sevinmiyorum, gidiş gidiş değil bu yaşta kapalının betonu üstüne yığılıp kalacağız en iyisi uzaktan sevelim dedik gitmedik. Maçtaki iki güzel şey, hakemin kimsenin görmediği, hatta kendisinin de neden gördü diye ceza aldığı penaltı pozisyınu ile, Lincoln'ün sektirerek topla ilerlemesidir. Ben inanın seyretmiyorum ama gelen tepkilerden seyreden arkadaşların feryatlarını küfürlerini duymamazlık edemiyoruz, ne kadar kaçarsak kaçalım.

Galatasaray'ın golünde Barış'a ofsayt diyorlar, topa dokunmadı bile, Ümit'e top rakipten geliyor, görmemezlikten gelip saldırıyorlar. Hakeme o penaltıyı gördüğü için kartal göz madalyası vereceklerine infaz ettiriyorlar. Ve nihayet Lincoln'ün bacağını kırması için baltaları kazmaları göreve çağırıyorlar. Allahtan Ali Eren, Takoz Recep futbolu bıraktı, ve allahtan bu hafta İsmail Güldüren'e karşı oynamıyor zavallı çocuk.

Sabah gazeteleri okuyalım gafletine düştük, internette. Bir medya maymunu Arda'ya sataşmış. Ne demiş ki çocuk, biz bu kadarmı salak olduk anlamıyoruzda mealini medyadaki maymunlar yayınlıyor. Yalanmı ibneler 50.000 kişi küfür etmedimi. Senin kulağın sağırmı. Sıkıysa bir yenelim bakalım Fener'i orada evire çevire de sen o zaman gör Bokludere'yi. Aziz Yıldırım bile amigoluk yapar taraftarlarına.

Saldırın lan, elinizden geleni ardınıza koymayın. Senelerdir böyle gidiyor kervan zaten. Aptallar son iki şampiyonluğu siz verdiniz bize. Uyuyanları uyandırdınız, dağilmaya yüz tutmuş camiayı kenetlendirdiniz. Galatasaray'lı futbolcuların kendilerini aşmalarını sağladınız. Ben ki takıma küsmüştüm 1 gün bile küs tutamadınız. İlk maç için gün sayıyorum. Çıkacağım betonun üstüne çenem yırtılıncaya kadar size söveceğim.

Savaş baltalarını çıkarın çocuklar, kenetlenin erkenden. Hemen şimdi ilk maçta. Mutlaka besteleride hazırdır. Hiç tavizsiz, sezon sonuna kadar. Bunlar çatlayıp geberene kadar. Salyalarını akıtana, kudurana kadar. Haydi Arda, haydi Lincoln, her maç fantastik bir mesajınız olsun halk düşmanlarına.
Yetiş Hasan Şaş, geç manganın başına. Şov yapın, oynayın. Gün medya maymunlarına karşı mücadele günüdür. Savaş alanımız ne yazık ki stadların tribünleriyle sınırlıdır.

2 Ara 2008

Eski Tüfek Derki ;Fosiller






HINCAL ULUÇ
( Nonbertarafus Atropa Belladonna )
Daha önce söylemiştik bir yorumumuzda Latince bir özdeyiş şöyle; "Ab uno disces omnes", meali "Birini tanıyınca hepsini tanırsın!".

Başlarken bu isme bir iki yazalım dedik. Ama şimdi düşünüyorum da gerek yok galiba…

Biz her biri içinde ayrı yorum yapabiliriz ancak buna gerek yok. Bir diğerine göre çok da özgünlük taşımayan bu zevat için, ayrı ayrı değerlendirme yapmanın pek de anlamı yok. Biz sadece birini, içlerinde “dominant” olanının ismini verdik. İsterseniz yazımıza bunlara bir isim koyarak yola devam edelim. Örneğin “Futbol Otoritesi Sayılan İllet Lavuklar” anlamı içeren kelime dizgesinin baş harflerini alalım ve “FOSİL” diyelim bunlara.

Artık bir rastlantı olarak kendilerini canlı kanlı sayanlar, hayatı doyasıya yaşadığını düşünenler bu kısaltmadan alınmazlar sanırım. Eğer öyle ise zaten bizim onlara diyecek bir şeyimiz olamaz. Varsın yaşasınlar dilediği gibi.

Fosiller otorite sayıldıkları konuda her gün, her saat bir takım kelamları ellerindeki basın aygıtları ile bizlere iletmek için canhıraş bir çaba içindeler. Biliyorum amaçları bizleri aydınlatmak, ufkumuzu genişletmek filan. Ama biz salağız bu adamların bu kadar çaba ve emeğini hep herc u merc edip havaya savuruyoruz. Ayıp yaptığımız.

Adamlar her şeyi biliyorlar, her şeyi yorumluyor, dersler çıkarıyorlar. Bir de üstelik bilgilerini, çıkardıkları sonuçaları karşılık beklemeden bizimle paylaşıyorlar. Ne kadar nankörüz.

Fosiller güzel futbolu, futbol estetiğini, ofsaytı, golü, penaltıyı, kurguyu velhasıl her şeyi inanılmaz analiz yetenekleri ile imbiklerinden geçiriyor ve anlamamız için bize sunuyorlar. Ne kadar “Öküz”üz yav biz!

Anlamıyoruz bir türlü…

“Lucescu” gibi korkak bir tavuğa mükemmel hoca, “Hagi” gibi bir futbol tembeline “İlah”, “Lincoln” gibi bir şebeğe, “gönül adamı”, “sevildikçe oynayan bir çocuk” deyiveriyoruz. Yav biz iflah olmayız vesselam. Ama Fosiller yılmıyor her gün gene bu gerçekleri gözümüze sokma çalışmalarına usanmadan devam ediyorlar. Ne fedakarlar inanılır gibi değil…

Fosil çıkıyor “Milli Takım bir üst yapı kurumudur” deyi bir müthiş teori üretiyor. Bu ülkede dünya şampiyonluğuna oynayan bir takım yaratılır diyor. Yol gösteriyor bizlere ve diğer bilmeyenlere. Ama dinleyen kim? Bu sözle yola düşüp cevher aranacağına, gidip Alman, İngiliz, Fransız patentli çocukları getirip başarı kovalıyorlar. Olmadı Brezilya’lı devşirip oynatıyorlar.

Portekiz Ligi de ne diyor? Portekizli dinlemiyor. Her sene bir sürü ilah üretiyor…

“Strum Graz köy takımıdır” yumurtluyor. Adamlar ayağa yerden ve hücuma yönelik sekiz pas yapıyorlar Ali Sami Yen’de. Şaşırıyoruz Fosil nasıl yanılıyor diye, şans olsa gerek diyoruz.

“Mustafa Denizli ekol yaratıyor, futbolcuları klasik müzik konserlerinde rehabilite ediyor, aferin” diyor. Denizli bunu duymuyor sadece şapkadan tavşan çıkınca başarı geliyor ona! Mustafa’nın bilmediği kıymeti Fosil biliyor.

Fatih Terim hayranlığını saymıyorum. Onda sanki bir “göt korkusu” mevcut. Olur a fırça mırça yer. Malumunuz biraz tatlı suları sever. E-5 te hız yapan öküz kamyoncu, Nez’in oynak kalçaları, Haşmet’le halvet gibi…

Sürekli şaşırıyor, hiç görmediği şeyleri görmediğini söylüyor. “Böyle korkak hoca görmedim” diyor. “Böyle şahsiyetsiz futbol görmedim” diyor, “Böyle lezzet görmedim”, “Böyle şiir görmedim”, “Böyle rezalet görmedim” diyor. Bunları defalarca aynı cümlelerle tekrarlıyor. Birisi de çıkıp demiyor ki yav “Ben senin gibi bir fosil görmedim” ya da “Ne hacıyatmaz bir adamsın sen yahu fosil kardeş?”

“Brezilya’nın ahı gidip vahı kalıyor”, “Baroş bir kütle halinde geliyor”, “Fatih Terim kendine yazık ediyor” …

“Futbol ölüyor”, “Böyle kötü bir dünya kupası görülmüyor”, “Avrupa Şampiyonasının hali ortada” oluyor.

Ben bu ülkede bu fosil tayfasına bakıyorum da matrak bir sinir bozuculukları var bunların.

Diyorum ki…

Yav bi çıksanız hayatımızdan. Biraz uzak olsanız bize? Ne değişecek sizin için…

Cevap gecikmiyor kafamda…

Bizim size ihtiyacımız yok, hatta kendi hayatınızdan bile çıksanız sizin için değişen hiçbir şey olmayacak zannımca.

Bunca yıl konuşup durdunuz kirlettiğiniz onca şeyi bir yana bırakın, ne kattınız allasen yaşamlara?

O sevimsiz gülüşünle (ki komik adam sayılanlar senin gülüşünü neden taklit ederler anlamam) bir gün türk filimlerindeki sahneleri eleştiriyordun. Ve diyordun ki filmin sonunda el ele tutuşurlar ve birbirlerine yaklaşırlar, sahne kesilir. Sonrası muamma…

Evet Fosil biz bu filmleri severiz. Ve en az senin kadar devamını biliriz. Ama senin gizli abazanlığın bizde yoktur. Sevenleri baş başa bırakmayı da biliriz.

Ah bir de sen bilsen bizi sevdiklerimizle baş başa bırakmayı. Ne bok yiyeceksek sevdalarımızla senin gözetimin olmadan yesek…

Sizi hafızadan silsek iziniz olur mu? Bence olur…

Hiç olmazsa kirlenmemiş değerlerimiz –ki o da sayenizde kaldıysa- bizde kalır

Futbola Lanet Ettirenler; Erdoğan Arıca


Aslında bu yazı yarın yayına girecekti. Ermangillere, kazmalara saldırı devam etsin istiyorum. Bir taraftan da beni okuyanların istekleri var, onlar emirdir. Görevi yerine getiriyorum.

Galatasaray uzun yıllar üsüste şampiyon olamadığı bir periyot vardı. Ben bütün sezonlarda vardım. Bir taraftan Galatasaray'a ölümüne bağlı futbolcularla beraber takımı büyütürken, bir taraftanda lanet olası kazmalar yüzünden şampiyon olamıyorduk. O uzun dönemin bir bölümünde sol bekte unutulmaz bir kazma oynamıştı. 109 lig maçına çıkmış, sadece 1 gol atabilmişti. Artık o gol nasıl bir golse.

Erdoğan Arıca uzun yıllar önümüzde oynadı. Tek bir iyi maç oynayamadan, bize en ufak olumlu bir iz bırakamadan Fener'e gitti. İnanılır gibi değil di ama kimbilir kimin torpillisiyse Fener'e taransfer oldu. Zil takıp oynamıştık, hemde yerine gelen Sefer Karaer'e rağmen. Sefer'de iyi futbolcu değildi belki ama allahına kadar Galatasaray'lıydı. Galatasaray için Dünyayı yakacak bir kaç futbolcunun içindeydi Sefer. Galatasaray'ın yarınlarında kesin olacak olan birde oğul yetiştirmişti. Anıl Karaer'i.

Bu aşağılık eski kazma futbolcu, yeni ezik antrenör bize Sefer'i andırdı. Kudurmuş köpekler, Lincoln'ü kaldıramıyor. Bu kazmaların yönettiği futbolcular bereket versin onlara benzemiyor. Eğer sahada kama Erdoğan yada kazma Erman olsa demek Lincoln'ü dövecekler. Ayı Gökmen'ide almışlar aralarına, hayatlarında 5 defa top sektirmeyip futboldan ekmek yemek için aşağılık olman, şerefsiz olman lazımdır. Bu yılanlara, çıyanlara kızmıyoruz, yeni peyda olmadılar. Hep vardılar, yarın o takımdan kovulur başka takıma giderler. Gün bunların günü, ne kadar çok küfür yerlerse o kadar mutlu oluyorlar.
Adam bu kazmalıkla, bu futbol bilgisiyle, bu halk düşmanı yapısıyla Lincoln'ü bu kadar yakından gösterdiği, ona karşı laf söyleyebilecek duruma getirdiği için gök tanrıya şükredeceğine, Lincoln'e kızıyor.

Blogta yazmaya başladığımın ilk yazılarındandı Erdoğan Arıca. Bi bok sandıklarımızı onla başlattık. Ne büyük isabet kaydetmişiz. Moralinizi bozmayın, çoğalmağa bakın. Lincoln ilk maçta götüyle gol atar, Erdoğan'ı, Erman'ı, Ayı Gökmen'i ayağında sektirir. Kızmayın geçin televizyonların başına kudurmuşların nasıl salyalar akıttığına bakın. Yanlız uzaktan seyredin kuduz bulaşmasın sevgili kardeşlerim.
Kapalı Üst'e armağandır

1 Ara 2008

Tanı Bunları, Tanı da Büyü


Lincoln geçen hafta topukla gol attı, saldırdılar. Bu hafta sektirerek ilerledi, dövdüler. Maç bitiminde futbol hayatı boyunca 5 defa top sektirememiş balta Erdoğan Arıca'dan fırça yediğine nasıl şaşırmış garibim. Ben ne yaptım der gibi melun melun bakıyor, güzel şeylerin düşmanlarına. İş Erdoğan'a kalsa kolay, akşam bütün maymun programları sözleşmiş sanki. Başta eski Galatasaray'lı futbolcular Lincoln'ü boğdular. Erman Toroğlu futbolu bıraktığına yanıyor. Ah bi karşısında olsaymış ayağını kırarmış, öyle diyor. Hakem olsa oyunu durdurup sarı kart gösterecek.




Bitirdiniz lan güzelim ayak topunu. Yalandan yerde yatarak zaman çalanları övdünüz. Kazayla bir gol atıp yatan hocalara methiyeler düzdünüz. Götüyle top oynayan Servet'i başımıza bela ettiniz, futbol topuna değmesi yasak olması gereken Gökhan Zan'ı milli takıma aldırdınız. Sondan bir önceki fantastik futbolcu Hasan Şaş'ı kaçırdınız. Son fantastik Arda Turan'ı bitirmek için ortaklık kurdunuz.




Hagi gittikten sonra, senelerdir ağlayan Galatasaray taraftarının gözdesi Lincoln'ü kovduramadınız.( kovdururdunuzda pahalı olduğundan atamadılar bizimkiler, bildiklerinden değil) . Lincoln biz futbolu özleyenlere bir şeyler sunmaya çalıştığında da götlerinizi yırtıyorsunuz.




Sizler ne engereklermişiniz, ne çıyanlarmışınız be. Saatlerce konuşabiliyorsunuz dünyanın en basit oyunu futbol hakkında. 5 dakika sevgiden, barıştan, paylaşmadan, dostluktan bahsedebilirmisiniz. Futbol dışında kaç kelime biliyorsunuz acaba.




Lincoln yerine Alex yapsa aynı şeyleri, yine kuduracakmısınız, yılanlar, çıyanlar, halk düşmanları siz şöyle durun. Yakında bitireceksiniz futbolu zaten. Kendi mezarınızı kazıyorsunuz.




Galatasaray taraftarı kardeşlerim, tanıyın bunları, saldırın bunlara.....

Galatasaray Liberolarının Arabaları






İkisi de Galatasaray futbolcusu. Biri faal diğeri veteran. Aynı mevkide oynuyorlar.




Kartal marka araba koskoca Erhan Önal'ın arabası. Zamanın behrinde Bayern Münih'te oynamış Erhan Önal. Servet ise tam iptal olmuşken, sürgündeyken Galatasaray tarafından ipten alınmış. Alttaki cip Servet'in




Kader işte, Servet o zaman oynasaymış, Kartal'ın Bulvarspor'da(Bizim mahalle takımıdır) biz oynatmazmışız. Erhan Önal bugün oynasa Florya'ya heykeli dikilirdi.




Bizler Erhan Önal'ı seyretmiş nesiller, Servet'i de seyretmek durumundayız. Servet derken örnek verdik, özel bir gıcığımız yok. Servet yerine Hakan Balta desek de olur.


30 Kas 2008

Taktik Hakemden;Galatasaray 3 Hacettepe 1


Bu sene ilk defa maça gitmedim. Canımdan bezdiren Alman'ın altınamı üstünemi bir Alman daha gelince bu hafta daha fazla sinirlenmemek için kendime izin verdim. Benim gibi düşünen taraftar az değildi. Hepsine empatiyi gönderdim maç benim yüzümden boş kaldı!.




Tartışmasız ligin en kötü futbol oynayan takımı biziz. Bizden daha kötüsünü ancak bu şekilde bulabildik. Maça gelmekte direnen taraftar Metin Oktay'a tezahürat yaptı. Ali Sami Yen'de Metin Oktay'a bağırılıyorsa takımdan kimse memnun değil demektir. Galatasaray'a gelmiş geçmiş en gereksiz futbolcu Meira'nın hatasından golü yedik. Bu adam nasıl futbolcu anlamadım. Her pası rakibe gidiyor, en ufak bir katkısı yok takıma. Bu kadar teknik olupta bu kadar kötü futbolcu olmak için ne yapıyor acaba. Diğer kazma Servet'imiz kemdi futbola devam ediyor. Servet'in boyun 10 cm kısa olsa bu teknikle, bu kafayla, bu sinüzit illetiyle, memleketi Iğdır'ın takımında bile oynayamaz.




Hocayı eleştirmeyi bıraktık, bu maçta hocanın hatasını hakem söyledi. Ulan salak dedi karşında senden kötiü bir takım var, hocası senden bile kötü. Defanstaki baltalardan birini çıkar Baros'un yanına Ümit'i al farka git. Yapamıyorsan ben yapayım, Meira'ya bir sarı kart verdi önce. Hocanın aklına geldi, Meira'nın gereksiz olduğu. İkinci yarıda oyundan alındı. Hacettepe'de oynayan sarı kartlı gariban elini kaldırdı cezayı kesti. Görmese kimsenin bir şey demeyeceği, dahası kimsenin görmediği elle oynamayı görüp penaltıyı verdi. Ve Baros ıkına sıkına bütün golleri attı.




Bu maçta Sabri beklenmedik derecede iyi oynadı. Bir kaç bozuka tutturdu. Sonlara doğru Galatasaray takımı 9 kişi kalan takıma maçı tek kaleye çevirdi. Takım 3 puanı garantileyince taraftar içki masalarının tezahüratıyla maçı bitirdi.




Rakip eksik kalmasada sonuç aynı olurdu. Tabelaya bakmıyoruz, değişen bir şey yok kötü oynuyorduk, eğrisi doğrusuna denk gelip kendiliğinden değişiklikten sonra normale yaklaştık. Defansta Meira yerine Emre Güngör oynayacak, orta sahada Topal.




Lincoln; Şova devam ediyor, topa yalvarıyorum ne olur Lincoln'ün ayağına git.