17 Şub 2012

Bu Ateş Üfleyerek Büyür; Mersin 1- Galatasaray 3


MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera
5
Ebu
6
Semih
5
Ufo
4
Hakan Balta
6
Selçuk
6
Engin
7
Emre
5
Ceyhun
5
Elmander
6
Necati
7.5

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN:
Elmander’in sakatlanıp yerine Sercan’ın oyuna girmesiyle takımın hücum aklı gözle görülür şekilde düştü. Hele ki Sercan’ın ikinci devre kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda vuruş tercihi kendisinden tamamen umudumun kesilmesini sağladı.
VARİL:
Sercan Yıldırım; Gerçi sonradan oyuna girdi ama oyunun büyük bölümünde sahadaydı. Galip takıma şu kış kıyamet günlerde cillop gibi sahada lider ve istim üstündeki Galatasaray’a Elmander’in yerine girdiği halde katkısı sıfırdı. Büyük umutlarla transfer edilmişti artık ne zaman sonra bir daha böyle uygun ortam bulur mu bilinmez?  
-
GLADYATÖR:
Necati Ateş; Gol kısmeti, futbol tanrısı devamlı yanında olan bir futbolcu. Attığı kafa gölü çok güzeldi. Attığımız ve kaçırdığımız bütün pozisyonlarda vardı. Aldığı balık penaltıya sevinecek değilim.
-
BOROZANCI:
Tolga Özkalfa; Futbolumuzun global kraliyet ailesinin klasik hakemlerinden biriydi işte. Büyük takımlara verilen kıyak penaltılardan birini çaldı. Futbolun selameti için yapması gerekeni yaptı. Aynı penaltıyı, aynı sarı kartı bize gösterebilirmiydi?  
-
BİR SORU – BİR CEVAP:
Mersins İdman Yurdu 10 kişi kalmasa sonuç değişik olurmuydu? Olurdu, daha kolay galip gelirdik. Sanki 10 kişi kalan takıma acır gibiydik. 1-0 üstüne aman fazla atmayalım rakibi ezmeyelim düşüncesi gibi bir şey vardı. Galatasaray hiç pozisyon vermedi, Muslera’ya top gelmedi. Kaleye gelen ilk top gol oldu, başka top da gelmedi zaten.

-İMPARATOR:
-Ben bu maçta İmparatore’yi beğendim. Ebu’yu takıma koyması, Sabri’yi oynatmaması, Ceyhun’la başlaması, 1-1 den hemen sonra hepimizin umudunu kestiği Aydın’dan umut kesmemesi  çok olumluydu.
ORDAKİLER:
Akdeniz Galatasaraylıları tribünlerde yoğun bir şekilde yerini aldı. Ne var ki o yoğunluktan beklenen tezahüratları duyamadık.
-
ANALİZ:
Afrika’dan yetişen Ebu sağ tarafta gelişigüzel atak yerine göze hoş gelen varyosyanların yapılmasını sağladı. Çok süper oynamasa da hücum beki nasıl oynar birkaç örneğini verdi. Bundan böyle sağ tarafta yol geçen hanı bir bek görülmez kolay kolay. Sol tarafta ise yedeğin sakatlanmasıyla tam iyileşmese de hakan Balta takımda yerini aldı ve bu sene ki ortalamasının üstünde bir performansla bitirdi.

Galatasaray’ın nasıl oynayacağını, ne sonuç alacağını, hatta ne zaman gol atıp yiyeceğini artık çoğu akil taraftar biliyor. Maçın başında ve maç sırasında hemen hemen ne konuştuysak o gerçekleşti. Çok kolay giden maç, Elmander’in sakatlanıp çıkmasıyla biraz bilmeceye dönüştüyse de, gol çok klas hareketle ve çok klas bir kafa vuruşuyla gelerek takımı rahatlattı. İkinci golün gelmesi an meselesiydi, gelseydi çok rahat hezimete giderdi. Hezimete gitmese bile takımı aktif dinlenmeye götürebilirdi.

Mersin hocası, 0-0 a maçı bağlamıştı, 1-0 geriye düştüğünde bile kendisi açısından sorun yoktu. Amacı farklı yenilmemek olan klasik vasat altı bir hocaydı. 80. dakikalara kadar tek farkla maçı götürüp, can havliyle, şeytanla, evliyalarla bir gol bulup geceyi mutlu kapatmak arzu ve isteğindeydi. Her ne kadar haksız penaltıyla geriye düştüyse de bırak beraberliği 2 farklı bir mağlubiyete bile şükretmesi gereken bir oyun oynattı.

Necati benim her daim benim sevmediğim bir oyuncudur. Ve sevmemem sebeplerim ortadan kalkmadığı sürece de öyle kalacaktır. Muhteşem bir gol attı, tam gevşeyecektim, tam bütün kötü futbolcuları gönderip keyif yapacakken, yine aynı beni sinir eden hareketini yaptı. Golden sonra ilk olarak Engin baytar’ın üstüne atlaması gerekirken o önce yüzüğünü sonra armasını öptü. Şu saç şeklini değiştirse ve de golden sonra ailesine golü göndermese belki detant uygulayabilir sorunları geçici bir süre askıya alabilirim. Nitekim ben bu yazıları yazarken televizyona konuştu gollerini iki çocuğu için attığını söyledi. Biz boşuna sevinmeyelim bizim için atmamış.

Engin Baytar şu anda benim takımda en çok sevdiğim futbolcuların başına geçti. Ben futbolcunun sedye ile sahadan çıkanına kurban olurum. Her maç ya yorgunluktan dermanı kalmayarak, ya baldırı atarak sahayı sedye ile terk ediyor. Futbolun en güzel görüntüsü çalımı en güzel o atıyor. Adam eksiltiyor, gelişi güzel bir hamlesi yok. Prese girdiğinde adamı bezdiriyor. Okan’ın iyi zamanlarını hatırlatıyor. Takımın bankosu oldu, her geöen hafta üstüne koyuyor, ilk mili maçın da bankosu olacaktır.

Aydın Yılmaz için neler yazdık, hepimiz umudu kestik. Konya’daki maçını seyretmiş biri olarak belki de taraftar içinde kendisinden hala medet bekleyenlerden biriyim hala. Ve hala iddam var, belki bu şu anda çok geç ama 5-6 naç banko oynasa, çıkarılmayacağından emin olsa bu süratte bir açık olarak hem Sercan’dan, hem yeni gelen Yiğit’ten çok daha verimli olacak. Şu haliyle bile her ikisinden çok daha iyi futbolcu olduğunu maça katkı yaparak gösterdi.

Cuma maçlarından, hele deplasmanda galip dönmek, camia da çaycı, kapıcı dahil herkese büyük bir keyif verir. Bize ne kadar keyif verdiyse aynı oranda tersi olarak en yakın rakibe ve onun taraftarına kahredesi bir hafta sonu geçirttirir. Rakip maça kafadan yenik başlar. Olası bir Fener yenilgisi, ve muhtemel bir Beşiktaş galibiyeti lige pley of oynatma kararı alanları, bu kararı aldıklarına pişman eder.

Şimdi Terim’i tatlı bir sıkıntı bekliyor. Gel de şimdi Beşiktaş maçına takımın çift santraforunu belirle. 2 gol atmış, bir penaltı kazandırmış Necati banko oynayacak elbet. Baros’ta yansın yansın hakeme küfür ettiği maça dövünsün.

Yediğimiz gol Ebu’nun laeciyle konuşamamasıyla oluşan bir kornerle geldi. Futbolun klasik tekerlemelerinden biridir. Gereksiz korner gol olurdu oldu. Atamayana atarlardı, attılar. Emre, Selçuk, Engin gibi teknik futbolcuların tekniklerinden bir kaç pozisyon seyrettik. Kaleye de birkaç şut çekilseydi de Muslera’nın plonjonlarını seyredebilseydik. Şimdi gidin yatın, rahat bir hafta sonu geçirin. İmkanı olanlar, maççılar daha sonra hazırlıklara başlasın. Arena’da bir önemli maça çıkılacak, kuşanın çocuklar.