8 Mar 2008

Pastırma Sucuk Yaramaz Çocuk GS 2 Kayseri 0


Maça gitmedim, benim gibi düşünenler çokmuş meğer stat nerdeyse bom boş( biz bu kadar seyirciye boş deriz). Galatasaray sahaya Kadınlar Günü anlamında değilde, Böbrek Vakfının pankartıyla çıktı. Maçtan önce Hakan’ın yani hep küçük kalacak olanının yorumlarını dinledim. Gökhan Gönül ısınıyor yorumcumuz,'' sakat oynayacağı belli değil' buyuruyor. İlk yarı 2-0 bitti ve Hakan ne dediyse tersi çıktı. Kayserispor orta sahada basamadı. Ümit Karan fantastik gollerinden birini attı. İlk yarıda en iyi oyuncu beklenmedik biçimde Sabri idi. Füze yolladı. Gollere Orkun’un sevinmediğini tesbit ediyoruz. Kaleye top gelmedi henüz o yüzden gol yemedik. Aykut her an ben yicem ona göre oynayın ürkekliğinde. Lincoln’den çok umutluydum, gol bekliyordum idare futbolu oynuyor. Arda etkisiz. Seyirci coşkusuz, oyun kötü. 3. gol gelmezse maç tehlikede. İkinci yarıya Öztürk Pekine küfürle başladık. Mehmet Topal’ı Lincoln zannediyor. Topal yerde, ısrarla Lincoln diyor sonra da düzeltmiyor yersek ve yedik. Defansta Servet’in boğuşmalarını seyrediyoruz, kafa göz ne varsa giriyor. Yeni bir spor icad edilse de futbolla, deve güreşini birleştirseler. Nonda oyun tutturamadı, ne yapsa olmuyor, olmayacak gibi de gözüküyor. Çerçevemize ilk defa top geldi, topu kucakladı kalecimiz. Lincoln herhalde bundan önceki yaşamında sürüngendi yerden kalkamıyor. 70. Dakika, hocalar için değişiklik zamanı. Tolunay hamle yaptı. Bir bildiği vardır, şimdi oyunu çevirir!. Balta bugün ismine yakışır bir futbol oynuyor. Hazreti balta mübarek. Kral girmek üzere oyuna, Nonda dışarı. Seyirci kötü ve coşkusuz, oynanan oyun yüzünden iyice geberik tezahürat yapıyor. Lincoln taç çizgisinde oynuyor çıktı çıkacak. Nihayet çıktı beni yanılttı oyunuyla. Maçlardan fal tutuyoruz artık ne zaman oynayacak diye. Kayserispor’da gireni çıkaracak bir görüntü yok. Yazık kendi sahanda 2-0 öne geçtiğin oyunda seyirciyi heyecanlandıran tek pozisyon, Servet’in götünü kullanarak topu saklaması. İyi ki maça gitmemişim, bom bok bir maç ve 3 puanın dışında amaç yok. Başkandan kesin kurtulduğumuz bu maçta daha iy bir mücadele beklerdim. İlk gol tehlikesi Aykut’a çarparak kornere çıktı, kurtardı diyelim de tükürdüğümüzü yalayalım. Bugün pastırma yazı gibi bir gün vardı. Pastırmacılar beklenen direnişi gösteremedi. Bu arada Aykut’un kaleyi garantileyen mükemmel kurtarışını izledik. Çok sevindim, ben bu Orkun’u hiç sevmedim doğrusu. Takım aramaya başlamıştır bu maçtan sonra. Bende cortladım, Lincoln iyi oynar dedim yerlerde süründü, Aykut kötü oynar dedim maymun gibi uçtu son dakikada. Yaramaz çocuğumuz Ümit Karan'a bu sabah kahvaltıda sucuklu, pastırmalı yumurta ısmarlayalım. Bu maç atlatıldı diyelim ve futbolcu jargonuyla noktayı koyalım. ‘’Önümüzdeki maça bakalım’’.

Bu Maç İzinliyim


''Biz gereken kanalları açtık(Bu kanallardan akan sular takımı daha ne kadar geriye götürür bilinmez) . Bundan sonraki arkadaşlarımız da bu kanallardan yürüyerek hareket edecek(yürümeyin hatta durun arkadaşlar bir kaç sene sonra Fener yetişir size). Güzel bir dönemde bırakıyoruz (sıradan takıma elettim sizleri, unutulup gidecektiniz Avrupa'da 2 sene daha kalabilseydim). Sportif olarak iyi durumdayız( bir kere daha yenilirseniz 4.sünüz Avrupa Şampiyonu teslim aldığım takım Tromsa'ya elendi). Seyrantepe’nin temelleri atıldı(bir Ali Sami Yen'i vardı taraftarın ondan da ettim, galiba dolandırıldık ama haydi hayırlısı). Tesislerimiz yenilendi(Divan üyelerinin bedava çay içtiği mekanların koltuklarını yeniledik, Sami Yen çimleri bozuldu her hafta bir sakat veriyoruz). Mutlu bir ayrılık oluyor, ama en büyük mutluluk, üyelerimizin Büyük Kulüp’te ve dün Galatasaray Adası’nda verdikleri ’Geri dön. Seni çok seviyoruz’ mesajıydı(dönecektim ama bundan daha beter yapamazdım Galatasaray'ı). Hiçbir başkan, Galatasaray’da böyle uğurlanmadı(sadece benim arkamdan teneke çaldı şerefsizler). UEFA Kupası ve Süper Kupa’yı alan başkanımız bile dönemini tamamlamadan bırakıp gitti(çünkü onları çapulcular sevmişti,yol açılacaktı kovulmasalardı,taraftarı aramıza alacaklardı az daha). O nedenle, bu benim için mutlulukların en büyüğüdür(kendimi yaktım ama divanımızı taraftardan kurtardım). Camiaya ve beni sevenlere teşekkür ediyorum(1300 gerçek Galatasaray'lıdan bahsediyorum). Zamanında bırakmayı, bu sevgi seli içinde ayrılmayı, yaptığımız 6 senelik zor görevin mükafatı olarak gördüğüm için ayrılıyorum(çünkü bu Kayseri maçını atlatamazdım arkadaşlar, kazayla birde bu maç kaybedilseydi kulübü tepemize geçireceklerdi) . En iyi zamanı da tespit ettiğimi zannediyorum(ultrAslan mıdır nedir benim zamanımda türediler amipler, son kazığı attım onlara, lanet olsun yüzlerini bile görmeyeceğim bir daha ,son maça çıkamadım), Çok keyifliyim(yalan lan sizde herşeye inanıyorsunuz). Görevini yapmış bir insan olarak, bir Galatasaraylı olarak, bir miktar borcumu ödediğim kanaatindeyim(aslında borcum falan yoktu ben borçlandırdım sizleri). Galatasaray’a borcumuz bitmez(Galatasaray'ın demek istiyorum). Güzel tabloyu gördüm ve bu en güzel dönemde bırakmaya karar verdim.(bu tablo benim eserim, sıçtığım boku temizleyin, benden sonra tufan"
Leverkusen'e elenmeseydik, Beşiktaşı yenseydik bırakmayacaktın demi össanabi. Keşke bi kelek daha yapıpta, fosilleri dinleyip devam deseydin. Görseydin bak bugünkü maçta neler olacaktı. Kongre mongre tanıyacakmıydı bu çapulcu. Demek öğrenmişin Galatasaray'ın sahibi kim. Artık takılabilirsin bundan önceki topikte yer alan resimdekilere. Yalan söylemek karakterin olduğundan bu son söylediklerini saymıyorum. Mehmet Cansun 16 senemize mal olduğunu söylemiş, kapatırız sayın eski başkanım, yeterki bu lanetli adam uzak dursun bizden.

Kayseri maçında birinci vazifemiz Özhan Canaydın'ı seçime sokmamaktı. Artık bu karar yok hükmünde olduğundan benim maç motivasyonum kalmadı. Bu maç izinliyim evlatlar, gazanız mübarek olsun.

İkimizden Biri Yalancı




Şu üstteki resim bu seneki Avusturya Wien maçında durum 0-0 iken Yunanistandan gelen 2.gol haberini futbolculara verirken çekilmiş. En sağdaki kırmızı montlu, betonun üstünde yırtınan adam bendenizim. Tam 37 senedir tribünlerde Galatasaraylıyım diye övünür dururum.
Şu alttaki resim Galatasaray Divanında yapılan bir oylamanın resmidir. En önde soldaki sandalyede oturan caf caflı ayakkabılı, ipek çoraplı, ceketi mendilli beyefendi 2. Ramses döneminden beri Galatasaraylıyım diye el kaldırır durur.
Hadi be kardeşim, bu adamla benim ne alakam var kimi kandırıyoruz. O benden ben ondan nefret eder dururuz. Aynı takımı tutmamızın imkanı yok. İkimizden biri kesin yalancıdır.
Bizler yalandan Galatasaraylıyız. Bu kulüp onların oyuncağı. Bizim gibi çapulcu değiller, müşteri değiller, ev sahibi onlar. Maçlara gitmezler. Değil gitmek, izlemezler bile. Yurtdışından misafirleri geldiğinde numaralı tribünde ağırlamak kadardır Galatasaraylılıkları. İçlerinde sarı kırmızı kravatı olan bile yok. Komik değil mi dünyaya nam salmış koskoca Galatasaray'ın 100 yaşında kafası sağlıklı çalışmayan insanlar tarafından yönetilmesi?

Çok şükür ulu manituya, bu seneki seçimde bu resimdeki Galatasaray'lılara ihtiyaç yok. Sandığa kadar çişlerini tutmalarına gerek yok. Tek aday varmış. Oturun oturduğunuz yerde sayın kongre üyelerimiz, rahatsız olmayın. Bir dahaki seçimde dua edin birden fazla aday çıksın ki size ihtiyaç duyulsun da adam yerine konup aranasınız. Eğer olmayanınız kaldıysa rahat rahat prostat ameliyatınızı olup istirahata çekilin. 2 sene sonra görüşürsünüz kendi aranızda. Bu seçimde bir kaç yüz genç kongre üyesi yeter. Maksat Dernekler yasasına uygun olsun.

Birde Kupa Alsalar




Bir de kupa alsalar neler olacak demek ki. Kupa dediğim Türkiye Kupası canım, yok artık! Süper Kupa olacak değil ya...

(ata kardeşe selam)

İşte Gerçek Galatasaray Taraftarları



Burası Galatasaray Tevfik Fikret Salonu ve bu dedeler Galatasaraylı. Hemde gerçek olanları. Liseyi bitirmiş, zengin, kültürlü, çoğu belkide spor yapmış saygıdeğer adamlar. Evinde torununa söz geçiremeyip Divanda milyonlarca taraftarı olan Dünyaca tanınan bir markanın kaderine karar veren, bu elleri titreyen, çişini tutamayan, kulakları duymayan beyefendiler. Bir raconda bize kesseler, atsalar tribünlerden bizim gibi çapulcuları, garibanları, beş parası olmayan dolayısıyla beş para etmeyen mahlukları da, onlar çıksa Ali Sami Yen tribünlerine.

Gerisini sayın bu yazıyı okuyanlara bırakıyorum. ne olur acaba?

7 Mar 2008

Namık Kemal Köprüsü


Aslında kapatacaktım konuyu, fazla yaygara koptu, sıkıldık. Demek yıllardır ne ızdırap çekmişler. Galatasaray, 99 yılının Kasım ayında Milan'ı eleyip bir uzun yürüyüşe çıkarken onlar Aralık ayında Pendik'e yenilen futbolcularını dövüyorlardı. Yılların verdiği eziklikle yaşayanlar tarihlerinde artı yönde bir ilki gerşekleştirdikten sonra çılgına döndüler.

Konu Avrupa ise Fener esastır gerisi teferruat demiş dallamanın biri, Adının başına da Dr. ünvanını koymuş. Neyin doktorusun sen lan hıyar. Avrupa dediğin yerlerde kaç maç izledin. Hiç kupa elledinmi sen, hiç kupa gördünmü. Bu kupaları elleyenleri hiç muayene ettinmi anten. Teferruat dediğin takımın o konu olan Avrupa stadlarında kaç leşi var biliyormusun. Kaç puan topladın, kaç maç oynadın yavşak. Ama kabahat sende değil, sana bu yazıyı yazdıranlarda hiç değil. Seni bu yazıyı yazdığına pişman etmeyenlerde kabahat. Üzüntüm senin yazdığın yazıya da değil, aymazlık içinde, hayranlıkla Fener'in atladığı turu seyreden, övgüler düzüp koşan sözüm ona Galatasaray medyasınadır. Hadi be Cim Bom, at şu ölü toprağını üstünden,
Kilab-ı zulme kaldı gezdiğin nazende sahalar.(orijinali sahralar)
Uyan ey yareli şir-i jiyan bu hab-ı gafletten

Zulüm köpeklerine kaldı nazlı nazlı gezdiğin sahalar(orijinali çöller),
Uyan ey yaralı kükreyen Aslan bu gaflet uykusundan.
Namık Kemal; Sende uyan, o meşhur kamatullahına kısmet çıktı. Köpründen salavatsız geçip vakvakları ürküttüler.




Utanacak Neyiniz Var


Ey büyük Galatasaray taraftarı, 3 gündür takip ediyorum yazılanları. ultrAslan forumlarını, televizyonları. Üzüntünüz büyük, sanki bir birinize girdiniz, bölündünüz. Sanki takımınızdan utandınız. Elinde imkan olsa sanki kimileri takım değiştirecek. Övgüler, yerinde olmak istemeler, kendi takımına küsmeler, sitem etmeler. Kendinize gelin nedir bu gaflet. Atın ölü toprağını üstünüzden. Başınızı öne eğmeyin sakın, gerek te yok. Siz bu ülkenin dış hatlar terminaline 2 defa kupayla inen bir takımın ulu taraftarısınız. Bunca yıl bekleyipte sizin daha önce 3 defa oynadığınız Şampiyonlar Ligi son 8 ine( birinde dahada ileriye gidip yarı final oynayan) kaldığı için 3 gündür uyumayan, uyutmayanlara özeneciğiniz bir durum yok ortada. Yenildikleri bir maçın sonrasında eleseler bile sokaklara dökülen insanların giydikleri formanın rengi neden sizi üzüyor. Aldırmayın, bu turnuvada ancak şampiyon olurlarsa sizi geçmiş olacaklar. Süper Kupayıda ben bonus veriyorum saymıyorum. O zaman düşünürüz o zaman üzülürüz. Avrupa Kupaları çöplüğü, nice son 8 oynamış, unutulup gitmiş takımlarlla dolu. Ama kimilerinin müzelerinde de Şampiyonların kupaları parlıyor. Hasnun Galip'e git en kısa zamanda. Orada 2 tane Avrupa Kupası var. Övünün çocuklar, sevinin aslanlar.

6 Mar 2008

Zico Hoca Değil! ( Bütün Fenerbahçe Yazarları)

Çok değil tam 1 yıl önce Fenerbahçe Az Alkmaar önünde 2-0 öne geçmiş, sonrasında elenmiş. 2 gündür görüntü kirliliği yapanlar, elenene kada da yapacak olanlar o maçtan sonra Zico için bakın ne demişler. Dün dündür zihniyeti. Fenerbahçe Başkanı bu yalamaları bir bok zannedip Zico'yu kovsaydı acaba bugün ne yazacaklardı.

Fener'de bütün fatura Zico'yaFenerbahçe'nin Alkmaar'a turu vermesi sonrasında spor otoriteleri faturayı Brezilyalı Teknik Direktör Zico'ya kesti: RIDVAN DİLMEN: 25-0 mı kazanacaksın Hoca? ÜRÜNDÜL: Değişiklik geç ve hatalı. BİLGİÇ: Hoca olduğunu hatırlarsa sorun kalmaz.
Bu işi bilmiyorOtoritelere göre Fenerbahçe'nin, AZ Alkmaar önünde 2-0 öne geçmesine karşın, üstünlüğünü koruyamayıp elenmesi, Zico'nun maçı 'torpilli' yerden izlemekle yetinmesinin sonucu. Fenerbahçe'nin UEFA Kupası'nda AZ Alkmaar'a elenmesinin faturası teknik patron Zico'ya kesildi. Maçı yorumlayan spor yazarları, Brezilyalı teknik adamı kaçan turun baş sorumlusu olarak gösterdi. Zico'ya yöneltilen eleştiriler, "İkinci yarıda üstlerine gelen Alkmaar'a karşı defansif önlem almaması, yorulan orta saha yıldızlarını inatla sahada tutması, defansif özellikli Deniz'i çıkarıp, yerine Mehmet Yozgatlı'yı alması, takımı 1982 model oynatması" konularında oldu. Ömer Üründül (SABAH) Değişiklikler geç ve hatalı
ZİCO oyun iyi gittiği için uzun süre değişikliğe gitmedi sadece sakatlandığı için Deniz'i çıkarmak zorunda kaldı. Ancak yorulan ve çıkmak isteyen Kezman'ı Semih ile en azından son 15 dakikada değiştirmemesi bana göre ciddi bir hataydı. Ayrıca MehmetYozgatlı, Deniz'in değil Alex'in yerine girmeliydi. Gürcan Bilgiç (SABAH) Hoca olduğunu hatırlarsa RAKİBE teslim olmaya başlayan takımınızın ruhunu geri getirecek hareketi yapmanız teknik direktörlüğün anayasasında var. Ama bu ders Brezilya'da okutulmuyorsa, bunu da bilemeyiz. Fenerbahçeli futbolcular istediklerinde büyük olabileceklerini gördüler. Bu önemli... Zico da teknik direktör olduğunu hatırlarsa sorun kalmayacak. Erman Toroğlu (HÜRRİYET) Hesabı Zico vermelidir FİZİK tükenince kimya, yani teknik sahneye çıkamıyor. Gittikçe eriyor. Bunun baş sorumlusu da Zico'dur. Demek ki bu takıma antrenman yaptırmıyor. Fenerbahçe bu kadar yatırım yapıp bu Alkmaar'a eleniyorsa, Zico'nun hesap vermesi gerekir. Bakalım Fenerbahçe yönetimi gündemi değiştirmek için nasıl bir konu bulacak. Ama bence Zico'yu değiştirseler daha doğru yaparlar. Rıdvan Dilmen (MİLLİYET) 25-0 mı kazanacaksın? ZİCO'ya sormak lazım, 25-0 mı kazanacaksın? Deplasmanda ilk yarıda 2-0 yapmışsın, çok ciddi efor sarfetmişsin. Hem de buna müsait olmayan Alex, Kezman ve Tümer gibi oyuncularla... Hadi diyelim ikinci yarıya da aynı kadroyla başladın. Ama 55 ve 60. dakikalar arası gol "Geliyorum" diyordu. Deniz'in yanına Appiah'ı çekersin, Tümer, Alex ve Kezman'dan birini çıkarırsın. Gerekirse defansif oynayarak futbolu çirkinleştirirsin.Mehmet Demirkol (MİLLİYET) 82'yi anlamamış olabilir ZİCO, 82 Dünya Kupası'nı neden kaybettiklerini anlamamış olabilir. O yıl, en yetenekli takım, iyi bir takıma, İtalya'ya kaybetmişti. Ya da Zico kendisini bir futbol misyoneri olarak görüyor. "O oyun doğruydu. Ben rakibim iyiyken ona karşı tedbir almam. Futbol varyete yapanların oyunudur" diye düşünüyor. Deli gibi saldıran rakibine set çekememesini başka türlü açıklayamıyorum. 2-1'den sonra, orta sahayı güçlendirecek, hücumda topu tutacak adamı oyuna sürmeyi düşünmedi Fenerbahçe'nin futbol beyni. Selim Soydan (VATAN) Ortada kabul etmeliydi MAÇIN kâbus gibi bitmesini Zico elleriyle hazırladı. İyi teknik direktör, oyunun gidişatına göre taktik kurabilen teknik direktördür. İkinci yarının başından itibaren, Zico, üzerine geleceği belli olan Alkmaar karşısında geriye çekildi. Oyunu biraz daha ortada kabul etseydi, rakip tek kale oynayamazdı. Bir de Deniz-Mehmet değişikliği var. Rakip yükleniyor ve defansından Deniz'i çekiyorsun! Akıl alır gibi değil. AlaattinMetin (AKŞAM) Yardımcısı tribüne çıksın ZİCO'ya ne demeli! Deniz göbekte aksıyor. Alkmaar ikinci yarı Ümit'in koridorundan bindirme yapıyor, tedbir almıyor. Tuncay yardıma gelmiyor. Kezman, "Sakatım" diyor; izliyor. Çöken orta sahaya Uğur veya Serkan'ı değil, hücumcu Yozgatlı'yı alıyor. Dökülen Appiah'ı göbeğe çekiyor. İkinci yarı çöken orta saha ile kanatları seyrediyor. Yönetimin yerinde olsam; uyuyan, oyunu okuyamayan Zico için bir yardımcısını tribüne çıkarırım. Oradan sahadaki yanlışları anlattırırım

Sevinin Ama Yalan Söylemeyin


''Hiçbir Türk takımı, böylesine küçük görüldüğü bir karşılaşmayı, bu kadar başı dik ve inançlı oynamadı.'' Gürcan Bilgiç tozu dumana katmış böğürüyor. Maçın başlarında 2-0 geriye düşen Fenerbahçe'nin maçı bırakmayıp 3-2 yenilmeyi başarması! ve penaltılara taşıyıp elemesi üzerine coşmuş. Geçen yıl her programda Ahmet Çakar'la kayıkçı kavgası yaparak Zico'nun yerine Geret'si tercih ettiğini, her fırsatta kovulması gerektiğini, Daivid'in Fenerbahçe santrforu olamayacağını, sıradan bir futbolcu olduğunu söylediğini ne çabuk unuttuğunu kimse hatırlatıp sevincine limon sıkmadı. Gerçi daha önce Manchester United maçında ilk 10 dakikada Hayrettin 2 tane yemiş hezimet hesabı yapılırken takım şahlanıp 3-2 öne geçmiş,İngiliz takımı beraberliği zor kurtarıp İstanbul'a gelmişti. Galatasaray eleyip Şampiyonlar Ligi'nin ilk çeyrek finalistlerinden biri olmuştu. Hatta daha önce yine 3-0 yenildiği maçın rövanşında 5-0 yenerek önce çeyrek sonra Monaco'yu eleyerek Şampiyon Kulüpler kupasında yarı final oynamıştı. Ve hatta yakın tarihte yine Galatasaray, Şampiyonlar Ligi gruplarından iki defa kalifiye olarak çeyrek final maçı oynamış, Real Madrid'e averajla kaybetmişti. Olsun canım kim hatırlayacaktı şimdi ülkede coşku varken salla gitsin ilk defa bu skorların altından Fenerbahçe'nin kalktığını, Gürcan Bilgin'e göre Galatasaray Türk takımı değildi nasıl olsa.

Bizim Mahallenin Takımı


5 Mar 2008

Etme Bulma Dünyası


Ahmet Çakar abimiz büyük konuşup'' Fener tur atlarsa bikini giyerim'' demiş. Takipçisi olun bakalım Fener'liler giyecek mi. Galatasaray maçındaki hakemi kurşuna dizerek bayağı yalamalığınızı yapmıştı. Etme bulma dünyası Cüneyt Çakır'ın laneti üzerinden 1 hafta geçmedi daha. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Hadi bakalım sıçtığın boku temizle.

Bu Gün Dükkan Kapalı

Fenerbahçe Sevillayı eledi. Ne günler yaşıyoruz, bir zamanlar caddelerde sarı kırmızılı arabalar korna çalardı. O zamanlar Fenerbahçeliler Samandırada takım otobüsü beklerdi. Zamanın behrindeki futbolcuları dövmek için sıradaydı. Gün oldu devran döndü biz yerimizde bile sayamayıp geri viteste köy takımlarına elenirken, Fener son yılların en büyük futbolunu oynayarak Sevilla'yı eledi. Kadıköy'de rehin kaldık sabaha kadar buralardayız. Çeyrek final gördüler böyle oynarlarsa ilerisinide görürler. Avrupa ne yana düşer usta Cim Bom ne yana, Fenere zafer şarkıları bize Aykut ile Orkun'dan masallar. Elin oğlu elinde turla dönüyor, bize bok yemek düşer.

4 Mar 2008

Galatasaray Yönetimi Derin Devleti ;Haim Fresco

Her transferde adı geçer, adının geçtiği hiç bir futbolcu alınmamıştır. O olmasa yabancı futbolculara milyonlarca dolar tazminat ödermişiz. Özhan Canaydın'ın ortağı olmaktan başka sıfatı olmayan, ismi ancak ÖzhanCanaydın'la anılan, belkide gerçekte olmayan kişidir.
Her çeşit arama motorlarıyla arandığında, hakkında yabancı hiçbir kaynakta adına rastlanmayan, hiçbir ticari faaliyette veya organizasyonda adı geçmeyen, sadece türk gazetelerinde, spor portallarında ve gs forumlarında kendine yer bulan ve sadece özhan canaydın tarafından tanınan, bilinen, varolduğu iddia edilen kişi.
not: google aramanın diplerinde bir haim fresco bulabilmeyi başardı, 8 haziran 1898 "constantinople" doğumlu fransız yahudisi, naziler tarafından 15 mayıs 1944'te 73 numaralı konvoyla baltık ülkelerinin birindeki bir toplama kampına gönderilmiş ve kurtulamamış.

El Padrino


Dünyaya futbolu öğretmiş, her turnuvada kupalara oynayan, her futbolcunun liginde oynamaya can attığı İngiltere'nin hocası İtalyan Capello.
İnşallah İngiltere-İtalya bir final oynar da Capello'lu İngiltere İtalya'yı yenerek şampiyon olur. O da maymunluk yaparak sevinir sonra da tatilini Sicilya'da geçirir. El Padrino'nun kucağına düşer de babalara gelir.

3 Mar 2008

Maçı Gören Varmı


Alın elinize cetvel eğer maçta değilseniz. Maçı seyredebilen olmuşmudur diye. Şuradaki aslanları saygıyla selamlayın. İçlerinden biri sahayı tam görmüşse namussuzum. Kalleştir, misafirini burada oturtan, kalleştir seyircisini burda maç seyretmeye mahkum ve mecbur eden yönetici. Helal olsun ultrAslan, her koşulda armanın formanın peşindesiniz. Size layık olmayan yöneticilerinize rağmen.

Beşiktaş Stadındaki Galatasaray'lılar,




Üç büyük stadımız da aynı. Üçünün yöneticileri de. Bir mahalle kahvesinde oturup aynı kararları alıyorlar. Taraftarlar onlar için sümük atılası mahluklar. Bakmayın siz maçlardan sonra taraftara yalakalık yaptıklarına. Stadyumda korkarlar, dışarda görseler selam vermezler. Burası Beşiktaş İnönü Stadı. Bu resim siyah beyaz resim,görünen fotomontaj değil, karşıda ultrAslan sarı kırmızı parıldıyor misafir tribününde. Adı üstünde misafir,Türklerde bir de derler ki misafir el üstünde tutulur. Tutulur da şeref tribününe gelenden bahsediliyor galiba. Yoksa ne misafiri, şu görünen yerde maç seyrettirmek insan haklarını ihlaldir. Gidenler bilir gitmeyenler her iki resme dikkatle baksın.Tribünün her iki yan tarafı paravanlarla kapalı. Orada nerde oturursan otur sahayı göremezsin. Maksat görmen değil zaten, lanet edip bir daha gelmemen. Tabelaya yakın oturuyorsan yeni açıktaki kalenin numaralıya bakan direğini görürsün. Kapalıya yakınsan kapalı tribünü ve karşı kaleyi hiç göremezsin. Yakın kaleyi görmek için önde olman lazım onda da önünde kalın demirler var. Sinirlensen, çıldırsan bile kafesle kapalı dört bir yanın çıkamazsın. Önündeki dev kolonlardan iğrenç müzik dinlersin. Hayvanat bahçesindeki leopardan betersin. Aynı şey Ali Sami Yen'de ve Kadıköy'de var. Hiç bir Anadolu stadında yok. Evvelki haftada Konya'da misafir tribünündeydim. Üstü kapalı misafir takım seyircisinin. Bu üç büyük denen takımların yöneticileri nasıl bu kadar sadist olanlardan oluşuyor. Bir yönetici gelse baksa otursa kaldırtır paravanı. Çağdaş stadmış, hadi be örneği nerde. Adnan Polat bey bir günde sen ordan maç seyret bakalım. En pahalı yer orası, ilk girenler, en son çıkanlar oradakiler,takımını en çok sevenler de onlar.

adam Sandıklarımız; Müfit Erkasap



Galatasaray 3 yıl üst üste şampiyon olmuştu. Dönemin iyi futbolcularına açıktan prim vermek istediler. Metin Kurt isyan etti normal parasını bile almadı, isyana başka futbolcular da katıldı. Fatih Terim'in ilk yılıydı, Trabzonspor ile oyananacak kupa finali öncesi kadro dışı kaldılar tüm isyancılar. Sağ bek mevkisinde bir balta seyretmeye başladık o dakikadan sonra. Top geçer adam geçmezdi. Hatta bir maçta isyancılardan Gökmen yoktu santrfor oynattılar, ayağının burnuyla topa vurdu. Demek o maçtan beri arkadaşlar Fatih Terim'le.
Terim nereye o oraya. Şamaroğlanı, Erman Toroğlu'nun Fatihin yedek kulubesindeki koltuğunu temizler diye yorumu var. Ezik bir karakter, yıllardır büyük takım hoca yardımcılığı yapmış ama ne öğrendiğini kimse bilememektedir. Fatih Terim olmasa ne yapacak bu zavallı yardımcı.
İnsan hayatı boyunca yardımcı kalırmı ya, geç bir anadolu takımın başına bildiklerini öğret. Ecevit'in Hüsamettin Özkan'ı, İbrahim Tatlıses'in Aydemir Akbaş'ı neyse Fatih Terim'in Müfit'i de aynı. Sesi varmı, ne kadar maaş alır, maçtaki tek görevi, ısınan oyuncuların yanına koşarak hangi futbolcu girecekse onu çağırmaktır. Dikkatli izleyin ilk maç, gerçi bu görev kaleci antrenörünündür ama( Şu an Nezihi çok iyi yapıyor bu işi, kale arkasında ısınanlara koşarken, çok zevk alıyorum) Müfit üstlenmiş durumda. Tuncaaaaaay, Nihaaaat, Haliiiil..... çok iyi çağırır.
Abi ne olur bir yalan gazete haberi ya.'' Filanca takımda Müfit Erkasap sesleri''

2 Mar 2008

Lodostan Sonra; Beşiktaş 1- Galatasaray 0

Maça gitmedim öncüleri gönderdim. Gelen haberlere göre tribünlerden sahanın yarısı gözükmüyormuş. Televizyondan açıya baktım doğru, öyle bir paravanla tribün kapanmış ki kimse maçı izleyemesin. Bizler yöneticilere boşuna kızmıyoruz. Lanet olası yönetimden bir kişi maçtan bir gün önce girse baksa kaldırtır o paravanı. Televizyondan seyretmek ne kadar kötü büyük maçı. Bir de Galatasaray yorumcusu Hakan Ünsal olunca insan kahroluyor. Sanki yenilse de konuşsam gibi bir görüntüsü var şerefsizin. Zaten oynarken de pek sevmezdim. İlk yarı pozisyonsuz geçti.İkinci yarı üst üste kornerler ve direk dibinde kimse yok kaleye gelen ilk top her zamanki gibi ağlarımızda. Kime güveneceğiz kalede bilemiyoruz, al birini vur ötekine. Mehmet Topalın kahramanca çarpışmasını seyrediyoruz. Barış vurma diyoruz vuruyor top taçta. Dakika 75 gol gelecek gibi gözükmüyor. Son yılların en kötü maçındayız. Bu kadar kötü nasıl oynanır nasıl oynatılır bu futbol inanılır gibi değil. Sanki langırt maçı. Bizimkilerde langırt kalecileri. Kıvır kolu döndür kaleciyi top çarparsa kurtardın golü. Çarpmazsa delikten çıkar topu santraya dik. Futbolumuz bu derviş dervişe sırayla biniyor. Sevincin 3 gün sürdüyse öp başına koy, mutlu taraftarsın. Golü çıkarmak için hocada futbolcularda en ufak bir çaba yok. Dün sis vardı İstanbul'da bugün lodos. Her şey çok net gözüktü. Bu kalecilerle büyük maça çıkılmaz, bu hocayla büyük maç kazanılmaz. Evliya yardımı istisna. Canın sağolsun Galatasaray.

Bir Beşiktaş Tramvayı Aldı Beni


13 sene şampiyon olamamıştı Galatasaray. 14. senede olamayacaktı bir mucize olmasaydı. O zamanlar galibiyete 2 puan verildiği senelerdi. Son üç maç kala ahval ve şerait şimdiki hesaba göre şöyleydi. 5 puan önde girdi Beşiktaş son düzlüğe. Malatyasporla oynayacaklardı Malatya'da. Oradaki elçimiz Büyük Metin'in attığı golle yenildiler, bizde İstanbul'da zar zor Kocaelispor'u 2-1 yenebildik. Bu stresle ancak bu sonuç alınabildi. Taraftar Derwall'ın kelesini istiyor Hıncal Uluç daha lig bitmedi yazıyordu. Sonra biz Antalya'da Beşiktaş İstanbul'da Denizlispor ile oynuyordu. Biz rahat kazandık ama Beşiktaş son dakikalara 1-0 önde giriyor umutlar tükeniyordu. Son dakikada Denizlispor frikikten gol atıp son haftaya lider girmemizi sağlıyordu. Bu Denizlisporun ilk kıyağıydı. Son haftaya bildiğiniz Eskişehirspor maçıyla girdik. Gerisini herkes biliyor. Prekazi, Muhammed ve son 20 dakika ızdırap bekleyiş, aynı geçen seneki Denizli'den ikinci kıyağı beklediğimiz gibi.

Dinimize Küfreden Müslüman Olsa;Nihat Özdemir


''Fenerbahçe yönetimi olarak hakeme ateş püskürebilirsiniz. Bu hakkınız. Ama itirazınızı seslendirmek için Nihat Özdemir'i öne çıkaramazsınız. Çünkü o bir sanık. Sıradan bir sanık da değil.29 yıl hapsi istenen bir sanık hakkındaki suçlama o kadar ağır ki, dolar milyarderi listesine giren ortağı Türkiye'ye gelemiyor, firari''


Azılı Fenerbahçeli Ergün Babahan maçtan sonra salyalarını akıtan Nihat Özdemir için gazetesinde böyle yazmış.

Burası Olimpiyat Stadı

Bende beraber

Şu Bizim Top Toplayıcılar



Üstteki top toplayıcı Arda Turan; yandaki top toplayıcının top topladığı maçta oynadı. Bu çocuğun takipçisi olalım bakalım oynayacakmı