25 Ara 2017

Kenetlendik; Galatasaray 3-1 Göztepe

0
Maçı herkes gördü, en az bizim kadar da futboldan anlıyor. Yazmaya gerek yok, biz kimsenin görmediği, görse bile yazmadığı şeylerin peşine düşelim.

Şunu yapmayalım Tudor olsaydı, Terim yerine başka biri gelseydi.

Görünmez eller bu değişikliği çok önceden kurdu zaten. Tweet'i bile hazırmış 1 yıl önceden baksanıza. 

Kesin bilgi yarın Fatih Terim antrenmana çıkıyor,
Uzun yıllardır ilk defa tribünlerin erkekçe kapıştığı bir maç oldu. Erkekçe dediğim tezahürat anlamında. Yoksa orantısız güç elbette var. 2500 kişiye 45.000 kişi. Hem de stadın en kötü, önü pis paravanlı bölgesinden. Maçın başlamasından önce başladı muhteşem Büyük Göztepe Taraftarı şovu, aşağılık stad DJ'yi onlar marşa başlayınca anfinin butonuna yüklendi. Her şeyin kötü olduğu ortamda stat cazgırı adam olacak değil ya. Maç boyu, 3-1 yenikken, maçtan sonra hiç durmadan bağırdılar, sıralı tezahüratlara geçmesek sesimiz hiç çıkmayacak şekilde tarihe not düşerek gittiler. Helal olsun.
Terim aynı takımı çıkardı sananlar, ne Terim'i tanıyor, ne Galatasaray'ı.
Kaleciyi değiştirmiş misal, tam konsantre 1 numara vardı kalede, vakit geçirmeyen, pas trafiğine giren, resmini çektim bir kornerin, ön direğe birini koyan, çıkıp alan.
Sağ bek transferi yapmış 1 günde, Mariano sakat demişler, sorun yok demiş, kuzey ülkelerinden birini getirmiş, Kurtalan Ekspres'i seferlerine başlatmış. Çoğu zaman saha yetmedi çocuğa.
Oynadığı her maçta ezilen uzun saçlı biri var, sağ bekte görüyorduk, bu sefer sol beke almışlar. Sol ayağım yok demiş muhtemelen, oyna lan demiş salmış sahaya.
Gomis transfer edilmiş, sağlı sollu ortadan muhtemelen en çok topla buluştuğu maçını oynadı. Bari golü o atamasın diye olağan dışı önlem almışlar. Gerçi vurduğu toplar da oldu ama insanlık dışı değildi. Normal vuruşlarını da kurtardılar. Göztepe pozisyona giremeden maçı bitirmişse en büyük pay yeni transfer 9 numaralı futbolcunundu.
Biri sakatlanıp çıkarken eyvah çekerdik, Rodrigez ağlayarak gidip Yasin girerken çok iyi oynayacağından emindim. Daha önce de yazmıştım. Maçın başında yapılan ağır idman futbolcuları çok yoruyor, özellikle çok koşacak futbolcuları. Yasin'in sonradan girdiği maçlardaki büyük oyunlarının tek sebebi bana göre maçın başındaki salakça yapılan ağır idmanlara katılmayıp diri olması. Artı yedek kalmayı içine sindirememesi. Çok büyük oynadı, attığı kafa golü Metin Oktay golüydü.
Feghouli takımda en çok sevdiğim oyuncu benim. Şovunu gösterebilmesi sağlanacak her maçın yeni transferi olur. Maçın adamı seçtim kendisini.
Adam yiyiciyi saymıyorum, yeni transfer değilse de 2 gündür  aç bırakıldığı kesin. Bir insan bu kadar mı acıkır, bir maç daha olsa sofradan kalkmayacak. Hani Fatih Terim'in ilk maçı olmasa hakem 2. golü de atsa diye iç çekerdim. Yazıyı okuyanın kulağına küpe olsun. Galatasaray yenikken, hem de ballı kaymak golü hakem atmışsa N'Diaye'nin forsesine doyamayacaksınız. 
Belhanda kötü oynadı sananlar varsa diye not düşelim. Öldürücü atakların çoğu kendisinden.  Golden önceki pası verenden önceki adam mutlaka o. Yeni transfer sayılmaz, aynı oyunu oynadı. Maçın tamamını izlersen kadraja en az giren, özetleri izlersen en çok giren oyuncudur. Verdiği paslar direk gol pası olmadığı için hakkı ancak bizim gibi maçı mikroskopla izleyenler tarafından veriliyor.  Yerine Selçuk oynasın beyaa diye böğüren iyimser Galatasaraylı bile var. Selçuk İnan veteran t0akımı kaptanı olmuş, usulen kadroda, yorulanın yerine girip oynadığı maç sayısı artırılan eski futbolcu.
Serbest vuruşun başına Maicon'u Fatih Terim'in gönderdiğini sanmıyorum. Öyle kararlı gitti ki, millet telefonlara kaydetti vuruşu. Yok eğer Terim göndermişse de saygıya bir iki puan daha eklerim. Örümcekleri aldı, hem de sert bir şutla. Yalnız ters takla atarken içim cız etti, sevinmeyi bile bıraktım. O cüsseyle o akrobasi nedir arkadaş ya?
Kendi payımıza duygularımızı da yazalım da emsal teşkil etsin. Uzun yıllardan sonra ilk defa sesim kısık, ilk defa gollerde yanımdaki tanımadığım çocuklara sarıldım, 3 lüye icabet ettim dizlerim hala ağrıyor.
Yürüyedurun çocuklar, Mayıslar bizim.  


20 Ara 2017

Büyük Takım Kalecisi Ve Muslera

E
Büyük takım, katıldığı her turnuvada Şampiyonluğu hedefleyen, bu hedef doğrultusunda planlamasını yapan ve bu hedefe ulaşmak için her maçı kazanmak için oynayan takımdır.

Maç kazanmak için de oyun planı hücum olan, yediğinden fazla atan, oyun ve pozisyon üstünlüğünü elinde bulundurmak durumunda olan takımdır.

Peki kaleci büyük takımın neresindedir? Kale nedir önce? Kale hücumculara karşı lokali korumaya yönelik bir yapıdır kelime anlamında. Yani hücum edecek olanın kaleye ihtiyacı yoktur. Futbola uyarlarsak Büyük takımın koruyacağı kalesi olmayacağı gibi kalecisi de olmaz.

Konu Galatasaray, yani her maçı kazanmak için oynayan takım.  Peki nasıl kazanacak, nasıl kazanıyor? Akan oyunda gol atabilmenin genel yolu gol postta, mayınlı bölgede fazla adamla bulunabilmek. Balık, dandik, serbest vuruş gollerini saymazsak, iyi oyun oynuyor görünmenin yolu da budur. Her alana rakipten daha fazla adam sokmak. Ancak böyle durumlarda top sendeyken dikine seri sert paslar, ver kaçlar, çalımlar ortalar şutlar seyreder coşarsın. Takımın iyi oynuyordur. Çünkü her futbolcuna yeteneğini göstereceği fazla alan sağlamışsındır.

Top rakipteyken de iyi oynuyor görünürsün. Topu kapmak için gösterilen çaba, koyulan pres, taraftarın takıma bağını artırır. Tribünler konuşmaya kükremeye başlar.

Büyük Takımın kalecisi neresindedir bu şovun?

Galatasaray'ın 1 numarası, kalesini korumak zorunda olan, gol yemeye korkan, tüm konsantrasyonunu gol yememek üzere kuran adam değildir. Büyük takımın set oyununda pas trafiğinde kaleci yoksa 10 kişi hücum ediyor demektir. Kötü kalecisi olan büyük takım 10 kişi oynuyor demektir. Yenmesi gerekiyor ve gol atmak için kullanacağı 10 kişi var, yememeye çalışan 11 kişiye karşı.

Muslera'ya geliyoruz. Oyuna hücum anlamında katkısı negatiftir. Yoktur demiyorum, daha beter, keşke hiç olmasa. Top Muslera'yla buluştuğunda gelişigüzel şişirmiyorsa en fazla yanındaki stopere veriyor ve keşke hiç vermese de topu en uzak yerden taca doğru şişirse. En azından 4-5 futbolcuyu topun önünde bırakır. Ne yapıyor peki? hiç bir şey, rakibin tamamının topun arkasına geçmesini sağlıyor.

Top auttan kendisindeyse, ritüel canımı canımdan alıyor. Çocukluğumda bile kale arkasından maç seyretmedim, bu sezon sırf Muslera'ya yardımcı olayım diye tam arkasından maç seyrediyorum. 1 devre tabi. Topu kullanması en az 30 saniye. Satranç oyuncusu gibi düşünüyor, ve en kötü kararı verip, ya uzağa santrfora doğru atıyor ki % 90 ı rakibe pas olarak geri dönüyor. Ya da rakip basmıyorsa Maicon'a veriyor, el bombasını teslim ediyor. Hiç bir yararı yok.

Biri akıl etse, Büyük takım kalecisi olsa en az 2 adamı oyundan düşürmeden topu bizimkilere vermez. Biz hayal kurmuyoruz, gördük böyle kaleciyi. İş top kurtarmaya kalsa belki Taffarel'den daha çeviktir. Popescu-Taffarel paslaşmalarına takılan en az 2 balık, top orta sahaya Hagi'den bir önceki futbolcuyla buluştuğunda gol atacak 10 kişiye karşı takımını 9 kişi savunmak zorunda bırakıyordu.

Adam eksilterek oynamıyorsan iyi oynaman mümkün değildir. Takımda özel, rutin dışı futbolcu yoksa takım oyunu oynayamazsın. Büyük takımın kalecisi olmaz dedik, gerektiğinde serbest vuruşa göndereceğin, gol aratacağın ceza sahasında topa elle müdahale hakkı olan oyuncusu olur. Bu Muslera değil.

Gelelim kaleciliğine, korner atılırken tam arkasındayım, bağırsağım yırtılacak bağırmaktan ön direğe adam koy diye. Tam ortada duruyor, kale içi bom boş, top 3-4 saniye havada, stoperler kafaya çıkmak yerine topa vurması muhtemel oyuncuları takip ediyor, topa bakmıyor. 10 toptan 9  una rakip vuruyor, top yön değiştirip ivme kazanıyor, çerçeveyi bulduğunda kurtarması imkansız.  O da kısmi felç geçirip işi şansa bırakıyor.

Topa çıksa eziliyor, sanki boyu küçülüyor. Yan top olduğunda korkmayan Galatasaraylı varsa helal olsun. Ben perişan oluyorum.

Puan farkıyla liderken bir istatistik gelmişti, bizim savunma en az şut çektiren savunmaymış. Eğer sahiden öyleyse ben Hocayı o zaman kovardım. Kalecinin tek şansı şut çekilmesi. Kaleyi tutan korner olacağına penaltı olsun razıyım. Şuttur, yarısını kurtarır. Bizim aptal hocalar, oyuncular sanıyorlar ki şut çektirmemeyi başarıyoruz. Ondan değil, Galatasaray'a gol atamayan hocayı odunla döveceksin. Salak mı Muslera'ya şut çekip pozisyonu gebertsin. Kenarlara çekiyorlar, serbest vuruş veya kornere oynuyorlar. Bizim Maicon'da şut çektirmedim diye kendini başarılı sanıyor. Şut çeken yok.

Hele topu kornere atıp ta tehlikeyi savuşturdum zannıyla kaleciyle çak çak yapan salaklar yok mu? en çok onlara tutuluyorum. Yine Taffarel zamanına döneyim, en iyi oynadığımız zamanlara. Rakip yatar, hücum etmeye gelmezdi, çok hatırlarım bizimkilerin bilerek topu kornere attıklarını. Atılan korner demek, dönen topta karşı takımın en az yarısının oyundan düşmesi demekti. Şimdi bizde yarım gol.

Anlatmak istediğimi anlattım sanırım. Benim Galatasaray'ımın kalecisi Muslera değil. Belki bir Başaltı takımında olsa 10 top gelse 8 ini kurtarır mükemmel oynar, ama bizim takımda böyle bir durum yok. Gol yesen ne olur?, çabuk ol, topu oyunda tut, bir an önce göle cevap ver.

Demem o ki, Muslera bilerek böyle oynuyorsa iş daha kötü, 8 hoca kovdu, demektir ki 9. hocayı da kovacak. Uruguay Milli Takımıyla kupa şampiyonluğu yaşamış, yediği gollerin kimini seyrettim duruş pozisyonu aynı değil. Ben ilk geldiği günden beri dikkatle izliyorum, görüşümü değiştirecek çok az maçını hatırlıyorum. Bence takım içinde operasyonda kullanılıyor. Bilerek yanına kötü kaleciler alınıyor ki, seveni zaten fazla, benim gibi sevmeyenler bile kendisine mecbur bırakılsın.

Anlatamadığım Galatasaraylı varsa ne olur City kalecisi Ederson Santana'yı 1 maç seyretsin. Büyük Takım kalecisi, 10 transfer yapılacağına bu kaleci bizde olsa. Belki de çok gol yiyeceğiz, ama garanti yediğimizden daha fazla atacağız.

Şunu da kaleci mottosu olarak zapta geçireyim. Top çerçeveye girerken ayakta kalan oyunculardan hiç biri kaleci değildir. Ne yazık ki biri bizim kalemizdedir.

Bir gün yeniden kalede bir Büyük Takım 1 numarası görürüz, görene kadar de kötü futbol seyretmeye devam.

9 Ara 2017

Kıble Doğru; Galatasaray 4-2 Akhisar





50 yıldır tribünlerdeyim, görüp görebileceğim en büyük hakemi seyrettim.

Yasin Öztekin dolandırdı önce, sonra Mustafa Yumlu. İki şerefsiz, hakemi gözümde bir kat daha büyüttü. Üstelik konjonktür, her maça proje hakemi verdiği ortamda, leş gibi maçta gelenlere 6 gol seyrettirdi. Bu maçın hakemi Fırat olsa 0-0 biterdi.

Ben hakemim 20-30 yaşında bir delikanlı kaleşnikof mermisi yemiş gibi bağırıp kendini yere atarsa görmesem bile göremedim zannıyla çalarım faulü, basarım kırmızıyı. İbrahim Tatlıtes beynine kurşun yedi ah demedi. Hakem ne yapsın futbolcu şerefsiz ise. Maçın hakeminin ismini bilmiyorum, kıstırdığın ilk maçta Yasin Öztekin'i atmazsan şerefsizsin.

Dedikleri, diledikleri oldu Galatasaray'ın yoluna taş koydular, Şampiyonluk kavgası harlandı, ikinci yarı kimse tv başından ayrılmaz. Galatasaray'ın yabancıları da öyle gözünüzde büyüttüğünüz gibi değil. Bakın gördünüz Yüzde bir milyon gol olacak yerden kazanılan serbest vuruşun başında sahtekar ötesi futbol fakiri, zengin Yasin Öztekin var. Ne ara küçüldün be Galatasaray. Yasin serbest vuruşu gole çevirse taraftarlık hayatımı bitirecekti.

Kaleci için son sözlerimi geçen hafta söyledim. Ekleyeceğim bir şey yok. Yaftayı yapıştırıyorum, bundan sonra istediği kadar gol yiyebilir. Dünyanın gelmiş geçmiş en kötü, büyük takım kalecisidir. Aksini söyleyen benle selam sabahı, takibi kessin, küfrünü etsin yazıyı okumayı bıraksın. Ama şunu da yazmazsam olmaz. Adam ofsaytta, bıraksa çalacaklar, kuş beyini taşıyan kafasıyla müdahale etmeye kalktı ya, son sözlerimi söylemeye o zaman karar verdim.

Galatasaray Taraftarı son 50 yılın en kötü notunu aldı benden. 3 er puan fark atmışsın, berabere kalsan sistem seni kusacak, ne hocan var, ne başkanın, formanın senden başka kimi var? Senin formadan başka neyin var? Hayatından Galatasaray'ı çıkarsan, pardösünü giyip kafana huni takıp otobana çıkacaksın. Ve bu hayati maça gitmiyorsun. Hangi maça gideceksin? Sen yoksan Galatasaray ezilir ama kokar, fesleğen gibi, kekik gibi, nane gibi, Galatasaray yoksa, hiç düşündün mü? Sen ne halt yiyeceksin, nereye sürüleceksin, hangi hapiste yatacaksın.

Eğri gemi doğru sefer yaptı. Dersler çıktı.

1- Kaleciye güvenme kaleci değil.

2- Büyük takım kendi sahasında 4 bekle oynamaz

3- Feghouli, N'diaye Fernandez büyük oyuncular, kullanmasını bil.

4- Yasin Öztekin sahtekar, beyinsiz, çöp.

5- Tudor büyük takım hocası değil.

6- UltrAslan Galatasaray taraftarı değil.

7- Büyük takımlar tarihi geri dönüşler tarihidir.

Tam zamanı, istesen kuramazsın. Belhanda, Feghouli gol attı namaz kıldılar. Kudüs'ü kurtardık, şaşılası, kıble doğru. Muhtemelen maçtan önce tespit edilmiş. Zerre kadar inancım olsa ilahi mesaj var diyeceğim. Ah bir de Yasin atsaydı, kaleyi hac kabul edip tavaf ederlerdi. Neyse o ta Tebbet'e sayılsın ellerin kurusun Ebu Yasin.

Ne olacak? bilmiyorum, Galatasaray her maçı kazanabilir, her maçı kaybedebilir. Langırt oynuyoruz. Bütün maçlar kurulu, Global Kraliyet Ailesi Şampiyonu belirlemiş, biz bilmiyoruz, tiyatro izliyoruz. Kendi açımızdan bakarsak aynı oyunla, 10 puanla Şampiyon da oluruz, -15 puanla lig 5.si de.

Yenilseydik üzülürdük diyen Galatasaraylı ne yazık ki az. Pusuda Fatih Terim'in hayaleti var. Bana sorarsanız 2 seçeneğiniz var.

1- Ya bizim gibi 40 yaş üstüler gibi, futbolu temiz farz edip, kaçan Şampiyonlukların ardında bir puştluk aramadan,  seneye Şampiyon oluruz umuduyla ağıtlar yakarak sezonu bitirmek. Sırayı beklemek.

2- Ya futbolun lağımda oynandığını kabul ederek, lağım futbolunun bir numaralı teknik direktörü Fatih Terim'i takımın başına getirmek.

Her şey kötü, her şey küçük, ama Galatasaray büyük, kahrolası. İflah olmaz bir çocukluk hastalığı. Mezarda iyileşeğim.

3 Ara 2017

Kumpas; Beşiktaş 3-0 Galatasaray


Ey Büyük Galatasaray Taraftarı;

Her yenilgi bir hicran yarasıdır. Ok gibi saplanır sol memenin altındaki cevahire. Takımına, renklerine bağlılığınla orantılıdır acın. İçine akar kanın, kinlenirsin, sebep sorumlu ararsın. Elinden bir şey gelmez bir sonraki maça gidene kadar. Maçtır 3  ihtimallidir der teselli ararsın, gerçekler seni yarışın bir adım daha gerisine atar.

Unutmamalısın;

Yensen de büyüksün yenilsen de.

Sana bu maçı kazandırmayacaklarını haftalardır söylüyorlardı zaten, üzül ama fazla dert etme. Sen maça çıktığında karşında bir 11 gördüğünü sanıyorsan in bu trenden ilk  mahrumiyet bölgesi istasyonunda. Şu son 1 haftada olan şeylere duyarsızlığa bak istersen. Senin ki nedir? Karşında bir devlet, hakem şebekesi, 17 takımın kudurmuşçasına motivasyonu, lağım medyası, bertaraf edilmesi mümkün olmayan bir şer cephesi. Bu şer cephesini bilerek, onları da yenerek büyüdük, kupalar kazandık.

Bunları hepimiz görüyor, ve bilerek maçlara çıkıyoruz. Biz daha beterini, görünmeyen kripto cephenin kodlarını kırıyoruz. İnanın daha beter, daha zor onları yenmek. Prostatlı, mezar kaçkını iktidar kemik yalayıcılarını yenemezsin. Hangi kanattan akın yaptıkları, kimin şut çektiğini göremiyorsun. Karanlıkta maç ediyorsun, ve senin kalen devamlı bombardıman altında.

Tribün eşkıyalarını yenemezsin. Dün hezimete uğrattılar misal. Deplasman tribünü satış paneli hiç açılmadı. Karaborsadan 450 lira taban fiyatla sattılar. Onlar ki Hagi'yi, Sneijder'i, Ünal Aysal'ı kovan, Dursun'a biat edenlerdir. En büyük rakibindir. Yenilgiye en az üzülenlerdir. Onlar Galatasaray'ın kazanmasını, karaborsa ortamı oluşsun diye isterler. Senin gibi gururla caddede gezmek, okuluna işine gitmek için değil.

Kenarda hoca yok, Başkan yok, kulübede 12. futbolcu yok, tribünde taraftar yok, kalende kalecin yok, topu ileriye taşıyacak topçun yok, golü atacak adamın yok. Ve sana demişler ki bu maçı kazanmayacaksın. Yoksa lig bitiyor, şov bitiyor, en nefret edilen takım Şampiyon oluyor.

Ben kaybettiğimiz bütün maçları bilerek kaybettiğimizi düşünüyorum. Adına ne derseniz deyin, tehdit deyin, rüşvet deyin, şike deyin, futbolun Global Kraliyet Ailesi'nin ortak kararına uyum deyin. Denge bir şekilde kuruluyor. Alavere dalavere oyun(kelime manasında) kuruluyor ve oynanıyor. Kimin Şampiyon olacağı önceden belli, bazen imalat hatası futbolcular sonucu değiştiriyor Hagi gibi, Melo gibi, Sneijder gibi, sen oluyorsun. Ama cezası da çok ağır oluyor. Şampiyon olduktan sonra seni gayda kuyusuna atıyorlar.

Dünkü maçı kaybedeceğimizden emin, vakur, heyecansız, umutsuz tv başına geçtim. Oynayacağımız takımın bizden iyi oynadığı, iyi olduğu için değil. Kurt sofrası kurulmuş. Ya o sofrada davetli olacaksın, ya da meze. Biz de açtık rakımızı serdik mezemizi, bakalım bizi nasıl yiyecekler diye arınıyoruz. Peş peşe yağ gibi kadehe akan rakıda Ganj Nehri'nde yüzüyoruz.

Aslında kadro grubu içerisinden en iyi 11 sahadaydı. Bana sorsa aynı 11 i çıkar derdim. Tek tek bir kez daha taradım bizimkileri, imalat hatası futbolcumuz var mı acaba diye? Hani yenileceksiniz lan dediklerinde, teslim ol çağrısına ateşle karşılık verebilecek birini aradım. Hadi ben nankörüm kafadan yok diyorum, Sizi düşünüyorum, nikbinlikleri. Serdar Aziz'm, Maicon'um, Müslüm Baba'm var diyorum. İnsan yiyiciler geliyor aklıma, Gömis diyorum yürür mü acaba Aslan gibi Maçka sırtlarına doğru. Acaba diyorum güvercin takla atar mı Belhanda? beyhude umutlanıyorum.

Yok çocuklar, bu saydığım haslet sahibi futbolcular, top yekun ateşe karşılık verebilecek savaş gücü olan futbolcular değildi.  Bunlar iyi çocuklardı, sonradan Selçuk girdi, Yasin girdi ki, kavga çıksa ilk topuklayacak olanlardı. Hagi gibi hakemi dövüp atılacak, Melo gibi adam yiyecek, Sneijder gibi insanlık dışı füze gönderecek kimse yoktu.

Kaleci için pek çok şey söyledim. Buraya son bir not daha düşüyorum ki, bir sonraki maç beni hatırlayınız. Başka büyük maçlarda büyük kalecileri gördüğünüzde kıyaslayınız. Yarın Dünya Kupası başlayacak, büyük kaleciler hakkında notlar veriniz.

'' Top çerçeveye girerken, ayakta kalan kaleci değildir''

Çin Milli Voleybol Takımı hocası söylemişti, yıllar önce bir spor dergisinde okumuştum. Top bizim parkeye düştüğü anda yerde en az biriniz yoksa, takımı silerim.

Bu sezon dikkatle izlemek için tam arkasından kombine aldım. En azından yarım devre Muslera'yı izliyorum.

1- Vakit geçiriyor,  Top kendi kontrolüne geçtiğinde satranç oyuncusu gibi düşünüyor, acele edip topu oyuna soksa 1,2 adam eksiltmiş olacak. Yanındakine verse bile çok geç ve rahat top değil.

2-Genelde şişirerek oyuna sokuyor, yarısı taç yarısı da rakipte. Pas trafiğinde yok.

3- Yan toplarda tam ortada duruyor, Biz 50 sene önceki mahalle maçlarından biliyoruz. Kaleci arka direkte durur, ön direğe kısa boylu beki koyar, top havada en az 3 sn kalıyor o esnada öndekini ite ite dizini, bükerek havaya çıkar. Alır, veya yumruklar, en kötü ihtimalle adama vurdurmaz. Bizimki felç geçiriyor. İsteyen rast gele eski bir maçı izler, isteyen bir sonraki maçta not tutar.

4- En önemli kaleci mottosuna muhalefet ediyor. Top çerçeveye giderken çoğu golde ayakta hareketsiz kalıyor.

Ve ben artık pes ediyorum ki, Muslera kaleci falan değil. En azından şunu zapta geçiririm, büyük takım kalesine geçemez.

Diyorlar ki eskiden tutmuştu, kupalar kazandırmıştı, nankör herif!

Burası Florya, Baba Ocağı değil Aslan Yuvası. Tuttuğu için buradaydı, tutsun diye alınmıştı, şimdi tutamıyor, işin yapamıyor, Galatasaray'ın bu kaleciyle iyi oynaması mümkün görünmüyor. Çünkü sıra dışı futbolcumuz yok. O yediğinde, hakem attığında direnebilecek adam yok.

Gomis çok atıyor diyorlar, ilk 2 maçını gördükten sonra yazdığım notu başıma kakıyorlar. Tarık Çamdal'ın sağ bek, Ahmet'in stoper, Yasın'in, Sinan'ın Selçuk'un banko oynadığı takımın golcüsü atamaz demişim. Yine de pek ümidim yok. Tak başına bir şey yapabilecek bizi ipten alabilecek biri değil. Ağır, ve hızı gittikçe düşüyor. Değişik kombinasyonları yok, çabuk çözüldü. İkinci yarı daha az gol atacak. Belki de gol orucuna girecek. Hakan Şükür gibi biri de değil ki atamasa bile iyi oynasın. Top gelmez buna faydasından çok zararı olur, takımı eksik oynatır.

Atamayan da gidecek bu yuvadan.

Atanın tutanın kötüyse, isyan futbolcun da yoksa, Tudor'un biri gider, Prandelli'nin biri gelir.

Yapabileceğimiz tek şey devletin bu senenin son aylarında Şampiyon'a karışmaktan çok daha ciddi sorunları çıktığına kendi açımızdan prim çıkarıp umutlanmak.

Büyük bir kumpasın tuzağın içindeyiz. Biliriz ki tuzak Aslan'a kurulur, öküze tuzak gerekmez.

26 Kas 2017

Subliminal Mesajlar; Galatasaray 2-0 Alanyaspor

E

Akılları almıyor, Belediye çalışanlarından 5 yemiş bir takımın maçına 40.000 kişi niçin gelirmiş? Hadi geldi, isimler anons edilirken Tudor denince neden ıslık çalınmış, takım galipken kendi oyuncusunu dışarı davet eden taraftar olurmuymuş? De gedin lan. Galatasaray'ın taraftarından başka hiç bir şeyi, kimsesi yok. Fenerbahçe taraftarı gibi birine kızıp tribünleri terk etsek 3 senede takımı Bal liginden toplarız.

Şer cephesini bilmeyen yok, gelen yabancı futbolcular bile kısa sürede çözüp özdeyiş olarak söylüyor Keweell gibi. Türkiye'de futbol Galatasaray Şampiyon olmasın diye 17 takımın de facto senet imzaladığı bir beyannamedir. Şebeke bu orta oyununu yazar yönetir. Biz her sezona bunu bilerek başlar, her maça bu ihtimali düşünerek takımı yönlendirmeye çalışırız. Nereden? tabi ki er meydanımız tribünlerden.

Biz Alanya maçına gitmedik. Maç öncesi sokaklar lider takımın taraftarının maça gidişi gibi değildi. Suratlar asık, nasıl bir mesaj verileceği şüpheliydi. Başakşehir Belediye'sine gidebilseydik, fark yemezdik. Nasıl ki Hamza'ya takımı emanet etmeyip leş gibi top oynayan takımın maçında durumdan vazife çıkarıp maç be maç anırdıysak, dün de öyle oldu. Bir önceki maçın fırçasını çektik önce. Ayhan Akman azıcık futboldan anlasa, zerre kadar Galatasaray DNA sının çift sarmalından bilgisi olsa o çöp sol beki sahaya çıkartmazdı. Hatta daha da ileri gider Tudor'a da kardeş sen bu maça bir bahane uydur çıkma derdi.

Belki çok büyük Hoca, değilse de olacak. Ne var ki kesin olarak Galatasaray Hocası değil, olmayacak. Gençler maçını, Belediye maçıyla sadeleştirmeye kalkan, maçlara ayrı puan veren, BJK maçını büyük maç sanan kafa, bizim kafaya uymaz.

Romanya'nın Ermenistan maçına gittim. Tarihinin en kötü Milli takımı var şu an. Bizi yendiler, biz 1923 deki Milli takım seviyesinden bile aşağıdayız çünkü. O milli takıma Lider Galatasaray'ın banko sol bekini limon taşımak için bile almıyorlar. Futboldan anlayan Rumenler sordum, adını bilen yok. Zannediyorum kel kontenjanından oynuyor. Ya da Linnes, kel veya zenci olmadığı için oynayamıyor.

Islıklamışız, ne yapsaydık? ben başlattım diyebilirim ilk homurdanmaları. Bu maça gelmedik dedim, gelmiş olsak sığır gibi seyretsek ligin en kolay maçını bile alamayacaktı bu salak. Çerçeveye top gelmedi, 2 defa yan top oldu, ikisinde de kafayı vurdular, tam arkasındaydım dikkatle izledim kaleci felç geçirdi, gelse gol olacaktı. Lato'yu çıkarmasak aklına bile gelmeyecekti, bir sakarlık yapması daha an meselesiydi.

Alanya maçına değil, Beşiktaş maçına gittik. Aklınızı başınıza alın lidersiniz, hem içeride tökezlemeni bekleyen daha beter paralel şer, hem görünen Şebeke'nin önündesiniz. Biz ayaktayız, takımın sahibiyiz, arkanızda, önünüzdeyiz, omuz omuzayız, gidin şu Beşiktaş'ı tepeleyin gelin dedik.

Gomis belki de hayatının en cenabet maçındaydı. İlk kaçırdığı gol bereket doğarken evliyaların yaladığı Yasin'in önüne düştü. Yasin demişken iyi oynayacağını şerefsizim yanımdakine söyledim. Maçın adamıydı. Takım ısınmaya Tolga ile çıktı, bir büyük salaklık bana göre de ayrı yazı konusu. Maçtan 1 saat evvel takımı sahaya çıkarıp yarım maç değerinde antrenman. Bir baktık Tolga ilk 11 yok, apar topar yardımcının biri Yasin'i hazırlamaya başladı. Yani salak gibi 1 saat koşup 5 2 oynayıp deli hunilerinin etrafında döneceğine adalesini ısıttı. Yorulmamış bir Yasin hızına hız kattı.

Bir türlü gelmeyen 2. gol, maç öncesi coşkusu olmayan, maça başka amaçlarla giden suskun taraftarı canlandırdı. Takımın en kötü oynadığı anlarda Aslan gibi kükredik. İstediğin kadar kaçır ama maçı  da kopar dercesine gol attırdık Gomis'e. Sonrası malum Şampiyonluk şarkılarıyla takımı Maçka'ya uğurladık.

Bir kez daha not düşüyoruz. Galatasaray Şovu Büyük Galatasaray Taraftarı içindir. İstemediğimiz futbolcuyu oynatan, mezarını kazar gider. Koskoca Mancini'yi Ceyhun, Küçücük Hamza'yı Umut kovmuştur. Bu Rumen çöpünü(adını yazamıyorum hala) nereden getirdiysen oraya gönder başına iş alma. Bir an önce de Hangi takımın başındasın öğrenmeye bak. Senin büyük maç dediğin tek bir maç var o da Fenerbahçe maçı. Diğer maçlar sıralı mecbur maçlardır. Hele ki BJK maçına büyük maç gözüyle bakan Hoca, futbolcu, taraftar bizim baş çelişkimizdir.

Mesajı aldınız gidin yenin gelin. Anlamadık derseniz sizin anlayacağınız şekilde de vermesini biliriz.

18 Kas 2017

3.Köprüden İlk İntihar; Başakşehir 5-1 Galatasaray


Tere yağdan kıl çekmek deyimi şimdiye kadar bulunmasaydı ben bulmuştum bu gece. Ne güzel yatırdılar, Devlet Bahçeli bile müdahil oldu. Bu maçtan bir önceki hakemden öncekine verildi vazife. Devlet takımı maçına kadar ve sonrası yalaka takımı maçına hazırlayın hastayı. Büyük ameliyat var. Daha bu bir şey değil, ufak bir çizik attılar, apandisit, dalak, pankreas girişecekler. Büyük Galatasaray Taraftarı haricinde yetkili kim var ise narkozu verdiler. Senin o kurdum zannettiğin efsane kadroyu 3. Köprüye çıkarmaları iş mi ki onlar için.

Hakeme bok atan çıkar, ben madalya veririm. Faul olmayan pozisyonu verip, faul olanı vermeyip 2 gol yememize sebep oldu. Helal olsun, en güvendiğim hakemdi. Ben böyle hakemleri severim, Galatasaray maçına objektif maç yönetmeye çıkan hakem hakem değildir. Galatasaray büyükse 100 lerce defa proje hakemlerini de yendiği için büyüktür. Hakemi yenemiyorsan, o maçın hakemi en büyük hakemdir. Bu maçın proje hakemi BJK maçını da düşünmesi lazımdı, takımın en önemli adamı Fernando'yu kollayacaktı. Sarı kart almaz diye iddia açsalar, iddia çökerdi. Ayhan Akman'ı adam yerine koysak ona saydıracağız, neden uyarmıyorsun diye.

Tarihin gelmiş geçmiş en kötü Romen Milli Takımı var şu an. Koskoca Galatasaray'ın banko sol beki Rumen. Top toplamak için bile çağırmıyorlar, bokunda boncuk bulduk. Sadece kel olduğu için oynamıyorsa ben anırmayı, havlamayı, kükremeyi bırakacağım.

Eren Derdiyok'un oynayacağı tek yer stoper. 12 parmak bağırsağımı parçaladım, defansa çekin diye. Bir zamanlar Raşit Çetiner vardı gol atamayan santraforumuz. Atamayınca stopere aldılar, her sezon 5-6 kafa golü attı yıllarca oynadı.

Geldiği, çıktığı ilk maç söyledim. Muslera kaleci değil. Kaleye yeni biri gelince ilk baktığım şey, topu oyuna nasıl sokuyor. Muslera'nın topu oyuna sokması en az 1 dakika, satranç oyuncusu gibi düşünüyor, sonra şişiriyor. Mahalle takımı kalecilerini gidin seyredin, korner atılacağı zaman arka direkte bekler, ön direğe birini koyar. Top en az 3 saniye havada öndekini iter topu yumruklar, def eder. Bu sepet yan toplarda felç geçiriyor. Tam ortada duruyor, çerçeveyi bulan her top gol oluyor.

Hakkını yemeyelim bu gece çerçeveyi bulan top sayısı 4, tamamını yedi. Bulmayanı da bir şekilde buldurdular, onda da Lidyalı heykeli gibi dondu. Neymiş kontrapiyede kalmış. De gedin lan, biizim 50 sene önceki mahallenin kalecisi bile yemez o golü. Nankörüm ben kardeşim, isteyen varsa hodri meydan Muslera'nın kaleci olmadığını ispatlarım. İleri gidiyorum, nefret ediyorum Eray İşcan bana göre daha iyi. En azından uzun boylu yan toplara çıkardı, teknikti topu oyuna elle ayakla sokardı. Neymiş iyi adammış, iyi aile babasıymış. Çoluğu çocuğu sevinsin, aldığı maç görmedim.

Takımda 12. oyuncu yok, yedek kulübeleri maç etse bizim takım İstanbul BAL liginde bile oynamaz. İçeri girme ihtimali olan tek oyuncu Rody, onu da hezimetten sonra sokuyor. Başka birini sokmaması iyi bir şey, çünkü diğerleri fasulyeden oyuncu, kotayı dolduruyor.

Şimdi ne olacak? hiç bir şey, her şeyin olduğu gibi futbolunda tek bir sahibi var, o ne derse o olacak. Şampiyon olmayacaksınız denmişse boşuna üzülmeyin ağlamayın. BJK'yi hakemin kurtaramadığı haftada senin 3 puan almana müsaade edecekler. Çok iyimsersin canım kardeşim. Yarın FB çok rahat bir hezimet alır, kartlar yeniden karılır.

Tudor intihar etti, 3. Köprüden atladı, Yüce Gök'e dua etsinler de Sarıyer'den karaya sağ salim çıksın. Daha Dolma Bahçe'den denize dökecekler bizi, tatmin olmamışlardır. Bizden kurtulana kadar rahat yok.

4 Kas 2017

Korkadurun; Galatasaray 5-1 Gençlerbirliği

Tanımayanlara kendimi tanıtayım diyorum önce. 1000 den fazla kitabım var, yarısını okumuşumdur, kimini bir kaç kere. Misal; Nutuk, Kur'an, Uyandırılmış Toprak, Yüz Karası, Bir gün Tek Başına, Nisan Tezleri, Felsefenin Temel İlkeleri,,,,,,

Gazete okumam, kendim yazmaya başladığımdan beri lağım kanalı izlemem. Benim için Futbol, tribündeysem en az 1.5 saat önce tv başındaysam başlama vuruşuyla başlar. Son düdükle biter, gazete okumam, tv seyretmem, lağım medya maymunlarının ne dediğini, sosyal medyada yakalarsam haberim olur.

Başlıyorum, 

Yazmayacaktım aslında, takım hezimete uğratmasa bu haftayı es geçecektim. Diyorlar ki bizim çocuklar, akılları sıra açığımı yakalamışlar, Gomiş 11 gol atmış, ben demişim- ki( dedim) 10 gol atarsa Arena'nın çatısından balıklama atlayacağım, atla abi diyorlar, attı diyorlar. Bilmiyorlar ki Galatasaray tribünlerini ben kurdum, bilmiyorlar ki Galatasaray için Kutuplara gittim, kavimden kardeşimden vaz geçtim. En büyük maceralarında, en umutsuz kavgalarında yumruk salladım. Ne diyorsunuz lan siz?

Gomiş atmış, sevinin, sevindim, bu yaşta 3 tel örgü uzaklıkta naralar attım. Aklı sıra açığımı yakalamış, yanıldım, attı, Arena çatısından atla diyor, yazık Galatasaraylılığı öğrenemeyeceksin, yol yakınken in bu trenden. Ben o lafı ettiğimde Linnes sağbek, Carole sol bek, Ahmet stoperdi,  Selçuk maestro Yasin-Sinan gol açıklarıydı. Var mısın? ilk 11 çıksınlar,  Gomis bırak gol atmayı, gol kaçırsın kafama sıkacağım. Deli misiniz lan siz ? Rakibine ilk çeyrekte 7, son şampiyona 5 puan fark atmışsın, tüm Şebeke bir olmuş yoluna taş koyuyor, sen eski fosil bir abinizin yanlışını arayorsun. Dua edin Sami Yen Kapalısında değilsiniz, olsaydınız ilk görüldüğünüz an alt kata paketlenmiştiniz.

Bu kadar fırça yeter, bizim çocuklar dersini çabuk alır, maça geçelim.

Ülkeye huzur getirdik, Dolar 3.85 önemli olan Galatasaray'ın 2 maçta 5 puan kaybetmesi. Alzhemier Lucescu'nun sesi çıkmaz oldu derken, çıkmış, yeniden gündeme oturmuş kadromuz. Sanıyorduk ki futbol alemi aşısını oldu, ne gezer, kuduz sarmış dört bir yanı. Lig sonuncusuna fark atmışız diyecekler di ki, demediler meğer, lig sonuncusu takım  bir kaç hafta önce Beşiktaş'larını yenmiş.

Sandılar ki, Galatasaray tribünlerine caza verdik, en önemli futbolcularını maça çıkarmadık. Aptallar biz normal bir kulüp takımı değiliz ki, 500 yıllık harsımız var, ezmeye kalkarsın, ezersin, bilemezsin ezildikçe güzel kokarız biz, nane gibi, ıtır gibi, fesleğen gibi...

Takım sezonun en güzel golünü attı. Severim takım gollerini. 16 pas, 17.yi sağ bek gol yaptı. Muhteşemdi gol ve sonrası. Sonrası ne? aklımıza geldi 2 maç doğrandık, Ligimizin seyir zevki açısından 5 puan sildik, onlar mutlu oldular, ya sen Galatasaray Başkanı? Sanma ki unutuldun, Baltaları gömdük, çıkarmamız an meselesi. Bir çıkın bir kükreyin, bir cebelleşin, bir can çekişin. Hakemlerden, Şebeke'den medet bekleyen Galatasaraylı varsa buradan uzasın. Onu demiyoruz, sinyal verin en azından, onların iyiliği için, Galatasaray'la uğraşanın çocuğu olmaz deyin.

Köstebek var dendi, sahaya çıkacak takımı bilenler için. Tudor'un blöfünü kimse göremedi. Eren-Gomis ilk 11 deydi. Ben Eren'e acıyanlardanım, bekliyordum ikisinin birden sahada olmasını. Ben atayım kaygısında olmadan her ikisi de inanılmaz asist yaptılar. Messi, Ronaldo olsa o pası vermezdi, verdiler gol oldu. Bu asistler sıradan gol pası değil yeri gelince yazılacak, attık bir tarafa.

Takometrecilere soruyorum, Santrafor-Çapa-Stoper üçlüsü olarak en fazla golü hangi takım atmıştır?

10 numarayı sağ bek oynatıyoruz.  Lükse bak!

Muslera'ya saydıracağım da yeter yediğim küfürler. Büyük takım kalecisi değil, 3 korner bir penaltı,  sokak futbolu statüsü. Ya be kaleci Taffarel bile senin kadar sevilmedi, yan topa çık, çıkmıyorsan 2 direğe birer adam koy, vakit geçirme, elle at birine, 6.5 yıldır senin yüzünden çocuklar üstüme yürüyor.

Sonraki maç Başakşehir maçıymış, çok korktum. Belediye işçileri izinli muhtemelen maç zamanı. Stat Arena'ya daha yakın. Bana bakmayın ben yurt dışındayım, defolun gidin tribünlerde yeriniz alın.

Başkan yok, yarım hoca 12 futbolcu büyük Galatasaray taraftarı var. Yeter mi?

Artar bile! kükreyeduruyoruz,  korkadurasınlar.

30 Eki 2017

Mutlu Oldunuz mu? Trabzonspor 2-1 Galatasaray


Mutlu oldunuz mu? Biz olduk, Selçuk İnan'ın artık futbolcu lisansının bile olmaması gerektiğini en azılı brekisefal kafa Galatasaraylı bile kabul etti sonunda. Hani o son deplasmanda acaba mı? diye kötü Belhanda'nın atılmasına sevinenler var ya onlar.

Mutlu olduk, Devlet Bahçeli bile orgazm oldu. Yensek Pastör kuduz aşısını bulduğu için mezarında ters parantez atacaktı. Lağım medyası maymunlarının salyaları saçılacaktı temiz futbol taraftarının helal sofralarına. 

Gürültü, görüntü kirliliği zaten tavan, bir de bizim yüzümüzden kinlerini irinlerini kusmuklarını görmeyeceğiz en azından bir hafta boyunca. 

Diyorlar ki abi Hakem! Yolda karşılaşsam tebrik ederim, hatta Denayer'in koluna çarpan topa niye penaltı çalmadın diye sitem ederim. Ya ne yapacaktı? Sen olsan nasıl yöneteceksin? Top yekün cephe kurulmuş, yol öyle böyle kesilecek, emir kaç haftadır demiri kesiyor güzel ve yalnız ülkemizde, bu maçtan bu Galatasaray galip çoksa hakem ölümlerden ölüm beğenecek. Ben Hakem olsam Rodrigez'in attığı golü saymam, hadi saydım maçı uzatıp başıma bela almam. Hakem yüzde bir milyon haklı görevini yaptı, sen büyük takımım diyorsan ki şer cephelerini yene yene büyük takım oldun, bu hafta zincirlerini kırmıştı düşmanların, taraftarın ifadeye çağrıldı, bu maçı kazanıp gelecektin. Yenmeden mi daha önce hakemleri de yenecektin. Yenemiyorsun, bahane aramayacaksın. 

Tudor'da bir garip adam, Tolga Ciğerci bankosu, kaleye geçer sol açıkta oynamaz. Top kesme özelliği yok, kaç defa sıfıra kadar indi, ne yapacaktı ki ısrarla orada oynatıp alacağın verimi düşürüyorsun. Bırak it gibi koşsun, takımda salak varken akıllıyı ne koşturursun be kardeşim.

Çok söyledim son defa yazayım, iddianın arkasındayım. Selçuk'un oynadığı dakikalarda Camız bırakın gol atmayı, pozisyona bile giremez. Sezon başı 10 gol atamaz derken Selçuk'un bertaraf edilemeyeceği ön görüsüyle iddia ettim. 

Maçın kaybedilmesinde beni Hakem tayin etseniz bir suçlu bul kafa kopar deseniz, Ayhan Akman'ı Florya'ya sokmam. Haydaaa diyen çıkar, öyle, maç esnasında söyledim, Aslan'a büyük pusu kuruldu, maçı sahada kazanman için ilk 30 dakikada koparman lazım. Trabzon kenti Kadıköy milleti gibi senede bir maça kilitleniyor. Kardeş takım dayanışması, enerjisi var, maç Trabzon lehine tehlikeye girerse bitirmeyecekler. 15 dakikada 3 sarı kart alınırken ölü taklidi yaptı. Tudor bu kadarını beklemiyor olabilir, senin başına kaç defa geldi be aptal adam. Senin işin gol atılınca sıçramak mı? Korusana hakemden futbolcunu. NDiaye'ye sorsan abi beni çıkarın atacaklar derdi. Geçen maç Belhanda, bu maç bunlar, gelecek maç bari söyle de hakemi de kurtar. Gerek göremesinler, vakitleri olmasın Galatasaray'ı durdurmaya güçleri yetemesin. 

Mariano'nun büyük oyununa katkı yapan çıkmadı. Sol taraf pas içindeydi, kaleci de büyük maç kalecisi olmayınca bilenmiş Trabzon deniz anası gibi bir Galatasaray buldu karşısında. Kenarda da futbol cellatı hocası, önce oynatmamayı, oynama ihtimaline karşı da pislik futbolcularını kullanmayı becerebilme ustası, gelen ilk yan topta golü buldu. Aslında çok önceden bulması işten bile değildi de top çerçeveye gitmedi. Yan top geldiğinde ben bu yaşta Muslera'dan iyi kalecilik yaparım. Hele bir boşa çıkışı var, gol olsa, 6 yıldır bok çuvalı diyorum ya belki biri daha bana katılırdı. Kaleye girmesi gereken top zaten giriyor, girmemesi gereken yan toplar da kaleyi tutarda giriyor. Ne gerek var stoperlere, kadro mühendisi olsa, ya Maicon'u almaz, ya kaleye Muslera'yı geçirmez. 

Ayhan Akman'a döneceğim burada. Toptan azıcık anlasa, Rıza'yı tanısa Serdar Aziz'i sakatsa Koray Günter'i oynattırırdı. Rıza hayatını santrayı geçer geçmez 18 e şişirdiği toplarla kazandı, hala o taktikle ekmek yiyor. Sağ, sol beklerin iyi olduğu varsayımıyla  içeri ortalarla gol arar diye düşünürdü. Ne gezer, kafaya çıkmayan stoper, felç geçiren Muslera. 3 orta şişir biri gol. 

Bundan sonra ne olur diyorlar? Daha beter saldıracaklarını biliyorum, bilmediğim bizim kurmayların benim bildiğimi bilip bilmediği. Futbolcuların saha içi oyunu anlaşılan yetmeyecek. Galatasaray'ı yenme ihtimali olan takımları hafta boyu ekstra motive edecekler veya puan kaybı olası giden maçlardaki hakemleri daha fazla devreye sokacaklar. Gördüm ki son 2 maç saha dışı faktörlere direnç gösteremiyoruz. Bir iki maç daha gösteremezsek tribünlerden çekiliriz, çekildiğimiz an da kaybettik demektir. 

Takıma, taraftara, hocaya güveniyorum, yardımcılarına, yöneticilerine güvenmiyorum. Böyle bir denklemde de her türlü sonuca hazırlıklı olalım. 

Okay Yokuşlu'da büyük top oynadı. Böyle  Türk futbolcuya can kurban. 


23 Eki 2017

Bizim El KlaSikko; Galatasaray 0-0 Fenerbahçe



Kazanan yok diyorlar, yanlış. Kazanan da, kaybeden de var. Çete Reisleri çok kazandı en başta, bu sezon ciroları tavan yapıyor. Deplasmanlarda panel onlara önceden açılıyor, ellerindeki TC numaralarına biletleri alıyorlar. Sermayeleri  büyük, sonra satıyorlar, satamadıklarını da maça götürüyorlar.

Dün gece rekor çaldılar, savcılara delil olsun, bu maçlığına karaborsa bilet alan bildirsin veya takip etsin, o kart her büyük maç öncesi bir başkasına satılıyor. Çeteden bilet alan da bağırmasını bilmiyor veya bağırmıyor. Aynı şekilde sadece Fener maçı için kart alanlar var, 10.000 kişi civarı, beyler dün gece teşrif ettiler. Görünüşte ürkütücü bir seyirci görseli var, ama taraftar maçta değil. Bu sadece bize özgü değil, BJK stadında, Kadıköy'de aynısı oluyor, deplasman taraftarı her zaman daha çok sesini çıkarıyor. 

Taraftarla işim bitmedi, bağırmayan,tezahüratları bilmeyen suç örgütü şebeke, 30 yıldır aynı gürültüyü, takıma faydası olacak zannıyla çıkarıyor. Her şey değişti şu eşkiyalardan kurtulamadık. Verdikleri karara bak, sanki aşağıda olan Galatasaray da kaldırmaya uğraşıyorlar. Geçen FB maçı yapsaydınız ya. 

Fenerbahçe kazandı, biz kazansak, hele Kadıköy'de 1 maç kazansak oyun biter, koskoca takımın tek motivasyonu Galatasaray'a yenilmemek. Cillop gibi Cüneyt'e denk getirmişsin maçı, ilk yarım saat 3 sarı göstermiş. Son 20 kırmızı kart var, penaltısını çalamamış, 8 puanı Malatya'ya, Kasımpaşa'ya mı kapattıracaksın. Tek şut atamadan maçı tamamlıyor, meşalelerle karşılanıyor. Haklı kazandı, yenilmedi algıyı sürdürdü.

Kaybeden güzel futbol izlerim diye maça koşan, uçan Büyük Galatasaray taraftarıydı. Kendini kötü taraftar içinde buldu, takım sezonun en kötü futbolunu oynadı, biz karşı takıma bakmadık, belki de çok sıkı kontrol edildiler. Kötü futbol, kötü uyuz, pısırık futbol belki de Selçuk İnan'lık ortamdı, bir önceki maç ayağa kalkan oydu belki, Belhanda'yı atar, dahası mutlaka birini atar bu hakem diye biri uyarsa, Selçuk'la değişip adam yiyiciyi öne salsa sonuç değişirmiydi?

Puan farkı kapanacak gibi değil, maksat Şampiyon olmak ise FB- BJK maçlarını berabere bitir Şampiyonsun. Ama işte serde Galatasaraylılık olunca doymuyoruz. Fenerbahçe'yi evire çevire yenmeden Şampiyon olmak tatlıya limon sıkmak gibi bir şey. 

Kazandı Şebeke; Yayıncı kuruluş, TFF, lağım medyası sıçanları, hakem maymunları, Devlet Bahçeli bile kazandı, Galatasaray'ı durdurmak isteyenlerin çorbasına tuz atmıştı, yukarısı dikkate alır belki. 

Top yekun şer cephesini yenemedik, kenetlenmiştik oysa, yeneceksek 7.Golü göreceksek o maç bu maçtı. Göstermediler, göremedik. 

Ve bizim El Klasikko şanına yakışır bir futbol ve de bu sezonun hiç olmayan tabelasıyla bitti. 0-0, futbol mezar kazıcılarının en sevdiği skordur. Alın başınıza çalın. 

Her işte vardır bir hayır diyelim, Belhanda'sız bir maç izleyelim, yerine oynayan kalıcı olursa bu maçı da bu yönüyle kazandık sayalım.

Kazandınız, gözünüz aydın kör, aslında kartal gözlüler hepimizden iyi görüp görevini yapanlar, Arena'yı da 2 maç kapattırdınız mı? belki sizin seviyenize düşeriz. Başkasının mutsuzluğundan mutluluk duyanlar, asla mutlu olamayacak olanlardır. Çok beklersiniz çooook.

15 Eki 2017

Böyle Özletme Kendini Cim Bom; Konyaspor 0-2 Galatasaray


Futbolu bitirmek için ellerinden gelen bu kadardı, daha fazlasını yapabilseler tereddüt etmeyeceklerdi. Passolig icat ettiler, maça geleni fişlediler, rutin dışına çıkanı maça almayız dediler, koskoca Konya'da bu Galatasaray'ı kimse canlı izleyemedi. Çok mu zor, sadece olaylı maça gelenleri maça sokmamak. Kaldı ki o maça gidip olay çıkarmayan binlerce taraftar da var. Babası embesil oğlunu işten el çektirmek için Ayı Sinan'la arkadaş yaptığından beri başımız belada. 

Gideceğimden değil, istesem de gidemezdim, maça bilet almaya kalktım. Satışa çıkar çıkmaz en hızlı bilgisayar çekenimizi görevlendirdim, 30 saniyede bitti, hayatında bilgisayar görmemiş Sabo'lar, Yılmaz'lar benden önce davranmış demek, oradaydılar. Bu sene ne götürüyorlar ama, BMV'ler yenilenmiştir. Hele ki Fener maçında gasp ettikleri kartları kaça satacaklar acaba?

Kara günler için kombine almış, en yakınlarımdan fırça yemiştim, biz Galatasaraylılığı sokakta bulmadık, artı eksi bize ihtiyaç duyulacak biliyorduk. Düşüş sürseydi de Fener maçında tribünde olacaktık. Dursun'un kellesini alacaktık, şimdi gırtlak parçalatmaya geliyoruz.

Biz yokken ne güzeldi ortalık, maçlara 5.000 kişi gidiyor, küçük boy baş altı takımı kendini Şampiyon oldum sanıyor, lig öyle 8. Haftada falan bitti sayılmıyor, lağım medyasın maymunları zevkten kuduruyor, yayıncı kuruluşun kardan zararını konuşmuyor, futbolcunun pasaportuyla ilgilenen yok. Biz olmadığımız için, bizim 1.torbaya attığımız Milli Takım 3.torba takımı olmuş, en kolay gruplardan çıkıp turnuvaya gidemiyor, giderse de kovuluyor derdine düşen çıkmıyor. Hayat bayramdı çocuklar, şimdi nasıl geçecek daha 26 ızdırap haftası var. Çekilecek dert değil, bilirim, o muhteşem 4 ızdırap yılı yaşayanlar benden daha iyi bilir. Hiç bir korkuya benzemez ayağa kalkmış Galatasaray korkusu. Daha bunlar bir şey değil. Öcünüz, zebellahınız, kıyametiniz olacağız. 

Tarih diyalektiği dersi veriyoruz. Galatasaray Şampiyon olmayacaksa, kötüyse göz yanılması, Fenerbahçe iyi görünür, görecelidir. Fenerbahçe'de kötüyse Beşiktaş Başakşehir'le şampiyonluk yarışına girip kazandım sanır. İllizyondur, Galatasaray Şampiyon olacağım diyorsa da herşey teferruata girer, gerçek ortaya çıkar. 2.ler, 3.ler içtimada görünür. Beşiktaş kötü oynadığı için fark yemiyor, sen iyi oynadığın için olması gereken oluyor. Muhtemel lağım kanallarındaki şebekler şaşırıyorlardır, seyretmesek de seyredenler bildiriyor. Asıl şaşırmaları gereken hadise bu Beşiktaş'ın nasıl 2 yıl Şampiyon olduğu olmalı oysa.

Şaşırmaları da iyi bir şey, şaşırmak iyidir. Ağzı bir karış açık şaşıran Aynştayn fotoğrafı vardır. Biz şaşırıyorduk yıllardır, nasıl oluyor da Şampiyon olmuyorduk(olamıyorduk değil). Şaşırdığımız için de biliyorduk, ülkemizde futbol Galatasaray'a karşı oynanan oyundu, bu yüzden en çok Şampiyon olmamızı da savaş gücümüze bağlıyorduk. His takımıydık, kenetlenmesini bilirdik. Mekan sahibi geri döndü kabul edin.

Nutuk uzun sürdü, maça gelelim biz. Futbol adına ne varsa ilk biz yapmıştık ya, yine yapıyoruz. İlk defa yabancı pasaportlu ilk 11 le sahaya çıktık. Kural bize özel değil, hatta biz Şampiyon olmayalım diye çıkarılmış zabazingo. Geçen yıl da çıkabilirdik, geçen maçta, gelecek maçta da. Türk oynamayacak diye bir şey yok. Derde düştüğü için oynayan Türk'e, kaptana değil, Galatasaray derde düştüğü için oynayacak kaptanlara oyunculara kapılar da açık, tribünlerde. Son 3 yılın en büyük topunu oynadı Selçuk Bey. Sana demiştim, Burak'ı unut sana en fazla Marakeş'te meyveli kokteyl ısmarlar, sen onu kurtarırsın, ama onun sana kıyağı olmaz. Sıkı sarıl Gomis'in saçlarına, 3 hafta önce atmadığın pasları at korkma. 

Çıkardı Rodrigez'i, devreyi beklemeden. 1 maçı 5 maç gibi oynuyor Tudor. Yürümedi, bir şeyler ters gidiyor, adam geçemiyordu. Galatasaray'ı durdurmanın yolunun gol yememek olduğunu sanan küçük hocalardan birine daha denk gelmişti. 6 bekle oynadılar, setten, akan oyundan gol atmak için dakikalar hızla geçiyordu. Ameliyatı erken yaptı, adam geçemeyen Rody'nin yerine topu havadan geçirme ihtimali olan Selçuk'u soktu. Belki şartlı soktu, beni bitirmeye oynarsan bitiririm mi dedi bilinmez. Uzun dikine oynamaya başladık. Topu tutarak av aradık. En ufak bir şüphesi olan Galatasaraylı  yoktu sanırım puan kaybı olur diyen. 

Fernando maçın en büyük futbolcusuydu. Bana göre de şu ana kadar ki en büyük futbolcusu. Futbol ayakla değil, kafayla oynandığı zaman güzel. Adam yiyiciler, kabus olmaya devam edecek. Gol olsaydı unutulmaz bir gol olacaktı Feghouli'nin çektiği insanlık dışı şut. Muhtemel benzerlerini çok seyredeceğiz. 

Gugıl dayıya sormadan adlarını doğru yazamam, tanımıyorum. Fener'in, Beşiktaş'ın aldığı golcüler varmış. Daha doğrusu gol atamayıcılar. Ulu Tudor onları veto etmiş, belki çok atacaklardı, ama his takımı oyuncuları değil demiş. Ve Aslanla insan karışımı Saçlı'yı seçmiş ( Romanya'da bir meyhanede seyrettim maçı, Gomis'e saçlı diyordu) ve tam isabet kaydetmiş. Saçlı( bu kadar kelin olduğu takımda da güzel bir ironik lakap) aslan yürüyüşü yapmadı. Adamlığından, olmayan seyirciye saygısından. Bence deplasmanlarda yapmasa daha iyi olur. Halk düşmanı bir hakeme denk gelir, taraftarı tahrikten basar kartı. 

Sadece ben mi arıyorum bilmem, Tolga Ciğerci'yi unutmayın kazanıyoruz diye. Biz kazandıkça oynayacağımız takımların direnci artacak, her maçımızı bekleyen takım, Hoca iştahla ilk çelmeyi ben takayım diye bir sezonu feda etmek pahasına bizim maçta can çekişecek. Tabelaya tutunmaya çabalayacak Konya hocası gibi, 1-0 yenikken bile gelmeyip, son barutu son 5-10 dakikaya saklayacak. Tudor penaltıdan bağımsız son dakikaları Serdar'la oynayacak yoğurdu bile üfleyerek yiyecekti zaten. Maç doldur boşalta gidecek, yeteri kadar hava topu golü yedik, sütten ağzı çok yandı. Denayer'e de kıyamadı, iyi oynadı, bir kişi değiştirip 3 kişi değiştirmiş oldu.

Eren Derdiyok o golü atacaktı. Yedek kalmasını sebebi atamaması değil, gol postta kararının yanlış olması. Çalım atarak boş kaleye atacak ne tekniği, ne hızı vardı oysa. İnsan kendini bilir, iman gücüyle üste doğru vururdu. Kaçırsa bile dert değildi, mesele ne yapacağını bilmemesi. Yazık daha çok kulübe paspasçısı olacak bizim çocuklar. Şu kupa maçlar başlasa da paslanma dursa bari. 

Dükkanı bu haftalık kapatıyoruz, bundan sonra yazacaklarım Fener maçı yazısına girecek. Kelimeleri tüketmeyelim,  Şunu bilmenizi istiyorum çocuklar. Bükreş'te şu an saat 05.17 ve ben akşamdan kalma, yorgun Galatasaraylı Ahmet Kaya dinliyor, son sözlerimi yazıyorum. Fener maçına anırmaya geliyorum. Bu takım bizim.

Ne mutlu Galatasaraylıyım diyene, hepinizi Galatasaraylılığımın olanca ateşiyle kucaklarım.

30 Eyl 2017

Fragman; Galatasaray 3-2 Karabükspor



Kombinesi olup maça gelmeyen 10 bin Galatasaraylı, size yazıklar olsun, emeklerim haram olsun. Biz de gidemedik, ama yerimize bir Aslan'ı kükrettik. Çok mu zor şerefsiz, Fener maçı için aldığın yeri birine vermek. Binlerce genç maça gidebilmek için günlerce sosyal medya dilenciliği yapıyor. Hele ki yurt dışındaki Galatasaraylılar, Arena'da maç seyretmek nasıl bir şey abi diye hayalini bile kuramıyorlar. Bu olaya direk müdahil olacağım, maça gitmeyenlerin kombinelerini iptal ettirmek için uğraşacağım. Biliyorum ki tribün her şeydir, defalarca test ettik, ne maçlar döndürdük.

Türkiye'de oynanan en üst düzey turnuvanın, tek bir amacı var. Galatasaray'ı Şampiyon yaptırmamak. Peki yıllarca komplo teorisyenliği yaptım, Galatasaray olmayacaksa kim olacak. Fenerbahçe olsun diye olmadık tiyatrolar oynanıyor, ama yine de bir yerlerden patlıyorlar. Futbolun Tanrısına iman ederim. Hak etmemişsen mutlaka burnundan getirir. Sana da yok hakem hatasıydı, yok şanstı geyiği yapmak düşer.

Büyük bir takım kurduk, his takımı. Ne var ki 11 bilemedin 12 kişilik. 13. adam yok. Bu yüzden iddiaya girerim sezon sonunda en az futbolcuyla oynayan takım biz olacağız. Hamle oyuncusu yok deniyor, gerçekten de yok, ama ihtiyaç var mı acaba? Kimi çıkarıp kimi alacaksın? 3 numra çıkarıp 3 numara aldı. değişiklik değil, ortaklık. 2 side oynamayı hak etti, yerin ilk sahibini ilk 11 koydu, sonra kiracıyı oynattı. Adaletli bir değişiklik. Oyunla alakası yok.

Söylemeye dilim varmıyor, yine bana kızanlar olacak, olsun 6 yıldır söylüyorum. Muslera büyük takım kalecisi değil. Top, set oyununda hiç yok. Takım öndeyken vakit geçiriyor. Acelemiz olduğunda da şişiriyor .Çerçeveye bulan her topun % 80 i gol. % 20 belki inanılmaz kurtarıyor, maça kendisini verdiği için de kredisi sonsuz.  Adalet olsa aldığı paranın yarısını, Eray'a, Aykut'a, Sinan'a, Cenk'e bölüştürmesi lazım. Biri kaleci olsa yoktu. Ben tutmuyorum. Tutanlara da saygım büyük. Yerine geçecek olanı düşününce de uykum kaçıyor, öcü Eray'ı görüyorum.

Geçen maçı Tudor'a yazdım. Bu maçı da benim gözümde kaybetti. İlk yarım saatte Gomis'i, çıkarsa, gözümde Hocaların Peygamberiydi. Bütün takım ona gol attırmaya oynadı. Çok tehlikeli ve ayıp bir düşüncedir. Biz Selçuk'u sadece Burak'a pas atıyor diye yedik. Görmüyormusun kardeşim? Adama Ahmet Arif'in prangasını takmışlar. Görmedin mi? atom bombalarını kontrol altına alalım derken mantar tabancasına teslim oldular. Tarihte var mı? aldığın maçı kendi hatanla vermişsin, geri döndüren 5 numaralı stoperin.

Hakem deme bana bozuşurum. Penaltı değilmiş, buz gibi penaltı, hatta delikanlı hakemmiş penaltı verdi, ben olsam direk gol verir Maicon'u atarım. Kim ne diyecek. Aslında Şebeke, hakem hakkını bu maçta kullanmayacaktı. Nasıl olsa Galatasaray fark atardı. Hakem ne yapsındı. Ama beklenmedik golle maç tutunma şansı elde edince, muhtemel devre arasında kontak kurdular. Galatasaray maçı koparamazsa eşşek değildi ya, bir şeyler yapacaktı. Yaptı, ama tekrar söylüyorum helal olsun, her hakem gibi bu da delikanlıymış.

Ben hep şaşarım bu ülkede Galatasaray nasıl  4 yıldızlı şampiyon. Bu kadar büyük takım taraftarı(10.000 eksik) önünde, 2-0 öne geçtiği maçı koparamıyor, son dakikalara can çekişerek giriyor ve nasıl oluyorsa da en çok Şampiyon olan takım oluyor.

5-0 yensek bu kadar koymazdı. Eyvallah biz de can çekiştik, ama takımın stoperi topu ağlara mıhladığında, gol diye ayağa kalktım, Şenol'u, Aykut'u, Aziz'i, Fiko'yu Ayı Sinan'ı, Rıdvan'ı hayal ederek oturdum. ne çok isterdim birinin yanında bu golü seyretmeyi. Sen bunun için büyüksün Galatasaray, hakemi yendiğini defalarca gördük, bir tık ötesine de dayılandın. Bu sezon görüyoruz ki Federasyon'u da yenmen gerekecek.

Eren Derdiyok'a üzülüyorum. Çocuk dert sahibi oldu.  Tudor'un bir yolunu bulup Gomis-Eren forvetini denemesini bekliyorum. Kenarlardan orta yağmuru geliyor, tam Eren'lik oyun şablonu. Carole-Sabri bekleriyle heder oldu çocuk.

Bu maç, bir filmin fragmanıydı sanki. Yaklaşıyor Fener maçı. Her şeye hazırlıklı olmamız lazım. Tamam büyük takımın B planı olmaz da, A planı şıklarından biri hakemi hesaba katmak. Ayhan gollere en iyi sevinen yardımcı Hoca yarışması olsa 1.olur da, be unutulmaz mübarek BAM üçlüsü elamanı kaç maç oynadın, Hoca'nın hesapta olmadığını varsaydığı olasılıkların hesapta olduğunu söyledin mi?

Büyük takım taraftarı için en kötü şey, rakibin tek farklı kazanıyor, sen tek farklı kaybediyorsun. Fenerbahçeli için Pazar geçmez. Ben olsam 10 gün travmayı atlatamam. Şimdi teselli için bekle de küçük boy baş altı takımı da puan kaybetsin. Yani demem o ki çocuklar, tamam kan işediniz ama, keyfini çıkarın. Son dakikada hele ki stoperin attığı golün nümerik değerini Aynştayn bile hesap edemez. Dedim ben olsam 1 hafta sarhoş gezerim.

Lağım medyasını seyretmeyeli, okumayalı bir 8 yıl oldu, acaba Rıdvan'dan haber var mı? güzel ağladı mı? 

Kimse iyi oynamadı, ne yazık ki, herkes kötü oynadı. Bizi elbet tatmin etmez bu 3 puan. Ne var ki değirmenin üstü her zaman yel almaz. Kötü oynadığın zaman kazandığın maçın keyfini çıkar, bana bakma sen seyret güzel ağlayanları da haber ver. Ne mutlu sana, hakemleri yene yene büyüdün.

Canım Galatasaraylı kardeşim.

24 Eyl 2017

Ulu Tudor; Bursaspor 1-2 Galaatasaray


Bodoslama girelim;

Ben hakemin Galatasaray düşmanı olanını severim. Fırat Aydınus erkek hakemmiş tebrikler. Aynı anda 2 kişinin birden eline değen toplara penaltı çalmayıp, ofsayt golü vermek için Fırat gibi taşak lazım. Bakın gördünüz, 24 saat geçmedi, Rıza Zarrab davasından göt altındaki Fikret Orman'ın küçük boy başaltı takımına bir penaltı verilmedi diye bütün hakem maymunları Ali'nin kellesinin peşine düştü. Üstelik penaltı menaltı yok. Bilen bilir, yüzlerce maç yazısında rastladılar ne maçlar kaybettik, hiç birinde hakeme saldırmadım. Görmediğini çalan Fırat gibi şerefsiz hakemler, görevlerini yaptıkları için, ve görüşlerimde isabet kaydettikleri için gözdemdir.

Büyük takımsan hakemi de yeneceksin.

Ezberlediğimiz ilk 11 sahadaydı, Sofian demek tam hazır değil ki yoktu. Peki oynatmak için kimi keseceksin kardeşim. maçı birlikte seyrettiğim adamlar Tolga'ya saydırıyordu. Maçı canlı izlemeyenlr Tolga için yorum yapmasın. Hiç topla buluşmasa bile Tudor onu kesmez, ben Hoca olsam ben de kesmem. Gol attı diye söylüyorsam namertim. Top rakipteyken takımın en büyük futbolcusu Tolga. Öcü gibi tırsıyorlar, sen kadrajda görmüyorsun Tolga'dan pres yememek için top ayağında olan futbolcu tercihini yanlış kullanıyor, başkası da topu kapıyor, nihayetinde takım topun sahibi oluyor.

Ulu Tudor denemelerde, galipken nasıl, mağlupken, eksikken, hakem taraflıyken ne yapmak lazımın peşinde. Belki futbol tarihinde bir ilk, üstelik biri takımın en iyisiyken iki kanat bekini çıkarmak, bir şekilde golleri bulup, tekrar oyuna almak. 2000 yıllarının takımına döndük, yenik oynarken seyrine doyum olmayan Galatasaray.

Rakibin en büyük oyuncusu kalecisiydi, normal golleri yemedi, bu kaleciye de ancak böyle unutulmaz vuruşlarla gol yemek yakışırdı. Türkiye'nin en iyi kalecisi, Alzhemier Lucescu görse bile hatırlamaz.

Linnes'e ayıp edildi, ama kafaya takacak biri değil. Biz Sofien'in golünde yerlere yattık restaurantta, ex Kaptan, yalandan ellerini havaya açtı. Normalde sevinse, sahanın içine girerdi. 13. adam eksikliği var. Yasin maçı kurtaracak diye ödüm kopmadı değil.

Serdar Aziz bu maçın da en iyi adamıydı bana göre. Bursaspor Hocası da büyük hocaymış, kenarlardan hava topu attırmadı. Kornerleri bile paslaşarak yerden kullandılar.

Anladığım kadarıyla B,C,D planlarını konuşuyor lağım medyası maymunları. Yok kardeşim bizde o dediğiniz, biz büyük takımız, bir A planı olur, o sizin saydığınız olasılıkları da kapsar zaten. Fenerlinin sevinci kısa sürdü, üstelik tam zirve yapmaya ramak kalmışken.

Büyük boy başaltı takımı Bursaspor'un büyük taraftarı önünde 1 den 2 yapmak her yiğidin yiyeceği halt değil. Nasıl ki Antalya maçında kaybedilen 2 puan 10.000 kişiye nal olduysa bu yengi de öyle olacak. Arena'daki maç için gün sayacaklar.

Maçın adamı Tudor'dur, bu hamleyi Morinho yapsa kazansa, yere göğe koyamazlardı. Takım olarak sivrilen oyuncu yoktu, bir kişi ver deseniz, Serdar Aziz derim.

 Taraftarıyla savaşıyor, sıradaki gelsin.

17 Eyl 2017

Galata Saray'ı Hükümdarı; Galatasaray 2-0 Paşa


Kombine sisteminde büyük terslik var, Kombinesi olup, maça gitmeyeceklerden, kulübe devir isteniyor, tam tersi olması lazım. Maça gelecek olanlar en geç maça 10 saat kala, Kombineyle bilet al butonundan ücretsiz biletlerini alacaklar, veya bir başkasına aldırmış olacaklar. Maça geleceğini bildirip gelmeyen kombineler 3 maç giriş yapmadığında da kombine iptal olacak. Bu düzen karaborsa düzeni, 2 büyük maça geleceğim diye kombine alan taraftar, bu takıma ve her maç tribünde olan Büyük Galatasaray Taraftarı'na yakışmıyor.

Aynı mantıkla ben de bu sezon kombine aldım, Sneijder'in kalma ihtimali doğunca bari büyük maçlara giderim diye. Gelenlerden çok gidenler, ve kulübeye gönderilenler beni tekrar tribünlere döndürdü. ilk 2 resmi maçta yerime başkasını gönderip, son iki maçta tribünlerdeki asil ve asıl görevime döndüm.

Eski düzen bilet satışı olsa bu takım her maçını  50.000 biletli, 10-15 bin kaçak taraftarla oynar. Ve hak da ediyor, eğer, kombinesi olup, maça gitmeyen ve bu yazıyı okuyan Galatasaraylı varsa yazıklar olsun diyorum.

İlk 11 in ardından yedekler de ısınmaya çıkınca, taraftar Muslera'ya ''Büyük Kaptan''diye defalarca bağırdı, Selçuk İnan'ın Arena'da olmayacağının gerekçeli kararını açıkladı. Yazık oldu, us ile uslanmadı, kötekle aramızdan fiilen ayrıldı.

Sezon başında Gomis gol atamaz diye bir çok taraftarla iddiaya girdim, kaybettim, hepsinin rakısını 10. gol gelmeden içireceğim. Ne var ki isabetsizliğe uğradığımı da kabul etmiyorum. Ben o tweetleri attığımda, Sağ bek Linnes, sol bek Carole, Selçuk Kaptan, Yasin sağ açıktı. Lafımın arkasındayım, bırakın diğerlerini, sadece Selçuk İnan'ın oyunda olduğu dakikalarda toplam 5 gol atsın bahisleri 2 katına çıkarıyorum. Atamaz, çünkü top gelmez.

Bu taraftarla, Arena'da puan kaybı olursa, bilin ki golü hakem atmıştır, bu olasılığı her an cepte kabul edip oynamaları lazım. Ben Galatasaray'ı tek farklı galip getirmeyeceklerine inanıyorum. Ne yapıp yapıp 2. golü bulmaları gerekiyor. Nitekim dün oyun 1-0 iken bir yan topa Muslera çıktı, yumruklayamadı, içeri düşse gol. Setten, akan oyundan Galatasaray'ın gol yemesi imkansız, hele ki şuttan. 5 maç oldu bir tane pozisyon bile vermedik neredeyse.

Maçın en güzel dakikaları yine topun Paşa'lı oyuncularda olduğu dakikalardı. Forseye doyum olmuyor.

Adam Yiyici yine kazanı orta sahaya kurdu, bol eteş yaktı, etraf dans eden yamyamlar, kellerle doluydu. Bana göre takımın en vaz geçilmez oyuncusu Fernando. Geriye gelip oyun kurarak, hücum önde basarak  mükemmel oynamalarına zemin hazırlıyor. Bu oyun stilinde Eren Derdiyok'a üzülüyorum. Soldan sağdan, yerden havadan yağmur gibi gol pası geliyor. Bir yolu olsa da Gomis- Eren aynı takımda oynayabilse. Orta saha basıcılarını %5 daha fazla koşturabilip takımın olması gereken koşu mesafesini garanti altına alırsa, veya Arena'da gol sıkıntısına düşerse deneyeceğini düşünüyorum.

Maçın adamı Serdar Aziz'di. En iyi oynayanından söz edeceksem de Mariano'ydu. 10 numaralı furbolcuyu, 2 numara oynatıyoruz. Eboue'nin yere yıkılmadığı zamanların büyük hücum beki. Sofian takıma tam kapasite döndüğünde nasıl olacak heyecanla bekliyorum. Serdar Aziz, sakat olmadığı zaman Türkiye'nin en büyük stoperi. İçine pirzola dürülmüş forma aç Aslan'ın inine saklanıyor. Sıkıysa çıkar da gör, bir daha alman imkansız. Kırık burun değil, kırık kaburgayla bile oynayacaksın. (Oynayanı gördük) Emre Aşık'tan beri göklerin efendisi seyretmemiştik, Savunma Tanrısı'yla beraber oluşan kule, istikbali göklerde arayanların belası olmaya devam edecek.

Tudor'a birileri emir veriyor sanki. Her maç birini taraftarın önüne atıp yuhalatıyor. Sinan Gümüş bugün takımdaysa emeğim büyüktür. Pişmanım, his takımı futbolcusu değil, kansız, ruhsuz profesyonel Ronaldo, ne işim var ya son 2 dakika oyunda der gibi tripte. Tebeşiri eline verip ilk 11 i yaz desen ilk kendini yazacak, miadi dolmuş ürün. Leş kokmaya devam ediyor. Koy çocuklardan birini be Split Haydut'u. Tecrübe kazansın, beni ilk oyuna sokan Hoca diye seni minnetle ansın.

Devlet memuru, evinden işine, işinden evine giden Linnes'i bile Galatasaray kurucu ayarı olan his takımı futbolcusu yapmayı başardık. Bir iki bertaraf edilemeyen de süreç içerisinde asilime olup kaybolup gidecek. En azından sahada görüp midemiz bulanmayacak. Taraftarla takımın bütünleştiğinde neler olacağını bir kez daha dosta düşmana gösterdik.

Galata Saray'ına bir Kabile Reis'i Hükümdar oldu. Umarım hükmü uzun yıllar devam eder, efsaneyi daha uzak diyarlara taşımayı sürdürür.

Belhanda bir garip futbolcu, tam olumsuz şey düşüneceğim, bir yerlerden çıkıyor. Son toplarda biraz şansı olsa veya aptallık yapmasa her maç 2-3 asisti olur.  Dün kötü oynadı göründü, 2 golde de katkısı büyük.

Müslüm Baba'nın kaçırdığı golü aslında biz kaçırdık. Aynı anda, aynı şutu çektik, aynı ah aynı vahlarla inlettik stadı. Ama golü de biz attık, her zaman söyledim, tekrarlıyorum;

Yaşasın Galatasaray'dan da büyük, Büyük Galatasaray Taraftarı.

Muslera 5, Mariano 9, Maicon 8, Serdar Aziz 9, Lato 7.5, Tolga 5, Fernando 8, İnsan Yiyici 8.5. Belhanda 7.5, Gomis 8.5, Rodrigez 6

11 Eyl 2017

Ya O Serbest Vuruş Gol Olsaydı; Antalya 1-1 Galatasaray



Ben hakem olsam o serbest vuruşu kullandırmazdım. Temdit serbest vuruşu diye bir şey yok. Maç bitmiş, hatırlayan eskiler vardır. Şampiyonluğun alındığı Es Es maçında uzatmalarda kazanılan vuruşu hakem kullandırmadı, maçı bitirdi, Derwall'in kitabında yazıyor. Yani demem o ki son yıllarda ilk defa Galatasaray'ı puan kaybettirmek için sahaya çıkmamış bir hakeme denk geldik.

Şimdi o ana dönüyorum. Seri bozulmak üzere, FB uzatmalarda kaybetmiş, saha kötü, iklim müsait değil, taraftar 3 kat kafesin içinde hapis, oyun rezalet, maç bitmiş ve topun başında Selçuk İnan. Hangi Selçuk bu? daha önce defalarca serbest vuruş golü atan adam. Hayatının en mutsuz dönemini yaşayan, torpille, o da takım yatsın diye, kötü futbolu avantaja döner diye oyuna sokulan Selçuk. Çete'nin bütün elemanları ya hapiste, ya mezarda, ya kaçak, son eleman da çekişiyor. Git maçı idam sehpasına çıkar diye İnsan Yiyici'nin yerine sahaya salınıyor. Azıcık gurur, zerre delikanlılık olsa girmez. Hocayla cebelleşir, koskoca Galatasaray'ın koskoca  Kaptanı yatacak takıma kumanda edemez der.

Serbest vuruşu sadece iyi vuranlar yapamaz, hatta en iyi vuran Selçuk, en kötü ruh haliyle topun başına gidemez, eminim penaltı olsa yine atamayacaktı. ilk 3 transfer ilk resmi maça çıktıktan sonra çok iddiaya girdim, oynayamazlar, atamazlar dedim. Lafımın arkasındayım, Selçuk'un banko oynadığı takımda Muslera dahil, diğer 10 kişi çöptür, Hoca kendi mezarını kazıyor demektir. Savunmada kimse kafaya çıkmaz, kaleci felç geçirir, santrforun kaybolur gider, en ölü leş takım 9 canlı olur. Rıza gibi, ülkenin en anti futbol oynayan hocası gelir puan alır.

Bunlar test maçları, kötü oynadığımız, geriye düştüğümüz, eksik kaldığımız zaman ne yapacağımızı bilmediğimiz gördük. Maçtan önce yazmıştım,3. golü görmeden 3 puan hesabını kimse yapmasın. Hele ki bu yan toplarda kısmi felç geçiren, vakit geçiren, devamlı şişiren kaleciyle 1-0 a 10 dakika yatamazsın. 25 milyon Galatasaraylıdan gol geliyor demeyen 5 milyon çıkmaz.

Diğer maçların özetini bile izlemediğimden bilmiyorum. Bildiğim güvendiğim tek merci var o da Büyük Galatasaray Taraftarı. Çöpleri gönderen, gönderemediklerini kulübe paspasçısı yapan, transferleri yapan, tam taşaklarından asılmak üzereyken Başkanını kulübünün kurucu ayarlarına çekmeyi başaran taraftar, ayağa kalkmış durumdadır.  Takım Tudor'a bile emanet edilemeyecek ivme kazanmıştır, gerekeni yapacağından asla şüphem yoktur.

O son dakika golünü atsaydı, alınan 2 puanın matematiksel olarak çok daha fazlasını vereceğimizden emin olunuz. Hadi o bir şekilde kapatılır, 3-5 maç daha koluna serum bağlanır Kaptan'ın, yeniden görülür hesabı, son 3 senedir defalarca görüldüğü gibi. Ne var ki taraftara verdiği zarar, yaşattığı travmayı atlatabilmek kolay değil, hele ki piyasa yapıcı karar verici, yönlendirici taraftar için.

Bahane yok takım 2.golü aramadı, Rıza'da 0-1 lik skora razı oyun oynadı. Emaneti Eto'o ya vererek asil görevi olan futbol mezar kazıcılığı görevini icra etti. Aklı sıra bu tabelayla 80 lere kadar maça tutunup, son bir hamleyle beraberliği kurtarıp, Beşiktaş'ıma hizmetimi yapmış olurum diye düşünürken, Galatasaray kendi kendine o lanet olası yan topa kafaya çıkmama, kalecinin esas duruşa geçmesi sonucu beklemediği anda beraberliği yakaladı. Serdar Aziz olsa o kafayı kesin vurdurmazdı.

Tudor'un eğitimde olduğunu kabul ediyoruz, büyük bir takımda doktora yapıyor, mezun olduğunda Büyük bir hoca olacağına inanıyorum, ama yanındaki sırada oturan, gollerde sıçramaktan başka fonksiyonu olmayan ilk okul terk Ayhan nedir? Bunca iyi şeyden sonra bazı ayrıntılar S geçilmiş gibi. Kımıl zararlıları çok çabuk fark ediliyor.

Kötü oyun ve kaybedilen 2 puanın Kasımpaşa maçına en az -10.000 kişi yansıyacağını düşünüyorum, umarım ben dahil maç günü yaklaşırken kararımızdan cayar, tribünlerde oluruz. Galatasaray kimseye emanet edilemeyecek kadar değerli.

Başka da değerli eşyamız yok.

27 Ağu 2017

Uyandı Yareli Kükreyen Aslan

Söze önce tükürdüğümüzü yalayarak başlayalım. Ne demişiz, bir daha yazmayacağız, yazdık, bir daha maça gitmeyeceğiz, gittik. Galatasaraylılıktan bunca savaş, yüz bin kere tövbe bozdurur, bozduk, Galatasaraylılar affetsin.

49 yıl önce babamızdan kaçak maçlara gittik, yarım asır sonra da değişen bir şey yok, oğuldan kaçak kombine aldık, sebepler o zaman maç karın mı doyuruyor? bu zaman Passolig boykotu, nerede kaldı Dursun nefreti, çöp futbolcu laneti.


Sneijder'in kalma ihtimaline karşı kombine almıştım. ilk resmi maçlar öncesi alınan 3 futbolcuyu da tanımıyordum, maçlarda gördüm ki, takım yine Selçuk üzerine kurulmuş, çöp Linnes sağ bek( bu arada sol bek Linnes yeni transfer) Sabri'nin durumu belli değil, Semih'i kimse almayacak görünüyor, Yasin sağ açık, Carole sol bek. İlk alınan 3 futbolcu, Ramos, Cross, Suares olsa ne yazar, nitekim yazmadı, utanarak elendik.

Bu arada yanıldığımı yüzüme vurmak isteyenler türedi, atamaz dedim kükredi, mahalle kasabı dedim, Nusret çıktı, yürüyemez dedim takla atarak koşuyor. Lafımın arkasındayım, koy Semih'i yanına, oynat Selçuk'la, Yasin'den pas beklesin takım pozisyona bile giremez.

Kim gelirse gelsin, hiç birini tanımıyordum, hala yolda görsem çoğunu tanımam. Benim için oynayan değil, oynamayan futbolcu önemli. Carole, Sabri, Semih, Selçuk, Yasin, Hakan'dan kurtulan takım, belli ki his takımı oyuncularıyla donatılmış. Bağlasan durmazlar, Hepsi insan yiyici, kendi halinde efendi, devlet memuru Linnes'i bile kuzey yamyamına çevirmişler. Ben Linnes'i anırırken hiç görmedim.

Öz eleştiri bu kadar, tatmin olmayan okumayı bıraksın.

İlk 2 lig maçı sıfır çöp, oynanan oyun, koyulan pres sadece beni değil, yoğun bakımdan bile firar edip maça kaçan hasta Galatasaraylıları Arena'ya sürükledi. Böyle ortamları çok yaşadım, Sami Yen günleri olsaydı Perşembe gecesini Seyrantepe'de geçirmiştik. Medeniyet, biz taraftar aleyhine ilerledi de maçtan yarım saat önce stadı mahşer yerine çevirdik.

Özlemiştim, en çok büyük maçların Nevizade çıkışlarını, Sivas'a denk geldi, kim bilir Samet ne mutlu olmuştur, bizim maça ne önem verdiler be, yenersem menemen partisi vereceğim Kızılırmak'ın yivlerinde setlerinde. Çemişgezek maçı olsa da aynı olacaktı. Maça 5 saat kala İstiklal Caddesi sanki bir final maçına gider gibi mobil sarı kırmızı renklere bürünmüştü. Zaman geçmek bilmiyordu, Acaba Galatasaraylının kabesi Nevizade'de Fener'e sövüp tavaf mı etsek, bir an önce Arena kapılarına gidip nostaljik günlere mi takılsak. Ya kapılar erken kapanırsa, ya dışarıda kalırsak. Şimdiki nesle garip gelir, 20 yıl önce olsa bu maça 80.000 kişi girer, 30.000 kişi dışarıda kalırdı.

Ufak bir demlenmeden sonra, Metro akıntısına kendimizi bıraktık. Muslera'nın çıkmasına 15 dakika kala tribünlerdeydik. Bizim kurduğumuz tribünlerde, benimle aynı yaşıt taraftar var mı bilemem? bu yaşta da bağırırlar mı acaba? Ben bağırdım,  eşşeği anırtan taşşağıdır. Fernando'yu, N'Diaye'yi seyreden ölü bağırır. Bu hissi Okan-Emre-Ümit-Suat orta sahası varken yaşamıştım. Top rakibe geçse, hatta mümkünse Galatasaray yenik duruma düşse diye. O kadar kötü sezonlardan sonra yenik duruma geçse zevkini başka maça bıraktım, risk almadım, ama topun rakibe geçtiği zamanlarda da inanılmaz zevk aldım. Sanki ortada bir kazan, altı kor kor ateşler, etrafta dans eden yamyamlar.

Yıllardan sonra sıfır çöp ilk 11 seyretmenin dayanılmaz Galatasaraylılığı. Gol için endişe yok, nasıl olsa atılacak. Sanki sözleşilmiş, balık gol, dandik gol atmayacaklar. Atmadılar, ayak tenisi golü geldi. Kalenin tam arkasındaydım, dikkatle izledim, top havadayken Serdar Aziz yükseldi, Gomis'e kafa pası verdi. Takım yeni, hepsi kendi ekmeğinin peşinde o top Yasin'e gelse ölür de pas vermez, son dakikalarda vermedi, Camız ben atayım da şova başlayayım demedi, kafasıyla çalışılmış yerde sotaya yatan Tolga'nın önüne indirdi, Tolga bom boştu, ofsaytı bozan Sivaslı'nın ofsayt diye bağırmasını duyan olmadı.

Belli ki Tolga bu sezon daha çok gol atacak. Aslında geçen sezon da biraz Yasin balı olsa çok atardı. Önemli olan pozisyona girmesi, 4 attı, en az 4 defa %100 lük pozisyon yakaladı. Acil gol sevinci bulunması lazım. Çocuk kendi bile inanmıyor attığına garip garip ritüeller. Anıran var, takla atan var, kükreyen var, sezonun Galatasarayının anlam ve önemine uygun bir gol sevinci yaratılması lazım. Önerim, ortada bir kazan etrafında dolansın dursun. İnsan yiyen orta sahada bir yamyam daha olsun.

Maçı herkes seyretti, ben içeriden izlenim aktaracağım, tribünlerden. Tribünler Şampiyon olacağız diye karar vermeden şampiyon olamazsın. Galatasaray'ın kendine has karakteri, bu sezon tavan yapmış. Ya şampiyon olurum, ya yarışta olmam. Ben yokken iyi oynuyor görünen takımların, ben iyiyken defosu çabuk görünür. Büyük Galatasaray Taraftarı son yılların en büyük tezahüratını yaptı. 90 dakika boyunca, hatta 20 dakika önce 20 dakika sonrayı da katarsak 1.5 maçlık unutulmaz şov yaptı. Bu şovun önünde oynama alışkanlığı kazandırılması lazım. Tecrübesiz futbolcu için ters teper. Gomis'in çok ofsayta düşmesini erken gol atma çabasına bağladım. Taraftarın kudurttuğu futbolcular da , Fernando-N'Diaye ikilisi gibi iki maç üst üste oynar.

Tabela alındıktan sonra, Selçuk, Yasin oyuna girdi, Selçuk'a acıdım. Birazcık adamlık, Galatasaraylılık varsa aldığı ücretin %70 ini alt yapıya bağışlar veya çeker gider. İki önemli poziyonu var, birinde Yasin'e gol attırmaya çalıştı, diğerinde de topu kaptırıp koşmadı. Bacağı çekti diyen iyimserler var, ne güzel demek gerdirince geçiyormuş, doktora gerek yok. O topa koşamayacak kadar lifi atan oyuncu en az 3 maç oynamaz, örnek Burak Yılmaz. Bu saatten sonra korkudan geçen yıllardaki kadar bile oynayamaz. Feri gitmiş, geçen sezon olsa o penaltıyı kimseye bırakmazdı.

Yasin'in oyuna girişlerindeki amaç belli. Takımda homurdanacak, küfür edilecek kimse kalmadı. Selçuk'a kaptan olduğu için sevgi olmasa da saygı var, bu hissiz, tipsiz, kabiliyet düşmanı adam, çöp kontenjanından taraftarın küfür ihtiyacının karşılanması için oyuna sokuluyor.  Her iki pozisyonda da ihtiyacı karşıladı. Atsa gol diye sevinen çıkmayacak o derece.

3 hafta sonunda bir kere daha gördük gösterdik ki;

Galatasaray kötüyse Fener iyi görünüyor, Galatasaray- Fener ikisi birden kötüyse küçük boy başaltı takımı kendini iyi oynuyor, şampiyon oldum sanıyor. Galatasaray iyiyse de lig teferruat. Ayağa kalktık, 21. Şampiyonluk Kupasını kaldırmadan oturmak haram olsun. Takımda insan görmek istemiyorum, ya Asamoah'ı acilen alın, ya Linnes'i de siyaha boyayın. Anıra anıra, havlaya havlaya, kükreye kükreye geliyoruz.

24 Nis 2017

Manifesto; Elveda Sami Yen, Elveda Galatasaray

1971 de çıktığım tribünlerden 23 Nisan 2017 tarihi itibarıyla inmiş bulunmaktayım. 1000 den fazla canlı maç izlemiş, en büyük maceralarında savaş ve zafer naraları atmış, tribünlere yüzlerce taraftar kazandırmış olmanın onuruyla veda ediyorum.

10 yıl öncesinde de lağım yazarların, medya maymunlarının foyasını ortaya çıkarmak üzere yazmaya başladım, bahtiyarım ki kısmen de olsa bunu başardım, yüzlerce yazı yazdım. onlarca öngörüde bulundum, ne mutlu ki bir çoğunda isabet kaydettim, ne yazık ki ben isabet kaydederken, futbol, özelde Galatasaray elimizin avucumuzun içinden kayıverdi. Nereye doğru sürükleniyor öngöremiyorum, bu yüzden beyhude yazılara son veriyorum. MAHALLE TAKIMI son defa sesleniyor, ne yazdı acaba diye boşuna tıklamayın, eğer bir gün geri dönüş virajına girersek, zerre kadar bir umut belirirse, ömrüm de vefa ederse sözüm söz ilk ben haber vereceğim, her maç bitimi beni hatırlayın, benden haber alamadığınız her maç ya serbest düşüş sürüyor, ya da ben sarı kırmızı taşlı bir köy mezarında yatıyorum demektir.

Ne kadar yukarılara taşımışız seni be Sevgili Galatasaray, cümbür cemaat, egemen irade, satılmış yönetici, satın alınmayı bekleyen sayısız futbolcu, sucuk ekmeğe istediğin gibi bağırtılan gariban, garibanları güden tribün eşkıyaları, hakemi, zift medyası, top yekun saldırdılar da hala yere düşüremediler. Aslında düştün de kan emiciler tatmin olmadı, ölünden bile korkuyorlar.

Hala bir umut Dünya'nın dört bir yanına dağılmış Büyük Galatasaray taraftarı ise televizyon başlarında iyi haberlerini bekliyor. Onlar için son sözlerimizi bırakalım, vedalaşalım.

Maçı hepiniz seyrettiniz, maç dediğim gazozuna oynanan bir çocukluk maçı bile değil. Veda maçına nostalji yaşamak yakışırdı, Sarı kırmızı montla Söğütlüçeşme  Metrobüs durağına gittim, sıkımı 5 sene önce alametle oralarda dolaşmak. Dışarıda bir derbi maçı oynanacak cümbüş yok,renk yok, koku yok, otobüste benle beraber 3 Galatasaraylı var. Sami Yen Sokağa attım kendimi. Maç Fener maçı, Orjin Köfte'den ilk defa bu kadar çabuk köfte aldım. VanSpor maçını hatırlıyorum mesela, yarım saat beklemiş, arabanın camını yumruklamıştım da Adem Usta beni tanıyıp aradan vermişti. Toplasan 50 kişi yok, onlar da Volkan'a küfür ediyor. Anladım ki maç öznesi Volkan olacak.

Maç öncesi Fener taraftarı gayri mevcut İzmir Marşı'nı söylüyor. Bizim çapulcu ne dediklerine bakmaksızın, ıslıklarla sesi boğuyor. Tıpkı 1 hafta önce neden Evet dediğini bilmeyen vatandaş gibi, Fenerliler, Galatasaray marşı bile söylese susturulacak, emir abileri tribün eşkıyalarından gelmiş. Tiksindim.
,


Kurduğumuz tribünlere son defa çıktım. Gözlerim Sami Yen setinden tanıdık birilerini aradı, Çoğunu tanıyordum mafya bozuntusu, irticacı eşkıyaların, onları aramana da gerek yok, gelir seni bulur, kafayı yapıştırır. Gözüm kanla irfanla beraber tribün kurduğumuz, marş bestelediğimiz, çocukları aradı 23 Nisan'da. Hiç büyümeyecek, alıp bayrağını Galatasaray maçına gidecek olan Galatasarayın asi çocuklarını. Bizim Bayramdı ya ne de olsa bugün. Sami Yen Kapalısından bir tek ben vardım. Hepsi daha önce gittiler, bize evlat acısı gibi koyuyordu, direndik, bizimdi bu tribünler, gidemezdik, tükendik, bağırmadık, zaten tezahürat yoktu, küfür etmedik, futbolcumuza bile kızmadık, yediğimiz gole üzülmedik, atsaydık sevinmeyecektik, vakit tamam biz de gidiyoruz, gittik. İzzet-i ikbal ile çekiliyoruz. Hayrını görün, hırsızlar, gaspçılar, karaborsacılar, satıcılar, satılmışlar, mafya bozuntusu eşkıyalar.



Veda maçına girmiyorum, tek bir 90 dakika değildi o yüzden. son 4 yılda kaç maç varsa 90 dakikayla çarpın o kadar dakika. Takım son bir çırpınışla Fener kalesine çökmüş, leş gibi futbolcularla, kalleşçe top oynayan bizden beter bitmiş, farkında bile olmayan Fener kalesine gol atması an meselesi, taraftar Volkan'a küfür ediyor, su atıyor, ölüm varmış korku varmış diye böğürüyor. Kalenin arkasındaki kuleye kümelenmiş 4-5 sülük, o esnada maçtan bağımsız salyalarca küfür ediyor. garibanlara cep telefonlarını attırıyor. Maç polisi, savcısı, müdürü olsa tamamı müebbetten yatması lazım. Kaldı ki Volkan hayatının en centilmen maçını oynuyor. Fenerbahçe'ye gol attırana kadar, hiç bir Fener futbolcusunun savaşmadığı kadar savaştılar. Gol gelince Volkan, bildiğimiz Volkan'a dönüştü, ellerini şortunun önünde ilikledi, atın atın diye bağırdı. Zavallı Galatasaraylı görünümlü sucuk ekmeğe fit aç gariban, uslandı, su damlası bile atmadı, sustu, Galatasaray'ın mezarı başında abileri kına yaktırdı. Tribün eşkıyalarından kurtulmadan, Galatasaray'ı pusudan almanın bir yolu yoktur. Egemen iradeden kurtulmadan da tribün eşkıyalarından kurtulmanın yolu yok. Futbolcu formaları işgal edilmiş, tribünler işgal altında, Galatasaray Başkanlık makamı esir alınmış, Büyük Galatasaray Taraftarı tribünlerden kovulmuş, Benden bu kadar. Bizim neslin son Galatasaraylısı da vuruşarak çekildi.

Stadın tabelasına son bir kez el sallayarak Aslanlı Yol'dan metroya yöneldim. Beleş verilmiş kombinesi olup, Akbili olmayan taraftarlar, turnikelerden  atlayarak doldu vagonlara.

Oynayan Galatasaray futbolcusu ama forması değil, tribünlerde ki güruh sanki Galatasaray taraftarı ama değil. Yenen takım taraftarı bile ölü gibi, gece sokaklarda bağıran sevinen tek bir Fenerli yok. Yenilen takımın taraftarından bir kişi bile üzülmüyor. Fener maçı kaybedildiğinde okula gitmezdik biz, ağlamayanı da taraftar saymazdık. Fener maçından çıkanın sesi kısılmamışsa selam sabahı keserdik.

Amacımız bir iki ve daha fazla bebeği, sarı kırmızı zıbınlara sardırmak, ilk avazlarını Cim Bom Bom diye bağırtmaktı. Yine öyle olacak, bizim Galatasaray'ımız bu günlerde futbol oynatılan, maymuna döndürülmüş, köpeklere maskara yapılmış Galatasaray değil, Bizim Galatasaray'ımız gitti, biz gittik, dönüş yoluna girersek 1971 coşkusuyla tekrar ellerde bayraklar, dillerimizde sloganlarla haber vereceğimi tekrar hatırlatır, hepinizi Galatasaraylılığımın olanca ateşiyle kucaklarım.

Elveda.