2 Şub 2008

Kadırga'lı Büyük Mehmet ve Sonraların Yazısı


1967-1979 yılları arasında Galatasaray'ın bir Büyük Mehmet'i vardı. Metin Oktay' dan sonra bayrağı devralmıştı. Efsane futbolcular bayrağını. Hatırlamayanlar, adını duymayankar Arda Turan'ı seyretsin. Fiziği aynıydı. Hatta kafasını arkaya doğru atışı, paytak yürüyüşü çalımları. Arda'yı ilk gördüğümde Büyük Mehmet'i hatırladım. Hiç unutmadım zaten, bendeki hicran yarasını. Anlı Şanlı Büyük Mehmet'i.

Unutulmaz tekniği vardı. Bir gün bir Fener maçında 85. dakikada haksız bir penaltıyla takım 2-0 yenik duruma düşmüştü. Dellenmişti. Topu aldı santrayla başladı önüne geleni çalımlayıp gol attı. Santradan sonra gene top ayağına geldi gene herkesi çalımladı ( Alpaslan'ı iki defa) Küçüğün önüne yuvarladı maç 2-2 oldu. Sakinleşemedi Büyük Mehmet, topu gene aldı gene herkesi çalımladı vurdu direkten döndü. Hakem Fener'e acıdı maçı bitirdi. Yalanım yok 1974 deki Spor Yazarları maçıydı. Tugay'dan sonra en çok maç oynayan Galatasaray'lı oydu, 278 maç oynadı. Zaten Tugay'a gelinceye hatta bu günlere kadar yanına yaklaşabilen olmadı. Genç nesil tanımaz, unutuldu. Florya'ya giremedi, maça gelemedi en son Kadırgalı Büyük Mehmet Kumkapı'da rakı içerken görüldü. Hoca olamadı, spor yazarı yapmadılar, televizyonlara çıkarmadılar. Futbolu değil, futbol oynamasını severdi, zaten çağırsalar da gitmezdi. Peki neydi bu büyük futbolcunun suçu da Galatasaray efsanelerinden saymıyorlardı. Hayatında 3 maça çıkmış kazmaların hüküm sürdüğü futbol camiasında o niye yoktu.

Suçu çok büyüktü! 1979 yılında Fenerbahçe'ye gitti.Niye gitti diye soranı olmadı, 30 unda Jübile yapıp Kumkapı'ının ara sokaklarına, Kadırga'nın maçlarına dönmek istedi, bırakmadılar, Coşkun Özarı, ne jübilesini yaptırdı, ne 1 sene daha oynamasına izin verdi. 1 sene değil 5 sene daha oynardı. Son saatlerde Fenerbahçe'ye gitti, parayla, saltanatla işi yoktu, olmadı. Milyonlarca Galatasaray'lı çocuk ağlamıştı. 1 sene oynadı futbolu bıraktı. Daha doğrusu futbol ve futbol severler Ördek Mehmet'i bırakmışlardı. Hiç tartışma yok ki, eğer Fener'e gitmeseydi bu gün adı Metin Oktay ile beraber anılıyor olacaktı.

Kenar mahalle toprak sahalarının Maradona'sı, Adın, Galatasaray'lı Büyük Mehmet olarak sonsuza kadar Galatasaray efsanesi olarak nesilden nesle aktarılacaktır.

Ünlü Amigolar






Amigo Orhan; Kılını kıpırtmadan tribünde dikilen Karıncaezmez Şevki'yi saymazsak ilk ve gelmiş geçmiş en büyük amigodur. Eskişehirsporun estiği zamanlarda ki unutulmaz amigodur. Tıklım tıklım trübünler çıt çıkarmazdı Eskişehir'de son 10 dakikaya kadar. 10 Dakika kala, çıkış tünelinden kırmızı kazaklı genç delikanlı koşarak sahanın ortasına gelirken ise kıyamet kopardı. Ortada herkesi susturur üçlü çektirir kırmızı şimşekler diye haykıran 20000 kişiye, tüyleri ürpertirdi.'' Es es es eski eski es '' sesleriyle sahaya çıkan Kırmızı Şimşekler o devirde son maçlarda kaç kere şampiyonluktan dönmüştü.




Amigo Mehmet Abi;İnönü Stadı Kapalısına çıktığımızda, ancak çeyreğini doldurabiliyorduk. Kapalı lüks sayılıyor gariban gitmiyordu. Varol diye canti biri takılırdı önde bir iki alkış o kadardı tezahürat. Bu gün kapalıda bağımsız ve özgür tepinenler bunu Memed abi ve neferlerine borçludur.''korkma ölmez sendeki bu büyük taraftar, kupalara layıksın şanlı Galatasaray'' onun bestesidir, tüm kapalıya söylettirmişti. Bir Antalyaspor maçında takım 1-0 devreyi yenik kapatmış ikinci yarıya '' bu maçı alacaz başka yolu yok'' diye takımı çıkarmış, 2-1 galip getirmişti.
İkinci devre bağırmayan bir kişiyi alt kata atmış Hıncal Uluç'a ''hayvanlar'' yazısını yazdırtmıştı.



Amigo Çetin; Fenerbahçe açık trübün amigosuydu. En yaşlı amigoydu. Elinde davuluyla en öne geçer herkesi çöktürür,'' Kuşdilinden geliyoruz, takımızı seviyoruz'' der bütün taraftar'' oooy ooy'' sonrasında ''Feeeeeneeeer Bahçeeeemiiiz'' diye inletirdi her yeri.


Amigo Orhan; Galatasaray açık trübününden hiç ses çıkmazdı o gelene kadar. Ödümüz kopardı sanki gelmeyecek diye. Maçın başlamasına yarım saat kala trübünün arkasından numaralının demirlerine tutunarak süzülür ortalarda bir yerdeki elektrik direğine kadar gelir herkesi susturur çöktürürdü. Sol eliyle direğe tutunur, bacaklarından birileri tutar İnönü Stadı açık trübün demirine çöker sağ elini sertçe sallayarak bağırırdı.'' Biiiiiir baba hindiiiiii, Olsaydı şimdiiiiiii'', hepimiz ellerimi açarak ve gırtlağımızı parçalayarak heeey allaaah sesleriyle doğrulurduk.



Amigo Orhan; Nedense o zamanlar Orhan adı amigo adıydı. Siyah beyaz fotörlü şapkasıyla saha içinden bağırttırırdı. Bir milli maçta Mustafa Denizli'ye çıkış tünelinde attığı kafayla ölümsüzleşti.


Amigo Birol; Milli takım amigosudur. Spor ayırımı yapmaz, güreşti, basketti, bokstu, işeme yarışıydı. Günümüze kadar gelen amigo her hangi bir yerde bir Türk bir yabancıyla kavga bile etse elinde bayrakla orada dikilir ne kadar seyreden varsa ''şeeeeeen ola Türkiye şeeeen ola'' diye bağırttırır. Milli maçlarda son zamanlarda genç trübün lidelerinden yediği dayaklardan korkmaz hala maçlara gelir. Kimse adam yerine koymaz.


Amigo Sefa; Ankaragücü'nün ünlü amigosu Futbol terminolijisine ''Bastır Ankaragücü' lafını geçirmiştir. Bir Ankarücü maçında 19 Mayıs Stadında tıklım tıklım stadı çöktürmüş ve bağırtmıştır. ''Haaaaaaaydi bastır, yenilgin yastır''


Amigo Tombik ve Çarli; Sakaryasporun sempatik amigolarıydı. İkisi birden sahaya çıkar taraftarı beraber bağırtırdı.Barış Manço'nun o zamanki şarkısını uyarladılar. '' Aliiii yazaaaar, Veliiii bozaaar, Ananızı ........in Adapazaaar'' diye toplu küfür etirirlerdi.


Amigo Ardiles; Bursaspor amigosuda sempatikti. Atkı şovlarını çok iyi yaptırırdı.


Amigo Kıllı; Kayserisporun ayıdan bozma amigosuydu. Burnunun üstü bile kıllıydı. İki elini yukarı kaldırdığını ve yol tarafındaki kale arkasında ''gayseriii, gayseriiii'' diye bağıranları unutamam.


Amigo İbo; Kocaelispor amigosu gelmezse sanki maç başlamazdı. Saha içi amigolarındandı. Ortadan çektirdiği üçlüden sonra aldığı alkışı gururla kabul ederdi.'' Yeemyeşiiiiiiil, Simsiiiiyaaaaah''. Bastır Körfez be nerdesin.


Sonrasında kimler geldi trübünlere, kimler geçti. Varol, Mehmet, Kenan, Cem, Çarli, Peygamber Hüseyin(öldü), Tecavüzcü Çoşkun, Kemik,Paşa Hüseyin, Limoncu Ali, Yılmaz, Sebo, Öcü, Alen,Sefa. Hey gidi amigo diye sevdiğimiz, saydığımız, övündüğümüz trübün liderleri hey.

1 Şub 2008

Tüm Jenerasyonların En Büyük Galatasaray'ı(Yabancılar)








Ne yabancılar geldi geçti. Bazıları büyük izler bıraktı. En büyük maceralarda vardılar. Kimisi Almanya'da 60000 Galatasaray'lı önünde 40 metreden Monaco'ya koyarak takımı şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynattı. Kimileri Galatasaray'ın Ümit Burnundan Alaska'ya kadar tanınmasını sağladı. Kimi bir top kurtardı, koskoca Arsenal önünde düelloya çıkıldı. Kimi bir penaltı attı bir ulusu sokağa döktü. Kimi çok az oynadı, bir altın gol attı. Dış hatlara bir süper kupayla indi. Ama biri daha vardı, o çok oynadı, doyamadık gitti. Özledik gel dedik geldi. Takımın başına geçti. Sonra gene gitti. Özlem sürüyor. Sonra biri geldi uzaktan Afrika'dan, senelerdir Galatasaray defansında kelle koltukta savaşıyor. En son biri daha geldi, en büyük geliş onun gelişiydi, sakatlandı. Yolunu bekliyoruz. Şu takımın çıktığı bir maçı düşünün. İşte onlar............


Taffarel(Simoviç)- Filipescu, Song-Popescu- Capone

Prekazi- Hagi- Falco-Lincoln

Adrıan ılıe- Jardel

Tüm Jenerasyonların En Büyük Galatasaray'ı ( Yanlız Türkler)







100 yaşını devirdi Galatasaray. İlk sahaya çıkan takımdan son maça çıkan kadroya kadar ne futbolcular geldi geçti. Bu sayfada adı geçenler Galatasaray taraftarlarının sayısının artmasına da katkıda bulunanlardır. Her Galatasaraylı hatırlasın nasıl takım tuttuklarını. Bir çoğunu bu futbolcular gerek oyunlarıyla gerek karakterleriyle taraftar yapmıştır. Örnek benim ilk hatırladığım şey Galatasaray'la ilgili Metin Oktay'ın Fener'e attığı ağları yırtan goldü. Turgay Şeren ve Metin Oktayı seyretmedim diğerlerini seyrettim buraya aktarabildiklerimin. Beni en çok etkileyen, en büyükler arasına layık gördüğüm futbolcular bunlardır. Şükran ve minnetle yad ediyoruz.
Turgay Şeren-(Yasin Özdenek)
Okan Buruk-Bülent Korkmaz ( Yusuf Altuntaş)- Fatih Terim- Metin Yıldız (Papaz Erhan Önal)
Cüneyt Tanman- Uğur Tütüneker ( Suat Kaya)- Tugay Kerimoğlu-Mehmet Oğuz ( Arif Erdem)
Metin Oktay-Hakan Şükür( Tanju Çolak)

31 Oca 2008

Metin Oktay'ı Unutamam


1984 yılı Galatasaray devriminin başlangıcıydı. Dünyaca ünlü Jupp Derwall takımın başına gelmişti. Büyük bir takım kurulmuş daha lig başlamadan şampiyon ilan edilmişti. Simoviç, Erdal Keser, Yusuf, Semih, İsmail, Burak gibi dönemin en iyi futbolcuları transfer edilmişti. Derwall gelirken beraberinde Alman Milli takım oyuncularından Abramczik ‘ i getirdi. Lig başladı, ilk maçta yenildi kaza bela dendi. İkinci maç zar zor galip gelindi. 3. Maç Eskişehir deplasmanıydı. Çok büyük bir taraftar konvoyuyla Eskişehir’e geldik. Sanki futbolcular maçta kısmi felç geçiriyordu. İğrenç bir maçtı tabelada 3-0 yazıyordu.
Konvoy başta takım otobüsü, arkasından yaklaşık 20 otobüs Eskişehir’i terk ettik. İlk molada eğer yetişebilsek futbolculara sorulacak sorularımız vardı. Bozüyük yakınlarında taraftar otobüslerinden biri arızalandı. Bütün otobüsler bekletildi. O sırada otobüslerden aşağı inen azılı taraftarlar çevre illerden maça gelmiş dönmekte olan Eskişehirsporlu arabaları hacamat edşyordu. Bozüyükten gelen haberler iç açıcı değildi. Kazma küreği odunu alan gençler yola dökülmüş bizi bekliyorlardı. Kafası yarılanlar, arabası parçalanalar, dişi kırılanlar, gelen geçene saldırıyordu taraftar. Jandarma geldi hepimizi arabalardan indirip tarlaya yatırdılar. Suçluları arıyorlardı. Onlar çoktan araziye uyup en yakın istasyondan yük trenine atlamışlardı. Saatlerce beklettiler, eğer olay çıkaranları söylemezsek sabah hepimizi Eskişehir götürüp mahkemeye çıkaracaklardı. Kimse kimseyi tanımıyordu ki söylesin.
O zaman futbol şubesi sorumlusu Metin Oktay’dı. Olayı haber almış takım otobüsünden inmiş bir taksiyle geri dönmüştü. Jandarma komutanıyla tartıştı. 1 hafta süreyle kulübe müracaat edenlerin zararını ziyanını tazmin edeceğini söyleyerek bizi kurtardı. Eğer Metin Oktay gelmeseydi yanmıştık daha doğrusu donmuştuk.
Sonrasında taraftarın yalnız bırakıldığı hatta polise teslim edildiği çok maça şahit olacaktık.Kolayına Metin Oktay olunmuyor

Fenerbahçe'yi Nasıl Yeneriz?


Stad yapıldıktan beri berabere bile kalamadık. Hatta öne bile geçemedik. Her şeyin bir sonu ya da her şeyin bir ilki vardır mutlaka. İşte anamaç, işte fırsat. Belki tarih bu maçla değişecek. Dediklerimi yapsınlar kesin yenerler.

1-Maça Fener maçı kadrosu çıkacak. Fenere karşı aşırı motivasyonla oynayan oyunculara ağırlık verilecek. Ayhan, Hasan, Ümit Karan,Sabri, Hakan Şükür...... gibi.

2- Sahaya çıkan futbolcular Fenerbahçeli'lerle selamlaşmayacak, konuşmayacak. Başlangıçtan bitime kadar sanki düşmanı gibi davranacak.

3-Haldun Üstünel ya da başka bir yönetici maçı taraftarla beraber izleyecek.

4- Alex kontrol edilmeyecek, onun pas vereceği adamlar kontrol edilecek.

5- Korner kazanıldığında direk orta yapılmayacak, uzun ve her topa kafa vurabilecek adamları var bize vurdurmazlar. Paslaşarak ya da değişik kombinasyon kornerleri kullanılacak.

6- İlk bölümde kontrollü oynayıp saldırılmayacak. Ne pahasına olursa olsun gol yenmeyecek. Gol geciktikçe seyirci baskısı azalacak, strese girecekler ve mutlaka hata yapacaklar.

7- Kaleci topu gelişigüzel oyuna sokmayacak. Topun bizde kalmasını sağlayacak.

8-Hücumu genelde Roberto Carlos tarafından yapılacak. Bunaltıp hataya zorlanacak. Onun hata yapmasıyla Gökhan'ın hata yapması aynı değil. Madara olur hata yaparsa ve inşallah olacak.

9-Korner ya da serbest vuruş kazanmaları önlenecek. Gerekirse müdahele bile edilmeyecek.

10-Kurayı Hakan Şükür kazanırsa kesinlikle ikinci yarı Galatasaray taraftarının olduğu kaleye hücum edilecek.

11- Taraftar maçtan önce bağırmayacak. Maçta gösterecek büyüklüğünü.

12-Parçalı forma giyilecek
13- Taraftarın tek tip stada gelmesi sağlanacak. En azından ne yapıp etsinler kırmızı bir alamet giysinler.

14-Bu maçın rövanşı olduğu asla unutulmayacak, iş sarpa sarsa bile en az kayıpla Ali Sami Yen'e dönülecek.
Kupa beyi, kupa tarihinde ne destanlar yazdı. En önemli kozu kupadaki karizmasıdır. Bu karizma Fenerbahçe'nin elenmesine yeter de artar bile. Haydi Aslanlar Ulubatlı Sounes'in aziz hatırasına

30 Oca 2008

1990 Dünya Kupası'nda Goycochea'nun hikayesi


1986 Dünya kupasını kazanan Arjantin Maradona'sı ile İtalya 1990 da. İtalya 90 tarihe en kötü Dünya Kupası olarak geçecekti. Çok az gol atıldı. Maradona bile gol atamadı. Arjantin için turnuva çok şanssız başladı. Büyük kalecileri Pumpido sakatlandı. kaleye Goycochea geçti. Kaç maçta Ajantin'i ipten aldı. En olmadık topları çıkardı. İki maçı penaltılarla aldı Arjantin. Kalecileri kurtarmıştı. Yarı finalde Napolide ev sahibi İtalya maçında İtalyanlar Maradona yüzünden Arjantin'i tutmuşlardı.Finale geldiklerinde sakatlar ve cezalılarla neredeyse yarım takım çıktılar Almanya karşısına. Maçın sonlarına doğru kolpa bir penaltı oldu. Klinsman kendini yere attı. Hatta yerde sekti. Penaltı değildi. Penaltı atışından önce Maradona kalecisiye konuştu. Ne konuştuğu sonradan açıklandı. 'Goycochea bunu da kurtar Buenos Aires'e heykelini diktireceğim.'' Kurtaramadı. Ballı Almanya balıyla bir kupa daha alıyordu. Maradona ağlayarak ikincilik kupasını aldı. O Dünya Kupasında Almanlar hariç bütün dünya Arjantinliydi.

Bu Takımı Tanıyan Varmı?

Ne umutlarla gelmişlerdi. Havaalanında karşılayanlar boyunlarına atkıyı dolamışlardı. Çok büyük bir camiayı tercih etmişlerdi. Takımı şampiyon yapacakları yetmezdi, Avrupa'da atlayacakları turları hesaplıyorlardı. Kimbilir hangi hırsız pazarlamıştı. Kim bilir belkide hala aramızda gülüyorlardır nasıl para kazandık diye. Bunların yüzünden kim bilir ne genç futbolcular harcanmıştı. Geldiler ve hemen gittiler. Gidenlerden bir daha asla haber alınamadı. Hiç biri futbolcu değildi. Sebep olanlara çaldıkları paralar, bildikleri futbol haram olsundu.
İlk 11 böyle oluştu değişik zamanlarda Galatasarayda. İsimlerin yanındaki rakamlar oynadıkları maç sayısıydı. 4- 4- 2 düzeninde oynadılar.
Esser 1( 40 metreden Vanspordan yedi ilk ve son maçıydı)
Sarr 3- Almaguer 2- Hatuniç( oduniç dendi) 4- Carrusca (herkes saysın kaç maç oynamış)
Lutu 1.5(sonradan girdiği 3 maç) Spehar 1-Horvath 3_Oerfe (Mustafa Denizli beni kandırdılar benim seyrettiğim adam bu değil demişti) 8
Pinto 4( sadece bir maç ilk 11 çıktı)- Cristian 3

Lukunkuda bonus olsun.

Futbolcu Lakabıyla Anılır






Kör Tuğrul ile Kel Sanlı




Ali Sami Yendeki Bursa maçında taraftarlar kaleci Orkun'a '' Deli Orkun buraya'' diye tezahürat yaptı. Israrla bağırdılar fakat Orkun Lakabını beğenmedi duymamazlıktan geldi. Daha sonra Orkun buraya diye bağrılıncada 120 metre koşarak trübünlere gitti ve kıl payı kendisine lakap takılmasını önledi. Oysa keşke bıraksaydı da Deli Orkun olarak unutulmazlara adını yazdırsaydı.
Yiğit lakabıyla anılır derler. Bizde bir araştırdık Lakabı olan futbolculardan aklımıza gelenleri toparladık. Bu lakapları genelde oyuncuların karakterine uygun şekilde taraftarlar taktı. Futbolcular hoşgörüyle baktı olumsuz lakaplara ve unutulmazlar olarak kaldılar. Oysa lakap takılmayan ne futbolcular geldi geçti de ismini hatırlayan yok. Galatasaraylıları şöyle sayabiliriz.
Aslan Nihat, Leblebi Memet, Baba Gündüz, Taçsız Kral Metin, Berlin Panteri Turgay, Arap Samim, Artist Suat (Mamat), Sementha Fatih, Çilli Memet, (Büyük) Paytak Memet, Torik Necmi, Kova Osman, Sarı Muzaffer, Katil Reha, Ayı Gökmen, Papaz Erhan, İgor Haydar, Gevur Prekazi, Cika popescu, Comandante Hagi, Süper Mario Jardel, Hugo Suat, Kedi Bülent, Çaycı Ahmet, Titrek İsmail, Ayıboğan Servet,Piç Arif, Büyük Kaptan Cesur Yürek Bülent, Boğazın Boğası Kral Hakan Şükür, Kral Tanju, Kemik Ergün, Kova Haydar, Köylü Yusuf, Çoban Ali, Çocuk Emre, Kız Tayfun, Uwe Uğur,Papen Mustafa, Eşşek Saffet, Reis Vedat, Dürüllülü Mustafa, Bücür Okan. Kamerun Aslanı Song.
Fenerlilerden tarihe geçenler;Manda Özcan,Taka Naci, mikro Mustafa, Kepçe Abdullah, Şeytan Rıdvan, Çingene Engin. Arap İsmail, Kova Yaşar, Paşa Hüseyin, Deli Bahtiyar. Sinyör Bartu, Genç Semih.
Beşiktaşlılar; Baba Recep, Baba Hakkı, Çengel Hüseyin, Kör Tuğrul, Kel Sanlı, Ayı Sinan,Şifo Mehmet, Deli İbrahim, Takoz Recep.
Trabzonlu Dobi Hasan, Eskişehirli Koko Burhan, Çengel Fethi,
Göztepeli Fuji Mehmet, Kel Nihat
Vefalı Tenekeci Garbis ve Ankaragüçlü Kasap Erman Toroğluyu unutamayız.

29 Oca 2008

En Pahalı Stad '' Ali Sami Yen ''

Dost acı söyler. Pek işimize gelmiyor bu konuyu yazmak ama ne yazıkki sıkıntılarımız var stadla ilgili. Hani nasılsa yıkılacak yerinde yeller esecek diye boşvermişlik var diyeceğiz de, enayi yerine konmak zoruma gidiyor. Çocukluğumuzunda geçtiği mabeti kötüleyecek değiliz. Ne maçlar oynandı dünya cehennemi burda tanıdı. Nice Galatasaraylı tribünlerinde pınarbaşı çekmek için can attı.

Tamam stadımız en kötü stad sıralamasında başlarda. Çimler daha ligin ortasında harap ve bitap düşmüş. Sez düzeni bozuk, kolonların çoğundan ses gelmiyor. Giriş çıkışlar 30 sene önceki düzeni aynen muhafaza ediyor. Stat oturma yerleri öyle piski Hıncal Abi uzaktan ahkam kesiyor ya kimse oturmuyor diye. Oturulmaz abi o pis şeye. Çokmu zor 10 kişiye koltukları sildirmek. Yerler numaralı hesapta, sıkıysa yerine otur. Herkesin kombinesi var yani yeri var kapalıda, peki betonun üstündekiler kim.(beeeeen). Sahanın her yerini gören sayısı 2000 i geçmez. Mutlaka bir kelle görürsün yada çıkış tüneli demir örgü. Kale arkasında itfaiye ambulans hatta bu sene peydah oldu ne hikmetse bir kale daha var. Maça giden dikkat etsin bana söylesin tabelanın olduğu kale arkası tribünün önünde kale var. Stadın en alt koltuklarında oturan pardon dikilenler asla sahayı göremez. Reklam tabelası göz hizasından daha büyüktür. Tuvalete zabıta girse ceza yazar. Büyük tuvaletin geldiyse yada ishal falan olursan ki statta yediğin bir şeyden olabilirsin yandığının resmidir. Kapalıdasın diye kasılma yağmur yağarsa en az yarısı ıslanır kapalının.

Aldığımız ürün aynı. Futbol maçı seyrediyoruz. Langayı değil Galatasarayı seyrediyoruz. Ama sunuş, servis budur. Üstüne para alması lazım taraftarın. Şu andaki en modern statla kıyaslandığında aşağı yukarı aynı profildeki taraftarlardan Galatasaraylı olanlar kapalıdakiler senede 1500 lira verireken diğer stattaki 500 lira veriyor. Ali Sami Yen en pahalı stat arkadaş kim ne derse desin

Necati Ateş'i Neden Sevmedik?

Necati Ateş'i Adanaspor'da iken tanımıyordum. Galatasaray ile ilk maça çıktığında gördüm onu. Tip tavernadaki şantör sanatıçısı tipiydi. Ayağına top gelmeden nefret ettim. Onun yüzünden çok Galatasaraylı ile kavga ettim. Görelim bakalımdı, tipi bozuktu ama belki futbolu iyiydi. İlk gol attığında dikkatimi çekmemişti. Sonradan takip edince farkına vardım ki Necati gol attığında elini ağzına götürüyor her halde yüzüğünü öpüyordu. Herhalde eşine hediye ediyordu golü ve eğer maçtaysa şeref tribünü tarafına koşuyor tribüne göz atıyordu. Karısıyla işaretleşiyordu galiba. O zaman nefretim üstüne katladı. Sen kimsin lan Galatasarayın golünü karına hediye ediyorsun. Sen ancak karına Galatasaray'dan kazandığın paralarla cip al onu hediye et. Hakan Şükür' ü biz boşunamı sevdik. O her gol attığında kale arkası tribününe doğru koşar golü paylaşır. Hadi bunuda geçtik adam kendisini Ronaldo sanıyor, her takım beni alır diyor, aklı sıra racon kesiyor. Hasan Şaş' la dalaşıyor. Bir kere daha sen kimsin ulan taraftarın en sevdiği futbolcularla dalaşacaksın. Pas vereceğin yerde şut çekersin şut çekeceğin yerde pas verirsin. Uzaktan bir iki şans golüyle tarihe geçeceksin değilmi. Senin oynadığın topu oynayabilecek hatta üstüne para verecek oyuncular tanıyorum lan ben. Fatih Terim'in kazık atıp nemalandığı topçulardan birisin işte. Futboldan anlayan ilk hocanın ilk seni kovacağınından nasıl emindim. Senle başlayan ve yüzde yüz isabetle kovduğu Cihan, Orhan Ergün'le devam eden operasyonla hocaya güven oyu verdim.
Şimdi git bulabilirsen oynayabileceğin bir takım bul, atabilirsen gol at. Sevgili eşin hediye bekliyor yüzüğünü öp. Bizi unut, biz seni çoktan unuttuk

28 Oca 2008

Ruhsuz Duygusuz Futbolcular




Öyle futbolcular varki sahalarımızda aldığı alacağı para dışında dünya umurlarında değil. 3-0 galipsede aynı oyunu oynuyor mağlupsada. Taraftar yırtınıyor yok arkadaş o futbolcuya bir katkı yapamazsın. Takım haksızlığa uğramış sanki yada birine çok sert girmişler, olsun bu arkadaş karışmıyor olaya. Olay yerinden uzaklaşıp seyretmece. Neme lazım atılır matılır maç başı para falan güme gitmesin. Onun gözünde taraftar çapulcu. Bu futbolcular kendilerini riske sokmazlar. Toptan kaçarlar, sert girmezler kafaya çıkmazlar. Gol atarlar fazla sevinmezler, başkası atınca coşmazlar,yumak olmazlar.Bunları medya sever çünkü böyle futbolcular karakteri gereği köstebek olurlar. Sahada delikanlı olmayan içerde olurmu hesabı. İçerden her türlü haberi sızdırırlar. Medya da bunlar iğrenç oynadıkları halde iyi oynadı der bizleri dumura uğratırlar. Ulan deriz acaba biz başka maçmı seyrettik.
Taraftar için kazın ayağı böyle değil elbette. Biz böyle futbolculardan nefret ederiz. Biz ne için bağırıyoruz. Ne yapabiriz ki sahadaki futbola. Ancak gaza getiririz, forse ettiririz maçı. Eğer sahada katkıda bulunamayacağımız cinsten kansız, ruhsuz, buzdolabı futbolcular varsa onlarında defterini düreriz. Trübüne çağırmayız gol atarlarsa fazla sevinmeyiz kovdururuz kovulduklarında da arkalarından zil çalarız. Cihan gibi Orhan Ak gibi, Ergün Pembe gibi Necati Ateş gibi. Nedendir takıma katkıları yüzünden değilde daha çok mertliklerinden sevdiğimiz futbolculara gösterdiğimiz sempati. Hasan Şaşa, Ümit Karana, Hakan Şüküre Songa.

27 Oca 2008

Ankaragücü- Galatasaray Maçı 0-4

Maç kadrosu açıklandı. Galatasaray yabancısız sahaya çıktı. Sağlamlardan Sabri bile en ihtiyaç duyulan maçta kadro dışı. Kadroya bakıldığında taraftar ürküyor korkuyor. Rakip deplasmanda farklı galip gelmiş. Umut kaf dağının ardında. 1-0 olsun bizim olsuna el sıkışırız. İlk devreyi 3-0 önde kapadı. Limon sıktı 2 saat önceki Fener maçına. Halbuki ne güzel olacaktı bu eksik takım yenilse hadi yenilmedi berabere kalsada Fener lider olsa. Yazdıkları yazacakları yazı bir taraflarına kaçtı. Kadro çok kötüydü imkansızlıktan. Aynı kadro toptan misal Gaziantepspor olsa kümeye oynardı. Nasıl iştir bu diye, Galatasaraylı iki kişi telefonla aradı yorum istedi. Nedir bu dedi, bu takım nasıl galip oynar dedi,inanamadı. Ben dedim ki bu takım makım değil Galatasaraydır. Takım tutmak isteyenlere takım çok. Sen git Bağdat Caddesinde gez. Git stadı en büyük, en zengin takımı tut. Beğenmezsen vapura bin , oradan Taksime çık, aşağı süzül. Sarayı geç balıkçılara takıl orda da bir takım var onu tut. Haa arkadaş ben futbolu seviyorum, ama maçtan maça değil, yaşam biçimim olsun, babamdan miras kalsın çocuğuma miras bırakayım diyorsan; İstanbulda Florya diye bir semt var oraya takılacaksın, turuncudan iz taşıyan tok bir sarıyla, vişneye çalan koyu kırmızı bir sevdaya tutulacaksın. Ve kaderine razı olacaksın. Bazen yenilecek hep beraber üzüleceksin, bazen bu gün ki gibi kırık dökük takımla eksi 10 derecede yün kulaklık takmadan, kutuplardan krampon getirmeden takımın yenecek , en önde olduğuna sevineceksin. Bazen hiç belli olmaz bir gün Atatürk Havaalanı dış hatlar terminaline ,bir takımın kaptanı, elinde bir kupayla inecek ve sen ağlayacaksın.
İşte artık sen de bizdensin hoşgeldin, Galatasaraylısın.

Gelmiş Geçmiş En Kötü Galatasaray 11 i






Hepimizin vardır sevmediği futbolcular. Benim ise tutultuğum futbolcular vardır. Nefret ederim atsın diye hakeme yalvarırım. Her transfer döneminde kovulmasını beklerim. Gol atarlarsa sevinmem. Uzun yılları kapsayan taraftarlık yaşantımda tesbit ettiğim en kötü Galatasaray kadrosu şöyledir. Yanlız bu kadroya bankolaro koydum. Bir kaç maç oynayıp kovulanları hesaba katsak işin içinden çıkamayız. Daha beterlere haksızlık ederiz.
Kaleci Haydar, 14 sene üst üste şampiyon olamadığımızın baş sorumlusudur.
Titrek İsmail Demiriz- Feti- Orhan Ak- Çaycı Ahmet savunması ideal savunmadır. Her ayaklarına top geldiğinde küfür yerlerdi. İsmail ikili mücadelede titrer ne yapacağını bilemez çoğunda taca atardı. Adam geçemeyen, orta yapamayan kazma bir sağbekti. Feti Bursaspor'dan Sami Yen'e helikopterle geldi el arabasıyla kovuldu. Orhan Ak daha dün herkes hatırlıyor. Çaycı Ahmet kapalının önünde sol bekteydi. Top ayağına değmeden küfür ederlerdi.
Ergün Pembe en kötü banko oyun kurucudur. Yıllarca Galatasarayda oynadı tek hatırladığı Arsenal maçındaki penaltı ve Milan maçında Hakana kestiği top. Ön liberoda oynatırım ben olsam Cihanı. İnanın çok kötü oynar. Torpilli bir Ayhan Akbin vardı biraz eskiler hatırlar. Şimdi Galatasaraydan uzak olduğu için aleyhine yazılar yazmakla uğraşıyor. Gene ancak eskiler hatırlar. Bülent Korkmaza Küçük Bülent dendiği zamanlarda büyük olanı Bülent Alkılıç'tı. 160 maça çıkmış 13 gol atabilmişti. Sağ tarafta oynayan hiç adam markajına maruz kalmayan hücümcumuzdu. Yalnız çok büyük bir Galatasaraylıydı, taraftar severdi. Uzun yıllar oynadı ne şampiyonluklar kaçtı bunların yüzünden. Forvette sıkıntım yok Necati Ateş banko. Yanına ikinci gol atamayan golcü, Eşşek Saffet Sancaklı olur. Forvette bir futbolcum daha var, Öner Kılıç; Onu tek geçtiğim için kadrolar üstü görüyorum. O yüzden ilk 11 dışı koydum. Galatasaray tarihinin tartışmasız en kötü en nefret edilen futbolcusuydu. 12 sene banko forvet oynamış toplam 20 gol atmış dünyanın en kötü golcü ortalaması rekorunu kırmıştı.Hiç unutmam bir Boluspor maçı vardı ilk golü atmış, 2. golüde attığında gol sesi çıkmamış, trübünlerin yarısı boşalmıştı.
Seninde vardır mutlaka gıcık olduğun bir futbolcu. Koy onu ilk 11e sürünsün mendebur.

Atın Şu Kulüp Doktorunu (İlker Yücesir)




Sevgili Burhan Uslu




Şu anda 11 A takım, 1 paf takım futbolcusu, 3 basketçi sakat. Hatırlayan varmı futbolcuların neden , hangi maçta sakatlandıklarını. Doktoru tanıyan varmı. Eğer Fenerli değilse kesin doktorluk diploması sahtedir. Galatasarayın efsane olduğu zamanlardaki doktor Burhan Uslu'yu minnetle anıyoruz. Final maçında Danimarka'da Bülent'i kırık kolla, Capone'yi topal bacakla oynattı. Ümit Davalayı hatırlarsınız dizinde krampon izi vardı. 2 sene oynayamaz dediler 6 ay sonra maça çıkardı. Hiç duymuyoruz iğneyle oynayan futbolcu lafını. Ayhan, Lincoln ikinci yarıya bomba gibi dönüyor deniyor 5 hafta daha yok. Adamlar yürürken antrenmanda sakatlanıyor. Basket takımı şampiyonluğu verecek sakatlık yüzünden. Neler oluyor, ayağı kırılan yok beyni yarılan yok. Okan 1 sezondur yok ne oldu bacağından vuruldu da haberimiz mi olmadı. Hasan Şaş yere düştü kalkamadı. Ben 47 yaşında bel fıtığı ameliyatı oldum 3 ay sonra halı sahada oynadım. Ayhan oldu bastonla geziyor. Çıkıkçı Hüsrev Hoca belini çekse çoktan oynardı. Kamerun milli takımının büyücüleri var bizde mi alsak acaba bu kimin torpillisi olduğunu bilemediğimiz baytarımızın yerine. Biri yere düşüyor Acıbadem Hastanesi reklamını yapıyorlar sedye giriyor adam yerden kalkıyor maç bitiyor. Ertesi gün MR çekiliyor 3 hafta yok.
Acıbadem Hastanesi patronundan hastabakıcısına kadar Fenerli. Bize de uzak üstelik. Neden tedaviler kontröller orada yapılıyor. Linderoth'un muayenesi orada yapıldı. Taş gibi dediler. 3 ay sonra kemiği eridi. Ey büyük Galatasaraylı taraftarlar aha buraya yazıyorum. Bu doktoru kovmazlarsa yakında sahaya çıkaracak takım bulamayacaklar. Zaten bulamıyorlar ya.

1990 Doğumlu Büyük Başkan AZİZ YILDIRIM

1952 doğmuş, 1990 da Fenerbahçeye idareci olmuş, ve hayat taksimetresi başlamış. 97 den beri de başkan. Kime sorsan ne demekse Nato müteahhiti diyor zenginliğinin kaynağı konusunda. Dayısı varmış Türkiyenin en zenginlerindenmiş arkasındaymış. Fenerbahçe Başkanı olarak tarihe geçmiş. Peki bilen varmı 1990 dan önce bu adam nerdeymiş. Kaç kere Fenerbahçe maçına gelmiş. 38 yaşına kadar ne yapmış.
Anadolunun sonradan il yapılan Bolunun İlçesi Düzcede geçmiş hayatı. Ortaokulu Liseyi çocukluğunu delikanlılığını Düzcede geçirmiş. Top oynamış lise takımında her iyi oynayan liseli gibi. Gariban mahalle arkadaşları varmış Türkiyenin sayılı zenginlerinden olan Aziz Abinin. Liseden sonra İnşaat mühendisi yapmışlar. Nato işlerini alacaktı ya o yüzden. Binlerce İnşaat mühendisi bir yolunu bulup Natoda amelelik için sıra beklerken, Aziz Başkan bir yolunu bulup askerlikten yırtmış. Düzce şehir kulubünde çocukluk arkadaşlarlarıyla okey oynayarak sırasını beklemiş. 90 lı yılların başında da piyango çıkmış, yürü ya kulum piyangosu.
Sonrasını herkes biliyorda ben başka şeyler merak etmekteyim. Acaba Düzceye en son ne zaman gitti, deprem sonrası başlarına felaket gelen o sefil lise takımı arkadaşlarından hangisiyle görüştü