27 Şub 2014

Ah Ulan Gaassaaayyy; Galatasaray 1-1 Chelsea

Ne güzel başlamıştı her şey, Kuralar çekildiğinde cillop gibi guruba düşmüştük. Real Madrid'in yanında Juventus'a yem olmak, arkadan Kopenhag'a da ezilip sonuncu olmak vardı. Ne güzeldi. Hatta, büyük Türk futbol düşünürü anında ürmüştü, Devletspor'un, TüpKardeşliğinin, Medya SülükBahçe'nin unutulmaz rekoru kırılır demişti. Gerçi imkansızdı, hiç kimse kıramazdı ama onlar 3 gol atmışlardı, Galatasasaray 2 gol atıp sıfır çekebilse, Futbol Federasyonumuz 40 gün 40 gece Peypır Muun'da ziyafet verecekti. Fakat o zaman da Drogba'yla Sneijder el ele Boğaz Köprüsünden atlamış olurlardı ya, onların çok da umurundaydı.

Maçlar başladı, ilk maçta Kralın Madrid'i 6 tane atıp kına satışlarına tavan yaptırdı. Üstüne Motor Sanat Terk Mühendis de kaçınca kolladıkları o sezon bu sezondu işte. Aç kurtların iştahıyla beklediler Juventus maçlarını. Galatasaray, büyük taraftarıyla mecbur maçları tamamladı. Sonuncu olur dedikleri eleme maçlarından İtalyan Şampiyonu'nu Arena Kabristanı'na gömerek sıyrıldı.

Köpeklerin duasının kabulü, gelecek sezonlara kalmıştı,

Arena, Juventus maçlarıyla Sami Yen Kapalısına evrilmişti, dün gece itibarıyla da Cehenneme. Bundan böyle Aslanların yuvası, Ali Sami Yen Cehennemi olarak anılacak, şanlı tribün tarihinin anısını sonsuza kadar yaşatacaktı.

Çelsi yatsın kalksın  Canterbury Başpiskoposluğu na mum yaksın, başlarında Morinyo vardı. Morinyo gitsin 1. İzabel'in eteklerini yüz sürsün, geçen yıl, koskoca Real Madrid'le, 3-0 yendiği maçın rövanşında, kan kustuğu dakikalardaki tecrübesine dua etsin. Galatasaraylı olduğum kadar eminim Morinyo hariç kim gelirse gelsin dün gece o cehennemden çıkamazdı. 

O büyük seyircinin gürültüsünü kesmek için maçın başında Ağrı Dağına bıçak çekti. Oyun ritmini arayan Galatasaray'ı hataya zorladı. Golden önce Muslera'nın kaza golü geliyordu. 604 taktiğinin büyük mağduru Eboue, götürdüğü topları, son anda kaptırıyordu. Futbol tanrıları hatanın cezasını kesmek için fazla beklemedi. Sonrasında şoku atlatmasına imkan vermemek için, Usta bütün bildiklerini sanki bu maçta kullanacaktı. Bu ne korkuydu? maçın ikinci yarısında anlayacaktık.

Mancini yeni alınan yabancılardan Hayroviç'i tribünden indirip Şampiyonlar ligi müziğini sahadan dinletti. Büyük futbolcular, büyük maçlarda doğardı. hayırlı futbolcuysa o büyük maç da bu maçtı. Sağ tarafımızın geçirdiği felç çözülecek gibi değildi. Hepimiz Eboue'yi çıkar diye kulübeye sinerji gönderdik. Mesaj alınmış, kenara Yekta gelmişti. Eboue yerine Hayro elini sıktı ilk olarak Tugay'ın. Hayırlı bir transfer değildi, Elazığspor'u, Rizespor'u yenmek için de bir yabancıyı transfer etmek fazla lükstü.  Üzerinde durmaya bile değmezdi.

Brezilya Milli Takımı açıklandı listede Pitbull yoktu, ve son iki maçta da Melo sanki Melo gibi oynamamıştı. 180 km hızla giden araba gibi, 160a, 140a düşüyordu. Yine de hızlıydı, ama araba Melo markaydı, görece düşüş vardı. Dün gece kan davalısı! Ramirez'e ikimizden biri fazla raconu kesmesi bekleniyordu. Erken gelen şok golle, Pitbull'un da savaş gücü düşüktü. Yekta'nın girmesiyle pansumanı yapıp kanamayı durdurduk. 

Maça hezimet veren Medya Sülükleri erken gole, çok erken sevindiklerini nereden bileceklerdi ki? Takım çabuk toparlandı, Muslera'nın 2. gole izin vermediği anda da geri dönüş başladı. Drogba'nın, Sneijder'in kolay teslim olacağı maç değildi. 

İkinci yarıyla beraber Cehennem azabı başladı Morinyo'nun. Orta sahada yaptıkları sarı kartsız faullerle sıçan gibi oynamaya başladılar. Kalecileri, daha 40 dakika varken vakit geçirmekten sarı kart aldı. Hezimet bir türlü gelmiyor, Türk Futbolseverlerinin nabzı 3.5 atıyordu. İstermisin şimdi Galatasaray öne geçsin de hepimiz kahrolalım demeye başladılar, olmaz demeyin sakın, eminim. Direniş sürüyordu, Drogba'nın kafasından seken topa Selçuk can havliyle dokunmuş, direk, korner bir pozisyon doğmuştu. Önce Drogba, sonra Sarı Ejder ultrAslan tribününe amigoluk yaptı. Kornerle gelen gol Galatasaray'ın büyük takım ruhuydu.

Galibiyet golü için tribünle saldırdık, ama bütün delikler kapalıydı. Sanki iki kişi fazla kalelerini savunuyorlardı.  1-1 e bayram ederek Boğazdan ayrıldılar. Şecu geldiğinden beri en büyük futbolunu oynadı, takıma uyum için belki de bir sezonun 3 de 2 sinin geçmesi gerekiyordu. Sol tarafımızda da bir büyük futbolcu boy veriyordu.  Telles için elde var 1 di, çok daha büyük Şampiyonlar Ligi maçlarında Galatasaray'ın askeri olarak savaşacaktı. Dünya'nın oynayan en büyük liberosu bizim Felipe Melo'ydu. Moralini bozmak için seferberlik ilan edilse bile o tribünden beslenen Pitbull'du. 

Ve biz de maçın bitiş düdüğüyle Galatasaray'a hep birden sitemlerimizi gönderdik. Ah ulan Galatasaray! Yine yaptın yapacağını, ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranabildin. Biz yatırdığımız İngiliz'in işini bitiremedik diye beraberliğe üzülürken, bizim dışımızdakiler hezimet olmadı diye dövünüyorlardı. Sandılar ki, 2. sınıf başaltı takımlarının yaptığı gibi elindeki topu içeri bırakan Terry'i bahane edip ağlayacağız. Sandılar ki kendi sahamızda berabere kaldık, artık elendik, lige döndük diye kaderimize razı olacağız.

Oysa anlayamadıkları bir şey var, biz Galatasaray'ız. Bu pislik içindeki ülkemizin, çok daha beter pisliğe bulanmış futboluna çok fazla olduğumuzun bilincindeyiz. Bizim için langırt liginin, gazoz maçlarının tek sebebi, Avrupa'nın burnu büyük takımlarını Ali Sami Yen Cehennemine getirmek, şovun içinde olmak, bir iki veya daha fazla çocuğun Galatasaraylı olabilmesini sağlamak için araç olmasıdır. 

Şampiyon bile olsalar, Bulgaristan tel örgüsünü görmesi bile yasak olanlarla aynı mahallede spor yapıyor olmanın derin üzüntüsüyle bir kez daha naralar atıyorum. Galatasaray yeter ki oynayacağı maça taraftarı taşısın, yeter ki hiç bir maça umutsuz çıkmasın. Yeter ki, 3-0 yenildiğimiz maçın rövanşında bile 4-0 yenebilme ihtimalimizi ortadan kaldırmasın. Gerisi maçtır, 3 ihtimallidir. 

Geçen yıl aynı düzey maçta, Şalkeyle 1-1 berabere kaldık, onlarda Maviydi. Yensen de büyüksün, Yenilsen de.

23 Şub 2014

Bizim El Sikko; Galatasaray 1-0 Beşiktaş

Derbi maçı  İstiklaldeydi, her zaman ki gibi. Bu kez direniş maça çok eksik başladı. Galatasaraylılar, 2014 Aslan av sezonu açılış törenine gitmişlerdi. Beşiktaşlılar çarşı bira hanelerinde bir mucize peşindeydi. Geçen hafta penaltımız verilmedi diye sokağa çıkan 1 milyon! Fenerbahçeli için direniş sona ermişti. Kankası Beşiktaştan gelecek iyi bir haber için ayaktaydı bu kez. Geriye ne kaldı ki, Berkin Elvan'ın arkadaşları devlete karşı, verdikleri büyük mücadeleyi, cop yiyerek, gaz soluyarak bitirebildi.

Yakındır, bir Galatasaray- Fenerbahçe derbisine denk geliriz.  Maçın bitiş düdüğüyle beraber, güzelim ülkemizin anahtarlarını teslim eder belamızı buluruz. Bizim direnişimiz, solculuğumuz devrimciliğimiz, vatan sevgimiz, Mustafa Kemal'in Askerliğimiz, Galatasaraylılığımız, Fenerbahçeliliğimiz, Beşiktaşlılığımızın sınırına kadardır.

Ne yazık ki bir Derbi maçını daha kaybedip, El Sikko'ya geçiyoruz.

Beşiktaş her maçını deplasmanda oynadığından, Arena'dan en az etkilenen takım olarak av sahasına çıktı. Beraberliği kurtarabilse kendisi 1 sevinirse, suç ortağı, kader arkadaşı Fenerbahçe 5 sevinecekti.  Gerçi benden başka kim bilir kaç kişi daha söylemiştir, ama ben yazdım
savunmayi uzun kurdu,kilit adam veysel, ortalamasi nedir bilmem, ustune cikarsa rahat aliriz. dany penalti yapar. Buraya da müsadenizle yapıştırıyorum.

4 ü yabancı tam 9 transfer yaptık devre arasında. Telles için ismini bile bilmeden, hiç bir maçını görmeden, sadece sol bek olduğu ve Brezilya'dan geldiği için banko ilk 11 koymuştuk. Ne mutlu ki tam isabet kayıt ettirdik. Uzun yıllardır bir sol kanat oyuncusu seyretmemiştik. Çok daha büyüyeceği garanti. Maçın futbolcusuydu, çünkü maçın adamı unvanı maç bitmeden birine verilmişti zaten.

Buraya yazıyorum, Burak Yılmaz bu takımdan bir araba sopa yiyerek kovulacak. Mancini onu kovmazsa, o Manciniyi kovacak. Tam bir Hoca mezar kazıcısı futbolcu. Futbolcu demeye utanıyorum, Yarım ekmek köfteyi bile bölüşmez bu kendini düşünen adam. Hep bana, hep bana, tam Fenerbahçelik, tam düzenlik futbolcu. Küpü hep o dolduracak, istatistik ona yazılacak, kendi atmadığı gollerin kolpa sevinicisi. Beyin sıfır, ofsayt makinası, faul yapma sorunsalı. Oynatmasan başın belada, oynatsan rulette çiçek oynadın, geldi casinoyu patlattın, gelmedi ki büyük olasılık gelmeyecek, kendin patladın. Bu gece Galatasaray kötü oynadıysa tek sorumlusu Burak'tır. Galip geldiğimiz maçtan sonra yazıyoruz, Nasrettin Hoca'lık yapıyoruz. Suya giden çocuğu dövüyoruz, testi kırıldıktan sonra nasıl olsa herkes dövecek. Biraz uzun oldu ama direnin, Taksim'deki çocuklar gibi, Sneijder'i deli etti. Bir kaç maç böyle oynasın ligin son maçlarında ya Sneijder'i, ya Burak Yılmaz'ı unutun.

Büyük Galatasaray Taraftarı zaten Arena'da her maça 1-0 önde başlatıyor takımı. Eşşek değiller ya en azından 1 gol de futbolcular atsın. Taraftar bir kaç günlüğüne Chelsea maçını aklından çıkarıp, 2. sınıf başaltı takımıyla yapılacak maça derbi maçı ciddiyetiyle hazırlanmış. Unutulmaz bir görselliği daha resimlediler storlar için. Yazık ki takım, taraftar kadar savaşmadı. Tabi ki içlerinden imbiklerle süzeceğimiz aslanlar vardı.

Drogba için geçen hafta ismini riske atacak bir oyun oynadı demiştik. Keşke demeseymişiz, beterin beteri varmış. İsmi Drogba olmasa, maskeyle oynasa Lukunku tekrar transfer edilmiş derdim. Bu maçlığına mazereti var yazıyorum. Chelsea maçlarını bekliyor, barutu saklıyor olabilir. Bana sorarsanız bu olasılık yok. Bence futbol ölümü gerçekleşmiş, koskoca Drogba'nın götüne teneke bağlanarak gitmesine gönlüm razı olmaz. Ama biz de Katar takımı, Çin takımı değiliz, hatır, gönül, minnet nereye kadar bakacağız. 

Maç öncesi attığımız tevatürün konusu Veysel'e gelelim. Yapılan yerli transferlerden ilk 11 e en yakın olarak kendisini görmüştük, bir kere daha yanılmamış olduk. Diğerleri gibi onu da tanımıyorduk, yarın yolda görsem yine tanımam. İlk çıktığı kupa maçında, topa ilk değdiğinde bu yorumu hepimiz yaptık. Hatta ileriye gidelim, kadroda bile olmayan Umut Gündoğan için de olumlu görüşlerimizin olduğunu yazalım. 

Muslera'ya çok geç ısındım. Topu oyuna gelişigüzel sokuyor diye çok saydırdım. Meğerse önünde oynayan kazmalar yüzündenmiş. Savunmada 1 kişi fazla oynatıyor. Taktik dizilişlerimiz 10 değil, 11 e tekamül ediyor. Yani 352 diye yazılan maç taktiği, aslında 452 diye okunabilir. Dosta güven, düşmana korku veren bir kalecimiz var. Almeyda bile pes etti, sana gol atamayız arkadaş diyerek elini sıktı.

Semih Kaya maçın Galatasaraylısıydı. Galatasaraylı olmak insanlık dışı bir histir. Şimdiden Galatasaray tarihine adını yazdırmıştır. Eğer futbolcu heykeli dikme geleneğimiz varsa, boşuna senelerce beklemesinler, Aslanlı Yol'a Semih Kaya'nın heykelini diksinler. Melo insan değildi zaten takımda, artık Semih'e de insan değil diyebiliriz.

Maçta insan mı arıyorsunuz? En insanlarını da yazalım. Sakatlanan Tolga'nın yerine geçen Cenk, kendisinden başka hiç kimseyi zerre kadar düşünmeyen bir başka insanın, saçma sapan hamlesiyle sakatlandı. Çocuk nakavt yumruğu yemiş boksörü andırıyordu. İyi ki eğri doğruya gelip de, o serseri mayın, Burak'ın önüne düşmemişte, boş kaleye golü atmamış. Eğer atsaydı, yarın antrenmanı basardım. Beşiktaş 3 oyuncu değiştirme hakkını kullanmış, Cenk'i bir türlü ayağa kaldıramadı insanlar. İçeriden başka bir doktor çantası getirildi, küçük bir ameliyat yaptılar, bilinci yerinde mi diye sorular sordular, iki defa yere yığıldı. Lanet olsun du, El Sikko'da Beşiktaş 1-0 mağlup, daha 11 dakika daha vardı. Takımda bir hayvan olsa, Melo olsa Semih olsa, alır eldivenleri geçerdi kaleye. 11 dakikayı 10 kişi oynasan ne olacak, hadi can çekiştiniz 1 puanı kurtardınız, değer mi? Hepiniz insansınız, hepiniz hırsız, hepiniz kalleş.

Maça devam ettirdiler, muhtemelen futbolcular kendi aralarında anlaşıp maçı bitirdiler. Çünkü Cenk'in arkasındaki iki insan doktoru çocuğu devamlı
arkadan itiyorlardı. Hastanelik olmuş Cenk'e bir gol daha atmak isteyen tek futbolcumuz Burak'tı. Sneijder bom boş, Drogba canlı bomba Dany'le yan yanaydı. Olanca hıncıyla vurdu şerefsiz. O an benim için bittin sen. Bir daha zor dönerim sözümden. Yolun açık olsun, serbestsin, istediğin kadar ofsayta düş, faul yap, pas verme, gol kaçır, gol at. Galatasaray futbolcusu olamadan aramızdan ayrılacaksın.

Gecenin en güzel şeyi, Fenerlilerin, Beşiktaşlılardan çok daha fazla üzüldüğünü hissediyor oluşum. Sadizm sürüyor, Bu korkuyla 12 maçın altından kalkamazlar, Benim için bu hafta bitti, şimdi onlar iki gün kollarına serum bağlasınlar. 

Gel 12 Maç Gel