5 Kas 2016

JORBAY BAY; Galatasaray 1-2 Başakşehir

Ülke yangın yeri, her ocak ateşler içinde, ortalık veremden sıtmadan kırılıyor, biz nezleye çare arıyoruz. Milletin 3.16 olmuş 1 Doları yok ona mı ağlayalım, Galatasaray yenilmiş ona mı üzülelim. Bu ortamda maça gitmeye utandım, inşallah beni kimse görmemiştir.

Şehirler bitti, şimdi ilçelere bile modern statlar yapılıyor, sebebini bilmiyoruz. Lig liderinin maçını 300 kişi seyrediyor, FB taraftarı çoktan gitti, Kayseri'de 1 liraya maça giden yok, Kasımpaşa, Gençler,Osmanlı,Rize, Akhisar'da yaşayanların şehirde maç olduğundan bile haberi yok. Bir biz varız, tribünlerde savaştıran, ölü takıma can vermeye çalıştıran giydirilmiş umutlarla coşmaya zorlatan duyguyu yaşatan. 3 senedir Arena'nın yolunu bile unutmuş bendenizi bile tribünlere döndüren duygu, iflah etmez çocukluk hastalığı.

Stat yapıp maça gelmeyin diyen Futbol Şebekesi neyin peşinde? Trabzon maçında yarım dakika küfür edildi hepinize, gırtlağım parçalanacaktı ben de ettim, sistem tespit edememiş, akşam tribündeydim, Trabzon maçından dönerken bir grupla tanıştım, hiç küfür etmemişler, dün yoktular maçta cezalıydılar. Bu ortamda kombine alan Dünya'nın an aptal adamı. 6 lig maçından 2 sine gidememişsin. Bu ortamda bile değiş tokuş yapabilen, neredeyse Trabzon maçından bile daha çok gürültü çıkaran muhtemelen bu sezon ilk defa maça gelen Büyük Galatasaray taraftarına bir kez daha minnet duydum.

Maçları televizyondan seyreden, başka şehirlerde başka ülkelerde yaşayan Galatasaraylılar, neden İstanbul'dakilerin stadı tıklım tıklım yapmadıklarına anlam veremiyor. Ah orada olabilsek diye iç çekiyorlar. Ölüler dirileri her gün helva yer sanırmış. Sen sahanın içini görüyorsun, bir de dışını görsen. Kara yoluyla maça gitmek imkansız, Metroyla gideceksin, 20 dakika sürüyor yolculuk. 1 saat kala yola çıksam oley çektirmeye bile yetişirim diyorsan 20 dakikayı kaçırdığının resmidir.  Tam 7 defa arama var, cebinde bozuk 100 lira bile olsa el koyuyorlar, kalemin çakmağın varsa hediye ediyorsun, cep telefonunun şarjını bile alıyorlar. Maç bitti otobana çıkan 2 metre eninde Çin Setti duvarı var, ezilmeden yolu bulabilmiş, karşıyı görebilmiş, çamura saplanmamışsan balık istifi minibüslere kendini attın demektir. Metroya yığılan 10 binlerce kişinin içindeysen durum daha vahim, 4 turnikeye yığıldın, çocuk,kadın değilsen idare edersin, çoğu jeton basmadan geçer, geçen de 1000 kişilik vagona 5 bin kişi biner. Paranla rezil olmak lafı Arena'ya maça giden Galatasaraylılar için söylenmiş sanki.

Yani özenme kardeşim, Galatasaray Veremi'ne yakalanmamışsan çekilecek dert değil.

Takım ısınmaya Linnes'le başladı, Karol yoktu. Vay be dedim JORBAY! yine beni okumuş. Çöp Karolü kesmiş. Yedeklerde de yoktu. Bir baktım ısınmanın sonuna doğru yetişti. Özel doktor nezaretinde hızlandırılmış ısınma yaptırdılar. Vay be dedim, Hoca kontra garantiye gitmiş, Linnes'le başlayacak ama cortlama ihtimaline karşı da Karol'de erken değişiklik için hazır bekleyecek. Ne gezer, hangi yardımcı akıl edecek de bu formülü uygulatacak. Gol olsa da sevinsem diyen Ayhan Akman mı? Duymaya başladığım pis kokulara parfüm sıkılıyor sanmıştım ki, Galatasaray kadrosu sayıldı. Karol ilk 11 çıktı. Ben Linnes'in yerinde olsam, ya da Linnes futbolcu olsa JORBAY'ın gırtlağına yapışırdı. Dalga mı geçiyorsun sen lan. Hazır değil diye oynatmadığın futbolcular yüzünden döndüğümüz tribünlerden bizi tekrar kovuyorsun. Sen hazırmısın koskoca takımın Hocası olmaya? Sildiğimiz futbolcuları kovdurdun diye beslediğimiz sempatiyi geri almak için fazla bekleyecek değiliz.

Çok iyi insan, artık CV'sinde de büyük takım hocalığı yapmış yazıyor. En fazla 15 kişilik kadrosu olan küçük bir Anadolu takımına Ağalık, Bey'lik yapabilir. Ne yalan söyleyeyim ben hoca olsam aynı olurum, 18 kişi kadroya alsam 19. futbolcu Hocam ben niye yokum dese yüzüm kızarır. Sahaya 11 kişi çıkaramam, hadi çıkardım oyuncu değiştiremem. Ne diyeceğim numarasını kaldırdığım futbolcuma. Acıyor, maçtan önce konuşuyor, 70 de seni sokacağım seni çıkaracağım diye bildiriyor. Bildirmediği zaman da Yasin gibi çıkarttığından fırça yiyor. Sen acımaya devam et JORBAY, bay bay diyeceğin günler uzak değil. Fener maçında Çöp Karol'un, taraftar sinir bozucusu Sabri'n, Hoca mezar kazıcısı Selçuk'un da sana acır da ömrünü uzatır.

İlk defa kovulan bir Hoca'nın arkasından üzüleceğim. Ağıt yazısı cebimde. Çok iyi adamdı,

Geçen haftaki maçın 3. 4. yarısını oynadık sanki. Hatırlatma yaparak bu maçla birleştiriyorum.

1- Eren Derdiyok beni dert sahibi yaptı. Fazla beklemeyeceğimi,yaftayı boynuna ilk ben geçireyim. Umut Bulut'a evrilmiş demişim, az bile söylemişim. Golcüyü geçtim, futbolcu bile değil. Bu cümleyi yazacağım için dikkatle izledim, top yokken özellikle. Topla buluşamamak için deli dana gibi koşuyor. Atılan kısa sayıda pas kendisiyle buluşmayınca da el kol hareketleriyle kızıyor. Dandik takımlara attığı dandik(Rövaşatayı saymıyorum, fiktif, 10 senede bir olur) 3-4 golle adam sandık. Izlandalı çöp çıkarsa yandık demişim. Burak Yılmaz bu salağı gol diye oynar. Halı sahada golcü başlayan uzun boylu abilere benziyor. O golü gece 1-2 maçında kaçırsan fırça yersin ya beke ya kaleye geçirirler. Basket Takımı hazır rezil kepazeyken acil Ergin Ataman'a gönderelim.

2- 3 maçtan 1 puan alırsak iyi demişim, fazla iyimserlikten 1 puana fit olmuşum. Hıncal Uluç'luk yapayım, 6-0 ı aramıyorsak ben 1-2 gol e razıyım. Lens, Karol'u, Volkan Sabri'yi maymuna çevirir. Hele kenar beklerin çok iyi orta yaptığını düşünürsek stoperlere felç iğnesi yetiştiremeyiz. Resim çektirerek kafaya çıkanlara, her iki stoper 1 cm bile sıçramadı. o iki kafa golüne yapacak bir şeyi olmayan stoperin Florya'da işi yok. Kravatlı eşkıyalara kurban giden, Uğur Uçar, Yalçın Ayhan, Uğur Demirok, Ferhat Öztorun savunmasını geri çağıramayacağımıza göre bilenler Muslera'ya şimdiden duaya başlasın, korku filmi gibi.

3-Taraftar ligin düzlüğünde bitim maçlarında olması gereken formda, düşer dayanamaz dedim. Ve iddia ettim, taraftar futbolcu yönetim bütünlüğünde yarışta varsak biz Şampiyon oluruz bahsi oynadım. Ne gezer, ağızlarından kaçırmışlardı zaten. Kongre öncesi takımın tepede olması demek satışa razı edebilmek içinmiş. Bakın çok iyiyiz, Florya'yı, Riva'yı İktidara peşkeş çekemezsek yanarız diye korkuttular. Küme düşecek 3 takımında olduğu ilk maçları fikstür avantajıyla iğrenç futbolla, Muslera'yla, Bruma'yla atlattık. Futbolu hatırı sayılır bir takım ve Hoca'ya denk gelince de tokadı yedik. Arkası gelecek, Ne Konya'yı, ne Osmanlı'yı ne Bursa'yı yenebiliriz.

4- Fener medyası birine iyi mi diyor, bilin ki takımın en kötü futbolcusu o. Sanırım Karol'a çöp diyen ilk taraftar benim, bunun da arkası gelecek. 11 maç oldu tek bir ortasını görmedim. Tam orta kesecek mahalle geliyor, hoop ters bir feyk, içerideki Buruma'ya ver kurtul el bombasını. Topu Bruma kaptırsın neme lazım. Ben pas hatası yapıp uyuyan arının götüne çöp batırmayayım. Isınmaya bile geç çıkayım hatta, ne kadar saklanırsam ömrümü o kadar uzatırım. Halı saha futbolcusu demişim vaz geçiyorum. Böyle futbolcuyu halı sahada döverler kendine oynuyor diye. Saat parasını aynı vereceğim, ben 2 dakika, Karol Bey 20 dakika topla oynayacak. Yok Yaaa!

5-Tolga sarı kart aldığına çok sevinmişti JORBAY. Ya almasaydı, ne halt edecekti, Selçuk bey lütfen sen oynamasan da İnsan Yiyici diye aldığımız adamı taraftara sunsam. Kusura bakmazsın değil mi? hatta ufak bir ishal yazdıralım doktora da yedek kulübesinde bile oturma ayıp olmasın. Yok yapamazdı, çok iyi adam, Selçuk maç başı parasını alamayacağı için razı olmazdı. Oh be teşekkürler maçın adi hakemi, 4. sarı kartı gösterdi de beni dertten kurtardı. Bu hafta iş kolay, tombaladan kimi çıkartıp koysa fark etmeyecek. Tecavüz kaçınılmaz zevk yapacak. Maçtan sonra 2 Hollanda yolcusundan birini uçağa  yetiştirirler. Şebeke'nin takımı bu haftayı kayıpsız geçerse bizim tepemize çok rahat yerleştirirler. Kargo uçağına bizimkini bindiriler. Tabi Mustafa Kapı kendisini çağırıp iş vermezse.

6-Aslan çıplak çocuklar. Yelesi bile yok. Bruma'yı sayma, ya da top onda değilse 18 e bile giremezsin. Maçtan önce Ali Ece bir radyo programı yapıyordu, konuşmacı oldum. Bruma ne zaman gider dedi. Ronaldo Ulusal takımı bıraktığı, veya bırakacağı zaman dedim. Git kurtar kendini Pele. Burası çöplük, ben o topu oraya insanlık dışı çalımlarla getireceğim, Eren Dertsahibiedici boş kaleye dürtemeyecek. İkinci yarıya Eren'i çıkartmazdım, çıkarsa da ben çıkmazdım. Kariyerinle oynuyor, Takımda golcü olsa şimdi seni Dünya Futbolu konuşuyordu. Tarihe not düşüyorum yine de konuşacak. Maça gitme sebebim sensin. Kazmanın birine denk geleceksin ayağını eline verecekler diye ödüm kopuyor. Sakatlanmana kıyamam, tekrar söylüyorum yol yakın devre arasında kaç kurtul. Bu ülkede hiç bir şey daha iyiye gitmeyecek.

7- Gereksiz takometreci pasları trafiğine girildiğinde, yani maç 1-2 durumda Başakşehirli futbolcular yerlerde sürünüyor, kaleci vakit geçiriyorken, bizimkiler de isabetli pas sayısı ve topla oynama yüzdesini artırmaya çalışırken, Semih, Muslera'ya, Muslera Selçuk'a Selçuk Hakan Balta'ya, Balta Karol'a o tekrar Muslera'ya topu çocuk arabasıyla gezdirirken bir düdük çal hepsi gözünü yumsa 11 futbolcudan 9 u kalenin yönünü gösteremez. Gol atmaya gitmek bizim takım için ancak mayınlı araziden geçmek gibi. Bruma'yı mayın eşşeği gibi kullanacaklar, patlarsa o patlayacak.

De Jong'la Melo'yu kıyaslayıp son sözlerimi söyleyeceğim. Yaşatmazlar. Melo gibi atletik değil, vucudunu kullanıyor, her hareketine faul çalarlar. Delirtirler, sarı kırmızı aldırırlar. Henüz ilk 11 garanti değil, vazgeçilmez oyuncu olduğunda agresifliğe başlayacak, hakemlerin 4 gözü üzerinde olacak. Selçuk İnan olduğu sürece de hiç bir zaman gerçek oyununu göremeyeceğiz. Oynasa bile haftaya oynamama riski olduğu için toplara doğal yeteneği çerçevesinde giremeyecek.

Maç kazanırsın ama Şampiyon olamazsın Abdullah. Sıçan gibi oynayarak, öne geçince maçtan çalarak, futbolcuları yerden kaldırmayarak Büyük Hoca da olmayacaksın. 300 kişiye devlet, hakem desteğiyle oynayan, amacı belli olmayan, hedef koyamayan bir takımda, Türkiye'nin en büyük en güzel şehrinde sürgün hayatı yaşayacaksın. Sana hedefini büyüklerin söyler. Şampiyon olmayacak ama Şampiyonu belirleyeceksin. Onun için varsın. Henüz Global Kraliyet Kardinalizmi'nin Şampiyonu kim çözemedik. Beklemedeler, Beşiktaş olmayacak dedik, bizim de gırtlağımıza çöktürdüler, kala kala Fenerbahçe kaldı. Öngörülerimiz çıkar da Fenerbahçe bizi yenerse, hatta ağır yenerse görevin belli, Beşiktaş'ın yoluna taş koymak, Fenerin yolunu açmak. Sen Şike liginin sigorta poliçesisin. Kayıpların zararını tazmin edeceksin şimdi topladığın daha doğrusu heybene doldurulmuş puanlarla. İşini bitirip 5. liği cebe koyduktan sonra misyonun, Şampiyon kim olacaksa ona kaybedecek takımlara kaybetmek. Yoksa ne alakası, ne gereği var şampiyonluğa oynayan takımların kovduğu futbolcularla lider durumda olmanın.

Her maç olduğu gibi bu maçta da en az 30 dakika uzatma vardı. Başakşehir'de Cengiz diye bir çocuk var, bu gelişmesiyle ülkemizde büyük futbolcu olmaya en yakın adam olarak gördüm bu sezon için. Oynayan 28 futbolcu içinde de kalecileri saymazsak, Bruma'yla Cengiz'i çıkarırsak, bir de taraftarın ilgisini maçtan çekmeyi başaran pislik üreticisi Emre'yi ihmal edebilirsek alayı çöp. Hocalar dahil.

Sabri, Karol, Selçuk, Eren başlarsa, Serdar Aziz oynamazsa ölümlerden ölüm beğenin, imkanı olan maçı seyretmesin. Ya da benim gibi hezimete peşin rıza gösterin. Hayatımda ilk defa bir Fener maçına umutsuz çıkıyorum.

Yense de büyük yenilse de büyük, Galatasaray Taraftarına saygılarımla,

2 Kas 2016

RESPECT; Beşiktaş 1-1 Napoli



Ufak bir gazelleme yapayım.

Çocukluğumun geçtiği İnönü Stadı tribünlerine, Beşiktaş'a tahsis edildiğinden beri en son Fevzi'nin geri pasını ıskaladığı maçta çıkmışım. Beşiktaş benim ne rakibim ne maçlarını izlemeye değer bulduğum bir takımdır. Nitekim önceki Napoli maçını Salı-Çarşamba Beşiktaş'a Avrupa Kupası maçı yakıştıramadığım için Perşembe oynayacak sanarak kaçırdım. Hoş kaçırdığım da bir maç olsa gam yiyeceğim o ayrı.

Beşiktaş'ın Alibeyköy Adalet yerinde olmasının tek nedeni stadın, semte yürüme mesafesi olmasıdır. İnönü Stadı Haliç'e yapılmış olsa devrin önemli takımları Vefa veya Alibeyköy şimdiki Beşiktaş'ın yerini, yani küçük boy başaltı takımı unvanını alacak, ülkemizin 5. büyük takımı olarak anılacaktı. Demem o ki, maç yaptıkları stad İkitelli'de olsa ki-oldu- hiç bir Beşiktaşlı oraya isterse Şampiyonluğa oynasın maçını izlemeye gitmez, gitmeyince de Sarıyer gibi, Kasımpaşa gibi bir takım olarak kalır alt liglerde sürünürdü.

Gazele devam ediyoruz, toplasan TV dahil 10 BJK maçı izlememişimdir. Bizim maçları da mı izlemedin abi? diyen çıkarsa evet izlemedim. Bizim maçta rakibin oyununa bakmam. Dolayısıyla Galatasaray-Beşiktaş maçlarında bile Beşiktaş'ı seyretmem.

Yıldırım Demirören'mi zengin Fikret Orman'mı diye sorsam böyle soru mu olur diye odunla döversiniz. Soruyu değiştireyim, hangisi Saray'a daha yakın olabilir peki? Hangisi futbolumuzu yöneten Global Kraliyet Kardinalizmi içinde olabilir? Yıldırım Demirören zamanında 3-5 sene önce menemenle beslenen, Samet Aybaba'yla jimnastik yapan takım, ne oldu da Fikret Orman'la pirzola yemeye başladı, Şike var diye, hakkım yendi diye bağıran tek temiz balık Şenol Güneş'i Araba'ya! sürücü yaptı. 10 yılda bir payına düşen Şampiyonluğu yeni stadın bitimine denk getirip, hem sırayı savdırdılar, hem de Şenol Güneş'in ne dediği anlaşılmayan cırtlak ağlamalarını kestiler.

Gazeli kesiyorum, fazla uzattım. Bana ne, ne işim olur Beşiktaş maçıyla diyeceğim de, Şampiyonlar Ligi'ni biz kurduk, Logo'daki 8 yıldızdan biri biziz, marşı biz bestelettik. Yıllarca bu ülke maç seyredicilerine ister tüyler diken diken, ister kıskançlık krizlerinde biz dinlettik. Bu sene yokuz diye malımıza sahip çıkmayalım mı? Bakalım 6 mecbur maçlardan birini Ülkemiz adına Beşiktaş nasıl oynuyor diye, yapacak da en ufak bir şey olmaması sebebiyle maçı izledim.

Altan Tanrıkulu bana Türk hoca, Türk futbolcu düşmanısın der devamlı. Dün gece oynayacak, ve sonradan gireceklere baktım. Brekisafal Kafatasçı Şenol Güneş'in, Türk Hoca ve Türk Futbolcu dostu, arkadaşı Zift Medyasının aksine takımda ülkemizden yetişmiş tek bir Türk futbolcu olmadığına üzüldüm. Yazık, Galatasaray'a Fransız tohumu diyen Türk Sevicilerinin takımında bir tane Türk yok. Dışarıda üst düzey top oynayan iki halis malis Türk'ün Bizden değil, yabancı dedikleri takımın alt yapısından çıktıklarını söyleyemezler. Beşiktaş takımı caddede yürüyüş yapsa Quarizma'dan başkasını tanımam. Çoğunun ismini ilk defa duydum.

Dün geceye dönüyorum,

Maçı dikkatle izledim. Adını ilk defa duyduğum, bu yüzden tweeet atarken yanlış yazdığım Atiba adlı birine taktım. Meğersem Beşiktaş'ın kaptanıymış, en eski ve en vazgeçilmez oyuncusuymuş. Uzatmayacağım bizde olsa topa ayağını ilk değdiği andan itibaren kovana kadar savaşırım. Biz Koskoca Selçuk İnan'ı yana pas veriyor diye itin götüne sokuyoruz. Atiba, Mustafa Sarp'tan bile korkak futbolcu. Takometreciler, Beşiktaşlı futboldan anlamıyor diye kakalamış. Maçtan sonra pas hareketlerini gösteren bir grafik gördüm. Adam sanki İstanbul'un Fethi'nde savaşan Yeniçeri. Kendi hava sahasını, gerideki kendi futbolcularını ok yağmuruna tutmuş. Rakip futbolcunun ikramıyla bala yakaladıkları tek gol pozisyonunda da, futbolcu dışı bir vuruşunu izledik, TürkSever lağım spor medyamızın yere göğe sığdıramadığı top tepicisinden.

Not alın diye yazıyorum. Şenol Güneş Beşiktaş Arabası'nı sürdüğü sürece ki-ben çok uzun seneler kalacağını sanmıyorum- yeni açtıkları İnönü Stadında hiç bir büyük maçı kazanmaya oynamayacaktır. Veri tabanı oluşacak maçlar oynandığında bir bakacağız ki, Beşiktaş belkide bu stadyumda hiç yenilmemiş, ama beraberlik rekoru kırmış olacak.  O da aynı yanlış pas vermeme korkusuyla takometreciyi memnun eden futbolcu gibi, yenilmemeye oyun kuruyor. Yenilmekten korkuyor. Tarih,yenilmeyi, kaybetmeyi göze alamayan hiç bir komutan zaferini yazmamıştır. Türk Futbolu'nun en büyük macerası Ali Sami Yen'de alınan 5-0lık Chelsea hezimetiyle başlamış, utkuya ulaşmıştır. Dinemo Kiev'i bile yenmeye oynamaya cesareti yok ki, Necip'in sakatlığına ağlıyor. Şansa da olsa deplasmanda yendiğin takımla erkenden Final maçına çıkmışsın. Bir daha bulamayacağın coşkuda taraftarın var, Büyük Hoca olsan, takımın büyük takım olsa çullanır, İnönü'yü dar eder zaferle gruptan çıkarsın. Duymadın mı,Napoli Hocası kendi söyledi taraftardan tırstım diye.

Televizyondaki Beşiktaş Maymunları beraberliğe el sıkışırım diye böğürdüler maçtan önce. Deplasmanda yendiğin takımla kendi sahanda beraberliğe razı olarak mı Büyük Takım olacaksın. Neren büyük? övündüğü şeye bak 4. maçlar sonunda Şampiyonlar Ligi tarihinde yenilmeyen tek Türk Takımıymış. Sadece buna cavap vermek için tiksindiğim takımın maçını izledim ve şu an yazıyorum. Topunuzun oynadığı Şampiyonlar ligi maçını sadece Selçuk İnan tek başına oynadı lan. Kaç kere Şampiyon oldun, kaç maça çıktın ki istatistiğin oluştu. Şampiyonlar Ligi maçı oynamaya İstanbul'a gelen takımlar Galatasaray'la oynuyoruz sanıyorlar. Oynadığın takım İtalya'nın Maradona'nın Dünya'nın en büyük şehir takımı yaptığı 5.büyüğü. Bizdeki muadili Trabzon, Bursaspor. Aslında aynı kategorideki takımların maçıydı, bulaşmayacaktım da futbolcuların formalarının kolundaki yazıdan dolayı takımlardan bağımsız maça duyduğum saygı olmasaydı.

RESPECT

Büyük Takım neferi olarak son sözlerimi söylüyorum.

Bu maçı Galatasaray oynayacak da, o Napoli Arena'dan canını kurtarıp sağ selamet Çizme'ye dönecek.

Ağaları Juventus olsa kurtaramazdı be!