11 Eyl 2011

Lig Başladı Lanet Olsun; Belediye 2- Galatasaray 0


MAÇKOSKOP
KADRO:
Muslera
7
Ufaluji
4
Servet
1
Gökhan
2
Çağlar
-2
Sabri
0
Melo
8
Abou
-1
Kazım
0
Baroş
0.5
Selçuk
2

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ AN: 1-0 gerideki takımın santraforunun çıkartılıp ardından yenelecek muhtemel 2. Golden sonra Servet’in santrafor bölgesinde sünmesi.

VARİL: Çağlar Birinci; Adam futbolcu değil, futbolcu çürümüşü
-
GLADYATÖR: Melo; Her şeyimle ben futbolcuyum diyen, savaşan, takımın tek büyük futbolcusu
-
BOROZANCI: Özgür Yankaya; Avantaj kuralını pek uygulamadı, kayda değer hatası yok. Futbol dışı olaylardan rahatlamış görüntüsü vardı.
-
BİR SORU – BİR CEVAP:Bu sezonun Mustafa Sarp’ı kim olur?
-Mustafa Sarp takımdan eksik olmaz. Yenik bitirdiğimiz, ve geçen sezonu aratır futboldan sonra söylemek istemem. Ama kimse merak etmesin en fazla 5. Hafta Mustafa Sarp’ımız belli olur.
İMPARATOR:
İlk değişiklik muhteşemdi. Gökhan ve Servet’i aynı anda oynatarak gol yemeden bir maçı mucize olmadan bitiremezsin. İkinci değişiklik daha da muhteşemdi, ne var ki o değişikliği Çağlar’ı sakatlatıp gök tanrı yapmıştı. Son değişiklik ise siz bilmezsiniz ben bilirim değişikliğiydi. Elde kalan Baroş’u çıkartıp 2 dakika sonra Servet’e muhtaç kaldı.  

ORDAKİLER:
Olimpiyat stadına gidenler için tek bir lafım vardır. Onlar futbolun evliyalarıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar benim için iyi yapmışlardır. Taraftarın 2 gol yiyen Şampiyon kaleciye yaptığı tezahürat futbolu ne kadar iyi bildiklerinin belgesidir.

ANALİZ:
Ne güzeldi be futbolsuz günlerimiz. Kıymetini bilemedik, erteledi diye Amigo Mali’ye saldırdık. Federasyona tek muhalefet yapan takım biz olduğumuza göre, bize kıyak geçmiş de haberimiz yokmuş. Allahın sopası yok, beklenen beleş şampiyonluk hesabını yeniden yap bakalım.
Takımın başına geçen İmparatore işe bildiği yerden başladı. Nasıl ki Lucescu’nun Şampiyon takımın tarumar etmişti, bu kez de Hagi’nin evlatlarının kafasını kopardı. Gelenlerin hiç birisini tanımıyordum, o yüzden seyretmeden bir şey demem. Ekranlardan yapılan yoruma göre takımın gücüne güç katacak tek oyuncu Melo. Bir büyük maçta canlı seyretmek için şimdiden gün saymaya başladım. Kalede bir büyük kaleci vardı. İsterse her maç 2 tane Yasin, kalede duruşu, oyunda oluşu uzun yıllardır hasretle beklenen kaleci özlemini dindirmiştir. Benim içim rahat, Aykut’un da. Şu anda takımda en mutlu kişi kaleci yamağı Aykut. Fırça yok, kötü tezahürat yok, risk yok, ne var? Bol para, lüküs hayat.

Onca yeni adam alındı, daha maç oynamadan biri sakatlandı. Geçen muhteşem sezonda takımın en kötü yeri defansıydı. Defans aynı kaldı, hatta defanstaki yerinde sayıcı, futbolunu ilerletemeyici Sabri orta sahaya gönderildi. Oysa iş ne kolaydı, Gökhan Zan’ı zaten futbolcudan saymıyorum. İyi bile oynasa 3 maç sonra yok, ama asıl çelişki Servet çelişkisiydi. Bu adamı takımın en kritik yerinde ve ülke takımında banko oynattıklarına göre bize laf düşmez. Bana hiç düşmez, Servet’i Mustafa Sarp yapmam. Herkes için olsa bile benim için futbolcu olamaz.
Belki bizim keyfimiz yok, hiçbir şeyi beğenmiyoruz. Yenildik diye söylemiyorum, koskoca İmparator’un kurduğu koskoca takımın tek şutunu dağlara taşlara yine Sabri çekiyor ya ona yanıyorum. Atmak ne güzel işkembeden, yenildiğimiz maçtan bile zevk alacakmışız, iyi oynayarak, kan kusturarak yenilecekmişiz. Ortada bir mide bulanıklığı var. O da oynadığımız futbolu gördükten sonra benim içinde bulunduğum ruh hali. Yenildik, playoff a kalırmıyız? Garanti kalırız, zaten kasmaya gerek yok bundan daha kötü bile oynasak bir kaç maç sonra ortalık hizaya gelir.
Önümüzdeki maça bakalım, bakalım da ne sürprizler var görelim? Adımız Galatasaray, soyadımız Aslan. Başımızda İmparator, mehter takımıyız. Umarım geri adımlarımız ileri adımlarımızdan fazla olmaz.       
-

Hiç yorum yok: