5 Nis 2008

Sivriselvi Senin Anana Girsin


Verdiği penaltı tam Fenerlik penaltı. Bütün fenerlilere göre penaltı zaten dokundular. Dokunulmazlıkları var, Fener kaza golüyle geriye düştü. Eyvah ne yapsalar acaba. Penaltıdan çnce yalandan bir serbest vuruş çaldı olmadı atamadılar. Nöbetçi golcü girdi, ne olur ne olmazdı. Vakit daralıyordu. Atamaz matamaz çaldı penaltıyı hırsız. Soyadı Sivriselvi imiş. Ne kadar sivri şey varsa senin sülalene girsin emi. Golden sonra Fenerli biri adam öldürmeye teşebbüs etti. Sarı kartla geçiştirdi. Durum berabere Fenerliyi atarsa maç bile alamaz abilerinden. İnsanlar Fenerbahçeden neden nefret ediyorlar işte bu yüzden.15 dakika var ben kapatıyorum. Nasıl olsa Fener bir gol daha atar. Lanet olsun hakem sana emi.

I Love You Hagi


Galatasarayın aslında Hocası vardır. Neden başka isimler aranır bilmem. Galatasaray fal bakma yerimi, deneme tahtasımı. Getir, olmadı, gönder sonra yenisine bak. Evet Galatasaray'ın bir Hocası vardır. Takımın başında olsa da olmasa da sevgili Hagi nöbettedir. 20 saniyede şampiyonluğu verecek kadar şanssız bir sezon geçirmiş, sonrasında olan olmuştur. Kayserispor maçının son 10 saniyesinde takım galipken kornerden gelen golle 2 puan bırakmış, ertesi gün Fenerbahçe 10 saniye kala Luciano'nun kornerden gelen topa kafayla attığı golle Fenerbahçe'yenmiş 4 puanı böyle vermiştir. Tabelaya bakan zavallı yazarların çekememesi sonucu istifaya zorlanmış yerine Galatasaray tarihinin en kötü 2. hocası Gerets getirilmiştir(1. si Sigi Held'di). Şimdiki Kalli'yi hoca bile saymıyoruz, eskiden hocaydı.


Galatasaray'ın üstündeki ölü toprağını kaldıracak tek kişi Hagi'dir. İsmini bu gün duysa taraftar yarın akın akın Ankara'ya akacaktır. Hadi be Adnan Polat, çağrılara kulak ver. Eminim şu anda taraftara anket yapıp sorsalar en az yüzde 80'i Hagi der.


I love you Hagi diye bağırmayı çok özledik.

adam Sandıklarımız ; Ahmet Akçan


Kurtuldu tercümanımız. Bu hafta sıra ondaydı ister inanın ister inanmayın. İnsan yıllarca kulubelerde hayatını geçirirde bir şey katmazmı üstüne. Ali Sami Yen'in çimlerini kesen bahçivanı koysan takımın başına bir şeyler yapar. Bu adam 20 sene önce Mustafa Denizli'nin yanında stajyerdi, şimdi kaç yaşında bimiyorum hala stajter. Bugün kovulduğunu öğrendim, bu yüzden 2 gün önceden yazıyorum bi boka yaramayan yaramayacak adamı. Ne kadar sevindiğimi anlatmaya çalışıyorum, futbolcuları ispiyonlayan, hiç kimsenin sevmediği yaratıktan nihayet kurtulduğumuz için mutlu olalım. Yansıması takıma büyük olur, yarın Takım pisliklerden kurtuluş maçı oynayacak. Gelecek hoca Adnan Polat'ın ne olup ne olmadığını, önümüzdeki sene neler yapabileceğimizi belirleyecek. Bize şu anda büyük hoca değil, coşku verebilecek, taraftarın seveceği hoca lazım. Hagi, gibi Lucescu gibi birini bekliyorum. Defolup git, bir daha da karşımıza çıkma Ahmet Akçan. Git 3. ligte bir kasaba takımının başına küme düşürmemeye oyna. Sen ancak bu kadar hocasın. Ne şanslı adammışınki 2008 yılında koskoca Galatasaray'ı bir kaç maç ta olsa sen idare ettin. Kadro yaptın, oyuncu çıkardın, talimat verdin. Yat kalk moruk Kalliye dua et. Seni gidi bi bok sandığımız seni.

İttihat Ve Terakiperver Tamburi Osman Efendi


En azılı Almancımız Osman Tamburacı'yada geçmiş olsun. Geldiği günden beri bir tek kıçını yalamadığı kaldı Felçkampın. Lincoln, Hakan kadro dışı, ''Alman disiplini, yaşa Kalli''. Sıradan takımlara elen, ''takım genç alışacaklar izindeyim Kalli'' Kasımpaşaya yenil, '' olsun doğru yoldayız, sapına kadar Kalliciyim'' Taraftar ağlıyor, bu ne biçin futbol diye, '' öğrenecekler önce Galatasaray'lılık, yenilmek önemli değil''. Sezon başından beri aynı yazıları yazdı, bıyığını buramayacısa. Yenersek ben demedimmi, yenilirsek önemli değil.


Şampiyonluk reçetesini önceki yazılarda verdik. 1 ve 2. maddeleri uygulamışlar, kaldı 5 madde. şimdi bir madde daha ekleyeceğim müsade varsa. Osman Tamburacı'ya yasaklansın maçlar.


Evet şimdi şov zamanı, takımın başında kim olursa olsun yarın şova hazırlanın. Lincoln'ü izleyin. Moruğun cenderesinden kurtuluşunun ilk maçında gözünüzü ondan ayırmayın. Bir heyecan bir coşku geldi, arkası gelir. Maç yazısı yarın, şimdilik bu kadar. Gözün aydın taraftar.

4 Nis 2008

Şu Çılgın Türk'ler!


İşte Türk'ün gücü, Şımarık İngilizlere haddini bildirdik.
1915 te Çanakkale'deki teyyare birliğinin onbaşısının tekmili değil bu yakarış. Bu zafer haberi, 2 nisan 2008 tarihinde Fenerbahçe'nin Kadıköy'de Chelsea'yı 2-1 yendiği maçtan sonra geldi.
Toz dumana katılmış, coşmuş gazeteler. Hani kıskançlıktan, sinirden iki gündür ne gazete okuduk ne televizyon seyrettik. Ne varki kurtuluş yok, mutlak rastlıyoruz, vapurda, minibüste, berberde, markette. Neymiş efendim Türk gücünü göstermiş. Kim olaki o maçtaki Türk. Kaleci Volkan öz be öz Türk. Başka, sayıyoruz takımı, Önder Türk ismi Türkçeyi zor konuşuyor, Roberto Carlos sakat olmasa Uğur Boral oynayamayacak. Orta sahada bir Mehmet var ama Türk değil, Sol bekte Gökçek adlı biri oynadı, soyadı ne demekse Vederoğluydu. Türk Uğur Boral çıkınca Kazım diye biri girdi. Colin diye biliyordum ben meğersem Colin kalkmış iki tane Kazım olmuş. Türk sayalım ne olacak, milli takımda bile oynuyor gencimiz. Ha birde hakkını yemeyelim nöbetçi golcümüz Semih girdi sonradan oyuna halis Türk, kimse itiraz edemez. Başka varmı diye hafızayı zorladık bulamadık. İşte bu takım Türk'ün gücünü ortaya koyarak İngiliz'lere haddini bildirdi.

Geçiyoruz İngiliz takımına. 3 kişi var İngilizim diyebilen. Her milletten adam varda en azı İngiltere'den. Ya atarken biraz dikkat etseniz ne olurdu be. Kimi kandırıyorsunuz, Türk gücüyle sahaya çıkan Galatasaray daha dün Almanya'dan hezimetle geldi. Unuttunuzmu brekisefal kafatasçılar, anglosakson kafalılar karşısında her alanda aşağılardayız. Fenerbahçe Chelsea'yı yense bile.
İngilize haddini bildiren çılgın Türk'lerin aziz hatırasına saygı ve minnetle,

O Kadar da Uzun Boyun Yok




Fenerbahçe, UEFA şampiyonu Galatasaray’dan daha mı başarılı?


Tamam, sevinin, övünün hakkınız. Sesimizi çıkarmıyoruz. Buldunuz sahipsiz takımı saldırın şerefsizler. Ya da sahibi yok sandığınız desek daha doğru olacak. Mütareke basını anket yapmış, UEFA kupasından Süper Kupadan daha değerli bu galibiyet onlara göre. Onlara göre gerçekten öyledir lafımız yok, maksat diğerlerine de kabul ettirebilmek. Sesimizi çıkarmasak biz de inanacağız gerçeğin bu olduğuna.


Hadi aşağılık adamlar UEFA kupasını yok sayın. Peki ne oynadınız da bizi geçtiniz. Sizin bu oynadığınız maçı biz 2001 senesinde Real Madrid'e karşı oynadık. Bizde 2-0 geriden gelip ikinci yarı 3-2 yenmiş rövanşı kaybetmiş elenmiştik. Şampiyon kulüpler kupasında son 4 takım olduk ki buna yarı final diyorlar. Sonra yine Manchester United'i eleyerek ilk Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kaldık.


Önce bakacaksın Şampiyonlar liginde kaç maç oynamış yalaması olduğunuz takım, sonra anket yapacaksınız. Kaldı ki geçebilirsinizde ne olacak. Amacınız Şampiyon olmakmı Galatasaray'ı geçmekmi. Geçinde kurtulun bari, bu eziklikten. Bir kaç sene daha biz yokuz piyasada ne haliniz varsa görün, alın yere göğe sığmaz takımınızı başınıza çalın.




Dip Not: Oyumu da Fenere verdim mutlu olun ankette geçersiniz belki.

İt Dalaşındaki Son Sortimiz










Stadyum; Ali Sami Yen, tıklım tıklım olsa 20000 kişi. Konya, Gaziantep, Bursa, Trabzon, Ankara, belkide Kasımpaşa stadlarından bile az. Alt koltuklardan saha görünmediği için hiç bir zaman dolu gözükmez. Yeni yapılan kale arkasına hücüm eden bir oyuncu sağ tarafa baksa dışarıdaki marketten alış veriş yapanlar görünüyor. Sol tarafına baksa garaj, ambulans, itfaiye arabaları. Tuvalete gitsen yerler bir karış sidik, büyük tuvaletin gelse bağırsakların patladı. Koltuklar 2 senede bir silindiği için pis, toz yağmur çamurla plastiğe nüfuz etmiş silinmesi imkansız. Anons yapılıyor herkes yerine otursun diye. Stadın en güzel yerinde biz çapulcular oturuyor, pardon ayakta dikiliyor. Ortalama 5.000 taraftarla takıma destek veriliyor. Kombine kart kapıları her maç bozuk, stad maç başladıktan sonra doluyor.

Şükrü Saraçoğlu, tıklım tıklım olsa 50.000 kişi, herkes formalı, kapıdaki görevliler bile değişik deneyimli, kibar. Herkes yerinde oturuyor, çapulcular modern stadlardaki gibi kale arkasında. Her büyük maçta kareografi yapılıyor. Bütün stadın aynı anda çişi gelse rahatlıkla işeyebilir. Tribünler dolu olduğunda taraftardan başka bir şey görünmüyor. Ambulans bile arazi. Görüntü kirliliği yok. Ortalama 30.000 kişiyle oynuyorlar. Giriş çıkış kolay. Bu yüzden bilet parasını bulabilen Fenerli maça gidiyor.

Market;Galatasaray Store, veresiye veren kasaba bakkalı. Başındaki Selva Hanım edebiyat öğretmeni. Ne tekstilden ne modadan anlar. Kocası eski Galatasaray idarecisi olduğundan torpille peşkeş çekilmiş. Belkide birilerine kazanç kapısı. Kışın mont yok, yazın tişört. Saçma sapan mahalle çocuklarının ağzındaki sloganlı ürünler satılıyor(saat kaç, Atina'da buluşalım, parmakları kaldırın) hiç kimse almıyor, toz bezi yapıyorlar.
Fenerium, çokmu zengin Fenerbahçeliler ne bulurlarsa alıyorlarmı. İçeri giremiyorsun, binlerce ürün, özenle seçilmiş. Dışarda normal hayatta bile giyilebilecek tişörtler, montlar. Rakibi aşağılayıcı sloganlar yok(6-0 markası hariç, artık ona da rastlanılmıyor). Ambalaj bile saklanır. Bizimkinin yanında süpermarket.

Başkan; Adnan Polat, şeriatçı, cemaatçi. Yıllardır kulubün içinde Galatasaraylıların çoğu sevmez. Kendi işini kurtarmak için bunca entrika yapıp başkan olduğuna bahse girerim. En azından sene başında takımın daha beter olması için elinden geleni yaptı ve elinden geldi de. Geldiği hafta yumruğu indirdiler suratına, sessiz kalıp cezaya katlandı. Ne hesabı varsa şampiyonluğu kesinlikle istemiyor. Bu adammı savaşacak Aziz Yıldırım'la.
Aziz Yıldırım, tek eline aldı kulubü, komisyoncuları kovdu, bildiğini okudu ve neler bildiği ortada. Önce tesis dedi, yıllar önce Darwell'de söylemişti. Sonrası isabetli akıllı transferler, birbirlerini tamamlayan futbolcular, yalan, dolan. Federasyondaki temizlik, ceza kurulunu ele geçiriş. Sahada oynanan oyuna bağlı kalmama. Aziz Başkanın karşısında Adnan Polat, büyük siklet farkı var.

Hoca; Kalli, bu yaratık Barcelona'nın başına gitsin, 3 maç sonra koskoca Barcelona 5.000 kişiye oynamazsa şerefsizim. Odunla döverler, gülerler, futbolcular dinlemez sahaya çıkmazlar. Burası düşkünler evimi kardeş. Bokunda boncukmu buldun ihtiyar adamın. Şüpheliydim, şimdi yüzde yüz inanıyorumki soydular Galatasaray'ı. Bu sene gelen futbolcuların hepsinden komisyon aldılar. Kovarkende alacaklar. Hayatında top oynadığını belgeleyen yok. Varsa da ölmüşlerdir. Git bir takımı bitir desen bitiremez. Bir maçta seyirci üstüne yürüyecek, spazm geçirecek ölecek vicdan azabı çekeceğiz. Eğer şu kalan maçlarda onunla çıkarsak buraya yazdım 4.yüz.
Zico, hayatı orta sahada geçmiş, Dünyanın en büyük maçlarında oynamış, futbolu belkide şu anda dünyada ondan daha iyi bilen birisi yok. Zico ile Kalli sokakta kavga etse bütün Galatasaray'lılar Kalliye girişir.

Yabancı futbolcular; bizdekilermi, yedek kulubesinin tozonu alan paspasçılar. 2 maç üstste oynayabilen yok. Zavallı Lincoln her maç ben nereye geldim diye kafasını taşlara vuruyor. Sağında Sabri, solunda Balta. Topu verse alamıyor. Vermese biri basıyor kaptırıyor. Yanına toptan anlayan 2 adam bulamazlarsa seneye dayak yer, gider. Bu takımda Hagi olsaydı çoktan kovulmuştu. Yabancı oyuncuların katkısı senelerdir yok. Bu yıl neredeyse maçların çoğunu yabancısız oynadık.
Fener'in yabancıları hatta devşirmeleri, hatta Türk yabancıları sahada. Biri çıkıyor biri giriyor. Duran topları kullanan adamı var. Kafaya çıkan adamları, kazmaları, teknikleri, oyunu çeviren futbolcuları var. İlk defa bu sene görüldü ligin gol kralı var adamlarda yedek.

Kaleci; Bizdeki kalecilere kaleci demeye dilim varmıyor. Seneye biri yedek diğeri .2.lige gider.
Volkan, adam adeta futbolcu oldu. Açılan toplara çıkıyor, yan topları topluyor. Maç alıyor, tur alıyor.

Taraftar; UltrAslan, işte burada Fenerbahçe övgüsü son buluyor. Aslında Fenerbahçe olması gereken yerde, övmüyorum. Biz çok geride kaldığımız için büyük gözüküyorlar. Bu taraftar en kötü günlerde, stada alınmadığı maçlarda bile takımın yanında. Bunca olumsuzluğa rağmen umutlarını hiç kaybetmediler. Eğer ultrAslan da azıcık gerileme, futbolculara ters dönüş olsa kulübün kapısına kilit vurulacak. GençFenerbahçelilermi, hadi canım, iyi gün dostları siz şöyle durun. Bizim yerimizde olsanız stadı başlarına yıkardınız. Siz ancak galibiyetlerde gülerken eğlenirken varsınız.

Büyük Galatasaray Taraftarı yaptığımız tesbit üzücü, işimiz evliyalara kalmış. Bu durumda hala bu hafta için, Feneri yenersek şampiyonuz. Korkum geçen yıl ki gibi Fener maçına umutsuz çıkacak olmamız. Fetto hoca bir okuyup üflerse sevineceksiniz. Yok göktanrı ben karışmam işinize demişse hazırlıklı olun Fenerbahçe maçına, cephaneleri biriktirin, savaş baltalarını hazırlayın. İt dalaşı kaybedilmek üzere, o gün son sorti zamanıdır.

3 Nis 2008

Polat Rönesans'ta İftar Vakti




Mesut Uçakan, İsmail Güneş, Mehmet Tanrısever, Cinuçen Tanrıkorur, Fenerbahçe Başkanı Ali Şen, Galatasaray Asbaşkanı Adnan Polat, Beşiktaş eski yöneticilerinden İhsan Kalkavan, Hasan Özaydın, Şadan Kalkavan, Efkan Efekan, Perran Kutman, Erol Büyükburç, Berkant, Enver Kemirkan (Virgül), Necla Akben, Burhan Çaçan, Seda Sayan, Sedat Sayan, Ümit Aktan, Gafur Uzuner, Aykut Oray, Gökhan Güney, Fatma Belgen, Fatih Erkoç, Sinan Erkoç, Özcan Deniz, Süha Özgermi, Özlem Selanik, Armağan Yücel...
12.2.1995 yılında Fethullah Gülen'in verdiği iftar yemeğine katılan spor va sanat camiamızdan bazı simalar yukarıdakilerdir.
Allah kabul etmişki koyu renkle belirttiğimiz şahsiyet bu ülkedeki en büyük makamlardan birini işgal etmiştir. Daha yolun başındayız nedir bu vesvese diyen genç Galatasaray'lıların bazıları Özhan Canaydın seçildiği gün yazdıklarıma ve söyledilklerime şahittir.
Her zaman güvendiğim büyük Galatasaray taraftarı bir şeyler yapamayacaksa, yapmayacaksa, yaptırmayacaksa durumumuz vahimdir.

Ülke futbolunun gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu Hakan Şükür bu günden itibaren emekliye ayrılmalı ve kolay kolay floryaya sokulmamalıdır. Sabri, Okan, varsa başka bizim bilmediğimiz şeriatçı tayfa derhal tasfiye edilmeli, yerlerine kimse aldırılmamalıdır. İşe politik futboldan başlamalı evvel emirde cami cemaatinden temizlenmelidir. Başkanı ne yapacağız diye karamsar olma, 6 senedir başkanınmı vardı ki.

Sıkıysa Tam Kadro Çıkın


Kayserispor, Fenerbahçe deplasmanına 3 as futbolcusundan yoksun olarak gelecek.Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, AA muhabirine yaptığıaçıklamada, Toledo'nun kart cezalısı olduğu için bu önemli maçtaoynayamayacağını, sakatlığı süren Mehmet Topuz ile akşam antrenmanındasakatlanan Gökhan Ünal'ın da kadroda yer alamayacağını söyledi.

Ayıp olurdu. Chelseayı yenmiş lig liderinin karşısına tam kadro çıkmakda neyin nesiydi. Klasiktir Fenerbahçe kimle oynayacaksa bir hafta önceki maçını gözlem altına alacaksın. En önemli futbolcusu kesin cezalı duruma düşer, olmadı sakatlanır. Oyna(ya)maz Fener'e karşı. Olur ya bir punduna gelir tam kadro Fener'i yenerler ligin tadı kaçar. Limon sıkılır koskoca Fenerbahçe İmparaotorluğuna.
Bu stad yapılırken çocuktum, çok net hatırlarım Kadıköy tarafındaki kale arkasına denk gelen yerlerde kazı yapılırken şehir efsanesi çıkmıştı. Kepçenin dişlileri kırıldı, mezar var kazamıyorlar diye. Kaç kere kaçak trene binip bakmaya gitmiştik meraktan. Meğerse doğruymuş, yatır var, evliya var, bu statda dünyanın en büyük futbolcusu bile olsan oynayamıyorsun. Hagi bile oynayamamıştı, İbrahimoviçe felç geldi, Sevillanın santroforunun ayağına top gelmedi, Drogba'ya inme indi. Yıllardır Galatasaray santroforları nal topluyor bu stadda. Ne gereği var Kayserispor'un iyi futbolcularını getirmeye. Nasıl olsa kötü oynayacaklar. Denk gelecek yeneceksin Fenerbahçe'mizi, morali bozulacak İngiltere'den hezimetle dönecek suçlu sen olacaksın. Vatan haini ilan edileceksin. Bak daha dün İmparator ne yaptı, Hamit'i, Arda'yı feda etti Fenerlileri korudu. Sakatlanmayan Fenerliler Chelsea'yı yendi. Aslanım Terim en büyük vatansever sensin.

Artık bu ligte başka takım kalmamıştır. Hıncal Uluç'a katılıyorum. Bizden geçti artık, istesekte olamayız. Tez elden herkes, yaşı küçükler hemen Fenerbahçeli olduğunu deklare etsinler. Koşsunlar Feneryumlara birer forma alsınlar, aldırsınlar. Yok ben almam, takımımı değitirmem diyen kerizler varsa bilsinlerki bir daha asla şampiyonluk turlarına çıkamayacaklardır.

Nisan'da Avrupa Maçı Oynamak


Ne günlerdi o günler. Nisan'da maç yapardık her sene. Hatta Mayıs'ta bile yapıp kazanmıştık bir keresinde. Ne havalıydık, Avrupanın Kralı ilan ettik kendimizi. Hala cılızda olsa bağırıyoruz köhne stadımızda. Ben artık o tezahürattan nefret ediyorum. Bizler her çarşamba 21.45 de serdirirdik orta saha yuvarlağına Şampiyonlar Ligi logolu topu. Gururumuzdan geçilmezdi. Küçümserdik ötekileri. Analarının liginde oynuyorlardı. Pendiksporla, Erzurumsporla kupa maçına çıkarlardı. Kupa maçları yoksa Paf takımlarıyla antrenman maçı yaparlar taraftarlarına inme indirilerdi. Biz yukarılara çıkarken geçtiklerimize birde nanik yapardık. Gülerdik, aşağılardık ne azaplar çektirirdik. Galatasaraylı futbolcuların pasaportlarında damga sayfası kalmadığı zamanlarda, pasaportu olmayan Fenerbahçeli futbolcular vardı.
Allahın sopası yok derler. Sonra biri geldi, sihirli, uğursuz, lanetli elini değdirdi. Gün be gün, maç be maç eridik. Kanama ne zaman duracak belli değil. Her sene bir önceki seneden kötü futbol oynadık. Sıradan takımlardan fark yiyerek elendik. Süratle düşerken geçtiklerimize rastladık. İniş yolculuğumuzu başarıyla gerçekleştirirken bir baktık dün gece Nisan'ın 2 si ve başka bir takıma rastladık Avrupa Maçı oynayan, hatta kazanan. Değişik duygular içinde izledik olup biteni. Kimisi lanet edip kızdı Drogba'ya, kimisi maçı çok güzel bir havada oynattığı için bin sitem yolladı allaha, kimi küfür etti başarılar dileyen eski Başkanına, kimisi hesap yaptı bir Türk takımı puan aldı, ilerde banada faydası olur diye. Kimiside benim gibi yatırdı gözlerini ufuklara, daldı anılara, suçlu sorumlu arar iken tarih sayfasından bir not bıraktı okumuş gençler okusun diye.

Tarih 3.10.1973 Galatasaray Şampiyon Kulupler kupasında Madrid'de 0-0 kaldığı maçın rövanşına İnönü Stadına çıkıyor. Tıklım tıklım stad, sabah açıldı kapılar. Yeni açığın kapalı ile birleştiği taraftayız. Maç 0-0 bitti. Uzatmanın ilk devresinde yine gol olmadı. Heyecandan korkudan tribünlerden çıt çıkmaz iken, yeni açığın numaralıyla birleştiği taraftan yüzlerce Fenerbahçe bayrağı dalgalandı. Fenerbahçeliler o tarafa otururlardı ve Cim Bom Bom diye üçlü çektiler. 5 dakika kala serbest vuruştan yediğimiz golle elendik ve Atletico Madrid o sene final oynamıştı.

Tarih 31.3.2008 Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Chelsea'yı ağırlayacak bir grup Galatasaray'lı havaalanında İngiliz takımı Fenerbahçe'yi yensin diye ortalığı inletiyor. Ve dün gece yenemediği içinde Galatasaray'lılar ağlıyor.
Bir uyanış, bir diriliş, bir silkeniş, bir devrim yapılmazsa ki yapılacak gibide görünmüyor. Yıllar sonra o da kalırsa tribünlerdeki Galatasaraylılar sahada oynayan futbolcular için her halde şu şarkıyı söyleyecekler.

''Ceddin, deden, neslin,baban pek büyük futbolcuydular. Takımları pek çok zaman Avrupa'ya şan vermiştiler''


Olmaz deme sakın. Bu ülkede seyirci rekorunu elinde bulunduran takım Göztepe'dir.

2 Nis 2008

Futbolumuzdaki Baki Mercimek Vakası


Her taraftarın başına gelir, sabırlı olsunlar. Biz sıramızı Cihan Haspolatlı ile savdık. Bütün maçları taraftar gözüyle seyredenler, bize yutturulan bazı futbolcuları anlamakta güçlük çekeriz. İşin püf noktası budur zaten. İstisnasız tek bir taraftarın ilk 11 koymayacağı Baki Mercimek banko oynamaktadır. Hoca, yönetim, basın taraftarla aynı görüşte olsa nerden beslenecekler. Kurt kuzuyla dost olurdu demiş Aşık Veysel fikir başka olmasa.


Baki vakası başlı başına incelenmesi gerekir. En başta bu arkadaşımız Ferdinand kadar futbol oynasa bile karizma yapamaz. Bu isimde bu soyadlı, bu tipteki bir oyuncu taraftar tarafından asla sevilmez. Bizdeki örnek Necati Ateş; isimden, tipten uyuz olur taraftar. Vedat Okyar söylemiş ben duymadım ama katılıyorum, 40 yıldır maç seyrederim gelmiş geçmiş en kazma futbolcu Erman Toroğluydu. Baki eminim daha kazmadır. Karşısında oynayan futbolcu ortopedi doktorunu yanında taşısın. Fenerbahçe'de Lugano var, kazmalıkta, pislikte aşağı kalmayan ama oynadığı takım Fenerbahçe, en az zaiatla idare ediyor.

Doktor olmak, avukat, mühendis ...olmak için lisans gerekiyor. Futbolcu olmak içinde. Peki kim ne gibi kıstaslardan geçirerek Baki Mercimek'e lisans vermiş olabilir. Baki'nin hakkını yemeyelim sadece, Cihan'a, Hüseyin Cimşir'e, İsmail Güldüren'e, ErhanAlbayrak'a. Bu baltaların atacağı tekmelerle sakatlansın diyemi doğurdu diğer futbolcuları analar. Bunlarla aynı sahada oynamak zorunda kalan, Sergen'lere, Lincoln'lere, Delgado'lara içim parçalanıyor. Aslında tek tek tesbit edilecek balta futbolcular, bunların maçlarına da savcı görevlendirelecek, saha komiseri yerine. Adam öldürmeye tam teşebüsten tutuklayacak, kurtulacağız. Hakemler hakem olsalar tek sezonda bir tane balta kalmaz. Dikkat et, dokunmasa bile gelişine çal kırmızı kartı at oyundan. Bak bakalım bir dahaki maç hocalar oynatacakmı. Normalde Doğu Beyazıtspor, Siirtsporda bile oynaması imkansız adamları şu yok zamanda bizlerin karşısına çıkaranlara ceza kesmek lazım.

Bu gerilemenin de bir sonu vardır elbet. En doğruyu her maça gelen, kahrını cefasını çeken taraftar bilir, ve biletini keser. Bu hafta Sivas maçı dönüşü Baki Mercimek, İnönü'de sahaya çıksın, maç bitiminde Ertuğrul'la birlikte Nevzat Demir Tesislerine kadar kovalamazlarsa ben o Çarşı'dan bir kilo peynir alırsam namussuzum.

Sen Oyna Emre Sen Oyna

'Kapı ziline oynayan Türk milleti! Size Tansular, Mesutlar, Denizler layık!' Emre Belözoğlu.
Ak Partinin kapanması için açılan davaya tepki vermiş necip Türk Millet'inin yurtsever evladı. Senin işin top oynamak değilmi, baltan kütükten çıktı sanma, dönüp dolaşıp geleceğin yer gene burası. Burada oynayacağın takımda da sanmaki herkes Fetocu. Sen gelene kadar Hakan Abin futbolu bırakmış olacak. Okan abin ise gün sayıyor Florya'dan kovulmak için. Şeriatçı arkadaşlarından Sabri Belediyesporlardan birine gidecek. İstersen biraz daha bekle, bakarsın mahkemede de sütü bozuk yargıçlar vardır, her yerde olduğu gibi. Kapatamazlar aslan partinizi, istediğiniz düzen gelir sen o zaman gelir, şalvarla oynarsın. Galatasaray'lıların tümü yobaz olmadı henüz, herkes olsada biz olmayacağız en azından.
Türk Milletine yol gösteren delikanlı; Sen bu ulusun evlatlarının sporda yaptığı en büyük dereceyi yapmış takımın topçusuydun. Bir Türk efsanesi, Sibirya Bozkırlarından Ümit Burnu'na kadar, yayılmıştı. Oynadığın takıma ihanet edip gavur parasına şampiyonluğu satıp kaçmadınmı. Kıçı kırık İsviçreyi eleyemeyen takımın sevgili futbolcusu Hoca!nın talimatıyla bacak kadar boyunla elin futbolcusuna horozlanıp Türk Milletinin zevkinin içine etmedinmi. Yine sen bu büyük milletin ulusal formasıyla kaptan olarak çıktığın maçta atılan golden sonra gazeticelere nah çekmedinmi. Çok mu sevdin bu milleti, günde kaç tane Türk görüyorsun 8 yıldan beri.
Kal kardeşim sen kaldığın yerde. İhtiyacımız yok sana. Öylede her transfer sezonunda kolpadan transfer haberiyle taraftarı uyutma. Hiç bir şeyimiz kalmasada olaylara ve insanlara bir Galatasaray'lı duruşumuz olur bizim. Bu duruşun ne olduğunu Faruk Süren'e sor. Senin İngiliz pasaportun vardır, bu ülke batsa da sana bir şey olmaz, gelmezsin olur biter. Biz nereye gideceğiz, bu ülke bizim ülkemiz. Bu ülke vatanseverleri daha ölmedi. Her yerde olduğu gibi tribünlerde de var. Bu ülkede, kelle koltukta senin başbakanını mahkemeye verebilecek,hesap sorabilecek cürümde yurtseverler vardır. Senin cürmünün ne olduğunu bu yaz, Avrupa Şampiyonasında göreceğiz. Çok merak ediyorum sana namaz kılmasını öğreten Hakan Şükür'le görüştüğün kadar futbolu öğreten Hagi ile görüşüyormusun.
Bize Tansular, Denizler, Mesutlar lazım değil, Senin minnet borçlu olduğun Başbakan hiç lazım değil. Bize Ulu Önder'in Cumhuriyeti emanet ettiği çevik, zeki, ahlaklı sporcular lazım. Ne yazık ki bu hasletlerin hiç biri sende yok.

1 Nis 2008

Almancılık; Bir Çocukluk Hastalığı


Adnan Menderes, Başbakanlık günlerinde İstanbul Nişantaşı'nda bir hanımla yakınlık kurar ve ilişkileri gizli olarak sürer. Basından ve diğer siyasilerden gizli olarak kaçamak buluşmalarını hep bu hanımın Nişantaşı'ndaki evinde sürdürürler. Ta ki 27 Mayıs ihtilali olana kadar. İhtilal olacağı haberini alan Adnan Menderes, ihtilalden birkaç gün önce bu hanımın Nişantaşı'ndaki evine gelir. Elinde bir çanta vardır. Ama bu hanım evde yoktur. Çantayı, binanın kapıcısı İbrahim'e verir ve bu çantada para olduğunu, bir süre gelemeyeceğini, parayı bu hanıma iletmesini ister. Ve birkaç gün sonra ihtilal gerçekleşir. Adnan Menderes için Yassıada günleri başlamıştır artık. Ve hepimizin bildiği o hazin son gelir. Çantadaki paranın ne olduğunu hiç birimiz bilemeyiz ama kapıcı İbrahim'in holding patronu olduğuna hepimiz şahidiz.
Adnan'lardan soyadı Menderes olan ipe gittiğinde, soyadı Polat olan 8 yaşındaydı. Belkide Menderes o gün o eve gelmese babası kapıcı İbrahim Polat Almanya'ya işçi olarak gidecekti. Küçük Adnan gitmesini belkide hiç istemiyordu, o zamanlar Alamanya'ya başlayan ırgatlık seferberliğine giden her köylünün çocuğu gibi. Belkide bilinçaltında hep Almanya'ya Alman'a karşı bir hınç vardı çocukları babalarından, annelerinden ayırdıkları için . Nitekim bende var,( gerçi benim babam gitmedi ama yakınlarımdan çok giden olmuştu) Alman'ları hiç sevmem.
Komplo teorilerine bayılırım, istisnaları severim. Nerde bir deseleksiyon(uygun olmayan değişim) vakası görsem, bir bit yeniği ararım altında ve muhakkak bulurum. Nedir bu bizim Adnan'ın Alman takıntısı. Hepimizden daha iyi bildiğine eminim futbolu. En son şu Kalli'yi getirirken bile onun cortlayacağını herkesten önce o biliyordu. Peki nedendi.
Çocukluk hastalığı maraz kalmıştı, geçmiyordu bir türlü. Bir Alman eline düşmesindi sakın. Bir ayağı çukurda Alman'ı giderayak Türk'lere ırgat yapmıştı. Daha önce sırasıyla Darwall, Birinci Feldkamp, Held, Saftig, Hollmann sonra ikinci defa Kalli'den yıllarca sömürülen Türk'lerin intikamını almıştı bir başka biçimde. Abramcik, Falco, Stump,Gutshow gibi futbolculara Florya'da şınav çektirmişti. Gurbete hamal olmaya gitmiş Türk babaların futbolcu olan çocuklarını kurtarmıştı Alaman gavurunun elinden. Erdal, Erhan, İlyas, Uğur...., ismi saymakla bitmez futbolculardan en son Barış ile Serkan'ı kurtarmıştı.
İhtiyar Kalli'yi kapı dışarı etmek üzere. Listede Göt(z) ve Top(pmöller) varmış. Getir lan Adnan. Eğer sebebin buysa getirmezsen şerefsizsin. Getir şu lanet Almanları, çıkar Ali Sami Yen'e bizde intikamımızı alalım şerefsizlerden. 60 senedir mark için, euro için ırgatlık yapmış dedelerimizin, babalarımızın hesabını soralım. Analarına, bacılarına sövelim hep birlikte, sonrada kovalım gitsin. Bitecek değil ya ibneler, parasıyla değilmi zamanında alın teri vermiştik şimdide dolar verelim her gö te per gellere, ih libe ayn en geçiri genlere.
Florya'dan daha çoooook Alman cesedi kalkar merak etme sen. Bu abdestle Ali Sami Yen'de daha çoook Almanın cenaze namazını kılarız biz.

Ahmet Çakar'ın Kumarbaz Olduğuna Bahse Girerim


Ben “Servetimi veririm” diye iddiaya girerim ama asla “Bikini giyerim” diye girmem. Bikini, etek filan, kadınsı giysilerin erkek tarafından giyilmesi acı bir tabloysa, böyle bir şeyin iddiası olmaz. Şunu derim, “Şu anda cebimde 100 bin dolar param olsa, Chelsea’nin F.Bahçe’yi eleyeceğine karşılık 100 bir dolarına bahse girerim.” İsteyen herkesle bunu yaparım. Ha böyle bir param yok. Ama şu anda isteyenle Türkiye’de kim olursa olsun Chelsea’nin F.Bahçe’yi eleyeceğine dair 10 bin dolarına iddiaya girerim. Benim gücüm bu kadar. Yemek, takım elbise, ayakkabı, hepsine girerim. Kendine güvenen, 10 bin doları olan gelsin. Chelsea’nın F.Bahçe’yi eleyeceğine bu parayı yatırırım.


Ben şahidim, yıllar önce Milanoda Milan Galatasaray maçından önceki akşam iddiaya girmişti. Halil Özer 3 gol avans vermişti Milan'dan. 200 dolarına girdiler. Ahmet Çakar en fazla tek farklı skor olur demiş iddiayı kazanmıştı. 2-1 yenildik, son 20 dakikak kan kusturmuştuk. Doğan Koloğlu ve Bilgin Gökberk'de bu iddiaya şahittir.


Bende karınca kararınca Ahmet Çakarın kumarına destek veriyorum. Varsa iddiaya girecek hodri meydan. Üstelik ben yüzde 20 sini geri veririm. Varsa delikanlı Fenerli buyursun

Nasıl Şampiyon Oluruz


Bir önceki yazımızda umutsuz vakayı yazdık ve yazdıklarımıza göre kesin şampiyon olamayız. Olamayız derken elimizden bir şey gelmiyor. Söz ve karar sahibi olanlara güvenmiyoruz aslında. Bize bıraksalar işi kolay ama bırakmazlar. O yüzden umutsuzuz. Bize kalsa kesin şampiyon oluruz. İşte reçetemiz.
1- Hemen şimdi Kalli'yi kovacaksın. Bu ihtiyarın Galatasaray'a katacağı hiç bir şey olamaz. Futbolcuları maymuna çevirdi, kimse ortalama oyununu oynayamıyor.
2- Ahmet Akçan'ı kovacaksın. Bu ispiyoncu Beşiktaş maçındaki ispiyonuyla esasında çöküşümüzü hazırladı. Hiç bir futbolcunun güveni yoktur kendisine.
3-En azından 6 maç için Bülent Korkmaz yada Hagi takımın başında olmalıdır.
4- Aynı takım çıkacak bütün maçlara. Anons edilecek herkes oynayıp oynamayacağını bilecek. Kadro şu şekilde olacak.
Kaleci ( kim olursa olsun, ben derim Fırat) Emre-Servet-Volkan( 3 kişi bekte oynayacaklar, bütün maçları kazanmamız için devamlı atak oynamamız lazım) Ayhan-Lincoln-Arda-Topal-Barış-Hasan Şaş-Okan ( 7 kişiden 5 i sahada 2 si duruma göre) Nonda-Ümit Karan-Hakan ( 3 kişiden 2 si) gerisine teşekkür edip yabancıysa ülkelerine, Türkse memleketlerine göndereceksin. Nerde çokluk orda bokluk hesabı, oynayamayan oynayanın kafasını karıştırmasın. 15-16 kişi çok bile.
5-Kalan her maça maksimum taraftarla çıkılacak, bunun için gerekirse stad kapılarına adam gönderip bileti olmayanları bile içeri alacaksın. Stadın kapasitesi zaten düşük sadece biletliler girse ve biletler tamamen satılsa bile boş gözüküyor. Taraftar ortalara yığılıyor altlar boş oluyor. En az 5000 kişi beleş sokulacak maçlara.
6-Her maça parçalı forma ile çıkılacak, taraftar Metin Oktaylı tezahüratlarını yapacaklar.
7- Fenerbahçe maçına en azılı Galatasaraylıların tribünde olmaları sağlanacak. Pankart şov yapılacak. Kareografi yapılacak. Ne pahasına olursa olsun meşale yakma rekoru kırılması lazım. Ölünecek ama Fener maçı alınacak. Fener maçıda normal şartlarda alınamadığına göre hepimiz anormalleşmeli, evrim geçirmeli, deccal olmalıyız. İnsanlıktan çıkmalıyız.
Bu 7 maddelik ölüm kalım reçetesini uygulasınlar, şampiyon olmazlarsa adam değilim.

Değişen Bir Şey Yok Aslında


Bu haftaya girilirken 7 maç vardı, Galatasaray 7 maçıda kazanırsa kesin şampiyon olacaktı. Şimdi 6 maç kaldı olasılık daha fazla. 6 maçı kazanırsak şampiyon olacağız. Yani puan tablosuna bakarsan değişen bir şey yok. Her şeye iyimser bakan yeni taraftarlar içinde dğişen bir şey yok. Forma, arma, Metin Oktay, Aslanlar ultrAslanlar hamasiler.... onlar Galatasarayı şampiyon olsun diye sevmediler. Ne koşul olursa olsun takımın arkasındalar. Tamam da kaç kişi bunlar. Toplasan 5000 kişiyi geçmeyen taraftarlar. Bunun dışında kalan Galatasaraylılar için değişen çok şey var. Senelerdir gittikçe kötüleşen futbol, her sene gelen gideni aratan futbolcu. Bir karış sidik gölü tuvaleti olan stad. Koltukları pis tribünler. Adamı canından bezdiren cahil yöneticiler, fosil hocalar. Ve son haftalarda oynana(maya)n futbol, son 6 haftaya umutsuz girmemize neden oldu. Hiç kimse bu hafta Belediyesporu yeneriz diyemiyor( malum 5000 kişiden başka). 2 gündür eski Galatasaraylılar infial halinde. Maç seyretmeyenler, seyretmem diyenler, Sabri ye küfür edenler. Hakan Şükür'e yeter diyenler. Bu kötü enerjiyi oynayacak futbolcu hissetmezmi. Zaten kabiliyeti sınırlı oyuncular 5 gündemi üstüne koyacaklar oynadıkları futbolun. Yatıp kalkıp dua edelim Fener Beşiktaşı yendi. Bu haftada berabere kalsınlarda hiç oynamadan gol atmadan şampiyonlar ligi biletini alalım. Bu gecekondu haline dönen stadımızda ne şampiyonlar ligi maçı oynarız be.

31 Mar 2008

2000 Ruhu Nerdesin?





1999, 2000 yıllarında son düzlüğe lider giren Galatasaray kendi sahasında lig sonuncusuna yenilecek, sonunculağa layık takımlada golsüz berabere kalacak. Dünyanın, futbolun sonu demekti o yıllarda böyle bir olasılık. Çin ordusu adıyla nam salmış bir orta saha; maç bitmesin diye hakeme yalvarırdı adeta. Hele ki Galatasaray yenik durumdaysa forsesine kimse dayanamazdı. Hatta bazen Galatasaray gol yese diye içimden geçirirdim kötüye yakın oynadıkları zamanlarda. Taffarel'e top gelse de kurtarış yapsa zevklensek diye iç çekerdik. Popescu kaleciyle paslaşıp bir adam eksilttiği zaman ne hoşumuza giderdi futbol. Bir korner, bir serbest vuruş kazandığımızda Hagi topun başına geçerken ne uğultu kopardı tribünlerden. Her biri başkan olabilecek kapasitede olan yönetim kurulu üyeleri vardı. Takımın hocası dosta güven düşmana korku saçardı. Avrupa maçlarında kiminle oynanırsa oynansın sonuç, Ali Sami Yen'de tek ihtimalliydi. Dışarda oynanan maçlarda kızgın boğa misali saldırılardı. Avrupa Stadlarına akın akın taraftar giderdi. Yenildikleri zaman futbolcuların gözünden yaşlar, ağızlarından salyalar akardı. Bir sonraki maçta hissederdik hırslarını. Takım sahaya ısınmaya çıktığında hangi birinden başlayacağımızı bilemezdik. Kim oynarsa oynasın iyi oynardı, yedeğe vermeye kıyamazdık hiç birini. O ruh Galatasaray'ı bir daha ulaşılamayacak noktalara taşıdı. Avrupa ve Süper Kupa sahibi oldular. Sonra beyaz atlarına binip gittiler. Başta hoca gitti, sonra birer ikişer takım dağıldı. Futbolu bırakan Hagi'yi ve gemiyi terketmeyen Bülent'i saymazsak hiç biri hiç bir yerde oynayamadı. Her biri destanın bir parçası olan futbolcular yedek kulubesinde paslanıp tekrar döndüler. Dönmek isteyenlerin kimisi kabul edildi, kimisinide taraftar affetmedi. Ama bir şey vardıki dönenler ve sonradan gelenlerde o ruh yoktu. Belkide şimdikiler onlardan daha iyi futbolculardı, Belkide Lincoln o zaman, Hagi bu zaman oynasa, her şey tam tersi olacaktı. Ama bir şey gerçekten eksikti. Çok profosyonelleşmişti takım. En ufak bir hatada ceza kesiliyordu, bir hafta kötü oynayan kayboluyordu. Bir kötü şut çeken dışarı alınıyordu. Takım tam bir ruh! olan Başkan ve Hoca tarafından yönetil(em)iyordu. Sakatlanmış Arda tribünde çekirdek yiyordu(Hasan kıçını yırtarken). Takımda Servet oyun kurucu olarak görev yapıyordu. Lincoln'ün yanında Sabri ve Volkan vardı. Hagi'nin yanında Ümit Davala, Emre.
Bir kaza golü atsan ne olacak ki. Nitekim geçen hafta attın. Bu futbolla şampiyon olsan ne olacakki. Nitekim 2 sezon önce oldun. Takımın hocasından, bütün futbolcularından, doktorundan, Floryadaki bahçivana kadar tamamında 2000 ruhu olması gerekir. Bu ruhtaki takımın oynayacağı maçlarda da en az o ruhtaki tribünleri dolduracak, bağıracak testisli taraftara ihtiyaç vardır. Ve o testiste bizde vardır.

adam Sandıklarımız ; Ayhan Akbin




Galatasaray tarihinin gördüğü en iğrenç futbolculardan biridir. 4 yıl futbol forvet oynamış, (üstelik o yıllarda şimdiki gibi 30 kişi yoktu kadroda) Keçilerin Abdurrahman Çelebi olduğu senelerde 4 sene golcü olarak saha çıkmış, sadece 5(beş) gol atabilmiştir. Ben hatırlarım attığı golede sevinen Galatasaraylı olmamıştır. Hakkını yemeyelim zamanın en güzel kızlarından biri olan Aydan Şener'i kapmış ve evlenmiştir. Şimdilerde halen Aydan Şener'in eski kocası olarak toplumda hürmet görmektedir. Ne zaman futbolu bıraktığı konusunda kaynak yoktur ama gün olmuş devran dönmüş birinin torpiliyle Galatasaray'a menager olabilmiştir. Bizden önce kendisini bi bok sananlar Hagi'nin başına amir olarak atamışlardır. Hagi kovduktan sonra da hayatını Galatasaray düşmanı Galatasaray'lı yazar ve yorumcu olarak sürdürmüştür. Saidoyu Galatasaray'a kakalamış, yine birilerinin basiret bağlanması sonucu kendisini Santra programında Ahmet Çakar'ın karşısında yorumcu olarak bulmuştur. Konseptini belirlemiş Ahmet Çakar ne derse tersini savunmuş,dolayısıyla kızarmış morarmış dumura uğramış bir daha da kendisinden haber alınamamıştır. Ekranların gelmiş geçmiş en kötü yorumcusu olarak ekşi sözlük yazarlarından biri tarafından hatırlanmıştır. Futbolculuğu iğrenç, adamlığı rezil, yorumculuğu uyuz olan bu şahsiyeti gökte ararken yerde daha doğrusu kongre merkezinde Adnan Polat'a karşı olan seçilemeyeceği garanti olan adayın seçilmesi dünyanın sonu demek olan listesinde buldum ve bu topic(ne demekse) e yazdım. (Eğer seçilseydi elimde demirle Hasnun Galip sokağında bekleyip ilk karşıma çıkan yönetciye girişecektim.)
Kimse bi bok sanmasın diyeceğim ama bi bok be kardeşim. Çok pis kokuyor, nerde görsem midem bulanıyor.

30 Mar 2008

Acı Baklava Yedik; Galatasaray 0- Gaziantepspor 0


Ne desek ne söylesek. Gaza geldik ya maçtan önceki maç yazımızda rahat kazanırız dedik. Kalemize top gelmez, gol yemeyiz dedik bu kehanetimiz tuttu. Gel gelelim takım gol pozisyonuna giremedi ilk yarıda. Lincolnden umutluyduk, işte maç bu maç demiştik. Kıçımıza kaçtı söylediklerimiz. İlk yarıda yazdım bunları. Hakan Şükür'e top gelmedi, geleceğide yok. İki pas üst üste yapılamadı. Takımın en iyi oyuncusu Servet ise üniversitelerde araştırma konusu olması gerekir. Kaza golü bekliyoruz, langırt golü.
İkinci yarı dakika 55, Sabriye küfür etmekle geçtik bu dakikaları. İnsan bu kadarmı kötü futbolcu olur. Bu kadarmı üstüne koyamaz oynadığı futbolun. Bedduamı ettin hıyar, Uğur Uçar'a. Hakan hayatının en etkisiz maçlarından birini oynuyor. Devir bunların devri. Fetullah devri. Düm Ertuğrul bugün Hakan. İlk defa Hakan'a lanet ettim. Bundan sonra da lehine tezahürat yapmam. 20 senedir onun için götümü yırttığına saysın. İhtiyar heyeti maçı kaderine terk etmiş. Maç yazısını yicez gibi gözüküyor. Evliya her zaman yardımcı olmaz. Ayhan, Sabri, Hakan, Ümit, hayatlarının en kötü maçındalar. Servet'in oyun kurucu oynadığı takıma kolay gele. Takımın bugün, en büyük futbolcusu kaleci Aykut!. Muhteşem panter kalecimiz. Kaleye geri pası dahil top gelmedi. Gaziantep şu ana kadar seyrettiğim en kötü takım.
Her maç değişik kadro, maymuna döndü futbolcular. Yukardan emirmi geliyor nedir Hakan Şükür iskele gibi bekliyor, Nonda'sı Barusso'su nerde bu takımın. Bouzit tribünde Carusca tribünde bile değil. Bi şerefsizlik dönüyor. Bir önceki maçta gol atan Okan kulubede, Song çıktı Balta girdi. Fatih Terim'in kazığı Baltalı ilah, bu adamdan topçu olsun benden profosör olacak.
Galatasaray'lı olmasam çoktan kapatacağım maçı izledim. 2 dakika kaldı. 5 tane de atsa benim için değişmez. Bütün futbolculara yönetime en içten küfür ve lanetlerimle kapatıyorum. Galatasaray'lılığımdan utandığım ender maçlardan biridir. Yaşatanlara lanet okuyorum. Seneye şu takımdan tek kişi kalırsa kombine almayacağımı şimdiden beyan ediyorum. Adnan Polat allah belanı versin senin emi. Ustura Kemal'e teslim oldun, bizi stad dışına attılar seyirci kaldın, muratları gerçekleşti, soğukkanlılıkla seyrettin. Amacın nedir senin be arkadaş, bundan daha beter ne olabilir ne mutlu eder seni. Yarından tezi yok, çağır bir Alman köpeği daha takımı başına. Göt(z) müdür, Top!Müller midir adı geçiyor yalama basında.
Taraftarı örgütleyeceğim, Fenerbahçe maçında son kez tribünde olacağim o gün yıkılacak her şey, yapılacak her şey. İyi gündemi taraftar olunur diyenler kusura bakmayın. Ben bundan daha beter sezonlar gördüm, ama bu kadar aşağılık futbol oynayan takım hemen hemen seyretmedim. Oynadığın takım takım olur gene affederim. Gaziantepspor bu ligin aşağılık en kötü takımıdır. Haftaya farklı kaybedeceklerine bahse girerim. Galatasaray'lılığım daha beterini yazmamı engelliyor, yazıklar olsun.
Büyük Galatasaray taraftarı ne yapmalı diye kahrolma, bizler daha önce yaptık sende şimdi yap. Devrim yapılmalı devrim. Floryadaki bahçivandan, oynayan en iyi futbolcuya kadar hepsini değiştiremezsen hazırlıklı ol, bundan daha iyi oyun senede 2 defa ya oynarsın yada oynayamazsın. Bu gün sahada oynayan bütün futbolcular; hepiniz şerefsizin allahınızsınız. Hepinize küstüm.

Çekirdek Ye Arda


maçın 35. dakikası. İğrenç bir futbol ve netice 0-0. Ölüm kalım maçı, yenersen lider olacaksın. Dışarıdan taraftar sesi geliyor, televizyon doğal olarak göstermiyor. İyi ve haber değeri olan şeyi göstermezler. Peki ne gösterecek bu yalamalar. Gösterdi, görmez olaydım. Fatih Terimin milli takımında( bizim değil) oynayıp sakatlanmış Arda'yı gösterdi. Sakat ya arkadaşımız, tribünden izliyor bizim gibi. Ama biz tribünden Galatasaray maçını onun gibi izlemiyoruz. Desibel desibel götümüzü yırtıyoruz içeriye bir faydamız olurmu diye. En güvendiğimiz, en sevdiğimiz beyefendi çekirdek yiyor biz götümüze giren yılanı çıkarmak için leylek ararken. Arda sen top toplayıcı iken Hagi'nin attığı golde kale arkasında zıplayan adamdın. Ne kadar rahatsın şimdi demi. Heyecanın bitmiş, refleksin kaybolmuş, profosyonel olmuşsun, cebin para görmüş. Sinama seyreder gibi maç seyrediyorsun, yazıklar olsun. Senin gibi futbolcular ayağa kaldıracaksa Galatasaray'ımızı bırakın gidin kardeşim. Biz yerlerde sürünelim. Neden geriye düştük bu yarışlarda şimdilerde anlıyoruz. En güvendiğimiz Arda takım göt altındayken, oynayamadığı maçta çekirdek yeme rahatlığında maç seyrediyorsa ölmüşüz ağlayanımız yok demektir, ultrAslandan başka. Biz bitmişiz, kimse kusura bakmasın, lanet olsun.

Acı Baklava Yemeyelim (maçtan Önce)


Fenerekon çetesi iş başında, bütün kurumlarıyla. Sustalı Kemal cezamızı kesmiş, bu gün stad dışındayız. Numaralının arkasında kurulacak büyük ekrandan maç izlenecek ve gürültü içeri duyurulmaya çalışılacak. Belki şeref tribününde oturan çiçeği burnundaki yöneticilerimiz tezahürata iştirak ederler.

Bu maçta Lincoln çok büyük oynayacak, Galatasaray en kolay maçlarından birinde farklı skorla galip gelecek. Bu sefer kaleye gelen ilk top gol olmayacak. Hatta hiç gol olmayacak bizim kalede. taraftar stresi olmayınca takımda bazı futbolcular daha iyi oynuyor.

En az 3 gol atarız, Ümit Karan'ın geçen haftadan borcu vardı bu maç öder. Servet istirahata çekilir rahat maç çıkarır. Sözün özü klasik bir Fener-Antep maçı havasında geçer.. Galatasaray güle oynaya alır..

Kaldı 6 hafta..

Hariçten Gazel; Beşiktaş 1- Fenerbahçe 2

Ne yalan söyleyeyim üzülmedim. Başkanı embesilden tutun, hocası tarikatçı, menageri mafya olan takımın bu günleri görmesi bile götk tanrının lütfu. Son dakikalarda evliyalarla hurafelerle, cinlerle atılan goller olmasa sıralamada en fazla 10. olabilecekken bir peygamber omuz atmasıyla yenecen ve lider olacan yok ya. Bu haftada Sivas geçirsin ve adalet yerini bulsun.
Gelelim Fenerbahçenin durumuna. Bizim Fenerbahçe ile maçımız var, o maça kadar 2 puan geride bile olsak hiç bir şey değişmiyor. Bu sonuç bizim işimize gelen sonuçtur. Şampiyonlar ligi oynama şansı garantilenmiştir. Şampiyonu belirleyecek maç ise Ali Sami Yen'dedir. Ha 2 puan geride olmuşsun ha 2 puan ilerde. Her maçını kazanırsan zaten şampiyonsun.
Maçı yorumlamaya gelince de, ben bir şey anlamadım. Kaleye gelen toplar gol oldu. Rüştü klasik saçmalıklarından birini daha yaptı, gol üçgeninin dişinda kaldı( top ve kale direklerinin birleştiği üçgen). Bu mürit Gökhan Zan futbolcu, Ertuğrul Hoca ise, Mercimeğe boşuna kızıyorlar. Adam ben kazmayım, baltayım toptan anlamam dedikçe sol beke geçirip Kazım a lazımlık yaptırıyorlar. Yanlız bir daha ki sene için korkum başladı. İstermisin bu hafta Sivas Beşiktaşa atlasında Ertuğrulla Sinan'ı kovsunlar. Ben istemem, foyası bu sene çıkmasın da seneye de beter bir sezon geçirsin arabacılar. Yoksam körün taşı denk gelir hesabı 10 senede bir akıllıya düşer şampiyon olur. Biz Hocamız(Hacımız) dan memnunuz. 41 kere maaşallah, kış kış cinler kış kış, elemtere fiş kem gözlere şiş.