29 Ağu 2009

Bırakın Bari Anılar Güzel Kalsın



Metin Oktay'ı seyretmedim, emek harcamadım yani. Yani seviyormuyum sevmiyormuyum bilemiyorum. Ancak saygı mecburdur bizde, sevgi ise özgürdür. Sevenleri üzmeyen babayı, görmesek bile sevmişizdir. Sevginin de bire bir karşılığı emektir. En çok neye emek verdiysen o en sevdiğindir, en sevdiğin şeye de en çok emeğin geçmiş demektir. Yani biz, yani Galatasaray'ı 1000 defa seyretmiş taraftarlar için en büyük emek takıma verilmiştir. Ve bu yüzdendir di, geceleri ateşler içinde uyanıp, kana kana su içer gibi, ekmeği tuza batırıp yer gibi sevdiğimizdir Galatasaray.

Galatasaray'a emek harcarken aynı zamanda yüzlerce Galatatasaray futbolcusu geldi geçti. Yüzlerce Galatasaray futbolcusuna da emek harcadık. 40 yıllık blançoya baktığımda Galatasaray futbolcularının içinde benim için özel olan futbolcu sayısı 5(yazıyla beş)i geçmez. İlk yıllarda Büyük Mehmet'ti idolümüz, topun kendisine gelmesi için adeta yalvardığımız Ördek Mehmet son iki sezonunu Fenerbahçe'de geçirerek sevgimizi çaldı götürdü. Bizim için Galatasaray'la ilgili ilk travmaydı.

Sonrasında Büyük Metin'i sevdik, Metin Yıldız'ı. İsyancıydı, serseri avare ruha sahipti. Sapına kadar Galatasaray'lı bir büyük futbolcuydu. Galatasaray'ın ilk maceralarında vardı, kim bilir kaç çocuğu Galatasaray'lı yapmıştı. Ve bugün 20-25 yaşlarındaki ismi Metin olan Galatasaray'lı gençlerin sorumlusuydu. İsmini Oktay'dan miras olarak almış ve miras olarak bırakmıştır.

Fatih Terim, Cüneyt, Prekazi, Simoviç, Tanju Çolak, Papaz... gibi nice sevdiğimiz futbolcular geldi geçtiler. Ama tüyler diken diken değildi işte bir şekilde. Sonra bir baktık Tugay Kerimoğlu çıktı sahalara. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en teknik futbolcusu Tugay, her Galatasaray'lının olduğu gibi benim de en sevdiğim futbolcular arasındaki ilk 5 ime girmişti.

Ve unutulmaz senelerin başlangıcında, 1996 yazında Hagi devraldı sevilen Galatasaray'lı futbolcular bayrağını. Adını andıkça içimizin bir tuhaf olduğu Karpatlar'ın Maradona'sı gelmiş geçmiş en sevilen Galatasaray futbolcusu oluvermişti benim nazarımda. Gittikten sonra futbola küsmüştüm ki, antrenör olarak geri dönmüştü. Hagi en çok emek verdiğim Galatasaray futbolcusuydu. Ne yazsak az gelir, yazamayız, hiç bir kelimeyle tarif edemeyiz sevgimizi.

Bir de Karataş'lı Hasan vardı, benim en sevdiğim futbolcular listemde. Hiç oynamadığı 2006 şampiyonluğu onundu. Hastaneden kaçıp, tribünlerde oturması bile yetmişti. Ağlayarak beklediği şampiyonluktaki resmi, duruşu asla unutulmayacaktı. Hiç oynamadığı son üç sezon vardı. Hiç birimize fazla gelmiyordu.


630 maça çıkmış Bülent Korkmaz, inanın benim için en sevdiğim futbolcular listesine hiç bir zaman girmemişti. Aynı duygularım Hakan Şükür için de geçerliydi. Onları sadece Galatasaray futbolcusu oldukları için sevmiştim yani. Futbolu bıraktıktan sonraki icraatları Galatasaray'lıları yaralasa da ben bunlardan fazla bir şey beklemiyordum zaten.

Hiç affedemeyeceğim şey nankörlüktür. Biz de nankörlük etmiş olmayalım. Ancak Hasan Şaş'la, Bülent Korkmaz'ın sanki sözleşmiş gibi kustukları irini görmezden de gelmeyeceğimizi dosta düşmana gösterelim.

Neler söylemişler, hepiniz biliyorsunuz, ben tekrarlamayayım. Büyük Hocamız Bülent Korkmaz kendini, Rijkaard'la bir tutmuş, Kewell'i yedek bırakmakla övünüyor. Kewell yedekteyken Yaser'i oynat, elinde Lincoln varken Mehmet Güven'i sahaya sür, tek gol at üstüne yat, küme düşen takımlardan hezimet ye ve kus. Sana aykışır, benim Bülent'ten beklentilerim çok fazla. 630 maça çıkmış, Galatasaray'dan başka bir takımda oyna(ya)mamış, son senesini kulübede geçirerek milyon doları cebe indirmiş, Gençlerbirliği yardımcıyken Galatasaray'a attıkları golden sonra el kol hareketi yapmış, bi bok sanılarak Çaylağın yerine getirilmiş, takımı boka çevirerek kovulmuştur. Göreceksiniz çok yakında bütün Galatasaray'lılar kendisinden nefret edecektir. İlk yenilgide, başlar ilk derde girdiğinde salyalarını akıtmak için tereddüt göstermeyecektir. Galatasaray'ı beter olmasını istemiyorsa eğer ben Galatasaray'lılığımın hayrını görmeyeyim. Lucescu'nun geçen yıl Fenerbahçe'ye hoca olarak gelme ihtimalinde yardımcısının Bülent Korkmaz olacağını söylersem ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Şaş, dümeni her futbolu bırakan Galatasaray'lı gibi Bokludere'ye doğru kırmıştır. 5 defa istemişlermiş, gitmediğine pişmanmış. Merak etme Hasan'ım seni o zamanlar isteyenler iyi futbolcu olduğun için değil, Galatasaray'ı karıştırmak için istemiştir. Keşke gitseydin de bu lafları senden işitmeseydik Hasan. Surinam'lının Barca'dan başka başarısı yok diye zırvalamışsın. Daha ne olsun, Galatasaray'ın başındaki adamlar Dünya'nın en büyük takımında 5 yıl hüküm sürmüşlerdir. Keşke Bülent'in dolduruşuna gelip, iki oda bir holken oyuna girip maskara olmasaydın. Belki şimdi sen de medya maymunu olacağına Büyük Surinam'lının büyük futbolcuları içinde olacaktın.

Arif, kadar Suat kadar, Ümit Davala kadar olamadınız. Param da param diye tutturuyorsunuz dilenci gibi. Ne oynadın kardeşim son 5 sene, eğer maç başı para yazsalardı Galatasaray muhasebecileri sana, şimdi Hakan Ünsal gibi bir delikten çıkmak için yalamalık yapacaktın. Bizim sevdiğimiz Hasan Şaş asla yalama olmayacaktır, Bülent Korkmaz önemli değildir, istediğini yapabilir, şaşırtmaz bizi Hasan. Ama sen şaşırtırsın, senden Galatasaray zararına bir hareket duymak, okumak bizi yaralar. Yol yakınken çık bu eski Galatasaray'lı futbolcuların Galatasaray'a sövme çetesinden. Sen kim Bülent Korkmaz kim, Bülent Korkmaz'ı tel örgülerin dışına çık kimse tanımaz, seni bütün Dünya tanıyor Hasan. Mısır'da Türk'üm deyin hilafsız yanınızda kim varsa ''yavaş yavaş Hasan Şaş''der.
Ha yok kardeşim, ben paramı isterim, ben de diğerleri gibi ekmeğimi Galatasaray'a söverek daha rahat bir şekilde kazanırım diyorsan yolun açık olsun. Listeden adını çıkarırım olur biter, nitekim senden önce oynayanların nicesini sildiğim gibi.

Bize Metin Oktay, Hagi ve Büyük Kaptan Arda Turan yeter.10 ların sevgisi büyük Galatasaray taraftarını doyurur. Siz elinizden geleni ardınıza koymayın.
Bıraksaydınız bari anılar güzel kalsaydı.

28 Ağu 2009

Gazoz Maçları Bitti; Levadia 1- Galatasaray 1


Aslında maçı yazmayacaktım, seyredemediğim maçın nesini yazayım. Malumunuz üzere angarya maçları yayınlayan kanalın çözücüsü yok bende. Deli dana gibi televizyon aradım Caddebostan'da. Muhtemel kafelere sordum hangi maçı yayınlayacaksınız diye. Pişmiş kelle gibi hepsi Fenerbahçe maçı dediler. Fener maçını kafede izlemek 70 lira, 500 metre ilerde canlı izlemek 20 lira. Maksat kıllık yani, hiç birinin maçla alakası yok, giymişler sarı lacivert formaları dostlar Cadde'de görsün hesabı. Hani hakikaten buralar Fener'li kaynıyormuş be. Acep aynı şey Florya'da oldu mu? çok merak ediyorum. Aynı saatlerde orada maç izleyen biriniz varsa bana yazsın. Yani biz Galatasaray maçı seyredecez kardeşim diyen çıkıyormudur.


Cadde'nin tek Galatasaray'lı mekanı, bizim çocukların takıldığı kafe. Sahipleri deli maççılar, orada bile bana yer yoktu varın siz anlayın gerisini. Adamlar müşteriye saygıdan her iki maçı da seyrettirdiler millete. Ayrı ayrı hat var demek. Bizde yer bulamadık, dışardan yancı olarak bizim maçı seyre daldık.


Ses duyulmuyor, kimin oynadığı belli olmuyor. Dandik bir maç, hiç bir yorum getiremeyeceğim maçla ilgili. Ancak, madem yılın kelimesi rotasyon, madem maç bitmiş zaten İstanbul'da, hocalar bir rotasyon da kendilerine yapamazmıydı. Ne işi var orada bu gazozuna maçı yönetmek için Surinam'lının, Neeskens'in. ne güzel olurdu, Haldun Üstünel'e bırakıp kendileri burada kalıp dinlenselerdi.


Maç 1-1 bittiğine göre iyi oynamadık. Kadrolara baktığımızda da Aydın'ı, Serdar'ı gördük. Bu çocuklar da beklenen oyununu oynayamadılar. Biz Aydın'dan umudu kesmiştik de, hocalar oynattığına göre vardır bir bildikleri. Alpaslan sol bekte, ulan son maçınızı oynuyorsunuz belki de, insan bu genç yaşta bu futbolu mu oynar? Demek gerçekten sizlere ihtiyaç olsa, bir ölüm kalım maçına sürülseniz, rezil edeceksiniz koskoca Galatasaray'ı.


Maçı değil de Elano'yu seyretmek istedim aslında. Motivasyonsuz büyük futbolcu, motivasyonu olmayan maçta ancak böyle oynayabilir. Yine Manda Yiyicisi'ne golü attırdı. Puan hesabı yapıyorduk, galibiyet serisine bu dandik maçla limon sıktırdılar.


Bu maç bizlere gösterdi ki işimiz sakat. Ali Sami Yen'deki maçlara gidiyoruz sorun yok, ancak dışarda ki maçları rahat seyretmemiz için bir yol bulmamız lazım. Toplu yerde Galatasaray maçı seyredilmiyor, kazara gol yediğimizde biri sevinse ne yapacağımızı henüz test etmemişiz. Böyle bir olay olmadı şimdiye kadar. Bundan sonra da olmaması için gayret edeceğiz.


Haydi hayırlısı diyelim, yarın öğle vakti bizim kuzucuklar belli olur. Bakalım hangi takımlara nasip olacak Sami Yen cehenneminde maç yapmak.

26 Ağu 2009

Kara Şimşek


Yiğit lakabıyla anılırmış. En sevdiğim şeydir birine takma adla hitap etmek. Lakaplar doğaçlama bulunur, oturur ve gerçek isimden daha çok tanınır. İster sevilsin ister sevilmesin yapışır adamın üstüne lakabı. Artık o adla anılacaksın başka yolu yok.

Takımda bilinen lakap pek yok. Ayıboğan Servet taraftar tarafından benimsendi. Servet sever sevmez ancak bundan böyle bizde kaldığı sürece Ayıboğan'dır. Nonda'ya Manda Yiyicisi dedik. Bizden fazla bu lakabı tanıyan yok, Nonda'nın da haberi bile yok.

Keita taklayı atınca farz oldu bir adla hitap etmemiz. İşimiz kolaydı kara adama ad bulma konusunda. Sevimliydi, hızlıydı, ahtopot gibi bacakları vardı. Kapalı kutuydu ne çıkacak belli değil içinden.

Bizim çekirdek tayfaya açtık konuyu. Aslında Hadesperado kardeş güzel ad bulmuştu. Çoğu tarafından benimsenmiş bir ad. Kara Jilet dedi, yararak oynuyordu. Benim favori ismim de Kara Jilet di. Kara Aslan da güzel bir lakaptı Keita için. Cim Bom da oynayan her futbolcu doğal olarak zaten aslandı, kara isen de Kara Aslan olacaktın tabiki. Bu arada iyiki Fenerbahçe blogcusu değiliz. Ne diyeceğiz, Kara Kanarya. Hadi Kara Kartal cuk oturur, kimse bir laf söyleyemez ama Kanarya'dan lakap olur mu ya?

Kara Tren yazmayı unuttuk, olabilirdi. Ancak Kara Tren tamam sevimli Cumhuriyet taşıtıydı ancak yavaş gidiyordu. Güçlü, kuvvetli fakat yavaş. Nonda'ya belki daha çok uyardı.

KaraYılan bence en çok uyan lakaptı. Hatta maçtan sonra bu konu gündeme geldiğinde, Karayılan koyalım mı diye etrafa sordum. Yılan gibi kayıyordu, nereye kıvrılacağı, kimi sokacağı belli değildi. Ancak Kandil'i hatırlatıyordu Karayılan. Dağdaki Karayılan, çimlerdeki Karayılan'la mukayese edilir, belki hoş olmayan şeyler yazılırdı.

Uzak ara Kara Şimşek çıktı anketimizden. Eskiden bir televizyon dizisi vardı Kara Şimşek adında. Kara bir araba, katlanır, takla atar, hızlanır, konuşur, bağırır, kızar, sever. Her girdiği mücadeleden muzaffer çıkardı. Bizim Keita'ya çok uygundu. Şimşekler çakacaktı artık bizim sağ kanatta. Katlanarak adam geçilecek, hızlanılarak adamlar sollanılacak, Şutlar çeklecek, taklalar atılacak.

Şov zamanı, her gün yeni bir sürpriz, Her maç her şeye gebe. Hiç olmadık sayıda pas yapılabilir, hiç atılmamış goller atılabilir. Her maç bir futbolcu sivrilebilir.

Kara Şimşek bir kere daha hoşgeldi, çakmaya devam.

25 Ağu 2009

Nonbertarafos


Bi bok sandıklarımız listesinde var. Ancak yanılmışız, düzeltme hakkını kullanıyoruz. Abimiz harbiden bok, her yazdığı olay, her düşüncesi tartışılıyor. Ne yazsa mutlaka okunuyor, gündem belirliyor. Çoğunlukla küfürün en kralını yiyor, az da olsa helal olsun çekiliyor. Tribüne girişi yasak, Galatasaray'ın aklı sıra savunucusu, yıkılmasını devrilmesini bekliyor, çoğunluk görüşün tersi görüşte, cımbızla çekip yazıyor. Kimsenin düşünmediğini düşünüyor, akıllı herkes yazdıktan sonra ki gün yazıyor. Bok olması için bir adam daha ne yapsın.


Ben bertarafedilemeyen abimizi 25 sene önceden tanıyorum. O da beni tanır, Cumhuriyet'te yazarkenden beri sadık okuyucusuyum. Hasan Cemal'le kavga edip yazmaya küsmüştü de imza kampanyası yapmıştım 1986lı yıllarda. O zamanlar bok olmamıştı henüz, telefona direk çıkardı. Şimdilerde kendisine ulaşabilmek için sekreteryaları aşmanız gerekir. Aşamazsınız, ulaşamazsınız ya neyse.


Rijkaard yanlış yolda, diye başlamış kendi doğru yoluna. Geçen sezondan kalma sorunlarımız varmış, Baros adam olmayacakmış. Yaka paça indirilen Baros Keita'dan kötü santraformuş. Olabilir ne var ki bunda, keşke Keita Baros'tan daha iyi futbolcu çıksa. İlk geldiğinde fal bakmıştı, yıllarca Hakan Şükür'e söven adam, Hakan Şükür gidince arkasından ağlamaya başladı. yerine gelene kötü dedi bir kere, artık ne yaparsa yapsın kötü.

Elano, Hagi tipinde bir adam. Topa iyi vuruyor. Ah bi vuramasaydı, ah iyi pas atamasaydı ne güzel olacaktı. Savunmaya yardım etmiyormuş, savunma sanki follaş , daha kaleciye top gelmedi doğru dürüst. O kadar adam varken Elano'mu defansa yardım edecek? Golleri çıkarınca maçın 4-1 bittiğine kimse inanmazmış. Ben goller hariç o maçı yeniden seyretsem 8-0 bitmiş derim hilafsız. Tartışmalı Baros golü olmasa, kornerden kendi kalesine adam atmasa, Elaono'nun 100 yılda bir olacak golü olmasa, son dakikalarda top,1 dakika bizde kaldıktan ve 11 pastan sonra gelen Arda orijinli gol olmasa al sana 1-0 yenilgi. Al sana pis pis sırıtmaca, ben demedimmi diye höykürmece..

Bu takım birisinden çok kötü bir tokat yiyecek. Biz demiyoruz ki bütün maçlarımızı kazanacağız diye. Hem bunu demek neyin nesi oluyor. Bu kadar güzel giden şeyin bir gün mutlaka kötü gideceğini bildirmek için yazar mı olmak gerekiyor? Kına yakacak yaşı da geçtin neyin kinidir bu. Bizi niye karamsarlığa vesveseye itmeye çalışıyorsun. Galatasaray'ın şovu, Galatasaray'lılar içindir ve biz bu şovdan şimdiye kadar hiç olmadığı biçimde memnunuz. Akıtın salyalarınızı, az kaldı maskeleriniz düştü. Severek okuyanlarınız, seyredenleriniz parmaklarla sayılıyor artık.

Santrforun işi gol atmak. Baros'ta geçen senenin gol kralı yanlış bilmiyorsak. Hakemleri, hocaları, taraftarları kandıra kandıra gol atan, fakat bertarafedilemeyeni memnun edemeyen gol kralı. Futbolcu değil 50 tane bile atsa fasa fiso, yerine başkası olsa 60 tane atardı.


Rijkaard, Keita'dan hoşlanmıyor. Biz emin değiliz, Galatasaray'lıyız. Total futbolun, paylaşmanın, golü ortak atmanın düşmanı bunlar. Kimi çıkarsa zaten hoca sevmediği için çıkarıyor. Hatta bu hafta Kewell'e bir araba sopa attırıp kadro dışı bırakmış. Bu kadar büyük transferlerin yapıldığı takımda, Uğur, Aydın, Sabri, Arda gibi çocukluk arkadaşları ortada sıçan oynayarak bitiriyor maçı. Bundan büyük gurur olabilir mi, Dünya'da eşi benzeri var mı?

"Keita'yı çıkaracak yine." Ezberlemiş. Bize de yutturmaya çalışıyor büyük hocayım diye. Bundan sonra Keita çıkarken bilinki Elano oyuna girecek. Bunlar kalıp antrenörler, geçen sene Aragones bu sene Rijkaard. Baros dururken Keita çıkar mı? Neeskens ulamayı dinleyip Baros'u çıkarsaydı, Kayserispor defansı Baros'la uğraşırken Elano o füzeyi yapıştıramayacak ve biz göremeyecektik o unutulmaz golü. Aile büyüğümüz de görmeyecek dolayısıyla Elano'yu daha ilk çaından övmeye başlayamayacaktı.


Hadi bizimki eski alışkanlık, her dediğini dinliyoruz, her dediğin bizi bıçak gibi yaralasa da, içimizden bin bela okusak da bu alamde bi boksun işte abicim ne yapalım. Olmuşun işte olacağın kadar, paraya şöhrete ihtiyacın yok. Diğerleri gibi yalama hiç değilsin. Beklentin, kaygın yok. Otur oturduğun yerde, şapkalıyı yanından ayırma, evini çıtırlarla doldur, seyret işte bu büyük futbolu. Rakip küçükmüş, zayıfmış sana ne, şov değil mi sonuçta yapılan onca şey. Sivasspor'u seyretmek için Avrupa'nın hangi ülkesine gideceksin. Beğenmediğin Galatasaray için az mı seyahat ettin. Biz elenirsek eline ne geçecek, Ortaköy sahilinde viski içmek daha mı iyi senin için.


Galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en büyük antrenörü ve arkadaşı kulübede. Maçın her dakikası somut hoca gösterisine dönüşüyor. Kaleci bile oyunda, her kes gol atıyor, olmadı rakiplere langırt golü attırıyorlar. Neyden memnun olacak bu adamlar. Messi 3 kişi çalımlayıp atınca veya attırınca ağızlarından bağıranlar, Arda çalımlayıp attırınca kıçlarından bağırıyor. Acı çekiyorlar, dün gece Ziya Doğan aptalının sayesinde acıları biraz olsun hafifledi.

Büyük Galatasaray taraftarı, sülükler uyuyor numarası yapıyorlar. Yazdıklarımızı, tribün tribün ettiğimiz küfürleri duymamazıktan geliyorlar. Gerçekten uyusalar işimiş kolay, binlerce insanın ettiği küfürlü gürültüyü duymamaları imkansız. Uyuyor olsalar uyanacaklar, belki irin kusma işini bırakacaklar. Nasıl uyandıracağız uyuyor numarası yapanları. Uyanmıyorlar, öyle bağırmayla, küfürle uyanacakları yok. Bunları eşşek sudan gelinceye kadar dövmek gerekiyor. Gözlerini belki dayakla açarız, ancak gönülleri kapalı bunların. Kalpleri mühürlü, boşuna uğraşmayın, maalesef çoğunluktalar. Siz büyük ve sevgili takımınızın maçlarını daha bir keyifle izleyin, biz Galatasaray kiziri, muhtarı, jandarması fosiller görev başındayız. Yaşadık yaşayacağımız kadar, biz sizin yerinize de veririz kavgayı.

Nitekim hayatımız boyunca vermişiz, başkaldırımız var güzel olan şeylere düşmanca bakanlara.

24 Ağu 2009

Sülüklerin Ardından #3


Dün geceki maç yazısında yazmayı unuttuğumuz önemli bir ayrıntıyla açıyoruz konuyu. Maçın seremonisinden sonra, Arda Turan koşarak Kayserispor kulübesine gitti ve Tolunay Kafkas'la kucaklaştı. Bu Arda'nın bu sene hayata geçirdiği, rakibe saygı göstergesiydi.
Bir Galatasaray taraftarı olarak huzur ve güvenli, mutlu bir şekilde evimize döndük. Geleceğe de umutla bakıyoruz, uzun yıllardan sonra dolu ve coşkulu tribünler önünde, bütün futbolculara sevgi gösterisi yaparak maçtan çıkıyoruz. Gel gelelim biz her zaman ki gibi başka maç seyrettiğimizi anlıyoruz.
Televizyon sülükleri bir anket yapmışlar hemen. Hangi gol daha güzel Das Santos'un ki mi?, Elano'nun ki mi? Yani Das Santos'un attığı gol bütün bir sezon anketlere girecek anlaşılan. Gelecek hafta biri gol atarsa Elano'ninkiyle kıyaslayacaklar mı? Boş verelim, Santos'un ki tabiki daha güzel diye mesaj atalım, sülükler sevinsin bari.
Maçın sonlarında top bütün Galatasaray'lı futbolcuları turlamış, tur 40 saniye sürmüş ve top balta dedikleri Servet'e gelmiş. Servet topu kesmeyle Kaptan'a ulaştırmış. Arda topu stop ederken adamı dumura uğratmış, geri vitesine takar gibi yapıp 4. vitese takıp 3 metre fark atmış, geriye çıkardığı topu Baros içeri yollamış ve son gol olarak tabela kalkmış. Kalktık ayağa, tezahürat yapmayı bıraktık dakikalarca alkışladık. Birde ne duyalım, televizyonun dün geceki 2. sülüğü Galatasaray'lı futbolcuları piknikte yürür gibi göstermeye çalışıyor. Böyle paslaşmaya izin verilirmiymiş, takacakmışın birinin dizine kramponu bakalım bir daha paslaşıyorlarmıymış.
Tribünler boştu nedeni belli. Gelen azınlık vefakar taraftar ise hiç susmadı. Aslanlar gibi desteklediler takımlarını.
Sülüğün biride böyle yazmış, aklı sıra taraftarı onore etmiş. Maçı izlemeyen, ya da televizyondan göründüğü kadarıyla(kapalının altı loca ve orası satılmadı, kale arkası sol taraf loca yapıldı orası da lanet yer, kale arkası sağ taraf rakip takıma ayrılmış) boş diye yutturmaya çalışmış. Yalan sakın inanmayın, tribünler bu yıl her maçta kapalı gişeydi.
Sülüklere bu hafta ekmek çıkmadı. Galatasaray puan kaybetmedi, rotasyon yapılmadı. Nerden taksalar acaba? Galatasaray'ın her maç gol yediğine taktılar. Milli takım defansına bok attılar. Sıkıysa Milli Takım yenildiğinde saldırsanıza Servet'le Gökhan'a. Aralarına top atıldığı zaman dinamit hükmündeymiş. Galatasaray'da Servet'le Gökhan'ın arasına top atılma ihtimali, Milli Maçlarda atılma ihtimalinden sanki daha fazla. O kadar aklınız varsa söyleyin Fatih Terim'e almasın bu her maç gol yediren stoperleri takıma.
Bekledi haftanın sülükleri, bu maça kadar Galatasaray'ın oynadığı takımlar dandikti. Kayserispor'da 4 yediğine göre, Kayserispor'da bundan böyle dandik takım ilan edilebilir. Medet Ankaraspor'da, haydi Ankara sevindir şu medyamızın baloncularını.
Keita etkisiz bir ilk yarı çıkardığında sülüğün biri rahat bir nefes aldı. Ben demedimmi diye kasım kasım kasılmak üzereyken ne yazık Elano'nun bazukasını seyretmek zorunda kaldı. Bu ne ızdırap dır çekene sormak lazımdır.
Sülüğün tek tesellisi Kewell'in kadroda olmaması. Birde o olsaydı dünkü maçta, mutlak maça bir imza da o atardı. Salyalar akmaya, kinler kusulmaya devam. Maçlara artık bir de bu gözle bakıyoruz. Maç bizim için ikinci maça kadar bitmeyecek. Sülükler için de tabi ki.

23 Ağu 2009

Elano'dan Sevgilerle; Galatasaray 4-Kayseri 1


Yine atlattı Surinam'lı yalama medya mensuplarını. Bir tutturmuşlar rotasyon , senenin en çok kullanılan kelimesi oldu daha şimdiden. Arda'yı dinlendirdi bu maçta bizim muhabirler. Bir baktık aynı takım sahaya çıktı. Aslında rotasyonsa mevzu, seyirci girmeli artık rotasyona. Yorulduk valla, bir haftada 3 maça gittik, bünye kaldırmıyor diyeceğiz de, takım böyle oynasın biz Sami Yen'de yatarız. İnsanın maçtan sonra çıkası gelmiyor.

Defileye çıkar gibi çıktı yine Cim Bom. Mor formalara gözler alışınca hoş gelmeye başladı. İftarı açan taraftar şov için hazırdı. Maçın başlamasıyla birlikte gök gürledi her zaman ki gibi. Kewell 18 de yoktu. Hafif sakatlığı var dediler. Sağ tarafta lakabı bu hafta Kara Jilet veya Kara Şimşek olarak belirlenecek Keita bu maç tersoya geldi. Maç içinde de kanat değiştiremeyince adamını geçemedi. Olmadı mı olmuyor, elde var Elano nasıl olsa. Rotasyon saha içinde oldu. Keita çıkıp Aydın sağa Arda sola geçti ve Brezilya'lı maestroya geçti. Yani taraftar olarak istiyoruz bazen futbolcunun kötü oynamasını. Mustafa Sarp iyi oynadıkça ben pek sevinemiyorum açıkçası. Misal bugün Ayhan kötüydü, biraz daha kötü olsa da! yeni birini seyretsek.

Duran topu yine içeri soktular bu maçta. Uzun yıllardan sonra korner, serbest vuruş atılırken rahatız. Neydi o maçlar, korner atardık kendi kalemizde gol tehlikesi yaşardık. Taç bile atamazdık doğru dürüst. Bence futbolcuların yolda yürüme şekli bile değişti. Bakınız Sabri'ye, maçlar geçtikçe üstüne koyuyor, stili değişmiş, kademeler mükemmel, Uğur'a maç göstermeyecek gibi Tommiks. Umarız milli takımda da formayı kaparda defansta poker oynarız, kare as çıkartırız.

Dünyanın 4 bir tarafından ne futbolcular geliyor, bir bakıyoruz beraber Florya'da sünnet olmuş Sabri, Aydın, Arda aynı maçta sahada. Var mı eşi benzeri başka takımda?

Kaldı 9 gol. Ben bu sene 10 gol bekliyorum diye söyledim rakiplerden, bizim tabelaya. Kaleci dahil herkes gol atacak, bir kaç takım hezimete uğrayacak, olmadı rakiplerde yardımcı olacak. Elano'nun füzesi ağlara gittiğinde bütün futbolcular kapaklandılar Elano'nun üstüne. Ve golden sonra başladı Galatasaray taraftarının ''asla yanlız yürümeyeceksin'' şarkısı, ''Nevizade Geceleri''

Galatasaray zayıf takımlarla oynadı bu güne kadar. Öyle dediler ulamalar, kolaysa dişli bir takıma atsın buyurdular. Kayseri 4 lük muamelye uğradıktan sonra bakacağız ne diyecekler. Takipçisi olacağız, cevabımızı vereceğiz. Onların cevabı belli, '' Kayseri'yi bu kadar kötü görmedik''

Şimdi biraz dinlenme zamanı, takımı Letonya'ya gezmeye göndereceğiz, arkadan Başkent'e ve sonrasında Beşiktaş maçını bekleyeceğiz. Yani biz klasik önümüzdeki maçlara bakmıyoruz, önümüzdeki maçın önündeki maçı kolluyoruz. Maç kaçırmak yok, her hafta bir sürpriz var, kimse geri kalmasın.

Kaptan'la kapatalım, sol taraftan kopup giderken kapanışı yapacağı belli oldu. Maç bitiminde Sabri'yle çektirdikleri 3 lü, maç klasiği olacak.

Kısır geçen haftanın bereketi biz olduk, golsüz maçımız geçmez. Ancak her maç gol yiyoruz, üstelik pozisyon vermeden gol yiyoruz.

Elano taraftarı selamladı, muhteşem golüyle hatırlanacak bu maç. Son gol 11 pastan sonra Arda'ya geldi, Arda katladı Baros'a siftah yaptırdı. Sağolasın Cim Bom, gururluyuz.