22 Eyl 2024

PARLAYADUR ''GALAXI'nin Beşinci Yıldızı''; FENER 1-3 GALA

Ne güzel başlamıştı oysa her şey, bütün kaleler zapt edilmiş kölelere tasma takılmıştı. Ne demekse Galatasaraylı futbolcular kart görmüyor teması işlendi hafta boyu. Siyasetle işi yoktu canım olsa da muhalefetti. Tarihî kahramanlıklarla yazılıydı, gemi işçileriyle maç yapmış kazanmış sayesinde kurtuluş savaşı zaferle sonuçlanmıştı. Bu yüzden şampiyon yapılmıyordu. Gittiler devletin başına yalvardılar. Yetmedi Feto baş sponsoru dedikleri eski basketbolcusuna forma gönderdiler. Belki hala bir hükmü vardı kim bilir.

Okan Buruk'a çırak dediler, muhatabım Şampiyonlar Ligi galibi hocalardır dedirttiler, kaçırtacakları son hocaya. Eski hakem yeni kemik yalayıcılarına, güzel bir hakem heyeti ayarlattırdılar. Yerdeki vardaki ceptekiydi. Aslan'a Pusuyu attılar, öküze atacak değillerdi ya. Ve biz aynı zaman dilimlerinde, takımdan hocadan futbolcudan asla umut kesmeyenler, elimizde ne varsa kükrüyorduk. Ekranı, kanalı, sayfası, X'i, Z'si nesi varsa işte. Büyük takım reaksiyonunu devreye soktuk. Metin gibi oynayacaklar, Alpaslan gibi bağıracaktık.

Everest Tepesi'nden Mariano Çukuru'na düşüşün resmiydi. Ömür boyu geçmeyecek bir kara lekeydi,


yıllarca unutulmayacaktı. Gene büyüklük Okan'da kaldı. Son dakikada Bats'ı oyuna alıp Arabistan Çöllerine gidiş biletini öne aldırabilirdi. O olsa yapardı. Adı bundan böyle MOR olarak anılacaktı. Hakem acımasa, taraftar biraz daha bizim gibi tecrübeli ve maçtan emin olsaydı, emin olun çocuklar görüp görülebilecek en büyük hezimet yaşanacaktı. Okan Buruk bizdendi, o da bu yollardan Galatasaraylılıktan geçmişti, kıyamadı tribündeki 2500 Aslana , ekran başındaki milyonlarca 5. dalga çocuklarına. 1 gol daha yiyip  galibiyete buruk bir limon sıkmadı. 

Ey Büyük Galatasaray Taraftarı, ayağa kalkın bayrakları sallayın. GALAXI  artık, Turuncudan iz taşıyan batan güneş sarısı, yeni kabuk bağlamış vişneye çalan koyu kırmızı yara rengidir. Paralayadursun Cim Bom'un Beşinci Yıldızı.

Zaferin kutlu olsun. Mayıs'a bırakmayız.