4 Nis 2008

İt Dalaşındaki Son Sortimiz










Stadyum; Ali Sami Yen, tıklım tıklım olsa 20000 kişi. Konya, Gaziantep, Bursa, Trabzon, Ankara, belkide Kasımpaşa stadlarından bile az. Alt koltuklardan saha görünmediği için hiç bir zaman dolu gözükmez. Yeni yapılan kale arkasına hücüm eden bir oyuncu sağ tarafa baksa dışarıdaki marketten alış veriş yapanlar görünüyor. Sol tarafına baksa garaj, ambulans, itfaiye arabaları. Tuvalete gitsen yerler bir karış sidik, büyük tuvaletin gelse bağırsakların patladı. Koltuklar 2 senede bir silindiği için pis, toz yağmur çamurla plastiğe nüfuz etmiş silinmesi imkansız. Anons yapılıyor herkes yerine otursun diye. Stadın en güzel yerinde biz çapulcular oturuyor, pardon ayakta dikiliyor. Ortalama 5.000 taraftarla takıma destek veriliyor. Kombine kart kapıları her maç bozuk, stad maç başladıktan sonra doluyor.

Şükrü Saraçoğlu, tıklım tıklım olsa 50.000 kişi, herkes formalı, kapıdaki görevliler bile değişik deneyimli, kibar. Herkes yerinde oturuyor, çapulcular modern stadlardaki gibi kale arkasında. Her büyük maçta kareografi yapılıyor. Bütün stadın aynı anda çişi gelse rahatlıkla işeyebilir. Tribünler dolu olduğunda taraftardan başka bir şey görünmüyor. Ambulans bile arazi. Görüntü kirliliği yok. Ortalama 30.000 kişiyle oynuyorlar. Giriş çıkış kolay. Bu yüzden bilet parasını bulabilen Fenerli maça gidiyor.

Market;Galatasaray Store, veresiye veren kasaba bakkalı. Başındaki Selva Hanım edebiyat öğretmeni. Ne tekstilden ne modadan anlar. Kocası eski Galatasaray idarecisi olduğundan torpille peşkeş çekilmiş. Belkide birilerine kazanç kapısı. Kışın mont yok, yazın tişört. Saçma sapan mahalle çocuklarının ağzındaki sloganlı ürünler satılıyor(saat kaç, Atina'da buluşalım, parmakları kaldırın) hiç kimse almıyor, toz bezi yapıyorlar.
Fenerium, çokmu zengin Fenerbahçeliler ne bulurlarsa alıyorlarmı. İçeri giremiyorsun, binlerce ürün, özenle seçilmiş. Dışarda normal hayatta bile giyilebilecek tişörtler, montlar. Rakibi aşağılayıcı sloganlar yok(6-0 markası hariç, artık ona da rastlanılmıyor). Ambalaj bile saklanır. Bizimkinin yanında süpermarket.

Başkan; Adnan Polat, şeriatçı, cemaatçi. Yıllardır kulubün içinde Galatasaraylıların çoğu sevmez. Kendi işini kurtarmak için bunca entrika yapıp başkan olduğuna bahse girerim. En azından sene başında takımın daha beter olması için elinden geleni yaptı ve elinden geldi de. Geldiği hafta yumruğu indirdiler suratına, sessiz kalıp cezaya katlandı. Ne hesabı varsa şampiyonluğu kesinlikle istemiyor. Bu adammı savaşacak Aziz Yıldırım'la.
Aziz Yıldırım, tek eline aldı kulubü, komisyoncuları kovdu, bildiğini okudu ve neler bildiği ortada. Önce tesis dedi, yıllar önce Darwell'de söylemişti. Sonrası isabetli akıllı transferler, birbirlerini tamamlayan futbolcular, yalan, dolan. Federasyondaki temizlik, ceza kurulunu ele geçiriş. Sahada oynanan oyuna bağlı kalmama. Aziz Başkanın karşısında Adnan Polat, büyük siklet farkı var.

Hoca; Kalli, bu yaratık Barcelona'nın başına gitsin, 3 maç sonra koskoca Barcelona 5.000 kişiye oynamazsa şerefsizim. Odunla döverler, gülerler, futbolcular dinlemez sahaya çıkmazlar. Burası düşkünler evimi kardeş. Bokunda boncukmu buldun ihtiyar adamın. Şüpheliydim, şimdi yüzde yüz inanıyorumki soydular Galatasaray'ı. Bu sene gelen futbolcuların hepsinden komisyon aldılar. Kovarkende alacaklar. Hayatında top oynadığını belgeleyen yok. Varsa da ölmüşlerdir. Git bir takımı bitir desen bitiremez. Bir maçta seyirci üstüne yürüyecek, spazm geçirecek ölecek vicdan azabı çekeceğiz. Eğer şu kalan maçlarda onunla çıkarsak buraya yazdım 4.yüz.
Zico, hayatı orta sahada geçmiş, Dünyanın en büyük maçlarında oynamış, futbolu belkide şu anda dünyada ondan daha iyi bilen birisi yok. Zico ile Kalli sokakta kavga etse bütün Galatasaray'lılar Kalliye girişir.

Yabancı futbolcular; bizdekilermi, yedek kulubesinin tozonu alan paspasçılar. 2 maç üstste oynayabilen yok. Zavallı Lincoln her maç ben nereye geldim diye kafasını taşlara vuruyor. Sağında Sabri, solunda Balta. Topu verse alamıyor. Vermese biri basıyor kaptırıyor. Yanına toptan anlayan 2 adam bulamazlarsa seneye dayak yer, gider. Bu takımda Hagi olsaydı çoktan kovulmuştu. Yabancı oyuncuların katkısı senelerdir yok. Bu yıl neredeyse maçların çoğunu yabancısız oynadık.
Fener'in yabancıları hatta devşirmeleri, hatta Türk yabancıları sahada. Biri çıkıyor biri giriyor. Duran topları kullanan adamı var. Kafaya çıkan adamları, kazmaları, teknikleri, oyunu çeviren futbolcuları var. İlk defa bu sene görüldü ligin gol kralı var adamlarda yedek.

Kaleci; Bizdeki kalecilere kaleci demeye dilim varmıyor. Seneye biri yedek diğeri .2.lige gider.
Volkan, adam adeta futbolcu oldu. Açılan toplara çıkıyor, yan topları topluyor. Maç alıyor, tur alıyor.

Taraftar; UltrAslan, işte burada Fenerbahçe övgüsü son buluyor. Aslında Fenerbahçe olması gereken yerde, övmüyorum. Biz çok geride kaldığımız için büyük gözüküyorlar. Bu taraftar en kötü günlerde, stada alınmadığı maçlarda bile takımın yanında. Bunca olumsuzluğa rağmen umutlarını hiç kaybetmediler. Eğer ultrAslan da azıcık gerileme, futbolculara ters dönüş olsa kulübün kapısına kilit vurulacak. GençFenerbahçelilermi, hadi canım, iyi gün dostları siz şöyle durun. Bizim yerimizde olsanız stadı başlarına yıkardınız. Siz ancak galibiyetlerde gülerken eğlenirken varsınız.

Büyük Galatasaray Taraftarı yaptığımız tesbit üzücü, işimiz evliyalara kalmış. Bu durumda hala bu hafta için, Feneri yenersek şampiyonuz. Korkum geçen yıl ki gibi Fener maçına umutsuz çıkacak olmamız. Fetto hoca bir okuyup üflerse sevineceksiniz. Yok göktanrı ben karışmam işinize demişse hazırlıklı olun Fenerbahçe maçına, cephaneleri biriktirin, savaş baltalarını hazırlayın. İt dalaşı kaybedilmek üzere, o gün son sorti zamanıdır.

Hiç yorum yok: