
Bir kaç gündür yazmıyorum, maçla ilgili gelen yorumlara baktım sadece. Kimisi beni Hakan Ünsal'lıkla suçlamış, meğer Galatasaray yenilirse ''ben demedimmi'' diye böbürlenecekmişim. Burada 1 yılı aşkın yazıyorum, en az 50 tane ben demedim mi yazısı vardır içlerinde. Geçen yıl Leverkusen'e elenmeseydik, şampiyon olamazdık o yüzden biraz ironiyle beraber Leverkusen'e teşekkür etmiştik.
Ortak sevdamız Galatasaray elbet. Yendiği zaman sevinip, yenildiği zaman üzülürüz. Ben Galatasaray'ın Trabzon'da Trabzonspor'u yenip, Fenerbahçe'yi Şampiyon yaptığı zaman bile sevinmiştim. Kısacası Galatasaray kimle ne zaman hangi kademede maç yaparsa yapsın kazansın isterim.
Biraz yaşlandık, yorulduk herhalde. Herkesi kendim gibi sanıyorum. Eski havam yok, Galatasaray gol attığı zaman eskisi gibi coşamıyorum. Avrupa Kupası maçı olduğu zaman içim içime sığmazdı, şimdi sıradan maç gibi geliyor. Song'un motivasyonu, maça asılması, yenilgide üzüntüsünü Meira'da görmek istiyorum, göremeyince bende tansiyon düşüyor. Bir Mondragon gol yediğindeki durumunu hatırlayın, bir de Santchiz'i. Hasan Şaş ruhunu arıyorum, geriye düştüğünde bir şeyler yapabilme ihtimalini özlüyorum. Nonda hayaletini, Nonda tuhaf bir gol atacak beklentisiyle seyretmek işkence geliyor.
Takım Juventus'la Torino'da oynarken arkadaşlarına beraberliği veren bir oğul var bende tribünlere armağan ettiğim. Bu kadar takımına güvenen genç Galatasaray'lı kardeşlerim, hanginiz bütün kazandıklarınızı basabilirsiniz Bordoux maçında Galatasaray'a.
Ben başka alemdeyim, benim için tabela önemli değil. Galatasaray elenir, eler futboldur der geçerim. Ben takımın teslim olmasına dayanamıyorum. Taraftara bu kadar uzak bir takım görmedim bugüne kadar. Profosyonellik bizi de boğdu, saha başarıları geldikçe takım bizden uzaklaşacak göreceksiniz. Hadi başarılar ne pahasına olursa olsun bizi bir arada tutar, ama olası bir gerileme de dağılır gideriz. Toparlayacak adam bulamayız. Hoca kaçar gider, üst düzey oyuncular, hemen takım bulurlar, bana ne kardeşim ben profosyonelim diyen uzar gider, yine biz kalırız o beton tribünlerde. Tıpkı küme düşen takım gibi dağılır gideriz. Juventus neden büyük takım gördünüz, küme düşürüldüler, o anlı şanlı futbolcuları 2. ligte oynayıp takımı tekrar çıkardılar. Aynı şeyi Göztepe yapsaydı bugün hangi ligte oynadığı bilinmeyen bir takım olmazdı.
Korkum şudur, Galatasaray elenir giderse ki- normal bir neticedir-, ligte bir iki maç daha kaybedersek, 5. oluruz. İşte o zaman seneye Avrupa'da olmayan Galatasaray darmadağın olur. Öncelikle takım ruhu, bizi biz yapan haslet hangi maç olursa olsun sahada olmalıdır. İşte o zaman şevkini kaybetmeye yüz tutmuş benim gibi taraftar da coşar, taraftarı coşan, futbolcusu koşan Galatasaray'ın da neler yapabileceğine futbol tarihi şahittir.
Galatasaray, sen nerede olursan ol, biz oradayız, tarafız, tarafındayız.
Nerde o eski şevk o heyecan,
O güler yüzlü adam ben değilim, sen şampiyon olmazsan.