17 Mar 2013

Terim'in Arkadaşı Morinho; Kayseri 1- 3 Galatasaray


Jose Morinho önce soyunma odasında, sonra tribünlerdeydi. Fatih Terim geldiğindeki kucaklaşma maçın çok çok önündeydi. Bütün Galatasaraylıları gururlandırdı. Koskoca  Real Madrid'in koskoca hocası, çeyrek final oynayacakları takımı yerinde görmek istemişti. Hamit, Drogba, Sneijder eski öğrencileri, bir kere daha önündeydi sevgili hocalarının.

Büyük takım, büyük futbolculardan kurulacak, büyük futbol büyük futbolcularla oynanacaktı. İşte yıllardır beklediğimiz takım kurulmuş sahadaydı. Yabancı sınırına takılan Dani tribünde, yerine Gökhan Zan, tahkim kurulunun garip bir kıyağıyla sahadaydı. Gökhan yerine Selçuk olsa kesinlikle cezasını ertelemezlerdi. Muhtemelen, Gökhan'ın oynamasının Galatasaray savunması için handikap yaratacağını düşündüler. Gökhan'dan ekmek yedirteceğini düşünen oligarşi daha 20. dakikadan itibaren patladı. Antalya'daki otel lobisinden bir medet bekleyerek maçı seyreden Fenerbahçeli sürü, maç 2-0 olunca dengesini kaybederek odalarına çekildiler.

Büyük Galatasaray Kayseri Kadir Has'taydı.Cimri Gayserililerde öyle. Şimdiya kadar hiç bir maçta stadyumu dolduramamışlardı. Morinho'dan aşağı tarafları yoktu hemşehrilerimizin. Onlar da seyretmeye gelmişti, Drogba'yı, Snaijder'i, Burak'ı, şanlı Galatasarayı. Galatasarayı seyretmeye gelenler huzur içinde ayrıldılar stadyumdan. Galatasaray son 13 senenin en büyük futbolunu oynadı ilk yarıda. Ustalar takıma alıştıkça daha iyi olacağından emindik. Şampiyonlar Liginde son 8 e kalmış takımın havasıyla maç başladı. Artık bu Galatasarayı bağlasan durduramazdın. Ustaların tek toplarıyla Sarı Ejder Kayseri kalecisinin karşısındaydı. Ustanın vuruşuyla gol şov başladı..

Tay Burak, Ronaldo'ya selam gönderdi. Melo geçen sene oynadığı futbola ulaştı. Sezonun en iyi futbolunu oynadı. O iyi oynayınca Selçuk'u tetikledi. Morinho'nun not defteri çok çabuk dolacaktı. Her iki hücum bekinin ilk yarı boyunca yaptığı bindirmeler oyunu seyredilir bir maça çeviriyordu. Maçın hakemi oynanan güzel oyuna yardımcı olsa, en ufak temaslara faul çalmasa, avantajı oynatsa çok daha güzel bir maç seyredecektik.

İlk yarı muhteşem oynayan Galatasaray'ın, 2. yarıda da aynı oyununu sürdüreceğini bekleyenler yanıldılar. Önce beklenen Amrabat değişikliği yapıldı. İnsan geldiği şehrin seyircileri önünde bari bir şeyler yapar. Bu kadar iyi oynayan bir takıma durum 3-0 iken Hasan Şaş girse hayatının topunu oynardı. Ben emindim de, şimdi bütün Galatasaraylılar emin olmuştur. Büyük bir kazık yemişiz, adamın topu sağa çekip içeri şişirmekten başka meziyeti yok. Tamam oynamasına oynasın, Umut Bulut'un girmesine de bir itirazımız yok elbette. Ama ben Umut'un yerinde olsam bu durumda oyuna girmek istemem. Burak'ın oyundan çıkarken surat ifadesine bakın, birde Umut'un girerken. Her ikisi de değişiklikten memnun olmadılar.  Hamit sakatlanıp, Sabri girdiğinde maç bereket zaten 2-0 olmuştu da, Sabri bu değişiklikler öncesi sırıtmıyordu.

Değişiklikler bitip, takım bir kaç kademe küçüldükten sonra Morinho maçı seyretmeyi bıraktı. Bizde nankör taraftardık, seyir zevkimizin içine ettiler diye sitem ettik bu maçta da genel kurmayımıza. Bir de Galatasaray'ın huyunda vardır, tabelayı aldıktan sonra rakibi ezmezler. İşin insanlık boyutu da var, Fener olsa bu maçı 7 ye 8 e götürürdü. Biz rakibe saygı duyarak topa basıp dinlenmeye çekildik. Muslera'ya top geldi mi diye sorduğum anda topu kalemizde gördüm. Olsun, nazar boncuğuna saydık. Muslera top gelmiyor diye sıkılmıştı zaten.

Şimdi rahat rahat bir maç seyretme vaktidir. Biraz sonra başlayacak Fener maçını biz ne rahat seyredeceksek, Fenerliler o kadar endişeyle seyredecekler. Kaybedecekleri 2 puan bile bizi bu hafta şampiyon yapar. Maçın ve galibiyetin keyfini çıkaralım.