14 Mar 2014

Roberto'ya Postitler; Karabük 0-0 Galatasaray

Berkin Elvan'dan sonra maç seyretmek aslında benim için çok ayıptı, umarım kimse görmemiştir. Galatasaray'ı geçtim, eğer Melo ile Sneijder, Çelsi maçı düşünülerek İstanbul'da bırakılsaydı maçı da seyretmezdim. Kusuruma bakma kaşları martı çocuk, babama, anama öldüklerinde ağlamamıştım. Biraz kafa dağıtayım dedim.

Net konuşuyorum, Büyük Galatasaray Taraftarı ve saydığım bu iki futbolcu hariç, şampiyonluk, maç hiç birinin umurunda bile değil. Hoca dahil, maçı isteyen başka hiç kimse yoktu. Bu maçın istisnası değilse, Hakan Balta takımın en iyi futbolcusuydu.

Galatasaray insan alıcıları, satıcıları kimlerse, Haramzadeler dinlemişse, yüksek dolandırıcılıktan boşalan Silivri'ye doldurulmaları lazım. Takımdan bu kadar bi haber çöpleri şu yok zamanda küçük bir muz cumhuriyeti merkez bankası bütçesi harcayarak transfer yapanlar, yaptıranlar, kıyısından köşesinden en ufak bir şekilde bulaşanlar, ya hırsızdır, ya futboldan zerre kadar anlamıyorlar demektir. Olacak şey değil, 9 futbolcudan 8 i, futbolu bıraktı sanki, insan utanır ya.  Biz zurnanın son deliği taraftarlar, transfer edilen adamların çoğunu ayağına top gelmeden çöp diye ayırdık da, hangi akıl, hangi hoca, hangi maç seyretmiş de bu transferleri yaptırmış, akıl alır gibi değil. Zaten bu ülkede de akıl falan aradığımız yok.

Maçın nesini yazacağız, oynadığımız lig yasal değil, TFF her hafta bir takımı hükümlü, yasa dışı Fenerbahçeyle maç yaptırarak suç işlemektedir. Fenerbahçeyle maç oynamayı kabul eden takımlar da, suça yataklık etmektedir. Maçlar yasa dışıdır, Şampiyonluk şansımızın azaldığı için söylemiyorum, Fenerbahçe'yi zaten 2. lig Kırmızı guruba atacaklar, ama ben o zaman 2. olsak bile Şampiyonluğu saymayacağım. 4 yıldızlı hiç bir ürünü ne alır, ne kullanırım.

Roberto sıkıştımı içeriye post-it gönderiyor. Demek verdiği taktikler, uyarılar duyulmuyor veya unutuluyor. Bu maç için ben ona göndereyim, Bak hocam, bu ülkede bu takımın formasını giymiş çeteler, koskoca Reykart'ın kıçına teneke bağladı. Bir daha Selçuk'la, Burak'ı aynı anda oynatma. Ülkemizi sevmediysen, şiş kebap, döner den hoşlanmamışsan, 40 milyon kişi 14 yaşındaki çocuğa ağlarken, antrenmandan çıkıp, eğlenmeye giden futbolcular sana da koyuyorsa, git hocam, kovulmadan git.

Bir önceki kazanamadığımız maçta söylediklerimizi tekrarlayabiliriz, konumuz futbol değil, tespit yapıyoruz, geleceğe not düşüyoruz. Selçukla Burak arasındaki arkadaşlık, futbolculuk dayanışması, kardeşliği, forma birlikteliği değil. Selçuk'a top geldiğinde beyni emir veriyor, felç geçiriyor, topu Burak'a aktarıp Galatasaray golünü riske ediyor. Bu ihanet değilse büyük aptallıktır. Golü atacaksa Burak atacak, atamazsa canımız sağ olsun, 3 puanlı sistem(ne demekse)se her şey olabilir. Hassiktirin lan.

Burak, sonradan oyuna soktuğun top kırıcısı Umut'u kendi 18 imizin üstünde karşı kaleciyle baş başa bıırakacak bir taktik geliştirmiş ol. En yakın rakip 20 metre olsun, 10 seferde 1 kere gol atsınlar kovulduğun zaman seni sırtımda İtalya'ya kadar taşıyacağım. 30 metre sonra yakalanırlar, bu derece futbol dışı adamları pas trafiğine sokuyorsun. Bu maç oynanırken içime pis bir kuşku düştü. Sneijder'e koruma ver, bu adamlar şu ana kadar bir şey yapmamışlarsa bile yakında döverler. Faul makinası, otomatiğe bağlamış gibi gol kaçırma ustası. Belki televizyonlarda bir iki eski hakem şebeği Burak'a penaltı vardı derler. Bence de vardı, ama ben hakem olsam Burak'a sarı kart gösterirdim. Ben Burak'a ve Eboue'ye penaltı çalmam. %1500 penaltı olsa bile yüzümü gözümü kapatırım, görmedim derim.

Selçuk ısrarla Burak'ı kurtarmaya oynuyor. Belki kazançları ortaktır. Kazandıklarını bölüşüyorlardır. Başka türlü açıklarsam Motor Sanat Terk'in ajanı derim. Galatasaray umurlarında değil, Selçuk bu sezonun Mustafa Sarp'ı, Burak'da gol atamayan, atamadığı gibi takımın zararına çalışan, Sneijder'in futbolunu en az %20 düşüren bir futbolcu. Selçuk bey, Burak'a bir gol attırıp, taraftarın kara bulutunu dağıtabilirsin, ama son uyarımdır, Burak'ın sana bizim görebileceğimiz hiç bir kıyağı olmaz.

Bu maçı üşenmeyen biri benim için tekrar seyretsin. Topun durduğu anlarda kronometreyi durdursun, maçta 30 dakikadan daha az  uzatma çıkarsa adam değilim. Tolunay sen de adam değilsin, bizden çaldığın 2 puanı al, şebeke lideri, kaçak Aziz'e hediye et. İyi bir primi hak ettin, Karabük'ten kovulduğun zaman fazla beklemezsin. Anti futbolu en iyi Mehmet Özdilek sonra Rıza oynatır sanıyordum. Senin yanına bile yaklaşamazlar. Aklın sıra Melo'yu durdurdun, muhteşem oynadın, hatta penaltın falan da verilmemiştir senin, galibiyeti kaçırmışsındır. Başbakan'ın hırsız olduğu ve hiç bir şey yapılmadığı bir ülkede sen Galatasaray'ın 2 puanını çalmışsın çok değil, sana da helal olsun. Dua et, Selçuk'la Burak kan kardeşliği futbolu oynadılar.

Hocam bir not daha gönderiyorum sana. Bitime 30 dakika kala sanki 2 dakika kalmış gibi oynatmandaki mantık neydi? Melo hariç top kime gelmişse şişirin Drogba'ya ne halt yerse yesin, yiyemezse çıkarır Ceyhun'u alırım. Ha Ceyhun'u kafadan oynatma öngörüsünde bulunabilseydin de Burak'ın yerine oynatsaydın, emin ol Sneijder en az 2 defa Ceyhun'un kafasından sektirerek gol atabilirdi. İkinci devre oynattığın ortaçağ futbol için teşekkürler Hoca.

Daha fazla maç düşünemeyeceğim, Çelsi maçına kadar futbolu gündemden çıkarıyorum, hiç bir maçla ilgilenmiyorum. Bu maç için Melo'ya bir kere daha saygı duyuyorum, ve Hakan Balta'ya teşekkür ediyorum. Popescu'dan sonra top oynamasını bilen bir stoper seyrettim.

Hepimize bu sezon için geçmiş olsun diyorum.

9 Mar 2014

İl Capitano; Galatasaray TELEKOM 6-1 Akhisar RAMİZ KÖFTE

Ben doymadım, Galatasaray'ı haftada 2 defa seyretmeye alışmıştım, Çarşamba maçı yok dediklerinde garibime gitmişti. Kimi kendi futbolcularını kendi Milli Takımında seyretmişti, ama benim Milli Takım'ım olmadığından Sneijder'i seyrettim. Uruguay maçını seyreden bile varmış, Muslera'nın maymuni kurtarışını ilk onlar haber verdi.

Fenerbahçe maçından önce oynamak ne güzelmiş. Maç mitingi yapan olmadı, hafta arası Küçük Tüpçü(biz yıllardır yanlış yere kullanmışız ismini, hafta arası Büyük Tüp patladı, bundan böyle muhatabımız Küçük Tüpçü olarak anılacak) yü rahatsız eden yoktu. Sadece Drogba'nın 40 yaşında olduğu, gittiği, Semih'in transfer haberleriyle denge bozulmaya çalışıldı. Ama en büyük darbeli atış beklediğimiz cepheden geldi. Motor Sanat Terk, Akhisar'da oynayan Senegal'li Ömer'i iyi motive etti. Meali şuydu; Git Galatasaray'ı bitir seni Türk yapayım Milli Takımda oynatayım, en kötü ihtimalle bu yalanı yutan büyük takımlara kakalatırım. Dikkatle izledim, İstanbul'un her hangi bir semtini tara, 15 çakı gibi saat satıcısı bul, 10 gün idmana çıkar, en az PTT liginde oynamazlarsa boşa yaşamışız.

Mörfi kanunları enternasyonal, her konjonktürde geçerli. Bir şey iyi gitmişse, mutlaka kötü gidecek. İki maç Şecu iyi oynadı, iki de gol attı. Garanti kötü oynayacak, nitekim söylenenlere göre Milli maçında çok kötü oynamış, bu kuralı uygulayan Mancini'nin tercihi bu defa Eboue. Aynı mantık, bir önceki lig maçında Eboue kötü oynamıştı, mutlaka iyi oynayacak. Şecu yoksa taraftar direk Veysel'i yazardı, ama işte elini vicdanına koy. Bir tarafta kıtalar arası, baba takımlarda oynamış, en baba kupaları ellemiş Eboue, bir tarafta top oynamak için henüz yurt dışına çıkmamış Veysel. Üstelik geldi çattı Çelsi maçı, tribünde oturan Eboue'mi, kötü de oynayacak olsa o maçta boğuştaracağın Eboue'mi?

Telekom'la, Ramiz Köfte bırak futbolu, uzun eşşek oynasa, güreşse, yarışsa kim kazanır? Bu işte bir haksızlık var aslında, Galatasaray'ın attığı goller 0.75 sayılması lazım. Orantısız güç farkı var, misal 3-2 yenersen 2.25-2 galip sayılacaksın, 4-3 yenersen, beraberesin, 5-4 yenmişsen 3.75-4 yenik sayılmalısın. En azından benim vicdani puan tablom böyle.

Arena belki de bu sezon en az seyirciye oynadı. Taraftara demiyorum, Sami Yen taraftarı tam kadro her maç olduğu gibi tribünlerdeydi. Sonradan oluşan 30.000 seyircinin taraftar olması için çok daha Juventus leşi gerekecek galiba. Drogba, Sneijder, Telles, Melo resital veriyor, maç sabaha kadar oynansa yerimden kıpırdamam, adam metroya yetişmek için 20 dakika kala stadyumdan çıkıyor. Sonra da maç seçiyor diye kötü oynayan yabancılara saydırıyor. Bu böyle olmayacak, 3 maç giriş yapmayan kombineye 1 maç ceza verilmesi lazım. O maçta da gişe fiyatının yarısına satılması.

Maça başlayalım, Selçuk'un sarı kartlı olması bir hayırdır demiştik ve radarı Yekta'ya çevirmiştik. Maç boyu kendisinden beklediğimiz oyunu oynadı. Özellikle dönen toplarda ilk topa o basarak, Melo'nun sırtındaki küfeyi taşıdı. Tasmasız maça çıkan Pitbull, şiire, gazele büyük katkıda bulundu. Burak öksüz çocuk gibi geç açılsa da aslında öyle olmadığını anlamış oldu. Sneijder'e bizim 4. tercihimiz demişlerdi, kovulan otorite. Ne mübarek adamlarmış ki, Türk Futbol Ceo'sunu dinlememiş, ilk 3 ü almamışlar. Dünya çapında bir futbolcuya kanamadık, doyamadık. Telles'le birlikte oluşturdukları sol koridora top geldiğinde rakı içer gibiydim. Top sanki kadehten yağ gibi akıyordu. Telles'e sol bek demeye dilim varmıyor, büyük takımın beki olmaz, neyi bekleyecek. her maç %75 rakip sahada oynamaz ise iyi oynadı demem. Utkucan'ın aldığı adam belli oldu, diğeri de Bruma'ydı. Aldırılan yerli yabancı kalan 8, Galatasaray futbolcusu değildi, çok geçmeden kombine kart sahibi oldular. Artık sezon sonu açılacak futbolcu fuarında kakalayacak müşteri ararız.

Bu kadar ustaya rağmen korner gollerine hasret kalmıştık. Hiç bir futbolcu topu kornere atmaktan korkmaz olmuştu. Attığımız kornerler ön direkte birinin ileri vurmasıyla kendi kalemize gol tehlikesi yaratıyordu. Hastalık tedavi edildi, çok net çalışılmış korner golleri atıyoruz. Drogba'nın darbeli kafa vurduğu pozisyonda hemen arkadaki Melo'nun topun hayaletine vole vuruşuna bir daha bakın derim.

Asimo Semih İl Capitone olarak takımın başındaydı. Yıllar önce Uğur Uçar'ın kaptan çıktığı maç geldi hatırıma. Gerçek bir Galatasaray Kaptanıydı Semih. En eski futbolcunun koluna bağladığı şerit değil bizde kaptanlık(SABRİ), takımın en iyi futbolcusu olman da gerekmiyor (ARDA)önce adam olacaksın. Örnek olacaksın, yeni doğan Galatasaray'lı bebeklere adın konacak, Dünyanın bir ucunda yemek yerken biri yanına gelip Galatasaray Kaptanıyla resim çektirecek. Korkmayacaksın, kibirin olmayacak, geldiğin yerleri unutmayacaksın, senden sonrakilere yardım edeceksin, yol göstereceksin. Bir duruştur Galatasaray kaptanlığı, imajdır, onurdur. Galatasaray'dan başka takımda oynamam diyebilmektir. Semih Kaya'dır Galatasaray Kaptanlığı.

Aslında bütün futbolculardan beklenmeliydi dürüstlük, hakeme yardımcı olabilmek, haksız puan aramamak. Semih'e verilen ödülü de fazla büyütmemiştik, Gel görki endüstri futbolunun kuralları delikanlıca işlemiyor. 4-0 yenik takımın oyuncusu, Burak'ın canı yandığı için bıraktığı topu sürüklüyor. Bizimkiler de saf saf topu bırakır diye düşünürken o da ne savunmayı az adamla yakalayıp Muslera'ya gol atarak seviniyor. Attığı golün takımı için hiç bir şey ifade etmediğini o da biliyordu. Takımı için küçük, kendisi için büyük bir goldü. İstatistikler hanesine bir gol daha yazmıştı, hem de Muslera'ya. ne kadar övünse azdı. Belki Fatih Terim'in gözüne girer, olur ya Ramiz Köfte'de piyazla karın doyuracağına, Ülker'den bisküvi yer, Vodafon'dan cep telefonu alırdı.

TFF tüp akıllarıyla taarruza geçtiler. ne yapıp edecekler Melo'yu Fener maçına çıkarmayacaklar, Arena'yı o maç Büyük Galatasaray Taraftarına kapatacaklardı. Bilmiyorsunuz geri zekalılar, Galatasaray taraftarı sadece erkeklerden oluşmuyor, biz zaten kadınlar çocuklar ve gerillalarla tribünlerdeyiz. Erkeğe küfür ederiz. Büyük Galatasaray Taraftarının topluca küfür edeceği delikanlı da bu ülkede, futbol piyasasında yok. Karıncayı incitmeyiz diye tezahürat yapıyoruz, ama böcekler durumdan vazife çıkartıp, rahat rahat gezmesinler. İlla Arena'da küfür duymak istiyorsanız, Kadıköy'de ısınmaya çıkmaya korkan hakeminizi bizim maça verebilirsiniz. Ne var ki biz bunun bile üstünde durmuyoruz. Oynadığımız futbolun keyfini çıkarıyoruz, siz tv şebeklerinizle Fırat Aydınus'un kellesini isteyin. Drogba'dan, Senijder'den bahsedip, olmayan beyninizin neronlarını harekete geçirip sinirlenmeyin. Yargıçın, hakimin olmadığı ülkede hakem mi olur der güler geçeriz.

Tabela garantilenince kenar yönetimi
resitale limon sıkmaya başladı. Her usta çıktığında takım küflenmeye başladı, Melo çıkınca da çürüme tamamlanmış futbolumuz çöpe dönmüştü. Umut'la, Burak'ı aynı anda seyretme bahtsızlığına uğradık kısa bir süre de olsa. İki beyin özürlü futbolcudan, Umut futbolcu bile değil, hadi Burak'ı taşıyoruz. Beyin olmasa da gol kendisine haber veriyor, ben olmak üzereyim yetiş diyor. 10 cm,den boş kaleye vuruş kabiliyeti bile yok. Top direğe çarptı, ben olsam gol attım diye sevineceğime oturur, az daha kaçırıyordum, rezil oluyordum diye dehşete kapılırım.

Fener maçı ne kadar geç olursa o kadar iyi. Bu sinirle 2 gece geçirmiş olacaklar. Delikanlı gibi oynanırsa, Trabzon'a bir kumpas kurulmamış, kurulmayacaksa o sahadan çıkışı olmaz. Yendik diye değil, geçen hafta da aynı görüşteydik, bunlar önde oynamayı beceremezler, mutlaka bizim maça kadar altımıza girerler.

Bu Çarşamba nasıl geçecek, ben şimdiden kaygıya düştüm,

Gel 10 maç gel.