12 Şub 2011

Eski Tüfek Der ki;ULEMALARA ATFEN (CACATUM NON EST PICTUM- SIÇMAK RESİM YAPMAK DEĞİLDİR)


ULEMALARA ATFEN (CACATUM NON EST PICTUM- SIÇMAK RESİM YAPMAK DEĞİLDİR)

Bu ülkede görüş bildiren yüz kişiye sorsak arkadaş bir şeyler söylüyorsun da, kaynağın ne? Neye dayanarak söylüyorsun? Benim yurdumun görüş bildiren her vatandaşı muhakkak bir şeyler geveleyecektir. Ama inanın hepsi boş lakırdılardır. Bu ülke insanının "a" dan "z" ye her konusunda görüş bildiren, fikir beyan eden adamların hepsinin büyük ve ezici çoğunlukla kaynağı tektir...

Evet arkadaşlar, bu ülke insanının ezici çoğunlukla kaynağı "Götü"dür!...

Hiç bir yurdum uleması, "Yav bunları söylerken götümden uyduruyorum!" demez...

Bu ülke insanı Edirne’den Hakkâri’ye, Isparta’dan Artvin’e kadar tek tiptir.  Okumaz, okuduğunda anlamaz. Yorum yapmaz, kolaycıdır. Eleştiri yapmak bilgi ve birikim işidir. Az bilir, bilmediğini bilmez, bilenin ne bildiğini anlayacak, değerlendirmeyi yapacak bir dağarcığı yoktur. Muhakeme yeteneği zayıftır, hafızası zayıftır. Ama eleştirmek konusunda müthiş ataktır…

Eleştiri yapar çünkü bilir ki ortam buna müsaittir. Etrafındaki herkes de aynıdır, kendisi gibidir. Haddini bildirecek birisinin sağında solunda olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Bu nedenle rahattır.

Buna uygun olarak ve bunlara kanıt olarak;

Bu ülke gazetelerinin %99 (tiraja göre) bulvar basınıdır.

Bu ülkenin televizyonları ve radyoları magazin ağırlıklıdır.

Bu ülkenin okunan kitaplarının bir edebi değeri nadiren olur. Onların da en babası onbin baskı yapmaz.

Bu ülkede ekonomi yorumcularının çoğu özgün değildir.

Bu ülke siyasetçilerinin hiçbir ciddi öngörüsü tutmaz.

Bu ülkede bir tane şehir planlamacı belediye başkanı olamaz.

Bu ülkede temel bilimlerle uğraşan adam açtır.

Bu ülkede eğitim, sağlık, barınma, beslenme alanlarında üç adım ötesine planlama yapacak adamlara değer verilmez.

Bilgi bu ülkede en değersiz şeydir.

Bu nedenle en beceriksiz adamlar en önemli eleştirmenlerdir. Bilgisiz ve liyakati olmayan adam en önemli yerde ise, en tehlikelisi odur. Bilgisiz adamın saçmış olduğu en önemli tehlike bilgi kirliliğidir.

Dünyanın hiçbir yerinde Hıncal Uluç tipi bir adam bu denli prim yapmaz. Acun tipi bir adam milyon dolarları birkaç senede istifleyemez. Mustafa Denizli diye biri otorite olmaz...

Bakın size kaynağın belirttiğim şeyden başka bir şey olmasının zor olduğu bir genel geçerliliği olan bir kelime topluluğu söyleyelim…

“İyi futbolcudan iyi hoca olmaz. Misal Hagi iyi bir futbolcu ama çok kötü bir hoca!”

Bunu söyleyen adamlara sormak lazım. Kaynağın ne? Dürüstçe “götüm” demeyecekse şunlara cevap verebilmelidir;

  1. İyi futbolcu üstelik dünyanın en iyi oyun kurucularından biri akılla değil de neyiyle futbolcu olacaktı? Aklı daha doğrusu futbol aklı üst düzey mi?
  2. İyi futbolcu, kötü futbolcu ayrımını yapamayacak kadar futbolun dışında mı?
  3. Dünyanın en büyük takımlarında en büyük taktisyenlerle üstelik verileni ve isteneni en iyi alarak, en iyi yaparak gelmemiş mi bu güne? İdrak problemi mi var?
  4. İyi hoca Hagi olmayacak da, Ziya Doğan mı olacak? Schuster olmayacak da Ertuğrul Sağlam mı olacak?
  5. İyi hoca nasıl olunur?
  6. İyi futbolcu nasıl olunur?
  7. Hiç iyi hocalık konusunda transa geçip on dakika düşündün mü?

Bir de bunların dışında işsiz güçsüz kerameti kendinden menkul Mustafa Denizli tarzı adamlar var ki onlar bir başka alem. Sanki bizi hayatımızdan bezdirmek için konuşuyor böyleleri. Arkadaş ben bir şey itiraf edeceğim. Ben Galatasaraylı olmayan birinin takımım hakkında konuşmasından nefret ediyorum bu bir. Ayrıca Hagi öncesi ve sonrasında gazozuna “aldım verdim ben seni yendim” maçlarını unutan vefasız taraftardan hiç ama hiç hoşlanmıyorum. Hagi çok ama çok büyük bir vefa hakkediyor UNUTMA, UNUTTURMA! 

Bir iki soru da Dürülü efendiye sormak lazım;

  1. Aklı olan, birikimi olan, idraki olan, bilgisi olan, adam gibi adam olan Hagi iyi hoca olmayabilir. Ama sen gazozuna şampiyonluk dışında, şapkadan tavşan çıkararak yürüyüp gittiğin yolda neredesin?
  2. Almanya’da üçüncü sınıf takımdan götüne teneke takıp gönderdiler, İran’da bir halt yiyemedin, Hıncal dışında bir tane hayran kazanamadın, Fenerli dalga geçti, milli takımda rezil oldun, bir tane futbolcu yaratmadın torbandan bir tek Bülent Korkmaz çıktı, çıktığında sen bile fark etmedin…
  3. Biz senin futbolculuğunu ve o dönemki futbolunu da biliyoruz.
  4. Titrek sakatlanmasa Neuchetel maçını bile alamayacaktın. Kimi kandırıyorsun?
  5. İYİ HOCA SEN MİSİN?

GİDİN İŞİNİZE KARDEŞİM!.

 Hagime kızacaksam ben bildiğim gibi kızayım. Sevdiğimi ve sonuna kadar böyle kalacağını bilerek.

Hagi Hoca; Gaziantep 1- Galatasaray 0

Kewell sakat, ben yazamadan sakatlandı. Bu maça saklamıştım Kewell sakatlanacak yazısını, yetişemedim. Adam 6 maç 120 şer dakika katır gibi oynuyor, bizde tam bir maç bile oynayamadan sakatlanıyor. Yok arkadaş bu böyle gitmeyecek. Çağıracaklar Veliefendi'den at doktorlarını. Bütün takımı at kontrolünden geçirecekler, en ufak bir sakatlığı olanın sözleşmesini iptal edecekler. Normal insan doktoru bize yaramıyor. Gerçi atı oynatsan bu takımda ikinci yarıya çıkamaz o bile sakatlanır.

Diğer sakatımız Baros iyileşmiş aklımız sıra. Bir daha sakatlanmayayım diye zıplamıyor, koşmuyor. Bu takım lanetlenmiş bir kere. Kimi getirsek oynayamayacak. Adamlar Real Madrid'den futbolcu alıyor, biz Kasımpaşa'dan.

Maça aslında iyi başlamıştık. BAM üçlüsü öyle ya da böyle sahada değildi. Ve ne yazık ki tek maçlıkmış saadet. Bu hafta en az ikisi sahada olur. Kalemize gelen ilk topa bakalım. Hakan Balta kaybettiği topa geri geri koşuyor. Bir paket sigara içip maça çıkmış izlenimi var. 3-0 galip değilsek iğrenç gözüküyor Hakan Balta. İçeri şişirilen topa Servet kafaya çıkıyor ve vuramıyor. Vuramadığı topa vuran Zapata'nın bacağının arasından kaleye sokuyor. Kalemize gelen ilk top gol. Bu kaçıncı? Çuvalın biri gidiyor, biri geliyor. Uğursuz Aykut bakalım daha kaç kaleci harcayacak?

Hagi baba, bırak bu işleri. Galatasaray'ın gençlerinden bir bok çıkaramazsın. Hatta sana da bir akıl vereli. Paf takımını iptal et, yok say. Oradan bir Servet, bir Balta  çıkmıyorsa unutun gitsin, boşuna para harcamayın. Ne Anıl'dan, Ne Serkan'dan, ne Emre Çolak'tan futbolcu olmaz. Biz Arda çıksın istemiyoruz, Sabri'den de vaz geçtik. Bir Mehmet Güven de çıkmaz mı?

Bir golü çıkaracak kadar bile derman yok takımda. Galip gelmemiz için en az 3 tane gol atmamız lazım. Gol atmayı bıraktık pozisyona giremiyoruz. Acı çekiyoruz maç seyrederken, maç bitmeden seyretmekten vaz geçiyoruz.

Söyleyecek, yazacak hiç bir şey yok. Delik kapamakla olmadı, takımın tamamı değişmeden de olmayacak. Kimi getireceksin, kimi oynatacaksın. Gene kaldın 16 numaraya, Ayhan'a, Barış'a. Biz bittik, artık seyretmesek de olur da, vah zavallı yeni Galatasaraylılar vah.

Ah Hagi ah, hayatını serbest vuruştan kazandın, takımda penaltı atacak adamın yok. Attığın korner, kalene gol tehlikesi oluyor, serbest vuruş kullanacak kapasitede bir futbolcu çıkaramadın. Daha kötü günlere hazırlıklı olun çocuklar. Dua edin Arena'ya geçtiniz de oranın büyüsü bozulana kadar idare edersiniz. Sami Yen'de oynansaydı alınan iki galibiyet de gelmez, iyice küme mücadelesinde bulurdunuz kendinizi. Bulmayacağınızın da garantisi yok ya, haydi hayırlısı.

6 Şub 2011

Çağın Vebası; Galatasaray 4- Eskişehirspor 2

Her şeyin tanrısı olduğu gibi futbolun da tanrısı var. Ve futbol tanrısının peygamberi de Hagi'dir işte. Bank Asya ligi dahil, bütün takımların orta sahasından daha kötü olan, Barış-Ayhan- Mustafa Sarp kombinasyonunu, başka bir sıfattaki insan bozamaz. İster Reykart ol, ister Trapattoni, bozamazsın. Bunlar cezalı veya sakat değilse mutlak oynayacak. Oynatmamak için peygamber olacaksın. Ayhan cezalı olmasa, Barış sakat olmasa  bu 3ünden en az 2 si banko, diğeri sonradan oyunda olacaktı. Dedik işte, futbolun tanrıları, peygamberlerine yardım ediyor. Oynatamıyor Hagi, kepaze orta sahayı.

Mustafa Sarp'ın sözleşmesinde oynamazsa daha fazla para alır maddesi yoksa, bir dakika bile onu oynatan hoca, hoca değildir. Maçı Anadolu'da bir köy lokalinde izledik. O cahil dediğimiz insanların yorumları aynen bizim ki gibiydi. Mustafa Sarp kadranda gözükür gözükmez, maç en az 3-2 ye gelir demeyen tek bir Galatasaraylının olmadığından eminim. Bu lanet, veba mikrobu yüzünden Baros'un attığı gole bile sevinmedim.

Hagi değil, Yüce Gök sayesinde son yılların en büyük orta sahasıyla Arena'daydı. Cana'nın geride, Neill'in önde oynaması orta sahanın tamamen top tekniği yüksek, dikine oynayan, top isteyen futbolculardan kurulması demekti. Buradaki gereksiz hamle, Sabri'nin orta sahada oluşuydu. Ne gerek var, yılların sağ beki kadronda, Yekta denen bir adamın da var. 4 senedir bir şeyler yapar diye bekletilen Serkan Kurtuluş'u oynatmanın mantığı yok. Tezlerimizin arkasındayız, Antrenörlük bilgisi, sevk ve idare kabiliyeti yok. Ancak futbolcunun iyisinden anladığından, iyi takım kurar. Kurduğu iyi takım iyi futbol oynarsa işte bu gece ki gibi, milletin burnundan fitil fitil getirir.

İlk yarıda BAM'sız oynanan oyunda, Servet ve Balta dahil hiç kimse batmadı. Hatta Cana'yla  böyle bir kaç maç oynasın Servet'i savunuyor duruma bile geçeceğiz. Kim bilir belki, Balta Hakan'ı bile seveceğiz. Stancu için gelmeden aldığımız istihbaratın ne kadar doğru çıktığını gördük. Kulyo maç oynadıkça daha iyi olur. Böylesi adamların yanındakilerle oyunu , uyumu çok önemlidir. Takımı tanıdıkça, kendine güveni geldikçe derin Galatasaraylılardan talimat gelmezse kimse kesemez.

Kaleci için beklemedeyim henüz. 2 maçta 5 tane yedi, yediği golleri sağ olsunlar, bizim mevcut kaleciler de yiyebilirdi zaten. Yabancı kontenjanına değer mi diye düşünen varsa, değer. Ömrümden, Galatasaraylılığımdan en az 20 senesini aldılar çuval kaleciler.

Artık eksprese son yolcuyu bekliyoruz. Arda Turan'da katıldıktan sonra ufkumuz açık. Ve artık sen de gör Hagi. Bam 3 lüsünü kadro dışı bırak, takım gol yemez. Sen bırakamıyorsan, biz yalvarmaya devam edelim. Sevgili futbol tanrısı, Ayhan ve Barış'tan sonra, Mustafa Sarp'ı da bertaraf eder nasıl olsa. Peygamberine küfür ettirecek değil.