24 Mar 2017

Eskişehirspor; Büyük Boy Baş Altı Takımı


Bir zamanlar en büyüklerdi, estiler.

Öyle kavak yeli gibi, Bodrum meltemi gibi değil çocuklar, kasırgadan beter estiler. Burhan'larıyla, Kamuran, Fethi, Şevki, Ender'leriyle, İsmail'iyle bir destan yazdılar. Ulusal takıma en çok oyuncuyu onlar verdi, 40.000 kişilik Mithat Paşa Stadyumu'na 30.000 kişiyle Kırmızı Şimşek çaktırdılar. Galatasaray'a Fenerbahçe'ye gider yapan ilk Anadolu takımı oldular.

6 yıl hüküm sürdüler. 3 ünde direkten dönüp 2.oldular. Bırakmadılar, diğer 3 sezonunda da 3. oldular. Kanıma dokunuyor, ülkenin ilk 20 takımına giremeyecek olan Beşiktaş'ın tepemize karga boku gibi sıçmasındandır bu yazdıklarım. İnanmayın, Eskişehirspor, Beşiktaş'tan fersah fersah büyük takımdır. Ülkemizin büyük boy başaltı takımıdır, Vefa gibi, Göztepe gibi, Alibeyköy Adalet gibi,

Özel trenlerle gelirlerdi Haydarpaşa'ya, 10 larca vapurla geçer, Karaköy'den, Dolmabahçe'ye marş söyleyerek gelirlerdi. Eskişehir'e gitmek, Plevne'ye gitmekten daha beterdi. Ah be, o zamanlar 100.000 kişilik statlar olaydı da, dost düşman taraftar göreydi. Amigoluğun raconunu belirlemişti Orhan. Sahanın ortasına indiğinde tribünler titrerdi. Kırmızıııııı, Şimşekleeeeeeer, Es Es Es, Ki Ki Ki, Eski Eski Essssss.

Bir hikayesi olmalıydı ülkemizin büyük takımlarının. Eskişehirspor'un fazlasıyla vardı. Kareografi yapmasını onlar öğretti, taraftarı futbolcular gibi antrenman yapardı, hafta içinde Atatürk Stadı Maraton'unda toplanır, maçta yapacakları kareografiyi, tezahüratları çalışırdı. En çok onlar ceza aldı, cezalı maçlara bile gittiler, stadın etrafından tezahürat yaptılar.

Büyüklük anlatılacak hikayedir, nesilden nesle aktarılacak tarih birikimidir. Ürkütmektir, Es Es le maçımız var dedirtebilmektir. Fazlasıyla dedirttiler, estiler  kafalarına sıkıp gittiler. Sistem bozuk, akvaryum pislendi, temiz balıklara yer yok, yaşayamazlar. Bekle Eskişehir, sakın gelme, gelirsen ilk sen gideceksin. Belki bir gün gelir, çöplük temizlenir estire estire gelirsin, bandolarla marşlarla dönersin.

Umarız o büyük günleri görür, büyük Es Es maçlarında tribünlerde omuz omuza naralar atarız, Es Es bandonuz çalar Eskişhehir Marşını söyleriz,

Eskişehir Eskişehir Yalçınkaya sarp yeri,
Kalelerden pek kuvvetli içindeki askerleri.

19 Mar 2017

Dik Oynadılar; Trabzonspor 2-0 Galatasaray


Hakemden başlıyorum, severim, Galatasaray lehine en ufak bir hata yapmayan hakemler gözümde kahramandır. Hakemlik şebekesinin turnusoludur Galatasaray maçları. 20 kişinin çıktığı kafada Tolga'nın parmak tüyüne değen topu göreceksin, Selçuk'un, Semih'in yaka paça indirilişini görmeyeceksin. Çizgi üzerinde rakip 10 kişi, Selçuk son yılların en büyük futbolunu oynuyor, çekilen şut, elle karşılanıyor, sarı, vermeyeceksin. Versen yüzde bin beş yüz atar, gözlerine katarakt inecek çalmayacaksın, çalsan adam pardon hakem değilsin. Severim, çok hoşuma gider. Büyük takım taraftarlığının belki de en büyük aksiyonudur hakemi de yenmek.3 değil 30 puan alırsın, rakipleri çökertirsin, bir sonraki maça galip başlarsın.

Devam ediyoruz;

2000 li yılların, devamında Hasan Şaş'ın, Melo'nun takımında defalarca gördük. Hakemin 2-0 yaptığı, hocaların tamamının atıldığı maçları izledik, unutulmazdı, ulu takım refleksi, taraftarı biraz daha taraftar yapmıştı. Dün geceki maç ta unutulacak, Sen büyük takımsan yıllardır, başı önde horon tepen Karadeniz'in deli dalgaları hortlamış, kafalarını kaldırmış maç bitmeden kol bastıya geçmişken geri dönersen o maç unutulmayacak.

Trabzonspor'un ülkenin en büyük takımı olduğu yıllarda İnönü'de 9 kişi kaldığında yendiğin maç, kupa finalinde 1-0 yenildiğin maçın rövanşında İnönü'de, takımın yarısı cezalıyken kapalı tribünün çeyreği kadar Galatasaraylı tepinirken iki defa ışıklar kesilirken Fatih Terim'in penaltısıyla kupayı aldığın maç unutulmayacak.

Kapatıyoruz bu bahsi;

Dün geceki maçı çabuk unutulacak sıra maçı olarak zabıtlara geçirenler, yazıklar olsun.

Galatasaray artık sıradan bir PTT ligi takımı, hangi takımla oynasın hiç bir maçı berabere bile kalamayabilir. Gol atımı için hiç bir plan yok. Hoca hamlesiyle somut değişikliklere gidilmiş,ne var ki bu değişimin Büyük Takım futboluna bir katkısı yok.

Yıllardır bizim aklımızdaydı, Galatasaray'a sağ bek yakışmıyordu. Varsın 3 kişi oynasınlar, sağ önde oynayan it, biraz daha fazla efor sarf etsin, o taraftan gelebilecek ataklara müdahil olsun. Sonra da top bize geçtiğinde sol tarafımız iyi atakları oradan yapar sağ iti dinlendiririz. Ulu Tudor ameliyata buradan başlayınca umutlanmıştım. Esastan aynı fikirdeyiz, savunma 3 kişi, ama homojen dağılım yok, yani 3 kişi orantılı yerleşmemiş, sanki 4 kişi gibi ama sağ bekte kimse yok. Bu yüzden kimsenin olmadığı yerden bom boş, halı sahalardaki ihtiyar maçlarında bile yenmeyecek goller yedik.

Kafa golü yiyen savunmacılar yemek ısmarlayacak, Bu cimriler çorba ısmarlamamak için bile kafa golü yemezler. Beyinsizler yanlış anlamış, kafa golü yemedik usta, kornerden gelen topu ayakla attılar, yardımcı da olduk. Kornerden gol yiyen takım aptaldır, ağır çekime bir daha bakın, top 5-6 saniye havada, üstelik gelişi güzel vurulmuş, ivmesi yok, havadan alçak düşüşe geçmiş, kaleci dahil 11 Galatasaraylı topa bakmıyor, topun düşme ihtimali olan yerde rakiple cebelleşiyor. Kaçın top değil, atılan atom bombası.

Yan toptan çok gol yedik diye Hoca kovduk, tüm savunmayı değiştirdik, şut çektirin dedik, Muslera yemez dedik, geldiğinden beri en çok şut golünü son maçlarda yedi. Delik çok büyük, çamurla sıvamayla kapanacak gibi değil. Dere geçerken at değiştirilmezmiş, At ölü, derenin tam ortasında yıkıldı, yüzmeyi bilen kurtulacak.

Maçla ilgili söyleyecek bir şey yok mu? Var, istesem 5 sayfa yazarım, sadece şunları söyleyip kapatalım. Selçuk İnan çok iyi oynadı, Semih Kaya kendi ortalamasının üzerinde, Cavanda ise belki de kariyerinin en büyük maçından çıktı. Yasin iğrençti, bugün maçı verme şerefi de ona ait oldu. Tavla bile bildiğinden şüpheliyim, de beyni olmadığı garanti. Korner olacağına penaltı olsa daha iyi, en az yarısını kurtarır, Korner demek yarım gol demek, 2 dakika önce 360 derecede istediği yere vurabilecek iken topu kornere attı, mucize gol olmadı, tekrar kornere attı, topu kendi kalemize attık. 2. gol ise klasik, nostaljik, aptalın biri kaptıracak, yandan içeri top kesilecek, biri vuracak o top milyonda bir ihtimalle gitmesi gereken yere gidip gol olacak. Başka da pozisyonları yok, bize  verilmeyen 3 penaltı var, muhtemelen Trabzon 8 kişi kalacak. Ne var ki yandığım bu değil, takımda hiç kimse itiraz bile etmiyor, sanki yenemedik diye seviniyorlar, buna yanarım ben.

JOR'la kıyaslayacak değilim, hoca değildi, istikbali yok, muhtemelen köyünün göletinde balık tutuyor salakların parasını nasıl aldım diye de köylülere anlatıyordur. Kurnazmış, risk almayarak hayatının riskini almış meğerse. 8 savunmacıyla çık, aranızda paslaşın, topa en çok değen Muslera olsun, Sneijder, Bruma atarsa atar, atmazsa hep beraber yeriz küfrü. Bunda deli cesareti var, her maç tekerlekleri hileli kumarhanede rulet oynuyor. Top tam düşerken, dealerin bir anlık gafletiyle koyduğu numaraya geldi son iki spinde 4 puan fazladan aldı, Dedik yalan var, hile var, ve sen mutlaka donunu da kaptırıp döneceksin. Dua et ki 10 kişi kaldılar, Karadeniz'in uzun eğri burunlu insanları seni dikip dikip tepende halay çekerdi.

Bitse de gitsek diyoruz ama daha çok maç var, çile çekilecek gibi değil, biz ne sezonlar gördük başlamadan biten, bu sezon hiç birine benzemiyor çocuklar. Bu kadar mı düşülür, 2 sezonda 6 hoca değişti, Galatasaray Başkanı başta bütün yöneticiler hırsız, bir şeyler uğruna takımın yenilmesi için kumpas kurmuşlar.

Şimdi önümüzde oynayacağımız tek maç kaldı. 20 şer 30 ar Galatasaray-Fenerbahçe Başkanının kurduğu futbol sistemini, Aziz'e ortak olan Dursun bitirdi. İki leş takım Papazın Çayırı günlerine döndü, Zaten Ülke konjonktürü de uygun, her şeyimizle 100 sene önceki hayatı yaşıyoruz. Nasıl olsa ucunda kupa yok, puan yok,  Fenerbahçe siyah çoraplarla çıksın, boğazı sandalla geçsin, at arabalarıyla pikniğe gelir gibi Maslak'a gelsin ava çıkalım. Biz Hasnun Galip'i, Leblebi Mehmet'i çağıralım,  Gayın-Sayın'lı formayla çıkalım. Yeniden başlayalım.

Fenerbahçe- Galatasaray'ı sistemden çıkardılar, neyin bedeli yakında anlaşılacak, Medyadaki GS-FB maymunları şimdilik  dallarda bir birleriyle dik oynuyor, bilmiyorlar ki bu iki takım olmasa aç kalacaklar, Suriye'li dilencilerden beter olacaklar, çöplerden fıstık arayacaklar.

Sezon bitti, ülkede futbol bitti, amatör maçları 30 ar bin kişiye oynayan Kocaelispor, Ankaragücü takımları yerine 100 kişiye Şampiyonluk maçına çıkan Hükümet takımları hüküm sürdüğü sürece daha beter olacak. Galatasaraylı için tek teselli, bu sezonu da yıldızlarımıza ortak almayarak kapadık.

Daima dik oynayın Karadeniz fırtınası, Ülkemizin en büyük baş altı takımı, çekiliyoruz izzet-i ikbal ile sahne sizin.

Acımız, yaramız büyük, Galatasaray, kayıtsız, koşulsuz, kongresiz, seçimsiz Büyük Galatasaray Taraftarınındır, kravatlı eşkıyalardan teslim alıncaya kadar savaş sürecek, hepimize geçmiş olsun.