28 Oca 2008

Ruhsuz Duygusuz Futbolcular




Öyle futbolcular varki sahalarımızda aldığı alacağı para dışında dünya umurlarında değil. 3-0 galipsede aynı oyunu oynuyor mağlupsada. Taraftar yırtınıyor yok arkadaş o futbolcuya bir katkı yapamazsın. Takım haksızlığa uğramış sanki yada birine çok sert girmişler, olsun bu arkadaş karışmıyor olaya. Olay yerinden uzaklaşıp seyretmece. Neme lazım atılır matılır maç başı para falan güme gitmesin. Onun gözünde taraftar çapulcu. Bu futbolcular kendilerini riske sokmazlar. Toptan kaçarlar, sert girmezler kafaya çıkmazlar. Gol atarlar fazla sevinmezler, başkası atınca coşmazlar,yumak olmazlar.Bunları medya sever çünkü böyle futbolcular karakteri gereği köstebek olurlar. Sahada delikanlı olmayan içerde olurmu hesabı. İçerden her türlü haberi sızdırırlar. Medya da bunlar iğrenç oynadıkları halde iyi oynadı der bizleri dumura uğratırlar. Ulan deriz acaba biz başka maçmı seyrettik.
Taraftar için kazın ayağı böyle değil elbette. Biz böyle futbolculardan nefret ederiz. Biz ne için bağırıyoruz. Ne yapabiriz ki sahadaki futbola. Ancak gaza getiririz, forse ettiririz maçı. Eğer sahada katkıda bulunamayacağımız cinsten kansız, ruhsuz, buzdolabı futbolcular varsa onlarında defterini düreriz. Trübüne çağırmayız gol atarlarsa fazla sevinmeyiz kovdururuz kovulduklarında da arkalarından zil çalarız. Cihan gibi Orhan Ak gibi, Ergün Pembe gibi Necati Ateş gibi. Nedendir takıma katkıları yüzünden değilde daha çok mertliklerinden sevdiğimiz futbolculara gösterdiğimiz sempati. Hasan Şaşa, Ümit Karana, Hakan Şüküre Songa.

Hiç yorum yok: