21 Tem 2011

Mehmet Ali Aydınlar; Deseleksiyon

Çok severim, Enver Aysever şaşırıyor, bu kadar önemli, başarılı, zengin bir iş adamı, neden Futbol Federasyonu Başkanlığını kabul eder diye gürlüyor. Şaşırıyor ve huzursuz günler geçirmesine aklı sır erdiremiyor. Ben ise onun şaşırmasına şaşırıyorum. Şaşırmak iyidir, şaşırmayan insan insan bile değildir. Fakat, futbol gündemi beni asla şaşırtmıyor ne yazık.

Aslında ben  Mehmet Aydınlar'ın neden getirildiğine değil de, Özgener'in apar topar neden kaçtığına şaşırmıştım. Ailesine fazla zaman ayıramadığını söylemiş, Genç, yakışıklı eski Başkanımız yıpranmış, aşırı ilgiden rahatsız olmuş, kepek problemi var gibi. Yani en az 50 milyon kişinin ilgilendiği, taraf olduğu, bildiği sevdiği bir sektörün başından, sadece çoluğunu çocuğunu az görüyor diye giden bir adamdan bahsediyoruz. Olacak şey değil, bugün Başbakan'ın torunumla fazla ilgilenemiyorum o yüzden Başbakanlıktan istifa ediyorum demesi gibi bir şey. Güç desen sende, itibar, izzet ikram, etrafında yalaka sürüsü, açılamayacak kapı sıfır, yaptıramayacağın iş yok ve sen bırakıp gidiyorsun. Hadi be! bu kadar da salak yerine koymayın futbolseveri. Futbol müşterisiyiz tamam da işin özünde tarafız, taraftarız, iddia ediyoruz en az bilenimiz bile sizden iyi bilir futbolu. Daha garibi var, böyle bir makama da kimse talip olmuyor işin tuhafı.

Yerine atadıkları şahsiyeti, dikkat edin seçtikleri demiyorum, yalvar yakar getirdikleri muteber kişiyi yolda görsem tanımam. Ben kimim? hayatının son 40 senesini tribünlerde geçirmiş, iyi kötü bütün futbolcuları tanıyan, hatırlayan, bu konuda ahkam kesebilen, futbolla yatıp kalkan ben, futbolun başına getirdikleri adamı tanımıyorum. Yine örnekleyeceğim, hayatının 40 senesini siyasetle geçirip Başbakan'ı tanımayan gibi bir şey. Araştırıyoruz kim olduğunu, sıradan, milyonlarca olan mali müşavirlerden biriymiş çok kısa zaman önce. Acıbadem Hastanelerinin sahibiymiş, En hızlı balık kendisiymiş, o kadar çabuk yükselmiş ki böyle bir ödül varmış bilmiyormuşuz, çabuk yol alanlar için. Ben olsam böyle de ödül mü olurmuş deyip kaçardım, utanır almazdım. Fakat bize ne, etrafta o kadar çok hızlı balık var ki. Bize ne olmayan sıfatı, azılı Fenerbahçeli oluşu. Şaşırıyorum, araştırıyorum amatör olarak bile futbol oynamamış. Çok bahsettik ama Başbakan'ın bile futbolcu olduğunu hatırlayan ben, hiç bir yerde Mehmet Ali'nin futbol oynadığına rastlayamıyorum. Ve acaba, Özgener'e bütün kulüpler kalması için yalvarırken onun kaçmasına , Aydınlar'ın gelmesine sebep ne ola ki diye şaşırıyorum.

Özgener nakış gibi işlemişti geçen sezonu.  Her şey güllük gülüstanlıktı, majör takım Şampiyon olmuş sırasını savmıştı. Bir önceki sezon yaptıkları ameliyatta, narkozu hesaplayamamışlar, Hamsi'nin ameliyat bitmeden uyanmasına mani olamamışlardı . Bu kez telafi edeceklerdi şakası yoktu sistemin. Bu sezonu da riske atamazlardı, Hamsi bu kez kendisi cebbelleşiyordu çakallarla. Operasyon ekibi her hafta yeni bir avı pusuya düşürüyordu. Sonunda zorlansalar da başarmışlardı. Allahlarına şükürdü. İnsan niye başarılı olduğu yerde bir dönem daha kalıp tarihe bir de bu yönüyle geçmek istemezdi ki.

Aysever, Acıbadem Hastanelerinin sahibi olsam bu işi kabul etmezdim demeye getiriyor. Gülüyorum, kendisinin Fenerbahçeli olduğuna da üzüldüm, keşke Galatasaraylı olsaydı. Futbolu başka bir pencereden görebilirdi. Maça da gitmediği belli, gitseydi, çok akıllıdır mutlaka uyanırdı ve Mehmet Ali Bey'in Futbol Başı olmasına o zaman şaşırmazdı. Her maç en az 5 defa Acıbadem sedyeleri sahanın içine girer. İki futbolcu çarpıştığı zaman en az biri için sedye çağrılır. Tribünden duyulan feryada baktığında sanırsın ki diz kapağından vurulmuş. Acı bir düdük, hakemin eli havada, iki sağlık görevlisi, mezbahaya giden koyun edasında Acıbadem armalı sedyeyle koşarlar sahanın içine. Özenle futbolcuyu yerleştirip ağır adımlarla sahanın dışına çıkarırlar. Maç devam ederken futbolcu sedyeden iner, hiç bir şey olmamış zaten, bu sefer oyuna girmek için hakeme bağırır Biz tribündekiler, televizyondan seyreden milyonlar böylece Acıbadem sedyelerini seyretmiş oluruz, yani Mehmet Abi'nin ekmek teknesinin, palazlanma zabazingosunun reklamını. Mehmet abi, dükkanını tanıtmak için televizyona reklam verse, bütün takımların futbolcularını o dükkan iyileştiriyor olmasa,( işi düşen var mı bilmiyorum, benim bir kere düştü, bilezik gibi geçirmişlerdi), gelen yabancı futbolcuları sağlık kontröllerinden o dükkan geçirmese, geçirdim deyip sakat futbolcuya sağlam raporu vermese(Linderoth), yani o dükkan şebekenin hizmetinde olmasa, bizim köydeki sağlık ocağından inanın daha önemli, tabi ki de o dükkanın sahibi de şimdiki gibi hızlı balık olmayacaktı.

Ne zaman biri hak etmediği bir makama gelmişse kıllanırım. Mehmet Ali Aydınlar'ın Futbol Federasyonu Başkanı olması deseleksiyondur. Uygun değildir, Hakan Şükür, Cüneyt Tanman, Rıdvan Dilmen olur ama Mehmet Abi olmazdır. Aysever kardeşimin anlayamadığı nokta burasıdır. Peki neden getirilmiştir?

Önceki sezon pusu kuran avcılar, bu defa başka avcının pususuna düşüp av olmuşlardır. Tarih uyuyan arının kıçına çöp sokmaya cesaret edenleri minnetle anacaktır. Aslında bu arılar hiç uyumuyorlardı, uyuyor numarası yapıyorlardı. Uyuyor olsalar iş kolaydı, dediğimiz gibi bir çöp sokmayla uyanırlar dı. Uyuyor numarası yapan arıyı uyandırmak için de öküz nodulu dürtmek gerekiyordu, ve dürttüler.

Değişmez kuraldır, iti kim öldürdüyse leş ona taşıtılacaktır. Kim neye karşıysa o iş ona yaptırılacaktır. Ortada büyük bir leş vardır, ne yazık ki sarı lacivert kokmaktadır. Bu leşi kaldırmaya misal tarafsız gözüken bir Başkan'ın ya da misal Galatasaraylı Haluk Ulsuoy'un gücü yetmez, kaldıramaz. Bu leş ancak ve ancak azılı bir Fenerbahçeli'nin tansiyonu düşürmesiyle kaldırılabilir. O da bulunmaz Hint kumaşı olan Mehmet Ali Aydınlar'dır. Ve ne mutlu ki bulunmuştur. Yok öyle yağma Mehmet Ali Abi, Aziz Yıldırım'ın yanında Amigo Sefa'dan daha çılgınca Fener golüne sevinip, Fenerli olmayanların parasını ameliyathanende cukkalamana ömür boyu izin vermezler. Sehpayı sen tekmeleceksin.

Buyur bakalım, saf dur, leş kalkacak, at imzanı, gir tabutun altına. Büyük Fenerbahçen pisledi, sargı beziyle de temizlenecek gibi değil. Artık maliyecisin ya, asıl mesleğin o ya hesap adamısın ya, düşünmeye başlamışsındır.

Sen bir garip çingenesin, nene gerek gümüş zurna? Yoksa kendini koskoca Türkiye Futbolu'nun Başkanı mı sanıyordun?