31 Oca 2009

Arda'nın Horozlanışı; Denizli 0 - Galatasaray 2


Üst üste gelen Sivas belasından sonra Denizli'deyiz. Medya maymunluğunu geçici bir süre dondurmuş Ümit Kayıhan var Denizli'nin Horoz'larının başında. Operasyon yapmış Tomas ve Denizl'liliden daha fazla Denizli'li olan Krotaçvil'i paketlemiş. Servet'e stoperliği öğreten adamı.

Takım nasıl olmuşsa iyileşmiş olan Nonda ile başladı. Baros'un işini kolaylaştıracak. Bu futbolcu futbolculuğu unutmuş. Ruhsuzluğu devam ediyor. Gerideki Meira kadar gereksiz bir futbolcumuz yok. Dikkatle izledim ilk yarı boyunca olumlu tek hareketi yok. Hatta kısa düşen geri pası gol oluyordu neredeyse.

Sabri, bu sezon iyi oynama hakkını doldurmuş herhalde. Bu kadar çok şut atıpta bu kadar karavana nasıl atar anlaşılır şey değil. Metin Şentürk şut çekse birini tutturur. Korner attı 6-7 defa. Biri dışardan içeri girdi, biri konrtatak oldu, diğerleri ön direğe kadar zor gitti. Bu oyunla bu kadar sene banko oynamasının tek nedeni saha içindeki amigo olmasındandır.

Lincoln yok, Kewell yok oyun yavan geömeye aday diye korkuyorduk. Arda çıktı ortaya, Lincoln yoksa biz eşek başımıyız der gibi, ilk yarıyı muhteşem bitirdi. Biraz uyanık olsalar fark olurdu. Ayhan la beraber bu maçı alırız korkmayın der gibiler. Yine bir halı saha golü atıldı.

İkinci yarı takımdan daha aktif futbol bekleyen bizler yanıldık. Ne varki tek farkla galip gelmemiz imkansız bizim. Ne yeneriz ne yeniliriz tek farkla. İlk yarıda kötü oynayanlar devam ediyor kötü oyunlarına. Dahası Arda hariç herkes kötü. Mehmet Topal bile geçen senenin çok altında. Derken deli dolu Sabri taşıdı içeri doğru topu. Bozuk saat misali doğruyu göstereceği tuttu. Sabriden beklenmeyen bir ters ortaya sahanın ve bu sene Galatasaray'ın en berbat adamı Nonda vurdu. Başkası atamazdı o golü, top mermi gibi çatala takıldı.

Takılır takılmaz çaylak çaylaklığını yaptı. Çok kötü oynadığından Nonda yerine Yaser'i oyuna sokmak üzereyken geldi gol. Kırk maçta bir muhteşem gol atmış Nonda golüne sevinemeden kulubeye oturdu. Bizde adettendir, kaptanlar pislik olur. Geçen hafta Ümit Karan bu hafta Ayhan çift sarıdan atıldı. Tam atılacak dedim 2 dakika dayanamadı.

Nonda çıkıp Yaser girdi. 10 sene oynasa asla oynayamayacak olan Yaser. Sonlara doğru da Arda'nın yerine Mehmet Güven girince, sıradan bir takım olduk. Maçı bitiren kadro oynasın kümede zor kalırlar.

Ustalar olmayınca güzel oyun olmuyor. Galibiyet sadece 3 puan açısından iyi, fakat oyun kötü. Bıraktığımız gibi bulamadık takımı ikinci yarıda. Ne form tutmuşlardı oysa. Acaba Lincoln oynayınca ne olacak bakacağız. Ben bu oyunu hiç beğenmedim.

Galatasaray'ın olduğu her yerde umut vardır. Sivas'ı bu oyunla geçemeyiz. Oyundan ziyade, takımda hava yok, Trabzonspor'daki gaz bakalım ne zaman bizde de olacak.

Maç biterken klasik tezahürat, yenilen Anadolu takımının hocası istifaya davet edildi. Bu maç bitti hepimize geçmiş olsun. Bu moral bozukluğuyla bu maçı alamasaydık, harbiden geçmiş olacaktı.
Birde şu Linderoth ne ayak ya. Yedek kulubesinde oturuyor, bu kadar kötü Sabri varken yarım devre oynayamazmıydı acaba. İki kaptanın atılmasından sonra alsınlar bantı Arda'ya versinler olsun bitsin. Her ikisi de kaptan olamayırlar.

30 Oca 2009

İyi Oluyor Size



Açılışa gitmiş bizimkiler. Fener'li Emre 'nin kuzeni restaurant açmış. Sembol Galatasaray'lılar Arda ve Sabri açılışta hazır bulunmuşlar. Ne varsa bu Emre Belozoğlunda, düğününe giden Arda ölümden döndü. Başka takımdan futbolcular açılışa geldi demiş medyamız. Ne diyecekti ki, evet başka takımdansınız. Ne işiniz var lan orda. Bizler Fenerli ile nargile içmeye gitmez iken sizler Emre'nin kuyruğuna takılıyorsunuz. Size ne kardeşlerim Emre'yi bıraktık kuzeninin işinden.

28 Oca 2009

Hesap Kapanmadan


Sivas'la hesap maçları devam ediyor. Son söz söylenmeden muhasebe yapılmayacak. Kupa rövanşı var bu hafta. Son maçta da ligin finali. Dünkü maçtan sonra bir şeyler daha yazmamız gerekti. Gelen yorumlar üzerine elimizden geleni yapalım.

Hocayı eşleştiriyorum diye eleştiriliyorum. Diyorlarki genç arkadaşlarımız, 10 pasla gol olurken hoca çaylak değil, yenilince çaylak. Evet Galatasaray'lı futbolcular 10-15 pas yapabiliyorsa bunda hocanın ne gibi bir dahli olabilir. Lincoln'e, Kewell'e pas atmasınımı öğretecek. Bu adamlar Hocasız oynasalar bundan daha kötü oynayamazlarki. Sivas'la liderlik maçına çıkıyorsun, sezonun en formsuz futbolcusu, sorunlu Ümit Karan'ı Baros ile birlikte sahaya sürüyorsun. Elin adamı gibi bekle bari, oyunun gidişatına göre içeri vereceğin bir kozun olsun. Yaser bu takımın oyuncusu olabilir mi?. Yaser Sivas'ta Baros'un yerine girerse ne düşünür. Ne yapabilir ki.

Hoca Malatya maçında, daha önemli maçları düşünerek Lincoln'ü oynatmayabilirdi. Bazen oynatmak değilde oynatmamak hocalıktır. Bir adamı bekletir, son 10 dakika oyuna sokar oyunun kaderini değiştirirsin. Evet nankörlükse ben nankörüm, iyi oynarsak hatta şampiyon olursak bu Hoca hakkındaki görüşüm değişmeyecek. Şu an için çaylaktır, ileriki zamanlarda usta olabilir. Şimdi çaylaktır o kadar. Bizim takımı taşıyabilecek biri değildir. İstikbali kupaya bağlıdır. Şampiyon olamazsak gönderilecektir.

Medyadaki televizyondaki Galatasaray'lı sandıklarımıza bulaşalım birazda. Hakan Şükür'ü dinlemedim, söylediler. Gökmen'i dinledim. Her ikisi de Sivas maçında oyna(ya)mayan Lincoln'e saldırdılar. Lincon'e saldırmaları normal. Biri oynayamadı onunla, Prekazi'yle oynamıştı, unutulmaz goller attı. Sevmez kendisinden iyi futbol oynayanı. Diğeri geçen yıl oynadı Lincoln'le. Hesabı bu senede oynayıp kolayına cebelleze dolar indirmekti. Tutmadı, yerine Baros'u aldılar da Lincoln'ü fark ettik. Hakan Şükür'e yıllardır 10 kişi çalıştı durdu. Yap ortayı ver pası, çoğunu kaçırsın azını atsın. O kadar çok pozisyona girilmişki, Hakan Şükür çoğunu kaçırdığı halde en çok gol atan futbolcu olmuş. Dolayısıyla o da sevmez Lincoln'ü. Sakat olan futbolcunun günahını aldılar. Bilerek gelmediğini söylediler. Öyle bile olsa ne yazar. Futbolcu bu maç kendimi iyi hissetmiyorum, kötü oynarım beni oynatmayın derse daha güzel değilmi?. Çok biliriz Hakan Şükür'ün iskele gibi maç boyunca bekleyip, ayağına top gelmediği maçları. Keşke o zaman kendisi de deseydi, yerime başkasını alın diye.

Demezler, bunlara kalsa 50 yaşına kadar oynayacaklar. Madem o kadar büyük futbolcusun, gitsene memleketin Sakarya'ya. Can çekişiyorlar bir omuz versene. Lincoln'le, Arda'yla, Kewell'e elektrik direği bile gol atar. Yıllarca Galatasaray'lılığımız yüzünden Hakan Şükür diye diye gırtlağımızı parçaladık. Futboldan, Galatasaray'dan kopar kopmaz bu ne saldırı. Hiç kimse senden Galatasaray amigoluğu beklemiyor. Bilmeden yazma bari. En çok bildiğin Galatasaray'ı. Taraftar gittikçe senden uzaklaşıyor bilesin kral.

Taraftar deyince de dün akşamki taraftara biraz dokunduralım. Kafatasçılar her maçta İsrail'e küfür ediyorlar. Dolayısıyla Dünya iyisi Yahudi Balili'ye. Bilen bilmeyen tezahürat yapıyor, ''kahrolsun İsrail, o.ç Balili''. Yazıklar olsun sizlere, İsraille mücadele edeceksin yeri tribünmü. Vatan elden giderken neredeydiniz. Daha dün İsrail'le silah anlaşması yapılırken niye bağırmadın. Gerçi çoğunluk ıslıkladı ama olsun, küfürcülerin sesleri duyuldu. Ne olursa olsun siyasetin olmaması lazım tribünlerde. Hatta ben İstiklal Marşının çalınmasına bile karşıyım. Ne oluyor kardeşim 8 ayrı ülkenin futbolcusunu dizip, Türk Milli Marşını söyletmek. Ayağa düşürdüler kutsal, milli değerleri.

Galatasaray'ın çok sakatı var. Bu sütunlarda çok yazdık. Bizim sağlık kurulu değişmeden, biz tam kadro asla antrenmana çıkamayız. Burhan Uslu zamanında, omuzu çıkanlar, adelesi çekenler, topal topal oynayanlar UEFA kupasını aldılar. O zamanki takımda İlker Yücesir olsaymış, ne Bülent, ne Capone, ne Taffarel maçı tamamlayabilirdi. Bu konuyu uzun uzun tartışmak gerek. 1.60 lık Serkan Çalık'la, 1.90 lık Servet Çetin aynı idmanı yapıyor, aynı porsiyon pirzola yiyorsa bir anormallik olacak dostlar. Barış Özbek'le Kewell'i aynı mesafe koşturuyorsan, Kewell'in adelesi atacaktır beyler. Aydın, Mehmet Güven niye iki maçta bir sakatlanıyorlar. 18 e girmedikleri zaman PAF takımla çalışıyorlar, değişik idman yapıyorlar, suni çimde oynuyorlar sonra da taraftarın önüne çıkarıyorlar. Onlarda kasılıyor, kasıyor, daha fazla katkı yapmak istiyor ve sakatlanıyor.

Biraz da Sabri'ye takılalım. Ulan yıllardır banko futbolcusun, iki maç üst üste iyi oyna. Futbolunu biraz geliştir be kardeşim. Takımın en fazla şut çeken oyuncususun, hiç mi fizik, geometri okumadın. Her vurduğun top taca gidiyor. Her serbest vuruşta topun başındasın. Amigo olmasan bu takımda bu kadar sene top oynayabilirmiydin?.
Sivas maçlarının ardından konuşacak daha çok şey var. Meira var mesela, bu adam her halde uyum sorununu mukavelesi bitmek üzereyken aşacak. Şimdi çok erken yalandan oynayabilir. Kendisini kasmasına gerek yok. Attığı bütün paslar rakibe gidebilir. Hiç bir kafa topu alamayabilir. Kademeye giremeyebilir, gol atmasa da olur. Linderoth'un sahada olanı. Yatın anasını satayım, kavun karpuz yata yata büyür.

Hasan Şaş yetişmeden bizim isyanımız başlayamayacak anlaşılan. Haydi Adana'lı yolunu gözlüyoruz. Hesap kapanmadan tez gel.

Belamısınız Be Hemşerim; Galatasaray 1-Sivas 1


Şu kış kıyamet olması gereken mevsimde cillop gibi bir havada oynandı bizim isyan maçı. Neye isyan? Ümit Karan'ın atılışına ve ofsayt olan golle yenilmemize. Haftalar öncesinden kenetlenecektik oysa. Coşkulu ve Fortis Kupası için fazla bir taraftarla doldurduk Sami Yen'i. Müzmin sakatları saymıyoruz, yeni eklenenlere bakıyoruz. Lincoln yok, halbu ki Hakan Abisi, Gökmen Abisi ne fırça çektiler hafta boyu Sivas'a gitmedi diye. Meğer gerçekten sakatmışda derdini anlatamıyormuş.

Nonda ne zaman sakatlandı bilen varmı. Yoksam bi işe yaramayan sağlık ekibimiz zehirledimi onu. Oynasa ne olur oynamasa ne olur bir futbolcumuz. Tez elden kovulası gidesi, cacık olmaz. Meira, ben unutmak üzereydim, benim için oynamaması daha iyi. Kewell'i anlıyoruz, çocuk ameliyat oldu bekleyeceğiz. Ümit hem kendini hem bizi yaktı, takım kendi sahasında tek santraforla oynuyor. Diğerleri beklenen 11 e dahil oyuncular.




Sivasspor; bana göre şu anda ligin en kötü futbol oynayan ekibi. Sanki narkoz kullanıyorlar, uyutuyorlar uyarına gelipte bir gol bulurlarsa yatıyorlar. Tabelaya oynayan, futbolu çirkinleştirmek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Lig lideri, 3 gün önce yendiği takıma yatıyor, vakit geçiriyor. İlk yarı pozisyonları yok, top bizimkilerin ayağında çoğunlukla. İyi paslaşmalar var, pozisyon var, gol yok. Bizim çerçeveye top gelmediğinden yediğimiz gol de yok. Aykut hatasız oynuyor, çünkü hiç top gelmiyor.

İkinci yarıya takımı tribünlerin önüne çağırıyoruz. Sivas'a kuyruk acımız var, bir an evvel hesap görelim istiyoruz. Bu arada Bülen Uygun, her zamanki gibi oyuna somut müdahelesini ediyor, Baliliyle beraber iki kişi oyuna sokuyor. Bizim çaylak seyrediyor, bizim gibi. Oynanan oyundan memnun. İkinci yarı kaldığımız yerden devam ediyoruz. Fakat bu kez Sivas'ın zaman zaman tacizleri var, hayırlısı. Arda sol tarafta eziliyor, çalımlarla içeri dalmaya çalışıyor, kesiyorlar her seferinde. İllet beklere denk geldi.

Atakları Sabri tarafından yapmaya başladılar bir ara. O arada Sabri'nin klasik şutları var arka arkaya. Dağlara taşlara, kuşlara doğru. Homurdanmalar, vurmaaaa diye bağırmalar arasında Sabri kudurmuş gibi şut çekiyor. Kaleyi bulan şut sayısı sıfır. O da ne, Sivas bir konrtatağa çıkıyor Sabri cihetinden. İçeri paralel bir orta şut karışımı, Balili ile buluşan top çerçeveyi buluyor. Tabi ki çerçeveden içeri girip Aykut'u bu maçta da boş geçmiyor. Aykut'un en sevdiğim hareketi, gol olan topu verirken sanki golü başkası yemiş gibi haydi haydi diye gaz vermesi. Bu adam kaleciyse ben taraftar değilim.

Sonrası ağıt, Metin Oktay sahada. Başarılar gelir geçer, asalet kalır fakir edebiyatı dillerde. Yaser ile Mehmet Güven'in girmesiyle küçülen takım. Blok halinde yatan Sivasspor. Takım teslim bayrağını çekmiş gibi. Gol mol olacağı yok derken Sabri can havliyle aktı sağ taraftan. Bir önceki pozisyonda vurduğu şut yeni açık tribünlerine gittiğinde kızan seyirciye pardon diyen Sabri bu kez içeri iyi ortaladı. Baklenmedik bir ortaydı o kadar saçma sapan şuttan sonra. Ayhan dürttü topu da Karizma ikinci kez çizilmedi.

Hocayı kötüleyecektim ama yenemediğimiz maçtan sonra kötülemek olmaz. Tabelacı değilim, çok iyi oynadığımız ve farklı kazandığımız bir maçtan sonraya bırakıyorum Çaylağın işini. Başkaldıramadık, başımız önde gittik soyunma odasına. Vuslat başka maça kaldı. Belalımız oldu bizim memleket takımı.

26 Oca 2009

Başkaldırı Maçı


3 maç üst üste oynayınca bayağı akraba olduk benim memleketin takımıyla. Başındaki adam yüzünden tutmuyorum onları. Biz Sivas maçını Sivas'ta bıraktık sanıyorduk. Yöneticilerimiz kural hatasından medet umuyorlar gibi. İçimize sinermi yeniden oynamak. Öyle ya da böyle yenildik, tac atılsa ne olur, hava atışı yapılsa ne yazar. Geçmişe mazi derler. Hiç bir Galatasaray'lı maçın tekrarını istemez. İkinci yarı yenseydik, yine tekrar isteyecekmiydik. Bunlar züğürt yada Fenerbahçeli tesellileridir. Bize yakışmaz.

Biz şimdi yarınki Sivas maçına bakacağız. Bakmadan önce Sivas'taki maçla son bir şeyler daha söylemek isterim. Ümit Karan hakkında. Ümit Karan belkide kariyerinin en berbat sezonunu geçiriyor. Üstüne transfer görüşmeleri iyice bitirdi kendisini. Sivas maçının en kötüsüydü. O pozisyonda olmasa baika pozisyonda atılacak gibiydi. Yan hakemi konuşmaya bile gerek yok. Vicdanı olsaydı, vicdanıyla başbaşa bırakırdık kendisini.

Evet kupa beyiyiz, ve kader bizi Sivas'la hesabı çabuk görmemizi sağladı. Bizler taraftar olarak yapmamız gereken maçlara biat etmektir. Maç seçip, kombine olduğu halde maça gitmeyenlerin, yenilgide ona buna sitem etmeye hakkı yok. Eğer Şampiyon olmak istiyorsak, top yekun hazirun olmamız gerekir. Yarın ki maç isyan maçıdır. Kenetlenme maçıdır. Takımı bağrımıza basma maçıdır. Bizi biz yapan hasletlerin başında hiç bir takımda olmayan, açıklanamayan ruh yatar.

Büyük Galatasaray taraftarı, bu sütunlarda defalarca yazdım. Marifet ezilmemek elbette, ama uyarına getiripte ezerlerse, güzel kokmaktır marifet. Kendi öz evlatlarımız bile televizyonlarda, gazetelerde bizleri ezenlerin değirmenine yel taşırken, ezildikçe güzel kokmalıyız. Fesleğen gibi, kekik gibi, Ümit Karan gibi, Arda Turan gibi.

İstanbul'da olan şanslı taraftarlar, Yarın Ali Sami Yen'deyiz, başkaldırı maçında tribünlerdeyiz. Yönetim, futbolcu, taraftar bir kez daha göstereceğiz dosta düşmana Galatasaray'lı olabilmenin ulaşılmaz onurunu.