2 Kas 2009

Sülüklerin Ardından # 9


Epey ara verdik sülüklerin ardından küfür etmeye. Aslında moralimiz bozuk elbet geçen haftadan beri. Evet iş spor olsa, futbol olsa sedece, ve biz 3 ihtimalden en yakını olanını alsak ve dönüp gelebilsek sorun yok. Taraftarız biz, bizi seyirciden ayıran şey yenildiğimizde sadece üzülüyor olmamız. Seyirci ise yenilgide kızandır, küfür edendir, lanet okuyandır. Onlar her maç galip gelecek bir takımın seyredeni olmak isterler, en ufak bir geri düşüşte, geri dönüşü beklemeden araziye uyarlar. Nitekim son maç olduğu gibi. Bu yüzden üzüntümüz devam ediyor işte. Kızsaydık, kızgınlığımız çoktan geçecekti.

Bünyamin Gezer vurdu damgayı bu kez. Yalandan ağlayanları saymazsak, maçı ertelemedi diye dövünmek boşuna. Ben tribünlerde, ağların ardındaydım. En fanatik Galatasaray'lılardan biri olarak bana danışsa, erteleyeyim mi dese, sakın ha derdim. Ne ertelemesi, biz yıllardan sonra, başımızda Surinam'lıyla Kadıköy'den galibiyetle dönmeye gelmişiz. Yenilince, Haldun'a verilmiş görev, taraftara şirin gözükmek böyle olmaz. Birazdan açıklayacağız taraftarın kalbine gidecek yolları. Ne yapsın adam, maçtan 1 saat önce olmuş bir olay için niye erteleyecek maçı. Hamaset edebiyatından nefret ettim, Mayıs ayında şampiyonluk kupası bizimmiş, olmasa ne yazar. Biz Galatasaray'ı şampiyon olsun diye mi seviyoruz. Maçtan sonra sorgulanması gereken şey, basit bir polis memurunun üst düzey bir emniyet müdürü tarafından nasıl ve niçin aranıyor olabilmesidir. Ofsayt golü veremeyen yan hakemdir sorgulanması gereken, ve her nedense hiç bir Galatasaray maçında Kadıköy'de hakem hatasının neden Galatasaray lehine olmadığını haykırabilmektir. Ben Haldun'un açıklamalarından bir Galatasaray'lı olarak utanç duyduğumu söyleyebilirim. Aziz Yıldırım 3 sene şampiyon olacağız dediğine nasıl kızdıysam, Haldun'un havaya laflarına da o kadar sinir oldum. Beni bağlamaz, ben bağımsız bir Galatasaray taraftarıyım, herkesin beğendiği futbolu ben beğenmeyebilirim, galibiyet herkesi tatmin edebilir ancak ben güzel futbol dilencisiyim.

Bu hafta bu sene ilk, 3 büyük takımın maçını da izledim. İşte bu kadar, bizim gözümüzde büyüttüğümüz futbol bu. Daha ligin yarısı olmamış, Beşiktaş taraftarı takımı çoktan terketmiş, kendine oynuyor, tribünlerde gürültü ve görüntü kirliliği, söylenen tezahüratlarla oynanan oyunun alakası yok. Seyircinin takıma, oynanan oyuna en ufak bir katkısı yok. Kulakları uyuz eden, detone şarkılar. Televizyonun sesini kıstım. Al bizden de o kadar, biz tezahürat yapmasını bilmiyoruz. Futbolculara danışsak, sesinizi çıkarmadan izleyin diyecekler. Sıkıcı, kulak tırmayalıcı şarkılar. Uzun,sözleri anlaşılmayan melodiler. ''Bağırın lan'' cıların tatmini için zoraki katılınan gürültüler.

Tribünler bom boş. İnönüde, Ali Sami Yen'de seyirci yok olmuş. Kayseri'ye lgin lideri gelmiş, son hafta Galatasaray'ı yenmiş lig lideri. Kayseri'de yapacak hiç bir şey yok. 10 lira verilip o muhteşem stadyumda o maçta olmamak nasıl bir duygu. Ben Kayseri Belediye Başkan'ı olsam kente ceza keserim. Maç yayınlarını bozarım.

3 maçta atılan gollere bakın. En çok biz atmışız, bir tanesi kalecinin salaklığından. Gerçi teşekkür etmek lazım, o salaklığı yapmasa biz Kewell'in golünü nerde seyredeceğiz. Beşiktaş maçında defansa çarpıp giren gol, maçta saydım dikine 3 pas yapılamadan maç bitti. Fener maçındaki o gole topluca sevindiler, orta sahada ağlamaları gerekirdi. Son yarım saatte sıçan gibi oynadılar, hezimetten kalecileri kurtardı.

Şimdi geliyoruz esas konuya, sülüğün peygamberine. Bi Bok Sandığımız Ercan Saatçi'ye. Galatasaray taraftarı infial içinde. Ben değilim, eğer Ercan Saatçi'den başka bir şey duysaydım şaşırırdım. Ne güzel s.kmişler bizi, helal olsun. Diğer yalamayı tanımıyorum, şarkıcıymış, o da a.mımıza koydu büyük bir zevkle. Güzel de götleri yusuf yusuf şimdilerde, özür dilemiş aklınca. Park Kafede'de biz ediyormuşuz küfürü. Ne varmış ki bunda. Ne varsa niçin özür diliyorsun kancık. Bak biz şu kıytırık sitemizi günde 200 kişi okuyor diye nasıl dikkat ediyoruz yazdıklarımıza. Biz ekranlardan para kazanmıyoruz, küfür ediyorsak da sapına kadar ediyoruz. Şimdi ben buradan belki de ilk defa bütün içtenliğimle küfür ediyorum lan sana orospu çocuğu Ercan Saatçi. Hodri meydan, bunca yıllık Galatasaray'lılığımın hayrını görmeyeyim dışarda görürsem kafayı yapıştıracağım. Ne pahasına olursa olsun ben bu sütunlarda Ercan Saatçi'ye, içimin olanca nefretiyle küfürümü ediyorum. Ananı sikeyim Ercan Saatçi senin emi. Hatta daha ileri gidiyorum, sana hak veren, iyi yapmış diyen Fener'li varsa aynı küfürümün daha kuvvetlisi onlar için ediyorum.

Haldun bey, Galatasaray yenildiğinde işi hakeme, başka şeylere yıkmak, yenilgiye kılıf aramak Galatasaray amirliği değildir. Bir medya mensubunun Galatasaray'ı bu kadar aşağılayabilmesine seyirci kalmak Galatasaray'lı duruşu değildir. Biz de ediyoruz Fenerbahçe'ye küfür, ancak bu yaşıma geldim hiç bir Fenerbahçe'linin yanında Fener'e küfür etmedim. Korkumuzdan değil insana saygımızdandı, evelallah bu yaşımıza geldik yanımızda Galatasaray'a da kimseye küfür ettirmedik.

Varsa göze alan buyursun, Ercan Saatçi'nin izinden gitmek isteyen delikanlı varsa kimliğini vererek istediği küfürü edebilir. Şimdiye kadar yazmadım ama adsız kimliklerle bu sütunlara girip küfür yazan Fenerbahçeli'lere de aynı küfürü ediyorum haberleri olsun.

Sevgili Galatasaray; Seni ne kadar ezerlerse ben o kadar seviyorum işte. Ömrümü çaldın, senin yüzünden kavimden kardeşten vazgeçtim, senin adını lanetle ananlarla dövüştüm. Senin için ben hayatımın en büyük meydan kavgalarına giriştim. Ömrüm ne kadar vefa ederse gerektiği her an aynısını yapacağım. Feda olsun.

1 Kas 2009

Kötü Oyunla Bu Kadar; Galatasaray 2- Sivas 0


Hafta arasındaki maç da kesmedi hüzünlü günleri. Üzüntümüz devam ediyor. Bu arada hava da fena patladı, kış mesaisine başladı taraftar. Kış mevsimini taraftar için imtihan mevsimidir. Taraftarla seyirci arasındaki somut farkın ortaya çıkması açısından. Moral bozuk, hava kötü maça gitmesek de olur deyip televizyon başındaki seyirci ile, sonuç, hava, şartlar ne olursa olsun tribünde olan, hafta arasındaki video için Ercan Saatçi'ye söven, Hürriyet Gazetesini dışarı davet eden, üşüyen, ıslanan taraftar işte bu kadar. 5.000 kişi.

Taraftarı böyle, takımı coşkusuz görünce benim için bu maç kesin kötü oynanacaktı. Ben bir şey söyleyeceğim, takımda stoperler Gökhan ve Servet, ön liberolar Sarp ve Topal olduğu müddetçe iyi futbol kimse beklemsin. En azından Rijkaard bu futbolcularla istediği futbolu oynatamaz. Gökhan maç boyunca en az 8 defa kaleciye pas verdi, ileri attığı toplar da tam bir kazma bek işi.

Zavallı Manda Yiyicisi, Baros'un sakatlanmasına ne kadar üzülmüş. Ne güzel şu soğukta dizlerinde battaniye kulübede oturmak varken maç boyunca it gibi titredi durdu. Attığı gole bakmayın, kim bilir kim bağırdı da koştu, kaleci çıkmayınca mecbur topla buluştu. İşimiz ayağında demirle oynayan Nonda'ya kaldı, istatistik gittikçe düşecek.

Sivasspor bu sezon seyrettiğim en kötü takım. 2-0 a el sıkışır bir top oynadılar. Bülent Uygun demek Sivas'ı bok içinde bırakıp kaçmış.

Kewell'in vuruşunu kimse göremedi. Tribündekiler kesin göremedi de ben televizyon başındakilerin bile gördüğünü sanmıyorum.

Arda'daki sıkıntı futboluna yansıdı nihayet. Atılan gollerdeki toplu sevinçlerde bile coşku yoktu.

Maçın başında hocanın dedikleri daha unutulmadan topluca saldırıldı. Gol kesin gelecekti, gol olduktan sonra iş bitti. Taktik unutuldu gitti, oyun rolantiye alındı, kimse dikine oynama riskine girmedi. Kalciye top gelince herkes yalandan arazi oluyor, topu oyuna sokmaya kimse gitmiyor.

Kalecinin hatasını affetmeyen hakem nasıl olduysa çift vuruş çaldı. Bu beklenmedik bir düdüktü bizim için. Oradan gol kırk yılda bir olurdu, Kewell vurmasaydı yopa. Ağır çekimi bile yok, top o hızla nasıl yön değiştirmiş, sanki ateş etmiş usta.

Takımda iyi oynayan varmı diye zorladım kendimi. Kewell'i çıkart, Arda'yı yok say geriye kalanlar iğrenç bir mücadele sergilediler. Dün Beşiktaş'ı bugün Galatasaray'ı seyrettikçe neden Dünya Kupasında yokuz diye üzmeyelim kendimizi. Kapasitemiz bu kadar, futbol dışı şeylerden bile aşırı etkileniyoruz. Takım Fenerbahçe'yi yenip gelse böylemi oynayacaktı aynı oyuncular?

Son tahlilde ben takımı hiç beğenmediğimi, ayrıca saha dışını, sahaya yansıttıkları için sitemlerimi söyleyeceğim. Haldun Ağa'nın havaya lafları Şampiyon olmamıza yetmez, işimiz zor.Seyrettiğim en kötü futbollarını oynadılar bu sene, geçen haftaki maç dahil. Benim için netice hiç önemli değil, ben Haticeden yanayım.