28 Ara 2013

Dularımızı Kabul Eyle Yarabbi; Gayseri Erciyes 1-3 Galatasaray

Gündemin anlam ve önemine binaen ilk yarının son son tepik maçımızın tefsirine Allah'ın izniyle Peygamber'in kavliyle başlıyoruz. Hayırlara vesile olsun.

Bizim bakan değişti, kelinden anladığımıza göre çocukken arkadaşları top peşinde koşarken o Kuran kursuna gitmiş, 5 vakit namaz kılmış, dolayısıyla güvercin takla bile oynamamış biri. Kırmızı arabayı teslim aldığında dua etti. Allah'ım Suat kardeşimiz gibi görev teslim etmeyi nasip etsin dedi. İnşallah kardeşim inşallah. Duaya katılalım Allah kabul ederse.

Teslim aldığın Ulusal Takım, senden önceki bakan geldiğinde 2. torbadaydı, sana 3. torbayla teslim etmeyi nasip eyledi Suat, yüce mevlam sana da 4. torbaya girmiş bir Ulus Takımı teslim etmek nasip eylesin.

Ulusal Takım hocası Dünya çapında bir sünnetsizdi, kovdular önce imam getirdiler, sonra da, motor sanat terk imparatora teslim ettiler. Senin de inşallah helal süt emmiş, dinine kitabına sadık, diktatörüne biat eden biri kalbine vahiy edilir de sen de bir badem bıyıklıya Ulusal Takımı teslim edersin inşallah.

TFF başına bir embesil getirdiler, daha beteri bulunur bu necip millette, sen tez elden bulasın.

''Olimpiyatlara talibiz, arz ederiz İstanbul-Turkey'' Bu kadarcık bir dilekçeyle başvursa, adamlar Google Eart'a girip İstanbul'a organizasyonu verecekken, senden önceki bakan kendilerini Dünya'ya tanıttı, rezil olduk, bizi tanıyan bizle çay bile içmez durumda, sen var oldukça hiç bir büyük organizasyonu alama inşallah.

Rabiacıları, ırkçıları, Gezi'ye küfür edenleri, ihya edip, Mandela'yı, Atatürk'ü mahkemeye verdiler, yalamalar aynı yalama, Suat sana kazasız belasız devir etti, dillerine prezarvatifleri geçirdiler, senin de o koca götünü hazır ve nazil eylesin yarabbi.

Olimpiyatta madalya alsın diye hap yutturulmuş, iğneden delik deşik ettirilmiş kızlarımız, artık köpek kovalasa bile ömür boyu koşması yasaklandı, sen de ilk olimpiyatta yarışçılarımızın kıçına nışadır sürer, koşturur dereceyi öyle kovalarsın inşallah.

Kendileri dahil, kendi taraftarı hariç herkesin emin olduğu, mahkemelerim hüküm verdiği, Avrupa'ya çıkışı yasaklanmış takımlara ceza vermediler, Kainatın sahibi Yüce Gök sana da şikeyi tamamen serbest bıraktırma kararı verdirir inşallah.

Ve yüce mevlam senden sonrakine aynı huzur içerisinde bir başka kemik yalayıcı arkadaşına görevi teslim etmeyi nasip eyler inşallah.

Abdestimizi aldık namaza geçiyoruz.

Keçi Boynuzu(Muz bile değil) Cumhuriyetimizin Şeyhülislamının, benim de memleketim Gayseri'deyiz. Senede 3 defa daha hareketli olsun, para kazansın, hemşehrisi din kardeşlerinin duaları yüce ihsana maruz olsun diye Süper Lig'teki ikinci Gayseri takımıyla Erciyes Ovasında'yız. Hak geçmemiş, 2 -2 berabereler, Rize-Kasımpaşa'ya karşı, 2. Gayseri takımı.

Kardinal Mancini, takımı 11/6 gavurla sahaya çıkardı. Allah sonumuzu hayır etsin. Muz Cumhuriyeti deyip aşağıladıkları Fildişi Sahillerinden ülkemize top oynama gelmiş, Drogba, İsa'ya, Kamerun'lu Şecu Muhammed'e yaranıyor, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, biz güçlü ileri demokrasi sahibi ülkeyiz ya, Selçuk, Uzza, Menat'ın etrafında dans edeceğim dese, Burak öküze tapsa bir birlerine selam bile vermezler. Günahlarımızı affet Allahım.

Yanarım yanarım, şu takımın başında Sabri'nin kaptan çıkmasına yanarım. Hiç kimseyi kıskanmadım Sabri'yi kıskandığım kadar.Ferrarilere, porşeler biniyor, o arabaların motor tamircisi Sabri'den daha iyi futbol oynamaz ise kahrolayım yarabbi. Hangi maç, hangi taraftar bir büyük günah işledi de hala bağışlamadın? Bizi 2014 yılında Sabri'den mahrum eyle Yüze Gök.

Kıble tarafındaki kaleye saldırdık. Kıble derken, Kabe değil, Beyaz Saray'dan söz ediyorum.  Ey büyük Allahım, dinimizi, kıblemizi, yeşilden sakın men eyleme, Kayseri'li başta olmak üzere ülkemizin tamamı Yuroya, dolara iman ettik, imanımızı koru. Sen bakma bizden değil diyenlere inanma, Melo bu mübarek takımın sadece bu maçta değil, tüm zamanlarındaki en büyük ön liberosudur. Köpek gibi hırlar ama eli hep sana doğru dönüktür. Hayvani bir pas attı. Topu ustayla buluşturdu, maça golle başladık. Çok şükür diyoruz, geçen hafta Onur'dan sonra bu hafta da başka bir belayı kaleye koydun, imanımızı mı sınıyorsun Ya Rab? Biz görmüyoruz yok sa kaleye sen mi geçiyorsun? Vallahi de Billahi de maça golle başlamasak, bu kaleci bir kaç topu kafadan kurtarsaydı, biz bu sahadan çıkamayacaktık.

Burak Yılmaz bu takımda tiksindiğim, fakat hoca ben olsam her zaman ilk 11 oynatacağım biri. Tam klasik bir maçını tamamladı. Ey büyük Allahım Hocalar engelleyemiyor, belki farkında bile değiller, benim küfür etmekten her maç çenem yırtılıyor. Her hareketi faul, her pozisyonu ofsayt, her maç en az 3 gole mal oluyor, her maç bir tanecik atıyor. Gemicik değil be Büyük Allahım, golcük. Değer mi, değmez mi bilmem? Sen de ne nankör bir taraftarsın diye şimdi benim  amel defterini açtırdın, yazdırıyorsun biliyorum, beni daha fazla günahkar eyleme, şu adamı ofsayta sokma, elini kolunu mühürle faul yapamasın. Mübarek Noel günlerinde ülkemizin şirazesi sana tam tevcih edilmişken, şu taraftar kulunun duasını kabul eyle.

Spor bakanı duayla açtı ilk yarının son haftasını, biz beddua etmeyelim, duaya devam edelim. Milyarlarca yıllık insanlık yaşamında, 2013 yılını Türkiye'de bitirme bahtiyarsızlığını yaşadık. Tek tesellimiz, Galatasaraylı oluşumuzdur. Sadece bu onur için bizi lanetli bir ülke vatandaşı da olsa Cim Bom Bom diye bağırttığına  ne kadar şükran etsek az. Şükranlarımızı kabul eyle.

Bizim, Hoca'nın yapacağı bir şey yok, ama sen yaparsın. Günahımızı çekeceğiz, Sabri oynayacak, bari topa değemesin, top bizdeyken oyundan çıksın, pas trafiğine katılmasın. Top rakibe geçtiğinde kendi bölgesinde adamla beraber koşsun, basmasın, basmadığı için çalım yemesin, şut pozisyonuna girerken ufak bir çarp işte sen bilirsin topa vuramasın. Görmedin mi be Büyük Allahım, trivole vuruşu yaptı. sıfır derece falso verebildi topa, bizi daha fazla kepaze edip, sevmeyenlerimizi güldürme.

Duayla bedduayla geçen haftadan sonra, kendimce metafiziğin ne müdahil olma olasılığını düşündüm. Şu tespiti yaptım. Duanın tutma olasılığı, bedduanın tutma olasılığından az, dolayısıyla  takımımızın oynayacağı bu senenin en büyük maçı Chelsea maçında  pratiğe geçirelim, Galatasaray'a dua yerine Chelsea'ya beddua edelim. İspatı, Amerika'daki halisilasyonisttir. Muktedirin köyünde bile birinin evi yansa beddualarının tamamı tutmuş olacak. Langırt ligimizde daha fazla Ya Rabbimizi sıkıntıya sokmamıza gerek yok. Hakkımızı, ölüm kalım maçlarında kullanalım derim ben.

Neye inanıyorsanız veya inanmıyorsanız, bu yazıyı okuduktan sonra hepiniz iki ölçek ritüeli şükür niyetine gerçekleştirin, yatıp kalkıp, Galatasaraylı olduğunuzla şeref duyun, hepinizi, Juventus maçındaki gol sevincinin olanca coşkusuyla kucaklıyorum, Yeni Galatasaraylı yıllarınıza Jüpiterden gelen sızıntıyla değil, savaş kahramanı Melo'nun enerjisi
yle girmenizi gönülden diliyorum.

Ne mutlu Galatasaraylıyım diyene.

22 Ara 2013

Onurla Yenilmek; Galatasaray 2-1 Trabzonspor

Ülkemizde futbol bu hafta en son konuşulacak şey olacaktı. Fenerbahçe her maçta olduğu gibi son dakikalarda sehpada yırtsaydı, bizden önceki Şampiyon'un kalesinde Onur olmasaydı. Maçta kaleci seyredilir mi? seyredilir kardeşim. Sneijder inat etti, bu maçta sana atacağım diye büyük bir direniş gösterdi. Unutulmaz füzeler gönderdi, unutulmaz suplajlar seyrettik. Sana helal olsun diyorum, Simoviç'ten beri bir kurtarış kalecisi görmedim. Maçın özetini kayda alıp, defalarca seyredeceğim.

Ayı Eboue'nin yerinde Sabri'yi görünce komedi filmi seyredeceğimiz garip olmadı. Eboue oynamıyor diye ne kadar memnunsam, Sabri oynuyor diye o kadar memnuniyetsizim. Hele ki sol bek Riera çıkıp, sağ bek Sabri yi sol kanatta seyrederken eğer maç büyük maç olmasa makara yapılabilirdi. Ne var ki maç iki temiz takımın maçı diye nerdeyse dostluk maçı gibi oynanıyordu. İlk yarı boyunca özellikle Burak ve Selçuk Trabzonlu futbolcularla lütfen mücadele ediyordu. Melo itiraz edip, kafa göz Olcan Adın'a girene kadar.

Bir diğer banko, kazma Şecu bu sefer kenardaydı, kenardan da bir kademe daha geriye tribüne çıkması yakındır. Semih bu sezonun en iyi oyununu oynadı. Stoper bankosu, 1. numarası Semih'e kimse dokunamaz. Gökhan Zan'da bu maç 2 acemilik yapmasına rağmen, yerine Jecu'yu oynatarak kontenjanı harcatmaz. Muhtemel bir transferle, Şecu ikinci yarıyı Arena'nin en güzel yerinden seyrederek geçirir.

Bir ikinci Melo'ya ihtiyacımız olduğu kesin. Mancini geldiğinden beri, hemen hemen bütün ıskarta futbolcular, Melo'nun yanında, Selçuk'un arkasında oynadılar. Bu maçta da kupa maçının eh iştesi Yekta, daha çok savunma çapası olarak, Melo'nun nispeten yükünü hafifletti. Böyle bir geyik vardı, gerçi Melo hamalı yükünü bir başka futbolcuyla paylaşacak kadar kaytarıcı biri değil, madem yardımcı alındı öyleyse Onur'un kaleye daha yakın oynayabilirdi. Attığımız gollerin asistlerine asist yaptı. İl golde muhteşem bir cesaretli kafa koyuşu topu ustalarla buluşturdu. Burak bey her zamanki gibi topu ofsaytta bekliyordu. Bereket biri araya girdi de Burak'ın arkasına gelen topta Burak ofsayt değildi. Bom boş pozisyonda milyonlarca Galatasaraylı, ''Allahhhh belanııııı gooooooollllll'' sesi çıkardı.

Bir topa bu kadar mı kötü vurulur diyeceğim ama Burak bu maç için haklı.''Sneijder Onur'u Muhammed Ali gibi dövdü, Selçuk'u Drogba'sı Yekta'sı muhteşem vurdu da ne oldu abi'' dese diyecek lafım yok. Burada bir kere daha Onur'u şanla şerefle anıyorum. Tarihe not düşüyorum, elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak. Onur'u kıskanırken, bizim Muslera'ya da bir top gelmez mi. Sabri Bey'in ıskasından 6 pas içinde kafayı vurdular. Ben daha top kafa vuracak oyuncuya gelmeden kapadım gözlerimi. Bir baktım Muslera uzamış.Bana göre şu ana kadar ki en büyük, en anlamlı, en değerli kurtarışıydı. 2 gollük kurtarıştı. Dönen topta biz öne geçtik.

Her şeyi yaparız, bakarsın bir gün Atatürk Hava Alanına Şampiyonlar Ligi kupasıyla ineriz, olasıdır. Ama galibiyete yatamayız. Öyle uzun süre maçı bağlayalım, küçük takımların büyük taktiğine baş vuralım, olmaz bize uymaz. Uymadığı için de mutlaka golü yeriz. Futbol Tanrısı ben olsam ben de cezalandırırım Galatasaray'ı. Büyük takımsın, sen gol yemeyerek değil, gol atarak yeneceksin. O ana kadar savunmadaki en klas adam, Matador'a patladı kabak. Sabri'den de o topu çıkarmasını istemek, ölüden fıstık istemek gibi bir şey.

Bu maçta oyuncu seçimi ve oyun düzeni Mancini'nin somut hoca hamlesiydi. Yalnız 2 gol attı diye söylememezlik etmeyeceğim. Koca bir ilk yarı Burak'ın yaptığı fauller, ve ofsaytta olması sebebiyle gol pozisyonuna top oynayarak giremememizin sebebiydi. Kimse söylemez mi bu adama, topu ofsaytta bekleme diye. Bu maçta ofsayt çalınmadıysa, kendisine pas verecek oyuncuların Burak'ı kollaması sebebiyleydi.

İkinci golü yemeyeceğim diye direnen Onur'u ancak Burak gibi dengesiz biri avlayabilirdi. Düşün, Drogba'nın vurduğu hayvani şutu çıkar, aradan sahanın en yeteneksiz futbolcusunun gelişigüzel içeri vurduğu topa ayağının burnuyla aradan biri dokunsun, topu göreme, sonra bir bak ki o burun Burak'ın kramponunun burnu çıksın.

Hesapların yapılması için erken diyenler çıkar, ama ben daha fikstür çekildiği zaman başlarım hesap yapmaya. Son oynayacağımız maçın Arena'da oynanıp oynanmadığına bakarım ilk önce. Olası kaybedilecek puanların maçlarını işaretlerim. Fark 11 puan değil 12 puandı. Şimdi 8 değil 9 olması gibi. Bizim maçı saymazsak fark 5 puan. Trabzonspor ve Beşiktaş maçlarını sayarsak Fenerbahçe'nin, öne geçtik bile. O yüzden her maç değil, her dakika hesap yapılması lazım. Eğer yapmış olsaydık Fenerbahçe maçında uzatmalarda kazandığımız 1 puan değerindeki penaltıyı kaçırmazdık.

İlk yarı çok disiplinli bir Trabzonspor vardı. Delik bulamadık, bulamayınca da Sneijder'in bu iş pasla ver kaçla olmaz deyip, Yüce Gök'e sığınarak vurmayı tercih etti. Kolman'ın Gökhan Zan kazmalığı sayesinde bulduğu pozisyondan başla da akıllarda kalan pozisyon yoktu. Türkiye'nin en iyi hakemi, Gökhan Zan ayakta kaldı diye korner pozisyonunda yaka paça indirilmek istendiği, tutulduğunu gözden kaçırdı. Kenardaki hakem nasıl ki Sabri'ye bir gol kurtarıp Fırat'ı yakma şansı vermediyse, o penaltıyı da atlamaması lazımdı.

Büyük Arena Taraftarı ikinci yarıda böyle olmasın, geçmesin diye, takımı şanına yakışır şekilde devreye gönderdi. Ve beklentisini görmenin coşkusuyla takımıyla bir kere daha şeref duydu. Galatasaray bu senenin en büyük futbolunu oynadı. O büyük futbolu, büyük bir skorla taçlandırabilirdi. Bir kaleye, kaleciye bir maçta daha ne kadar gollük şut gelecek. Maçı seyretmeyene anlatamazsın. En az 10 muhteşem şutu, kurtardı. Yani kalesine gelen her topu kurtardı. Yediği 2 gol, kaleye çekilen şut, gol vuruşu değildi. Biz kötü de oynasa umudu kesmeyiz takımdan ama, daha gerçekçi, bizim gibi işin romantizminde olmayan taraftar için oynanan futbol, maç arzusu, umutları tavan yaptırdı.

12 korner atıp sıfır tehlike yarattık. Bütün vuruşlar ön direkte eridi, hadi  futbolcu kendisi düşünemiyor, inanılır gibi değil, kenardan biri biriniz de ön direkte bekleyin demez mi? Koskoca Galatasaray'ın serbest vuruşlardan en direk golü yok. 8-9 kişi ortada arkada cebelleşiyor, çoğunda topa dokunamıyor bile. Bize ise tam tersi, kaleye atılan bütün serbest vuruşlar ölüm tehlikesi. Çare Drogba

Ligin ikinci yarısı büyük bir kaçma kovalama mücadelesine dönüşecek. Küçük hoca Ersun Yanal mutlaka çok daha büyük hatalar yapacak. Şampiyonu teslim alabilmek için fazla bir hüneri yok. Mancini'nin ölüsü, Ersun'un dirisine her maç ecel terleri döktürür. Gol atmak için her şeyi deneyen takımla ne kadar övünsek azdır. Bu Onur'a bu gece 2 gol atmak, Şampiyonluk müjdesidir.

Bir kere daha helal olsun kardeşim Onur diyorum, Trabzonsporlu futbolcuları ONUR'lu yenilgilerinden dolayı yürekten kutluyorum. Büyük Galatasaray Taraftarının ,sotaya açtığı, Lig Tv'nin seromonide mecburen gösterdiği, göstermemek için büyük çaba gösterdiği Trabzonsporun Şampiyonluk hakkını verdiği pankart, TFF'ye, hırsızlara kapak olsun.