15 Mar 2008

Ankara'nın Taşına Bak, Ankaraspor 0 - Galatasaray 1




Bizim gençler maça gittiler, 19 Mayıs Stadına alışmış deplasmancılar stadı tabelalardan kolay bulmuşlar, haber geldi. Bizde televizyon başından yoruma başlıyoruz. Küçük Hakan stadı çok kötüleyerek yayına başladı. Zor bulmuş stadı, Olimpiyat Stadından özür diledi. Sahanın zemini çok bozuk. Bakalım Lincoln nasıl oynayacak. İyi oynayacak diyemiyoruz ne yazıkki. Stadın çoğu Galatasaray'lı ama her zamanki gibi Lig Tv. hiç göstermedi. Yarın Konya'da Fenerlileri gösterirsen a.s. emi Musa Çözen. Dakika 40 oldu, maç başından beri hiç susmadan Galatasaray taraftarı yıkıyor ortalığı, en büyük şovu yapıyor deplasmanda, Sami Yen'den daha büyükler. Spiker bir kere bile söylemedi. Yönetmen tek kare göstermedi. Hepinizin allah belasını versin. Lincoln usta işi paslar verdi. Ümit Karan, bir kerede balık, beleş, kötü gol, Semih Şentürk golü at be golcü. Arda çok istekli oynadı ilk yarıda. Geride Emre hatasız gidiyor, Servet'in her zamanki oyunu kafa göz, yürek.
İkinci yarı cok büyük bir mücadele oldu. Lincoln'ün kaçırdığı gol ve Ümit Karan'ın direkten dönen topu vardı. Kale giderek ürkekliğini üstünden atıyor. Aykut Servet'in ıskasından doğan pozisyonda inanılmaz bir top çıkardı ve geçen hafta yazdığımızı tekrar yazdırdı; piskopat Orkun bir daha takım yüzü göremez.
Maçın sonları çok zor geçti bizim açımızdan. Doldur boşalta döndü bereket Emre hiç bir topu sektirmedi. Servet'in saatli bombası az daha yakacaktı hepimizi ama her işte bir hayır vardır hesabı o pozisyon Aykut'a yaradı ve kaleciliğini gösterdi. Bence Sivas maçı hariç zor maçımız kalmadı. Maç saymaya başlayabiliriz, geçmiş olsun hepimize.

Jose Mourınho ve Ahmet Akçan

Resimlerdeki ifade benzerliği



Esas meslegi öğretmenlik olan Mourinho, teknik direktörlük kariyerine tesadüfen başlamıştır. Sporting Lisbon'da ingiliz teknik direktor Bobby Robson'nin tercumanliğini yaparken, Bobby Robson'un Barcelona'ya gitmesiyle birlikte onuda yanında götürmesi ile teknik direktörlük yaşantısı gerçek anlamda başlar.

1980 yılında Almanya'da Spor Akademisi'nde öğrenciyken, G.Saray'ın Almanca bilen antrenör araması üzerine yaptığı başvuruyla hayatı değişir Ahmet Akcan'ın.
Almanya'nın efsane teknik direktörü Jupp Derwall'ın Galatasaray'da göreve başlaması üzerine Ahmet Akcan'ın da Sarı-Kırmızı takımdaki günleri başlar...

Kaderleri aynı çizilmiş, esas Hocanın başına iş gelmesiye takımları onlara kalmış. Tercümanlıktan büyük takım hocalığına bir kısa mesafe koşusu. Şans işte, allahın hikmetinden hesap sorulmaz!. Yüksek dağların tepelerinde yılana da rastlanır, kartala da. Bir sürünerek, biri uçarak gelmiştir.

Biri Jose olmuş, biri Ahmet kalmış ne farkı varki. Jose bizi ilgilendirmiyor ama Ahmet bu akşam cortlarsa ki- uzak bir ihtimal değil- yazık olacak, bunca emeğe.Çünkü emek, en yüce değerdir.

Çeyrek Final Kuraları





Erken finalSon iki sezonun UEFA Kupası Şampiyonu Sevilla'yı eleyerek tüm dünyayı ayağa kaldıran Fenerbahçemiz, Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde İngiliz devi Chelsea ile eşleşti.(Fot0maç) Bugünkü gazete böyle yazmış.



Real seni yine yeneriz
G.Saray, Süper Kupa'yı elinden aldığı İspanyol devi ile eşleşti
İşte eşleşmeler
G.Saray-Real Madrid
M.United-B.Münih
Leeds-Deportivo
Arsenal-Valencia(Hürriyet) O günkü gazete öyle yazmış. Hemde daha dün Real Madrid'den Süper Kupayı almışken, önceki gün UEFA Şampiyonu olmuşken, bırak finali, yarı finali bile öngörememişler. Olsun o takım Galatasaray'dı temkinli konuşmak işkembeden atmamak lazımdı. Bu günkü takım ise Fenerbahçe, Ne dersen de. Final oynar hatta kazanır diye iddiaya gir. Kimse senin yazdıklarını yedirmez yediremez. Bizi saymazsalar tabi.

14 Mar 2008

Ateş Güneş



Galatasarayın ilk üyeleri 1930 lu yıllarda yeni yeni fosilleşmeye başlamışlardı. O yıllara kadar sadece lisede okuyanlar futbol takımında oynayabiliyorlardı. Mahalleden biri bile eğer lisede okumamışsa oynayamazdı. Öte yandan Fenerbahçe ve Beşiktaş istediği futbolcuyu oynatıyordu. Beşiktaş misal Kuva-i Milliye'nin Kartallı kahramanı Kazım'ı oynatabiliyordu. Galatasaray'ın ilk fosillerine direnen Yusuf Ziya Öniş dışardan adam alınması için baskı yapıyordu. O zamanda Divan nuh diyorduda peygamber demiyordu. 1933 te ayrıldılar Galatasaray'dan, Ateş Güneş adı altında yine sarı kırmızı bir takım kurdular. Anlayana ders vereceklerdi ve de fazlasıyla verdiler. Gittikçe güçlendiler va çok evdileri Galatasaray'a en büyük hezimetleri tattırdılar. İstanbul liginde şampiyon oldular ve bir gün, bir Galatasaray maçından sonra ağlayarak takımı feshettiler, ortadan kayboldular. Galatasaraydan koparak ortalığı yakan ateş, kavuran güneş öyle bir battı ki, hala doğmadı.

Şimdilerde de aynı hava var sanki. Ama ayrılmak olmaz, mevzuat uygun değil zaten. Çok yaşlı üyelerimiz var, ellerinden gelse yabancı futbolcu aldırmazlar, Liseden olmayanı tribünde taraftar bile yapmazlar.

Ama bir taraftanda örneği varmı acaba, dünyanın en büyük lise takımı her halde bizizdir.

Ahmet Akcan; Galatasaray Hocası





Geçmiş yıllarda yine Adnan Polat işin içinde ve başındayken, lanet bir Alman Hoca vardı takımın başında. Bu Adnan Polat beyefendi başka milletten adam tanımıyor galiba. 95 yılında takım öyle yada böyle şampiyonluğa oynarken Kadıköy'de 3 -0 yenilmiş Saftig kovulmuştu. Yardımcısı bi boka yaramayan hayatı boyunca yaramayacak olan Müfit Erkasap idare etti sezon sonuna kadar. 8 maç hocalık yapıp 5 ini kazanmış 3 ünü berabere bitirmişti. Ama hepsini kazansa ne olacak karizma sıfır, Sounese bıraktı sonrasındada ilerleme dönemine girdik.
Şu yıla bakın senelerdir takım küçülme yarışında. Galatasaray Kulübünün resmi yöneticisi Adnan Ağa, bir dedeyle sezona başladı. Yepyeni bir takım kuruldu. Ama dede bu, torunlarını gezdireceği yerde Sivas'ta ,Konya'da soğukta Hakan Şükür'ü Arda'yı Lincoln'ü yönetiyor. Gözü görmez kulağı duymaz. Gol oluca elini zar zor çırpabilecek kadar dermanı var. Defoldu gitti. EEE ne olacak şimdi koskoca Galatasaray. Şampiyonluk potasında, Kupa'da yarı finalde. Takımın başında Ahmet Akçam. Bu devirde, bu ortamda bir tercüman Galatasaray Hocası. Sermaye Piyasasında bir yetkili olsa borsadan atar Galatasaray'ı. Dalgamı geçiyorsunuz lan bu düpedüz manipilasyon. Kim alır Galatasaray hisselerini.. Hastaymış, sıtmaymış bize ne. Tabi hastalanacak. 75 yaşında olsan sen hasta olmayacanmı. Galatasaray Taraftarı buraya yazıyorum, istersen sakla. Bu günleri daha çok arayacaksın. Bu Adnan Polat iki sene başkanlık yapabilsin, Fenerbahçe Stadının ortasına bayrağı ben dikmezsem Galatasaray'lılığımın hayrını görmeyeyim.

Kartaca Yıkılmalı




Kartaca İmparatorlu'ğu(Galatasaray Kulubü) Kral, meclis ve senato (Başkan,Divan ve Kongre üyeleri) tarafından seçilme esasına dayalı bir demokrasi ile yönetiliyordu. Yönetim kademesini aristokratlar(Liseli, zengin ya da zengin olmak isteyenler) oluşturuyordu, ve yöneticiler için sınırsız seçilme olasılığı vardı. Senato (Kongre Üyeleri) 300 kadar asilzadeden oluşuyordu ve 33 kişilik iç konseyin(Yönetim Kurulu) üyeliği ömür boyuydu. Zamanla 'Yüzler'' adını alan iç konsey üyeleri kağıt üstünde her yıl (Galatasaray'da 2 yılda bir) yeniden seçiliyordu; gerçekte ise aynı kişiler sürekli seçiliyordu. Kartaca Meclisi( Galatasaray Kongresi) ne belli bir sınırda mülk sahibi Kartaca'lı( zengin Galatasaray sempatizanı) katılabiliyordu. Böylesi bir oluşum içindeki Kartaca Krallığı yüzyıllarca Akdeniz'de hüküm sürdü.

Bundan 2200 sene önce Kartaca Komutanı Hannibal büyük bir ordu ile Romalılara saldırdı. Romalılar çok büyük kayıplar vererek Kartaca'lıları püskürttü. Büyük felaketten kurtulabilen Roma'lıların ünlü senatörü Marcus Cato her konuşmasının sonunda ''Kartaca yıkılmalıdır'' diyerek bitiriyor ve bu laf bu günlere kadar taşınıyordu.

Adı; Ümit Burnu'ndan, Sibirya Bozkır'larına, Yeni Zelenda'dan Alaska'ya yayılmış milyonlarca seveni olan Galatasaray'ımızı 2 yıl yönetecek şahsiyetlerin değişme zamanına 10 gün kaldı. Şahsiyetlerin değişeceği garanti ama bizim için ne değişecek bilen varmı. Zihniyet, kafa yapısı, üye profili, ön görü, hedef, motivasyon..... değişmediği sürece gelen gideni aratır. Etraf çok bulanıktır, Tabula Rasa (Masayı temizlemek) gerekir. Ve bizler sezon başlayana kadar umutlanırız, sonra enkazı tribünlerde teslim alırız kah bağırırız feryadımız gökyüzüne dağılır. Kah patlarız, yıkarız stadları. Tek bir yol vardır ''Kartaca yıkılmalıdır''

Dunga Futbolu Bilmiyor



Bir futbolcu düşünün 753 maç oynamış, oynadığı maçlardan 429 unda galip takımın futbolcusu olmuş. Fenerbahçe'de 3.5 sezonda 90 gol atıp 100 tanede attırmış. Üstelik attırdığı adamlarda Semih, Kezman, Tuncay.... Ah birde Hanry ile Van Nistelroy'la Etto'yla oynasa kimbilir kaç tane attıracak. Böylesi yüksek ortalamayla oynayan, daha doğrusu oynamadan bu ortalamayı yapan futbolcu daha önce Parma'da 5 maça çıkmış, yönetimle, teknik kadroyla anlaşamadığı için geri dönmüş. Kimse farkına varmamış Aziz Başkan'dan başka. Yani bu kadar verimli bir futbolcuyu Dunga milli takıma almıyorsa bu işi bilmiyor demektir. Ya da bizim bilmediğimiz bir bit yeniği var bu işte.

12 Mar 2008

Renk'den Büyük Floş Ruayal Var


Semboller önemlidir seçimlerde, çok parti çok aday varsa hele. Misal at sembollü Demirkırat Parti % 50 nin üstünde oy nasıl alacaktı, Atatürk CHP sinin ardından. Bu millet demokrat yerine demirkırat dedi tuzu aldı koştu, at resminin üstüne yapıştırdı mührünü. Ampül resmine basın dendi, bastılar. Son seçimde DTP Güneydoğu'da bağımsız isimlerle kazandı. Bu cahil millet sembole basardı isimleri nasıl okusundu. Onunda yolunu buldular ip verdiler. Kağıdın başına tut ipin sonuna gelen isme bas damganı.

Adnan Polat, Adnan Öztürk, Nazım Durak, Taner Aşkın, Serdar Eder. Kimler bu karşımıza renk çıkaranlar. Ey büyük Galatasaray taraftarı; içinde yıllardır tribünlerde tepinenlerde var, belkide Kayseri maçında ilk defa taraftar olanda. Bu canın kadar sevdiğin, milyonlarca seveni olduğuna inandığın takımının başına bu Renk'lerden biri gelecek. Adnan Polat'ı katarsak ayıp olur. Galatasaraylı olupta kendisini tanımayan varsa kavga ederim. Peki diğerleri kim. Bu büyük ailenin başında olmak isteme cüretini gösterenler kim. Tanıyan varmı, yoksa sadece 1300 kişinin tanıdığı ve abileri ne derse onu yapacak olanlarmı tanıyor. Yoksa ben Galatasaray cahilimiyim.

Bir duayen lafı tutturmuş gidiyor. Bir kaç yazı önceki resimde var o duayenlerimizin resmi. Acaba oy verici gençlerimiz, ilerde bizde duayen oluruz o zamanda bizim dediğimizi yaparlar görüşündemi.

İçlerinde gerçekten tanıdıklarım ve sevdiklerim var. O 1300 kişinin içine girmiş sayın arkadaşlarımız bari siz bir kez olsun abinizin dediğini değilde Galatasaray'lı olduğunu iddia ededurduğunuz kalbinizin dediğini yapın. Yok bu kolpa düzen devam eder, siz çapulcularda kim oluyorsunuz deyip abilerinizden bir beklentiniz varsa bu düzen böyle gitmeyecek haberiniz olsun.
Bu takım kongre üyelerinin, lisenin, duayenlerin değil, kayıtsız şartsız, seçimsiz, kongresiz taraftarlarındır. Tamam renginiz büyük, istediğiniz gibi vuruş yapabilirsiniz. Her zaman görürürüz, ve aynen üstünüze rest döneriz, bizim elimizde kim oldukları bilinmeyenlerin renkleri değil, sarı kırmızılı bayrak var arma var, forma var. Bizim alametlerimiz Floş Ruayal hükmündedir.

Herkes Fal Açsın


İlk aday Götz Şampiyonluk mücadelesi yapan Galatasaray’ın bu durumdan olumsuz etkilenmesini istemeyen Polat ile Kalli’nin gizli planı futbolculardan da sakladıkları ve sezon sonunda açıklayacakları belirtildi. Yeni teknik direktör konusunda bir dönem sarı-kırmızılı formayı giyen ve son olarak Hertha Berlin’i çalıştıran Alman Falco Götz’ün ismi adaylar arasında tutuluyor. Götz’ün yanı sıra Feldkamp’ın tavsiye edeceği sürpriz bir ismin de takımın başına getirilebileceği ifade edildi. Galatasaray’ın, Kayserispor’la oynadığı maçı tribünden birlikte izleyen eski kaptanlardan Bülent Korkmaz ve Reinhard Stumpf da yardımcı antrenör adayları arasında yer alıyor. (MİLLİYET)


Sezon sonunda açıklanacak planı açıklamış günlük gazetemiz. Seçim var ya bizde. Her seçim yeni bir umut, yeni bir ekmek kapısı. Ramsesin asker arkadaşı hocamız malulen emekli olacak. Şimdi yeni başkan Adnan Polat hoca ve dolayısıyla hoca da futbolcu pazarına gitmişlerdir. Gazeteler kim bilir ne hocalar futbolcular getirtecekler. Bakalım hangimizin ki çıkacak. Gerçi Adnan Baba'nın tanıdığı bir Sounes kaldı ama oda sanıyorum gelmedi ki Kalli'yi getirdi. Ben Sigi Held gelir diye bir fal açtım, Çünkü daha kötü hoca yok piyasada, olsa bizden kaçmazdı. Galatasaraylıları canından bezdiren bu çirkin, lanet hocayı çok özledik!

Fenerbahçe Yarı Finalde!

''Bu fikstür F.Bahçe’yi yorar
Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk çeyrek finalden önce Beşiktaş derbisi var. G.Saray derbisi ise yarı finaldeki 2 maçın arasına rastlıyor''11.3.2008 Vatan Gazetesi

Ben demiyorum günlük gazete diyor. Meğer Fenerbahçe'miz çeyrek finali geçmişte haberimiz yokmuş. Yarı final maçları arasında bizim maç varmış. Daha ne istiyorsunuz yalamalar, niye yorsun sizi fikstür. Nasılsa kazanacağınız garanti maç!. Moral olur sizlere.

11 Mar 2008

Galatasaray'lının Oğlu


Ninnilerle değil,
Tezahuratlarla büyüdüm ben...
Süper kahramanlarım,
Parçalı formalar giyerdi benim...
Bir oyuncak istemedim,
Seni canlı görebilmeyi istediğim kadar..
Hayır, lunaparka değil,
Sami Yen'e götür beni baba...
Gözyaşlarım yere düştüğümden değil,
Kazanamadık diye bu hafta..
Bana masal anlatma baba,
On dört sene nasıl beklediğini anlat..
Bir gece evvelden maça gidip,
Sabahın köründe maça girdiğini,
İçindeki sevginin,gecenin ayazında
Üşümene nasıl engel olduğunu anlat..
Bana öyle bir aşk anlat ki baba,
Ben de yüreğimden dağlanayım..
Kalbime iki harf kazıyayım baba...
İki renk kazıyayım...
Tek bir isim kazıyayım...
Çocuk şarkıları dinletme bana baba,
Tribünlerde söylenen o besteyi dinlet..
Söyle senden başka kimim var benim..
Düşünüyorum da şimdi..
Kimim var söylesene?
Söylesene cimbomum,
Sen şampiyon olamamışsın kupaları alamamışsın,
Kaç yazar...
Değiştirebilir mi sence bunlar sana olan sevgimi..
Olur mu lan öyle şey..
Değişebilir mi hiç...
Sami Yen'in önü bir uzun alan,
Bir tek seni sevdim gerisi yalan...
Harbiden yalan cimbomum..
Gerisi harbiden bir dolu yalan...

Genç Hasdemir

Deplasman Otobüsü


Taraftarlar için kutsal yolculuktur deplasmana gitmek. Takım sevgisinin ayrıcalığıdır, fedakarlığıdır yüksek aşamasıdır. Birlik dostluk ve dayanışmanın en yoğun yaşandığı mekandır deplasman otobüsü. '' yine düştük yollara'' denir ve gidilen maça göre bazen sabahın köründe, bazen geceden buluşulur Ali Sami Yende ve başlar umuda yolculuk. Bir çiledir deplasman yolculuğu, en kötü otobüsler kiralanır en ucuza gidebilmek için. Tezahürat yoğunluğuyla gaza basılır, muhabbeti boldur. Yolculuk hiç bitmesin istenir, molalarda inilir yer içilir sanki maç varmış gibi Anadolu bozkırları stada çevrilir. Varılacak yerdeki yerel taraftarlar tarafından karşılanmak gururlandırır deplasman taraftarını. Saygı duyulur, dile kolay burnunun dibindeki maça gitmeyenler dururken kilometrelerce öteden takımın gerçek taraftarı inmiştir o şehre. Senede bir defa maça gidenler, her maça gidenleri karşılamıştır. Kimbilir ne maçlar görmüştür şu otobüsten inenler diye meraklananlar bile olur karşılama yerinde. Gidilen şehir ve oynanacak maça göre(Konya, Manisa, Denizli....) bazen şehirde kahramanca gezilir, bazende hemen bol soğanlı köftelerle turnikede bulursunuz kendinizi(Kocaeli, Bursa, Trabzon,Sakarya...) Birazdan yaşam sebebiniz sahaya çıkacaktır. İlk işleri yanınıza gelmek olacaktır. Stadın en kötü yerindesinizdir, ev sahibi taraftar karşısında direnişe başlarsınız. Sayıca az olduğunuzdan sesinizi duyurmanın taktiklerini geliştirirsiniz ve mutlaka duyurursunuz.

Deplasman taraftarı her zaman normal taraftardan daha önemlidir, parasını zamanını başka şehirde maç yapacak takımı için feda edendir. Sonuç ne olursa olsun paylaşılan şeyler her zaman çekilen çileye değer. Galibiyetle dönüldüğünde daha bir başka binilir otobüslere, galibiyete pay çıkartılır, daha çok bağırılmıştır, daha bir bitkinlik hakimdir

İlk molada sıcak bir çorba içilir, yorgunluk kendini iyice gösterir, son yorumlar yapılır ve aniden sessizliğe bürünür otobüs. Artık herkes normal hayatına dönmüştür.

Herkes uyur.
Deplasman bir tribün kültürüdür, geleneğidir. Kimine göre yaşananlar bir aptallıktır, kimine göre de vazgeçilmez bir yaşam biçimidir. Yaşamayan bilemez, yaşamayanlara da zaten taraftar denmez. Renklerin, armanın, formanın yanında her zaman her yerde olabilmenin gururunu yaşamak, taraftarın en büyük hakkıdır. Yine düştük yollarına......

Azerbaycan'dan Sevgilerle



ultrAslan Azerbaycan
Uzun uzun, sakitce düşünürem bezenm laleler açan, sarı-qırmızı bahar kiminsen tanıdığım en gözel, en anlamlı esersen razıyam men ölmeye, her daim sen istesen Ana sevgisi kimin qarşılıqsız sevilir sensensiz yaşamaq olmaz, dünyalara deyersen leyli ve Mecnunun eşqinin zirvesindesen ayrılmaram senden, qoymaram tenha yeriyesen naynkorluq edersem razıyam, başımı da kesersen



Azerbaycanda doğuldum könlümü sene verdim Zaman keçdikçe senin, zeferlerine sevindim En gözel neğmeleri senin üçün besteledim Rahat ol cimbombomum, çünkü sene söz verdim Bunu da sözle deyil, icraatla gösterdim Ayrılıq neğmesini eşidende kövreldim Yadıma düştükce sen xeyalımda seyr etdim Cnımı da senin olsun, buna da men and içtim Adın üçün qelbimin en gözel yerini seçtim Neğmeler söyleyerek her daim CIMBOM dedim!
Yaşar Hasanzade,

10 Mar 2008

Zeten Yeneceklerdi!


''Alex’in 13. dakikada soldan kestiği topa Aurelio’nun kafa darbesiyle ilk gol geldi. Bu gol birazcık ofsayt kokuyordu. Ama F.Bahçe’nin oynadığı olumlu futbol karşısında Vestel Manisa’nın zaten yapacağı fazla birşey yoktu.''


Bu yazıyı yazdığı için para almış, bizim bir bok sandıklarımız tayfasından Selim Soydan. Ben maçı seyretmedim, sonradan da hiç bir programı seyretmem o yüzden görmedim. Ama bu azılı yalama ofsayt kokuyordu diyorsa kesin ofsayttır. Yoruma göre ofsayt mofsayt verilsin Fener takımına! gol, zaten atacaklar. Karşı takım da fazladan efor sarfetmesin, bir daha ki maçı düşünsün. Spor Bakanlığına Fenerbahçeye futbol dersi vermesi için akıl veriyor. Tek ihtiyaç olan bakanlık şu anda Şeref Bakanlığıdır. Sizin gibileri yatırıp falakaya eşşek sudan gelinceye kadar dövmeli, Namık Kemal'leri çağırmalı, öyle bir şeref dersi verilmelidir ki; Fener'in ilk hezimet maçını 40 gün 40 gece seyrettirmeli. Sonra da aynı yorumu yaptırmalıdır.

Super Lig Formula

2008 Ağustos ayında başlayacak olan Formula Super Lig’e dünyanın başarılı spor külüpleri katılıyor.Bu ligde 750 beygir gücündeki 12 silindirli 20 arac yarışıyor.Ligde yarışması kesinleşen külüpler: Galatasaray, AC Milan, FC Porto, Olympiakos, PSV Eindhoven, Borussia Dortmund, RSC Anderlecht, Flamengo, FC Basel …
Kayseri maçından önce Galatasaray'ın arabası resmi geçitte ve ben televizyon başındayım. Ne Öztürk Pekin, ne de her daim küçük Hakan en ufak bir yorum yapmadılar. Sahanın ortasına uzay aracı konsa gene yapmayacaklar bu şerefsiz insanlar. 2 gündür bakıyorum en ufak bir haber yok. Ah bir Fener olaydı bak neler olacaktı şimdi. Ey büyük Türk Medyası, Fenerbahçe'ye yalamalık yapmaya devam edin. Sessiz çekildik piyasadan ama dönüşümüz muhteşem olacak. Gök tanrıya şimdiden duacı olun gazabımızdan korusun sizleri.

Beter Ol Emi


Ne yazık, senin cezanı biz vermek isterdik. O kadar büyük ah aldın ki 1 haftada biletin kesildi. Gelmiş geçmiş en büyük hakemliğini yapmiş Cüneyt Çakır'ı kurşuna dizerken, hiç düşünemezdin başına gelecek felaketi. Hayatın boyu yalamalığını yaptığın Fenerbahçe ve taraftarları cezanı kesti. Hakemliğin boyunca hep Fenere çalıştın, Beşiktaşın attığı golü saymadın, yorumcu oldun nefesini, kalemini Fenerbahçe'ye heba ettin. Hayat bu işte iti öldürene taşıtıyorlar. Bir kere daha ne yazık ki, ilk defa Fenerbahçelilerle aynı fikirdeyim. Beteroladur Ahmet Çakar.

Kahramanlar Dönüyor, Aynı Şey







Kahramanlar dönüyor
Fenerbahçemiz bugün TSİ 14.10'te İspanya'dan İstanbul'a hareket edecek. Sarı-lacivertli ekip özel bir uçakla 18.10'da İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'na gelecek. Fenerbahçe Vestel Manisaspor ile Pazar günü ligde yapacağı maçın hazırlıklarına Perşembe günü saat 17.00'de yapacağı idman ile başlayacak.


Genelkurmay beklenen açıklamayı yaptı Genelkurmay Başkanlığı’nca sınır ötesi harekata ilişkin yapılan açıklamada, "Harekatın başlangıçtaki hedeflerine ulaştığı değerlendirilmiş; birliklerimiz arazi arama ve taramaları yaparak, 29 Şubat 2008 sabahı itibarıyla yurt içindeki üs bölgelerine dönmüşlerdir" denildi.Açıklamada, "Harekatın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu kararına içeriden ya da dışarıdan herhangi bir etki söz konusu değildir. Kaldı ki, bu konuda bazı haberlerin çıktığı gün, harekata katılan birliklerin bir kısmı başlangıçtaki planlama gereği sınırlarımız içine çekilmiş durumdaydı" ifadesine yer verildi.

adam Sandıklarımız; Bülent Tulun



Yerine adnan sezgin'in getirilmesiyle birlikte Galatasaray'daki görevinden ayrıldıktan itibaren televizyonda ne zaman görsem Galatasaray'daki hiç bir şeyi beğenmediğine ve bunu kin kusarcasına, ukalaca, çok bilmiş tavırlar içinde ifade ettiğine şahit olduğum itici adam. Kendi getirdiği için olsa gerek, Gerets'ten başkası yalan diyen kıl adamdır. Galatasaray'ın başına Sigi Held'ten sonra gelen gelmiş geçmiş en kötü hoca Gerets, kovulurken her halde daha önce kovulduğu için omuzuna yaslanıp ağlamak için Bülent Tulun'u bulamamıştır. Şimdilerde kendileri haklı çıksın diye Galatasaray'ın başarısız olması için elinden geleni ardına koymayacağı garantidir. Her konuşması, her yorumu takımın, ve şimdiki yöneticilerin aleyhinedir. Kalli'den nefret etmektedir. Adnan Sezgin'i bir kaşık suda boğar. Bir mucize olurda tekrar Kulübe dönerse yapacağı icraat Ali Sami yen'de yeni bir taraftar isyanına döner. Uzak dur bizden Tulun, senin gibi ukala, kıl, meymenetsiz adamları görmek istemiyoruz. Camiada seni seven varmı acaba çok merak ediyorum. Geçen yıl Konya'da Rixos Otelde asansörde seni nasıl dövmediğime hala pişmanım. Televizyon programını zaten izlemem, umarım bir daha asla karşılaşmayız pis herif.

9 Mar 2008

Atina'nın Yolları Taştan


Bu yazı sayın Galatasaray ex başkanı Özhan Canaydın için yazacağım son yazıdır. Kendisine bundan sonra her hangi bir yerde, gazetede televizyonda görmemek dileğiyle uzun ömürler dilerim. Kendime söz verdim ki adını lanetle bile anmayacağım.
Geçen sezonun başında Şampiyonlar Ligi maçları öncesi Ali Sami Yen çadırındaydım. Her zamanki gibi ne alalım diye gezerken bir tişört gördüm. Üstünde Atina Yolu yazıyor, Galatasaray ile birlikte, Liverpool, Bordoeux, PSV armaları vardı. Ne vardıki Atina da diye düşündüm. Niye gidiyoruz Atinaya. Meğerse Şampiyonlar Ligi finali Yunanistanda oynanacakmış.
Bu kadarmı öngörüden yoksunsun be Özhan Canaydın. İçine ettiğin takımmı Atina'da finale gidecek. Yada sen bizi her zamanki gibi müşterilerini kerizmi sandın o tişörtü alacak mahallede giyecek sonrada sonuncu olduğunda göt olacak. Zavallı Ümit Karan yapmış reklamı. Yüzündeki ifadeye bakın,'' taraftarım beni kullandılar affedin ben bu işte yokum'' der gibi.
Takımın takım olduğu 2000 yılındaki macerada bile UEFA Şampiyonu tişörtü, forması yaptırılamadı. Bırak nasıl futbolcu alınacağını ne tişörtü yaptıracağını bile bilmeyen üstelik zenginliğinin kaynağı tekstil olan bir Başkan'dan kurtulduk. Geçmiş olsun hepimize. Meraklanmayın daha kötüsüde gelmez, çünkü yok.