3 Mar 2014

Mancini'ye Sarı Kart; Rizespor 1-1 Galatasaray

Bir önceki Kadıköy maçının olduğu gün ağlaya ağlaya milleti Caddeye getirmişlerdi. Ali İsmail Fenerli idi ya, abisini, annesini kullandılar, solcu Fenerli hükümet karşıtı eylem var sandı, aldı bayrağını koştu Bağdat Caddesine. Ağlarken, cemaat pusu kurdu diye boş atıp dolu tutmaya kalktılar, hükümet yanlısı Fenerli de, acaba Feto'ya bir gider mi var diye onlar da takıldı, kuyruğa. Satın alınmış medyayı da kullanıp, normalde her maç zaten doğal olarak biriken insan sayısını 1 milyona kadar çıkardılar. Türkiye'nin en iyi hakemi, kuduz aşısı yapıp, sakinleştirmişti. Üstüne Galatasaray'da yenemeyince hasta zincire vuruldu da 1 hafta huzur bulmuştu Türk futbolu.

Sonraki hafta deplasmanda, Mehmet Topal rakip 18 üzerinde bir top kaptırdı, el var diye 10 saniye ağladı, koşsa adam santraya gelmeden yakalayabilirdi. 80 metre top sürüp golü attılar, berabere kalınca bu kez başkanlar, yöneticiler Tüpçünün ofisini bastı. Yenildikleri maçın devre arasında hakemi tehdit etmekten 3 ay ceza verilmişti. Aponun gardiyanı dövüp, 3 ay daha ceza alması gibi bir şey. Bu kez korkudan Dünyanın en büyük hakemini verdiler. Köpükler ağızlardan dışarı fışkırıyordu. Üstelik bu hafta UEFA'dan şemsiyeye benzer bir cisim yaklaşıyordu. 2. lig Kırmızı Gurubu Kara Guruba dönüştürmek üzere yola çıkmıştı. Ayı iğnesi Cüney'tin elindeydi, Mehmet Özdilek ki, ligin tartışmasız gelmiş geçmiş en kötü hocası, gelin bize gol atın da rahatlayın dediği halde gol gelmiyordu. Cüneyt ağır sakinleştiricili şırıngayı dürttü. Zor  sakinleştirilmişti hasta. Bakalım huzur kaç gün sürecekti.

Biz kendi işimize bakacaktık elbet. Patolojik müdahale bakalım bu hafta itibariyle bizi ne kadar etkileyecekti. Kadroya baktığımızda sürpriz, takım Rize uçağına bindiğindeydi bizim için. Drogba İstanbulda kalmıştı. Drogba yerine Hayroviç oynar sanmıştık ki, Umut Bulut'u ilk 11 ısınırken gördük. Çelsi maçında oynaması uygun görülen Hayroviç, Rize'ye karşı kulübede bekletilecekti. Tahminimiz, oyun sıkışır, gol gecikirse 6. yabancı olarak gireceği yönündeydi. Hayroviç derken, Bosnalı Müslüman olması sebebiyle, maçın devre arasında sosis-ayran alamayan taraftar, cebinde 10 milyon doları olan Boşnağa acıyordu nedense.

Ben değişik pencereden bakıyorum. Balkanlardan bir çakal Stranca dağlarından bizim ülkeye giriş yapsa haberimiz olur. Bu futbolcuyu tanımıyoruz. Hagi'nin oğlu ile Hayroviç, Beyoğlunda gezse, Hagi'nin oğlunu daha fazla tanıyan çıkar, futbolcu olacak Balkanlı çocuk, 10 yaşında tanınır kardeşim, Bundan futbolcu olmaz. Bir sonraki sezon, Kayseri'ye, Rize'ye Hayrına verir kurtuluruz.

Boca'dan gelen adam için taraftarları ne diyor diye araştırdık. Burdiso uçaktayken yorumu yapıştırdık. Arjantinde kurtulduk diye kurban kesenler, kiliselere mum dikenler izdiham yaptı haberleri geldi. Diğer yabancı Ontiro(İsimlerini geçekten bilmiyorum, kendilerini tanımıyorum), 1.50 boyunda. Güney Amerika'da belki tek başına 11 kişiyi çalımlıyor, topla milletin bacak arasından bile geçebiliyordur. Burada güce dayalı futbol oynanıyor. Her takımda 3-5 kazma var. Bir Fener maçında Türk baltası Egemen'le, insan kasabı Alves'in arasında düşünün bir an. Oynamaz, geriye kim kaldı?

Şecu'nun form tutması için koca bir sezon feda olması gerekiyormuş ki, oldu ve tartışmasız ilk 11 e adını Asimo Semih'in ortağı olarak yazdırdı. Kaleci, Telles, Melo, Sneijder siz, gezmeye bile çıkılmaz. Geriye 1 yabancı kaldı, Drogba ve Hayroviç. Drogba Çelsi'de oynarken acaba dinlendiriliyormuydu? Tercih ise yazıklar olsun. Nitekim hak olan 6 yabancıyı bile oynatmadan maçı tamamladı. Bir de Mancini yabancı kotasına karşı. Sen elindeki 6 yabancıyı oynatmıyorsun demezler mi adama? Üs düzey şampiyonlar Ligi oynamış ustaların kötü oynayacağını ön göremedi, eğer futbolcuysa Hayroviç'i çok önce oyuna sürmesi lazımdı. Kötüyse ki bana göre Galatasaray futbolcusu değil, bir daha 18 e alsın da görelim.

Umut Bulut ile Burak Yılmazı futbolcu olarak açıklayamayız. 2 şer kişilik maç etseler, iddia ediyorum her hangi bir halı saha maçında bile galip gelemezler. Kendi kalemizin önünden topu bunlara ver, hiç kimse basmasın, 1 dakikada süre tut, karşı kaleye 10 defa gitsinler 9unda gol atamazlar. Attıkları veya kaçırdıkları goller tamamen tesadüf. Burak Yılmaz, İbrahimoviç'in bile atamayacağı bir golü atabilir, ama 5 yaşında çocuğun kaçırmayacağını da kaçırabilir. Vuruş standardı ve tekniği yok. Umut'tan üstün tarafı golü kokluyor, öz güveni var, 5 kere pozisyona girdiği maçta 1-2 sini atması olası, Umut, futbolcu bile değil. İkisiyle Dünyanın en büyük 10 numaralarından birini pas trafiğine sokmak futbolu morga kaldırmak gibi bir şeydir.

Burak'ın kötü oyunu, Selçuğu bitirdi. Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır Selçuk. Kankan prim yapsın diye aldığın her topta Burakı arayıp, Galatasaray golünü riske atıp onu kurtarabilirisin, atamazsa seni kim kurtaracak. Burak'ın sana en fazla yapacağı iyilik, gittiğiniz lüks mekanlarda hesabını ödemesi olur. Sneijder'e ısrarla fizıbıl pas verilmiyor. Kaldı ki Sneijder ver kaçlarla kaleye yaklaşabilen, vuruş açısı gördüğünde kendi vuran, en müsait adama pası atan adam. Umut'la paslaşıyor, Umut'un kaval kemiğine geliyor top. Nitekim böyle bir pozisyonda kaptırdığı top, penaltı gol oldu.

Çalışılmış Korner gollerini nihayet biz de bulmaya başladık. 2.yi de çok rahat bulabilirdik. O dakikalarda oyuna müdahale etmeye gerek duymadı Mancini. Bu maç çok formsuzdu. Takıma geldiğinden beri en kötü maçını oynadı. Büyük takım, kendisinden küçük takımı, yeniyor eliyor, ve sonunda Şampiyon oluyorsa, başarı futbolcularındır. Büyük takım, kendisinden küçük takımı, yenemiyor, yeniliyor, şampiyon olamıyorsa da başarısızlık hocanındır. Ustayı çıkarıp, Sabri'yi oyuna almışsın, yetmemiş durum 1-1, bitime 1 dakika var, Telles'i çıkarıp, Emre Çolak'ı oyuna alıyorsun. Zır deli değilsen bizim aklımızla alay etmektir bu. Futbolla açıklamak durumundasın. Doldur boşaltla galibiyeti bulacağım diyorsan, çıkar kaleciyi, al Ceyhun'u, uzun adam, sevdiğin adam, formu istim üzerinde olan adam. Karambolde kafa vurma şansı var, yok 2 yi yemeyelim diye aldıysan yine yanlış, yine Cayhun'u alacaksın stopere salacaksın, kafa hakimiyeti var. 10 saniya kala 1.60 lık Emre Çolak'a girerken ne dedin hocam çok merak ediyorum.

Galip gelemedik diye yazıyorsam şerefsizim. Benim tabelayla işim yok, yenseydik, oynadığımız oyunun görüntüsü değişmeyecekti. Kötü oynadık, net, formsuz, bitik, ruhsuz oynadık. Yorgunlukla alakası yok. Eğer yorgunum diyorsan da yazıklar olsun bir kere daha. Büyük takım olmaya çok daha uzun yolumuz var demektir. Rezalet bir futbol oynayan Rize'ye karşı galibiyet alamamış olmak başka bir şeydir. Gol kaçırdık der, sıyırırsın, ama kötü futbol oynamanın kıvırması olmaz.

Maçla ilgili en olumlu şey, Şecu'nun inanılmaz, beklenmedik formu, en olumsuz şey son bir kaç maçtır irtifa kaybeden Melo'nun futbolu. Geldiğinden beri en kötü futbolunu oynadı. Bir diğer kötünün iyisi, Selçuk'un cezalı duruma düşmesi. Normalde eşşekten düşeceki, zaten inecektim dedi. Yekta en iyi oynayan yerli malıydı. Selçuksuz bir takımı sevk ve idare eder, en azından bu hafta oynadığı kadar oynayabilirse, Selçuk'u ürkütmeyi başarır. Hem kendi takıma yerleşir, hemde kaptana gerçek bir sarı kart göstermiş olur.

Maçı Manciniye yazıp, kapatıyorum. Burak'a atılan çakının, Tolga'ya tutulan hiç bir zararı olmayan Lazerden daha az konuşulduğu, eleştirildiği bir medyayı zaten takip edip seyretmiyorum. Bu ülke futboluna çok fazla dürüst geldiğimizi bir kez daha söylüyorum. Yekta'yı milli takıma almayan Futbol Ceo'suna bir kere daha lanet ediyorum, Alper Potuk'la, Emre'yle aynı takımda oynayacak olan Semih Kaya için, içimi bilerek acıtıyorum, ve Milli takımla ilgilenmediği, İsveç'ten taraf olduğumu söylemekte bir beis görmüyorum.

Şampiyonluk mu? futbolumuzu idare edenlere boka bakar gibi bakıp, midem bulana bulana Şampiyon biziz diye haykırıyorum. Kötü oynadık yenemedik demek, hakemi kandırıp aldığı penaltıya kıçını yırtarak sevinen futbolcunun ezik taraftarından bin kat daha onurlu bir duruştur. Verişlmeyen penaltı mı? biz Fenerbahçelimiyiz, hakem öyle görmüştür der, güler geçeriz.
.

Gel 11 maç gel.