15 Eyl 2011

Şampiyonumuzun Peşindeyiz

Fenerbahçelileri saymıyorum, bu onların beyanıdır zaten. Zaten yargılanma, suçlanma sebebi de budur. Biz ayrıyız, diğer 17 takım aynı. Evet ilk kez aynı fikirdeyim Fenerbahçeli kardeşlerimle.

Galatasaray dışında pek bulaşmam ortalığa bilirsiniz. Yine de bulaşmayacaktım, bizim Şampiyon! deplasmanda bir önceki Avrupa Şampiyonu İnter'i yenemeseydi. Seyretmedim, seyretmediğime de utandım, sabah ne yazmışlar acaba diye tek birini okudum ve bu satırları düşüyorum. Erman Toroğlu yazmış, kim için? benim gibi maçı seyretmemişler, golü kim atmış bilmeyenler, Trabzonspor'lu futbolcuları yolda görse tanımayacak olanlar için. Ben yazdığından şunu anladım. İnter tek kale oynamış, hakem bir keresinde ofsaytı görmemiş, allahtan Tolga o pozisyonda topu da hakemi de kurtarmış. Ah be o pozisyon da yan hakem kaldırmasa ve golü yeseymişiz ne güzel olacakmış. Trabzonspor yenmiş ama ilk yarıda oynadığı oyun Şampiyonlar Ligi oynayan takıma yakışmamış. Nedir acaba bu ligi oynayabilme kriteri?

Eveleyip gevelemeyin kardeşim. Üstten gelen tekme sebebiyle, her kime görev verilmişse hakimden, polisten Federasyon Başkanından daha hakim, daha polis oldunuz, doğru adamlarsınız ya, yanlış yapan bir tekme yi size attırdılar siz de atıp kendinize aklınız sıra prim yazdınız. Aslında atmak falan istediğiniz yok, hele ki Erman Toroğlu eğer Dicitürk'te kolpa yapmaya devam etseydi hiç bir zaman şimdi dinlediğimiz konuşmaları yapmayacaktı yargı konusunda. Bunların hepsi Keşanlı Ali misali leşe konanlar. Bir birlerinden farkları yok.

Şimdi görevleri ne ola ki? irinlerini kustular, beter olsun diye beddua ettiler, ve asla kendi düşünceleri olmadığına emin olduğum şekilde saldırdılar. Fenerbahçe'nin turnuvadan atılmasına bilerek, bilmeyerek katkıda bulundular. Hesap edemedikleri bir şey oldu yerine Trabzonspor'u oynattılar. His ses çıkarmadı önce bizim sülük tayfası. Nasıl olsa Trabzonspor, ilk maçta fark yer, sonra sıfır çeker elenir gider sonra biz boşalan meydanı doldurur birilerinin daha paçasına yapışır kanını emeriz diye düşündüler. Belli ki plan ilk maçtan çöpe gitti ne yazık,

Karadeniz Fırtınası, daha alt bir turnuvadan başlamıştı işe, devam etmesi bile tehlikedeydi ve bir anda hak ettiklerini düşündüğüm Şampiyonlar Ligi'nde buldular kendilerini. Ve ilk maçı Milano'da İnter'i yenerek geçtiler. Şimdi bize düşen görev, diğer 17 takım taraftarı başta olmak üzere, bütün ülke takımlarının futbolseverlerinden bir büyük Trabzonspor taraftarı oluşturmak. Buradan teklif ediyorum, Arena'da, olmazsa maçlarını Olimpiyat Stadın da oynamalarını, ve başta bendeniz olmak üzere futbol, ve dürüstlük dilencilerinin amigoluğu önderliğinde en azından şu 3 maçı ölümüne oynamalarını sağlayalım.

Şu lanet olasıca, başımızdan gidesice futbol ahkam kesicilerini kokmuş karanlıklarıyla bir yana atalım, Şampiyonumuzun arkasında kenetlenelim, gidebildiğimiz yere gitmenin gerçek keyfini yaşayalım. Hani bu yalanı çok duyarız, içerde bir birimizi istemeyiz ama biz Galatasaray Avrupa Şampiyonu olurken ağlamıştık diyenleri, Fener'in ilk 8 e girdiği maçı kazanmasına sevinen Galatasaraylıyı. Yok böyle bir şey yalan, gerçek futbolsever, gerçek büyük takım taraftarı asla başka büyük takımın başardığı maçlara sevinmez. Cümbür cemaat saldırma şansı, bize Bursaspor'la gelmişti, ne var ki Bursaspor sadece konjöktür Şampiyonuydu, bütün bir ülkeyi arkasına alması için en azından ilk gurubu geçmesi gerekirdi. Şimdi bu şans bize tekrar geldi, biz değiliz, diğer iki rakibimiz değil, bir başkası anlı şanlı Trabzonspor'umuz kuşandı. İlk maçı da yüz akıyla atlattı,  taka, yüklü cephanesiyle Trabzon'a ulaştı. Bin kaptan kurban olsun bu kutlu savaşa.

Haydi Trabzonspor, arkandayız, peşindeyiz. Başkasının yerine oynadığını sananlara olsun ilk cevabın. Başkası oynasa daha iyi netice alırdı diyenleri sustur önce. Sonra o sessizlikte, başta Karadenizin deli dalgalarının, sonra bu ulusun evlatlarının kahramanları için çıkardıklar avazın desibelini duyuralım bir kez daha Avrupa göklerine.

13 Eyl 2011

Baroş Seni Hiç Sevmiyorum

Kim ne derse desin umurumda değil. Galatasaray'da haslettir golcülük. Metin Oktay'dan Gökmen'e, Çilli Mehmet'e uzanan,  Hosiç'le, hikaye Tanju ile destan yazan, Hakan Şükür'le zapta geçen, Jardel'le, Ümit Karanla, Nonda'yla süren bir efsanedir anlatacağımız.

Milan Baroş hava alanına indiğinde ne çok sevinmiştim. Garanti vermiştim tanımayanlar için, gol kralı olur, golün Galatasaray'la özdeşleşmesine katkıda bulunur diye ferman çıkarmıştık. Çocuklar yanılmışım , Galatasaraylılığıma sayın.

Çok net ve kesin söylüyoum, Baroş Galatasaray futbolcusu olamaz. Bir maçı topu ellemeden tamamla be futbolcu. Tamam topu çok iyi oynuyorsun, kalelere çok iyi yolluyorsun, tabelayı değiştiriyorsun. En kötü oynadığın sezon bile hatırı sayılır golü sen atıyorsun. Ama bana ne be golcü, sen adam olmadıktan sonra ne yazar. Bize golcü, futbolcu lazım değil, bize delikanlı lazım. Dokununca yere yatan, gol atabilmek için her türlü yalana dalavereye tenezzül edenin adresi başka yerdir, Florya değil.

Sen kimsin lan, takım mağlup iken çıkarıldığında soyunma odasına gidecek olan. Ne oynadın? ne kadar cebelleştin enkaza döndürdüğünüz takımın ayağa kalkması için. Çıkmasan sanki bizi ipten alacaksın, nedir bu afra tafralar? Her hareketin faul, ofsayttan çıkmazsın, topu ellersin, yalandan yatarsın. Sanma ki hileyle atacağın gole sevineceğiz. Kimse anlatmadı mı Galatasaraylılığı sana Baroş? Hiç atama, biz Hakan Şükür kaç maç atamadı, bir keresinde bile tek bir laf etmedik. Bekledik, attı, delikanlıca oynadı, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük golcüsü yazıldı tarihe. Bizimle beraber oynadığı ilk ve son maçı canlı seyrettim, tek bir golü bile haksız değildi. Sen  neyin nesisin?

Galatasaray golcüsü; Akıllı ol, bu taraftar sen gol atıyorsun diye daha fazla sevmez. Hoş, seninde pek bir tarafında olduğunu sanmıyorum sevip sevmememizin. Sen cukkaya bakarsın, Arap takımında cebellezi doldurmak daha evla gelir eminim. Gel gör ki bizim taraftarımıza madalyonun diğer tarafını anlatmam pek kolay değil. Gol kralı oldun ya, adın Baroş ya, potansiyel golleri yine sen atacaksın ya, sana muhtacız ya, kem söz söyleyemeyiz gibi. Ne var ki biz kendimizi taraftarın tetikçisi saymışız. Galatasaraylılığımızı maçlardan bağımsız bellemiş, yaşam biçimi saymışız. Ve en ufak bir ortalama Galatasaraylı ahlakının dışına çıkana saldırmayı kendimize misyon edinmişiz.

Fatih Terim'i azıcık tanımışsam, Baroş'u takımdan silmesini bekliyorum. Silmez ise ne olur bilmiyorum? Hak edilmemiş bir gol atarsa küfür ederim, delikanlıca atarsa sevinirim, mertçe oynarsa hiç gol atmasa da gıkımı çıkarmam. Çocuklar, Galatasaray futbolcusunun tek bir parametresi vardır benim için. Oynasın oynamasın, sonradan girsin çıksın, isterse hazırlık maçı olsun, maç bitene kadar sahanın içinde olacaktır. Hele ki yenik durumda iken direk soyunma odasına giden futbolcu bize yaramaz, Galaasaray'a katkıda bulunamaz. Galatasaray'a katkıda bulunamayacak futbolcunun da aramızda işi yok.

Baroş; tek kelimeyle sahtekarsın, seni hiç sevmiyorum.

11 Eyl 2011

Lig Başladı Lanet Olsun; Belediye 2- Galatasaray 0


MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera
7
Ufaluji
4
Servet
1
Gökhan
2
Çağlar
-2
Sabri
0
Melo
8
Abou
-1
Kazım
0
Baroş
0.5
Selçuk
2

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN: 1-0 gerideki takımın santraforunun çıkartılıp ardından yenelecek muhtemel 2. Golden sonra Servet’in santrafor bölgesinde sünmesi.

VARİL: Çağlar Birinci; Adam futbolcu değil, futbolcu çürümüşü
-
GLADYATÖR: Melo; Her şeyimle ben futbolcuyum diyen, savaşan, takımın tek büyük futbolcusu
-
BOROZANCI: Özgür Yankaya; Avantaj kuralını pek uygulamadı, kayda değer hatası yok. Futbol dışı olaylardan rahatlamış görüntüsü vardı.
-
BİR SORU – BİR CEVAP:Bu sezonun Mustafa Sarp’ı kim olur?
-Mustafa Sarp takımdan eksik olmaz. Yenik bitirdiğimiz, ve geçen sezonu aratır futboldan sonra söylemek istemem. Ama kimse merak etmesin en fazla 5. Hafta Mustafa Sarp’ımız belli olur.
İMPARATOR:
İlk değişiklik muhteşemdi. Gökhan ve Servet’i aynı anda oynatarak gol yemeden bir maçı mucize olmadan bitiremezsin. İkinci değişiklik daha da muhteşemdi, ne var ki o değişikliği Çağlar’ı sakatlatıp gök tanrı yapmıştı. Son değişiklik ise siz bilmezsiniz ben bilirim değişikliğiydi. Elde kalan Baroş’u çıkartıp 2 dakika sonra Servet’e muhtaç kaldı.  

ORDAKİLER:
Olimpiyat stadına gidenler için tek bir lafım vardır. Onlar futbolun evliyalarıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar benim için iyi yapmışlardır. Taraftarın 2 gol yiyen Şampiyon kaleciye yaptığı tezahürat futbolu ne kadar iyi bildiklerinin belgesidir.

ANALİZ:
Ne güzeldi be futbolsuz günlerimiz. Kıymetini bilemedik, erteledi diye Amigo Mali’ye saldırdık. Federasyona tek muhalefet yapan takım biz olduğumuza göre, bize kıyak geçmiş de haberimiz yokmuş. Allahın sopası yok, beklenen beleş şampiyonluk hesabını yeniden yap bakalım.
Takımın başına geçen İmparatore işe bildiği yerden başladı. Nasıl ki Lucescu’nun Şampiyon takımın tarumar etmişti, bu kez de Hagi’nin evlatlarının kafasını kopardı. Gelenlerin hiç birisini tanımıyordum, o yüzden seyretmeden bir şey demem. Ekranlardan yapılan yoruma göre takımın gücüne güç katacak tek oyuncu Melo. Bir büyük maçta canlı seyretmek için şimdiden gün saymaya başladım. Kalede bir büyük kaleci vardı. İsterse her maç 2 tane Yasin, kalede duruşu, oyunda oluşu uzun yıllardır hasretle beklenen kaleci özlemini dindirmiştir. Benim içim rahat, Aykut’un da. Şu anda takımda en mutlu kişi kaleci yamağı Aykut. Fırça yok, kötü tezahürat yok, risk yok, ne var? Bol para, lüküs hayat.

Onca yeni adam alındı, daha maç oynamadan biri sakatlandı. Geçen muhteşem sezonda takımın en kötü yeri defansıydı. Defans aynı kaldı, hatta defanstaki yerinde sayıcı, futbolunu ilerletemeyici Sabri orta sahaya gönderildi. Oysa iş ne kolaydı, Gökhan Zan’ı zaten futbolcudan saymıyorum. İyi bile oynasa 3 maç sonra yok, ama asıl çelişki Servet çelişkisiydi. Bu adamı takımın en kritik yerinde ve ülke takımında banko oynattıklarına göre bize laf düşmez. Bana hiç düşmez, Servet’i Mustafa Sarp yapmam. Herkes için olsa bile benim için futbolcu olamaz.
Belki bizim keyfimiz yok, hiçbir şeyi beğenmiyoruz. Yenildik diye söylemiyorum, koskoca İmparator’un kurduğu koskoca takımın tek şutunu dağlara taşlara yine Sabri çekiyor ya ona yanıyorum. Atmak ne güzel işkembeden, yenildiğimiz maçtan bile zevk alacakmışız, iyi oynayarak, kan kusturarak yenilecekmişiz. Ortada bir mide bulanıklığı var. O da oynadığımız futbolu gördükten sonra benim içinde bulunduğum ruh hali. Yenildik, playoff a kalırmıyız? Garanti kalırız, zaten kasmaya gerek yok bundan daha kötü bile oynasak bir kaç maç sonra ortalık hizaya gelir.
Önümüzdeki maça bakalım, bakalım da ne sürprizler var görelim? Adımız Galatasaray, soyadımız Aslan. Başımızda İmparator, mehter takımıyız. Umarım geri adımlarımız ileri adımlarımızdan fazla olmaz.       
-

Büyük Galatasaray Taraftarına

Siz bakmayın benim sitemlerime, insan sevdiğine sitem eder. İnsan olmayana sitem edilmez. Geldi çattı işte yeni bir macera. Ne kadar moralimiz bozuk da olsa asıl olan Galatasaray'dır. Ve bizim tek ve değişmeyen sevdamızdır. Her ne olmuşsa olmuş, en başta gerçek futbolseverler, sonra onun yazıcıları gerçeği yazacaktır. Biz bütün bunları bir tarafa bırakalım ve sevgili takımımızı takip edelim. Futbola küstüm, ama Galatasaray'la ömür boyu barışık sözleşme yapmışım. Ve ne yapmışsam, ne yazmışsam Galatasaray daha büyük, daha fazla çocuk tarafından sevilsin diye yapmışım.

Mahalle takımı artık maçları daha bir başka izleyip, izlettirecek. Hiç şüpheniz olmasın, adın Galatasaraylı ise değişik insansın demektir, ayrıcalıklısın. Bir şey dilemiyorum, Galatasaray somuttur, tabelayla, puanla işi yoktur. Yenilse de büyük yense de büyüktür.

Maçtan sonra görüşelim.